Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 982

Sebebisin



sensiz güneş de doğmadı
gecelerim de yıldızsız, aysız
karanlıktayım.
gittiğin günden beri böyleyim
hiç aydınlık gelmedi yokluğundan
karanlıklar içinde geçiyor zaman
farkında değilim
ne dünün ne bugünün ne de yarının
benim için;
anlar var
karanlık,
sensizlik var
acı ,
mezar var
dipsiz,
yaşamak var
nedensiz,
ölüm var
sebebisin.

Kırılıp dağlarda kalan sol arka makası yerine
şasinin altına, dingilin üzerine
budaklı bir gürgen kütüğü sarmış olmasına rağmen
ve kalb ağrılarıyla
ve on kilometrede bir
karanlığa yaslanıp durduğu halde
ve vantilâtöründe dört kanattan ikisi noksan iken
şahsının vekarlı kudretini resmen biliyordu :
«6 Ağustos emri»nde ondan ve arkadaşlarından
«... ihzar ve teşkil edilmiş bulunan
ve cem'an 300 ton kabiliyetinde kabul olunan
100 kadar serî otomobil...» diye bahsediliyordu.
İhzar ve teşkil olunanlar,
bu meyanda Ahmet'in kamyoneti,
insanların, âletlerin ve kağnıların yanından geçip
Afyon - Ahırdağları ve imtidadına doğru iniyorlardı.

Sebepsiz




Bazı sözler anlamsızdır
Söylesen de olur söylemesen de
Hep söylemediklerimi anlarsın
En çok kendince yorumlamana kızarım
Çünkü kızdığımı anlarsın
içimdeki sesi duymanı istemem
O zaman beni çözmüş olursun
Birlikteliğin tılsımını bozarsın
Hep gizemli bir şeyler ararım
Hayallerde yaşamak isterim
Bir büyücü olmalı hayatımda
Mükemmel görünen
Asla gerçek olmayacağını
Birden bunun bir düş olduğunu söyler
Uyandırırsın
Yanımda seni görünce anlarım
Düş değil gerçek dünyadayım
Çünkü seni düşümde büyücü yaptım
Ulaşılmaz mükemmellik
Vazgeçilmez tutkuydun
Hiç yoktun olsan da fark etmezdi
Mükemmel değildin hiç olmadın
Mükemmelliğin ulaşılmazlığındı
Ölümsüzlüğün sevgimde saklıydı
Gözlerin karanlıkta...
Hiçbir zaman nereye baktığını göremedim
Hiç benim kalbime bakamadın
Belki bir gün bir frekansta buluşuruz
Farklı istasyonlardan gelen sinyallerle
Yorgun ama çok uzaklardan gelmiş
Sevgiye aç iki sinyal
Sen ve ben
İmkansızlar ve uzaklar
Ama hiç ayrılamayanlar...

Sensiz Asla

Maziye dön şöyle bak ne çileler çekmişiz
Birbirimize hasret ikimiz de bitmişiz
Aynı yolda yürürken yanlış tohum ekmişiz
Sevgisiz yaşanmıyor bir kez yemin etmişiz

Yolumuz sarpa sarmış dağlar geçit vermiyor
Bak feleğin işine akıl mantık almıyor
Çıldırmak üzereyim hasretin çekilmiyor
Bizi anlayan anlar sevmeyenler bilmiyor

Bilmem bir gün mahşerde birleşir mi yolumuz
İkimiz de günahsız ikimiz de suçsusuz
Can bedenden çıkmadan inşallah kavuşuruz
Yalvarırım Rabbime benim inancım sonsuz

Bütün beddualarım bizi ayıranlara
Sevgimizi çok görüp aşkı kınayanlara
Bıkmam seni sevmekten gitsem darağacına
Son sözüm sensiz asla koymasınlar mezara

Şükran Çamoğlu

Sebepsiz Bir Nedendi Sebepsiz bir nedendi ayrılışımız,
Bir selamı bile birbirimizden esirgedik.
Masum bir bebek gibiydi paylaştıklarımız,
Belki şımarıklık belk ide hiç görmedik.

Şimdi bakıyorum dostluk çemberine girenlere,
Menfaati görünce dostum diyenlere,
Sözüm olmaz sevilip sevenlere,
Belki de biz hiç sevilmedik.

Bir trafik kazasına kurban olduğunda,
Kadeh şişelerine beni boğduğunda,
O günden bugüne her baktığımda,
Utanıyorum söylemeye 'biz kankardeştik'.

İsmail hatıralarını hep yaşatıyorum,
Senin hatıralarını şiirlere taşıyorum,
Ölmeden hergün ölüme koşuyorum,
Bilmiyorum böyle bir sonumu hakettik.

AŞK MEKTEBİM=
Biraz sevgiydi belki istediğim,
Biraz sevgi,bir yudum aşk.
Sığınacak bir liman arıyordum belki de,
Ya da ruhumu ısıtacak bir kalp.

Daha çok gencim 16 ma henüz girdim
Hiç aşık olmamıştım bilemedim
Ben sevmeyi senden öğrendim
Sevmek için acı çekmek gerektiğini senden.

Sen benim ilk aşkım,
İlk seferim, ilk yalanım.
Ben sevmeyi senden öğrendim,
Sevipte kavuşamamayı senden.


arif

GİZLİ YARA

Hani gözler vardır bakınca yüreği sızlatan,
Durgun bir okyanustur,yüce bir dağ
Bazen taşar sessizce bazen gizlice,
Bir zaman hışmını belirtir,
Bazen anlatamadığın şefkatini.
Hani eller vardır dokununca yüreği sarsıltan,
Kelimelerden ötedir bazen,
Üşüyen bedenine sıcaklık aktarır,
O an damarlarda ki kan hızlanır,
Hızlandıkça başın döner,
Döndükçe bütün acılar usulca diner.
Hani şarkı gibi sözler vardır bazen,
Hep duyulmak istenilen,
Ne çare ki dilde tıkanan,
Boğazda düğümlenen sözler vardır hani.
O en güzel anda seviyorum demek,
Derken titreyen sözler...
Sevgiye sitem kâr türküler vardır hani,
Dilden dile dolaşan,sevdiğini anlatan,
Dinlerken ağladığın,
Ağlarken sesini yükselttiğin türküler,
Bazen seni anlatır,bazen de sensizliği.
Hani yalnızlar vardır,yalnızlık boyu dinmeyen,
Değişik,tuhaf yalnızlıklar,
Bir parça sana benzeyen,yalnızlıklar vardır,
İçimi dirhem dirhem parçalayan.
Duyabilene şarkılar vardır,
Görebilene gökyüzü ve yıldızlar,
Hissedebilene aşk vardır,
Bir de güneşin saçtığı pembe ışıklar,
Yani hayallerime benzeyen yalan renkler.
Bir de sen varsın bütünden öte,
Düşününce beni benden alan,
Gördükçe yüreğimi kanatan,
Hissettikçe yarınlarıma parıltı saçan,
Birde sen varsın ki,
Bilmem benden çok,bilmem senden çok,
İçinde yaşadığım her şeyden çok,
Öyle bir sen varsın ki,
O sen var ya kalpte gizli bir yarasın...