Arama

Aşk ve Romantizm'e Dair - Sayfa 3

Güncelleme: 4 Mart 2017 Gösterim: 111.542 Cevap: 216
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ekim 2005       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ASKIN 50 ISARETI

Sponsorlu Bağlantılar
1- "Seni seviyorum" demeye doymuyorsaniz.
2- En bakimsiz halinizi bile görmesine aldirmiyorsaniz.
3- En bakimsiz halinize bile bayiliyorsa.
4- En sarhos oldugu zamanlarda bile, asla size eski sevgilisinin adiyla hitap etmiyorsa.
5- Eski sevgilinizi gördügünüzde içiniz kipir kipir olmuyorsa.
6- Is seyahatine çiktiginda ondan haber alamadiginizda, sinirlenmek yerine, basina birsey gelmesinden endise ediyorsaniz.
7- Gazetenin 3. sayfasini okurken gördügünüz kötü haberler sizi çok etkiliyorsa ve "ya o da böyle bir kaza geçirirse" diye düsünüp telasa kapiliyorsaniz.
8- Basiniz çok agridiginda, uyumaniza yardim etmek için, bütün gece size Sindrella'yi ve Robin Hood'u anlatiyorsa
9- Birlikte tatli yaparken çok egleniyorsaniz.
10- Alisveristen sonra sizinle ilgileniyorsa. Ama sadece kredi karti borcunuzu ögrenmek için degil, aldiginiz seyleri görmek için.
11- Yedekte adam tutmak huyunuz, esrarengiz bir sekilde sizi huzursuz etmeye basladiysa.
12- Sizin için çok önemli bir toplantida, yüzünüzde bir gülümsemeyle hayallere daliyorsaniz.
13- En aptal ask sarkilari bile size son derece anlamli geliyorsa.
14- Eski Türk filmleri sizi aglatmaya basladiysa.
15- Çevrenizdekiler, sizin çok daha anlayisli ve pozitif biri haline geldiginizi söylemeye basladilarsa.
16- Daha telefon çalarken, onun aradigini anliyorsaniz.
17- Siz seyahatteyken, hergün çiçeklerinizi sulamak için size ugruyorsa.
18- Size araba kullanmayi ögretirken, sabrini sonuna kadar muhafaza edebiliyorsa.
19- Saçinizin rengini bir ton bile degistirseniz, los isikta dahi farki anliyorsa.
20- Birbirinizin kredi karti sifresini biliyorsaniz.
21- Annenizle sevgi dolu bir ses tonuyla konusuyorsa.
22- Annesiyle sevgi dolu bir ses tonuyla konusuyorsaniz.
23- Henüz evlenmeden çocuk isimlerinden bahsetmeye basladiysaniz.
24- Onsuz tatile çiktiniz ve bütün vaktinizi telefon basinda onu ne kadar çok özlediginizi anlatarak geçirdiniz.
25- Caniniz ise gitmek istemediginde sizin için patronunuzu arayip hasta oldugunuzu söylüyorsa.
26- Siz kilo aldikça, tombul kadinlari sevdiginden bahsediyorsa.
27- Üzerinde son derece eski moda giysiler olsa bile, onunla en yakin arkadaslarinizin ugrak mekani olan bara gitmekten rahatsiz olmuyorsaniz.
28- Size durup dururken çiçek aliyorsa.
29- Size hala oyuncak ayilar ve tüylü *****ler aliyorsa.
30- Ne kadar saklamaya çalissaniz da, bugün sizin için kötü giden birseyler oldugunu farkediyorsa.
31- Yorgun oldugunda bile size seve seve masaj yapiyorsa.
32- Onun yüzünden egitiminizi yarim birakmanin veya kariyerinize zarar verecek bir adim atmanin "fedakarlik" oldugunun farkindaysa.
33- Basiniz sikistiginda ilk akliniza gelen onun koruyucu omuzlarina ihtiyaciniz olduguysa.
34- Sizin için yemek, temizlik hatta ütü yapiyorsa.
35- Arkadaslarinizla vakit geçirmeniz ve onun disinda da bir hayatiniz olmasi konusunda sizi destekliyorsa.
36- Özel günleri asla unutmuyor ve ufakta olsa mutlaka bir hediye aliyorsa.
37- Sizin için aglamaktan utanmiyor hatta bunun için gurur duyuyorsa.
38- Çok paraya ihtiyaciniz oldugu bir dönemde hiç düsünmeden bilgisayarini satabilecek kadar düsünceliyse.
39- Bir sorunu oldugunda ima yoluna gitmek yerine açik açik konusmayi tercih ediyorsa.
40- Ayni bir sarj makinesi gibi enerjinizi tazeliyorsa.
41- Gecenin bir yarisi, sadece sizi sevdigini söylemek için telefon ediyorsa.
42- Nasil olsa birlikte yasiyorsunuz diye kendini bosvermiyorsa. Iliskinizi taze tutmak için çaba sarfediyorsa. Mesela en sevdiginiz restoranda rezervasyon yaptirip size sürpriz ve romantik bir gece hazirliyorsa.
43- Size ayak uydurmak için tenis dersleri aliyorsa.
44- Birlikte dans dersleri almayi teklif ediyorsa.
45- Gece kulüplerinde piyasa yapmaktansa, sizinle evde video seyretmeyi tercih ediyorsa.
46- Pijamali halinizi gece kulüplerindeki çarpirifanii kadinlara tercih ediyorsa.
47- Kendisi acili sevdigi halde, sizin için yemegi acisiz ismarliyorsa.
48- Sizin için dünyanin öbür ucuna giderse.
49- Size gözü gibi bakiyorsa ve gözleri 6 numara bozuk degilse.
50- Size hergün "Sevgililer Günü"yse.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ekim 2005       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
En büyüğü 10 yaşında olan bir grup akıllı bıdığa "Sence aşk nedir?" diye sormuşlar. Alınan cevaplar, internette hızla dolaşıyor. Cevaplara bakınca anlıyoruz ki, gerçekten çağ atlıyoruz. Çocukluğumuzda bize "Aşk nedir?" diye sorsalar ne cevap verirdik? Aramızdan cevap verebilen çıkar mıydı? Evet, belki kendi aramızda "Aşk bir sudur iç iç kudur" türünden bir tekerleme yuvarlayıp işin içinden çıkardık ama aşağıdaki türden yargılara ulaşacak verimiz olmadığı gibi, dile getirmeye de utanırdık galiba! Bu arada unutmadan cevapların yanındaki yorumlar da e-posta dünyayı dolaşırken, isimsiz kahramanlarca eklenmiş... İşte cevaplar:
- Aşk, sevgilimizle aramızda bi sürü kötü şey meydana gelmeden önce hissettiğimiz şeydir. frown
Sponsorlu Bağlantılar
,
(: ((((((((()
- Benim anneannem sırtından hasta olmuştu ve eğilemediği için ayak tırnaklarına oje süremiyordu, dedemin de parmakları hasta olmasına rağmen anneannemin ayak tırnaklarına hep oje sürüyordu. Bence aşk budur.
(Evet yaaa. evet yaaa)
redface
- Sizin adınız size aşık olan birinin ağzından daha değişik çıkar, o size adınızı söylediği zaman "benim ne güzel adım var" diye düşünürsünüz...
(Hakikaten! Hiç böyle düşünmemiştim.)
ka19
- Aşk birlikte yemeğe gittiğimiz zaman sevgilimizin kendi kızarmış patateslerini bizim tabağımıza koyması ve bizim tabağımızdan hiçbir şey almamasıdır.
(İşte bu en güzeliydi)
ka09
- Aşk, biri sizi ne kadar kırmış olsa da sırf o üzülür diye ona kötü bişey söylememektir.
(Canımm yaa evet öööle, ama...)
ka08
- Aşk çok yorgun olduğumuzda bizi gülümseten bişeydir.
(Daha nasıl anlatılabilir ki?)
ka02
- Aşk, annemiz babamıza kahve yaptığı zaman ona götürüp vermeden önce kendisinin bir yudum içmesi ve tadının çok güzel olduğunu kontrol etmesidir.
(Bi de illa ki de paylaşmaktır)
Aşk ve Romantizm'e Dair
- Aşk, sevgilimiz bişey söylüyorsa yılbaşı hediyelerini açmayı bile bırakıp onu dinlemektir.
(Şimdi ağlicam ama, bu da ikinci en güzel tarif)
Aşk ve Romantizm'e Dair
- 'Senden nefret ediyorum' dediğimiz birine ilerde aşık oluruz.
(Hadiseyi çabuk kavramış :-))
Aşk ve Romantizm'e Dair
- Aşk sarılmaktır... Aşk öpüşmektir... Aşk "hayır" demektir.
(Bu da çabuk çözmüş :-)))
Aşk ve Romantizm'e Dair
- Aşk sevgilimizin her şeyini bildikten sonra bile onunla çok iyi arkadaş olabilmektir.
(Cidden ağlicam.)
Aşk ve Romantizm'e Dair
- Aşk kocamız çok terliyken ve kötü kokuyorken bile ona "Sen Bruce Willis'ten daha yakışıklısın" demektir. (Kesinlikleeeeeee)
- Aşk, köpeğinizi bütün gün evde yalnız bıraksanız bile eve döndüğünüzde size koşup bütün suratınızı yalamasıdır.
(Yaa off hayır bu çok acımasızca ama :-)))
- Aşk, Sevgililer Günü kartlarının üzerinde yazan şeyleri sevgilimize soylemek ama başkalarına söylerken yakalanmamaktır.
(eheheheheh seni gidi seni)
- Birine aşıksanız, kirpikleriniz hareket ettikçe gözlerinizin içinden yıldızlar çıkar.
(Süper tespit)
- Eğer aşık değilseniz "seni seviyorum"demeyin, ama gerçekten aşıksanız hep "seni seviyorum"diyin, hem aşıksanız hem de "seni seviyorum" demiyorsanız çok ayıp.
(Anlayan anlamıştır bile... :-)))
UKaLa - avatarı
UKaLa
Ziyaretçi
24 Ekim 2005       Mesaj #23
UKaLa - avatarı
Ziyaretçi
ŞİMDİ BEN NE DESEM HADİ ORDAN UKaLa DİYECEKSİNİZ BU YUZDEN BENDEN YORUM YOKMsn Happy
AMA ŞUNU SÖLEYİM AŞK HAKKINDA HERKES BİŞEYLER SÖLÜYOR
HERKES GERCEKDEN AŞIK OLDUĞUNU SANIYOR PEKİ YA GERCEKDEN ÖLE Mİ
MEVLANA CELALEDDİNİ HAZRETLERİNE SORMUŞLAR ''AŞK NEDİR''
MEVLANA ''DEMİŞKİ BEN DAHA ORAYA GELEMEDİM''
BU ARADA ALINTI YOK:p TAMAMEN BENİM FİKRİM
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ekim 2005       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
UKaLa adlı kullanıcıdan alıntı

ŞİMDİ BEN NE DESEM HADİ ORDAN UKaLa DİYECEKSİNİZ BU YUZDEN BENDEN YORUM YOKMsn Happy
AMA ŞUNU SÖLEYİM AŞK HAKKINDA HERKES BİŞEYLER SÖLÜYOR
HERKES GERCEKDEN AŞIK OLDUĞUNU SANIYOR PEKİ YA GERCEKDEN ÖLE Mİ
MEVLANA CELALEDDİNİ HAZRETLERİNE SORMUŞLAR ''AŞK NEDİR''
MEVLANA ''DEMİŞKİ BEN DAHA ORAYA GELEMEDİM''
BU ARADA ALINTI YOK:p TAMAMEN BENİM FİKRİM

İşe O Yandan Bakarsan TEK AŞK ALLAH AŞKIDIR.. Ama Asırlardır İnsanların Erkeğin Kadına Kadının Erkeğe Duyduğu Özel Ve Farklı Hislere Aşk ve Sevgi Denilmiş... Bu Yüzden Bir İnsana Duyduğumuz Olağan Üstü Hislerin Adına Aşk Diyoruz..Msn Wink UkaLA Msn Tongue
akA_G-JoY - avatarı
akA_G-JoY
Ziyaretçi
27 Ekim 2005       Mesaj #25
akA_G-JoY - avatarı
Ziyaretçi
Tanrı Ruhu yarattı ama ruh konuşmadı, Tanrı;''EY Ruh Konuş'' dedi. Ruh; ''Ey Tanrım Hissim Yok'' dedi ve tanrıda duyguları yarattı. Sevgiyi ve Nefreti Yarattı. Sevgiyle nefret beraber oldular ama tanrı hiddetlendi ve onları ayırdı. Sevgiyi cennete nefreti cehenneme hapsetti. 1010 yıl boyunca nefret cehennemde acı çekti. Sevgi ise cennette tüm güzellikler olması rağmen nefret olmadığı için acı çekti. 1010 yıl sonra nefret sevgiyi unuttu ama, sevgi nefreti unutmamıştı. İnsanların yaratılışlarıyla insan ruhuyla konuşan sevgi ve nefret ruhlara sevgi ve nefretin yanı sıra; kini, intikamı, acıyı, korkuyu, özlemi, hasreti ve sahiplenme duygularınıda öğretti. Sevgi kadına öğretti, Nefret erkeğe. Kadın Tanrıya dualar etti, erkek ise isyan etti. İnsanların yarısı Tanrıdan nefret etti. Diğer yarısı ise tanrıyı sevdi. Sevgiyle Nefretin ilk ve tek buluşması ise 1010 yıl geçmişte aşkı yarattıklarında zaten bitmişti.Ve aşkın hep sonunun olmasının sebebi tanrının aşkı istememesi olmuştur''...
Alıntı

Smiley32Bu şekilde güzel mitolojik efsanelerle duygulara anlam getiren yunan edebiyat üstatları ruhuna El-FatihaMsn Cool (haha) Smiley32

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ekim 2005       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
I- Umumi Hükümler

Madde 1- Herkes aşık olabilir.
Madde 2- Hiç kimsenin aşkına mani olunamaz.
Madde 3- İyiyi kötüyü ayıramayan kimse aşık olamaz.
Madde 4- Aşık sevgilisini kendini sevmeye zorlayamaz.
Madde 5- Aşık olduğunu iddia eden kimse bunu ispata mecburdur.
Madde 6- Aşkın karşılıklı olması şart değildir.

II- İlan-ı Aşk

Madde 7- İlan-ı aşk, tek taraflı yönetilmesi gerekli bir irade beyanıdır. Bu ilan bir şekli mahsusa tabi değildir.
Madde 8- İlan-ı aşk, yazılı şekilde olursa buna 'Aşk Mektubu' denir.
Madde 9- İmzasız aşk mektupları hiçbir hüküm ifade etmez. Meğer ki muhtevası yazarının hüviyetini sevgiliye haber vere.
Madde 10- Aşk ilan-ı sarih (belirgin) olabileceği gibi zimni de olabilir.
Madde 11- Aşk mektubunun yırtılarak mursile(gönderene) iadesi sarih bir red veye yeni bir icaba davet mahiyetindedir.
Madde 12- Sarih veya zimmen reddedilmemiş bir icaba mahiyetindedir.

III- Aşk Birliği

Madde 13- Tarafların karşılıklı olarak ilan-ı aşk etmeleriyle 'aşk akdi' doğar.
Madde 14- Birliğin devamı ve sariyeti için sevgililer hüsnüniyetle her çareye başvurabilir.
Madde 15- Bu maddelerin uygulanmasında A.K'nın 2.madesi kıyasen tatbik edilir.

IV- Birliğin Sona Ermesi

Madde 16- Taraflardan biri, diğerinin aşkını istismar ederse kusursuz taraf, birliği her zaman ve tek taraflı bir irade beyanı ile feshedebilir.
Madde 17- Aşıklardan birinin ölümü, ihaneti, yeni bir aşk birliği kurması gibi hallerin her birinin vukuunda birlik kendiliğinden fesih olur.
Madde 18- Taraflar karşılıklı olarak anlaşaraktan birliği feshedebilirler.
Madde 19- Bir maşuk aynı zamanda bir kaç aşığı idare ediyorsa 'hüsnüniyet' iddiasında bulunamaz.

V- Sona Ermenin Neticeleri

Madde 20- Birlik taraflardan birinin ölümü ile sona erirse, diğer taraf sevmekte devam edebilir.
Madde 21- Bir tarafın ihaneti halinde, kusursuz taraf, örf ve adete göre dilediği müeyyideyi tatbik etmekte serbesttir.
Madde 22- Bu kanunda, hakkında hüküm bulunmayan meselelerde örf ve adet, o dahi yoksa, Aşkın Kanunu'nun umumi hükümleri tatbik olunur
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Kasım 2005       Mesaj #27
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsanlar gördüm. Kendilerine yabancı,kendilerine garip... Hiç bitmeyecek bir yolun yolcusu gibiyiler . Ne mola verecekleri bir istasyon ne de varabilecekleri bir yer vardı. Ruhlarındaki kabullenmişlik yüzlerine yansımıştı. Birbirinin aynı olan bu insanların arasında yabancıydım ben.

Beni aralarına hiç almadılar. Tek kelime konuşmadım onlarla. Yinede bilinçsizce uyuyordum yaptıklarına. O bitmeyecek yola çıkmıştım çaresiz...

Koyu gri bir havanın hakim olduğu o yolda ne bir yıldız gördüm,nede bir tek yağmur damlası düştü yere. Ne sıcak vardı nede soğuk. Kara,kirli bir toprağın üzerinde atıyorduk adımlarımızı. Binlerce kilometreymiş gibi uzanıp gidiyordu yol önümüzde ve yeşile dair hiçbir şey görünmüyordu.

Yol boyunca binlerce kişi katılıyordu bize ve bu amaçsız insan kalabalığı çoğaldıkça çoğalıyordu. Ses yoktu,gülüş yoktu. Sadece nefes almaya odaklanmış beyin güruhuydu bu Ben, içimde çoğalttığım sesimi, bir mutlu yüze sakladığım gülüşlerimi dışarıya vurabilmek için çırpınıyordum.

Ama hiç kimsenin yüzü o cesareti vermiyordu bana. Bu bıktırıcı,bu tekdüze adımların atıldığı yoldan başka bir seçenek olmalıydı mutlaka. Sonra hiç varılmayacakmış kadar uzakta bir kuşun havalandığını gördüm. Bir umut yakalamıştım sonunda. Hızlandırdım adımlarımı , sıyrıldım kalabalıktan .Koşmaya başladım. Kuşa yaklaştıkça gri havanın dağıldığını, güneşin sarı ışıklarını,çiçeğin her rengini gördüm. En sonunda da seni...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2005       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BU SEVDANIN ATEŞİ

Hep ertelenen bir an hiç yaşamamaya mahkumdur...
Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacaktır.Mevsimleri sayarsak ömür baharsız tükenir gider.Sevdiğimizi bulmak yada bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda...
Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde,sebepsiz mi coşkun bir deniz de maviye hasretliğimiz?Ufukta görünen o ki,mutluluk tek kişiliktir aslında.Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun,Aşkın da sevdiğin kadar büyüktür.Sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.
Hasretle beklenen gelmez hiçbir zaman,o hasreti yalnız tüketirsin.Karşılık bulmuyorsa sevda,umut değil,kendini hükümdar sana köleler üretir,dönemezsin.
Ama boşa geçmemiştir dolan vakit.Heba olan şiirlerin de değildir.Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler,sırdaşlığını hiç terketmez.Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar,o gül solarken.
Ayrılanlar yıllar geçse de üstünden,hep aynı acıyı çeker.Ama yollar hiç bitmez.Sonuna geldiğini zannettiğin yerler birer duraktır aslında.Ve sen yolculuğunu gönüllü bitirmişsindir o durakta.Güneş hep geç kalırmış gibi gelir,sen bir baharda mevsimler başka hava da...
Gerçeklerle düşler yerini kaybeder.Bir tek o kalır yüreğinden hiç gitmeyen.Aynı bakışlı resmine saatlerce dalışın kalır,sevdanın tutsaklığında acılarını dindirmeyen...
Şöyle dimdik durup rüzgara karşı ‘Ey hayat sen şavklı sularda bir dolunaysın,aslında yokum ben bu oyunda,ömrüm beni yok saysın’ diyerek çekip gitmek gelir aklına,Bedeninizin parçalanması hiç umrunda değildir ama sevdiği uğruna ölenlerden olmak istemezsin.Çünkü yalnız yaşarken bir ihtimal daha vardır.Belki ölüme değil ama onun hayatına geç kalmışsındır.Uzaktır,öyle kalacaktır belki.Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi,yüreğini teselli etmek de sana düşer.
Herşeye rağmen korkutmasın seni bu sevdanın ateşi.Her yangın önce başladığı yeri yakar.Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde,yıllar geçsede senin adın yazar.Ve bil ki sevdiğim,uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever,seni sevdikçe yaşar...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2005       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O ki bardağa dökülen şaraptır
(Bal yoğunluğundadır, sıcaktır, ışıktır).


O ki sabah erken bir bahçedir
(Çayır kokusudur, serinliktir, mutluluktur).


O ki esen yeldir kar erirken
(Çiğdemdir, ağaç çiçeğidir, okşayıştır).


O ki içilen sudur kana kana
(Özlemdir, doymayıştır, kardeştir).


O ki bir yüce ırmaktır akar
(Ürküntüdür, baş dönmesidir, gidiştir).


O ki maviliği belirsiz denizdir
(Buğulanmadır, düştür, sevmekte ölümdür).


O ki bir ince kızdır ak tenli
(Yaşamdır, umuttur, gözyaşıdır).
ChinaDoll - avatarı
ChinaDoll
Ziyaretçi
18 Kasım 2005       Mesaj #30
ChinaDoll - avatarı
Ziyaretçi
Msn Brokenheart PAPATYA ve KELEBEKMsn Brokenheart
Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini
hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış.
Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde,
kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış.
Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da,
rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış.

Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya
başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış.
Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye.
Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya
görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını
bilememiş. içinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş.
Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin
üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu.

"Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza
gelmek istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve
"Merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten."
Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini,
nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış.

Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten
hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş.
Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını
seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı
güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok
sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış.
Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret
edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan,
incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya da
kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini.
Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği
kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana
ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler.

Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek
artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya
dönmüş ve; "Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş.
Papatya buna bir anlam verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa
benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır" demiş kelebek. "Bilakis,
sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü
sadece üç gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım. Artık
kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim."

Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten.
Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını
fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Sevi seviyorum"
diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece "Bende..."
diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş.

İçinden "Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim.
Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş.
Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin
acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş,
sonra da dökülmeye başlamış.
Her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden.

İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar,
sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş:
"Seviyor mu, sevmiyor mu?"...

Benzer Konular

2 Ekim 2013 / Misafir Genel Mesajlar
30 Aralık 2016 / _Yağmur_ Sanat
18 Şubat 2012 / GusinapsE Sağlıklı Yaşam
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
16 Haziran 2010 / LaSalle X-Sözlük