Arama

Hadisi Şerifler - Sayfa 37

Güncelleme: 11 Kasım 2017 Gösterim: 262.435 Cevap: 447
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Eylül 2006       Mesaj #361
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber (a.s.) bir gün insanların arasında oturuyordu. O sırada ona bir zat geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! İman nedir?" dedi. "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Allah'a kavuşmaya, peygamberlerine inanman ve keza son dirilmeye iman etmendir" buyurdu. İslâm nedir? dedi. "İslâm, Allah'a kulluk etmen ve ona hiç bir şeyi ortak yapmaman, Farz namazı dosdoğru kılman, farz kılınmış olan zekâtı vermen ve Ramazanda oruç tutmandır" buyurdu. Ey Allah'ın Resulü! İhsan nedir? dedi. "Allah'a onu görürcesine ibadet etmendir. Her ne kadar onu görmüyorsan da o seni muhakkak görür" buyurdu. Ey Allah'ın Resulü, Kıyamet ne zamandır? dedi. (Cevaben Efendimiz) Buyurdu ki: "Bu konuda sorulan sorandan daha çok bilgiye sahip değildir. Fakat onun alâmetlerini sana haber vereceğim: Cariyenin efendisini doğurması, onun alâmetlerindendir. Yalınayak ve çıplak kimseler, insanların idarecileri oldukları zaman, işte bu da onun alâmetlerindendir. Koyun çobanları yüksek bina kurmakta birbirleriyle yarışa başladıkları zaman, işte bu da onun alâmetlerindendir. (Kıyametin vakti) Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği beş şeye dahildir." Bundan sonra Peygamber: MEDIA5CB2 Kıyamet vakti hakkındaki bilgi ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez, yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez, şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır MEDIA5CB1 ayetlerini okudu. Ebu Hureyre der ki: Sonra o şahıs dönüp gitti. Arkasından Allah Resulü (a.s.): "O adamı bana geri getiriniz" diye emretti. Bunun üzerine sahabeler onu geri getirmek için aramaya başladılar, fakat bir şey göremediler. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "İşte o, Cebrail'dir. İnsanlara dinlerini öğretmek için gelmiştir" buyurdu.

Sponsorlu Bağlantılar
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
1 Ekim 2006       Mesaj #362
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
1mo8

Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Ekim 2006       Mesaj #363
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Allah Resulü (a.s.), Ebu Bekr, Ömer ve Osman ile birlikte Ramazan Bayramı namazında hazır bulundum. Bunların hepsi de namazı hutbeden önce kıldırır, sonra da hutbeyi okurlardı (Bir defasında) Hz. Peygamber'in (a.s.) hutbeden sonra (minberden) aşağıya indiğini (cemaatın dağılmaması için) eliyle oturun işareti yaptığını görür gibiyim. Sonra yanında Bilâl olduğu halde, erkeklerin saflarını yara yara kadınların bulunduğu yere geldi. Resulü Ekrem: Ey Peygamber! Mümin kadınlar Allah'a hiçbir şeyi eş tutmamaları, şartıyla sana biat etmeye geldikleri zaman. ayetini okuduktan sonra (kadınlara): "Sizler bu biat üzere sabit misiniz?" diye sordu. İçlerinden kim olduğu bilinmeyen bir kadın: "Evet; Ey Allah'ın Resulü" dedi. Diğerleri cevap vermedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Öyle ise sadaka verin" buyurdu. Bilâl elbisesini yayarak: "Babam, annem size feda olsun! Haydi gelin atın" dedi. Onlar da halkalarını, yüzüklerini Bilâl'in elbisesi içine atmaya başladılar.
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
3 Ekim 2006       Mesaj #364
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
3556 - Amr İbnu Abese es-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalın(ın bittiği mahallin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senâda bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasını(n korku ve muhabbetini) çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır."
Müslim, Müsâfirin 294, (832).
3557 - Abdullah es-Sunâbihi radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mü'min kul abdest aldıkça mazmaza yaptı mı (ağzını yıkadı mı) günahlar ağzından çıkar. (Burnunu sümkürdü mü) günahlar burnundan çıkar, yüzünü yıkadı mı günahlar göz kapaklarının altına varıncaya kadar yüzünden çıkar. Ellerini yıkadı mı günahlar tırnak diplerine varıncaya kadar ellerinden çıkar. Başını meshetti mi, günahlar kulaklarına varıncaya kadar başından çıkar. Ayaklarını yıkadı mı, günahlar ayak tırnaklarının altına varıncaya kadar ayaklarından çıkar. Sonra mescide kadar yürümesi ve kılacağı namaz nafile (bir ibâdet) olur.''
Muvatta, Tahâret 3 0, (1, 31); Nesâi, Tahâret 3 5, (1, 74); İbnu Mâşe, Tahâret 6, (283).
3558 - Ebu Ümâme el-Bâhili radıyallahu anh anlatıyor: "Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ı dinledim, diyordu ki: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a: "Abdest nasıl alınır?'' diye sordum. Şöyle açıkladı:
"Abdest mi? Abdest alınca şöyle yaparsın: Önce iki avucunu tertemiz yıkarsın. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkarsın. Başını meshedersin, sonra da topuklarına kadar ayaklarını yıkarsın. (Bunları tamamladın mı) bütün günahlarından arınmış olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan doğduğun gün gibi, hatalarından çıkmış olursun.''
Ebu Ümâme der ki: "Ey Amr İbnu Abese dedim, ne söylediğine dikkat et! Bu söylediklerinin hepsi bir defasında veriliyor mu?
"Vallahi dedi, bilesin ki artık yaşım ilerledi, ecelim yaklaştı, (Allah'tan ölümden çok korkar bir haldeyim), ne ihtiyacım var ki, Allah Resülü hakkında yalan söyleyeyim! Andolsun söylediklerim, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'dan kulaklarımın işitip, hafızamın da zabtettiklerinden başkası değildir."
Müslim, Müsâfırin 294, (832); Nesâi, Tahâret 108, (1, 91, 92).
Bu hadis, Nesâi'nin metninden alınmadır. Amr İbnu Abese radıyallahu anh'ın müslüman oluşunu anlatan uzunca bir hadisin son kısmıdır.
3559 - İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse, AIlah bu sebeple kendisine on (misli) sevab yazar.''
Tirmizi, Taharet 44, (59).
3560 - Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim abdest alıp: "Sübhâneke Allahümme ve bihamdike estağfiruke ve etübu ileyke. (Rabbim seni tenzih ederim, Allah'ım hamdim sanadır, senden bağışlanmak isterim, tevbem de sanadır)" derse, bu bir kâğıda yazılır, sonra bir mühür üzerine nakşedilir, sonra da Arş'ın altına kaldırılır ve Kıyamete kadar (mühür) kırılmaz.''
Rezin tahric etmiştir.
ABDESTİN SIFATI
3561 - Humrân Mevlâ Osman anlatıyor: "Hz. Osman radıyallahu anh su istemişti. (Getirdim. Aldı ve) üç kere ellerine dökerek yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup mazmaza ve istinşakta bulundu (ağzına ve burnuna su alıp yıkadı). Sonra üç kere yüzünü, arkasından da dirseklerine kadar üç kere ellerini yıkadı. Sonra başına meshetti, sonra da topuklarına kadar ayaklarını üçer sefer yıkadı ve:
"Ben Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ı, şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdesti bitince de şöyle demişti:
"Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'at namaz kılar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir şey) konuşmazsa geçmiş günahları affedilir."
Buhari, Vudü 24, 28, Savm 27; Müslim, Taharet 3, 4, (226); Ebu Dâvud, Tahâret 50, (106); Nesâi, Tahâret 27, 2 8, 93, (1).
3562 - Ebu Davud'un İbnu Müleyke'den kaydettiği bir başka rivâyette şöyle gelmiştir: "Hz. Osman radıyallahu anh'tan abdest hakkında (nasıl alınacağı) sorulmuştu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabı getirildi. Kaptan önce sağ eli üzerine su döktü (ve onu yıkadı), sonra sağ elini kaba batırdı, üç kere mazmaza, üç kere istinşakta bulundu. (önceki hadiste geçtiği üzere zikretti. Hadisdte şu ziyade var): "Sonra elini daldırıp su aldı ve başına, kulaklarına meshetti, kulakların iç ve dışlarını birer kere meshetti.''
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (108).
3563 - Yine Ebu Dâvud'un bir diğer rivâyetinde şöyle gelmiştir: "Sağ eliyle sol eli üzerine su döktü, sonra her ikisini de bileklere kadar yıkadı."
Ebu Dâvud, Taharet 50, (109).
Yine Ebu Dâvud 'un bir diğer rivâyetinde "Başını üç kere meshetti '' den miştir.
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (110).
3564 - Abdu Hayr anlatıyor: "Hz. AIi radıyallahu anh bize geldi ve namaz kıldı. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi.
"Suyu ne yapacak, namazı kıldı ya! Herhalde bize öğretmek istiyor!" dedik. İçinde su olan bir kapla bir leğen getirildi. Kaptan sağ eline su döktü: Üç defa ellerini yıkadı. Sonra üç kere mazmaza ve istinşakta bulundu. Mazmaza ve istinşakı su aldığı eliyle yaptı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, sağ elini üç kere yıkadı, üç kere sol elini yıkadı. Sonra elini kaba batırdı, bir kere başını meshetti. Sonra üç kere sağ ayağını yıkadı, üç kere sol ayağını yıkadı. Sonra: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın abdestini bilmek kimin hoşuna giderse, işte o böyledir!" dedi."
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (111); Tirmizi, Tahâret 37, (48); Nesâi, Tahâret 75, (1, 68).
3565 - Nesâi'nin bir diğer rivâyeti şöyledir: ".. Başını meshetti.'' -Şû'be, bir defasında alnından başının gerisine kadar (eliyle) işâret etti- sonra dedi ki:
"Ellerini tekrar geri getirip getirmediğini bilmiyorum.''
Nesâi, Tahâret 76, (1, 68-69).
3566 - Ebu Dâvud'da, İbnu Abbâs'tan yapılan bir diğer rivâyet şöyledir: "Ali radıyallahu anh yanıma girdi. Su dökmüş (küçük abdest bozmuş) idi. Abdest suyu istedi. İçinde su olan bir kap getirdik. Bana:
"Ey İbnu Abbâs! Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?" dedi. Ben de: "Evet göster!" dedim. Bunun üzerine su kabını elleri üzerine eğdi ve ellerini yıkadı. Sonra sağ elini kaba soktu, onunla diğeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yıkadı. Sonra mazmaza ve istinşakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. İkisiyle birlikte su avuçlayıp yüzüne çarptı. Sonra başparmaklarını kulaklarının ön kısmına soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer aynı şeyleri tekrar etti. Sonra sağ eliyle bir avuç su aldı ve bunu alnına döktü ve yüzü üzerine akmaya bıraktı. Sonra dirseklerine kadar kollarını üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının arkasını meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alıp onu pabuç içinde olan (sağ) ayağına vurdu ve o su ile ayağını yıkadı. Sonra aynı muameleyi diğer ayağına, (sola) yaptı.''
(Abdullaş el-Havlani) der ki: "(İbnu Abbâs'a) sordum: "Ayaklar ayakkabı içinde olduğu halde mi?''.
"Evet dedi, ayakkabı içinde olduğu halde.'' Ben tekrar sordum:
"Ayakkabı içinde mi?''
"Evet! dedi, ayakkabı içinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabı içinde mi?''
"Evet! dedi, Ayakkabı içinde."
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #365
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ellerinize sağlık
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
8 Ekim 2006       Mesaj #366
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
1mi3

2ls2
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
9 Ekim 2006       Mesaj #367
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
seçme hadis'ler

"İlmi öğreniniz.Çünkü onun öğrenilmesi, Allah'a karşı haşyettir. Talebi ibâdettir. Müzâkeresi tesbihtir. Ondan bahis ise cihaddır."


"İlmin tâlibi (talebesi), RAHMAN'ın tâlibidir. İlmin talipçisi, İslâm'ın rüknüdür. Onun ser-ü mükâfatı, Peygamberlerle beraber verilir."


"İlim talep etmek, Allah'ın katında nâfile namaz, oruç, hacdan ve fiy-sebiylillah olan cihaddan efdaldir."


"Cihâdın en faziletlisi, kişinin kendi nefsi ve hevâsına karşı mücâhade etmesidir."
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
12 Ekim 2006       Mesaj #368
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
1no7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Ekim 2006       Mesaj #369
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HADİS-İ ŞERİFLER

-Siz ne haldeyseniz,başınıza o halde insanlar getirilir.(Hadis-i Şerif)

-Kişi dostunun yolundadır.O halde sizden her biriniz dost edineceği kimseye iyi dikkat etsin.(Hadis-i Şerif)

-Beş günah vardır ki,keffâreti yoktur.Bunlar; Allâh'a şerik koşmak,bi-gayri hakkın adam öldürmak,mü2mine bühtan ve iftira etmek, muharebe günü kaçmak ve yalan yere yemin ile hakkı iptal etmek.(Hadis-i Şerif)

-Farz ibadetlerinden sonra Allâh yanında amellerin en sevgilisi (rızâsına muvâfık olanı) , müslümanın kalbine sevinç koymaktır.(Hadis-i Şerif)

-Mazlumun bedduâsından sakın.Çünkü,onun duâsıyla Allah arasında (kabûlünde mani) bir perde yoktur.(Hadis-i Şerif)

-Allah katında en sevgiliniz,ahlâkı güzel olan,halk ile geçinenler ve kendisiyle geçinilen,yumuşak huylu olanlardır.Ve Allâh yanında buğz . . edilenlerinizde, insanla arasında biribirine lâf götürüp getirmekle uğraşan, onların kusurlarını arayarak din kardeşlerinin aralarına tefrika sokanlardır.(Hadis-i Şerif)

- Meddâhların (dalkavukların) yüzlerine toprak saçınız.(Hadis-i Şerif

-Allah bir kuluna hayır murâd ederse onun gönlüne zenginlik ve kalbine takvâ verir.Bir kuluna da şe dilediği vakit fakirliği iki gözünün önüne getirir.(Hadis-i Şerif)

-Herhangi bir kimse,bir şahsı içlerinde bu şahıstan daha ehil kimse bulunduğunu bildiği halde , on kişi üzerinde âmir tayin ederse,Allah ve . . Resûlu'llah'a ve müslümanlara hıyanet etmiş olur..(Hadis-i Şerif)

-Gizli ve âşikâr her işinde,Allah'dan korkmayı tavsiye ederim..(Hadis-i Şerif)

-Allahu Teâlâ zâlimi imhâl eder (bir müddet cezasını tehir eder),taki gazabına uğrayınca onu kimse kurtaramaz.(Hadis-i Şerif)
nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
15 Ekim 2006       Mesaj #370
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
Zeyd b. Halid Cühenî'nin (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) Hudeybiye'de geceleyin yağmış olan yağmurdan sonra kendilerine sabah namazı kıldırdı. Namazı bitirince yüzünü cemaate döndürdü ve: "Bilir misiniz, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sordu. Allah ve Resulü en iyi bilendir, dediler. Allah Resulü: "Allah, kullarımdan kimi bana iman etmiş, kimi de kâfir olarak sabahladı. Her kim Allah'ın ihsanı ve rahmetiyle üzerimize yağmur yağdı dediyse işte o, bana iman etmiş, yıldıza iman etmemiştir. Her kim de şu şu sebeplerle üzerimize yağmur yağdı dediyse işte o, bana değil, yıldıza iman etmiştir, buyurmuştur" buyurdu.


İbn Abbas (r.ahm.) anlatıyor:
Allah Resulü (a.s.) Şanı Yüce Rabbinden rivayet ettiği bir kudsi hadiste şöyle buyuruyor: "Allah, iyi ve kötü şeyleri tayin etmiştir. Sonra da bunları açıklamıştır. Kim bir iyilik yapmaya niyetlenir de yapamaz ise, Allah o kişi adına tam yapılmış bir iyilik yazdırır. Eğer niyetlendiği bu iyiliği yapabilirse, Şanı Yüce olan Allah, o kişi adına on iyilikten başlayarak yedi yüz katı ve hatta daha çok kat iyilik yazdırır. Kim de bir kötülük yapmaya niyetlenir de yapmazsa, Allah o kişi adına tam yapılmış bir iyilik yazdırır. Eğer o kişi bir kötülük yapmaya niyetlenir de yaparsa, Allah onun adına tek bir kötülük yazdırır


Abdullah b. Mesûd'un (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Ben Cehennemliklerin Cehennemden son çıkacak, ve Cennetliklerin de Cennete son girecek olanını bilip duruyorum. Bu bir kimsedir ki Cehennemden emekleye emekleye çıkar, Yüce Allah ona: Git Cennete gir, buyurur. O kimse Cennete varır, ona öyle gelir ki Cennet dopdoludur (herkes kendine ait yerlerini alıp, işgal etmiş, açık bir yer bırakmamıştır). Dönüp! Ey Rabbim! Cenneti ben dopdolu buldum, der. Yüce Allah yine ona: Git, Cennete gir, buyurur. O kimse Cennete varır. Yine ona Cennet dopdolu gibi gelir. Dönüp: Ey Rabbim! Cenneti ben dopdolu buldum, der. Allah ona: Git, Cennete gir, dünya kadar ve dünyanın on misli kadar yer senindir (yahut dünyanın on misli senindir), buyurur. O kul: Sen yegâne Melik olduğun halde benimle alay mı ediyorsun (yahut bana gülüyor musun?) der. Ravi der ki: (Bu ilahi vaadi o biçare alay etmek olarak düşündüğünden dolayı) Vallahi Allah Resulü'nün (a.s.) gerideki dişleri belirinceye kadar güldüğünü gördüm. (Ravi der ki, Ashap arasında) Cennet ehlinin en aşağı mertebede olanı işte bu kimsedir," denirdi.

Benzer Konular

29 Kasım 2009 / Misafir Cevaplanmış
4 Ekim 2009 / Misafir Cevaplanmış
8 Aralık 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
6 Ocak 2009 / ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış