Arama

Hidrolik

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 24 Haziran 2011 Gösterim: 4.690 Cevap: 1
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
30 Kasım 2006       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Hidrolik ve Uygulama Alanları
Hidrolik, sıvıların mekanik özelliklerini inceleyen bir mühendislik ve bilim dalıdır. Sıvı gücünün faydalı bir şekilde disipline edilmesini konu edinmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Hidrolik kelimesi (hydraulics) Yunan dilindeki ὑδϱαυλικός (hydraulikos) kelimesinden gelir. Bu kelimede kök olarak su (ὕδωϱ) ve boru (αὐλός) kelimelerinden gelmektedir.
En eski hidrolik bilimciler Ctesibius ve Hero of Alexandria 'dır. Bu antik çağ mühendisleri daha çok hidroliğin dinsel ayin tören vb. gibi konulardaki pratik kullanımları ile ilgilenmişlerdir. Modern hidroliğin kurucusu ise Galileo Galilei'nin öğrencisi olan Benedetto Castelli 'dir.
Akışkanlar mekaniği, hidrolik için akışkan özelliklerinin mühendislik kullanımına yönelik olarak teorik temeller sağlar. Hidrolik konuları, (su kanal tasarımı, akış ölçümleri, nümerik akışkanlar dinamiği, hidrogüç, türbinler, pompalar, akış kontrol devreleri, baraj dizaynı, boru akışı vb.) genel olarak mühendislik ve bilim dalları içindeki konseptlerin bir çoğunda yer alır.

"Su" ve "boru" anlamındaki Yunanca iki sözcükten türetilen hidrolik teri­mi, hareket halindeki sıvıların, özellikle su­yun akışını inceleyen bir bilim dalının adıdır. Hidrolik yasalarını ortaya koyarak bu bilim dalının kuramsal temellerini atanlar Fransız bilim adamı Blaise Pascal ile İsviçreli fizikçi Daniel Bernoulli olmuştur. Suyun ırmak ve kanallardaki, pompa ve türbin gibi makinele­rin içindeki akışını belirleyen etkenleri araş­tırmak bu bilim dalının konusuna girer. Bu nedenle bütün mühendislik dallarında, özel­likle de liman, kanal, dok, baraj ve bent tasarımında hidroliğin çok önemli bir yeri vardır.
İnsanlar doğal bir akarsu yatağında ya da kanalların içinde akan sudan ilk kez tarlaları­nı sulamak için yararlanmışlardır. Tarımın başlangıcı kadar eskiye dayanan sulama bu­gün de aynı derecede önemlidir. Eskiden alçak havzalardaki akarsulardan taşan suların önü çevrilerek bir setin arkasında toplanır ya da ırmakların suyu tulumbalarla çekilerek tarlalara giden kanallara akıtılırdı. Oysa gü­nümüzde akarsuların üzerinde kurulmuş dev barajların arkasında biriktirilen sular, bütün bir bölgeyi ağ gibi saran sulama kanallarına pompalanır.
Sudan enerji elde etmenin en basit yolu akarsuyun içine bir su çarkı koymaktır. Buğ­day tanelerini öğüterfek un haline getiren değirmentaşlarını döndürmek için yüzyıllarca su çarkları kullanılmıştır. Bu tip su değirmen­lerine bazı yörelerde bugün bile rastlanabilir. Sudan elektrik enerjisi üretmek için de, çağla­yan halinde yüksekten akan ya da yüksek bir baraj gölünde toplanan sular çok büyük çaplı borularla aşağıya akıtılarak vadide kurulmuş bir elektrik santralına gönderilir. Suyun hızlı akışı santraldaki su (türbinlerini döndürür; türbinler de elektrik üreteçlerim çalıştırır. Su enerjisini (hidrolik enerjiyi) elektrik enerjisi­ne dönüştüren bu tesislere hidroelektrik ener­ji santralı denir ).
Su gücüyle çalışan hidrolik makinelerin de sanayide çok yaygın bir kullanım alanı vardır. Metal parçalan sıkıştırarak biçimlendiren bü­yük hidrolik preslerde, hidrolik matkaplarda ya da delme tezgâhlarında, perçin makinele­rinde ve dövme preslerinde su ya da başka bir sıvıyla; çalışan hidrolik sistem­lerden yararlanılır.
Hidrolik presin çalışma ilkesi, Pascal'ın 1650'de açıkladığı yasaya dayanır. Bir sıvıya uygulanan basıncın her yöne eşit olarak dağıl­dığını saptayan bu yasadan yola çıkarak ilk hidrolik presi 1795'te İngiliz mühendis Joseph Bramah yapmıştır. Aşağıdaki çizimde görül­düğü gibi bu makinenin iki silindiri ve her silindirin içinde arada hiç boşluk kalmayacak biçimde yerleştirilmiş birer pistonu vardır. Silindirlerin alt uçları bir boruyla birleştirilir ve içlerine su doldurulur. A pistonuna uygula­nan bir kuvvetin suyu sıkıştırarak yarattığı basınç B pistonunu yükselterek iş yapabilir. A pistonunun taban alanı küçük olduğu için pistonu aşağıya doğru bastıran kuvvetin birim alana düşen miktarı, yani basınç fazla olacak­tır. Bu basınç suda her yöne eşit olarak dağılır ve B pistonunun geniş tabanına büyük bir kuvvet uygulayarak pistonu yukarı doğru iter. A pistonunun taban alanının 10 cm2, B pistonununkinin de 100 cm: olduğunu varsa­yalım. Eğer A pistonu 10 kilogramlık bir kuvvetle aşağıya doğru itilirse, bu pistonun suya uygulayacağı basınç 10 cnr'ye 10 kg, yani santimetre kare başına 1 kg olacaktır. Dolayısıyla basıncın B pistonunun tabanına uyguladığı kaldırma kuvveti de santimetre kare başına 1 kg olacaktır. Bu da B pistonu­nun bütün yüzeyinde toplam 100 kilogramlık bir kaldırma kuvveti demektir. Görüldüğü gibi kuvvetin artışı pistonların taban alanla­rıyla orantılıdır ve örneğimizde bu oran 1/10'dur. Bu basit ilke suyun bir tür hidrolik kaldıraç işlevi gördüğü anlamına gelir . Motorlu taşıtları yükseltmeye yara­yan hidrolik krikolar ile otomobillerin hidro­lik frenleri de bu ilkeye göre çalışır. Ama bu düzeneklerde basınç uygulanarak sıkıştırılan sıvı su değil yağdır. Örneğin hidrolik frenler­de, fren pedalına basılınca ana fren silindirindeki piston yağı sıkıştırır ve tekerlek silindir-lerindeki pistonlara aktarılan bu basınç fren pabuçlarını harekete geçirir.
Hidrolik makinelerde su yerine sıvı yağ kullanılmasının birkaç nedeni vardır. Her şeyden önce yağ donmaz, metal silindirlerin ve pistonların paslanmasına yol açmaz, üste­lik hareketli parçalar için yağlama yağı yerine geçer. Bazı hidrolik makinelerde silindirler­deki yağa uygulanan basınç bir pompayla sağlanır. Uçakların iniş takımları, flap ve kanatçıkları, tekerlek frenleri bu tür hidrolik sistemlerle çalışır. Bunlarda silindirlerin için­deki yağ basıncını doğrudan uçak motoruna bağlı olan pompalar sağlar. Pilot kabinindeki supapların açılıp kapanmasıyla pompalar ile hidrolik silindirler arasındaki bağlantı borula­rından yağın geçişi denetlenebilir. Buldozer­lerin bıçakları da buna çok benzeyen hidrolik sistemlerle indirilip kaldırılır. Buldozer ope­ratörünün açıp kapadığı bir supap, hidrolik yağ basıncının motora bağlı pompadan silin­dirlere iletilmesini denetler.
Ayrıca yük asansörlerinde, vinçlerde, me­tal ve beton parçaların basınca dayanıklılığını sınayan makinelerde de hidrolik sistemler kullanılır. VVilliam Froud'un buluşu olan hid­rolik dinamometre motor gücünü ölçmeye yarar. Irmaklardaki set kapakları, doklardaki havuz kapakları ve savaklar hidrolik sistem­lerle açılıp kapanır. Ciltçilikte, kâğıt, deri, çay ve tütün balyalamada da hidrolik presler kullanılır.

MsxLabs & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 14 Ağustos 2009 14:48
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Aynacan - avatarı
Aynacan
VIP Gecenin Aydınlığı!
24 Haziran 2011       Mesaj #2
Aynacan - avatarı
VIP Gecenin Aydınlığı!
Hidrolik Sistemlerin Avantajları ve Dezavantajları

Sponsorlu Bağlantılar
Hidrolik sistemlerin Avantajları:
  • Hidrolik sistemler sessiz çalışırlar.
  • Hidrolik akışkanlar, sıkıştırılamaz kabul edildikleri için titreşimsiz hareket elde edilir.
  • Yüksek çalışma basınçları elde edilebilir.
  • Hareket devam ederken hız ayarı yapılabilir.
  • Akışkan olarak hidrolik yağ kullanıldığı için devre elemanları aynı zamanda yağlanmış olurlar.
  • Emniyet valfleri yardımıyla sistem güvenli çalışır.
  • Hassas hız ayarı yapılabilir.
  • Hidrolik akışkan oluşan ısının çevreye yayılmasını sağlar.
  • Hidrolik devre elemanları uzun ömürlüdür.


Hidrolik Sistemlerin Dezavantajları:
  • Hidrolik akışkanlar, yüksek ısılara karşı hassastır. Akışkan sıcaklığının 500C’yi geçmesi istenmez.
  • Hidrolik devre elemanları, yüksek basınçlarda çalışacağı için yapıları sağlam olmalıdır.
  • Hidrolik devre elemanlarının fiyatları pahalıdır.
  • Hidrolik devre elemanlarının bağlantıları sağlam ve sızdırmaz olmalıdır.
  • Hidrolik akışkanların sürtünme direnci yüksek olduğu için uzak mesafelere taşınamaz.
  • Depo edilebilirliği azdır.
  • Akış hızı düşüktür. Devre elemanları, düşük hızlarla çalışır.
  • Hidrolik akışkanlar havaya karşı hassastır. Akışkan içindeki hava gürültü ve titreşime yol açar, düzenli hızlar elde edilemez.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Not: Bilgilendirme amaçlıdır.

Benzer Konular

25 Nisan 2011 / kocaelili Soru-Cevap
29 Aralık 2009 / Misafir Soru-Cevap
9 Haziran 2007 / P.u.S.u Meslekler
5 Ağustos 2012 / [WoL]bL Taslak Konular