Arama

Hansel ve Gretel

Güncelleme: 7 Ocak 2012 Gösterim: 14.055 Cevap: 2
Avatarı yok
BlueNighT
Yasaklı
22 Şubat 2007       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
HANSEL VE GRETEL

Sponsorlu Bağlantılar
Bir zamanlar Hansel ve Gretel adında iki kardeş varmış. Anneleri onlar daha bebekken ölmüş. Odunca olan babaları, anneleri öldükten birkaç yıl sonra tekrar evlenmiş.
Oduncunun yeni karısı hali vakti yerinde bir aileden geliyormuş. Ormanın kıyısında virane bir kulübede oturmaktan ve kıt kanaat yaşamaktan nefret ediyormuş. Üstelik üvey çocuklarını da hiç sevmiyormuş.
Hansel ve Gretel çok soğuk bir kış gecesi, yataklarına yatmış uyumaya hazırlanırken, üvey annelerinin babalarına, “Çok az yiyeceğimiz kaldı. Eğer bu çocuklardan kurtulmazsak, hepimiz açlıktan öleceğiz,” dediğini duymuşlar.
Babaları bağırarak karşı çıkmış. “Tartışmaya gerek yok,” demiş karısı. “Ben kararımı verdim. Yarın onları ormana götürüp bırakacağız.”
“Endişe etme,” diyerek kardeşini teselli etmiş Hansel. “Evin yolunu buluruz.” O gece Hansel geç saatlerde gizlice dışarı çıkmış ve cebine bir sürü çakıl doldurmuş.
Sabah olunca, ailece ormana doğru yürümeye başlamışlar. Yürürlerken Hansel cebindeki çakılları kimseye fark ettirmeden atıp, geçtikleri yolu işaretlemiş. Öğle üzeri babalarıyla üvey anneleri onlar için bir ateş yakmışlar ve hemen geri döneceklerini söyleyip ormanın içinde yok olmuşlar. Tabii geri dönmemişler.
Kurtlar etraflarında ulurken tir tir titreyen Hansel ve Gretel ay doğana kadar ateşin yanından ayrılmamış. Sonra ay ışığında parlayan çakılları izleyerek hemen evin yolunu bulmuşlar.
Babaları onları görünce sevinçten havalar uçmuş. Üvey anneleri de çok sevinmiş gibi davranmış ama aslında kararını değiştirmemiş. Üç gün sonra onlardan kurtulmayı tekrar denemek istemiş. Gece, çocukların odasının kapısını kilitlemiş. Bu sefer Hansel’in çakıl toplamasına izin vermemiş. Ama Hansel zeki bir çocukmuş. Sabah ormana doğru yürürlerken, akşam yemeğinde cebine sakladığı kuru ekmeğin kırıntılarını yere saçıp arkasında bir iz bırakmış.
Öğleye doğru üvey anneleriyle babaları çocukları yine bırakıp gitmişler. Onların geri dönmediklerini görünce, Hansel ve Gretel sabırla ayın doğup yollarını aydınlatmasını beklemişler. Ama bu sefer geride bıraktıkları izi bulamamışlar. Çünkü kuşlar bütün ekmek kırıntılarını yiyip bitirmişler.
Bu defa çocuklar gerçekten de kaybolmuşlar. Ormanda, üç gün üç gece, aç açına ve korkudan titreyerek dolanıp durmuşlar. Üçüncü gün, bir ağacın dalında kar beyazı bir kuş görmüşler. Kuş onlara güzel sesiyle şarkılar söylemiş. Onlar da açlıklarını unutup kuşun peşine düşmüşler. Kuş onları tuhaf bir evin önüne getirmiş. Bu evin duvarları ekmekten, çatısı pastadan ve pencereleri şekerdenmiş.
Çocuklar tüm sıkıntılarını unutmuşlar ve eve doğru koşmuşlar. Tam Hansel çatıdan, Gretel de pencereden bir parça yiyecekken içeriden bir ses duyulmuş: “Evimi kim kemiriyor bakiyim?” Bir bakmışlar kapıda dünya tatlısı yaşlı bir teyze. “Zavallıcıklarım benim,” demiş kadın, “girin içeri.” İçeri girmişler ve hayatlarında hiç yemedikleri yiyecekleri yemişler. O gece kuş tüyü yataklarda yatmışlar.
Fakat sabah her şey değişmiş. Yaşlı kadın dikkatsiz çocukları tuzağa düşürmek için evini ekmek ve pastadan yapmış bir cadıymış meğer. Hansel’i saçlarından tuttuğu gibi yataktan kaldırmış ve onu bir ahıra kilitlemiş. Sonra da Gretel’i sürüye sürüye mutfağa götürmüş.
“Kardeşin bir deri bir kemik!” demiş cırtlak bir sesle. “Ona yemekler pişir! Onu şişmanlat! Eti budu yerine gelince ağzıma layık bir yemek olacak! Ama sen hiçbir şey yemeyeceksin! Bütün yemekleri o yiyecek.” Gretel ağlamış, ağlamış, ama çaresiz cadının söylediklerini yapmış.
Neyse ki Hansel’in aklı hâlâ başındaymış. Gözleri pek iyi görmeyen cadıyı kandırmaya karar vermiş. Cadı şişmanlayıp şişmanlamadığını anlamak için her sabah Hansel’in parmağını yokluyormuş. Hansel de parmağı yerine bir tavuk kemiği uzatıyormuş ona. “Yok, olmaz. Yeterince şişman değil!” diye bağırıyormuş cadı. Sonra da mutfağa gidip Gretel’e daha fazla yemek yapmasını söylüyormuş.
Bu böyle bir ay sürmüş. Bir gün artık cadının sabrı taşmış. “Şişman, zayıf fark etmez. Bugün Hansel böreği yapacağım!” diye haykırmış Gretel’e. “Fırına bak bakalım hamur kıvama gelmiş mi!” Korku içinde yaşamasına rağmen Gretel’in de Hansel gibi hâlâ aklı yerindeymiş. Cadının onu fırına iteceğini anlamış.
“Başımı fırına sokamıyorum! Hamuru göremiyorum!” diye sızlanmış. Cadı elinin tersiyle Gretel’i hızla kenara itmiş ve başını fırına sokmuş. Gretel bütün gücünü toplayıp yaşlı cadıyı fırının içine itmiş, sonra da arkasından kapağı kapamış.
Hansel böylece kurtulmuş, ama hâlâ eve nasıl gideceklerini bilmiyorlarmış. Tekrar ormana dalmışlar. Bir süre sonra karşılarına bir dere çıkmış. Bir ördek önce Hansel’i sonra da Gretel’i karşı kıyıya geçirmiş. Çocuklar birden bulundukları yeri tanımışlar. Hızla evlerine doğru koşmuşlar.
Onları karşısında gören babaları çok mutlu olmuş. Sevinç gözyaşları içinde, onları ormanda bıraktıktan kısa bir süre sonra o acımasız üvey annelerinin ailesinin yanına gittiğini söylemiş. Yaptıkları için üzüntüden nasıl kahrolduğunu anlatmış.
Babalarını bir sürpriz daha bekliyormuş. Hansel ceplerinden, Gretel de önlüğünün cebinden cadının evinde buldukları altın ve elmasları çıkartmışlar. Ailenin tüm sıkıntıları sona ermiş böylece. O günden sonra da ömürlerini mutluluk içinde sürdürmüşler.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Hansel ve Gretel nereli hayatı kimdir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
6 Nisan 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

hanselmi erkek gratelmi

Kardeşlerden Hansel erkek, Gretel kızdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
LaDyGaGa - avatarı
LaDyGaGa
Ziyaretçi
7 Ocak 2012       Mesaj #3
LaDyGaGa - avatarı
Ziyaretçi
Grimm Kardeşler ve onlardan da önce Giambattista Basile tarafından uyarlanan bir masal. Alman kökenli olduğu öne sürülür. Grimm Kardeşler'in öyküsü, 19.yy orta sınıf okurları için hoş bir fabl olarak kaleme alınmıştı. Ancak hikâyenin özgün hali, büyük ihtimalle ortaçağ hayatının zorluklarına karşı bir nasihatti. Açlık, savaş, salgın hastalıklar ve diğer sebeplerle çocukları ormanda bırakmak, özellikle geç ortaçağ dönemindeki kriz sırasında bilinen bir uygulamaydı. Pek çok eleştirmen, mesela Jack Zipes ve Maria Tatar, masalın açlık nedeniyle meydana gelen gerçek terk edilme vakalarından esinlenerek ortaya çıktığını öne sürdüler.. Masalda açıkça verilen mesaj, yabancıların görünürdeki cömertliklerine aldanmamakdır.
Grimm Kardeşler'in masalının ilk baskısında oduncunun eşi üvey anne değil annedir. Anne, kocasını öz çocuklarını terk etmeye ikna eder. Bu değişiklik, çocukların masaldan rahatsız olmaması için özellikle yapılmış gibidir..
Çocuklar cadıyı öldürdükten sonra anne veya üvey annenin de ölmüş görünmesi, pek çok yorumcuya göre anneyle cadının aynı kadın olduğunu veya araladınra bir bağ olduğunu ima etmektedir.. Gerçekten de bir Rus masalında fakir bir oduncunun eşi kötü kalpli üvey anne, üvey kızıne ormana gidip ablasından lamba istemesini söyler, ancak kardeş gerçekte bir cadı, yamyam Baba Yaga'dır. Bu tür hikâyelerde çocukların kaybolması ve kurnazlıkları sayesinde kurtulmaları dışında, ortak bir nokta yemekle ilgili olmalarıdır: Üvey anne açlıktan korkmaktadır, cadının evi yiyecekten yapılmıştır, çocukları yemek istemektedir.

Konu

Hansel ve Gretel, fakir bir oduncunun çocuklarıdır. Oduncunun karısı (bazen çocukların annesi, bazen de üvey annesi olarak anlatılır) aç kalmaktan korktuğu için eşini çocukları ormana götürüp bırakmaya razı eder. Planı duyan Hansel ve Gretel, eve dönüş yolunu bulabilmek için beyaz çakıltaşları biriktirir. Çocuklar geri dönünce anneleri babayı bir kez daha aynı şeyi yapmaya razı eder. Ama bu kez çocukların yol işaretlemek için ellerinde sadece ekmek kırıntıları vardır. Maalesef orman hayvanları kırıntıları yer, böylece Hansel ve Gretel kaybolurlar. (Hikaye buraya kadar Perreault'nun Le Petit Poucet'siyle aynıdır)
Çocuklar ormanın derinliklerinde şekerden yapılmış bir kulübeyle karşılaşırlar. Dayanamayıp kulübeyi yemeye başlarlar. Kulübenin sahibi olan yaşlı bir kadın onları içeri davet eder ve yemek ikram eder. Masa şekerleme, fıstık, kek ve diğer tatlılarla doludur. Ancak kadın, aslında kulübeyi çocukları cezbetmek için inşa etmiştir, amacı onları şişmanlatıp yemektir. Hansel'i bir kafese kapatır ve Gretel'i hizmetçi yapar. Gretel'e Hansel'i zorla beslemesini emreder. Çaresiz Gretel ağlamaya başlar ve emirleri yerine getirir. Hansel, kafeste daha önce kalan bir çocuğa ait ince bir kemik bulur. Hansel'in yenecek kadar şişmanlayıp şişmanlamadığını anlamak isteyen cadı, parmağını dışarı uzatmasını isteyince o bu kemiği uzatır. Cadı çok yaşlıdır ve iyi görememektedir, bu nedenle Hansel'in parmak yerine kemik uzattığını anlamaz. Günler geçer, ama cadı Hansel'in hiç şişmanlamadığını zanneder. Bir gün kızar ve şişman olsa da olmasa da onu yemeye karar verir. Gretel'e fırına tırmanıp kızıp kızmadığına bakmasını söyler. Gretel, cadının kendisini pişireceğini tahmin eder, onu kandırıp fırına girmesini sağlar ve arkasından kapağı kapatır.
Cadının evindeki mücevherleri alan çocuklar babalarının evine dönerler ve o günden sonra aileleriyle birlikte hep mutlu kalırlar.

Benzer Konular

21 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış