Arama

Fetvalar - İstimna (Mastürbasyon)

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 9 Aralık 2016 Gösterim: 18.146 Cevap: 3
middleboy76 - avatarı
middleboy76
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #1
middleboy76 - avatarı
Ziyaretçi
"İstimnâ" Arapça'da, "istihâ bi'l-yed" ve "hadhada" olarak da bilinen masturbasyon, genellikle fıtrata, yani genel olarak insanın yaratılışına, özel olarak da organlarının yaratılış gaye ve görevlerine ters görülmüş ve Islâm bir "fıtrat" dini olduğu, bu da fıtrata uymadığı için zaruret (zorunluluk hali) olmadıkça haram, ya da en, azından mekruh görülmüştür. Fıtratı daha iyi anlamak için şöyle bir örnek verebiliriz: Çivi, tahtaları birbirine tutturmak için yapılmıştır. Öyleyse onunla şiş kebabı yapılmaya kalkılırsa insanın eli yanar, kebap da iyi olmaz. Bu, işin fıtrat tarafıdır. Diğer yönden bir âyet-i kerîmede, irzlarını koruyanlar övüldükten sonra: "...eşleri ve câriyeleri müstesna. Onlarla olacak ilişkiden dolayı kınanmazlar. Işte bunun ötesine geçenler, haddi aşanlardır..." (K.K. el-Mü'minûn 23/5-7) buyurulur. Çoğu müfessirler, "bunun ötesine geçenler"e, eliyle istimna yâpanlar da girer, öyleyse onlar da haddi aşmış (haram işlemiş) olur, demişlerdir. (Örnek olarak bk. Kurtubî XII/105-106; Ibn Kesîr V/458; AIûsî XVNI/10-11) Ancak Alûsî, Cumhura (çoğunluğa) göre istimna âdet haline getirilmişse (cinsel sapma halini almışsa) bu âyetin kapsamına gireceğini, aksi halde girmeyeceğini söyler. (Alûsî, agk.)

Sponsorlu Bağlantılar
Bir hadîste: "elini nikâhlayan met'undur" (Mahlüf, Fetâvâ I/117: (Ancak mûracaat edebildiğim sahîh hadîs kitaplarında bu hadisi bulamadım. Bu hadisî AIûsî, "meşâyihin rivayeti" diye nakleder. bk. 16\11) Saîd b. Cübeyr'in rivayet ettiği bir hadiste: "Zekerleriyle oynayan bir ümmete Allah azab etmiştir" Atâ'nin bir rivayetinde: "Elleri hamile olarak hasredilecek bir kavim duydum. Bunların elleriyle istimna yapanlar olduğunu sanıyorum" demiştir.

Ayrıca Allah (c.c.), evlenme imkânı bulamayanların, imkân buluncaya kadar iffetlerini korumalarını emretmiş (K.K. en-Nûr 24/33) böyle bir yöntem uygulasınlar dememiştir. Rasûlüllah Efendimiz de: "Gençler! Imkân bulanlarınız evlensin, çünkü bu, gözü ve iffeti daha iyi korur. Bunu yapamayan oruç tutsun çünkü orucûn bunu sağlayacak bir kamçısı vardır." (Buharî, savm 10, nikah 2,3; Müslim, nikâh 1,3) buyurmuş ve bekârlara çare olarak orucu göstermiştir. Eğer istimna mübah olsaydı, çare olârak o gösterilirdi. Çünkü o daha kolay bir yoldur, denmiştir. (Mahlûf, age I/117)

Ancak gerek sözkonusu âyetlerin istimnayı açıkça zikretmedikleri, gerekse bu konudaki hadislerin bir kısmının zayıf oluşu sebebiyle, çoğunluğun haram görmesine karşılık, istimnayı mahzursuz gören âlimler de vardır. Meselâ Ahmed b. Hanbel bunu, tıpkı kan aldırmaya benzetmiş ve ihtiyaç duyulduğunda, vücuttaki fazlalıkları dışarı atmaktan ibaret olduğu için câiz olduğunu söylemiştir. (AIûsî XVNI/10: Burada AIûsî, Ahmed b. Hanbel'i o bu görüşünü, Cumhurun haram olduğu kanaatini verdikten sonra verir. Ama mahlûf HanbeIî fıkıh kitaplarında buna rastlayamadığını söyler, bk. Fet8v8 I/118: ibnü'I-Hümâm da "haramdır, çünkü genellikle şehvet için yapılır, ancak umarım ki, cezası yoktur" der. bk. AIûsî agk.) Hanefîlerce genel olarak haram görülmüş, ancak; kişi bekârsa, ya da hanımından uzakta ise ve de şehvet kafasını aşırı meşgul ediyorsa, ya da zinaya düşme endişesi varsa ve bunu kendini teskin için yaparsa günah olmayacağı umulur. Ama zevklenmek ve şehvetlenmek için yaparsa günâhkardır, denmiştir. (ibn Âbidîn N/160: Mezühib-i erba'a'da: "Bazı Hanefi ve Hanbelîlerin, zinaya düşme korkusuyla caiz görmeleri zayıf bir görüştür" denir. bk. V/152; Mâlikiler de cevazı için iki şartı öngörürler: 1. Zinaya düşme korkusu, 2. Evlenmeye güç yetirememe. bk. Kardüvî, el-Helâl ve'I-harâm 165) Imam-i Şâfî önceki görüşünde (kadîm) câiz olduğunu söylerken, sonraki görüşünde (cedîd) haram olduğu kanaatına varmıştır. (Bu konuda geniş bilgi için bk. Zuhaylît VI/25) Mesele Rasûlullah'ın amcaoğlu Ibn Abbas'a sorulduğunda: "Zina yapmaktansa bu iyidir" (Sa'rânî, Kesf) cevabını vermiştir. Bütün bunlara göre; istimna genellikle hoş görülmemiş, fıtrata (normal yaratılışın gereğine) zıt bir eylem kabul edilmiş, cinsel sapma halini alması, psikolojik hastalık oluşturması gibi olumsuz yönleri hesaba katılarak, haram, ya da mekruhtur denmiştir. Ancak daha büyük zararlara düsme endişesi olduğu yerde; "iki zarardan başka alternatif yoksa, küçük olan zarar tercih edilir", "zaruretler haram şeyleri mubah kılar" kurallarınca yapılması câiz görülmüş, hattâ zina endişesi kesin ise, vacip bile olur denmiştir. Alışkanlık oluşturması ve zevk için yapılması ise ittifakla haramdır. Hanımının eli vs. azaları ile yapılması ise her halûkârda câizdir, helâldir.

Not:
Mastürbasyon kesin olarak müslümanın kalitesini düşürür.
Müslümanı, hem kendine hem de çevresine karşı istikrarsız yapar.
Namazları berbat eder.

Allah istimna yapanın üzerine öyle birşey gönderir ki, o insan diğer insanların gözünde itici olur. Sanki diğer insanlar onun bu gizli halini biliyorlarmış gibi.

Eğer sabreder ve ömrünüzün geri kalanını bu rezil işten uzak geçirirseniz, muhakkak ki ALLAH, size bunun mükafatını verecektir.

Mü'min kardeşlerim! ALLAH katında kalitemizi düşürmeyelim.

Tevbe edelim ve ömrümüzün sonuna kadar bu rezil fiile yaklaşmayacağımıza dair ALLAH'a söz verelim.

ALLAH'ın ihlaslı kulları asla bu ve benzeri çirkin işlere yaklaşmazlar.
Son düzenleyen Baturalp; 9 Aralık 2016 03:39
middleboy76 - avatarı
middleboy76
Ziyaretçi
4 Mart 2010       Mesaj #2
middleboy76 - avatarı
Ziyaretçi
Masturbasyon,el ile tatmin denen bu olay, kişinin cinsel organı ile oynamak suretiyle doyuma gitmesidir. Bu adet genellikle 13-15 yaşlarındaki erkek ve kızlarda görülür. Değişik sebeplerle bu yaşın üzerindekilerde daha az görüldüğü ileri sürülmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Cinsel organın el veye ne olursa olsun, herhangi bir cisme sürtünmesi veya göğüslerinde yahut göğüs uçlarında ve diğer cinsel bölgelerde sıkıştırma ve benzeri baskılarla yapılan bir uygulamadır. Maksat orgazm olmaktır.

İslam alimlerinin bazıları evlilik dışı her türlü cinsel doyumu haram saymışlardır. Delil olarak da şu ayetleri göstermişlerdir:

"Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir. Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir." (Müminun Suresi : 5-7)

"Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir." (Mearic Suresi 30-31)


İslam alimlerinin çoğunluğu, buradaki aşırı gitmeden, evlilik dışında başka bir kadınla birleşmeyi anlamışlar ve elle doyumu bu birinci derece haramlar arasında saymamışlardır.

Allah Resulu şöyle buyurur:
"Cinsel organıyla oynayan bir millete Allah azab etmiştir."
"Elini nikahlayan mel'undur"
"Elle boşalan lanetlidir"


Bu hadis-i şerif kesin bir hükümle, masturbasyon olayını yasaklamaktadır. Ancak İslam alimlerinden bazıları bu hadisin, sahih hadis kitaplarına girecek kadar sağlam senetli olmadığı için, helal-haram bağlamında delil olamayacağını savunurlar. Bazı Hanefi ve Hanbeli alimleri eşi olmayan birinin, alışkanlık haline getirmemek şartıyla bu sıkıntısını giderebileceği görüşündedirler. Ancak bu sadece bir zaruret kapısıdır. Zina tehklikesine düşmemek ve çok fazla zihni meşgul etmemek içindir.

Asıl olarak helal değildir. Bunu hiçbir İslam alimi savunmamıştır. İki tercih arasında kalan bir müslüman zararı daha az olanı tercih etmelidir.

Bu bir fıkıh kuralıdır. Eğer bir müslüman, zina yapabilecek kadar kontrolünü kaybetmişse, daha hafif olan bu yolu tercih eder ve zina tehlikesinden kendisini kurtarır.

Bu konudaki görüşler:

* Keyfi olarak şehvetini gidermek için el ile menisini getirmek haramdır. Ancak şehveti kendisine galebe çalıp da karısı veya cariyesi bulunmazsa, şehvetini teskin için bunu yaptığında günahkar olmayacağı umulur. (İbni Abidin)
* Böyle bir kimse zina edeceğinden korkarsa, el ile meni getirerek şehvetini teskin etmesi vacip olur. (Ebu Leys)
* Şehveti galebe çalar da, onu teskin için yaparsa cezalanmaması umulur.(Fethu'l-Kadir)
* Şafi ve Maliki mezhebine göre zevcenin elinde mastürbasyon etmesinde bir sakınca yoktur. (Mürşit 4, İlmihal)

Çok az fıkıh aleminin kadınlar konusunda bu konuya değindiği genellikle erkeklerle
ilgili bu konunun ele alındığı, bu konuya değinenlerden Mücahid şöyle
demiştir:

"Bundan önce geçmiş olanlar genç erkeklerin istimnadan uzak kalmalarını emrederdi.. bu konuda kadının durumu ile erkeğin durumu arasında fark yoktur".

Masturbasyon'un İslami hükmü konusunda mezhepler arasında bazı farklılıklar vardır.

* Hanefi, Şafii ve Maliki mezhebine göre masturbasyon:
o İmam Mâlik; "onlar eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar;doğrusu bunlar yerilemezler. Bu sınırları aşmak isteyenler; doğrusu bunlar aşırı gidenlerdir" âyetine dayanarak, bu fiilin sınırı aşmaya dahil ve haram olduğunu ileri sürmüştür.
o Mezkür fiil İmam Şâfiî'nin son içtihadına göre haramdır.
o >Hanefîlere göre tahrimen mekruhtur; ancak "yapmadığı takdirde zinâya düşeceğinden korkan bir gencin affedileceği umulur." denilmiştir. alışkanlık yaptığı ve sıhhati bozduğu takdirde yasak fiiller arasında gireceği şüphesizdir
* Hanbeli mezhebine göre ise, "meni, vücudun dışarı atmaya muhtaç olduğu birşeydir; onu eliyle atan, kan aldıran gibidir ve caizdir." Ancak Hanbelî fukahâsı bunu "zinâya düşme tehlikesi ve evlenme imkânından mahrum bulunma" şartlarına bağlamışlardır. zina korkusu olduğu zaman mübah olur, değilse haramdır. Bu şartlar gözönünde bulundurulacak olursa, elle boşalmanın hükmünü herkes vicdanında daha iyi verebilir. ancak insan fıtratı bunu hoş karşılamaz: yaptıktan sonra pişmanlık duygusu gelen bir fiilin kesin olarak helalliğine hiçbir müslüman inanmaz ve bu yolu çözüm olarak göremez.
* Haramlar bellidir.Helaller bellidir. İkisi arasında şüpheli şeyler vardır. En güzeli bunlardan uzak durmaktır. Niteki tıp otoriteleride aşırı alışkanlık haline getirilen masturbasyonun ruhi ve fizyolojik zararlarını ortaya koymaktadır.
* Hafta'da bir defayı aşan istimnanın yol açtığı zararlar hakkında doktorlar şunları söylemektedir:
o Bez ve sinirler üzerinde bitkinlik meydana getirir. Çalışan unsurlar iltihaba uğrar ve yavaş yavaş mahvolur.
o Alışkanlık kazanıldıktan sonra terk edilmesi zordur. Bu yüzden bu kimseler evlenemezler. Evlenmiş olsalar bile bu fena alış kanlığa devam ederek devam ederek boş yere sinirleri yorarlar.
o Tenasüli Nervasteni (Sinir Yorgunluğu) oluşur.
o Tenasüli nervasteni genel nervasteni ile karışır:
+ Hafıza ciddi şekilde zayıflar
+ Vücut ne bedeni ne de fikri görev yapamaz hale gelir.
+ Şiddetli başağrıları, uykusuzluk,çarpıntı, iştahsızlık vücudu edeta yıkar,kuvvetten düşürür, zayıflatır.
*
Kaynaklar:
1) BüyükKadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN
2) Müslüman Kadının Fıkıh Kitabı,İbrahim CEMEL
3)Şamil İslam Ansiklopedisi
4) Dünya Dinlerinde Cinsel ahlak, Geoffrey Parrinder,Say Yayınları, 2003
5)Mürşit 4,
6) Evlilik ve Aile Hayatı, A. Aydın
proot - avatarı
proot
Ziyaretçi
11 Ekim 2011       Mesaj #3
proot - avatarı
Ziyaretçi
“(Öyle mü''minler) ki, onlar ırzlarını koruyanlardır. Şu var ki zevcelerine yahut sağ ellerinin malik olduklarına (kendi cariyelerine) karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değildirler. O halde kim bunların ötesine geçmek isterse şüphe yok ki, onlar haddi aşanlardır.” (el-Mu’minûn, 23/5-7)

Müfessirler “Kim bunun ötesine geçmek isterse...” âyetini; “Yani kim bunlardan başka -kendilerine helâl olmayan- eş ve cariyeleri arzu ederse bu tip kimseler çok aşırı giden, Allah''ın sınırlarını aşan kimselerdir. Bu ifade mut''a adı verilen geçici nikâhın ve elle yapılan istimnanın (mastür¬basyonun) haram olduğuna delâlet etmektedir.” (Tefsir-i Münîr, Vehbe Zuhaylî; bkz. diğer tefsir kitapları ) şeklinde tefsir etmişlerdir.


Âyet-i kerimenin bu mutlak ve umum manasından hareket eden pek çok âlim (Şafiî, Malikî ve bazı Hanefî âlimleri), âyette zikredilmiş olan iki meşru vasıta dışında kalan; hayvana temas, istimna, bakmak gibi her çeşit cinsî tatmin yollarının aynen mut''a nikâhı gibi haram kılınmış olduğunu söylemiştir.

Fıkıh âlimleri, zorla boşalma ve elle istimna (mastürbasyon) durumunda tazir, tedip ve azarlamanın meşru olduğunda ittifak etmişlerdir.

İstimna Hakkında Bazı Hadisler:

Bu meyanda Peygamberimiz (s.a.v)’den:
- “Elini nikâhlayan (eliyle istimna yapan) kıyamet günü eli hamile olarak gelir.” (Beyhakî, Şuabu’l-İmân 5233)

- “Elini nikâh eden melundur.” (el-Ezdî, Duafâ; er-Râfiî, Kebîr, Babu’n-Nikâh)

- “Yedi kişi vardır kıyamet günü Allah; ne onların yüzüne (rahmet nazarıyla) bakar, ne onları (günahlarından) temizler, ne de sâlih amel ehliyle bir araya getirir. Ateşe ilk giriciler olarak onları cehenneme atar. Ancak tevbe edenler müstesna! Ancak tevbe edenler müstesna! Ancak tevbe edenler müstesna! Kim tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder (günahlarını bağışlar) (Bunlar); eliyle nikâh eden (eliyle boşalan), Lût Kavmi’nin ameliyle amel eden (yapan), bu ameli kendisine yaptıran, içki müptelası, (Allah’tan) yardım istettirene kadar anne-babasını döven, kendine lanet ettirene kadar komşusuna eziyet eden, komşusunun helaliyle (hanımıyla) zina yapan.” (Câmiu’l-Kebîr, İmam Suyûtî; Beyhakî, Şuabu’l-İmân 5470) gibi bazı hadisler rivâyet edilmiştir.
İstimnanın Hükmü:
El ile istimnanın hükmü hususunda mezhep âlimleri ihtilaf etmişlerdir. Bu hususta serdedilen görüşler kısaca şunlardır:

1- Hanefi Mezhebi:

a) Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, A. el-Cezirî:

- “Mastürbasyon yapmak helâl olmaz. Çünkü bu, fıtratı çiğnemektir. Bu da mastürbasyonun haram olduğunu ifade eder. Çünkü bu, insanî fıtratın dışına çıkan ve ilâhî yasakları çiğneyen kimselerin işidir. Yüce Allah (c.c) buyuruyor: “Evlenmeye imkân bulamayanlar, Allah, fazlından onların ihtiyacını giderinceye (lütfü ile zenginleştirene) kadar, iffetli kalsınlar.” (en-Nûr, 24/33) Yani, Cenâb-ı Allah kendilerini fazlıyla zengin kılıp, meşru evlenme yollarını onlara kolaylaştırıncaya kadar; şehveti frenleme hususunda sabretsinler. Günahı her ne kadar zinadan daha az da olsa mastürbasyon, yine de Kitap ve Sünnet’le haram kılınmıştır. Bunun günahı zinanınkinden daha azdır.”
- “El ile istimna yapan kişiye şer’î hâkimin bu suçtan dolayı caydırıcı ve uygun bir tazir cezası tatbik etmesi gerekir. Elle meni getirmek (mastürbasyon), büyük bir suçtur. Şeriat koyucunun yasakladığı ve Rasûlullah (s.a.v)’in sakındırdığı çirkin bir günahtır. Çünkü bu, sıhhî ve içtimaî bazı hastalıklara neden olur. Failinin bu günahtan dolayı tevbe etmemesi halinde kıyamet gününde eli gebe olarak mahşer meydanına getirileceği, hadisle haber verilmiştir.” (Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, A. el-Cezirî c.7 s.3082)

b) İbn-i Âbidîn, Reddu-l Muhtar:

- “Cevhere''de zikredilmiştir ki; el ile istimna haramdır. Bunu yapan kimseye tazir cezası uygulanır.”
- “İstimna bi’l-yed (el vs, ile boşalma) ‘Elini nikâh eden melundur.’ (el-Ezdî, Duafâ) hadisinden dolayı tahrîmen mekruhtur. Ama zinadan korkarsa, üzerine bir vebal olmaması ümit edilir. Bilakis zinadan kurtulmak ancak bununla olacaksa, yapılması vacip olur. Çünkü daha hafiftir. Burada Feth''in ibaresi şöyledir: ‘Şehveti galebe çalar da onu teskin için yaparsa cezalanmaması umulur.’ Erkeğin menisini, karısının veya cariyesinin eli ile indirmesi caizdir. (İbn-i Âbidîn, Reddu-l Muhtar)
- “Ulema boşalma işini ‘el ile’ diye kayıtlamışlarsa da, bir kimse âletini meselâ kendi uylukları arasına sokarak veya göbeğiyle menisini indirirse aynı hükme tabidir. Bir kimse âletini duvara veya onun gibi bir şeye sokarak menisini indirse yahut eline bir sargı dolayarak hararetine mâni olmak sureti ile bu işi eli ile görse yine günahkâr olur.”
- “Zeylâî''nin istimna hususundaki hükmü şöyledir: Zeylâî, istimnanın helâl olmadığına; ‘Onlar ki iffetlerini korurlar.’ âyet-i kerimesi ile istidlâl etmiş ve ‘Cima için ancak zevce ile cariyeden istifade mubah kılınmıştır.’ diyerek bu da, bu ikisinden başka bir şeyle şehveti gidermek ve teskin etmenin helâl bir şey olmadığına delildir.’ demiştir.”
- “Ebu-l Leys; ‘Bir kimse zina edeceğinden korkarsa, el ile menisini getirerek şehvetini teskin etmesi vacip olur.’ demiştir.”

2- Şafiî Mezhebi:

İstimnanın haramlılığına hükmeden İmam Şafiî ve Şafiî uleması, istimna ile ilgili hadisler zayıf olduklarından bu hadislere değil, haramlılık hükmünü, Mü''minûn sûresinin; “(Öyle mü''minler) ki, onlar ırzlarını koruyanlardır. Şu var ki zevcelerine yahut sağ ellerinin malik olduklarına (kendi cariyelerine) karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değildirler. O halde kim bunların ötesine geçmek isterse şüphe yok ki, onlar haddi aşanlardır.” âyetine dayandırmışlardır.

3- Mâlikî Mezhebi:

İstimnanın haramlılığına hükmeden Malikîler haramlılık hükmünü, “Ey gençler topluluğu! Sizden, evlenebilen evlensin. Çünkü evlilik; gözü daha fazla haramdan sakındırır, avret yerini daha fazla iffetli kılar. Evlenemeyen, oruç tutsun. Doğrusu oruç, onun şehvetini kırar (frenler).” (Buhârî, Nikâh) hadis-i şerifine dayandırmış ve şöyle demişlerdir: “Burada Rasûlullah (s.a.v) evlenmeye gücü yetmeyenlere oruç tavsiye etmiştir. Eğer istimna mubah olsaydı bir çare olarak onu tavsiye etmek daha kolaydı.” (İbrahim Canan, K. Sitte, c.3, s.316-17; Tefsir-i İbn-i Kesir, Mü’minûn sûresi, 5-7; Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı, A. el-Cezirî, c.7, s.3082)

4- Hanbelî Mezhebi:

Bu hususla alakalı olarak Hanbelî mezhebinde muhtelif görüşler vardır.
- Şerh-i Ğâyeti’l-Müntehâ; Şerh-i Münteha’l-İrâdât:
“Zaruret olmaksızın eliyle istimna eden kimsenin –ister erkek olsun ister kadın farketmez- yaptığı bu iş haramdır ve tazir cezası verilir. Zira bu masiyettir. Ancak livata veya zinaya düşmekten veya sıhhatine zarar geleceğinden korkar da istimna yaparsa bu durumda haram olmaz ve tazir cezası verilmez. İstimna mubah değildir. Ancak evlenmeye gücü yetmezse o zaman mubah olur.”

-
Kâfî Fî Fıkh-ı İbn-i Hanbel, İbn-i Kudâme:
“El ile istimna haramdır. Zira bu fiil neslin kesilmesine sebep olacağından livata gibi haramdır. Ancak zinaya düşmekten korkarsa mubah olur”

İhya Ulûmi’d-Din’den İstimna İle İlgili Bir Rivayet:

Rivayet olundu ki; İbn-i Abbas (r.anhumâ) insanlara sohbet ettikten sonra herkes dağılmış, geriye bir genç kalmıştı. İbn-i Abbas (r.anhumâ):

“Oğlum! Bir ihtiyacın mı var, ne bekliyorsun?” diye sorunca genç:
“Evet, soracağım bir mesele var; fakat insanlardan utandığım için onların yanında soramadım. Aynı şekilde sizden de sıkılıyor ve hayâ ediyorum.” dedi. İbn-i Abbas (r.anhumâ):
“Âlim, baba menzilesindedir. İnsan babasına söyleyebileceği her sözü âlime de söyleyebilir, söyle bakalım derdin nedir?” dedi. Genç:

“Ben bekâr bir gencim, zinadan korunmak için elimle istimna ediyorum.” dedi. İbn-i Abbas (r.anhumâ) yüzünü yan tarafa çevirerek:

“Yazıklar olsun sana. Çirkin bir hareket, gerçi zinadan ehvendir. Fakat cariye ile evlenmek bundan daha iyidir.” dedi. (İhyâ Ulûmi’d-Dîn, c.2 s.79-80)


İstimnayı terk etmek için yapılması gerekenler:

1- İstimna eden kişi önce bu günahtan derhal tevbe ve istiğfar etmelidir.

2- Evlenmeye gücü yetiyor ise hemen evlenmelidir.
3- Eğer evlenmeye maddî veya manevî engellerden dolayı gücü yetmiyor ise, istimna yapmasına sebep olacak bütün etkenleri terk etmelidir. Rasûlullah (s.a.v)’in tavsiyesine uyarak oruç tutmalıdır.

4- Yeme, içme hususlarında zaruret miktarı ile kifayet etmeli, yeme içmeyi azaltmalıdır.

5- Harama bakmamalıdır.

6- Şehvet uyandıracak sesleri dinlememelidir. Şarkı vs. dinlememeye azami dikkat etmelidir.

7- Harama ve haram düşüncelere sevk edecek ortamlara girmemelidir.
8- Vakitlerini ibadet ve itaatle, kendisine ve çevresine faydalı olacak amellerle doldurmalıdır.

9- Aklına haram düşüncelerin gelmesine sebebiyet verecekse yalnız kalmaktan kaçınmalıdır.

10- Kötü ahlâk sahibi arkadaşları varsa terk etmelidir. Çünkü kişi arkadaşının dini üzeredir. Kendisini ibadet ve itaate yönlendirecek, bu hususlarda yardımcı olacak arkadaşlar edinmelidir.

11- Bu tür kötü fiillerden uzaklaşmak için Cenâb-ı Hak’tan sürekli yardım talep etmeli, niyaz hâlinde olmalıdır.


Kadınların durumu

Kadın ve erkek istimnanın hükmü hususunda eşittirler
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
9 Aralık 2016       Mesaj #4
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
El ile boşalma, aslında bekarlık döneminde bile zarurî görülemeyecek bir işlemdir. Çünkü Yüce Allah, insanda atılmayan veya atılamayan fazla birikimleri giderecek bir düzen yaratmıştır. Gerektiğinde, bu düzen (rüyalanmak) devreye girmekte, insanı rahatlatmakta ve zarar görmekten kurtarmaktadır. Diğer meşru yol ise evliliktir.

Mastürbasyon Haram mıdır?


1- Kocasının karısı eliyle veya kadının kocasının yardımıyla boşalması helaldir.(İhya Terc. Ali Aslan, 3/420. İbn-i Abidin, 4/27.)
2- Kadın veya erkek kişinin kendi eliyle boşalması ise müctehidlerimizin değerlendirmelerine göre şöyle açıklanabilir.
a- Mutlak haramdır,
b- Mubahdır,
c- Vacibtir.

Mutlak Haramdır Diyenler:

Şafiî mezhebi müctehitleri mastürbasyonun mutlak haram olduğu görüşündedirler.

Mubahtır Diyenler

; Kişinin eşi yoksa, evlenmeye de maddî gücü müsaid değilse zinaya düşmemek veya vücudundaki rüyalanma yoluyla da atılamayan zararlı birikimi gidermek için mastürbasyon yapması mubahtır.
Hanefî ve Hanbelî mezhebi müctehitleri bu görüştedir.

Vacibtir Diyenler: Eğer mastürbasyon yapmaksızın zinadan korunulamayacağına kanaat hasıl olursa, bu durumda yapılması vacib olur. Çünkü iki şerden daha az zararlı olanın tercihi İslamî bir kuraldır.

Bu durumda böyle yapan bir denklem kurmuş sayılır; kendisine ne sevap, ne de günah vardır; ne mükafat görür, ne de azaba uğratılır.

Esasen mastürbasyon, büyük günahlardan sayılmaz. Bir mukayese yapacak olursak mesela; yabancı kadınların bakılması haram olan yerlerine bakmak mastürbasyondan daha günah, yabancı kadınla kucaklaşıp öpüşmek ona bakmaktan daha çok günah, zina etmek ise onlardan çok büyük günahtır... Şu var ki, mastürbasyon küçük günahlardan sayılsa bile, özürsüz olarak sık sık tekrarlanıp devam ettiği takdirde zararları büyüdüğü gibi günahları da büyüyerek gitgide büyük günahlara dahil olabilir. Zira küçük günahlar da ısrarla tekrarlanırsa, büyük günaha dönüşür. Yeri gelmişken, günde beş vakit namaz kılmanın, küçük günahların affına sebep olduğunu da hatırlatalım...

Oruçlu iken, oruçlu olduğunu bile bile mastürbasyon yapan kimse, inzal olup meni gelirse orucu bozulur; sadece gününe gün kazası gerekir. Bu durumda kefaret gerekmeyeceği gibi, mastürbasyon halinde inzal vaki olmamış yani şehvetle meni akmamışsa "mezi"denilen ince sızıntı gelse bile bununla oruç bozulmaz, gusül de gerekmez. Bunu alışkanlık haline getirmemişse fetva böyle ise de takva açısından bunları yapmamak daha uygundur.

Kadınların masturbasyonunun hükmü erkeklerin masturbasyonunun hükmü gibidir.
Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere mastürbasyon mutlak haram olarak görülemeyeceği gibi, şartsız helal olarak da görülemez.

Mastürbasyon Sebepleri ve Zararları:


Erkeklerin hemen hemen hepsine yakın bir kısmı, kadınların da yarısı kadarı gençlik devrelerinde az çok bu işe başvururlar. Bu da en çok 14-20 yaşları arasında cereyan eder. Bir kısmı sadece cinsi baskının hafifletilmesi için arasıra seyrek olarak yapar. Bazısı da bir zevk vasıtası yaparak alışkanlık halinde, her fırsatta sık sık mastürbasyonu tekrarlar.

Mastürbasyon Sebeplerini Şöyle Özetleyebiliriz:

1- Normal cinsi münasebetten uzak kalmak,
2- Mastürbasyonu alışılmış bir zevk vasıtası haline getirmek ,
3- Cinsi münasebetten çeşitli sebeplerden dolayı nefret etmek,
4- Cinsi münasebetten yeteri kadar zevk alamamak, (evliler için),
5- Cinsi isteğin fazla artması,
6- Mastürbasyonu teşvik eden, şahısların tesirinde kalmak,
7- Açık-saçık manzaralar, şehveti tahrik edici söz ve yazılar,
8- Cinsel organlarında temizlik noksanlığıyla meydana gelen kaşınmalar,
9- Cinsi arzuların çocuklarda erken uyanması,
10- Bazı çocukların küçük yaşta merak ve görmesiyle cinsel organıyla oynamayı alışkanlık yapmaları... vs

Zararlı Yönüne Gelince:


Seksolog ve hekimlerin bu konudaki görüşleri çeşitlidir. Bu görüşleri üç maddede toplayabiliriz:
1) Mastürbasyonun zararsız olduğunu savunanlar,
2) Zararlı olduğunu söyleyenler,
3) Çok zararlı olduğunu iddia edenler,

Bunların içinde, çoğunluğun kabul ettiği ve hakikate en uygun olanı ikinci görüştür. Şüphesiz ki, fazla mastürbasyonun ruhi, bedeni, cinsi, manevi...birçok zararları mevcuttur. Fakat, mastürbasyonun tamamen zararsız olduğunu ileri sürmek gerçeğe pek uzak olduğu gibi, onu son derece tehlikeli göstererek, gençleri korku ve karamsarlığa düşürmek de yersizdir. Mütehassısların bazıları, bir-iki haftada bir yapılan mastürbasyonun vücuda pek zararlı olmadığı görüşündedir. Şu kadar ki, bu durumdaki mastürbasyonun da uzun zaman devam etmesinin, zararlı olacağını bilmelidir. Hemen hemen bütün fikirler, aşırı mastürbasyonun gençleri tahrip edici bir illet olduğu noktasında toplanmaktadır.

Mastürbasyon ne kadar çok veya az yapılırsa, zarar nispeti de ona göre çok veya az olur. Yani "çoğu çok zarar, azı az zarar" demek uygun olur.

Halbuki ihtilam (uyku ve rüyada meni boşanması), dolan kabın taşması gibi fazla olan meninin kendiliğinden boşalmasıdır. Cinsel temastan uzak olanlar için, bu bir ihtiyaçtır ve bir mahzuru da yoktur. Mastürbasyon ise, zoraki bir boşalma olduğundan, ihtilamdan çok farklı ve zararlı bir özelliği vardır.

Mastürbasyondan korunma çareleri de vardır. Bundan korunmanın en iyi çaresi, şehvet hislerini kontrol altına almaktır. Bunun için de ilmi, ameli, ailevi, manevi.. cihetten çeşitli önleme imkanları bulunabilir. Bununla beraber bu alışkanlığın tamamen, birden bırakılması pek kolay değildir, lakin, yavaş yavaş vazgeçilmesi daha kolay ve mümkündür. Şunu da önemle belirtelim ki, mastürbasyon ne kadar çok yapılırsa, bu arzu inadına körüklenir. Mastürbasyonun çok kötü bir özelliği de budur.

Yaygın olduğu yerler ise: Yatılı okullar, kışlalar, hastaneler, hapishaneler, iş kampları, gemi tayfalarında... bekar kalmış, boşanmış vb. kimseler arasındadır. Bu tatmin şekli, genellikle gençler arasında yaygın olmakla beraber, gençlik çağını arkada bırakmış birçok kimseler de bu illete bağımlıdır. Bir de, gençlerden yalnız ve avare kimseler için, bu illet pusuda hazırdır! Kadın-erkek karışıklığının mevcut olduğu, çeşitli genç kitleler arasında ve daha ziyade sıcak mevsimlerde mastürbasyon nisbeti daha çok yaygındır.

Bir hadiste: "Elini nikahlayan mel'undur" buyurulmuştur. Saîd b. Cübeyr'in rivayet ettiği bir hadiste: "Zekerleriyle oynayan bir ümmete Allah azab etmiştir", Ata'nın bir rivayetinde: "Elleri hamile olarak haşredilecek bir kavim duydum" bunların elleriyle mastürbasyon yapanlar olduğunu sanıyorum" demiştir.

Ayrıca Allah (c.c.), evlenme imkanı bulamayanların, imkan buluncaya kadar iffetlerini korumalarını emretmiş böyle bir yöntem uygulasınlar dememiştir. Rasulüllah Ef'endimiz de: "Gençler! İmkan bulanlarınız evlensin, çünkü bu, gözü ve iffeti daha iyi korur. Bunu yapamayan oruç tutsun, çünkü orucun bunu sağlayacak bir kamçısı vardır" buyurmuş ve bekarlara çare olarak orucu göstermiştir. Eğer mastürbasyon mubah olsaydı, çare olarak o gösterilirdi. Çünkü o daha kolay bir yoldur, denmiştir.

Ancak bu konudaki hadislerin bir kısmının zayıf oluşu sebebiyle, çoğunluğun haram görmesine karşılık, mastürbasyonu mahzursuz gören alimler de vardır.

Mesela Ahmed b. Hanbel bunu, tıpkı kan aldırmaya benzetmiş ve ihtiyaç duyulduğunda, vücuttaki fazlalıkları dışarı atmaktan ibaret olduğu için caiz olduğunu söylemiştir.

Hanefîlerce genel olarak haram görülmüş, ancak; kişi bekarsa, ya da hanımdan uzakta ise ve de şehvet kafasını aşırı meşgul ediyorsa, ya da zinaya düşme endişesi varsa ve bunu kendisini teskin için yaparsa bunda günah olmayacağı umulur. Ama zevlenmek ve şehvetlenmek için yaparsa günahkardır, denmiştir.

İmam-ı Şafiî önceki görüşünde caiz olduğunu söylerken, sonraki görüşünde haram olduğu kanaatına varmıştır.

Mesele Resulüllah'ın amcaoğlu İbn Abbas'a sorulduğunda:

"Zina yapmaktansa bu iyidir" cevabını vermiştir. Bütün bunlara göre; mastürbasyon genellikle hoş görülmemiş, fıtrata (normal yaratılışın gereğine) zıt bir eylem kabul edilmiş, cinsel sapma halini alması, psikolojik hastalık oluşturması gibi olumsuz yönleri hesaba katılarak, haram, ya da mekruhtur denmiştir. Ancak daha büyük zaarlara düşme endişesi olduğu yerde; "iki zarardan başka alternatif yoksa, küçük olan zarar tercih edilir", "zaruretler haram şeyleri mubah kılar" kurallarınca yapılması caiz görülmüş, hatta zina endişesi kesin ise, vacip bile olur denmiştir. Alışkanlık oluşturması ve zevk için yapılması ise ittifakla haramdır. Hanımının eli vs. azaları ile yapılması ise her halukarda caizdir, helaldir. (Dr. Faruk Beşer: Hanımlara Özel Fetvalar, Cilt 1, Seha Neşriyat)

Ergenlik çağındaki bir genç, kendisini kötü yollardan alıkoyacak ilahi kontrol inancı taşımıyorsa, işlediği günahlarda Allah'tan korkmuyorsa, ileride bir hesap vereceğini düşünmüyorsa, çok sürmez şu iki durum arasında kalır ki bunun bir üçüncüsü yoktur.

a) Ya cinsel duygu ve isteğini haram yollardan karşılar bununla kendini tatmin etmeye çalışır.
b) Ya da şehvetinin hiddetini hafifletmek için mastürbasyon yapar.
Aşırı mastürbasyonun temel sebebi, hormon bozukluğu da olabilir. Tedavi için ilgili hekime müracaat etmelidir.

Mastürbasyon, insanı ölçüsüzlüğe sevk keder. Aslında masturbasyon insanı tatmin etmez; doygunluk ve rahatlık meydana getirmez. İnsanın cinsi zevk ve hislerini tatmin edilmemiş bırakarak, daha fazla tahrik eder, azdırır. Bundan dolayıdır ki masturbasyona devam edenlerin, bu arzuları gittikçe şiddetlenerek bu işi fazla ileri götürürler. Bu da zararı arttırır. Haddinden fazla cinsi münasebetler de zararlıdır; fakat mastürbasyonun fazlası çok daha zararlıdır.

Bir diğer zararı da, çiftlerin birbirinden nefret etmesi, cinsel duygu duymamasıdır. Çünkü masturbasyoncu kişi, başka bir yoldan şehvetini tatmin ederek doygun kalmaktadır. Bunun manası, eşlerin birbirinden beklediğini bulamaması ve ümitlerinin kırılmasıdır. Sonunda eşler birbirinden uzaklaşır ve başka tatmin yolları ararlar. Gayri meşru yollara giderler.

İslam hukukunun aşırı mastürbasyonun doğuracağı kötülükleri nazara alarak koyduğu hükümlere gelince, aşağıdaki deliller bunu yansıtmaktadır:

a) Allah (c.c.) buyuruyor:
"Onlar ki namus ve iffetlerini (haramdan ve şüpheden) korurlar. Ancak eşlerine ve sahip oldukları cariyelerine karşı (cinsel arzu duyarlar da) bu yüzden kınanmazlar. Artık kimler bu meşru sınırı geçerse, işte onlar haddi aşanlardır." (Kur'an-ı Kerim, Mü'minun: 6-7)

Bu ayetin genel mana ve hükmüne giren şudur: "Artık kim bu meşru sınırı aşar veya geçerse, işte onlar haddi aşanlardır."

O halde evlilik yolundan başka bir yolda şehveti boşaltmak, zina, livata, el ile mastürbasyon gibi, ölçüsüzlük ve aşırılık haddi aşmak demektir.

Benzer Konular

9 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
16 Eylül 2009 / The Unique X-Sözlük
5 Ekim 2009 / virtuecat Müslümanlık/İslamiyet
30 Mart 2016 / _whoamı_ Soru-Cevap