Arama

Aşk ve Romantizm'e Dair - Sayfa 16

Güncelleme: 4 Mart 2017 Gösterim: 111.718 Cevap: 216
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Haziran 2006       Mesaj #151
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anladım

Sponsorlu Bağlantılar

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet.


Yüreğini elime koyduğunda anladım...


''Sana ihtiyacım var, gel!'' diyebilmekmiş güçlü olmak.

Sana ''git'' dediğimde anladım...


Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek.
"Git" dediklerinde, gittiğimde anladım...

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım...

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak.
Gerçekten pişman olduğumda anladım...

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş.
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış.
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım...

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi.
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım...

Sevgi emekmiş.

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Temmuz 2006       Mesaj #152
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
adaskolsun6qn

Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #153
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Romantik
-Romantik olmalıyım. Gamze ile buluşurken romantik olmalıyım. Hiçbir zaman hiçbir kızla buluşurken romantik olamadım hep ayı oldum ama bu sefer başarmalıyım. Yapacağım tek şey güzel şeyler düşünmek. Hani nasıl Peter Pan’de uçmak için güzel şeyler düşünmek gerekiyorsa romantiklik içinde aynısı gerekli sonuçta romantiklikte bir çeşit uçmak sonuçta neden mi? Ha ha (Hafiften bir gülümseyişti bu içtendi açıkçası) çünkü aşk insanın ayağını yerden keser de ondan Msn Happy

Faruk aynaya bakarken bunları konuştu kendisiyle. İnsanın en iyi dostu kendisiydi Faruk’a göre. O yüzden aynaya bakarken bir dostuna bakıyormuş gibi bakardı ve bir dostuyla konuşurmuş gibi konuşurdu. Bugün ona çok ihtiyacı vardı açıkçası. Gamze’yi etkilemeliydi. Gördüğü en iyi kızlardan biriydi , tam tipiydi. Bilgisayarı sevmesi özellikle Faruk için yeterliydi. Ne sohbetler ederdi eğer onunla birlikte olabilse off off. Tabi şimdi bunları düşünmenin sırası değildi odaklanmalıydı buluşmaya hayatında bir kez olsun romantik olabilmeliydi. Yola çıktı bir sahilde buluşacaklardı.

-Merhaba Gamze bunlar senin için.
Bir demet gül getirmişti paraya kıyıp. Bari işe yarasaydı.
-Aman Allah’ım bunlar çok güzel şey ben ne diyeceğimi bilemiyorum ay rengide kırmızı…
İşe yaramıştı başaracaktı bu gidişle.
-Boşver önemli değil sadece bir gül.
-Güller en güzel çiçeklerdir. Aşkı sembolize ederler. (Hafiften kızarmıştı)
-Evet doğru (Faruk’ta kızarmıştı hafiften) Hatta Öyle güzellerdir ki güzellikleri kızlarla kıyas bile edilir. Kadınlar bir çiçektir falan yani. Tabi buradaki çiçek her zaman gülle tasvir edilir. Ama bence öyle değil.
-Ne demek istiyorsun? Sinirlenmişti Gamze haklı olarak..
-Dur yanlış anlama. Ben benzetmeye karşı çıktım. Çünkü sizlerde diken yok ki. (İşte bu dedi kendi kendine. Gamze’nin suratı değişmişti tebessümü artmıştı.)
-İşte bu güzel bir iltifattı. İstersen şöylece sahilde bir yürüyelim ne dersin.
-Onun yerine sahilde oturmaya ne dersin hem güneşin batışını da izleriz. Güneş battığı zamanki renkler beni çok duygulandırır da o zaman yanımda bir de sen olursan…
Yapmıştı işte başarmıştı umduğundan da romantik çıkmıştı.sahile oturmaya gittiler. Kumların üzerine yan yana oturdular. Güneşin batışını tüm ihtişamıyla izlemeye başladılar. Faruk elini yavaştan Gamze’nin omzuna koyuyordu ki telefonu çaldı.
-Efendim (Nedir bu şans be )
-Alo oğlum benim annen , eve gelirken iki ekmek al olur mu?
-Tamam anne alırım kapatıyorum telefonu evde görüşürüz. (Telefonu kapattı Gamze’nin yüz ifadesi hafif değişmişti yanağından hafif bir makas aldı gülümsedi)
Elini tekrar kaldırdı Gamze’nin Omzuna koydu Gamze de başını Faruk’a yasladı. Bu sırada gene telefon çaldı.
-Abi eve gelirken bana çukulata alsana.
-Tamam Cemre alırım çukulata (Sesini yükseltmişti burada. Gamze’nin irkildiğini hissetti.) kapatıyorum.
-Faruk cep telefonunu kapatsan da rahat rahat otursak.
-Üzgünüm Gamze bazı yerlerden telefon bekliyorum. Biliyorsun bir iki kısa film yarışmasına katılıyorum hazırlıklarımız var.
Gamze ses çıkartmadı ama suratı çok asılmıştı. Onu teselli etmek için bu sefer yanağından öptü. Az bir şey işe yaramıştı. Morali de bozulmuştu bu ailesi de her yerde zırt pırt arayıp duruyor arkadaşlarının yanında rezil ediyorlardı birkaç kız arkadaşını da bu yüzden kaybetmişti. Derken gene telefon çaldı. Arayan numaraya bakmadan cevap verdi seslice.
-Ne var be bir rahat bırakmadınız yahu.
-Lan Faruk ne biçim konuşuyorsun sen babanla neredesin eşekoğlueşşek.eve niye gelmiyorsun çabuk eve gel.
-Baba arkadaşlayım konuşamam müsait değilim.
-Ne müsait değil mi ? Bağırmaya müsaitsin ama.
-Yeter be (Çığırından çıkmıştı Faruk) bir rahat bırakmıyorsunuz adamı ne öyle dakka başı arıyorsunuz adamı be.
-Kim aradı? Hem sen nasıl konuşuyorsun benimle?
-Kız arkadaşımla bir güneşin batışını izleyecektim hayatımda ilk defa romantik olacaktım ettiniz içine.
Kapattı telefonu hışımla.
Gamze bakıyordu ona sert sert.
-Ne bakıyorsun be ben buyum işte başlarım romantikliğinize de size de bir güneş batışı izleyelim dedik onda da yelkenleri suya indirdik. Güneşi bile batıramadan kendimi batırdım yuh olsun bana. Sana da elveda.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Temmuz 2006       Mesaj #154
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk

...Aşk eski bir hikayedir ama her zaman yepyeni...Ve aşk, öyle engin bir deryadır ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı...
Sana desem ki;
'Aşk kalbin göklere yükseldiği altın merdivendir.' Bilmem yeterli ulurmu?
Aşkın ilk soluğu, mantığında son soluğudur.
Bitmeyen bir şarkıdır aşk...Dudaklarda türkü, ruhu açan baharın gelişi gibi...Nasıl, nereden gelir bilinmez, öyle sessiz ve güçlü...
İnsan kalbindeki gerçek aşk dört nala giden bir attır. Ne dizgin anlar, ne ses dinler...
Aşk insanı kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar.
Aşkı anlatmak, suya mektup yazmaktan farksızdır.
Aşk işte, AŞK...



Halil Yildirim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Temmuz 2006       Mesaj #155
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
teamo
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Temmuz 2006       Mesaj #156
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen hiç...
Sen hiç sabahın altısında sevdin mi?..
Bir kaç saat önce soytarılık yaparken; eğlenceden, neşeden edindiğin maskeyi, aylar sonra göz yaşlarınla düşürdün mü?..
Utandın mı kendinden?
Meteoroloji illa ki kar beklerken doğan günde, hiç durmaksızın yağan yağmurdan çekindin mi?..
Ve merak ettin mi, nereye gidiyor bunca göz yaşı, bunca yağmur?..
Yaşanılan ne varsa sıraya giriyordu sanki...
Söküp atsam...
Her neredeyse deşip çıkarsam...
Yoook... Yoook kalsın orda!..
Unutmadan bu telaşı...
Yağan yağmuru...
Birikmiş anıları...
Eve koşmalı...
Sen hiç sabahın altısında kaleme kağıda sarılıp yazdın mı?..
Uykunun en sıcak yerindeyken bir çoğu, belgeledin mi yalnızlığını...
Yürümek geçti mi aklından İstiklal Caddesi boyunca?..
Yağmur olmak istedin mi?..
Kimse duymayacak nasıl olsa...
Bağıra bağıra ağlamak düştü mü usuna?..
Sen hiç sevdandan tiksindin mi?..
Hayasızca umutlandğın için...
Bittiğini kabullenemediğin için...
Ve lanet ettin mi böylesine bir bahta?..
Sen hiç şükretmenin keyfini ıska geçtin mi?..
Uykuların zehir zıkkım oldu mu?..
Sen hiç.............
Hiç!
ELeCtRiC - avatarı
ELeCtRiC
Ziyaretçi
22 Temmuz 2006       Mesaj #157
ELeCtRiC - avatarı
Ziyaretçi
Ben bu romantizm den pek anlamam. Aşktanda yaşamış değilim, yaşamak da istemem. Çekingen bir insana göre değil bu işler sanırım... Sanmayın cesaretim yok. Var ama tenezzül etmemek gibi bir şey var içimde. Sanki hiç gerek yokmuş gibi. Sonrasında aldığım duyumlardan hiç memnun olmuyorum. İlişkilerime başlamadan çatlaklıklar oluşuyor nerde kaldı ilişki içinde. Ben duygusuz bir insanda değilimdir. Yumuşak bir kalbim olduğunu varsayabilirsiniz. Her şey yerine göre değişir. İnsanlara nasıl davranılacağına elimden geldiğince dikkat ederim... Bazen havamda olduğumuz zamanları saymıyorum... İşte ben bu kadar basit sıradan bir insanım....

Benim neyine, romantizm de aşk da...


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Temmuz 2006       Mesaj #158
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşka ve terke dair...

Öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki ne sevebilir ne terk edebilirsiniz.
Kör kütük bağlanmışınızdır aslında.
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır.
İç çekişmelerinizin nedeni, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur.
Göz yaşlarınız da, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır.
Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır.
Sınırsız ve nihayetsizdir.
Ölmek var dönmek yoktur.
Gün gelir anlarsınız, içten içe bir şeylerin kanadığını.
Tutkulu sevdaların gizli hançeri başlar parıldamaya...
Orasından burasından eleştirmeye koyulursunuz,
Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa...
Başkalarını örnek göstermeye, "bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız.
Aşkınızın gözü kör değildir artık.
Yanlışını görür düzeltmek istersiniz.
"Eskiden böyle miydi ya...."diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı.
Açıldıkça bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltınızdan.
Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz, değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğe yorar bunu... ihanete sayar...
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler.
Bir zamanlar bir gülücüğüyle, alacakaranlığı ısıtan o rüya,
Bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size...
Hoyrattır bakmaz yüzünüze, zehir akar dilinden, konuşturmaz.
Suçlar, yargılar, mahkum eder. mühürler dudaklarınızı. siler sizi defterden...
"iyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşayamayacağınızı bilirsiniz ama böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz, severek terk edersiniz....
"Madem öyle"nin çağı başlar ondan sonra.
Madem ki siz böylesine tutkun iken O hep başkalarını seçmiştir,
Madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde günah sizden gitmiştir.
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece....
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre.
Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni...
Ansızın kulağınıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından,
Süzülüp gelen bir korku hatırlatır onu yeniden.
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder, ağlarsınız.
Kokusunu özlersiniz, türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi,
Yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız...
Sular kulağına fısıldasın diye..
Dönüp, "seni hala seviyorum" diye bağırmak gelir içinizden....
Dönemezsiniz.
Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu.
Ne onunla olur, ne onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu,
Hem "ne olacak sonunda" kuşkusu.
Böyle sevemezsiniz,
Terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz!...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Temmuz 2006       Mesaj #159
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk ve Romantizm'e Dair
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Temmuz 2006       Mesaj #160
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GABRIEL GARCÍA MÁRQUEZ

“YAŞAM İÇİN 13 İFADE” Aşk'a Dair

1. Seni sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman, ben olduğum için seviyorum.

2.Hiç kimse senin gözyaşlarını haketmez, onu hakeden seni asla ağlatmayacak olandır.

3.Birinin seni senin istediğin gibi sevmemesi, onun seni tüm varlığıyla sevmediği anlamına gelmez.

4.Gerçek dost, elini tuttuğunda kalbine de dokunandır.

5.Birini özlemenin en kötü yolu, yanyana oturduğun halde onu hiçbir zaman elde edemeyeceğini bilmendir.

6.Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi asla bırakma, biri gülümsemene aşık olabilir.

7.Bu dünyada bir insan olabilirsin ama birisi için bir dünya olabilirsin.

8.Zamanını seninle geçirmekle ilgilenmeyen biriyle zamanını harcama.

9.Belki de Allah doğru kişi ile karşılaşmadan önce yanlış insanlarla karşılaşmamızı istemiştir. Minnet duygusunu böyle tadacağız.

10.Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse.

11.Seni kıracak insanlar her zaman olacaktır, öyleyse güvenmeye ihtiyacın var, sadece dikkatli ol.

12.Daha iyi bir insan ol ve yeni bir insanla karşılaşmadan o kişinin de senin kim olduğunu bildiğini ümit etmeden önce kendinin kim olduğunu bildiğinden emin ol.

13.Çok fazla uğraşma, en iyi şeyler ummadığın zamanlarda olur.

Smiley9

Benzer Konular

2 Ekim 2013 / Misafir Genel Mesajlar
30 Aralık 2016 / _Yağmur_ Sanat
18 Şubat 2012 / GusinapsE Sağlıklı Yaşam
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
16 Haziran 2010 / LaSalle X-Sözlük