Mimari Terimler Sözlüğü - P
Pabuç: Bir sütunun,bir dikmenin taban bölümü.
Pabuçluk: Eski Türk evlerinde odaların girişinde kapı ile odanın yüksekçe döşemesi arasında kalan, ayakkabı çıkarılan yer.
Pafta: 1.Üzerine proje çizilen levha,çizim levhası.2. Büyük haritaları meydana getiren ayrı parçalardan her biri.
Pah: Eğik olarak kesilmiş kenar,şataf.
Pandül ayak: Her iki ucu da mafsallı olan, yani moment almayan düşey çubuk.
Panel duvar: Taşıyıcı niteliği olmaksızın bölme olarak kullanılmak üzere yapılmış ince duvar.
Panjur: Bir çerçeve içine yerleştirilmiş hareketli yada sabit yatay şeritlerden oluşan ve pencere dışına takılan kanat. Panjur gereğine göre güneşi ve rüzgarı önlemeye, ışığı düzenlemeye yaradığı gibi güvenlik amaçlıda kullanışlıdır.
Pano: Hazır bölme yada cephe elamanı.
Parapet: Teras,balkon,köprü gibi yerlerde yapılan yaklaşık olarak 90cm yüksekliğinde korkuluk duvarı.
Paravana: Odalarda kapıların önüne konan yada bölme olarak kullanılan,katlanır,taşınır,çerçeveli perde.
Parke: Meşe,gürgen ve kayın kerestelerinin makinelerde işlenmesi ile elde edilen dar,uzun ve zıvana lambalı döşeme kaplama gereci.
Parsel: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası; bir adanın parçalarından her biri.
Parsel derinliği: Bir parselin arka çizgisi ile cephe doğrultusu arsındaki ortalama dikey uzaklık.
Parsel genişliği: Bir parselin, üzerinde bulunduğu yoldaki cephe genişliği. Köşe başına rastlayan parsellerde dar yüz parsel genişliği olarak benimsenir.
Pas payı: Kolon,kiriş,döşeme gibi bir betonarme ve de çelik donatının dışında kalan beton bölüm. Pas payının yararlı kesite katılmadığı,ancak, hava ile yada su ile ilişkilerini keserek demirleri pasa karşı koruduğu kabul edilir.
Pavyon: Bir arsa içinde ayrı ayrı birkaç binası olan bir kuruluşun bu binalarından her biri yada asıl binadan ayrı küçük bina.
Payanda: Düşey bir taşıyıcı,örneğin bir duvarı güçlendirmek için eğik olarak verilen destek.
Pencere: Dışarısını görmek,hava ve ışık almak için duvarlarda yapılan ve doğrama ile camdan meydana gelen açma.
Pencere bandı: Hava sızmalarını önlemek üzere, pencere ve kapı aralıklarına konulan keçe,kauçuk yada plastik şerit.
Pencere eteği: Pencerelerin altında bulunan denizlikten döşemeye kadar olan sağır bölüm.
Perçin: İki yada daha çok maden levhayı birbirine bağlamak için kullanılan bir çeşit sabit bağlayıcı.
Perdah: Maden,ahşap,taş yada sıvalı bir yüzeyi pürüzsüz hale getirme işi; parlatma,açkı.
Perde: İskeletli yapıda düşey ve yatay yükleri taşıyan betonarme duvar, betonarme perde.
Perde duvar: Çelik,betonarme gibi taşıyıcı öğeler arsında kalın taşıyıcı olmayan,ince duvar,bölme.
Pervaz: Bir şeyin çevresine veya kenarına uzunluğuna eklenen dar kenarlık; kapı ve pencerelerde kasanın sıva ile birleştiği çizgiyi örten silmeli ve düz kenarlık.
Peyzaj mimarlığı: Bahçe mimarlığının günümüzdeki daha geniş kapsamlı tanımı; bir toprak parçasını bitki,su,taş gibi doğa öğeleri ile düzenleme sanatı.
Pilastr: Bir bölümü duvara gömülmüş ayak, gömme ayak. Pilastların çoğunda çıkıntı, görünen yüzün genişliğinin 1/3’ ünü geçmez. Pilastr zamanla taşıyıcı olmaktan uzaklaşarak bir süsleme öğesi durumuna gelmiştir.
Piliye: Ayrık bir destek gibi çalışan kagir, ahşap veya demir dikme;ayak.
Pirinç: Sıva ve dökme mozaik işlerinde kullanılan küçük taş kırıntılarına verilen ad.
Pissu: Hela,banyo,mutfak gibi atılan kullanılmış suların ve katı cisimlerin karışımı,evsel atık su. Yapıda pissu tesisatı sıhhi tesisatsın bir bölümüdür.
Pisuar: Genel binalarda erkek helalarına tek olarak yada grup halinde yerleştirilen sidiklik.
Piştak: Asıl eve girmeden önceki oda veya koridor.
Plak: Kirişler yada taşıyıcı duvarlarla kuşatılan ve bunlarca taşınan, bir veya iki yönde asal donatılı betonarme döşeme parçası.
Plan: Bir cismin yatay bir düzlemde kesildiği varsayılarak çizilen ölçekli arakesit resmi, yatay kesit.
Plankote: Kotlu plan.
Pliye: Kesme kuvvetini karşılamak üzere betonarme kiriş ve döşemelere yerleştirilen, özel şekilde bükülmüş betonarme demiri.
Polikarbonat: Işığa karşı çok dengeli ve çok saydam bir sert plastik. Özellikle tepe ışığı almak üzere, çekme yoluyla elde edilmiş içi boşluklu saydam levhalar halinde cam yerine kullanılır.
Polistiren: Strienden polimerleşen, 60-80°C yumuşayan, 145°C kaynayan bir plastik. Genel olarak asitlere, alkalilere ve suya karşı çok dayanıklı olan polistirenlerin özellikleri, molekül ağırlıklarına göre çok değişir. Kaynar su ve tiner, polistiren üzerinde iz bırakır. Bu sakıncasına karşın dış ülkelerde özellikle saydam bölme yapımında cam tuğla gibi kullanılmaktadır. Polistiren, soğuk su borusu yapımında da kullanılmıştır.polistiren, mor ötesi ışınlarının etkisi ile sararır.
Polistiren köpüğü, genleşmiş polistiren Isı iletkenlik katsayısı 0,03 olan, blok yada levhalar halinde satılan ve çoğunlukla sandviç bölmelerde kullanılan gereç.
Polyester: Cila işlerinde, cam elyafı ile donatılmış olarak mobilya ve çeşitli yapı öğeleri yapmakta kullanılan sentetik reçinelerin genel adı. Polyesterler bir yada daha çok poliasidin bir polialkolle birleşmesinden oluşurlar.
Porozite: Boşluklu gereçlerde birim hacme düşen boşluk miktarı.
Portofo: Döşeme, kiriş gibi taşıyıcı yapı öğelerinin, duvarların veya ayakların üzerinden boşluğa doğru uzanan bölümünün durumunu anlatmakta kullanılan terim.
Prekast: Hazır parça halinde yerine konulmak üzere bir fabrikada yada yapıyerinde önceden dökülerek kalıplanmış beton öğe.
Priz: Bağlayıcı madde hamurunun katılaşması.
Priz bitme süresi Bağlayıcı maddelerle yapılan bir hamurun plastikliğini yitirdiği ana kadar geçen zaman.
Priz geciktirici Betonun döküm sırasında işlenebilme süresini uzatmak için kullanılan katkı maddesi.
Priz hızlandırıcı Düşük hava sıcaklıklarında yada ivedi harç ve beton işlerinde katılaşmayı hızlandırmak üzere kullanılan katkı.
Priz ısısı Çimentonun katılaşması sırasında yayılan ısı.
Profil: Yapıda kullanılmak üzere biçimlendirilmiş maden çubuk.
Proje: Bir yapının gerçekleştirilebilmesi için gerekli plan, kesit, görünüş gibi çizimlerin tümü.
Fikir projesi, fikir tasarımı: Avan projeden önce, mimarın verilen konu üzerinde ilk düşüncelerini ortaya koyduğu tasar.
Avan proje: Gerçekleştirilecek bir yapı konusundaki ilk düşünceleri plan, kesit ve görünüşlerle belirtildiği öneri projesi; önproje. Avan proje aynı konunun ayrı birkaç çözümünü göstermek üzere birden çok proje halinde de düzenlenebilir.
Kesin proje, kat’i proje: Avan proje üzerindeki inceleme ve kararlara göre düzenlenen proje. Bu projenin ölçeği genellikle 1:100 olup bu ölçek çok büyük veya çok küçük yapılarda değiştirilebilir.
Uygulama projesi, tatbikat projesi: Bir yapının inşaatını yürütebilmek üzere düzenlenen proje.
Puantör: İşçilerin çalıştığı saatleri, yaptıkları işi ve yapıyerine gelen gereçleri hesaplayıp kaydeden görevli.
Sponsorlu Bağlantılar
Pabuçluk: Eski Türk evlerinde odaların girişinde kapı ile odanın yüksekçe döşemesi arasında kalan, ayakkabı çıkarılan yer.
Pafta: 1.Üzerine proje çizilen levha,çizim levhası.2. Büyük haritaları meydana getiren ayrı parçalardan her biri.
Pah: Eğik olarak kesilmiş kenar,şataf.
Pandül ayak: Her iki ucu da mafsallı olan, yani moment almayan düşey çubuk.
Panel duvar: Taşıyıcı niteliği olmaksızın bölme olarak kullanılmak üzere yapılmış ince duvar.
Panjur: Bir çerçeve içine yerleştirilmiş hareketli yada sabit yatay şeritlerden oluşan ve pencere dışına takılan kanat. Panjur gereğine göre güneşi ve rüzgarı önlemeye, ışığı düzenlemeye yaradığı gibi güvenlik amaçlıda kullanışlıdır.
Pano: Hazır bölme yada cephe elamanı.
Parapet: Teras,balkon,köprü gibi yerlerde yapılan yaklaşık olarak 90cm yüksekliğinde korkuluk duvarı.
Paravana: Odalarda kapıların önüne konan yada bölme olarak kullanılan,katlanır,taşınır,çerçeveli perde.
Parke: Meşe,gürgen ve kayın kerestelerinin makinelerde işlenmesi ile elde edilen dar,uzun ve zıvana lambalı döşeme kaplama gereci.
Parsel: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası; bir adanın parçalarından her biri.
Parsel derinliği: Bir parselin arka çizgisi ile cephe doğrultusu arsındaki ortalama dikey uzaklık.
Parsel genişliği: Bir parselin, üzerinde bulunduğu yoldaki cephe genişliği. Köşe başına rastlayan parsellerde dar yüz parsel genişliği olarak benimsenir.
Pas payı: Kolon,kiriş,döşeme gibi bir betonarme ve de çelik donatının dışında kalan beton bölüm. Pas payının yararlı kesite katılmadığı,ancak, hava ile yada su ile ilişkilerini keserek demirleri pasa karşı koruduğu kabul edilir.
Pavyon: Bir arsa içinde ayrı ayrı birkaç binası olan bir kuruluşun bu binalarından her biri yada asıl binadan ayrı küçük bina.
Payanda: Düşey bir taşıyıcı,örneğin bir duvarı güçlendirmek için eğik olarak verilen destek.
Pencere: Dışarısını görmek,hava ve ışık almak için duvarlarda yapılan ve doğrama ile camdan meydana gelen açma.
Pencere bandı: Hava sızmalarını önlemek üzere, pencere ve kapı aralıklarına konulan keçe,kauçuk yada plastik şerit.
Pencere eteği: Pencerelerin altında bulunan denizlikten döşemeye kadar olan sağır bölüm.
Perçin: İki yada daha çok maden levhayı birbirine bağlamak için kullanılan bir çeşit sabit bağlayıcı.
Perdah: Maden,ahşap,taş yada sıvalı bir yüzeyi pürüzsüz hale getirme işi; parlatma,açkı.
Perde: İskeletli yapıda düşey ve yatay yükleri taşıyan betonarme duvar, betonarme perde.
Perde duvar: Çelik,betonarme gibi taşıyıcı öğeler arsında kalın taşıyıcı olmayan,ince duvar,bölme.
Pervaz: Bir şeyin çevresine veya kenarına uzunluğuna eklenen dar kenarlık; kapı ve pencerelerde kasanın sıva ile birleştiği çizgiyi örten silmeli ve düz kenarlık.
Peyzaj mimarlığı: Bahçe mimarlığının günümüzdeki daha geniş kapsamlı tanımı; bir toprak parçasını bitki,su,taş gibi doğa öğeleri ile düzenleme sanatı.
Pilastr: Bir bölümü duvara gömülmüş ayak, gömme ayak. Pilastların çoğunda çıkıntı, görünen yüzün genişliğinin 1/3’ ünü geçmez. Pilastr zamanla taşıyıcı olmaktan uzaklaşarak bir süsleme öğesi durumuna gelmiştir.
Piliye: Ayrık bir destek gibi çalışan kagir, ahşap veya demir dikme;ayak.
Pirinç: Sıva ve dökme mozaik işlerinde kullanılan küçük taş kırıntılarına verilen ad.
Pissu: Hela,banyo,mutfak gibi atılan kullanılmış suların ve katı cisimlerin karışımı,evsel atık su. Yapıda pissu tesisatı sıhhi tesisatsın bir bölümüdür.
Pisuar: Genel binalarda erkek helalarına tek olarak yada grup halinde yerleştirilen sidiklik.
Piştak: Asıl eve girmeden önceki oda veya koridor.
Plak: Kirişler yada taşıyıcı duvarlarla kuşatılan ve bunlarca taşınan, bir veya iki yönde asal donatılı betonarme döşeme parçası.
Plan: Bir cismin yatay bir düzlemde kesildiği varsayılarak çizilen ölçekli arakesit resmi, yatay kesit.
Plankote: Kotlu plan.
Pliye: Kesme kuvvetini karşılamak üzere betonarme kiriş ve döşemelere yerleştirilen, özel şekilde bükülmüş betonarme demiri.
Polikarbonat: Işığa karşı çok dengeli ve çok saydam bir sert plastik. Özellikle tepe ışığı almak üzere, çekme yoluyla elde edilmiş içi boşluklu saydam levhalar halinde cam yerine kullanılır.
Polistiren: Strienden polimerleşen, 60-80°C yumuşayan, 145°C kaynayan bir plastik. Genel olarak asitlere, alkalilere ve suya karşı çok dayanıklı olan polistirenlerin özellikleri, molekül ağırlıklarına göre çok değişir. Kaynar su ve tiner, polistiren üzerinde iz bırakır. Bu sakıncasına karşın dış ülkelerde özellikle saydam bölme yapımında cam tuğla gibi kullanılmaktadır. Polistiren, soğuk su borusu yapımında da kullanılmıştır.polistiren, mor ötesi ışınlarının etkisi ile sararır.
Polistiren köpüğü, genleşmiş polistiren Isı iletkenlik katsayısı 0,03 olan, blok yada levhalar halinde satılan ve çoğunlukla sandviç bölmelerde kullanılan gereç.
Polyester: Cila işlerinde, cam elyafı ile donatılmış olarak mobilya ve çeşitli yapı öğeleri yapmakta kullanılan sentetik reçinelerin genel adı. Polyesterler bir yada daha çok poliasidin bir polialkolle birleşmesinden oluşurlar.
Porozite: Boşluklu gereçlerde birim hacme düşen boşluk miktarı.
Portofo: Döşeme, kiriş gibi taşıyıcı yapı öğelerinin, duvarların veya ayakların üzerinden boşluğa doğru uzanan bölümünün durumunu anlatmakta kullanılan terim.
Prekast: Hazır parça halinde yerine konulmak üzere bir fabrikada yada yapıyerinde önceden dökülerek kalıplanmış beton öğe.
Priz: Bağlayıcı madde hamurunun katılaşması.
Priz bitme süresi Bağlayıcı maddelerle yapılan bir hamurun plastikliğini yitirdiği ana kadar geçen zaman.
Priz geciktirici Betonun döküm sırasında işlenebilme süresini uzatmak için kullanılan katkı maddesi.
Priz hızlandırıcı Düşük hava sıcaklıklarında yada ivedi harç ve beton işlerinde katılaşmayı hızlandırmak üzere kullanılan katkı.
Priz ısısı Çimentonun katılaşması sırasında yayılan ısı.
Profil: Yapıda kullanılmak üzere biçimlendirilmiş maden çubuk.
Proje: Bir yapının gerçekleştirilebilmesi için gerekli plan, kesit, görünüş gibi çizimlerin tümü.
Fikir projesi, fikir tasarımı: Avan projeden önce, mimarın verilen konu üzerinde ilk düşüncelerini ortaya koyduğu tasar.
Avan proje: Gerçekleştirilecek bir yapı konusundaki ilk düşünceleri plan, kesit ve görünüşlerle belirtildiği öneri projesi; önproje. Avan proje aynı konunun ayrı birkaç çözümünü göstermek üzere birden çok proje halinde de düzenlenebilir.
Kesin proje, kat’i proje: Avan proje üzerindeki inceleme ve kararlara göre düzenlenen proje. Bu projenin ölçeği genellikle 1:100 olup bu ölçek çok büyük veya çok küçük yapılarda değiştirilebilir.
Uygulama projesi, tatbikat projesi: Bir yapının inşaatını yürütebilmek üzere düzenlenen proje.
Puantör: İşçilerin çalıştığı saatleri, yaptıkları işi ve yapıyerine gelen gereçleri hesaplayıp kaydeden görevli.
MsXLabs.org & Mimarlik ve Yapı Sözlüğü
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....