Melâmîlik
Tasavvuf içinden tasavvufçulara karşı çıkan bir akımdır. Melâmîlik bir ideolojidir. Melâmîler, sûfilerin törelerini, haktan ayrılışlarını, idarecilere yamanmalarını beğenmeyip, halktan ayrılmayan, halkı kucaklayan bir anlayışın temsilcileridir. Melâmeti kabul edenler, zaviye, tekke, dergâh, hankala kabul etmiyorlardı. Üç beş hal ehlinin toplaştığı halvet bir yer, neresi olursa olsun onlarca sohbet meclisi olabilirdi. Halktan ayrılmak, özel giyim ve kuşamla kendilerini belli etmekse tasavvufun ruhuna aykırıydı. Sufîler tekke, zaviye, dergâh, hankah gibi nisbeten şehir dışındaki malikanelerde yaşamakta giyim kuşamlarıyla halktan ayrılmakta ve vakıf malıyla beslenmekteydiler. Devlet adamlarıyla yakın ilişkileri vardı. Melamiler bütün bunlara karşıydılar.
Melamilere göre herkes vakıf malıyla değil kendi kazancıyla yaşamalıydı. Varlığını Hakk'a vermek, varını yoğunu halka vermekten başka bir şey değildir. Melamiler halktan ayrılmayan, hakkı kucaklayan bir ideolojiyi temsil etmişlerdir. Bu ideolojinin halka yayılması işçi ve esnaf sınıfını örgütlemiş, bu örgüte de "Fütüvvet" adı verilmiştir. Melametle fütüvvet aynı şeydir. Melamet ehli aynı zamanda yiğittir, mürüvvet sahibidir yani merttir. Melameti hem nefsiyle savaşır hem de yaşama savaşı verir. Çalışır, geçimini kazanır, başkalarını da geçindirir. Herkesin iş güç sahibi olması şarttır. Herkes elinin emeğiyle, alnının teriyle yaşamalıdır. Kimse kimseye eğilmemeli, kimse kimsenin sırtından geçinmemelidir.
Melametliiikte en önemli ilke kendini herkesten aşağı görmek, göstermek, her yaratıktan aşağı saymaktır. Yapılan Hayrı (iyiliği) gizlemek, kötülüğü ise gizlememek esastır.
Melametlerin dindeki dayanakları Kur'an-ı Kerim'in şu ayetidir:
Melâmiliğin Hamdun Kassar, Ahmed Haraveyh, Hâtem-ı Asamm, Ebû Hafs Haddat... gibi destekçisi ve teşvikçisi sufiler vardır.
MsXLabs.org & İslam Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar
Melamilere göre herkes vakıf malıyla değil kendi kazancıyla yaşamalıydı. Varlığını Hakk'a vermek, varını yoğunu halka vermekten başka bir şey değildir. Melamiler halktan ayrılmayan, hakkı kucaklayan bir ideolojiyi temsil etmişlerdir. Bu ideolojinin halka yayılması işçi ve esnaf sınıfını örgütlemiş, bu örgüte de "Fütüvvet" adı verilmiştir. Melametle fütüvvet aynı şeydir. Melamet ehli aynı zamanda yiğittir, mürüvvet sahibidir yani merttir. Melameti hem nefsiyle savaşır hem de yaşama savaşı verir. Çalışır, geçimini kazanır, başkalarını da geçindirir. Herkesin iş güç sahibi olması şarttır. Herkes elinin emeğiyle, alnının teriyle yaşamalıdır. Kimse kimseye eğilmemeli, kimse kimsenin sırtından geçinmemelidir.
Melametliiikte en önemli ilke kendini herkesten aşağı görmek, göstermek, her yaratıktan aşağı saymaktır. Yapılan Hayrı (iyiliği) gizlemek, kötülüğü ise gizlememek esastır.
Melametlerin dindeki dayanakları Kur'an-ı Kerim'in şu ayetidir:
"Ey iman edenler! Sizden kim dinenden dönerse (bilsin ki): Allah, sevdiği ve kendisini seven, mü'minlere karşı alçakgönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. Bunlar Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar." (Kur'an, Mâide suresi, 54)."Hiçbir kınayanın kınamasından korkmamak", işte bu melâmilikte esastır.
Melâmiliğin Hamdun Kassar, Ahmed Haraveyh, Hâtem-ı Asamm, Ebû Hafs Haddat... gibi destekçisi ve teşvikçisi sufiler vardır.
Son düzenleyen Mira; 12 Ekim 2014 22:10
Sebep: Mesaj içeriği değiştirildi.