Arama

İslam'da Noel Yortusu ve Yılbaşı Kutlaması

Güncelleme: 31 Aralık 2011 Gösterim: 9.015 Cevap: 2
YALINKILIÇ - avatarı
YALINKILIÇ
Ziyaretçi
31 Aralık 2009       Mesaj #1
YALINKILIÇ - avatarı
Ziyaretçi
Yılbaşı = Noel yortusu
SIĞINIYORUM ALLÂH’A TAŞLANMIŞ ŞEYTANDAN
Sponsorlu Bağlantılar
ADIYLA ALLÂH’IN, MERHAMETİYLE KUŞATANIN, GEREĞİNCE MERHAMET EDENİN
Yılbaşı hıristiyanların takvimi olan miladî takvim denen takvimin başlangıcını kutlamaktır. Bu takvimin başlangıç tarihi olan sıfır târihi selam ona Allâhın elçisi Îsâ’nın doğum günüdür. Yâni bu bir doğum günü kutlamasıdır. İslamda doğum günü kutlaması yoktur. Doğum günü kutlamak bidattir. Bidat ise günahtır. Üstelik bu kutlamada , hıristiyanlara âit bir kutlama olduğu için , hıristiyanların kutlanmaya lâyık gördükleri ,
1- Bâtıl , küfür dinlerinin kutlamasını kabul etmek ,
2- Kâfirin küfrüne destek olmak ,
3- Küfre ortak olmak
vardır ve Küfürdür.

Yılbaşı kutlaması , selam ona Allahın gönderdiği Îsâ’nın getirdiği islam dinine âit bir kutlama ; bayram da değildir. Bu kutlamayı : bayramı Îsâ’nın getirdiği islam dininden sapan gâvurlar îcad etmişlerdir. Bidattir. Onlar bu bidati işlerken islam üzere müslüman oldukları halde değil , islamdan sapmış kâfirler oldukları halde işlemektedirler. Onların bu bidatlerini kabul eden , destek olan , ortak olanlar , onların bidatlerine destek olmaktan çok , onların küfür olan dinlerine destek oluyorlar. “Küfre rıza ise küfürdür” (Buhari, kitab 64 Meğazî, bab 46da). Öyleyse küfrü hıristiyanlık küfrünü desteklemek olan bu kutlamayı : bayramı kutlayanlar kâfir olurlar. Salat ve selam ona yüce Allahın elçisi Muhammed dedi : Kim bir topluma benzemeye çalışırsa bu haliyle onlardandır. Öyleyse kâfire benzemeye çalışmanın bir parçası olan yılbaşı kutlaması da küfürdür.

Üstelik bu kutlamada : bayramda gâvurların , selam ona Allahın elçisi Îsâ’yı kendilerine âit bir değer olarak kabul etmelerini de kabul etmek vardır. Selam ona Îsâ onlara göre onlara ait bir değerdir. Onlar Îsâ’yı bir peygamber olarak değil , bir tanrı veya tanrının oğlu olarak kabul ederler. Bu sapıklara göre tanrı yada tanrının oğlu bu gecede doğmuş. Onlara göre tanrı doğan ölen biri. Yarattıklarına muhtaç olup , çarşıda , muhtaç olduğu ve yerini bilmediği mallları arayan biri. Yemek yemeye muhtaç biri. Bu sapık tanrı anlayışının , iddiasına konu olan selam ona Îsâ Allâhın elçisi , peygamberdir , müslümandır o ve ona inanıp uyanlar müslümandırlar. Buna rağmen , onu öldürmeye kasdedenlerin , onu asdıklarını zannettikleri haçı yani Allaha ve peygambere düşmanlığın sembolünü dinlerine sembol edenler , şüphesiz müslüman değiller , şeytanın kullarıdır. Onlar Îsâya taptıklarını iddia eden Allahın düşmanı şeytana tapanlardır. Onlara değil , selam ona Îsâ , Allaha ve elçisi muhammede ve müslümanlara yakındır. Çünkü o ve ona inanıp uyan havariler ve onlara inanıp uyanlar müslümandırlar. Hal bu ki şimdi hıristiyan olarak bilinenler kafirlerdir. Kafirlerin ise peygamberi değil , şeytanı vardır. Onlara saygı Allaha saygısızlıktır. Hal bu ki sözde müslüman olan bir çok kişi saygıdan daha fazlasını yapıyor ve onların küfür bayramını o şeytanın kullarıyla birlikte kutluyorlar. Bu yapılanlardan yüce Allah da selam ona Îsa da razı olmaz. Selam ona Îsâ ve havârilerinin müslüman olduğu konusundaki yazımı okumak istersen adrese tıkla :
Adres : http://www.enbuyukbir.net/?Page_id=126

Selam ona Îsâ hakkındaki bazı hadisler :
“Ruhum yed-i kudretinde olan Allah`a yemin ederim ki, Meryem`in oğlu Îsâ , adil bir hakem olarak aranıza inecek , haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam`dan başka şeyi kabul etmeyecektir.” [Buhari]
“vallahi Meryem`in oğlu adil bir hakem olarak inecek, haçı parçalayacak, domuzu öldürecek, kin , nefret ve haset ortadan kalkacaktır.) [Müslim]
“Îsa inecek, İslamiyet yolunda savaşacaktır. Onun zamanında Allahü teâlâ, müslümanlardan başka herkesi helak edecektir. Deccal da helak olacaktır. Îsâ , kırk yıl yeryüzünde yaşayacak, sonra ölecektir. Cenazesini müslümanlar kaldıracaktır.” [Ebu Davud]
“Îsa benim yanıma gömülecektir.) [Tirmizi]

Allaha ve ahiretye inanan Allahın ve elçilerinin yolu İslama uysun , başka yollardan sakınsın kendini.
Yılbaşı , artık hıristiyan kutlaması olmaktan çıktı , dünya örfü oldu diyen şeytanlar da var. Bu şeytanlara göre , Îsâya tapmak dünyâ örfü olursa , Îsâya tapmak da günah yada küfür olmayacak bu durumda. Bir şeyin örf hâline gelmesi o şeyin kabul edilmesine delil olmaz. Eğer örfün alınması iyi bir şey olsa idi , islama gerek yoktu , o taktirde insanlar küfür üzere örflerine göre yaşayıp giderlerdi. Hal bu ki yüce Allah tüm bâtıl örfleri değiştirmek için elçi ve peygamber gönderir. Ademden Muhammede kadar tüm peygamberler bâtıl örflerle mücadele ettiler. Örfün bu anlayışla alınabileceğini iddia edenler kafirlerdir. İslamdaki örfün delil olması ise , Kuran ve sünnete uygun olan , aykırı olmayan , doğruluğunda , iyiliğinde sağlıklı akıl sahiplerinin ihtilaf etmediği , her sağlıklı akıl sahibinin kabul ettiği iyiliklerdir. Borcunu ödeme imkanı bulamayan fakirin borcunu ödemesinde kolaylık sağlamak örfdür yani iyiliği bilinen eylemdir. Örf = ma’rûf = iyiliği bilinen. Hal bu ki yıl başı bayramı = kutlaması iyiliği bilinen değil , kötülüğü bilinendir = münkerdir. Daha da fazlası küfürdür. Küfre rızadır , küfre uymaktır , küfre katılmaktır.
İslam ise kafirin küfrüne ortak olmayı emretmez. Aksine islam kafirin küfrüne uzak olmayı emreder. Bunun örneği salat ve selam ona peygamberimiz zamanında olan şu konudur.

“Adamın birisi "bavane" adlı bir yerde deve kesmek için adakda bulunmuştu. Allah rasulu (s.a.s.) "orada daha önce cahiliyye insanı kendisine tapılan putlardan bir put' bulunduruyor muydu?" diye sordu. Dediler ki "hayır, bulundurmuyordu."
Rasulullah sordu: "peki orada daha önce kafirlerin bayramlarından bir bayram kutlanıyor muydu?" yine "hayır" dediler. O zaman rasulullah (s.a.s.) Adama: "nezrini (adak) yerine getir. Ne Allah'a isyanda ve ne de insanın sahip olmadığı şeylerde yapılan nezre sadakat yoktur" dedi." (Ebû Davud)

Görüldüğü gibi Allahın elçisi helal bir işi , islama uygun bir işi yapacak olan kişiye , bu helali yapması için gereken mahzurlu , kötü olan benzeme , yakınlık içeren konuları sorarak bunların olmaması durumunda , helal işi yapmasının helal olacağını , eğer bu sorulan şeyler olursa , helal olan işin helallikten çıkacağını bildiriyor. Öyleyse , yapacağı helal işi yapacağı yerde , kafirlerin putu olmaması gerekir. Hal bu ki zamanımızda , müslümanlar ataputun putlarının olduğu yerlerde , basın açıklaması veyâ gösteri yapıyorlar. Bu hadise göre helal olan işi yapmanın ikinci şartı , o helal işi yapacağı yerde , kâfirlerin bayramlarından bir bayram da kutlanmamasıdır. Eğer bir yerde kâfirlerin bayram kutlama adeti var ise o yerde müslümanlar helal olan işlerini , islama uygun dini görevlerini yapamazlar. Hal bu ki zamanımızın âlim adlı şeytanları , kafirlerin bayramlarının yapıldığı , böylece kirlettikleri yerde bayram yapmayı men etmek değil , onların bayramlarını , onlarla veya ayrı olarak , adını değiştirerek yada aynı adla kutlamalarına helal diyorlar. Allahın elçisi onların bayramıyla kirlenen yerde adak kesmeyi = yani o yerde gerekli bir ibâdeti men ettiği halde onlar , onlarla aynı küfrü işlemeyi helal gösteriyorlar. Bu iddialarına , bu bir örf olmuş , adet olmuş diyenlere Allâhın elçisi başkalarının adetlerine uymanın küfür olduğunu bildirerek cevap veriyor. Bu sahte âlimler ise Allahın elçisinin bildirdiğinin aksine olanın , küfür olan , kafir adetlerine uymmanın , iyilik olduğunu iddia ederek , insanları saptıran şeytanlar olmuşlar. Salat ve selam ona yüce Allahın elçisi şöyle diyor.
"Bizden gayrisinin adetiyle (sünnetiyle) her hangi bir iş yapan (amel eden) bizden değildir" (yâni kâfirdir) (Sahihu'1-cami: 5439)
Müslümanlara sormalı , gösteri ve basın açıklamalarınızı nerde yapıyorsunuz. Daha önce ve şimdi ataputun putlarının olduğu yerlerde değil mi. Siz iyice sapıtmışsınız.
Gösteri ve basın açıklamalarınızı nerde yapıyorsunuz. Daha önce ataputçu gavurların bayramlarından bir bayramın kutlandığı yerlerde değil mi. Siz iyice sapıtmışsınız.
Hadis : “kim bir topluma benzemeye çalışırsa o da onlardandır”.
Öyleyse avrupalı gavurlara benzemeye çalışanlar onlardandır , gavurdur.

Bu kutlamalar sadece söz ile kutlamak olsa dahi , gâvurun gâvurluğunu daha kolay işlemesine yardım ediyor. Yüce Allah ise kötülükte yardımlaşmayın diyor.
(5 Mâide 2) "İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup sakının...".
Yüce Allah Kur’ân’da şirkin (Allahın ortağı olduğunu iddia etmenin) en büyük zulüm olduğunu bildiriyor , öyleyse Allâha ortak eden = müşrik hıristiyanlar , zâlimdirler. Kuranda zâlimlere meyletmekten men ediliyoruz.
(11 Hûd 113) "Zulum yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz (dostlarınız) de yoktur sonra yardım da göremezsiniz”.
Zâlimlere meyletmekten fazlası olan yıl başı ise daha büyük bir kötülüktür.
Yıl başı kutlamasında kâfirlere benzeme gayreti vardır. Salat ve selâm ona yüce Allahın elçisi kâfirlere benzemeye çalışanın kâfir olduğu anlamına da gelen , geniş anlamlı sözünde şöyle diyor.

"Kim herhangi bir topluma benzemeye çalışırsa o da onlardandır ".(Ebu Davûd, Libas 4; Müsned n/50.)
"Bizden başkasına benzemeye çalışan bizden değildir. Yahudilere ve hıristiyanlara benzemeye çalışmayın. Yahudilerin selamı parmaklarla, hıristiyanların selamı avuç içiyledir." (sahihu'l-cami: 5434)
"Bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudilere ve hıristiyanlara benzemeye çalışmayın..." buyurmuşlardır.(tirmizi, isti'zan:7)

Yıl başı kutlamasında kâfirlere dost olmak da vardır. Yüce Allah Kur’ân’da kafirlere dost olanın kâfir olduğunu bildiriyor. Üstelik hıristiyanlar müslümanların düşmanlarıdırlar.
(Mümtehine suresi-1) “Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizinde düşmanınız olanları dost edinmeyin.onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz…”.
(Maide suresi -51)“Ey iman edenler,yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin, zira onlar birbirinin dostudurlar.içinizden onları dost tutanlar onlardandır.şüphesiz zalimler topluluğuna Allah yol göstermez…”.
(Maide suresi -55) “Sizin dostunuz ancak Allah tır , resulüdür , iman edenlerdir..”.


Hıristiyanlar kâfirdirler
(El-Maide:17) "Meryem oğlu mesih Allah'tır, diyenler kafir olmuşlardır, ".
(El-Maide:73) "Allah üçün üçüncüsüdür, diyenler kafir olmuşlardır.".
(5 Mâide 72). "Elbet muhakkak kafir oldu (onlar) ki dediler elbette Allâh , O , Mesîh oğlu Meryemin ve dedi Mesîh ey İsrâîl (Ya’kûb) oğulları kulluk edin Allâh’a Düzenleyenim (Rabbim) ve Düzenleyeniniz (Rabbiniz) , elbette o, kim ortak eder (şirk koşar , müşrik olur) Allâh’a böylece muhakkak yasakladı (haram etti) Allâh ona cenneti ve sığınağı (onun) ateş ve ne (var) zâlimlere yardımcılardan". Öyleyse kâfirlere benzeyip kafir olmayın.
En iyi bilen Allah ve elçisidir. Artık Allahın ayetleri ve elçisinin sözünden sonra başkasına uymaktan sakının.
(El-Casiye: 18) "Sonra seni bir şeriat üzere kıldık. Ona uy, bilmeyenlerin hevalarına uyma."
(El-Bakara: 145) "Eğer sana gelen ilimden sonra onların hevalarına uyarsan, bil ki sen de zalimlerdensin,".

Müslümanı iki bayramı = kutlaması vardır.
Allah rasulu (s.a.s.) Medine'ye geldiğinde, onların oynayıp eğlendikleri iki günlerinin olduğunu öğrendi. "bu günler nedir?" diye sordu. Dediler ki; "cahiliyyede bu iki günde oynardık." Allah rasulu (s.a.s.) Şöyle buyurdu: "Allah bundan daha hayırlı olanı size verdi: Kurban bayramı ve Fıtr (Ramazan) bayramı." (Ebu Davud-sahih)
Uyanın ey Allahın kulları , Allahın sizin için beğendiği razı olduğu tek yaşam düzenine = tek dine uyun kurtulun. Hıristiyan kâfirlere uymamız değil gerektiğinde onlarla savaşmamız emrediliyor Kur’ân’da.
(9 / Tevbe – 29) "Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve resûlünün yasakladığını yasaklamayan ve hakkın (gerçeğin) dinini (yaşam düzenini) (islâm’ı) din (yaşam düzeni) edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi (vergiyi) verinceye kadar savaşın".
Açık ayetler ve açık hadislere rağmen pek çok müslüman bu büyük günah ve küfür adetlerine uymaktadır. Bu durum salat ve selam ona yüce Allahın elçisi muhammedin , yüce Allahın elçisi , peygamberi olduğunun delili olan bir mucizedir. Çünkü Allahın elçisi müslümanların bu hallere düşeceğini 1400 yıl önce bildirmişti. Salat ve selam ona yüce Allahın elçisi Muhammed dedi :

"Sizler, kendinizden önce geçen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına tıpa tıp muhakkak uyacaksınız. O dereceye kadar ki, şayet onlar daracık keler deliğine girmiş olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabî olacaksınız." Ebu Sâid (r.a.) Diyor ki: biz: -ya Resûlellah! Bu ümmetler yahudilerle hıristiyanlar mı? Diye sorduk. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"onlardan başka kim olacak!..." buyurdu.
(Buhari, Enbiya:48; İ’tisam;14; Müslim; İlim:6)

Zamanımızda tamamen gâvur talitçisi olan müslümanlar pek çoktur. , peygamberimizin mucize olarak bildirdiği gibi gâvurlar keler = kertenkele yuvalarını , mağaraları gezmeyi zevk edindiler ve ardından müslümanlar da aynı şeyi yapıp , mağara turizmi yapmaya başladılar. Bu hadis bu açıklamasıyla bir mucizedir. Mağara turizmi taklidinden başkaca , müslümanların gâvur taklitçiliğinin yıl başı kutlaması ve sair her alanda , tam bir taklitçilik olduğunu açıklayışı ile de bu hadis bir mucizedir. Böylece bu hadis de isbat ediyor ki , Allahdan başka tanrı (kânununa uyulacak kişi) yoktur , Muhammed Allahın elçisidir.

Açık bilgiler ve bu mucize hadis uyanmana vesile olur inşâellah. Ey Allahın kulları , uyanın , cehenneme doğru koşmaktan vaz geçin. Uyanın , cennete doğru koşun. Uyanın ve küfür saltanatını yıkın. İslamın egemenliğini , İslam devletini kurmak için çalışın ki cenneti kazanın.
(4 / NİSÂ – 105) “Biz sana kitabı, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye bir gerçek olarak indirdik, hainleri savunma”.

GÂVUR YILBAŞINI YADA ONLARA BENZEYEREK HİCRİ YILBAŞINI YAHUT ONLARA BENZEYEREK PEYGAMBERİMİZİN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAMAK YÂNİ MEVLÜT VEYÂ KUTLU DOĞUM HAFTASI KUTLAMAK BÂTILDIR
Bu gibi batıllara benzemeye çalışmak , Musa kavminin kafirleri gibi put edinmeyi istemelerine benzer.
(7 Â'râf 138)
"İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derken, kendilerine ait putlara tapan bir kavme rastladılar. İsrailoğulları, “Ey Mûsâ! Onların kendilerine ait tanrıları (putları) olduğu gibi sen de bize ait bir tanrı yapsana” dediler. Mûsa şöyle dedi: “Şüphesiz siz cahillik eden bir kavimsiniz.”
(7 A'râf 139) "Şüphesiz bunların (din diye) içinde bulundukları şey yok olmaya mahkûmdur. Yapmakta olduklarının hepsi batıldır.”
(7 Â'râf 140) “Sizi âlemlere üstün kılmış iken, Allah’tan başka tanrı mı araştırayım size?”

YILBAŞI YADA ŞEYTANLIK GECESİ
Yılbaşı denilen günah ve küfür dolu ŞEYTANLIK GECESİNDE ,
1-BU GECEDE , GÂVUR HIRİSTİYANLARIN , ŞEYTANIN DİNİ HIRİSTİYANLIĞIN BİR KUTLAMASI YAPILARAK , GÂVURLUK KUTLANIR.
2- Her türden GÜNAHLAR İŞLENİR.
3- Şeytanın gecesi haline getirilen bu gecede genel fuhuş yayınları artar.
4- Yılın en çok HAMR (uyuşturucu ve içki ve sâire sarhoş ediciler) kullanılan gecesi olur.
5- Yılın en çok kumar oynanan ayı , haftası ile kumara yatırım yapılır ve kumar sonuçları bu gece tesbit edilir. Bu kumarın adı MİLLİ PİYANGODUR. BU MİLLİ ŞEREFSİZLİK GECESİNDE TÜM ÜLKE GÜNAH VE KÜFÜR DOLAR.
(5 MÂİDE 90) "Ey iman edenler! hamr (= içki , uyuşturucu ve sâire sarhoş eden ne varsa) , kumar, dikili taşlar (= anıtlar) , fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz".
MİLLİ PİYANGO KUMARDIR , kumar oynamayın , Hamr (= içki , uyuşturucu ve sâire sarhoş eden ne varsa) , Kumar şeytan amelidir, işidir = Şeytan işi işlemeyin. Şeytanlara katılmayın , destek olmayın.

Salat ve selam ona yüce Allâh’ın elçisi Muhammed dedi; “Peygamberlerin dini birdir”. (Sahihi Müslim cilt 10 sayfa 162 hadis 145)
“Cennete müslüman kimseden başkası girmez “. Kaynak: (Buhari;Cihad 182, Rikak 45), (Muslim; Îman 178- 377- 378) , (İbni mace; Sıyam 35, zühd 34), (Tirmizi; Cennet 13) (Darimi; Siyer 62), (Ahmed ibni hanbel; (1-3), (3-415), (4-89, 90), (5-438) ).
(5 mâide 74). “Öyleyse (hatâdan) dönmüyorlarmı Allâh’a ve onun (günahları) örtmesini istemiyorlarmı ve Allâh (Günahları) Çok Örten (Gereğince) Çok Merhamet Eden” .


YILBAŞI = ŞARKICI KADINLAR - İÇKİ - UYUŞTURUCU -ÇALGI = YERE BATMA - SAVRULMA - MAYMUN VE DOMUZA DÖNÜŞME
DİKKAT EDİN SİZ BUNLARDAN OLMAYIN
Tirmizi İmran b. Husayn (ra)’dan Rasulullah (sav)’in şöyle dediğini rivayet ediyor: “Bu ümmet içinde yere batanlar, şekli değişenler ve atılıp fırlatılanlar olacak” Müslümanlardan bir adam şöyle dedi: “Ya Rasulullah bu ne zaman olur?” Şarkıcı kadınlar ve çalgı çoğalıp hamr (içki , uyuşturucu ve sair sarhoş eden ne varsa) içildiği zaman olur” dedi.”
Tirmizi, Fiten (6/458 Hadis no: 458) Hadis sahihtir. Bak: “Camiu’s-Sağir’in Sahihleri” (4/103 Hadis no: 4119)

İbn Mâce Ebu Malik el-Eşari (ra)’dan Rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Ümmetimden olan insanlar hamr (içki , uyuşturucu ve sair sarhoş eden ne varsa) içecekler ve onu başka isimle adlandıracaklar. Onların yanı başında çalgı çalınacak. Bu yüzden Allah onları yerin dibine batıracak ve onları maymun ve domuz şekline çevirecek.”
İbn Mâce, Fiten (2/1333. Hadis no: 4020) Hadis sahihtir. Bak: “Camiu’s-Sağir’in Sahihleri” (5/105. Hadis no:5330)



Hatâ ile bu küfre , münâfıklığa ortak olmuş olanlar fırsat varken tevbe edip hatalarından yüce Allâh’adönsünler.

(33 ahzâb 4). "…ve Allâh der Gerçeği ve o iletir Yola".
(17 isrâ 36). “Ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan mes’ûl”.
(2 bakara, 286). “ Görev yüklemez Allâh kimseye istisnası kapasitesi (kadarı)…”.
(22 hac, 77). “Ey (onlar) ki güvendiler (îmân ettiler) rüku edin ve secde edin ve kulluk edin Düzenleyeninize (Rabbinize) ve edin seçkin (iş) (hayır) olurki siz kurtulursunuz”.
(22 hac , 78). “Uğraşın Allâh’da gerçek uğraşıyla (onun) , o seçti sizi ve yapmadı size Dinde (Yaşam Düzeninde) güçlükten , milleti babanız İbrâhîmin , O şanlandırdı (adlandırdı) sizi Teslim Olanlar (Müslümanlar) olarak önceden ve bunda olur diye Elçi tanık size ve olursunuz tanıklar İnsanlara, öyleyse ayakta tutun (kılın) Namazı ve getirin Zekatı , sım sıkı tutunun Allâh’a O dostunuz (mevlânız), öyleyse ne güzel Dost (Mevlâ) ve ne güzel Yardımcı”.
(20 taha, 47). “…ve Sağ Olsun kim uydu (Gerçeğe) İletene”.
(1 fatiha, 1). “Övgü Allaha Düzenleyeni Evrenlerin”.


Yazar : Ali kenan Aydın
Sayfa : http://www.enbuyukbir.net

karabagli43 - avatarı
karabagli43
Ziyaretçi
31 Aralık 2011       Mesaj #2
karabagli43 - avatarı
Ziyaretçi
NOEL VE YILBAŞI

Sponsorlu Bağlantılar

Aslında bizlerde Noel kutlaması gibi görülen yılbaşı eğlenceleri, Hıristiyanların 25 aralıkta kutladıkları güya Hz.İsa’nın doğum yılı kutlamaları ile hiçbir iğlisi yoktur. Bizdeki bir kutlama değildir.Eskiyen senenin gidişi yani bitişi,yeni bir senenin başlamasıdır.

Tarihi kayıtlara göre Hz. İsa’nın doğum günü bilinmemektedir. Romalıların putpereslik döneminden kalma,güneş tanrısına taptıkları pagan inanışından kalma bir geleneğin meşrulaştırılmasıdır.Yani Romalılar 25 aralık tarihini Hz.İsa’nın doğum günü olarak MS.313 tarihinden beri kutlanmasının öncüleri olmuşlardır.

Hıristiyan alemi 25 aralıkta kiliselerinde ve şapellerde,bazalikalarda dini ayinler dualar yaparak kendilerince Hz.İsa’nın doğumunu kutlarlar.Bu kutlamaların yılbaşı eğlenceleri ile hiçbir ilgisi yoktur.Yılbaşı eğlencelerinde ise aşırı şekilde yiyip içerler. O gün sabahlara kadar eğlenirler .Hatta papazları dahi şarap içerek kendilerinden geçerler.Yapraklarını hiç dökmeyen çam ağacını ise yeni bir yıla girerken gençliğin,baharın müjdecisi kabul ederek yüzbinlerce çam katliyamı ortaya çıkar.En fakir peygamber olan Hz.İsa’nın bu gece yapılan aşırı eğlence ve israf ile ,çam katliyamları ile ne ilğisi olabilir. Peygamberler hiçbir zaman içkiyi,çam keserek eğlenceyi,fuhuşu,kumarı velhasıl kendi vücuduna ve kesesine zararı tavsiye etmemişlerdir.

Yılbaşı eğlenceleri ekonomik bir sektör yaratmıştır. Piyasalara canlılık getirir.Fakat bu konuda aşırıya kaçmamak gerekir.Evinde ailesi ve dostları ile ifrata kaçmadan ,Hıristiyanlar gibi olmama şartiyle o gece yapılacak bir eğlencenin hiçbir mahsuru yoktur.İslam fıkhına göre eğlenmek ve uygulamak en münasibidir. Hıristiyanlar biz Müslümanların hiçbir dini vecibelerini örflerini benimseyerek kutlayıp eğlenmezler. Her nedense bizim aklıevveller onların alınmaması gereken geleneklerini bünyemize uydurmada çok mahirdirler. Bizde yabancı hayranlığı ve düşkünlüğü vardır. Bunlardan kaçınmalıyız.

Bütün bunların gelişmesine olumsuz katkı maalesef bazı din bilginlerinin ve kendilerini din adamı sayanların aşırı tutucu açıklamaları ile vaazları insanları yanlış etkilemektedir.Bu kimselerin gerçekleri saklamadan,taassuba kaçmadan doğruları halka anlatmaları gerekir. Maalesef kendi görüş ve çıkarlarının öne geçtiği yolda insanlara öncü olmaya çalışmaktadırlar. Söylenmelidir ki yılbaşının israfa kaçmadan ve başkalarının din anlayışlarına benzer olmamak üzere o gece eğlenilmesinde bir sakınca yoktur.

İmanlı insanlar günah işlediklerinde dinden çıkmazlar. Ancak inkar ve şirk insanı dinden çıkarır.İşte dinde olmayanları dinin emirleri gibi dine ilaveler ve eklemeler yapanların yolunda onlara uyanların şirke battıklarıdır.

Bu vesile ile tüm insanlığın 2012 yılına girişimizi vasat bir şekilde kutluyarak,sıhhat ve esenlik içinde geçirmelerini temenni ederim.


Durmuş Karabağlı
Ahm3TcaN - avatarı
Ahm3TcaN
Ziyaretçi
31 Aralık 2011       Mesaj #3
Ahm3TcaN - avatarı
Ziyaretçi
"Christmas" ve "Noel"e "Yılbaşı" Demek

fft68 mf43962
Noel ağacı Hıristiyan dininin en önemli sembollerindendir.

Yeni yıla girmemize sayılı gün kalmışken, yine ukalalık damarım tuttu. İnsanların yeni yıl kutlama şeklinden sana ne diyebilirsiniz, ama Hıristiyan kültürün içinde büyüdüğümden özellikle Noel kutlamalarına yakından tanıklık etmişliğim var. Bu yüzden bizde Noel ve yılbaşına dair bazı kavramların bu kadar birbirine girmesini biraz yadırgıyor ve bu konudaki düşüncelerimi de siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Cumartesi günü bir gazetenin televizyon sayfasında iki adet filmin aynı adla, yani “Yılbaşı” olarak verilmesi dikkatimi çekti. Çünkü genelde filmlerin adları farklı olur, nitekim orijinal adlarına bakınca birinin “Christmas Proposal” diğerinin ise “Noel” olduğunu gördüm. Yani özetle her ikisi de yeni yıl yani “new year” kutlamalarıyla ilgili değildi, 24 Aralık gününün tarih ve anlamına uygun olarak Noel'e dair filmlerdi.
Aslında bunda çok da şaşılacak bir şey yok, çünkü özellikle Amerikan film endüstrisi tüm dünyada etkin ve baskın olduğundan bizim payımıza da genellikle sıcak aile filmleri kıvamında olan bunlardan iki adet düşmesi çok doğal veya kaçınılmazdır. Kaldı ki Hıristiyan vatandaşlarımız açısından bu arzu edilen de bir televizyon etkinliği olabilir.
Benim itirazım bu filmlerin ısrarla yılbaşı vurgulamasıyla verilmesine. Çünkü bunlar kesinlikle yılbaşı kutlamalarıyla ilgisi olmayan filmler, hatta ağız hareketlerini dikkatle incelerseniz yeni yıl olarak verilen dublajın orijinalinde “Christmas” veya “Noel” olarak geçtiğini görebilirsiniz. Noel, Hıristiyan dünyasının en sembolik ve en önemli dini bayramıdır ve yeni yıl şenlikleriyle yakından uzaktan ilgisi yoktur. Noel ağacı ve tepesindeki yıldız da İsa'nın doğumuna dair simgelerdir. O ağacın altına bırakılan hediyeler bu kutsal doğumu kutlamak içindir ve ağacın tepesindeki süsleme de yeni doğan bebeğe hediyelerini sunmak için uzaklardan gelen misafirlere gökyüzünde yol gösterdiği varsayılan yıldızın sembolüdür.
İşin özü bundan ibarettir ve özellikle anaokulunda bu doğum gecesi ve hediye getirme merasimi, çoğunlukla bizim AVM'lerde tüketimi arttırma amacıyla pop versiyonunda verilen, ilahiler eşliğinde gerçekleşir. Bunlardan biri çocukluğumdan beri ezbere bildiğim “Stille Nacht, heilige Nacht...”tır, yani sessiz ve kutsal geceyi kutlayan ve Meryem ile oğlu İsa'yı kutsayan ilahidir. İşte bu gibi nağmelerin modernleştirilmiş ve hızlandırılmışlarını yeni yıl alışverişine eşlik etsin diye çeşitli mağazalarda dinlemek çok tuhafıma gidiyor.
Birincisi bir dinin kutsal değerlerinin tüketim kültürüne bu kadar kurban edilmesini, ikincisi de bu dinle hiçbir ilişkisi olmayanların bunları bu kadar kolay ve içtenlikle benimsemesini garipsiyorum.
Tabii bu bir yerde egemen olan kültürün tüm dünyaya damgasını vurmuş olmasından ötürüdür. Diğer yönü de o ışıklı alacalı süslerin görsel cazibeleridir. Özellikle ışıklı süslemeler karanlık ve soğuk kış gecelerini adeta “gülümsetiyor”. Zaten modern zamanların tüketim tapınakları olan AVM'ler bir de gelin gibi süslenince iki misli kışkırtıcı ve davet edici oluyorlar. Monoton gri kış günlerine aydınlık ve hareket getiriyorlar. En azından bu mevsimi kış olarak yaşayan kuzey yarım küre için bu böyle. Bu yüzden Avustralya gibi bu mevsimi her daim yaz olarak yaşayanlar, kar yağışlı masalsı bir Noel'i ancak rüyalarında görebiliyorlar.
Tabii ki tüketimi en çok körükleyen, bir nevi hediye dedesi olarak sunulan, Noel baba oluyor. Onun ne vakit ortaya çıktığına dair rivayetler muhtelif, ama en azından benim bildiğim altmışlı yıllardan bu yana kesinlikle Hıristiyan kültürünün ve Noel gecesinin vazgeçilmez parçası olduğudur.
Örneğin İsviçre'deki çalışma arkadaşlarım 24 Aralık akşamını Noel ilahileriyle ve aile yemeğiyle kutlamayı adet edinmişlerdi. Hediyeler ise özellikle küçük çocuklar için ertesi sabah Noel ağacının altına bırakılırdı, bir nevi İsa'nın doğumunu kutlama sembolü olarak. Nasıl ki bizde bayram namazları büyük kitleler tarafından rağbet görüyorsa, Hıristiyan aleminin de gece yarısı ayini (Mitternachtsmesse) inançlı olanlar için vazgeçilmezlerdendir. Hatta hediye konusunun bu kadar tüketim endüstrisine dönüşmüş olması, bazılarının özellikle el emeği göz nuru hediyelerde ısrar etmesine neden olur. Benim ofis arkadaşım da üşenmez aylar öncesinden bodrumdaki atölyesinde küçük kızlarına kendi eliyle ahşap bebek ev benzeri oyuncaklar hazırlardı.
Bir gün işyerine baş sayfada kafasında yılbaşı şapkası, bir yanında Noel ağacı diğer yanında Noel babalı Kenan Evren'in olduğu Hürriyet'le gelince, oldukça ilgi çekmiştim. Bizde de Noel kutlanıyor zannetmişlerdi ve yılbaşı eğlencesi olduğunu öğrenince çok yadırgamışlardı. Noel babanın ve ağacının o gecede ne işi var diye sormuşlardı. Evet, bu sorunun cevabını ben de çok merak ediyorum. Bu Noel babası ve ağacı merakı da nereden çıktı?
Diğer ilginç bir tepkiyle de bizde Noel kutlanmadığını söyleyince karşılaşmıştım. Bütün dünya bunu kutlarken biz nasıl kutlamazmışız? Ben de ‘o zaman siz niye Ramazan'ı kutlamıyorsunuz' diye geri sormuş ve herhangi bir cevap alamamıştım.
Dediğim gibi Noel endüstrisi, gereğinde yılbaşı kutlamaları altında, tüm gezegenimizi esir almış gibi görünüyor. Hatta bazıları “iyi yıllar” yerine “marry christmas” demeyi tercih ediyor, ama bunun “mübarek ramazanlar” demekten bir farkı yok aslında. Aynı şekilde ülkemizdeki tüm dini bayramlara “Fransız“ kalanların Noel gecesini özellikle kutluyor olmalarını da çok enteresan buluyorum. Ülkemize has çelişkilerden biri deyip geçiyorum.
Tüm bunlara tepki olarak bazı dindarlarımız yılbaşı gecesinde en nemrut suratlarını takınıp hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı ilke ediniyorlar. Bazıları yeni yıla dua ve Kuran'la girmeyi tercih ederken, diğerleri fırsat bu fırsat deyip aile ve dostlarıyla buluşup hasret gideriyorlar. Başkaları ise tümüyle kutlama ve eğlence moduna geçiyorlar. Ama çoğunluk ekran başında birbirinden bayat televizyon programlarına mahkûm oluyor. En azından geçen yılın olaylarını özetleyen haber programları geceye biraz renk katabiliyor. Oysa harika bir İtalyan veya Fransız komedisi bu gibi geceler için biçilmiş kaftan olurdu diye düşünüyorum.
Ama tüm bunların dışında yılbaşı geceleri İstanbul gibi dünya metropolleri için muhteşem birer turistik görsel şölen fırsatıdır. Geçen senekiler hemen ertesi gün Der Spiegel'in internet sayfasında yer almıştı:
Silvester rund um den Erdball: Willkommen 2011 - SPIEGEL ONLINE - Nachrichten - Panor


Neden İstanbul da Boğaziçi köprüsünden akan harika ışık şelaleleriyle bunların yanında yer almasın? Bir de gece yarsını geçtikten sonra da şehrin belli başlı yerlerinde sıcacık salepler dağıtılsa, fena mı olurdu?
Film endüstrisine gelince, 90'lı yıllarda Refah Partisi döneminde Kanal 7 bir Ramazan gecesinde enfes bir Fransız filmi yayınlamıştı. Cezayir kökenli bir ailenin işlenen bir cinayet etrafında nasıl kendi İslami değerlerini sorguladığı, Fransız komiserin evin kızı Leyla'ya nasıl âşık olup Kadir suresini araştırdığı ve sonunda Kadir gecesinde evin gazeteci oğlunun nasıl vurulup, ansızın görünen helikopter ışığında hastaneye nakledilip kurtarıldığı o kadar güzel anlatılmıştı ki, seyreden birinin İslam dinine ısınmaması mümkün değildi. Yani o sevimli Noel filmlerinin tam tersi olan İslami versiyonu gibiydi.
Günümüzde propaganda ve kültür yarışı böyle yürüyor. İçine kapanıp, yasaklara boğmakla değil.
Bu açıdan - biraz erken de olsa – ülke ve bölge olarak yeni yılda daha akıllı, basiretli, tutarlı, özgün ve de sempatik bir yüz sergilememiz dileğiyle…

Benzer Konular

2 Şubat 2011 / _Yağmur_ Ziraat
24 Mart 2016 / ThinkerBeLL X-Sözlük
2 Ekim 2009 / fadedliver Genel Mesajlar
11 Ocak 2015 / Efulim Taslak Konular