Ziyaretçi
Tuğçe Kazaz
MsXLabs.org
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar
- Doğum Tarihi: 26 Ağustos 1982
- Doğum Yeri: Edremit, Balıkesir
- Öğrenimi: Yeditepe Üniv. Uluslararası İlişkiler Bölümü
- Boyu:1.83 Mt.
- Kilosu: 64 Kg.
Geçtiğimiz haftalarda Armani'nin Milano'daki defilesinde podyuma çıkan Tuğçe Kazaz, bu defile sonrasında İstanbul'a geldi ve Zeyna oldu.
Ayağının tozuyla Gizia firmasının 2007
kış kampanyası için objektif karşısına geçen ünlü manken, giydiği kıyafetler ve aksesuvarlar ile savaşçı bir masal karakteri olarak görüntüledi.
"Türkiye'de modelsen hayata eksi 2'den başlıyorsun"
Amerika'ya yerleşmesi yılan hikayesine dönen manken Tuğçe Kazaz: "Kızlar, genç kızlar ve mankenler diye ikiye ayrılıyor.
Aileler oğullarının mankenlerle çıkmasını istemiyor"
Tuğçe Kazaz (22) Türkiye'nin en ünlü mankenlerinden biri. Şu sıralar gazetelerde adı sık sık geçiyor.
Amerika'ya yerleşme kararı alan ve iki hafta önce New York'a giden Kazaz'ın geçtiğimiz hafta Türkiye'ye geri dönmesi "Acaba New York'ta yapamadı mı?" sorusuna sebep oldu.
Yakında Soho'da bir ev kiralayacak olan Kazaz "İnsanların sürekli dönüp bana baktığı bir yerde yaşamak istemiyorum artık. Normal bir vatandaş gibi yaşamak istiyorum. Yeni yaşam alanım New York" diyor.
Levent'teki ajansında konuştuğumuz Kazaz planlarını anlattı.
Herkesin merak ettiği soruyla başlayalım.
Amerika'ya gideli bir hafta olmuşken İstanbul'a neden geri döndünüz?
İş için. New York'ta yaşamak için paraya ihtiyacım var. Oraya gittiğimde pat diye para kazanma şansım yok.
Türkiye'de önceden alınmış işlerim var ve yine iş alacağım.
Onlar sayesinde para kazanıyorum.
İstanbul'a arada sırada gelip gideceğim. New York ise yaşam alanım olacak.
Buradaki defilelerden, çekimlerden para kazanmanız şart mı?
New York'ta yaşamanıza yetecek kadar para biriktirmediniz mi?
Kenarda köşede pek param yok açıkçası. Aileme yardımcı oluyorum.
Hâlâ arabamın kredisini ödüyorum. Türkiye'deki hayat standartlarım çok yüksekti, normal vatandaş gibi yaşamıyordum ki ben.
Ayakkabımdan elbiselerime, saçımdan makyaj malzemelerime her şeye çok para harcıyorum.
New York, İstanbul'dan da pahalı bir şehir. Burada 1 milyara kiralayacağınız bir evi orada 2 bin 500 dolara kiralıyorsunuz.
Şu an arkadaşımın evinde kalıyorum. Yakında Soho'da kendi evimi tutacağım. Bunlar için para lazım.
New York'ta bir ajansla anlaşma yaptınız mı?
Henüz değil. One Model Management Ajans'ın kontratı hâlâ elimde ama imzalamadım. Gaye Sökmen Ajans'a bağlı olarak çalışıyorum. Gaye'nin de kontratımı onaylaması gerekiyor.
Ama büyük ihtimalle ajansım o olacak. New York'taki oyuncu ajanslarının görüşmelerine gidiyorum bu aralar.
Amerika'da ne kadar kalacaksınız?
Her şey istediğim gibi giderse hedefim beş yıl. Ama bundan bir yıl kadar sonra ağlaya zırlaya Türkiye'ye geri de dönebilirim.
Buradaki başarımı orada da yakalayamamam veya ailemi özlemem dönme nedenim olabilir.
New York'a dünya vatandaşı olmak istediğim için gidiyorum.
İnsanların sürekli dönüp bana baktığı bir yerde yaşamak istemiyorum artık. Normal bir vatandaş gibi yaşamak istiyorum.
New York'ta karşıdan karşıya geçerken dikkat etmiyorum diye beni polisler azarlıyor ama orada azar işitmek bile güzel.
Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde okuyordunuz. Bitiremediniz sanırım.
Orada herhangi bir üniversiteye gitme niyetiniz var mı?
Evet, bitiremedim çünkü devamsızlık nedeniyle atıldım.
Modelliği bir yaşa kadar devam ettirebilirim. New York'ta oyunculuk ve sunuculuk atölyesine gideceğim.
Atölye çalışması delisi olup döneceğim.
Ama ilk işim İngilizcemi ilerletmek.
"Kampusistan" dizisinde başroldeydiniz.
Neden kalıp oyunculuk yapmayı sürdürmediniz?
Yüzüm eskidi. Türkiye'de oyunculuk yapmam artık zor.
Senaryodaki karakterle beni benzeştiremiyorlar çünkü kafalarında model Tuğçe Kazaz var.
Medyada çıkan haberlerden etkilenmiyorsunuz herhalde.
Daha az ortalıkta görüneyim gibi bir derdiniz yok mu?
Her gün başka bir haber çıkıyor hakkımda. Yazılanlara bakılırsa geçen hafta hem hamile, hem alkolik hem de lezbiyendim.
Kimsenin hayatıma yön vermesine izin vermiyorum.
Böyle bir haber çıktı, bundan sonraki adımımı daha dikkatli atayım, kendimi kısıtlayayım diye bir kaygım yok.
Bu yüzden üzerime geliyor medya.
İlk röportajlarınızdan birinde "Kendimi yıpratmayacağım.
Çok gezmeyeceğim" demişsiniz. Kendinizi yıpratmamayı başarabildiniz mi?
Eğer Türkiye'de modelsen hayata eksi 2'den başlıyorsun. Kızlar, genç kızlar ve mankenler diye ikiye ayrılıyor.
Aileler oğullarının mankenlerle çıkmasını istemiyor.
Bu yüzden herhalde ben onlar gibi olmayacağım tarzı cümleler kurarak kendimi ispatlamaya çalışmışım.
Buna gerek yokmuş. Kendimi başlarda yıprattım.
Şöhret olayına kapıldım ve bunun sürmesini istedim. Ama bunları istemediğim noktada da kafamı dinlemek için gidiyorum.
22 yaşında biri olarak hayatı biraz hızlı yaşadığınızı düşünmüyor musunuz? Normal yaşadım ama hızlı gibi göründü.
Aslında yaşıtlarım da benim gibi yaşıyor.
Bu kadar göz önünde yaşadığım için duygularımı, kafa yapımı hızlı tükettim, değiştim.
Şimdi 30 yaşında biri gibi düşünüp, planlar yapıyorum.
Sezen Aksu'nun oğlu Mithat Can'la evleniyorlar haberleriniz çıktıktan kısa süre sonra ayrıldınız.
Gitmenizde bu ayrılığın bir etkisi var mı?
Amerika'ya gitme nedenim asla özel hayatım değil. İş hayatımı yoluna koymak için gidiyorum yurtdışına.
Özel hayatımı ve iş hayatımı ayırabildiğim ölçüde başarılı olacağımı anladım. İki yıl önce de yurtdışındaki bir ajansla kontrat imzalamıştım.
Paris'te çalışmaya başlayacaktım.
Olmadı çünkü o zaman Kenan'a (Doğulu) aşıktım.
Şimdi karakterimin, kendi isteklerimin aşktan daha önemli olduğunu anladığım bir dönemdeyim. Şu an sadece kendime aşığım.
Uzun bir süre hayatıma kimseyi sokmayacağım.
Böyle diyorsunuz ama ünlü olduğunuz andan itibaren hep bir erkek arkadaşınız oldu.
Becerebilecek misiniz yalnız kalmayı?
Hayatımda ilk defa yanımda erkek arkadaşım yok, yalnızım.
Ama bunun keyfini yaşıyorum.
Kendimi yeniden keşfediyorum. İlişkilerimi evli çiftler gibi yaşadım. Evliymişim gibi sorumlu hissettim erkek arkadaşıma karşı kendimi.
Bunu yapma sebebim kimsenin ağzına dedikodu vermemekti. "İlişkisi var" desinler istedim.
Mithat Can'la ilişkiniz sürerken ondan bahsediyordunuz.
Şimdi onunla ilgili tek kelime çıkmıyor ağzınızdan. Neden?
Mithat bana "İlişkimiz sürerken ve bittikten sonra benim hakkımda konuşma" demişti. Ben de ona söz verdim konuşmayacağım diye.
İlişkimiz devam ederken basına onunla ilgili açıklamalar yaptığımda Mithat'a hesap verdim.
Şimdi ayrıldık ve sözümü tutuyorum.
"Yıpranmaması için haftada iki defa saçıma dana iliğinden maske yapılıyor"
Haftanın üç günü savunma sporu tai-chi yapıyorum. Kendi kendimi bulmama yardımcı oluyor. Vücudumu da zinde tutuyor.
Kozmetiğe çok para harcıyorum. O kutular, kokular her kadını cezbettiği gibi beni de cezbediyor. Ayda bir kez cilt bakımı yaptırıyorum. Haftada iki kere masaj yaptırmaya gidiyorum.
Saçımın rengini çok sık değiştiririm. Hatta ben bile saçımın doğal rengini unuttum. Amerika'daki ajans sarışın olmamı istemedi, bu rengi beğendi. Saçımın yıpranmaması için kuaförde haftada bir defa dana iliğinden maske yapıyorlar.
Saçım dana kokuyor ama olsun işe yarıyor ya. Müzik zevkim yeni yeni oturmaya başladı. Jamiroquai, Elvis Presley'nin klasikleri, acid caz ve rock'n roll dinliyorum.
New York'ta İlhan Erşahin'in caz kulübüne gidiyorum. New York'ta yemek kursuna da gideceğim.
Birçok yemek kitabım var. Onlardan tarif seçip yemek yapıyorum. Makarna da yapıyorum wasabili püre de.
Bir defasında analı kızlı yaptım ama beş saat sürdü hazırlaması. Bir şeye karar vereceksem, bir şey hakkında düşünmem gerekiyorsa yemek yapmak yardımcı oluyor.
Dünyada o kadar aç insan varken üzerime 17 bin dolarlık bir ceket alıp giyemiyorum.
Yurtdışından alışveriş yapıyorum. Marka düşkünlüğüm sadece ayakkabı ve çanta için geçerli.
Kaliteli olan her şeyi alabilirim.
Tuğçe Kazaz ile Röportaj - 2
Öncelikle bize biraz kendini anlat Tuğçe...
26 Agustos 1982 Edremit doğumluyum. Çocukluğum İzmir'de geçti. Yaklaşık 7 buçuk yıl profesyonel olarak basketbol oynadım.
Bundan dolayı İstanbul, izmir ve Antalya gibi üç şehir arasında mekik dokudum.
Daha sonra tamamen İstanbul'a, ailemin yanına geldim ve hiç aklımda yokken ailemin de desteğiyle 2000 yılında Elit Model Look yarışmasına girdim, ikinci oldum.
Akabinde ajansımın da teşvikiyle 2001 yılında Türkiye Güzellik Yarışmasına katıldım, Türkiye Güzeli seçildim.
Şu anda mankenliğin yanısıra Yeditepe Üniversitesi'nde öğrenimime devam ediyorum.
Biraz çocukluğuna dönelim. İzmir'de geçti dedin. Nasıl bir çocuktun, yaramız mıydın, uslu muydun?
Liseye kadar hep okul birincisiydim, galiba biraz çalışkan bir öğrenciydim. Hiç yaramaz olmadım.
Bir kardeşim var, biz çalışan anne-babanın çocuklarıydık, dolayısıyla bir bakıma kendimize bakmak zorundaydık. Sorumluluklarımız vardı ve fazla çocukluğumuzu yaşayamadık.
Annemle babam çalışıyor olsa da teyzem bizimle çok ilgilendiği için çok şanslıydık. Teyzemin hayatımızda çok önemli bir yeri vardır.
Genel olarak sessiz, sakin, uslu ve yaşından daha olgun bir çocuktum.
Bir senedir podyumlardasın. Sana göre iyi bir manken nasıl olmalı ve ideallerin nelerdir?
Mankenlik dışında başka işlerle uğraşanları kesinlikle eleştirmiyorum, ancak benim televizyona geçmek gibi bir düşüncem yok.
Ben daha yeni yeni defilelerde boy göstermeye başladım.
Sizin defilelerinize çıkıyorum ki, bu benim en büyük ideallerimden biriydi. Her iyi manken, sizin koreografilerinizi yaptığınız defilelere çıkmak ister.
Ayrıca yurtdışına açılmak benim için çok önemli.
Paris, Milano ve New York'taki ajanslarla yavaş yavaş temasa geçmeye başladım.
Son düzenleyen Jumong; 30 Ekim 2015 15:27
Sebep: sayfa düzeni
Biyografi Konusu: Tuğçe Kazaz nereli hayatı kimdir.