Arama

Saruman

Güncelleme: 19 Haziran 2011 Gösterim: 3.028 Cevap: 0
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
19 Haziran 2011       Mesaj #1
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Saruman
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Peter Jackson'ın Yüzüklerin Efendisi film üçlemesinde Saruman
Saruman
Unvanı/Diğer adı: Curumo, Curunír, Renkli, Yüzük Yapıcısı, Ak, Ak El, Bilge, Sharkey
İsminin anlamı: Hüner adamı
Irkı: Maia
Silahı: Asa
Doğum tarihi: Eru (Tanrı) tarafından dünya yaratılmadan önce yaratıldı.
Ölüm tarihi: Jackson'ın filminde iki kule bölümünde sırtından bıçaklanarak öldürülse de,kitapta yüzük yok edilip hobitler evlerine döndükten sonra yardımcısı grima solucandil tarafından bogazı kesilerek öldürülmüştür
Ülkesi: Isengard
Bahsedildiği kitaplar: Yüzük Kardeşliği,İki Kule,Kralın Dönüşü,Silmarillion,Unfinished Tales
Ak Saruman (3.Çağ 1000–3019, Orta Dünya’da 2019 yıl boyunca yaşadı) 3.Çağ’da, Orta Dünya’ya Valar’ın Temsilcisi olarak gelen ilk büyücü, diğer bir adla Istari’dir (Büyücü kelimesinin başka bir karşılığıdır Istari). Ak Divan’ın lideridir. Sindarin’deki adı, “Yetenekli İnsan” anlamına gelen, Curunír’dir.

Tarihçesi

Kökeni
Valinor’da, Manwë tarafından bir divan toplandı. Bu muhtemelen, 2.Çağ’ın ortalarında, güç yüzüklerinin yaratımından kısa bir süre sonraydı. Divan esnasında Orta Dünya’ya beş temsilci gönderilmesine karar verildi. Gönderilecek olanlar, ”güçlü, Sauron’a denk, yine de güçten yoksun ve ete kemiğe bürünmüş” olmalıydı – yani Istari veya Büyücüler.
Gönderilenlerden biri, Valinor’da Curumo, Sindarin’de Curunír olarak bilinen Saruman’dı. Kendisi aynı zamanda Aulë’nin oldukça kuvvetli bir Maia’sıydı (tıpkı bir zamanlar Sauron’un da olduğu gibi... Aulë, Eru’nun ırkları yaratmasını bekleyemeden kendi ırkını yaratan Vala’dır. Başka bir deyişle cüceleri yaratan güçtür). Maiar da tıpkı Valar gibi insanın meleksel formlarıdır, sadece daha düşük versiyonlarıdır. İkisi birlikte (Maiar ve Valar) Ainur’dur (tekili Ainu) ve Arda’nın, yani dünyanın, yaratımından önce vardırlar.
Saruman, Manwë tarafından gönderilecek ekipteki gönüllülerden biriydi ve aynı zamanda Mithrandil’den (Gandalf) sonrakidir. Saruman’ın Gandalf’a karşı olan kıskançlığı burada bile baş göstermişti. Varda (Manwë’nin eşi), Gandalf’ı üçüncü Istari, büyücü, olarak gösterdiğinde Saruman’ın içinde neden kendisi üçüncü olarak seçilmedi diye bir fırtına kopmuştu. Saruman Radagast’ı(Olorin) kendinden aşağı görmesine rağmen kendisiyle gelmesi için zorlamıştı.

Orta Dünya'ya Gelişi
Birçok hikâyeye göre, Saruman Mithlond’a (Gri Limanlar), Eriador’un batısına, bir gemiyle yalnız başına vardı. Bu varış yaklaşık 3.Çağ’ın 1000 yılında gerçekleşmiştir ve yalnızca bir Sindarin elfi olan Círdan Saruman’ın kimliğini ve kökenini biliyordu.
Burada iki kısa ama birbirinden biraz farklı hikâye vardır. Bunlardan ilki Curumo’nun (Saruman’ın), Aiwendil’i (Radagast’ı) yanına Yavanna ona yalvardığı için aldığıdır. İkinci hikâyeye göre ise, “Curumo’nun (Saruman) Aiwendil ‘i (Radagast) yanına, Yavanna’nın eşi Aulë onu buna mecbur ettiği için” yanına aldığını söyler. (Yarım kalmış Öyküler, Bölüm dört, Kısım II: Istari).
Saruman, tıpkı kendisinden önce buraya gelen iki mavi büyücünün (yani Alatar ve Pallando’nun) yaptığı gibi ilk olarak Orta Dünya’nın doğusuna gitti. 1500 yıl sonra ise Sauron Dol Guldur’de yeninden güçlendiği sırada yönünü batıya çevirdi.
3.Çağ’ın yaklaşık 2463 yılında Ak Divan ilk kez kurulduğunda Saruman divana liderlik yapacak kişi olarak seçildi. O zaman bile Saruman, Sauron’un yeniden güçleneceğini hissetmişti ve gücüne karşı içinde büyük bir arzu ve kıskançlık baş gösterdi. Özellikle de Tek Yüzük’e karşı… Tesadüfen bu yıl aynı zamanda Gollum’un Tek Yüzük’ü bulduğu aynı yıldı.

Ak Divan'ın Başına Gelmesi
3.Çağ’ın 2759 yılında Gondor’un o zamanki Vekilharcı olan Beren, Isengard halkasında bulunan Orthanc Kulesini karargâh olarak kullanması için Saruman’ın emrine verdi. Böylece Saruman, Batı’nın özgür halkalarının savunması için önemli bir nokta olmuş oldu. Orthanc’da, bir Palantír’e, yani 7 kadim görme taşından birine rastladı ancak bu bilgiyi gizli tuttu, özellikle de Ak Divan’dan. Daha sonraki zamanlarda da taşı kullandığını gizleyerek Divan’a ihanet edecekti.
3.Çağ’ın 2850 yılında, Gandalf Dol Guldur’a girdi ve şeytani varlık Sauron’un dönüşünü doğruladı. Saruman’ın tavsiyesiyle Ak Divan, Dol Guldur’a saldırmama kararı aldı. Bu olayla birlikte Gandalf ilk kez, Saruman’ın Tek Yüzük üzerinde bir hâkimiyet arzusu olduğuna dair şüphelendiğini gösterdi.
Saruman’ın Divan’ın Dol Guldur’ saldırmasını engellemesinin arkasındaki gerçek stratejisi, Sauron’un gücünü toplamasına devam etmesine izin vermek ve bu sayede Tek Yüzük’ün kendisini ortaya çıkarmasını sağlamaktı. Bu noktada, Saruman yüzüğü ilk olarak kendinin ele geçirmeye gücünün yeteceğini umuyordu. Kısa süre içinde, Sauron’un yüzüğün bulunabileceği yerler hakkında beklediğinden daha fazla şey bildiğini fark etti ve 3.Çağ’ın 2941 yılında nihayet Sauron’a karşı Dol Guldur’a bir saldırı düzenlenmesine razı oldu. (Bu noktada Sauron, Mordor’a geri çekildi ve 5 Ordular Muharebesi yaşandı.).
Görülen o ki ya bu zamanlarda ya da yüzük-bilimine dair olan çalışmaları başarıya ulaşmadan kısa zaman önce Saruman, Noldor’lu Eregion’un yeteneğinin bir kısmını taklit etmeyi başardı ve kendi güç yüzüğünü yarattı. Muhtemelen bu yüzüğü güçlerini artırmak için kullandı ve sesinin de gücü ile birlikte çok daha büyük bir büyücüye dönüştü. Ancak görünen o ki, Saruman’ın yüzüğü, Tek Yüzük şöyle dursun, Elflerin Üç Yüzüğü kadar bile güçlü değildi.
Sauron Dol Guldur’u terk etti, yeniden ortaya çıktı ve Mordor’da hükümdarlığını başlatarak kendini tamamen açığa çıkardı. Mordor’da, Minas Ithil (ya da sonraki ismi ile Minas Morgul)’de ele geçirdiği palantír sayesinde Saruman ile temas kurmayı başardı. Gandalf’a duyduğu aşırı kıskançlık ve gittikçe büyüyen gururu ile kibiri, palantír vasıtası ile Düşman tarafından çarpıtıldı, sonunda Saruman, Sauron’un bir hizmetkârı haline geldi. (Yine de gizliden gizliye Tek Yüzük’ü kendisi için ele geçirmeyi umuyordu.)

Yüzük Savaşı
Yaklaşık olarak bu zamanlarda, Rohan’ı kontrol etme teşebbüsleri adına Saruman, Kral Théoden’in akıl danışmanı olan Solucandil Gríma’nın sadakatini satın aldı. Böylece Gríma, Sauron’un artan güçlerine karşı hiçbir şey yapmama konusunda kralı ikna etmeye ve ona bu yönde tavsiyeler vermeye başladı. Eğer ertesi yıl Gandalf bu olaya el atmayıp, Kral Théoden’e sağ kolunun gerçek yüzünü göstermeseydi ve kralı tekrar eski, sağlıklı haline döndürmeseydi Saruman ve Solucandil’in bu ihaneti Rohan ordusunun gücünü büyük ölçüde zayıflatacaktı.
Gandalf, Tek Yüzük’ün keşfedişini ve yüzüğün yerini kendisine iletinceye kadar Saruman gerçek niyetini açığa vurmadı. Gandalf bu bilgiyi kendisine aktardığında ise Saruman ona, Karanlık Lord ile olan anlaşmasını itiraf etti ve Sauron’a katılmadıkları takdirde kaybetmeye mahkûm olduklarını dile getirdi. Kendini “Renkli Saruman” olarak ilan etti ve Gandalf kendisine katılmayı reddettiğinde onu Isengard’da hapsetti. Daha sonra Gandalf kaçmayı başardı ve Elrond’un Divanı’nda Saruman ile arasında geçenleri anlattı. Böylece Saruman’ın ihaneti Ak Divan’ın geri kalanı tarafından da bilinir oldu.
Saruman çok geçmeden Cadı-Kral Isengard’a geldiğinde yalan söyleyerek yeni efendisi Sauron’a da ihanet eder. Sauron, birkaç yıl önce yüzüğü bulan Baggins’i ve onun memleketi olan Shire’ı araması için Nazgûl’u göndermişti. Saruman, Shire hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı. Fakat daha sonra Nazgûl, onun gönderdiği Shire ajanlarından birini yakaladı. Böylelikle Saruman iki taraf tarafından yakalanmış ve hain olarak damgalanmıştı. Bu andan sonra Saruman Tek Yüzük’ü ele geçirmek için tüm gücünü ve imkânlarını ortaya koymaya başladı.
Saruman vakit kaybetmeden Rohan’a saldırı planlarına, Kral’ın oğlu olan Théodred’i öldürme girişimlerine, Shire’dan kaçan Frodo Baggins’i yakalamak için ajanlarını göndermeye ve Frodo ve arkadaşlarının Gondor’a doğru izleyebileceği muhtemel yollara akıncı grupları yollamaya başladı. İronik olarak bu akıncı gruplarından biri Peregrin Took ile Meriadoc Brandybuck’ı yakalayarak ikiliyi tam zamanında, Entleri harekete geçirmeleri için Fangorn Ormanı’na taşıdı. Gandalf, Saruman’ın bu sıralarda yüzük kaybolmadan önce onu taşıyan Isildur’un kalıntılarını da bulduğundan ve onları da yok ettiğinden şüpheleniyordu.
Saruman’ın Shire’a kurduğu şebeke Frodo Baggins’i ele geçirmeyi başaramadı, kısmen de olsa tek başarılı olan akıncıları Éomer tarafından durdurdu, Gandalf Rohanlıları zafere götürdü ve Entler Isengard’ın kontrolünü ele geçirdi. Tamamen yenildiğinin farkında olan Saruman yaptıkları yüzünden pişmanlık duymayı ve af dilemeyi düşünse de son anda bundan da caydı. Hâlâ kaçabileceğine dair biraz umudu vardı ve bu ufacık umut kırıntısı bile yok etmeye çalıştığı kişilerin ellerinde alay konusu olmaktan çok daha iyi görünüyordu gözüne. Gandalf ve Théoden’i davasına katmak için son bir çaba daha sarf etti fakat başaramadı; asası kırıldı ve Istari arasından kovuldu.
Gandalf’ın esareti sırasında Saruman Orclardan, Doğudöllerinden ve Uruk-hai’lerden oluşan ordusunu kurmaya başlamıştı. Ta ki Gandalf ve Entler gelip Isengard’ı yok edinceye kadar… Eğer işler daha yavaş gelişmiş olsaydı ya da Gandalf doğru zamanda doğru yerlerde olmasaydı Solucandil, Rohan üzerinde tam bir hâkimiyet kurabilir ve böylece Rohan esaret altına girebilir veya yok edilebilirdi.
Saruman planlarında başarılı olamadı çünkü Gandalf’ın kaçışı yüzünden hamlelerini çabucak ve acele ile gerçekleştirmek zorunda kaldı, onları mükemmelleştirmek için yeterli zamanı yoktu. Saruman kendisini halen “düşmemiş” olarak görürken Gandalf’ı kendi yanına çekeceğine gerçekten de inanmıştı ve Gandalf onu reddettiğinde ise kendini ihanete uğramış gibi hissetti. Emyn Arnen’de yüzüğü kendisi için ele geçirmeyi başaramaması planlarını daha da fazla bozdu çünkü artık Mordor tarafından da bir hain olarak görünecekti.
Yüzük Savaşı’nın son kısımlarında saf dışı bırakılan Saruman, sesinin büyüsünün de yardımıyla Entleri kendisini bırakmaları yönünde ikna etti. Ardından ajanı Lotho Torbaköylü-Baggins sayesinde kontrolünü ele geçirdiği Shire’a gitti. Son günlerini Sharkey takma adı ile burada kurdu bir haydut çetesini yöneterek geçirdi. 3. Çağ’ın 3019 yılında Frodo ve arkadaşları Shire döndü ve buradaki operasyonlarına son verdi. Solucandil, Saruman’a ihanet etti ve onu bıçaklayarak öldürdü.
Bir Maia olan Saruman gerçekten ölmedi elbette fakat ruhu şeklini kaybetti. Tıpkı Númenor’un düşüşü sırasında ve Son İttifak’taki yenilgisinden sonra Sauron’un da kaybetmiş olduğu gibi… Bedenini kaybettiğinde ruhu Mandos’a gitmeliydi, tüm Elfler, insanlar ve diğerleri öldüklerinde gidecekleri salonlara… Ama salonlara gidişi engellendi ve belki de (Tek Yüzük’ün yok edilişinin ardından tıpkı Sauron gibi) Orta-Dünya üzerinden güçsüz ve amaçsızca dolaşmaya mahkûm edildi.

Özellikleri
Saruman siyah saçlı, ihtiyar bir adam görünümündeydi. Üçüncü Çağ’ın sonlarında saçının ve sakalının büyük çoğunluğu beyaza dönmüştü. Sahip olduğu tek siyah saç dudaklarının ve kulaklarının çevresindekilerdi. Uzun boylu, uzun suratlı ve derin, karanlık gözlere sahip bir adamdı. Beyaz bir cüppe giyerdi. Daha sonraları cüppesini o yürüdükçe renk değiştiren başka bir tane ile değiştirdi.
Gerçekte o ne bir insan ne de çoğu kişinin şüphelendiği gibi bir Elf değildi. Aksine, ete kemiğe bürünmüş bir Maia idi, bir Istar. Ölümsüz ve oldukça güçlü bir varlıktı fakat bu güçleri ne kadar kullanabileceği sınırlandırılmıştı. En belirgin güçleri sesi ve irfanıydı.
İnsanlar tarafından kendisine verilen isim, Saruman, Rohan lisanındadır. Tolkien’in çalışmalarında İngilizce, Westron diline yani Ortak Lisan’a denk gelirken bu dilin atası olan Anglosakson İngilizcesi ise Rohan diline tekabül etmektedir. (Tıpkı Sayın Erkal’ın Ortak Lisan için modern Türkçeyi, Elf Lisanı için Osmanlıcayı, Rohan Lisanı için ise Orta Asya Türkçesi kullanması gibi…) Tolkien, Anglosakson kökenli olan ve “skill / yetenek” ya da “cunning / kurnaz” anlamına gelen serau kelimesini kullanmıştır. Bir dilbilimci olan Tolkien’in, bu ismin aynı zamanda gerçek bir tarihi kişi olan ve adının anlamı “divanının reisi” anlamına gelen Jaruman ile olan benzerliğinin farkında olması da mümkündür. Saruman’ın Westron dilindeki ismi ise bilinmemektedir.
Elfler arasındaki adı Curunír, genellikle “Ak” anlamına gelen 'Lân (veya Glân) takısıyla birlikte kullanılırdı. Valinor’daki ismi Curumo ise Quenya Lisanı’ndaki orijinal ismidir. Sindarin Lisanı erkeklik belirten –mo takısı olmadığından bu takı Quenya’da olmayan –ndir ile değiştirilmiştir (Curumo – Curunír).

Kişiliği
Aslında Saruman görünüş ve huy olarak Gandalf’a benzemektedir. Fakat Gandalf’ın aksine Saruman gururludur. Kendisini Istari arasında en güçlü kişi olarak görürdü ve Boz Radagast’ı açık bir şekilde küçümserdi. Aptal da değildi (her ne kadar Radagast’ın öyle olduğunu düşünse de), Gandalf’ın gücünü fark etmişti ve kısa süre içinde onu dengi olarak görmeye başlamıştı. Daha sonra ise acı içinde, aslında kendisinden bile üstün olduğunu da fark etti. Gandalf’ı kıskanmaya ve Gandalf’ın aleyhine çalıştığına inanmaya başladı. Böylece asıl kendisi Gandalf’a ve Ak Divan’ın geri kalanına karşı çalışmaya başladı.
Büyük bir ihtimalle Saruman, başlangıçta görevine sadıktı ve Sauron’u durdurmak amacı güdüyordu. Fakat gururu ve kibiri (aynı zamanda Gri Gezgin’e duyduğu kıskançlık) onu hizmet ettiği davaya karşı bir haine çevirdi. İhaneti aniden değildi, zamanla yavaş yavaş büyüdü ve sonunda kendisini başka bir yol izleyemeyeceğine dair ikna etti ve artık yaptıklarının geri dönüş olmayacağına inandı. İçine düştüğü bu durumdan en çok Gandalf’ı sorumlu tuttu ve bu hatalı inanışı onu hatalarından kurtulmaktan alıkoydu. Çünkü suçlaması gereken kişi yalnızca kendisiydi ama o buna inanmayı reddediyordu.

Politik İlişkileri

İnsan Irkıyla İlişkileri
Tolkien, Saruman için “en çok insanlar arasında dolaştı.” demiştir. Her zaman güç aradı ve Üçüncü Çağ’daki en güçlü krallıklar insanların ellerindeydi.
Orta-Dünya’nın doğusuna yaptığı yolculuklar hakkında hiçbir kayıt bulunmaz. Fakat batıya döndüğünde bir süre Gondor’un bir hizmetkârı olarak çalıştığı bilinir. Bu süre içerisinde dönemin Gondor Vekilharcı olan Beren tarafından kendisine Orthanc’ın anahtarları teslim edildi ve kulenin muhafızı olarak atandı.
İleriki yıllarda Saruman, herhangi bir hüküm (ya da Gondor’dan gelen bir itiraz) olmadan Orthanc kulesinin kendisine ait olduğunu iddia eder. Yine de hâlâ Gondor ve Rohan’a sadıktır. Bu zaman zarfında Minas Tirith arşivlerindeki parşömen ve kitapları uzun uzun incelemiş ve çalışmalar yapmıştır.
İhanete başladığı zamanlarda bile planlarını gerçekleştirebilmek için insanlardan faydalanmıştır. Ne de olsa Saruman hilelerin efendisiydi ve eski garezleri kolaylıkla yeni bir nefrete dönüştürebiliyordu.
Doğudölleri ordusunda kendilerine yer bulmuşlardı ve büyük bir ihtimale bu adamlardan bazıları Uruk-hai ordusunun yaratılışı programında da yer almıştı. Doğudöllerinin, “Saman kafalar” gelmeden uzun süre önce Rohan düzlüklerinde yaşadığı ve liderleri Freca’nın Miğfer tarafından öldürüldüğü eski hikâyelerde anlatılanlardır.
Solucandil Gríma, Saruman’ın planlarında hayati bir yere sahipti. Yaşlanan Kral Théoden’in danışmanı olan Gríma gizliden gizliye kralın kuzeni olan Éowyn’i arzulamaktaydı. Fakat Éowyn onu reddetmişti. Solucandil’in mi Saruman’a yanaştığı yoksa tam tersinin mi olduğu kesin değildir. Fakat kesin olan bir şey vardır ki Saruman, Solucandil’i kralı zayıflatması, diğer danışmanlarda hatta kendi tebaasına bile yabancılaştırması için kullanmıştır. Ta ki Grima, Rohan’ın asıl lideri olana kadar…

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Saruman nereli hayatı kimdir.
🌘 🚀