Arama

Affetmek - Sayfa 8

Güncelleme: 11 Mayıs 2012 Gösterim: 81.587 Cevap: 258
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
26 Şubat 2007       Mesaj #71
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi

ADAK

Sponsorlu Bağlantılar
Sana şiirler okuyacağım, gitme
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan

Sana bir dolu umut getireceğim
Küçük ellerine sığmayacak
Sana Afrika gecelerini getireceğim
Sımsıcak

Sana çiçekler getireceğim
Bozulmuş güz bahçelerinden
Sana bir serinlik getireceğim
Yağmur tanelerinden

Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
Köpük köpük dalga dalga

Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden.


Ümit Yaşar Oğuzcan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #72
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
siir10173 siir

Sponsorlu Bağlantılar
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
14 Mart 2007       Mesaj #73
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
AFFETMENİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI
Bir lise öğretmeni günün birinde derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: “Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?”

Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. “O zaman” der öğretmen. “Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin.” Öğrenciler bunu da yaparlar. “Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!”

Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama, ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:

“Şimdi, bugüne dek affetmeyi istemediğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.”

Bazı öğrenciler torbalarına üçer–beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.

Öğretmen, kendisine “Peki şimdi ne olacak?” der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

“Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde.. hep yanınızda olacaklar.”

Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar:

– “Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor.”

– “Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, insanlar tuhaf gözlerle bakıyorlar bana artık.”

– “Hem sıkıldık, hem yorulduk...”

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

“Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyilikti
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2007       Mesaj #74
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
carmilla ImageShow
Başımı döndürür hasretin senin
Yetmezki hiçbirşey yerini doldurmaya
Geceler yerini bırakmazki sabaha
Bilirim doğmayacak güneşim sensiz

Gel birtanem affettim seni
Gel gel sevgilim olamazsın sende bensiz
Gel birtanem affettim seni
Gel artık yeter yormasın ayrılık

Affettim seni dön bana
Affettim seni inan
Sakınırım herşeyden gözümden bile
Ben nasıl kıyarım sana
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
15 Mart 2007       Mesaj #75
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Affetmek
www antoloji com 497071 359

Hepimizin sırasında hakkı gasp edilir. Hakaret görürüz, üzülürüz.

Bunu herhangi bir kişi yaparsa çok da takmayız. Çünkü “Zaten ondan başka ne beklenirdi! ” deyip geçiştirebiliriz. Ama tüm bunlar dost bildiğimiz biri tarafından yapılırsa tam bir hayal kırıklığı yaşarız...

Birşey yapamayız, üzülürüz... Bu ise gerginliğimizi daha da arttırır. Çünkü kin, intikam gibi şeyler erdemli insanların yapacağı işler değildir. Bunlar kötülüğe kötülükle cavap vermektir. Diğer bir deyişle bize yapılan kötülüklerden örnek alıp bize yapana aynısını veya daha fazlasını uygulamaktır ve asla mantığın kabul edemeyeceği şeylerdir.

İyi ama bizler insanız. Haksızlıklara tahammülümüz sınırlıdır. Hele de bize karşı bunu yapanlar hiç birşey olmamış gibi veya daha da kötüsü iyi birşey yapmış gibi ortalıkta dolanması, kin ve nefreti ilkellik sayan bizlerin içimizde derin acılar oluşturur. Hele bir de olayda zaten haksız olduğumuz konusunda söylentiler varsa...

İçimiz içimizi yemesin dostlar. Tüm bu sıkıntılardan kurtulmamız an meselesidir. Bizleri bir sürpriz bekliyor.

Bir gün bakıyoruz ki bizin hakkınızı gasp etmiş ve bir zamanlar çok iyi dost olarak bildiğimiz kişi beklemediğimiz bir anda karşımıza çıkıyor.

Bir süre önce hakkımızı gasp eden ve “Bu zaten benim hakkımdı” diyen, küçümseyen ve acıyan gözlerle bize bakan kişi gitmiş, yerine boynu bükük, yaptığı kusurun ağırlığı altında ezilmiş bir kişi var. Hani o dost bildiğimiz ve gerçekten de dost olduğunu asla unutmadığımız, ondaki değişikliklere anlam veremediğimiz, bu nedenle hayal kırıklığı yaşadığımız kişi...

Şu an gerçek dostumuzu karşımızda görüyoruz.

“Hata ettim” diyor...

Tüm acı günlerin geride kalması an meselesidir. Çok kolay birşey yapmak yeterlidir bunun için.

O DOSTUMUZU AFFETMEK

Dostumuz ezile büzüle pişmanlığını anlatmaya çalışıyor. Ama biz onu dinlemiyoruz. Neler olduğunu çoktan unutmuşuz. Dostumuzun boynuna sarılıyoruz...

Peki bir de tersini düşünelim;

“Boşuna zahmet etmişsin! O kadar kalbimi kırdın ki, seni asla affetmem. Lüfen bir daha karşıma çıkma! ”

Bilmem, bir zamanlar çok iyi dost olduğumuz birine bunu diyebilir miyiz? !

Ben yapamazdım...

Affetmekle ilgili sözler bu kadarla bitmez...


Kadir Tozlu


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Mart 2007       Mesaj #76
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Madem Sonunda Ayrılık Vardı
Madem sonunda ayrılık vardı
Söyle gülüm sevda neden yaşandı
Madem ayrılık sonumuz gözyaşı mahsulümüz olacaktı
Söyle gülüm sevda neden yaşandı.

Madem gitmek için gelmiştin bana
Söyle gülüm sevda neden yaşandı
Madem ardında bir dalı kırık bırakmaktı niyetin
Söyle gülüm sevda neden yaşandı.

Madem kanlı hançerini kalbime batıracaktın acımadan
Söyle gülüm sevda neden yaşandı
Madem sevgiye inanmıyordun
Söyle gülüm sevda neden yaşandı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2007       Mesaj #77
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

beni affeder misin?
bakar misin yuzume
guvenir misin yeniden
sevisir miyiz eskisi gibi

ben sensiz neylerim
bu omru neyleyim
kalbim aglar yanar
hem mahcup hem kanar

gonul bu elbet
yandigi yere kadar
herseyin bedeli var
ihanetin en agir
sevgiyse elbet
gittigi yere kadar
herseyin bir sonu var
sevgilim beni affet

soyle yar beni unuttun mu?
kopardin mi yureginden
sildin mi anilari
gomdun mu birer birer

gonul bu elbet
yandigi yere kadar
herseyin bedeli var
ihanetin en agir
sevgiyse elbet
gittigi yere kadar
herseyin bir sonu var
sevgilim beni affet

HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
16 Mart 2007       Mesaj #78
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
Ogrendim ki... Ne kadar yakin olursa olsunlar En iyi arkadaslar da ara sira uzebilir. Onlari affetmek gerekir. Ogrendim ki... Bazen baskalarini affetmek yetmiyor. Bazen insanin kendisini affedebilmesi gerekiyor. Ogrendim ki... Yureginiz ne kadar kan aglarsa aglasin Dunya sizin icin donmesini durdurmuyor. Ogrendim ki... Sartlar ve olaylar, Kim oldugumuzu etkilemis olabilir. Ama ne oldugumuzdan kendimiz sorumluyuz. Ogrendim ki... Iki kisi munakasa ediyorsa, Bu birbirlerini sevmedikleri anlamina gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamina gelmez. Ogrendim ki... Her problem kendi icinde bir firsat saklar. Ve problem, firsatin yaninda cuce kalir. Ogrendim ki... Sevgiyi cabuk kaybediyorsun, pismanligin uzun yillar suruyor. Ogrendim ki... Bu yaziya bir siir yakisirmis Ataol Behramoglu yazmis Yasadiklarimdan ogrendigim bir sey var Yasadiklarimdan ogrendigim bir sey var: Yasadin mi, yogunluguna yasayacaksin bir seyi Sevgilin bitkin kalmali opulmekten Sen bitkin dusmelisin koklamaktan bir cicegi Insan saatlerce bakabilir gokyuzune Denize bakabilir, bir kusa, bir cocuga Yasamak yeryuzunde, onunla karismaktir Kopmaz kokler salmaktir oraya Kucakladin mi simsiki kucaklayacaksin arkadasini Kavgaya tum kaslarinla, govdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandin mi bir kez simsicak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin Butun bu guzel muzikleri dinlemeli alabildigine Hem de tum benligi seslerle ezgilerle dolarcasina Insan baliklama dalmali icine hayatin Bir kayadan zumrut bir denize dalarcasina Uzak ulkeler cekmeli seni, tanimadigin insanlar Butun kitaplari okumak, butun hayatlari tanimak arzusuyla yanmalisin Degismemelisin hicbir seyle bir bardak su icmenin mutlulugunu Fakat ne kadar sevinc varsa yasamak ozlemiyle dolmalisin. Ve kederi de yasamalisin, namusluca, butun benliginle Cunku acilar da, sevincler gibi, olgunlastirir insani Kanin karismali hayatin buyuk dolasimina Dolasmali damarlarinda hayatin sonsuz taze kani Yasadiklarimdan ogrendigim bir sey var: Yasadin mi buyuk yasayacaksin, irmaklara, goge, butun evrene karisircasina Cunku omur dedigimiz sey, hayata sunulmus bir armagandir. Ve hayat, sunulmus bir armagandir insana.
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Mart 2007       Mesaj #79
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Af

duvar duvar duvar
sana ne desem ki ah
incitmeden gözlerini mahkumun
her taşını kırmalı bir bir
gerisi laf-ü güzar

Nevzat Çelik

Benzer Konular

14 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Müslümanlık/İslamiyet
17 Haziran 2009 / nünü Rüya Tabirleri
1 Aralık 2015 / _Yağmur_ X-Sözlük