Ziyaretçi
EMLAKÇILIK
Emlakçılık Nedir?Kimler Emlakçılık Yapabilir?
Emlak komisyonculuğu mesleğini tam anlamıyla düzenleyen direk bir yasa ve düzenleme Türk Hukuk sisteminde mevcut değildir. Türk Ticaret Kanunun 12 maddesinin 12 bendi ile ticaret sicili nizamnamesinin 14 maddesi Tellallık, komisyonculuk, ve sair tavassut (Aracılık) işlerini yapmak üzere kurulan müesseselere Ticarethane bunları işletenleri de Tacir olarak kabul etmiştir.
Borçlar kanunun 404 maddesinde Gayrimenkul Tellallığı yazılı olarak yapılmadıkça geçerli değildir denilmektedir. Bu sebeple T.T.K madde 12 hükümleri gereği Tellalık ve emlak komisyonculuğu arasında bir bağlantı kurulmaktadır.
Yine Borçlar kanununun 404-405-406-407 ve 409 uncu maddelerinde gayrimenkul tellalının yapacağı akitin şekli, alacağı ücret, çalışma usulünü kısmen de olsa belirleyici hükümler bulunmaktadır.
Ancak 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar kanunun 3153 sayılı kanunla değişik 6 ncı maddesi gereğince kurulan, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kurulunun 24/6/1997 tarih ve 9 nolu kararı ile emlak komisyonculuğu esnaf ve sanatkarlar kolları arasında Hizmetle ilgili meslek kolları bölümüne dahil edilmiştir. Bu karar 22 Ocak 1999 tarih ve 23588 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararın yürürlüğe girmesini takiben çeşitli illerde Kamu kurumu niteliğinde olan emlak komisyoncuları odaları kurulmaya başlamıştır.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan odalar. Anayasanın 135 maddesinde belirtildiği üzere belli bir mesleğe mansup olanların, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, MESLEKÎ faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun surette gelişmesini sağlamak. Meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak amacı ile kurulan Kamu tüzel kişilikleridir.
Bugünkü geldiğimiz noktada Emlakçıların tek bir çatı altında toplanması mümkün görünmemekle birlikte bu,durum emlakçıların Ticaret Odalarında bulunan emlak komisyoncuları meslek komitesi ve esnaf sanatkarlar bünyesinde kurulan emlak komisyonculuğu odalarının müşterek çalışmaları sonucu kısa zamanda emlakçların beklentileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için bir arada çalışmalarını gerektirmektedir.
Hukukta Emlakçılığın Yeri
Emlak komisyonculuğu mesleğini tam anlamıyla düzenleyen direk bir yasa ve düzenleme Türk Hukuk sisteminde mevcut değildir. Türk Ticaret Kanunun 12 maddesinin 12 bendi ile ticaret sicili nizamnamesinin 14 maddesi Tellallık, komisyonculuk, ve sair tavassut (Aracılık) işlerini yapmak üzere kurulan müesseselere Ticarethane bunları işletenleri de Tacir olarak kabul etmiştir.
Emlakinin, en kısa süre içinde satılmasını veya kiralanmasını temin için aracının geniş bir tanıtım yapmasını, en yüksek değerle en kısa sürede satılmasını, aldatılmadığını hissetmesini ve en son olarak ta tüm bu hizmetleri en ucuza yaptırtmayı bekler.
Borçlar kanunun 404 maddesinde Gayrimenkul Tellallığı yazılı olarak yapılmadıkça geçerli değildir denilmektedir. Bu sebeple T.T.K madde 12 hükümleri gereği Tellalık ve emlak komisyonculuğu arasında bir bağlantı kurulmaktadır.
Yine Borçlar kanununun 404-405-406-407 ve 409 uncu maddelerinde gayrimenkul tellalının yapacağı akitin şekli, alacağı ücret, çalışma usulünü kısmen de olsa belirleyici hükümler bulunmaktadır.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan odalar. Anayasanın 135 maddesinde belirtildiği üzere belli bir mesleğe mansup olanların, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, MESLEKÎ faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun surette gelişmesini sağlamak. Meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak amacı ile kurulan Kamu tüzel kişilikleridir.
Bugünkü geldiğimiz noktada Emlakçıların tek bir çatı altında toplanması mümkün görünmemekle birlikte bu,durum emlakçıların Ticaret Odalarında bulunan emlak komisyoncuları meslek komitesi ve esnaf sanatkarlar bünyesinde kurulan emlak komisyonculuğu odalarının müşterek çalışmaları sonucu kısa zamanda emlakçların beklentileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için bir arada çalışmalarını gerektirmektedir.
Emlakçılıkta kullanlılan terimler ve anlamları.
A
ADA: Çevresi yollarla sınırlanmış ve çoğu parsellere bölünmüş arsa ile böyle bir arsayı kaplayan yapılar takımı, yapı adası.
AKAR: Kiraya verilerek gelir sağlayan mülk.
ALTYAPI: Su, elektrik, kanalizasyon, yol gibi tesislerin tümüne verilen ad.
ANAHTAR TESLİM: Bir yapının tüm gereç ve işçiliğinin yüklenici tarafından karşılanıp, bütünüyle bitirilmiş olarak mal sahibine teslim edilmesini öngören sözleşme şekli.
ANTRE: Bir binanın veya apartman dairesinin ilk girilen bölümü, giriş.
APARTMAN DAİRESİ: Bir bina içinde birkaç oda ile mutfak ve banyodan meydana gelen, bir kişi veya bir ailenin oturabileceği büyüklükte daire.
ARSA: Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer; yasaya göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi.
B
BAĞIMSIZ BÖLÜM: Bir yapının Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerden her biri.
BAHÇEKENT: Sağlık ve konfor koşullarına uygun bir yaşam sağlamak amacıyla tasarlanmış, tarıma ayrılmış bir toprak parçasıyla çevrili uydu kent.
BALKON: Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru çıkmış, önü ve yanları korkulukla çevrili yer.
BANLİYÖ: Büyük bir kentin yakın çevresinde bulunan yerleşim birimi.
BARAKA: Tahta, çinko, sac gibi hafif gereçlerle yapılmış, temelsiz, eğreti yapı.
BARBEKÜ: Et ya da balığın ızgarada pişirildiği ocak, bir tür mangal.
BASIK: Tavan yüksekliği alışılagelmiş ölçülerden az olan daire, oda.
BAYINDIR: Gelişip güzelleşmesi, yaşayış koşullarının uygunlaştırılması için üzerinde çalışılmış olan yer; imar edilmiş.
C
CEPHE: Bir binanın yüzlerinden herbiri, özellikle ön yüz.
CİHANNÜMA: Her tarafı seyredebilmek için bazı ev çatılarının üstüne yapılan oda veya teras.
CUMBA: Eski Türk evlerinde, çoğu kafesli olan çıkma.
Ç
ÇATI KATI: Binalarda çatı ile son normal kat arasında yapılan kat.
ÇEKME KAT: Bir binanın son katı üzerine yapılan, cepheden geriye çekilmiş kat.
D
DAİRE: Bir apartman içinde yeralan, birden fazla konuttan herbiri.
DAM: Bir binanın göğe bakan yüzü.
DENİZE SIFIR: Denizle arasında herhangi bir yapı veya geniş bir toprak parçası olmayan yapı, arsa.
DEVREMÜLK: Tapusu belirli bir 'devre' kullanım için geçerli olan, ortak kullanılan konut, yazlık.
DOĞALGAZ: Yeraltından çıkarılıp yakıt olarak kullanılan, ısıl değeri metre küpte 8900 kilokaloriye ulaşan hidrokarbon gazı.
DÖNÜM: Eni ve boyu kırkar arşın olan eski bir yer ölçüsü, yaklaşık 1000 m2.
DUBLEKS: İki katlı, ikinci katına içten merdivenle çıkılan konut.
E
EBEVEYN BANYOSU: Yatak odasında bulunan banyo.
EKLENTİ: Var olan ama yapıya eklenen bölüm.
EKSPERTİZ: Bir arsaya veya yapıya belli ölçütlere göre değer biçme işi.
EMSAL: Bir yapı veya konutun satış ya da kira bedelinin, benzerleriyle karşılaştırılması.
F
FERAĞ: Sahiplik hakkını başkasına devredip ilişki kesme; bu iş için tapuda yapılan resmi işlem.
FRANSIZ BALKONU: Döşemeye değin inen ve kapı gibi açılan, önü korkuluklu pencere.
G
GABARİ: Yapılacak bir binanın belediyece öngörülen azami yüksekliği.
GAYRİMENKUL: Taşınmaz mal.
GEDİK: Eskiden bazı mülkler için ödenen vakıf vergisi.
GİRİŞ KATI: Yerkatı, zemin katı.
GİYDİRME CEPHE: Çok katlı bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, bunlara veya kolonlara asılan, taşıyıcı olamayan, çoğu camlı dış duvar.
GÖTÜRÜ: Bir yapı işinin baştan kararlaştırılan sabit bir tutar karşılığında bir yükleniciye yaptırılması ilkesine dayanan sözleşme türü.
I
ISLAH: Bir bölgenin, tümüyle yenilenmeksizin yaşama koşullarının düzeltilmesi.
İ
İFRAZ: Bir toprak parçasını veya arsayı parçalara ayırma, parselleme, parselizasyon işlemi.
İHALE: bir işi birçok isteklinin arasından, en uygun görülen koşulları önerene bırakma.
İKİZ EV: Planları ortak duvara göre simetrik olan, bitişik iki evden meydana gelen birim.
İMAR AFFI: Kaçak yapıların ya da imar kurallarına uygun yapılara kaçak eklenmiş bölümlerin aklanması.
İMAR DURUMU: Bir arsanın imar planına ve imar yönetmeliğine göre nasıl kullanılabileceğini bildiren ve belediyece düzenlenerek istek üzerine arsa sahibine verilen belge.
İMAR PLANI: İmar yasasına göre, nüfusu 10.000'I aşmış yerleşmelerde yapılması zorunlu olan fiziksel plan.
İSTİMLAK: Kamulaştırma.
K
KADASTRO: Her çeşit arazi ve mülklerin, alanını, sınırlarını ve değerlerini belirtip plana bağlama işi.
KAGİR: Taş veya tuğladan yapılmış.
KAMULAŞTIRMAK: Bir şeyi sahibinden satın alarak kamuya mal etmek, kamu yararına almak.
KAPALI BALKON: Üstü ve yanları örtülü, önü ise açık olan balkon.
KARTONPİYER: Yapıları kabartmalarla bezemek için, çoğu zaman duvar ve tavan arakesitleri ile tavan göbeklerinde kullanılan sertleştirilmiş mukavva veya kıtıklı alçı.
KAT KARŞILIĞI ANLAŞMA: Arsa sahibince ortaya konan bir arsa üzerine, bir müteahhitçe, finansmanı da kendisince sağlanarak yapılan binanın, arsa sahibi ile müteahhit arasında belli bir oranda bölüşülmesi esasına dayalı anlaşma türü.
KAT MALİKİ: Kat mülkiyeti hakkına sahip özel ya da tüzel kişi.
KAT MÜLKİYETİ: Bir ya da daha çok kişinin, bir yapının belirli bir bölümüne sahip olabilmesi.
KAT YÜKSEKLİĞİ: Döşeme üstünden bir üst katın döşeme üstüne olan uzaklığı.
L
LEBİDERYA: Kesintisiz deniz manzaralı daire.
LÜKS: Bir dairenin en temel öğeler dışında, konfora yönelik daha fazla detaylarla donatılmış olması.
M
MAHZURLU: Herhangi bir işlem veya uygulamaya elverişli olmayan.
MENKUL: Bir yerden başka bir yere taşınabilen, taşınır.
MERKEZİ ISITMA: Bir binanın çeşitli bölümlerinin, bir merkezden borularla sevk edilen sıcak su veya buharla, ya da kanallarla sevk edilen sıcak hava ile ısıtılma sistemi.
MERKEZİ YERDE: Bina ya da konutun, bulunduğu semt veye kentin merkezi sayılan bölümüne; çarşı, pazar ve ulaşım araçlarına yakın olması.
METROPOLİTAN ŞEHİR: Belli bir büyüklüğü olan, örneğin nüfusu bir milyonu aşan şehir.
MÖBLELİ: İçinde eşyası bulunan daire.
MÜSTAKİL TAPU: Tek konut için verilen tapu.
N
NAZIM PLANI: Bir kentin haritaları üzerine çizilen ve arazi parçalarının kullanış biçimleri ile başlıca bölge tiplerini belirten, yani kentin gelecekte alacağı biçimi gösteren plan.
NİZAM: Binaların yanyana sıralanış düzeni; ayrık nizamda aralarında toprak parçası vardır; bitişik nizamda duvarları ortaktır.
Ö
ÖLÇEK: Bir harita veya çizimde görülen uzunluklarla bunların imlediği gerçek uzunluklar arasındaki oran.
ÖN BAHÇE DERİNLİĞİ: Binanın ön yüzünden kendi parselinin ön sınırına kadar olan en yakın dik uzaklık.
ÖN CEPHE: Yapının yola bakan yüzü.
P
PAFTA: 1. Üzerine proje çizilen levha. 2. Büyük haritaları meydana getiren ayrı parçalardan her biri.
PARSEL: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası, bir adanın parçalarından her biri.
R
RESTORASYON: Aslını bozmadan onarma.
RESTORATÖR: Fransızca'da resim veya heykelleri onaran kişileri tanımlamakta kullanılan bu sözcük Türkçe'de, anlam kaymasıyla, restorasyon uzmanı anlamında kullanılmaktadır.
REZERVUAR: Sarnıç, hazne.
S
SAHİBİNDEN: Bir mülkün, arada herhangi bir aracı olmadan, doğrudan doğruya sahibi tarafından satışa veya kiraya sunulması.
SANDIK ODASI: Genellikle penceresi olmayan, evdeki fazla eşyaların konulabileceği küçük oda.
SELAMLIK: Eskiden büyük konaklarda erkeklerin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm.
SERVİS GİRİŞİ: Büyük binalarda yan hizmetler için kullanılan ikinci derecedeki giriş.
SIFIRDA: Yeni bitmiş ev, daire; hiçkimse tarafından kullanılmamış.
SOSYAL ALTYAPI: Sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacıyla yapılması gereken eğitim, sağlık, kültürel ve yönetsel yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel ad.
STÜDYO: Aynı zamanda oturma, yatma ve yemek için kullanılan oda.
SÜPER DENİZ MANZARALI: Balkon, teras veya pencerelerinden denizin geniş bir açıdan, panoramik olarak görüldüğü konut, daire.
Ş
ŞALE: İsviçre çobanlarının kulübelerine ya da dağ evlerine verilen ad.
ŞİRVAN: Çatı arasında bulunan basık oda.
T
TAPU SENEDİ: Bir mülkün kimin olduğunu gösteren resmi belge.
TAPULAMAK: Bir mülkü tapuya geçirmek.
TAVANARASI: Çatı ile son kat döşemesi arasında kalan boşluk.
TEKNİK ALTYAPI: Elektrik, gaz, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon, her tür ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi hizmetlerin sağlanması için yapılan tesisler ile açık ve kapalı otopark kullanışlarına verilen ad.
TERAS: 1. Oturup hava almaya yarayan, düz ve çevresi açık yüksekçe yer, taraça. 2. Üstü gezinmeye elverişli düz dam.
TOPLU KONUT: Sosyal ve fiziksel altyapısıyla birlikte gerçekleştirilen çok sayıda konut birimini anlatmakta kullanılan terim.
V
VAZİYET PLANI: Yapıların değişmez röperlere göre arsaya yerleşmelerini belirten üstten görünüş, yerleşme planı.
Y
YALI: Düzlük ve açıklık su kıyısına yapılmış köşk. Sahilhane adı da verilir.
YAPSATÇI: Konut yapıp daire daire satan kimse, firma.
YENİLENMİŞ: Eski bina veya dairelerin onarılarak, restore edilerek yeni hale getirilmesi.
YIKMA RUHSATI: Bir yapıyı yıkmak için ililgili belediyeden alınan izin; yıkma izni.
Sponsorlu Bağlantılar
Emlak komisyonculuğu mesleğini tam anlamıyla düzenleyen direk bir yasa ve düzenleme Türk Hukuk sisteminde mevcut değildir. Türk Ticaret Kanunun 12 maddesinin 12 bendi ile ticaret sicili nizamnamesinin 14 maddesi Tellallık, komisyonculuk, ve sair tavassut (Aracılık) işlerini yapmak üzere kurulan müesseselere Ticarethane bunları işletenleri de Tacir olarak kabul etmiştir.
Borçlar kanunun 404 maddesinde Gayrimenkul Tellallığı yazılı olarak yapılmadıkça geçerli değildir denilmektedir. Bu sebeple T.T.K madde 12 hükümleri gereği Tellalık ve emlak komisyonculuğu arasında bir bağlantı kurulmaktadır.
Yine Borçlar kanununun 404-405-406-407 ve 409 uncu maddelerinde gayrimenkul tellalının yapacağı akitin şekli, alacağı ücret, çalışma usulünü kısmen de olsa belirleyici hükümler bulunmaktadır.
Ancak 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar kanunun 3153 sayılı kanunla değişik 6 ncı maddesi gereğince kurulan, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kurulunun 24/6/1997 tarih ve 9 nolu kararı ile emlak komisyonculuğu esnaf ve sanatkarlar kolları arasında Hizmetle ilgili meslek kolları bölümüne dahil edilmiştir. Bu karar 22 Ocak 1999 tarih ve 23588 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararın yürürlüğe girmesini takiben çeşitli illerde Kamu kurumu niteliğinde olan emlak komisyoncuları odaları kurulmaya başlamıştır.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan odalar. Anayasanın 135 maddesinde belirtildiği üzere belli bir mesleğe mansup olanların, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, MESLEKÎ faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun surette gelişmesini sağlamak. Meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak amacı ile kurulan Kamu tüzel kişilikleridir.
Bugünkü geldiğimiz noktada Emlakçıların tek bir çatı altında toplanması mümkün görünmemekle birlikte bu,durum emlakçıların Ticaret Odalarında bulunan emlak komisyoncuları meslek komitesi ve esnaf sanatkarlar bünyesinde kurulan emlak komisyonculuğu odalarının müşterek çalışmaları sonucu kısa zamanda emlakçların beklentileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için bir arada çalışmalarını gerektirmektedir.
Hukukta Emlakçılığın Yeri
Emlak komisyonculuğu mesleğini tam anlamıyla düzenleyen direk bir yasa ve düzenleme Türk Hukuk sisteminde mevcut değildir. Türk Ticaret Kanunun 12 maddesinin 12 bendi ile ticaret sicili nizamnamesinin 14 maddesi Tellallık, komisyonculuk, ve sair tavassut (Aracılık) işlerini yapmak üzere kurulan müesseselere Ticarethane bunları işletenleri de Tacir olarak kabul etmiştir.
Emlakinin, en kısa süre içinde satılmasını veya kiralanmasını temin için aracının geniş bir tanıtım yapmasını, en yüksek değerle en kısa sürede satılmasını, aldatılmadığını hissetmesini ve en son olarak ta tüm bu hizmetleri en ucuza yaptırtmayı bekler.
Borçlar kanunun 404 maddesinde Gayrimenkul Tellallığı yazılı olarak yapılmadıkça geçerli değildir denilmektedir. Bu sebeple T.T.K madde 12 hükümleri gereği Tellalık ve emlak komisyonculuğu arasında bir bağlantı kurulmaktadır.
Yine Borçlar kanununun 404-405-406-407 ve 409 uncu maddelerinde gayrimenkul tellalının yapacağı akitin şekli, alacağı ücret, çalışma usulünü kısmen de olsa belirleyici hükümler bulunmaktadır.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan odalar. Anayasanın 135 maddesinde belirtildiği üzere belli bir mesleğe mansup olanların, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, MESLEKÎ faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun surette gelişmesini sağlamak. Meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak amacı ile kurulan Kamu tüzel kişilikleridir.
Bugünkü geldiğimiz noktada Emlakçıların tek bir çatı altında toplanması mümkün görünmemekle birlikte bu,durum emlakçıların Ticaret Odalarında bulunan emlak komisyoncuları meslek komitesi ve esnaf sanatkarlar bünyesinde kurulan emlak komisyonculuğu odalarının müşterek çalışmaları sonucu kısa zamanda emlakçların beklentileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için bir arada çalışmalarını gerektirmektedir.
Emlakçılıkta kullanlılan terimler ve anlamları.
A
ADA: Çevresi yollarla sınırlanmış ve çoğu parsellere bölünmüş arsa ile böyle bir arsayı kaplayan yapılar takımı, yapı adası.
AKAR: Kiraya verilerek gelir sağlayan mülk.
ALTYAPI: Su, elektrik, kanalizasyon, yol gibi tesislerin tümüne verilen ad.
ANAHTAR TESLİM: Bir yapının tüm gereç ve işçiliğinin yüklenici tarafından karşılanıp, bütünüyle bitirilmiş olarak mal sahibine teslim edilmesini öngören sözleşme şekli.
ANTRE: Bir binanın veya apartman dairesinin ilk girilen bölümü, giriş.
APARTMAN DAİRESİ: Bir bina içinde birkaç oda ile mutfak ve banyodan meydana gelen, bir kişi veya bir ailenin oturabileceği büyüklükte daire.
ARSA: Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer; yasaya göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi.
B
BAĞIMSIZ BÖLÜM: Bir yapının Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerden her biri.
BAHÇEKENT: Sağlık ve konfor koşullarına uygun bir yaşam sağlamak amacıyla tasarlanmış, tarıma ayrılmış bir toprak parçasıyla çevrili uydu kent.
BALKON: Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru çıkmış, önü ve yanları korkulukla çevrili yer.
BANLİYÖ: Büyük bir kentin yakın çevresinde bulunan yerleşim birimi.
BARAKA: Tahta, çinko, sac gibi hafif gereçlerle yapılmış, temelsiz, eğreti yapı.
BARBEKÜ: Et ya da balığın ızgarada pişirildiği ocak, bir tür mangal.
BASIK: Tavan yüksekliği alışılagelmiş ölçülerden az olan daire, oda.
BAYINDIR: Gelişip güzelleşmesi, yaşayış koşullarının uygunlaştırılması için üzerinde çalışılmış olan yer; imar edilmiş.
C
CEPHE: Bir binanın yüzlerinden herbiri, özellikle ön yüz.
CİHANNÜMA: Her tarafı seyredebilmek için bazı ev çatılarının üstüne yapılan oda veya teras.
CUMBA: Eski Türk evlerinde, çoğu kafesli olan çıkma.
Ç
ÇATI KATI: Binalarda çatı ile son normal kat arasında yapılan kat.
ÇEKME KAT: Bir binanın son katı üzerine yapılan, cepheden geriye çekilmiş kat.
D
DAİRE: Bir apartman içinde yeralan, birden fazla konuttan herbiri.
DAM: Bir binanın göğe bakan yüzü.
DENİZE SIFIR: Denizle arasında herhangi bir yapı veya geniş bir toprak parçası olmayan yapı, arsa.
DEVREMÜLK: Tapusu belirli bir 'devre' kullanım için geçerli olan, ortak kullanılan konut, yazlık.
DOĞALGAZ: Yeraltından çıkarılıp yakıt olarak kullanılan, ısıl değeri metre küpte 8900 kilokaloriye ulaşan hidrokarbon gazı.
DÖNÜM: Eni ve boyu kırkar arşın olan eski bir yer ölçüsü, yaklaşık 1000 m2.
DUBLEKS: İki katlı, ikinci katına içten merdivenle çıkılan konut.
E
EBEVEYN BANYOSU: Yatak odasında bulunan banyo.
EKLENTİ: Var olan ama yapıya eklenen bölüm.
EKSPERTİZ: Bir arsaya veya yapıya belli ölçütlere göre değer biçme işi.
EMSAL: Bir yapı veya konutun satış ya da kira bedelinin, benzerleriyle karşılaştırılması.
F
FERAĞ: Sahiplik hakkını başkasına devredip ilişki kesme; bu iş için tapuda yapılan resmi işlem.
FRANSIZ BALKONU: Döşemeye değin inen ve kapı gibi açılan, önü korkuluklu pencere.
G
GABARİ: Yapılacak bir binanın belediyece öngörülen azami yüksekliği.
GAYRİMENKUL: Taşınmaz mal.
GEDİK: Eskiden bazı mülkler için ödenen vakıf vergisi.
GİRİŞ KATI: Yerkatı, zemin katı.
GİYDİRME CEPHE: Çok katlı bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, bunlara veya kolonlara asılan, taşıyıcı olamayan, çoğu camlı dış duvar.
GÖTÜRÜ: Bir yapı işinin baştan kararlaştırılan sabit bir tutar karşılığında bir yükleniciye yaptırılması ilkesine dayanan sözleşme türü.
I
ISLAH: Bir bölgenin, tümüyle yenilenmeksizin yaşama koşullarının düzeltilmesi.
İ
İFRAZ: Bir toprak parçasını veya arsayı parçalara ayırma, parselleme, parselizasyon işlemi.
İHALE: bir işi birçok isteklinin arasından, en uygun görülen koşulları önerene bırakma.
İKİZ EV: Planları ortak duvara göre simetrik olan, bitişik iki evden meydana gelen birim.
İMAR AFFI: Kaçak yapıların ya da imar kurallarına uygun yapılara kaçak eklenmiş bölümlerin aklanması.
İMAR DURUMU: Bir arsanın imar planına ve imar yönetmeliğine göre nasıl kullanılabileceğini bildiren ve belediyece düzenlenerek istek üzerine arsa sahibine verilen belge.
İMAR PLANI: İmar yasasına göre, nüfusu 10.000'I aşmış yerleşmelerde yapılması zorunlu olan fiziksel plan.
İSTİMLAK: Kamulaştırma.
K
KADASTRO: Her çeşit arazi ve mülklerin, alanını, sınırlarını ve değerlerini belirtip plana bağlama işi.
KAGİR: Taş veya tuğladan yapılmış.
KAMULAŞTIRMAK: Bir şeyi sahibinden satın alarak kamuya mal etmek, kamu yararına almak.
KAPALI BALKON: Üstü ve yanları örtülü, önü ise açık olan balkon.
KARTONPİYER: Yapıları kabartmalarla bezemek için, çoğu zaman duvar ve tavan arakesitleri ile tavan göbeklerinde kullanılan sertleştirilmiş mukavva veya kıtıklı alçı.
KAT KARŞILIĞI ANLAŞMA: Arsa sahibince ortaya konan bir arsa üzerine, bir müteahhitçe, finansmanı da kendisince sağlanarak yapılan binanın, arsa sahibi ile müteahhit arasında belli bir oranda bölüşülmesi esasına dayalı anlaşma türü.
KAT MALİKİ: Kat mülkiyeti hakkına sahip özel ya da tüzel kişi.
KAT MÜLKİYETİ: Bir ya da daha çok kişinin, bir yapının belirli bir bölümüne sahip olabilmesi.
KAT YÜKSEKLİĞİ: Döşeme üstünden bir üst katın döşeme üstüne olan uzaklığı.
L
LEBİDERYA: Kesintisiz deniz manzaralı daire.
LÜKS: Bir dairenin en temel öğeler dışında, konfora yönelik daha fazla detaylarla donatılmış olması.
M
MAHZURLU: Herhangi bir işlem veya uygulamaya elverişli olmayan.
MENKUL: Bir yerden başka bir yere taşınabilen, taşınır.
MERKEZİ ISITMA: Bir binanın çeşitli bölümlerinin, bir merkezden borularla sevk edilen sıcak su veya buharla, ya da kanallarla sevk edilen sıcak hava ile ısıtılma sistemi.
MERKEZİ YERDE: Bina ya da konutun, bulunduğu semt veye kentin merkezi sayılan bölümüne; çarşı, pazar ve ulaşım araçlarına yakın olması.
METROPOLİTAN ŞEHİR: Belli bir büyüklüğü olan, örneğin nüfusu bir milyonu aşan şehir.
MÖBLELİ: İçinde eşyası bulunan daire.
MÜSTAKİL TAPU: Tek konut için verilen tapu.
N
NAZIM PLANI: Bir kentin haritaları üzerine çizilen ve arazi parçalarının kullanış biçimleri ile başlıca bölge tiplerini belirten, yani kentin gelecekte alacağı biçimi gösteren plan.
NİZAM: Binaların yanyana sıralanış düzeni; ayrık nizamda aralarında toprak parçası vardır; bitişik nizamda duvarları ortaktır.
Ö
ÖLÇEK: Bir harita veya çizimde görülen uzunluklarla bunların imlediği gerçek uzunluklar arasındaki oran.
ÖN BAHÇE DERİNLİĞİ: Binanın ön yüzünden kendi parselinin ön sınırına kadar olan en yakın dik uzaklık.
ÖN CEPHE: Yapının yola bakan yüzü.
P
PAFTA: 1. Üzerine proje çizilen levha. 2. Büyük haritaları meydana getiren ayrı parçalardan her biri.
PARSEL: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası, bir adanın parçalarından her biri.
R
RESTORASYON: Aslını bozmadan onarma.
RESTORATÖR: Fransızca'da resim veya heykelleri onaran kişileri tanımlamakta kullanılan bu sözcük Türkçe'de, anlam kaymasıyla, restorasyon uzmanı anlamında kullanılmaktadır.
REZERVUAR: Sarnıç, hazne.
S
SAHİBİNDEN: Bir mülkün, arada herhangi bir aracı olmadan, doğrudan doğruya sahibi tarafından satışa veya kiraya sunulması.
SANDIK ODASI: Genellikle penceresi olmayan, evdeki fazla eşyaların konulabileceği küçük oda.
SELAMLIK: Eskiden büyük konaklarda erkeklerin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm.
SERVİS GİRİŞİ: Büyük binalarda yan hizmetler için kullanılan ikinci derecedeki giriş.
SIFIRDA: Yeni bitmiş ev, daire; hiçkimse tarafından kullanılmamış.
SOSYAL ALTYAPI: Sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacıyla yapılması gereken eğitim, sağlık, kültürel ve yönetsel yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel ad.
STÜDYO: Aynı zamanda oturma, yatma ve yemek için kullanılan oda.
SÜPER DENİZ MANZARALI: Balkon, teras veya pencerelerinden denizin geniş bir açıdan, panoramik olarak görüldüğü konut, daire.
Ş
ŞALE: İsviçre çobanlarının kulübelerine ya da dağ evlerine verilen ad.
ŞİRVAN: Çatı arasında bulunan basık oda.
T
TAPU SENEDİ: Bir mülkün kimin olduğunu gösteren resmi belge.
TAPULAMAK: Bir mülkü tapuya geçirmek.
TAVANARASI: Çatı ile son kat döşemesi arasında kalan boşluk.
TEKNİK ALTYAPI: Elektrik, gaz, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon, her tür ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi hizmetlerin sağlanması için yapılan tesisler ile açık ve kapalı otopark kullanışlarına verilen ad.
TERAS: 1. Oturup hava almaya yarayan, düz ve çevresi açık yüksekçe yer, taraça. 2. Üstü gezinmeye elverişli düz dam.
TOPLU KONUT: Sosyal ve fiziksel altyapısıyla birlikte gerçekleştirilen çok sayıda konut birimini anlatmakta kullanılan terim.
V
VAZİYET PLANI: Yapıların değişmez röperlere göre arsaya yerleşmelerini belirten üstten görünüş, yerleşme planı.
Y
YALI: Düzlük ve açıklık su kıyısına yapılmış köşk. Sahilhane adı da verilir.
YAPSATÇI: Konut yapıp daire daire satan kimse, firma.
YENİLENMİŞ: Eski bina veya dairelerin onarılarak, restore edilerek yeni hale getirilmesi.
YIKMA RUHSATI: Bir yapıyı yıkmak için ililgili belediyeden alınan izin; yıkma izni.