Bizler hiç düşünmeden, sorgulamadan Kur’an’dan uzak öyle bir din yaşıyoruz ki, adeta Allah’ın kitabı Kuran’ı küçümsediğimizin farkında olmadığımız gibi, yalnız Kur’an ile İslam’ı yaşayamayacağımıza inandırıldık. İman ettik dediğimiz Kur’an, bu düşünceye onay veriyor mu, hiç baktık mı? Elbette hiç bakmadık, hatta bakmaya teşebbüs bile etmemizi engelleyip, sen Kur’an’ı anlayamazsın senin ilmin ne ki, Arapça bir kelimenin bilmem kaç anlamı var, sen hangisinin olduğunu nereden bileceksin diyerek, aklın mantığın kabul etmeyeceği düşünceleri, her nedense kabul etmekte sakınca görmedik. Arapça olan Kur’an’a bunları söyleyenler, her ne hikmetse yine Arapça olan rivayet hadislere, neden bunları söylemediklerini hala fark edemediysek, Allah ile aldatılmaktan da asla kurtulamayız. İSLAM’I SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN’DAN ÖĞRENMEZSEK, SONUCUDA İŞTE BÖYLE OLUR. Mezheplerin hatta cemaat ve tarikatların şekillendirdiği İslam inancımızda şu mantık ve Kur’an dışı inancı, her nedense itirazsız, hiç düşünmeden Kur’an ile sorgulamadan kabul etmişiz ve bakın nelere inanıyoruz.
“KUR’AN’DA ALLAH NAMAZ KIL, OUÇ TUT, ZEKÂT VER, HACCA GİDİN DEMİŞ AMA DETAYLI AÇIKLAMA YAPMAMIŞTIR. BU KONUDAKİ DETAYLARI CEBRAİL ALLAH’IN RESULÜNE İZAH ETMİŞ VE ÖĞRETMİŞTİR. BİZLERDE RESULÜN RİVAYET HADİSLERİNDEN ÖĞRENDİK. ONUN İÇİN YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. RESULÜN RİVAYET HADİSLERİNİ VE RESULÜN SÜNNETİNİ ÇIKARTIRSAK, ORTADA DİN DİYE BİR ŞEY KALMAZ.”
Bizler islam’ı yaşarken, sorumlu olduğumuz Kur’an’a güvenmek yerine, Resule ait olduğunu asla kanıtlayamayacağımız, Resulün onayından asla geçmeyen, belkide haberi bile olmayan rivayet hadislere güvenmekte, inanmakta ne yazık ki sakınca görmüyoruz. Hatırlatmak isterim, bizlerin dinimizi şekillendirdiği, kuşku duymadan Resule ait olduğuna inandığımız rivayet hadisler konusunda, mahşer günü Allah’ın Resulü, ben böyle sözler söylemedim bana iftira atmışlar, ben size Kur’an’ı teliğ ettim ve orada yalnız Kur’an’a sarılın, sizleri Allah yalnız Kur’an’dan sorumlu ttacak, emin olmadığınız bilgilerin ardına sakın düşmeyin diye uyardığım ayetleri görmediniz mi derse, halimiz nasıl olur diye hiç düşünüyor muyuz? Ne yazık ki günümüzde yaşadığımız İslam’ın özeti bu söylenenler. Peki, Kur’an bu düşünceyi onaylıyor mu? Asla onaylamıyor, hatta söylediklerinin tam tersini söylüyor ama hiç kimsede buna itiraz etmiyor. DEMEK Kİ BİZLERİN İMANI KUR’AN MAYASIYLA MAYALANMAMIŞ, ALLAH’IN VAHYİ İLE İMAN TEMELİMİZ ATILMAMIŞ. İlginç olan Allah sakın Kur’an’ın sınırlarını aşmayın, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın diye uyardığı halde, bu uyarıyı tebliğ alan Müslümanlar bile atalarının, mezhep inançlarını değiştirmek istemiyorlar. Yani rivayet ve sanı inançlarını yaşayabilmek için, Allah’ın ayetlerini görmezden geliyorlar. İşte Allah bunu yapanlara MÜŞRİK diyor. İmanlarını yaşarken, Allah’ın vahyinin dışına çıkanlara da, işte bunlar BANA ŞİRK KOŞANLAR diye uyarıyor.
Rabbimiz, biz Kur’an’da hiçbir eksik bırakmadık, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız. Sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum diyecek, birileri çıkacak Allah namaz kıl, oruç tut, zekât ver Hacca git emrini vermiş ama detaylı açıklamamış diyecek, bizlerde buna inanacağız öyle mi? Doğrusu bende cahil cesareti yok, başkasını da ben bilemem. Bir Müslümana düşen, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Allah Kur’an’ı ben açıkladım bu görev bizim görevimiz dedikçe, bizler adeta inat ederek, hayır Kur’an açık ve detaylı değildir, onu Resul açıklamıştır diyoruz. Bakın Kur’an’ı kim açıklamış. “O HÂLDE, BİZ ONU OKUDUĞUMUZ ZAMAN, ONUN OKUNUŞUNA UY. SONRA ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR. (KIYAME 18-19 ) Diyanet meali.
Zerre kadar aklı olan ve onu düşünen, kullanan bir insan, Kur’an’ı hiç okumamış olsa bile Zuhruf suresi 44. Ayeti tebliğ aldıysa, asla bu söylenenlere inanmaz. Bu ayette Allah nasıl ikaz ediyor ve uyarıyordu hatırlayalım. “ŞÜPHESİZ BU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.” Sizce Allah salat et, oruç tut, zekât ver, Hacca git emrini verdiyse sorumlu tutulacağımıza hükmettiği Kur’an’da, verdiği emirleri açıklamamış hayatımıza nasıl geçireceğimizi izah etmemiş olabilir mi? Eğer buna inanırsak, Allah’ın adaletini sorgulamış oluruz ve şunu söylemiş oluruz. “ALLAH BİZLERİ KUR’ANDAN SORUNMLU TUTACAĞINA HÜKMETMİŞ AMA HÜKÜMLERİNİ NASIL YAPACAĞIMIZI SÖYLEMEMİŞ. İYİKİ HZ. MUHAMMED’İN RİVAYET HADİSLERİ ONUN SÜNNETİ VAR, YOKSA MAHŞER GÜNÜ ALLAH’A HESAP VEREMEZDİK.” Sizler bu düşüncede misiniz? Allah’ın Resulünün rivayet hadislerimi kurtardı bizim imanımızı? Lütfen kendimize gelelim ve ne dediğimizin nelere iman ettiğimizin, artık farkında olalım. İnanın hesap günü pişman oluruz.
Düşünen aklı başında, kafasını batıl inançlarla bulandırmamış ortaokul öğrencisi bile bu adaletsiz bir düşünceyi, inancı kabul etmez. Peki, bizler koskoca insanlar nasıl kabul edebiliyoruz? İşte onu anlamakta hala zorlanıyorum. Şunu lütfen unutmayalım, Allah Kur’an’ı açıklamak bizim görevimiz dedikten sonra, birçok kez Kur’an’ı yemin ederek kolaylaştırıp açıkladık ki hiç kimseye muhtaç olmayasınız diyorsa, KOLAYLAŞTIRILMIŞ BİR ŞEKİLDE KUR’AN’IN AÇIKLANDIĞINA İMAN ETMEK ZORUNDAYIZ, ÖNCE BUNU UNUTMAYALIM. Unutursak Allah’a ve onun kitabı Kur’an’a karşı gelmiş oluruz. Bizlerin yaptığı en öneli yanlışımız mezheplerin ve rivayetlerin dine, ibadetlerimize yaptığı ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde, bakın demek ki söyledikleri gibi Kur’an detay vermiyormuş, genel izahta bulunmuş deyip geçiyoruz.
HÂLBUKİ ŞÖYLE SÖYLEMEMİZ GEREKMEZMİ. MADEM ALLAH BİZLERİ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN, SİZİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTORUM DİYE HÜKMÜNÜ VERMİŞ, BU DURUMDA BİZLER KUR’AN’IN DETAY VERDİĞİ KADARIYLA YETİNMELİ VE İBADETLERİMİZİ O BİLGİLER IŞIĞINDA YERİNE GETİRMELİYİZ, DEMEMİZ GEREKMEZ Mİ? Peki, neden demiyoruz? Pişman olmak istemiyorsak, Lütfen imanımızı Kur’an ile sorgulayalım. Şimdide onların söylediklerinin bir an doğru olduğunu düşünelim. Yani yalnız Kur’an ile ne namaz kılabilirdik, neden zekât verebilirdik sözlerini doğru kabul edelim bir an.
Bildiğiniz gibi Allah’ın Resulü, ayetler indiğinde çevresine hem ezberletmiş hem de yanlışlık olmasın diye yazdırmış. Kendimize şu soruyu soralım, peki ayetleri yazdıran Allah’ın Resulü, o ayetlerin hayata geçirilme detayını Cebrail den öğrendikten sonra, Kur’an’a neden geçirmemiş? Hatırlatırım Allah’ın Resulü sağlığında, Kur’an’dan başka kayda alıp yazdırdığı tekbir hadisten bahsedilmez. Peki, hadisler ne zaman yazılmaya, kayda alınmaya başlanmış? Dört halife devrinde mi? Asla, tam tersine bu dönemde Resule ait olduğu iddia edilen hadis nakletmek ya da yazmak yasakmış, çünkü Resul sağlığında Kur’an dışından kendi sözlerini yani hadislerin yazımına izin vermiyormuş. EĞER HZ. MUHAMMED, KUR’AN DIŞINDAN CEBRAİLDEN ALLAH’IN NAMAZ, HAC, ZEKÂT GİBİ HÜKÜMLERİNİ NASIL HAYATIMIZA GEÇİRECEĞİMİZ KONUSUNDA AÇIKLAMALAR, DETAYLAR ALSAYDI YAZDIRMAZ MIYDI, NEDEN YASAKLASIN? ALLAH SORUMLU TUTTUĞU KUR’AN’DA, HÜKÜMLERİNİ NEDEN İZAH EDİP, DETAY VERMESİN DİYE DEMİ DÜŞÜNEMİYORUZ?
Aklın, mantığın ve Kur’an’ın onaylamadığı bu düşünceyi, inancı kabul edenler aslında şuna da inanmış oluyorlar. Allah’ın Resulü sağlığında yazdırmayıp görevini gereği gibi yapmamış, Resulün vefatından yaklaşık 200 yıl sonra, birilerinin aklına gelmişte, bu rivayet hadisleri toplayıp Resule atfen yazıya geçirerek, bizlerin imanlarını mı kurtarmış? BUNA MI İNANIYORSUNUZ? Haşa asla inanmıyoruz diyorsanız, lütfen inancınızı Kur’an ile sorgulayınız. Yüce Rabbimiz, SİZLERİ KUR’AN’DAN HESABA ÇEKECEĞİM, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, nice örneklerle açıkladık, sakın veliler edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek Veliniz yalnız benim hükmünü verdikten sonra, sizce biz kullarını zor durumda bırakıp, Kur’an’ı detaylı açıklamamış ve bizleri doğruluğundan emin olamayacağımız, rivayetlere muhtaç bırakmış olabilir mi? Karar sizin, imtihan sizin imtihanınız.
Allah Kur’an’da verdiği emirleri çok basit ve kolay her kulunun anlayıp yerine getirecek şekilde kolaylaştırmış bir şekilde göndermiş. Ama bizler Kur’an ayetlerini değil, rivayetleri imanımızın asli unsuru yaptığımız için, ALLAH’IN AÇIKLADIKLARI BİZLERE YETERSİZ DETAYSIZ GELİYOR. Salat yani bizim dilimizde kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız namaz, Allah ile bir olduğumuz, ona dua edip ondan yardım istediğimiz, ona saygımızı sunduğumuz çok önemli bir anımızdır. Lütfen bu konuda Allah nasıl detay verdiyse onunla yetinelim ve Allah ile baş başa huşu içinde olalım. Kur’an’a ters düşmeyen, geleneklerin ilavelerini de elbette hayatımıza geçirmemizde sakınca yok. Oruç konusunda Kur’an, bizlere gereken her türlü detayı vermiş ve açıklanmıştır, onunla yetinelim. Zekât konusunda bizlere rivayetlerin ve mezheplerin öğretisini lütfen önce kafamızdan atalım ve Allah ne diyor ona bakalım. Rabbimiz yoksula, ihtiyacı olana nasıl infakta bulunacağımız konusunda çok net hükmünü vermiş ve İHTİYACINIZDAN ARTA KALANI VERİN diyerek bir sınır koymamış, bizleri rahatlatmıştır. Ama bu konuda birçok ayet indirip, zekât verme konusunda bizleri teşvik etmiştir. Hatta zekât verme konusunu anlatırken, bizleri teşvik için şöyle sesleniyor ve bakın Bakara suresi 245. Ayetinde ne diyor. “KİMDİR ALLAH’A GÜZEL BİR BORÇ VERECEK O KİMSE Kİ, ALLAH DA O BORCU KENDİSİNE KAT KAT ÖDESİN.”
Değerli din kardeşlerim. Lütfen neye inandığımızın artık farkında olalım ve Allah’ın hadi bir benzerini getirin bakalım diye bizlere meydan okuduğu Kur’an için, aklın mantığın ve Kur’an’ın kabul etmediği sözleri söyleyip savunmayalım. İnanın bu can bu bedenden gitmeden bu gerçeklerin farkında olamazsak, HESAP GÜNÜ YÜZLERİ SİMSİYAH OLANLARIN SAFINDA OLURUZ. Dilerim, gerçeklerin bu dünyada farkında olabilenlerin safında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/
Sponsorlu Bağlantılar
Bizler islam’ı yaşarken, sorumlu olduğumuz Kur’an’a güvenmek yerine, Resule ait olduğunu asla kanıtlayamayacağımız, Resulün onayından asla geçmeyen, belkide haberi bile olmayan rivayet hadislere güvenmekte, inanmakta ne yazık ki sakınca görmüyoruz. Hatırlatmak isterim, bizlerin dinimizi şekillendirdiği, kuşku duymadan Resule ait olduğuna inandığımız rivayet hadisler konusunda, mahşer günü Allah’ın Resulü, ben böyle sözler söylemedim bana iftira atmışlar, ben size Kur’an’ı teliğ ettim ve orada yalnız Kur’an’a sarılın, sizleri Allah yalnız Kur’an’dan sorumlu ttacak, emin olmadığınız bilgilerin ardına sakın düşmeyin diye uyardığım ayetleri görmediniz mi derse, halimiz nasıl olur diye hiç düşünüyor muyuz? Ne yazık ki günümüzde yaşadığımız İslam’ın özeti bu söylenenler. Peki, Kur’an bu düşünceyi onaylıyor mu? Asla onaylamıyor, hatta söylediklerinin tam tersini söylüyor ama hiç kimsede buna itiraz etmiyor. DEMEK Kİ BİZLERİN İMANI KUR’AN MAYASIYLA MAYALANMAMIŞ, ALLAH’IN VAHYİ İLE İMAN TEMELİMİZ ATILMAMIŞ. İlginç olan Allah sakın Kur’an’ın sınırlarını aşmayın, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın diye uyardığı halde, bu uyarıyı tebliğ alan Müslümanlar bile atalarının, mezhep inançlarını değiştirmek istemiyorlar. Yani rivayet ve sanı inançlarını yaşayabilmek için, Allah’ın ayetlerini görmezden geliyorlar. İşte Allah bunu yapanlara MÜŞRİK diyor. İmanlarını yaşarken, Allah’ın vahyinin dışına çıkanlara da, işte bunlar BANA ŞİRK KOŞANLAR diye uyarıyor.
Rabbimiz, biz Kur’an’da hiçbir eksik bırakmadık, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız. Sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum diyecek, birileri çıkacak Allah namaz kıl, oruç tut, zekât ver Hacca git emrini vermiş ama detaylı açıklamamış diyecek, bizlerde buna inanacağız öyle mi? Doğrusu bende cahil cesareti yok, başkasını da ben bilemem. Bir Müslümana düşen, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Allah Kur’an’ı ben açıkladım bu görev bizim görevimiz dedikçe, bizler adeta inat ederek, hayır Kur’an açık ve detaylı değildir, onu Resul açıklamıştır diyoruz. Bakın Kur’an’ı kim açıklamış. “O HÂLDE, BİZ ONU OKUDUĞUMUZ ZAMAN, ONUN OKUNUŞUNA UY. SONRA ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR. (KIYAME 18-19 ) Diyanet meali.
Zerre kadar aklı olan ve onu düşünen, kullanan bir insan, Kur’an’ı hiç okumamış olsa bile Zuhruf suresi 44. Ayeti tebliğ aldıysa, asla bu söylenenlere inanmaz. Bu ayette Allah nasıl ikaz ediyor ve uyarıyordu hatırlayalım. “ŞÜPHESİZ BU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.” Sizce Allah salat et, oruç tut, zekât ver, Hacca git emrini verdiyse sorumlu tutulacağımıza hükmettiği Kur’an’da, verdiği emirleri açıklamamış hayatımıza nasıl geçireceğimizi izah etmemiş olabilir mi? Eğer buna inanırsak, Allah’ın adaletini sorgulamış oluruz ve şunu söylemiş oluruz. “ALLAH BİZLERİ KUR’ANDAN SORUNMLU TUTACAĞINA HÜKMETMİŞ AMA HÜKÜMLERİNİ NASIL YAPACAĞIMIZI SÖYLEMEMİŞ. İYİKİ HZ. MUHAMMED’İN RİVAYET HADİSLERİ ONUN SÜNNETİ VAR, YOKSA MAHŞER GÜNÜ ALLAH’A HESAP VEREMEZDİK.” Sizler bu düşüncede misiniz? Allah’ın Resulünün rivayet hadislerimi kurtardı bizim imanımızı? Lütfen kendimize gelelim ve ne dediğimizin nelere iman ettiğimizin, artık farkında olalım. İnanın hesap günü pişman oluruz.
Düşünen aklı başında, kafasını batıl inançlarla bulandırmamış ortaokul öğrencisi bile bu adaletsiz bir düşünceyi, inancı kabul etmez. Peki, bizler koskoca insanlar nasıl kabul edebiliyoruz? İşte onu anlamakta hala zorlanıyorum. Şunu lütfen unutmayalım, Allah Kur’an’ı açıklamak bizim görevimiz dedikten sonra, birçok kez Kur’an’ı yemin ederek kolaylaştırıp açıkladık ki hiç kimseye muhtaç olmayasınız diyorsa, KOLAYLAŞTIRILMIŞ BİR ŞEKİLDE KUR’AN’IN AÇIKLANDIĞINA İMAN ETMEK ZORUNDAYIZ, ÖNCE BUNU UNUTMAYALIM. Unutursak Allah’a ve onun kitabı Kur’an’a karşı gelmiş oluruz. Bizlerin yaptığı en öneli yanlışımız mezheplerin ve rivayetlerin dine, ibadetlerimize yaptığı ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde, bakın demek ki söyledikleri gibi Kur’an detay vermiyormuş, genel izahta bulunmuş deyip geçiyoruz.
HÂLBUKİ ŞÖYLE SÖYLEMEMİZ GEREKMEZMİ. MADEM ALLAH BİZLERİ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN, SİZİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTORUM DİYE HÜKMÜNÜ VERMİŞ, BU DURUMDA BİZLER KUR’AN’IN DETAY VERDİĞİ KADARIYLA YETİNMELİ VE İBADETLERİMİZİ O BİLGİLER IŞIĞINDA YERİNE GETİRMELİYİZ, DEMEMİZ GEREKMEZ Mİ? Peki, neden demiyoruz? Pişman olmak istemiyorsak, Lütfen imanımızı Kur’an ile sorgulayalım. Şimdide onların söylediklerinin bir an doğru olduğunu düşünelim. Yani yalnız Kur’an ile ne namaz kılabilirdik, neden zekât verebilirdik sözlerini doğru kabul edelim bir an.
Bildiğiniz gibi Allah’ın Resulü, ayetler indiğinde çevresine hem ezberletmiş hem de yanlışlık olmasın diye yazdırmış. Kendimize şu soruyu soralım, peki ayetleri yazdıran Allah’ın Resulü, o ayetlerin hayata geçirilme detayını Cebrail den öğrendikten sonra, Kur’an’a neden geçirmemiş? Hatırlatırım Allah’ın Resulü sağlığında, Kur’an’dan başka kayda alıp yazdırdığı tekbir hadisten bahsedilmez. Peki, hadisler ne zaman yazılmaya, kayda alınmaya başlanmış? Dört halife devrinde mi? Asla, tam tersine bu dönemde Resule ait olduğu iddia edilen hadis nakletmek ya da yazmak yasakmış, çünkü Resul sağlığında Kur’an dışından kendi sözlerini yani hadislerin yazımına izin vermiyormuş. EĞER HZ. MUHAMMED, KUR’AN DIŞINDAN CEBRAİLDEN ALLAH’IN NAMAZ, HAC, ZEKÂT GİBİ HÜKÜMLERİNİ NASIL HAYATIMIZA GEÇİRECEĞİMİZ KONUSUNDA AÇIKLAMALAR, DETAYLAR ALSAYDI YAZDIRMAZ MIYDI, NEDEN YASAKLASIN? ALLAH SORUMLU TUTTUĞU KUR’AN’DA, HÜKÜMLERİNİ NEDEN İZAH EDİP, DETAY VERMESİN DİYE DEMİ DÜŞÜNEMİYORUZ?
Aklın, mantığın ve Kur’an’ın onaylamadığı bu düşünceyi, inancı kabul edenler aslında şuna da inanmış oluyorlar. Allah’ın Resulü sağlığında yazdırmayıp görevini gereği gibi yapmamış, Resulün vefatından yaklaşık 200 yıl sonra, birilerinin aklına gelmişte, bu rivayet hadisleri toplayıp Resule atfen yazıya geçirerek, bizlerin imanlarını mı kurtarmış? BUNA MI İNANIYORSUNUZ? Haşa asla inanmıyoruz diyorsanız, lütfen inancınızı Kur’an ile sorgulayınız. Yüce Rabbimiz, SİZLERİ KUR’AN’DAN HESABA ÇEKECEĞİM, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, nice örneklerle açıkladık, sakın veliler edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek Veliniz yalnız benim hükmünü verdikten sonra, sizce biz kullarını zor durumda bırakıp, Kur’an’ı detaylı açıklamamış ve bizleri doğruluğundan emin olamayacağımız, rivayetlere muhtaç bırakmış olabilir mi? Karar sizin, imtihan sizin imtihanınız.
Allah Kur’an’da verdiği emirleri çok basit ve kolay her kulunun anlayıp yerine getirecek şekilde kolaylaştırmış bir şekilde göndermiş. Ama bizler Kur’an ayetlerini değil, rivayetleri imanımızın asli unsuru yaptığımız için, ALLAH’IN AÇIKLADIKLARI BİZLERE YETERSİZ DETAYSIZ GELİYOR. Salat yani bizim dilimizde kıyam, rükû ve secde ile yaptığımız namaz, Allah ile bir olduğumuz, ona dua edip ondan yardım istediğimiz, ona saygımızı sunduğumuz çok önemli bir anımızdır. Lütfen bu konuda Allah nasıl detay verdiyse onunla yetinelim ve Allah ile baş başa huşu içinde olalım. Kur’an’a ters düşmeyen, geleneklerin ilavelerini de elbette hayatımıza geçirmemizde sakınca yok. Oruç konusunda Kur’an, bizlere gereken her türlü detayı vermiş ve açıklanmıştır, onunla yetinelim. Zekât konusunda bizlere rivayetlerin ve mezheplerin öğretisini lütfen önce kafamızdan atalım ve Allah ne diyor ona bakalım. Rabbimiz yoksula, ihtiyacı olana nasıl infakta bulunacağımız konusunda çok net hükmünü vermiş ve İHTİYACINIZDAN ARTA KALANI VERİN diyerek bir sınır koymamış, bizleri rahatlatmıştır. Ama bu konuda birçok ayet indirip, zekât verme konusunda bizleri teşvik etmiştir. Hatta zekât verme konusunu anlatırken, bizleri teşvik için şöyle sesleniyor ve bakın Bakara suresi 245. Ayetinde ne diyor. “KİMDİR ALLAH’A GÜZEL BİR BORÇ VERECEK O KİMSE Kİ, ALLAH DA O BORCU KENDİSİNE KAT KAT ÖDESİN.”
Değerli din kardeşlerim. Lütfen neye inandığımızın artık farkında olalım ve Allah’ın hadi bir benzerini getirin bakalım diye bizlere meydan okuduğu Kur’an için, aklın mantığın ve Kur’an’ın kabul etmediği sözleri söyleyip savunmayalım. İnanın bu can bu bedenden gitmeden bu gerçeklerin farkında olamazsak, HESAP GÜNÜ YÜZLERİ SİMSİYAH OLANLARIN SAFINDA OLURUZ. Dilerim, gerçeklerin bu dünyada farkında olabilenlerin safında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/