Vikipedi, özgür ansiklopedi
Soylu savaşçılarla, hükümdarların kahramanlıklarını ağırbaşlı, yüce, dramatik bir üslupla, belirli biçimsel kurallara bağlı kalarak anlatan halk edebiyatı şiirleridir.
Genellikle tek tip çalgı eşliğinde okunur ya da halk şarkısı olarak söylenirler. Halk ozanlarının yapıtları aracılığıyla kuşaktan kuşağa nakledilirler. Halk edebiyatında yiğitlik, yurt sevgisi gibi konuları ya da tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla işleyen kahramanlık şiirleri vardır.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Sponsorlu Bağlantılar
Genellikle tek tip çalgı eşliğinde okunur ya da halk şarkısı olarak söylenirler. Halk ozanlarının yapıtları aracılığıyla kuşaktan kuşağa nakledilirler. Halk edebiyatında yiğitlik, yurt sevgisi gibi konuları ya da tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla işleyen kahramanlık şiirleri vardır.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünya’da eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi - Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya -Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde - gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı" Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahud kafesi!
Eski Dünya, yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer!
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela..
Hani tauna da züldür bu rezil istila. Ah,
o yirminci asır yok mu, o mahluk-u asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkıyle sefil.
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına,
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına.
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz.. Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüz! Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı,
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir: savrulur enkaaz-ı beşer..
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak Boşanır sırtlara,
vadilere sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler K
ahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler.
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından,
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram? Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-u beşer;
Bu göğüslerse Hüda’nin ebedi serhaddi "O benim sun'-u bediim onu çiğnetme!" dedi.Asım’ın nesli.. diyordum ya..
nesilmiş gerçek, İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek!
Şüheda göğdesi, bir baksana, dağlar, taşlar..
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i..
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi..
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab..
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu taşındır" diyerek Kabe' yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına.
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana..
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili Sultanı Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran..
Sen ki, İslamı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki asara gömülsen, taşacaksın..
Heyhat! Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat..
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber...
Mehmet Akif Ersoy
(1873 - 1936 )
_____
AKDENİZ' E DOĞRU
_____
AKINCI
_____
ANTEP' Lİ ŞAHİN
_____
AKDENİZ' E DOĞRU
Eğilmez başımız, taç yaptık hürriyeti,ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI
Zaferle kalbimize yazdık cumhuriyeti.
Sakarya'dan su içen o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış, yılmaz bir avuç erle,
"Hedef Akdeniz, asker!" diyen parmağa koştuk;
Zafer bahçelerinden gül koparmağa koştuk.
Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız;
Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa,
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.
Vahşetlere dikilmiş gözlerimiz dumanlı,
Hürriyete susamış yanık bağrımız kanlı;
Çılgınca atılarak şanlı Dumlupınar'a,
Süngümüzden şan verdik coşkun yıldırımlara.
Sakarya'dan su içen o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış, yılmaz bir avuç erle,
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık cumhuriyeti...
_____
AKINCI
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik;YAHYA KEMAL BEYATLI
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna' dan kafilelerle..
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.
Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla,
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla..
Cennette bugün gülleri açmış görürüz de,
Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde!
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
_____
ANTEP' Lİ ŞAHİN
Ben Antep'liyim, Şahin’im ağam.YAVUZ BÜLENT BAKİLER
Mavzer omzuma yük.
Ben yumruklarımla dövüşeceğim.
Yumruklarım memleket kadar büyük.
Hey, hey!
Yine de hey hey!
Kaytan bıyıklarım, delişmen çağım
Düşman kurşunlarına inat köprü başında
Memleket türküleri çağıracağım.
Bu dağlarda biz yaşarız, bu dağlar bizim dağımız.
Namusumuz temiz, bayrağımız hür,
Analarımız, karımız, kızımız, kısrağımız
Burada erkekçe dövüşür.
Bir bayrak dalgalanır Antep kalesi üstünde,
Alı kanımdaki al, akı alnımdaki ak.
Bayraklar içinde en güzel bayrak,
Düşüncem senden yanadır..
Hep senden yanadır çektiğim kahır,
Bu senin ülkende, senin gölgende,
Düşmesin kara kalpaklar, kirlenmesin duvaklar,
Korkum yok ölümden, kâfirden yana,
Alacaksa alsın beni şafaklar.
Hey, hey!
Yine de ey hey!
Al bayraklar altında kara bir kartal gibi
Yaşamak ne güzel şey.
Bir sır var bu mavzerde, attığım gitmez boşa,
Çıkmış bir eski savaştan
Türk'ün bir karış toprak parçası için,
Destanlar yazacağız yeni baştan.
Yıktım toprağın üstüne bir sarı kurşunla birini,
Çıktı karşıma biri,
Çıktıkça çektim tetiği Bismillâh'larla beraber,
Vurdum alnından kâfiri.
Bu kaçıncı kurşundur, bu kaçıncı Bismillâh,
Bu kaçıncı ölüdür?
Bir türkü söylenir siperlerde her sabah
Vurun Antepliler namus günüdür!
Ben Antep'liyim, Şahin’im ağam
Mavzer omzuma yük,
Ben yumruklarımla dövüşeceğim,
Yumruklarım memleket kadar büyük...
Adam Olmak; Cinsiyet Meselesi DeğiL.! Şahsiyet Meselesidir!..