Arama

Kauçuk ve Kullanım Alanları

Güncelleme: 11 Ağustos 2012 Gösterim: 12.237 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
19 Temmuz 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Kauçuk
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Kauçuk, bitki özsuyundan elde edilen bir lif. Doğal kauçuk, ağaçların özsuyundan yapılır. Sentetik kauçuk, kimyasal endüstri tarafından yağdan üretilir. Her iki tür de çok yönlü maddelerdir.
Brezilya, Seylan, Meksika, Cava Adası, Orta ve Doğu Afrika'da yetişir. Yüzlerce yıldan beri, doğal kauçuk, kauçuk ağacına çizikler atmak suretiyle süt halinde akan içindeki özsuyu toplayarak, bu suyu kurumaya ve sertleşmeye bıraktıktan sonra çeşitli muamelelerle kullanılacak hale getirme şeklinde elde edilmektedir. 20. yüzyıl boyunca, kimyadaki ilerlemeler, yağdaki kauçuğun kullanılarak suni versiyonunun yapılmasına imkân tanıdı. Her yıl üretilen 18 milyon ton kauçuğun 2/3'si sentetiktir.
Tarihçesi
1745'e XV. Louis'in dönemi, Paris çalkalanıyor: Kâşif La Condamine, Güney Amerika'ya yaptığı bilimsel inceleme gezisinden dönmüş... On yıl süren bu gezinin bastıca amacı meridyenin bir derecesini ölçmekti. Daha önce Maupertuis tarafından Laponya'da yapılan benzeri bir incelemenin sonuçlarının karşılaştırılması, Cassini ve Newton taraftarlarının arasındaki mücadeleye son vermişti: Dünya ekvatorda değil kutuplarda basık bir küre idi.
Aydın tabaka, Maupertuis'in Cassini'ye La Condamine'in Bourguer'ye karşı sürdürdüğü ve Voltaire'in kışkırtıp körüklediği polemiği yıllarca ilgiyle izlemişti. Halkın gözüyse kâşifin Peru'dan getirdiği ve Akademi'ye sunduğu bir keşifteydi. Bu, yerlilerin bir ağacın özsuyundan elde ettikleri esnek bir maddeydi. Ağacın kabuğu hafifçe yarılınca özsuyu akıveriyor ve bu su hemen donduğu halde yumuşaklığını kaybetmiyordu. Yerliler hem kırılmaz, hem de su geçirmez bu maddeyle çanta, ayakkabı, elbise ve kaplar imal edebiliyorlarmış. Bu madde aynı zamanda yay gibi uzayabildiği için çok güzel zıplayan toplar ve cam şırıngaların yerine kullanılan armut biçiminde esnek şırıngalar yapılabiliyormuş. Halk buluşu sevinçle karşılıyordu. Ne var ki Akademi üyeleri. La Condamine'in, erdemlerini sayıp tüketemediği bu maddeyi küçümseyerek bir yana ittiler.
Bunun hevea ağacının özsuyu, yani kauçuk olduğunu anlamışsınızdır. Kauçuk! Yüzyılın en önemli keşfi diyebileceğimiz madde Avrupa'ya böyle getirilmişti. Gerçekten bebeklerin biberonundan tutun da, tekerleklere, okul silgilerinden çiklete kadar günlük yaşantımızın en ufak ayrıntılarına girebildiğinden, kauçuğun uygarlığımızdaki yeri, bir benzeri daha bulunamayacak kadar büyük ve önemlidir. Kauçuktan elde edilen sayısız yararları da La Condamine'e borçluyuz. Ancak mucidin çağdaşları bunu hiç mi, hiç akıllarından geçinmiyorlardı. Şırınga ağacı deyip kahkahayı basıyor ve her biçime kolayca girebilen bu uysal maddeyi parmaklarının arasına alıp oynamakla yetiniyorlardı. Hammaddeyi ilk değerlendirme alanı ancak 1770'te bulunabildi: Okul silgisi...
Gerçek şu; kauçuğa karşı gösterilen anlayışsızlık pek de haksız değildi. Bu olağanüstü madde erdemlerine karşılık büyük kusurlara da sahipti. Amerika'dan Avrupa'ya gelinceye kadar mayalanması yetmiyormuş gibi her tarafı kirletiyor, pis kokuyor, üstelik kolay kalıplanmadığı gibi hava, ışık ve sıcağın etkisiyle bozuluyordu.
Kimyacılar bu güçlüğün çözümünü bulmakta gecikmediler: Madde, gerekli bir solüsyon (eriyik) içinde eritilip kalıba döküldükten sonra buharlaşmaya bırakıldığı takdirde kalıbın sekilini alırdı elbet. Ancak bu eritici maddenin ne olduğunu bulmak gerekiyordu. Terebentin özü, eter, petrol gibi birkaç solüsyon birden bulundu ama yalnız sonuncusuyla pratik bir sonuca ulaşıldı. 1823'te İskoçyalı kimyacı Charles Macintosh kauçuğu petrolün içinde erittikten sonra kumaşları bu solüsyonun içine batırarak su geçirmez hale getirdi.
Kısa zaman sonra daha iyi bir solüsyon bulunabileceği düşünülerek yeniden araştırmalar başladı. Çünkü bu türlü işlenmiş şekliyle kauçuk hâlâ pis kokulu, üstelik tahta gibi sertti. Kimyacılar bu maddeyi her ne pahasına olursa olsun uygarlığa kazandırmak için harıl harıl çatışmaya koyuldular.
Amaca ilk ulaşan Amerikalı Charles Goodyear oldu (1800-1860). Goodyear, Macinthos gibi bir bilim adamı değildi. Tersine kendini yeteneklerinin esinlemesine bırakan bu amatör araştırmacı, kauçuğu eline geçen her türlü kimyasal maddeyle işlemeye koyuldu. Deneme yordamı ona olumlu yolu açtıysa da kendinin ve ailesinin servetini ve sonunda hayatını bu uğurda kurban etti.
Evet, bir rastlantıyla bir gece kauçuğu ve kükürdü sobanın yanında unutması sonucu "vulkanizasyonu" (kauçuğu belli miktarda kükürtle karıştırarak soğuk ve sıcaktan etkilenmez duruma getirme işlemine "vulkanize etmek" denir.) keşfetti. AL bir oranda kükürtle karıştırdığında (2-5/100), kauçuk tam istenilen yani kalıplanmaya elverişli, dirençli ve sağlam bir madde haline geliyor, lastik dediğimiz şekli alıyordu. Baş döndürücü bir gelişmenin ve dev servetlerin kaynağı olan kauçuk sanayii doğmuştu. Ama ne yazık ki mucite kimse inanmamış, onu desteklemeyi göze alabilecek önsezisi güçlü bir tek kapitalist çıkıp elinden tutmamıştı. O kadar ki, Goodyear, 1844'te icadının beratını alabildiği zaman karşısında daha şanslı bir rakip buldu: İngiliz Thomas Hancock maddeyi bir yıldan beri imal etmekteydi.
Goodyear, dul karısına ve artı çocuğuna 200.000 dolar borç bırakarak bir otel odasında öldü. Buna karşılık Britanyalı rakibinin elinde vulkanizasyon, yaygın bir teknik haline girmiş ve 1839'da 300 ton olan dünya kauçuk üretimi 1850' de 1.000 tona yükselmişti. Ve yüzyılın sonunda da 40.000 tona varacaktı. Hancock daha da ileri gitti: Kauçuğu kükürdün etkisinde daha uzun zaman tutmak yoluyla sert bir madde olan "ebonit"i buldu. 1849'da vatandaşı F. Walton keten yağını oksitlemek ve bunu talaş ya da mantarla karıştırmak yoluyla bir tür yerli kauçuk meydana getirdi. "Linolyum" denen bu madde çabuk yaygınlaştı ve üretimi günümüzde 170 kilometre kareye kadar yükseldi.


Kullanım Alanları
Ham kauçuğa lateks denir. Pamuk veya viskonla karıştırılarak, kemer korse, lastik çorap (varis çorabı) yapımında kullanılır. Kauçuk, giysi, hortum ve lastik yapmak için esnek bir maddeye dönüştürülebilir. Kauçuğun emici özellikleri, onu otomobilsüspansiyonunda kullanışlı madde yapar. Kauçuk aynı zamanda endüstriyel maddelerin titreşimlerini de azaltır.
Ayrıca kauçuktan su geçirmezlik apresinde de faydalanılır. Kauçuk suya dayanıklı olduğu için, dalgıç giysilerinde, yağmurluklarda ve tıbbi tüplemede kullanılır. Kauçuk iyi bir elektrik izolatörüdür ve genellikle elektrik telleri kaplamada kullanılır. Kauçuk, milyonlarca hava kabarcığından oluşan köpük hale dönüştürülebilir. Bu köpüğe kalıp verilip, sünger ve yastık gibi çok sayıda hafif ürün elde edilebilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
11 Ağustos 2012       Mesaj #2
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kauçuk
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Sayısız kullanım alanı olan, kimi ağaçlardan (doğal kauçuk) ya da yapay yollarla (sentetik kauçuk) elde edilen esnek bir madde. Uzun zincirli ve düzensiz sarımlar biçimindeki molekül zincirlerinden ötürü kauçuk, kendisinde şekil değişikliğine yol açan kuvvet ortadan kalktığında hemen eski biçimini alır. Esnek olmasının yanı sıra, sızdırmazlığı ve yalıtkan oluşuyla da son derece önem taşır. Kauçuğu Avrupa'ya ilk kez La Condamine adlı bir Fransız getirdi (1735).

Birkaç yıl sonra kimyacı J. Priestley, kauçuğun silgi özelliğini keşfetti. Bunun dışında kauçuk, 100 yıl boyunca pek ilgi çekmedi. Kauçuk sanayiindeki ilk önemli adımları, T. Hancock ve C. Macintosh adlı İngilizler attı. Onlar, kauçuğun hammadesini işlemek konusundaki birçok sorunu çözdüler. Hancock'un yaptığı bir makine, kauçuk tanelerini tek bir parça hâline gelecek şekilde yoğuruyor, böylece kauçuğun mukavemetini ve esnekliğini artırıyordu. Ancak bu kauçuk, sıcak havada yumuşak ve yapışkan, soğukta ise sert ve kırılgan oluyordu. C. Goodyear, kükürt ve kurşun katılarak ısıtıldığında, kauçuğun sıcaklık değişimine daha az duyarlı olduğunu gördü (1839).

J. Dunlop'un lastik tekerleği icat etmesiyle (1888) kauçuk talebi hızla artmaya başladı. Böylece İngilizler Malaysiya, Seylan ve Hindistan'da kauçuk ağacı üretimine giriştiler. Güneydoğu Asya, bugün de doğal kauçuk üretiminde önde gelir. 20. yüzyılın bu alandaki en önemli adımı, sentetik kauçuk yapımı olmuştur. Günümüzde sentetik kauçuk, doğal kauçuktan daha çok kullanılır. Doğal kauçuk, çeşitli bitki ve ağaçların latex (lastik) adı verilen süt kıvamındaki özsuyundan elde edilir. Doğal ticarî kauçuğun hemen tümü, Amazon Havzası kökenli Hevea brasiliensis adlı kauçuk ağacından elde edilir. Eskiden latex'in toplandığı ağaçlar, balta girmemiş ormanlarda bulunduğundan toplanması zordu. Hatta bir gözlemciye göre bir ton kauçuk, en az iki insanın hayatına mal olmaktaydı. Ancak büyük kauçuk plantasyonlarının kurulmasıyla çalışma koşulları düzeldi. Kauçuk ağacı, çizilme çağına 6 yılda gelir ve bundan sonra 25 yıl boyunca ürün verir. Çizme işlemi, özel bir bıçakla, kabuğundan ince bir bölüm sıyrılarak yapılır ve kabuğun hemen altındaki latex hücreleri, sütlü sıvılarını akıtırlar. Sıvı akışı, 4 saat sürebilir. Latex, en çok şafak vakti aktığından, çizim bu saatlerde yaplır. Latex, toplandıktan sonra süzülerek toz ve yabancı maddelerden arındırılır. Latex'teki kauçuk parçacıklarının çapları, 0,1-50 mikron arasında değişir. Bu parçacıklar, negatif yüklüdür. Bu nedenle latex, asetik ya da formik asitle muamele edilerek parçacıklar çöktürülür. Dumanlı havada ve düşük sıcaklıkta kurutulur. Böylece, çürümesine yol açabilecek bakteriler ve küf yok edilmiş olur. Bazen dumanla tütsüleme işleminden önce, merdanelerden geçirilerek ince tabakalar hâline getirilir. Latex, amonyak içinde saklanarak da nakledilebilir. Latex, ağırlık bakımından %25-40 kauçuk içerir. Sentetik kauçuk ise plastiklere çok benzer ve 500 kadar çeşidi vardır. Sentetik kauçuğun geçmişi, M. Faraday'ın doğal kauçuğu damıtarak kimyasal formülü C5H8 olan bir hidrokarbon elde ettiği 1826 yılına kadar uzanır. Daha sonra izopren adı verilen bu hidrokarbon, önemli bir monomer olup polimerleştirme yoluyla elastomer adı verilen değişik kauçuğumsu maddelere dönüştürülebilir. Sentetik kauçuk üretiminde kullanılan monomerlerin çoğu, günümüzde petrolden elde edilmektedir. Alman bilim adamları, I. Dünya Savaşı sırasında doğal kauçuğun yerine kullanılmak üzere, metil kauçuğu adı verilen sentetik maddeyi yapıncaya kadar, sentetik kauçuk pek ilgi çekmedi. I. Dünya Savaşı'ndan sonra, hidrokarbonlardan sentetik kauçuk üretilmeye başlandı. II. Dünya Savaşı'nda Japonların Güneydoğu Asya'daki kauçuk plantasyonlarını ele geçirmesi, sentetik kauçuk üretimine hız verdi. Günümüzde dünya kauçuk üretiminin 2/3'ünü sentetik kauçuk üretimi oluşturur. Sentetik latex, genellikle bütadien ve stirenden elde edilir. Öteki sentetik kauçuklar arasında, çatlama ve aşınmaya karşı yüksek direnç gösteren polibütadien kauçuğu; yağ, mum, benzin ve öteki çözücülere direnç gösteren nitril kauçuğu; gazları ve suyu geçirmeyen, ısıya dayanıklı bütil kauçuğu sayılabilir. Kauçuğun son derece yaygın bir kullanımı vardır. Daha çok vulkanizasyon işleminden geçirilerek otomobil lastiği, ayakkabı tabanı, yağmurluk, çeşitli kayışlar, hortum, çeşitli yalıtım malzemeleri yapımında kullanılır.

In science we trust.

Benzer Konular

3 Mayıs 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
13 Aralık 2016 / BrookLyn Kimya
29 Kasım 2015 / Misafir Cevaplanmış
14 Eylül 2008 / CrasHofCinneT Mühendislik Bilimleri
20 Aralık 2012 / _Yağmur_ Mühendislik Bilimleri