Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 971

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.392.719 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9701
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güzellik bakan gözdeymiş
.Niyetmiş herşeyi güzelleştiren,
Sponsorlu Bağlantılar
olmazları olduran.
Sevgi,açılmayacak sanılan,
üzerinekilit vurulan
tüm kapıların anahtarıymış.
Tam da ümitsizliğe
düşmeye ramak kala
doğuruverirmiş güneşi üzerimize
Yaradan,parlak ve sıcak...
Tatlı dille,güler yüzle s
öylenen sözlere doyulmazmış...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9702
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul Kadar Zor, Ankara Kadar Güzeldin

Sponsorlu Bağlantılar
Hayatım iki vasıtalı yollarda geçti.
Bir durakta ayrılık vardı,
Diğerindeyse hüzün.
Ve sen İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzeldin.

İlk durakta bindiğim ayrılık otobüsüyle doldu yüreğim.
Sonra hüzün otobüsüne bindiğimde
Acılar, gecelerde bir ay gibi doğuyor,
Güneş gibi batıyordu yıllar birden.
Sürüden ayrılmış bir kuzu gibi
Geziyorum yolumu bulamadığım dağlarda şimdi.
Mecnunun bile hayret ettiği aşkıma
Bir sen inanmadın nedense!
Sen bana Ankara gibi yakın
İstanbul kadar uzaksın

Ey taş kalpli sevgili
Ben seni Ankara’nın soğuk ayazında,
Yılların eksiltemediği
Aksine her geçen saniyede,
Çoğalan bir sevgiyle sevdim.
Biraz dediğin acılardan
Bütün benliğime hak çıkardın.
İsmini isimsiz,
Ancak iki gece yaşadığım günlere yazdım.

Şimdi nur çiçeklerim soldu yüreğimde.
İdamlık sorulara cevap veriyorum.
Ve hiç bitmeyen bir sevgiyle,
Her gün kendimden bir şeyler eksiltiyorum.

Dedim ya
Sen İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzelsin
Belki hatırlamazsın şimdi
Hani birer bardak çay içtiğimizi
Oturup sohbet ettiğimizi,
Her ayrılışta bir şeylerimin sende kalışını
Anla da insafa gel desem çok geç
Ben şimdi hüzün otobüsünde günlerimi saymaktayım.
Ve son durağa doğru yoldayım.

Eğer insafa gelirsen bir gün
Ben yine seni
İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzel hatırlarım

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9703
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sana İlk Gelişim




Ne senin nede benim,
Bilmediğimiz bir zaman,
Sokak lambasıyla aydınlanan,
Tahta bir kapının önündeydim.

Sokağın karanlıktı, evlerde
Bir tek senin kapın Aydınlıktı.
Bir de beni beklediğin odan Aydınlıktı.
Sana gelişimin sıcaklığındaydı ellerim.

Islaktı kaldırımlar ve gözlerim,
İnce bir yel esiyordu sıcaktı ısınıyordum,
Kalbim çıkacaktı yerinden heyecanlıydım.
Kurtuluşumdu sana gelişim.

Gelişimi, kapında bekleyişimi hissettin,
Yavaşça açtın tahta kapını
Bir anda aydınlattı yüzünü sokak lambası,
Bir anda durdu ince yel.
Zaman durdu dünya durdu.
İşte memleket gözlüm sana ilk gelişim
Böyle oldu.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9704
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Kader Demenin Ne Faydası Var

Aynadaymış mısraların bir çoğu
Gurur denen çizgi ayırdı yolu
Acıyı, kederi geceler yoğurdu
Zamansız güller dalında kurudu

Sitem etmek yersiz şimdi kadere
Bizi eller değil, gurur ayırdı bilene
Ah ettikçe suçlu ben oldum sende
Kurumuş anılar kaldı, bu şehirde

Zaman sonsuz değil, geçer yıllar
Bağladı saçıma gümüşten aklar
Meyve vermez oldu baharda dallar
Buna kader demenin ne faydası var
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9705
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Yokluğunu Öptüm...

Kelimelerim kan revan içinde.
Yüreğim yorgun, gözlerim solgun.
Notaları öksüz bir şarkı gibi
Ağlıyorum bulutların koynunda..
Ve kimseler görmesin diye,
Gözyaşlarımı kaldırımlara siliyorum..
Mürekkebimle yıkamıyorum
Hasretinin karanlık duvarlarını...

Gözlerimi kapattım geceye.
Şiirlerimi hecelerinden vurup
Toprağın beyaz sayfalarına uzanıyorum.

Bulanık sularda yıkıyorum
Kan çanağı olmuş gözlerimi.
Hasretin düşerken avuçlarıma,
Mor tonları giydiriyorum
Acıyı emen dudaklarıma.
Sessizliğe bürünmüşken sevda,
Baharlarda filizlenen taze dallardan
Darağaçları sunuyorum yüreğime.
Yokluğunu öperken dudaklarından
Pusular kuruyorum aldığım her nefese..


Oysa umuda gülümseyen bu adam
Boyun eğer miydi kanlı pusulara ?
Diz çöker miydim karakışlara ?
Ama yokluğunda
Vuslatları öper gibi,
Karanlıkları öpüyorum
Adını ezberlettiğim dudaklarımla......




Ben seni unutmak için sevmedim.
Şimdi sessizce yaşamalıyım seni.
Son kelimelerini suskunluğuna ilmekleyip
" gitmeliyim, mecburum" diyorsun.
Ne diyebilirim ki haklısın. Yokluğunda da severim seni.
Sana söz sevdiğim; seni sensizlikte bile seveceğim..
Bir dakika önce yürüdüğüm yollarda senin ayak izinde karşılaşma ihtimalinde sevdim seni.
Unutmadan sana bir teşekkür borçluyum;
bana " aşkı ve sevdayı " öğretip yamalı kalbime bir yudum sevgini verdiğin için.


Unutma ben sevgiyi hiçbir zaman haketmedim.
Ne kadar bu cümlemi sevmesen de evet hiçbir zaman bir yudum sevgiyi haketmedim.
Ellerim yine ayrılıkların cicekleri topluyor oysa o cicekler senin saclarında olmalıydı.
Neyse sevdiğim şimdi kapat üzerime yalnızlığını.
Kilit vur ağlayan sesime. Sessizliğinde nasıl yaşarım onu da bilmiyorum lakin bilmeni istediğim şu; sen gittin diye sevda elbisesini duvarıma asıyorum bir gün geldiğinde yeniden sana ve sevdana giyebilmek için.
İşte bu gece yalnızlığının koynuna girip yokluğunun avuçlarında gözlerimi sana kapatıyorum bir gün geri döndüğünde " işte geldim helalim, sadece sana geldim " deyip yüreğimi yüreğinle öperek uyandırman için..


Yokluğuna akacak zaman.
Takvimler yokluğunu anlatacak, aynalar sessiz isyanlarımı.. Şehrimin gölgelerine güneş doğacak, karakış bile bahara gülümseyecek..
Oysa ben sensizlikte yavaş yavaş eriyeceğim.
Tıpkı güneşin avuçlarında eriyen bir kar tanesi gibi.
Usulca ve derinden.. Sakın üzülme sözlerim sitem taşıyor diye. . Üşüyen dudaklarımı sarmayacak, gözlerinle gecelerimi aydınlatmayacaksın.
Şimdi gidiyorum.
Lakin bir gün titrek sesimi ve utangaç yüreğimi görmek istersen bu şehrin yalnızlık sokaklarında gezinen eskicilere sor.
Küflü bedenimle , yamalı kalbimle seni bekliyor olacağım. Herşeye inat yanımda tek dayanağım , kızımız Elifle seni yaşıyor olacağım..



Haydi tüm ışıkları söndürüp ayrılığını giydir üzerime.
Şimdi son kez seni yazdım satırlara.
Dışarıda kararmış hava, ben yalnızlığa yürürken sen imkansızlığın içinde seni arayacağım....
Seni bana hatırlatan bu şehri, senin bir dakika önce geçme ihtimalindeki yollarda senin ayak izlerini arayacağım.
Saatler geceyi yarıladığında eski anılarımı hatırlayıp gözyaşları içinde sesinin sıcaklığında " aşkın " imkansızlığına ağlayacağım.


Herşeye inat seni sensizlikte bile seviyorum canım...
Şimdi dudaklarima kilit vurup son cümlemi sana hediye ediyorum kendi doğum günümde tek armağanı olarak..


" Ben sana mecburum ; sen imkansızlığa "

İsmail Sarıgene
...

Son düzenleyen CaNaRY; 14 Eylül 2006 06:47 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9706
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Sevgi Yağmurlarıyla,Sırılsıklam Olalım.

Sevgi yağmurlarıyla sırılsıklam olalım.
Gökkuşağı renginde,sevdalarla coşalım,
Yıldız gibi parlayan,bir hayale koşalım,
Huzur ve Mutluluğu birlikte paylaşalım

İki Kalp arasında güllerle köprü kurdum,
Sevdanın ateşiyle,kuşlara seni sordum,
Hayalimde yaşayan,sevgiyi şimdi buldum,
Kadere ezilmedim,dimdik ayakta durdum,

Yıllar hazan olsada,benim baharım sensin,
Dile gelen Bülbülüm,sevgimi nağmelesin,
Açan tomurcuk güller,aşkımızı söyleyin,
Haykıralım Dünyaya,bütün alem dinlesin.

Selahattin Sahip
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9707
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İçimdeki Seni


seni bulmak bir hataydı, senin olmak bin hata.
bir tokat attın hayatıma ummadığım anda.
sanırdım ki böyle aşklar yanlız olur masallarda.
ben seni değil,içimde yaşattığım seni sevdim.

zehirli bir yılan gibi aktın damarlarıma,
bazen bir yangın oldum bazen bir buz kütlesi,
tanrım bana teselli ne dilersem verdi.
ben seni değil,içimde yaşattığım seni sevdim.

hayatı bomboş gördüm,ölümse bir kaçış gibi
bir gül dalıydın elimde dikenlerin tenime değdi.
saksıda bir çicek gibi sevgimle suladım aşkı.
ben seni değil,içimde yaşattığım seni sevdim.

mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9708
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Madem Sonunda Ayrılık Vardı

Madem sonunda ayrılık vardı
Söyle gülüm sevda neden yaşandı
Madem ayrılık sonumuz gözyaşı mahsulümüz olacaktı
Söyle gülüm sevda neden yaşandı.

Madem gitmek için gelmiştin bana
Söyle gülüm sevda neden yaşandı
Madem ardında bir dalı kırık bırakmaktı niyetin
Söyle gülüm sevda neden yaşandı.

Madem kanlı hançerini kalbime batıracaktın acımadan
Söyle gülüm sevda neden yaşandı
Madem sevgiye inanmıyordun
Söyle gülüm sevda neden yaşandı.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
14 Eylül 2006       Mesaj #9709
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
Tesbih

Sen giderken gözlerim dopdoluydu
Ve yağan yağmurla caddeler ıslak
Yokluğundan bir rüzgar esti hazin
Teselliler döküldü yaprak yaprak

Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar
Bir karanlık geldi gittiğin yerden
Ümitlerim vardı tesbih misali
Sen giderken dağılıverdiler birden.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Eylül 2006       Mesaj #9710
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kaçış

Hissiyatin temelinde yatan, aşk-ı cevher.
Uzaklardan gönlüme düşen elem ve keder.
Masumane bir görüntü, sevsemde eziyet eder.
Bu ne zor kaçis! manayi maddeden ayirt mi eder?

Uzaklarin salgini sararsa, tükenmeye yüz tutmus bedenimi.
Gizlemeye çalisirim, kilit üstüne kilit vurdugum matemimi.
Acilari kinle bastiririm, hemde sönmeye baslayan nefretimi.
Siteme gerek yok, elimle hazirlamaliyim son kaçisa kendimi.

Istemiyorum dönmek, asklarin içinde sevgiyi aradigim günlere.
ek hedefim yasamak ve bilmek, ögrenmek giden yolu gerçeklere.

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya