Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 989

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.422.859 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9881
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YAĞMURLAR

Sponsorlu Bağlantılar
bu şehrin en çok yağmurlarını sevdim
seni öyle bir günde tanıdığım için
sevgin yağdı yüreğime damla damla
sonra büyüdü
çağlayarak gürledi umutlarım
sevgin oldu engin ufuklarım
taptaze yarınlarım
hadi çık sokağa bak yine yağmur var hüzünlü bulutlarda
aç pencerelerini bu sicim yığınına
ve beni düşle
o bitip tükenmez yağmurları bedeninde hisset
sıkı sıkı sarmala...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9882
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Sponsorlu Bağlantılar

Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.

mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9883
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Sen Yağmur Ol

Acısını unuttuğum sevdanın tadıyla gel
Sen yağmur ol
Belki bir damlası benim payıma düşer

Bu azabı bilerek seçtim
Aydınlanma karşılıksız kara sevdaya benzer
Tökezledim kimi zaman
Takımyıldızlara, galaksilere kaçtım
Beynimde sevda acısı gibi gelgitler

Sen yağmur ol
Bana yakın yerlere yağ yeter
Dörtbir yanım yeni canlara gebe
Dörtbir yanım
Islak toprak kokusu

Evrende hiç bir şey kaybolmaz demiş bilginler
Peki karşılıksız sevgiler nereye gider?
Ve gurbet akşamlarında
Türkiye'den yana dönüp
Söylenen türküler

Sen yağmur ol
O ezgileri hatırlat yeter
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9884
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Çocukluğunda Yalnızlıklar çocukluğunda yalnızlıklar-
çocuklara yükleniyor haksızlıklar
yargıç kalem kırmış süt beyazlara
çocuklara çocukça ağlıyor umut
bizlere bakmak kızıl aydını ateş sanki
yakıyor içleri çocukluğunda umut
yakıyor dışlanan çocukluğu haksızlıklar

evcilik oynayan sevdalı sübyan gelincik
elini ver azıcık
yanıyor
çocuklar azar azar
açık yok hiç yaylada kırmızı gelincik
yok elinde açlık verimli vadiler çok
yangın yeri artık çocukluğunda
yalnızlıklar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9885
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu Gece Ağlayacağım...

Birazdan akşam olacak bitanem
Yalnızlık aç kurtlar misali
Üstüme çullanacak.
Ben çaresizlik içinde
Sana teslim olacağım
Kör sağır gecelere tutsak
Sana mahkum yaşayacağım
Özlemin devleşecek içimde
Yüreğim titreyecek
Ellerim soğuyacak sensizlikten
Dudaklarımdan, şarkımız dökülecek
Yarım yamalak, bir kez daha
Seni sensiz yaşayacağım...
Bu gece ağlayacağım sevgilim
Hangi saatte bilinmez
Kendimi bir kenara çekip sorgulayacağım.
Ne yapmak istiyorsun, böyle nereye gidiyorsun deyip,
Biraz da çatacağım.
Hatırladıkça seni
Sevdan kokacak evimin her yanı.
Sensizliğin çaresizliği çökecek
Kan gibi yüreğime
Kahredecek yokluğun beni milyon kere...
Bu gece ağlayacağım sevgilim
Sen de benimle ağlayacaksın
Uzaklarda bir yerlerde
Biliyorum, biliyorum ki
Yüreğin yüreğime değecek.
Aynaya baktığımda
Hep ben yerine sen olacaksın.
Adını bile bilmediğim bu duygular için
Sen de, sen de benimle ağlayacaksın...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9886
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şimdi git..
Say ki, seninle içinden sevda geçen
bir türkü söylemedik..
Say ki, gece mektuplarını, en güzel aşk şiirlerini
beraber ezberlemedik..
Say ki, sevda trenini kaçırdığım durakta
bir süre beraber beklemedik..
Sen git..
Ben gelemem bu yürekle..
Ya da kal..
Eylül yağmurlarını bekle..

Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Saçlarıma ak düşmemiş halimle..
Sen yaşlardayken..
Onsekizimde, yirmimde..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle..
Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Aşksız geçen onca yılı yakacağım..
Sevda alevinde kendi ellerimle...

Şimdi git..
Say ki, seninle sahildeki çardakta
hiç dondurma yemedik..
Say ki, oturup konuştuğun
yaşlı ve yabancı bir adamdı..
Ve sevdadan hiç söz etmedik..
Say ki, hiç gülmedik..
Aynı şeyleri sevmedik..
Ve yağmurdan sonra beraber yürümedik..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kimse bilmeyecek, herkesten gizleyeceğim..
Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada..
Seninle gökkuşağının altından geçeceğim..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve seni sevdiğimi kimseye söylemeyeceğim..
Belki bu dünya gözüyle gördüğüm son yağmur olacak..
Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüyeceğim..
Ben seni yağmurdan sonra seveceğim..
Ve bir gün ölürsem siyah gözlerinde öleceğim.....

ADAM GİBİ
Ben seni hiç sevmedim ki
Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde tutulan.
Ben seni hiç sevmedim ki
Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vurduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yalnız olduğumu anladığımda
Ayakta kalmamı sevdim
Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda
Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği
Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini
İkindide yağmur gibi
Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi
Ben seni hiç sevmedim ki
Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim
Menekşeyle konuşmanı
Nisan'a hatırlatmanı
Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını
Düştüğün zaman kanayan yaralarını
Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman
Sakız satan çocukları
Yeni çıkan şarkıları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte
Ben seni hiç sevmedim ki
Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine
Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde
Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde
Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın
Ağlayan yüzünde İsa'nın
Ferahlatan gücüyle duanın
Korkutan yanıyla nar'ın
İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne
Gülün üstüne
Tutunduğum umudun üstüne
Korkunun üstüne
Hep senin üstüne, hep senin üstüne
Ben seni hiç sevmedim ki
Gittiğin zaman gitmeni sevdim
Evreni sevdim geldiğin zaman
Kalmanı sevdim
Korkuyordum sana alışmaktan
Yine de sevdim gülümsemeyi
Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından
Kırlara ilk kar düştüğü zaman
Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim
Seni içimde öldürdüğüm zaman
Ben seni hiç sevmedim ki
Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde tutulan.
Düştüğün zaman kanayan yaralarını
Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman
Sakız satan çocukları
Yeni çıkan şarkıları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte
Ben sevdim mi adam gibi severim
Son düzenleyen Blue Blood; 18 Eylül 2006 12:24 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9887
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yagmurun Sıcaklığı

Hayatın donukluğu
Gecenin soğukluğu

Bunlar senden kalan
En derin izler
Yanlarında hediye
Sensizlik ve sessizlik
Sensizliğe alışamadım
Sessizliğe alıştım
Sanma ki sessiz sakin
Bir gece bu
Sessizliği yırtan bir
Gök gürültüsü İstanbul'da
Çakan şimşeklerin haritası
Parıldıyor sularda
Eriyor gecenin soğukluğu
Yağmurun sıcaklığında

Esin Çınar
12,06,2006
Son düzenleyen Blue Blood; 27 Kasım 2006 21:16
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9888
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Denizler

Hepimiz bilemeyiz denizlerin sırrını
O sana dönse bile sakın dönme sırtını
Sakin anında bile düşünür yarınını
Planlayıp hazırlar rüzgarının hızını

Bazı insanlar vardır denizlere benzerler
Bazı denizler vardır insanlara benzerler
İnsanlar hesapsızdır sevgilerden bezerler
Denizler insafsızdır insanlardan bezerler

Denizlerin dalgası isterse yıkıp geçer
İnsanların dalgası her zaman yakıp geçer
Denizin aşkı tekdir hep rüzgarla sevişir
İnsanların aşkları çıkarıyla çelişir

Eğer rüzgar esmezse deniz çok sevecendir
Fakat rüzgar esince en çok aşka gelendir
Anlamaz yaptığını aşkının şehvetinden
Bu aşkın kurbanları dönmedi seferinden

İnsanlara ne olur asla anlayamazsın
Denizlerle farkını ölçüp de tartamazsın
İsteyip zarar verir denizi aratırlar
Her şey güzel olsada rüzgarı yaratırlar

Bazen rüzgar her şeydir denize hayat verir
Bazen deniz her şeydir insana hayat verir
Bazen insan her şeydir onlara değer verir
Bazen onlar her şeydir yaşamına tat verir

Gerçekten bilmiyoruz belki deniz hayattır
Belkide hayatımız denizde bir yataktır
Düşmedikçe yataktan tarifsiz ihanetle
Denizde dolaşırız inanılmaz bir zevkle

İnsan ile denizin yakınken ayrılığı
Hatırlatır insana belki de insanlığı
Ayrılığın sonunda hep buluşma olurmuş
Deniz insanlar ile sahilde kavuşurmuş...


Esin Çınar
14.05.2004
Son düzenleyen Blue Blood; 27 Kasım 2006 21:26
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9889
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Isyana Davet



Susmak,
Kabullenmenin ve öfkenin,
Yürege hapsedilmesinin diger adi.
Isyanin, öfkenin önüne geçip,
Biçak gibi bogazina dayandigi an,
Haykir haykirabildigin kadar.
At atabildigin kadar içindekileri.
Dikil karşisina,
Şerefsizin, üçkagitçinin, pezevengin, namerdin,
Cigeri beş para etmez kimliksizlerin.
Ömrünü alin terinle yogurup,
Kurtlar sofrasinda sunmak istemiyorsan,
Onurunu ve namusunu,
Gözyaşlarinla islatmak istemiyorsan,
Direnmelisin…
Unutma ki yaşamak direnmektir.
Vurmalisin isyanini,
Bir tokat gibi karanlik yüzlere.
Ve ben varim diyebilmelisin her seferinde.
Aklini benligine katip,
Haykir isyanini.
Haykir ki, yüregin aydinlansin.
Haykir ki, yarinlara beyaz güvercinler havalansin.
Haykir ki, dügünler kurulsun halaylar çekilsin.
Ve haykir ki,
Ben insanim diyebilesin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #9890
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hani Bir An Gelir...


Hani bir ân gelir... Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Bir ân gelir...
Hani bir göz bir göze gelir.

Hani, öyle bir ân gelir ki;
En “gelinmez” yollarla en “varılmaz” yolların, senle ben arasındaki yarda boyun büktüğünü görürsün...
Bu yar; iki yâr arasıdır! ..
Her yar iki yâr arasıdır! ..
Ve üstelik;
Yaralar yara benzer,
Her yar yaraya benzer!
Yar başında duruşum;
Yâre nâraya benzer! ...

Halbuki gök yerin...
Halbuki gök yarın...
Halbuki gök yârin içindedir bu mesafelerde! ..
.....
Veya gök, mavi bir hançer gibi dalıvermiştir de toprağın içine; şimdi toprak, kendi içindeki kocca bir yarayı yâr bilmiş... Kendini parçalayan kooskoca bir yar başına türbedar olmuştur! ! !

Halbuki hep...
Hep iki yârdır;
Bir yar başında duran...
.....
Her yar, yâri gördüğüm rüyadır! ..

Yolun biri gözlerinden başlaar senden içeri gider; diğeri gözlerimden, benden içeri...
Bir yar oluşur her yârin arasında kalan boşlukta! ..
Ben, yarın bir duvarı olup sana bakarım bu yandan... Sen yarın bir duvarı olur, o yandan bana bakarsın! ..
Ve en derinimden gelip en derinine gidebilecek olan yol ile, en derininden çıkıp en derinime inebilecek olan gökkuşağı “bakışlarımızda” kopar! ..
Biz, sarılmadıkça...
.....
Yarlar kaldıkça yârlar arasında! ..

Hani bir ân gelir...
Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Bir ân gelir...
Hani bir göz bir göze gelir...
Hani bir ân gelir...
Bir ân...
Bakışlar düğümlenir;
Bütün yarlar silinir,
Sıra söylenmezlere gelir...


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya