
Ziyaretçi
EVLENME:
Evlilik tarihin ilk devirlerinden beri varolan ve insan hayatinda büyük önem tasiyan bir kurumdur. Terim olarak evlilik, bir kadinla bir erkegin, her türlü hayat sartlari içinde sürekli bir birlik vücuda getirmek üzere birlesmesidir. Ailenin toplumsal yapinin temeli olmasi, bu birligi saglayan evlenme olayina evrensel bir karakter kazandirmistir. Dünyanin her yerinde her asamasi bagli bulundugu kültür tipinin öngördügü belirli kurallara ve kaliplara uydurularak gerçeklestirilen evlenme olayi, özellikle tören, adet, gelenek ve görenek bakimindan zengin bir tablo çizmektedir. Evlenmenin gerçeklesmesi için bir takim hazirlik ve asamalarin yapilip izlenmesi gerekir. Evlenme asamalari da dinsel ve büyüsel özlü islemleri içermektedir. Her asamada zengin töre, gelenek, görenek ve adetlerin uygulanmasi zorunlu hale gelmis, adeta bunlar evlenmeyi yönetir ve yönlendirir olmustur. Her toplum bagli bulundugu kültür kalibina uygun belli kural ve kaliplara uyarak evlenme olayini gerçeklestirmektedir. Türkiye’nin her bölgesinde, her ilinde ve hatta her köyünde birbirinden farkli ve çok zengin geleneklerle çevrilmis olan evlenme asamalari ana hatlari ile genellenerek anlatilmaya çalisilacaktir.
Evlenme Biçimleri:Türkiye’de önceleri akraba içinden yapilan evlilikler daha yaygindi. Bugün de bu tür evliliklere rastlanmakla birlikte sehirlesmenin de etkisiyle azaldigi görülmektedir.
Diger bir evlenme biçimi erkek kardesin ölümü durumunda bekar veya dul kayinbiraderin dul yenge ile evlenmesidir. (Levirat) Bu evlenme seklinin tercihinde erkek kardesin ölümünden sonra mallarin disariya gitmemesi yani sira çocuklarin durumudur. Ayni durum kiz kardesin ölümü durumunda baldizin kardesinin yerini almasi seklinde de söz konusudur. (Sororat) Baska bir evlilik biçimi de ‘taygeldi’ evliliktir. Bu evlilikte dul kadinin dul erkekle evlenmesi ile birlikte ogul veya kizlarin da birbirleriyle evlenmeleri söz konusudur.
‘Kiz kaçirma’ yoluyla gerçeklestirilen evlenme biçimleri önemli bir yer tutmaktadir. Kizin zorla kaçirilmasi yaninda, kiz ve erkegin anlasarak kaçmalari da söz konusudur. Bazi bölgelerde ‘oturakalma’ gelenegi denilen bir kaçirma ve evlenme sekli de vardir. Burada kizin, begendigi erkegin evine giderek yerlesmesi söz konusudur.
Eskiden sikça rastlanan bir diger evlenme sekli de ‘besik kertme’dir. Çocuklar henüz besikte iken nisanlarinin yapilmasi durumudur. Eskiden kizla oglanin evlenme çagina geldiklerinde birbirleri ile evlenmek istememeleri aileleri güç durumda birakir, kanli olaylarin yasanmasina da neden olurdu. Günümüzde siklikla görülmeyen bir evlenme biçimidir.
Türkiye’de görülen bir diger evlenme biçimi ‘iç güveysi’ evliligidir. Bu evlilikte erkegin kiz evine yerlesmesi söz konusudur.
Genellikle kiz için gereken bedeli verememe veya kiz tarafinin islerini yapacak erkek çocugu bulunmamasi durumunda gerçeklesmektedir.
‘Berder’ veya ‘degis-tokus, degisik’ denilen bir baska evlenme biçiminde kizi ve oglu bulunan bir ailenin, kizi ve oglu bulunan diger aileye kiz
verip kiz almasi söz konusudur. Bu tür evlilikler baslik sorununu ve yükümlülügünü ortadan kaldirmaktadir.
Baska bir evlilik türü de evlenme yasi geçmis olan kizin dul bir erkekle evlenmesidir. Çesitli nedenlerle evlenemeyen bekar bir erkegin dul bir kadinla evliligi de söz konusudur.
Türkiye geleneklerinde süt kardesler arasinda evlenme olmaz. Din açisindan birbirlerinin annelerini emmis olan çocuklar kardes sayilmaktadir.
Bazi yörelerde birden fazla kadinla evlilik biçimi de görülmektedir. Kadinin çocugunun olmamasi veya sakat, hasta olmasi bu tür evlilik nedenidir. Bu durumda nikah genelde ilk este kalmakta dogan çocuklar bu hanimin üzerine kaydedilmektedir.
Evlilik Yasi: Evlenme yasi yörelere göre farklilik göstermekle birlikte günümüzde geleneksel kesimde erkeklerde 17-22 yas arasinda degismekte, kimi yörelerde erkegin askerden dönme sarti aranmakta kimi yörelerde ise askere gitmeden evlenme önemli olmaktadir. Yine geleneksel kesimde kizlar 17-20 yas arasinda evlenmekte kizlarla erkekler arasindaki yas farki 4-5 yas arasinda degismektedir. Evlenmelerde sira gözetimi bazi yörelerde hala etkinligini göstermektedir.
Evlenme girisiminde bulunmada toplum kiza ve erkege ayni hakki tanimamistir. Erkek ve erkek ailesi bu konuda aktif durumdayken, kiz ve kiz ailesi pasif durumdadir. Girisim erkekten ve erkek ailesinden gelir.
Görücülük, Kiz Isteme: Geleneksel kesimde, evlenme isine kiz bakma, kiz arama ile baslanir. Ogullarini evlendirmek isteyen aileler önce akrabalarindan, komsularindan, yakin çevrelerinden baslayarak kiz aramaya çikarlar. Bu konuda komsulari ve akrabalari da yardimci olurlar.
Türkiye’de kültürel degismelerin daha etkin görüldügü büyük kentlerde dogrudan tanisip, anlasarak evlenmeler giderek yayginligini artirirken, gelenekselligin agir bastigi yerlerde görülen evlenme biçimlerinin basinda hala ‘görücülük’ gelmektedir. Görücülügün aslini, evlenecek erkegin aile üyeleriyle, akraba ve komsularindan seçilen birkaç kadinin daha önceden üzerinde durulan veya tanidiklarinca önerilen kizin evini ziyaret edip, hem kizi yakindan incelemeleri, hem de niyetlerini belli etmeleri olusturmaktadir. Buna ‘kiz bakma, görücü çikma, dünür gezme’ adlari verilmektedir. Görücüler kiz hakkinda olumlu yargiya vardiktan sonra kiz evine hem düsünme hem de damat adayi hakkinda bilgi edinmeleri için zaman tanirlar. Her iki tarafin olumlu karara varmalari sonucu görücülerin isitamamlanmis olur. Kiz görme isi kadinlar tarafindan yapildiktan sonra kiz isteme isinde erkekler de devreye girmektedirler.
Kiz istemede oglan evinin yakin akrabalari ile birlikte kiz evi tarafindan geri çevrilmeyecek hatiri sayilir kisilerin de bulunmasina dikkat edilir. Kiz evi naz evi oldugu için kiz istemeye birkaç kez gidilir.
Söz Kesimi: Söz kesimi, kiz isteme asamasindan sonra gelmektedir. Dünürcülük yoluyla anlasan ailelerin, bu anlasmalarini daha genis çagrili huzurunda söze iyice pekistirmelerine söz kesme denmektedir. Söz kesmede oglan evi tarafindan alinan yüzük ile bir çevre kiza takilarak nisan kesilmis olmaktadir. Söz kesimine bazi yörelerde küçük nisan adi da verilmektedir.
Oglan evi tarafindan getirilen agiz tatliligi da söz kesiminden sonra orada bulunanlara dagitilir. Günümüzde bile bazi yörelerde evlenecek olan erkek söz kesimine gelememektedir. Kiz babasinin tutumuna göre kiz evine gelen damat ile kiz davetlilerin ellerini öperler. Böylece söz kesimi tamamlanmis olur.
Bugün, kiza alinacak olan takilar ile baslik veya ana hakki da karara baglanir. Günümüzde birçok yörede oglan babasindan baslik alma adeti kalkmis, yerini ana hakki olarak adlandirilan kiz annesine verilen ve ailelerin fakirlik veya zenginlik durumlarina göre degisen bir uygulamaya birakmistir.
Nisan: Söz kesiminden sonra gelen asama nisandir. Nisan töreni kiz evinde yapilir. Nisan masraflari ise bazi yörelerde oglan evine aittir.
Nisan günü belirlendikten sonra konu komsuya okuntu olarak adlandirilan davet yapilir. Nisan günü oglan evinde toplanan davetliler kiz evine giderler. Geleneksel kesimde kadinlarin ve erkeklerin ayri ayri odalarda toplandiklari nisanda, yemekler yendikten sonra nisan elbisesini giymis olan kiza kayinvalidesi ile oglanin akrabalari taki denilen ziynet esyalarini takarlar. Bazi yörelerde damat kiz evine gelmez. Bu durumda kiza yüzügü oglan evinden gelen bir kadin takar. Oglanin bulundugu nisan töreninde kiza ve oglana takilan yüzükler bir büyük tarafindan kaliplasmis söz ve dileklerle sag ellerinin nisan parmaklarina takilir.
Varlikli ve kültür degismelerine açik kasabalilarin nisan töreni için dügün salonu kiraladiklari ve kadin erkek karisik kutladiklari bilinmektedir. Kentlerde ise bu tören daha özgür bir biçimde kutlanmaktadir.
Nisanlilik süresinde kesin bir kural yoktur. Bu süre her iki tarafin anlasmasina baglidir. Nisanlilarin birbirleri ile görüsmeleri kentlerde olagan karsilanirken, geleneksel kesimde aile üyelerinin izinleri veya yanlarinda bulunmalari ile gerçeklesmektedir. Nisanlidan ayrilma durumunda kizin veya erkegin ayni yöreden baskalari ile evlenmeleri kolay olmamaktadir. Nisandan dönen taraf kiz ise nisanda alinan takilari iade etmek zorunlulugundadir. Erkek tarafi dönerse alinanlar iade edilmez.
Dügün: Dügünler genelde Sali günü baslayip Persembe günü bitmekte veya Cuma günü baslayip Pazar günü bitmektedir. Dügünün masraflari da oglan evi tarafindan karsilanmaktadir. Yörelere göre farklilik göstermekle birlikte ana hatlariyla dügünün bayrak dikme, kina gecesi, gelin alma, duvak olarak siniflandirilabilir.
Dügünden önce tipki nisanda oldugu gibi okuntu dagitilarak herkes dügüne davet edilir. Kiz evi dügün öncesinde çeyiz hazirligi tamamlarken, oglan evi de kiza alinmasi gereken ve önceden belirlenmis olan esyalari tamamlamaya çalisir.
Oglan evine ögle namazindan dönen erkekler ve oglanin arkadaslari tarafindan bir törenle dügün bayragi Dikilir. Bazi yörelerde bayragin tepesine elma, sogan, ayna gibi esyalar takilmaktadir. Böylece dügün baslamis olmaktadir.
Kina Gecesi: Evlenecek olan kizin ailesi, akrabalari ve arkadaslari ile kadin kadina geçirecegi bu son gece asil dügün günü olarak da bilinen gelin alma gününden bir gece önceye rastlamaktadir. Kina gecesi denilen bu gün kiz evinde yapilmaktadir. Oglan tarafi ve diger davetliler kiz evinde karsilanarak agirlanir.
Genelde gümüs veya bakir bir tas çerisinde anali-babali, basindan ayrilik geçmemis bir kadin tarafindan oglan evinden gelen kuru kina karilir. Gelin kiz hazirlandiktan sonra basina al pullu duvak örtülerek genç kizlarin söylemis oldugu ilahiler, kina türküleri esliginde ortaya getirilir. Kizin ellerine ve ayaklarina kina yakilir. Oglan evi kizin eline para birakmak zorundadir. Kinanin yakilisi yörelere göre farklilik gösterir. Yakilan kinanin iplik kinasi, sivama, kusgözü gibi ad ve sekilleri vardir.
Kina için toplanan kadinlar dagildiktan sonra kizin yakin arkadaslari gelinin yaninda kalarak sabaha kadar eglenirler. Bazi yörelerimizde oglan evinde de güvey kinasi töreni düzenlenir.
Gelin Alma: Bugüne gelin alma, kiz alma gelin götürme gibi adlar verilmektedir. Gelin almaya herkes davet edilir. Yol yakinsa yürünerek, uzaksa arabalarla gelin almaya gidilir. Gelin almaya bazi yörelerde damat götürülmez. Gelin alayinda dügün bayragi, davul-zurna bulunur. Gelin bazi yörelerde yengeler tarafindan ama günümüzde çogunlukla kuaförlerde hazirlandiktan sonra oglan evinden gelenler tarafindan alinir.
Evdekilerle vedalasan gelinin beline erkek kardesi veya yakin bir akrabasi tarafindan ‘bekaret kusagi’ baglanir. Oglan evi sandik parasi ve kapi parasi ödedikten sonra gelini arabaya bindirir. Davul-zurna esliginde köyün etrafi dolasilip oglan evine gelinir. Kapinin önünde geline indirmelik olarak kaynana tarafindan hediye verilir. Gelinin huyunu etkiledigine inanilan bir dizi uygulamadan sonra gelin oglanin kolunda içeri alinir.
Bir süre sonra damat arkadaslari tarafindan gece getirilmek üzere götürülür. Güvey trasi, banyosu ve giydirme törenlerinden sonra yatsi namazi için camiye götürülen oglan törenle getirilir. Hoca esliginde getirilen damat ile
gelinin dini nikahlari kiyilir. Evliligi teyit eden bu törenin ardindan damat gerdek odasina alinir.
Gerdek: Odada gelinin yaninda bulunan yasli bir kadin her ikisini el ele verir. Güvey namaz kilar, sonra geline yüz görümlügü vererek yüzünü açar. Birlikte kiz evinden gelen yemegi yerler.
Geleneksel toplumlarda bekaret son derece önemlidir. Belli isaret aranir. Bu isaretin olusmamasi kizin geri gönderilmesine neden olmaktadir. Yatagi kaldirmaya gelen yenge güveyin birakmis oldugu parayi alir. Bazi yörelerde gerdek gecesinin sabahinda gelin süslenir ve sadece kadinlarin katildigi bir tören düzenlenir. Buna duvak, gelin ertesi, gelin sabahi gibi isimler verilir. Bu törende gelin oynatilir, çarsafi orada toplananlara gösterilir. Günümüzde bazi yörelerde uygulanmayan bir gelenektir.
Evlilik tarihin ilk devirlerinden beri varolan ve insan hayatinda büyük önem tasiyan bir kurumdur. Terim olarak evlilik, bir kadinla bir erkegin, her türlü hayat sartlari içinde sürekli bir birlik vücuda getirmek üzere birlesmesidir. Ailenin toplumsal yapinin temeli olmasi, bu birligi saglayan evlenme olayina evrensel bir karakter kazandirmistir. Dünyanin her yerinde her asamasi bagli bulundugu kültür tipinin öngördügü belirli kurallara ve kaliplara uydurularak gerçeklestirilen evlenme olayi, özellikle tören, adet, gelenek ve görenek bakimindan zengin bir tablo çizmektedir. Evlenmenin gerçeklesmesi için bir takim hazirlik ve asamalarin yapilip izlenmesi gerekir. Evlenme asamalari da dinsel ve büyüsel özlü islemleri içermektedir. Her asamada zengin töre, gelenek, görenek ve adetlerin uygulanmasi zorunlu hale gelmis, adeta bunlar evlenmeyi yönetir ve yönlendirir olmustur. Her toplum bagli bulundugu kültür kalibina uygun belli kural ve kaliplara uyarak evlenme olayini gerçeklestirmektedir. Türkiye’nin her bölgesinde, her ilinde ve hatta her köyünde birbirinden farkli ve çok zengin geleneklerle çevrilmis olan evlenme asamalari ana hatlari ile genellenerek anlatilmaya çalisilacaktir.
Sponsorlu Bağlantılar
Diger bir evlenme biçimi erkek kardesin ölümü durumunda bekar veya dul kayinbiraderin dul yenge ile evlenmesidir. (Levirat) Bu evlenme seklinin tercihinde erkek kardesin ölümünden sonra mallarin disariya gitmemesi yani sira çocuklarin durumudur. Ayni durum kiz kardesin ölümü durumunda baldizin kardesinin yerini almasi seklinde de söz konusudur. (Sororat) Baska bir evlilik biçimi de ‘taygeldi’ evliliktir. Bu evlilikte dul kadinin dul erkekle evlenmesi ile birlikte ogul veya kizlarin da birbirleriyle evlenmeleri söz konusudur.
‘Kiz kaçirma’ yoluyla gerçeklestirilen evlenme biçimleri önemli bir yer tutmaktadir. Kizin zorla kaçirilmasi yaninda, kiz ve erkegin anlasarak kaçmalari da söz konusudur. Bazi bölgelerde ‘oturakalma’ gelenegi denilen bir kaçirma ve evlenme sekli de vardir. Burada kizin, begendigi erkegin evine giderek yerlesmesi söz konusudur.
Eskiden sikça rastlanan bir diger evlenme sekli de ‘besik kertme’dir. Çocuklar henüz besikte iken nisanlarinin yapilmasi durumudur. Eskiden kizla oglanin evlenme çagina geldiklerinde birbirleri ile evlenmek istememeleri aileleri güç durumda birakir, kanli olaylarin yasanmasina da neden olurdu. Günümüzde siklikla görülmeyen bir evlenme biçimidir.
Türkiye’de görülen bir diger evlenme biçimi ‘iç güveysi’ evliligidir. Bu evlilikte erkegin kiz evine yerlesmesi söz konusudur.
Genellikle kiz için gereken bedeli verememe veya kiz tarafinin islerini yapacak erkek çocugu bulunmamasi durumunda gerçeklesmektedir.
‘Berder’ veya ‘degis-tokus, degisik’ denilen bir baska evlenme biçiminde kizi ve oglu bulunan bir ailenin, kizi ve oglu bulunan diger aileye kiz
verip kiz almasi söz konusudur. Bu tür evlilikler baslik sorununu ve yükümlülügünü ortadan kaldirmaktadir.
Baska bir evlilik türü de evlenme yasi geçmis olan kizin dul bir erkekle evlenmesidir. Çesitli nedenlerle evlenemeyen bekar bir erkegin dul bir kadinla evliligi de söz konusudur.
Türkiye geleneklerinde süt kardesler arasinda evlenme olmaz. Din açisindan birbirlerinin annelerini emmis olan çocuklar kardes sayilmaktadir.
Bazi yörelerde birden fazla kadinla evlilik biçimi de görülmektedir. Kadinin çocugunun olmamasi veya sakat, hasta olmasi bu tür evlilik nedenidir. Bu durumda nikah genelde ilk este kalmakta dogan çocuklar bu hanimin üzerine kaydedilmektedir.
Evlilik Yasi: Evlenme yasi yörelere göre farklilik göstermekle birlikte günümüzde geleneksel kesimde erkeklerde 17-22 yas arasinda degismekte, kimi yörelerde erkegin askerden dönme sarti aranmakta kimi yörelerde ise askere gitmeden evlenme önemli olmaktadir. Yine geleneksel kesimde kizlar 17-20 yas arasinda evlenmekte kizlarla erkekler arasindaki yas farki 4-5 yas arasinda degismektedir. Evlenmelerde sira gözetimi bazi yörelerde hala etkinligini göstermektedir.
Evlenme girisiminde bulunmada toplum kiza ve erkege ayni hakki tanimamistir. Erkek ve erkek ailesi bu konuda aktif durumdayken, kiz ve kiz ailesi pasif durumdadir. Girisim erkekten ve erkek ailesinden gelir.
Görücülük, Kiz Isteme: Geleneksel kesimde, evlenme isine kiz bakma, kiz arama ile baslanir. Ogullarini evlendirmek isteyen aileler önce akrabalarindan, komsularindan, yakin çevrelerinden baslayarak kiz aramaya çikarlar. Bu konuda komsulari ve akrabalari da yardimci olurlar.
Türkiye’de kültürel degismelerin daha etkin görüldügü büyük kentlerde dogrudan tanisip, anlasarak evlenmeler giderek yayginligini artirirken, gelenekselligin agir bastigi yerlerde görülen evlenme biçimlerinin basinda hala ‘görücülük’ gelmektedir. Görücülügün aslini, evlenecek erkegin aile üyeleriyle, akraba ve komsularindan seçilen birkaç kadinin daha önceden üzerinde durulan veya tanidiklarinca önerilen kizin evini ziyaret edip, hem kizi yakindan incelemeleri, hem de niyetlerini belli etmeleri olusturmaktadir. Buna ‘kiz bakma, görücü çikma, dünür gezme’ adlari verilmektedir. Görücüler kiz hakkinda olumlu yargiya vardiktan sonra kiz evine hem düsünme hem de damat adayi hakkinda bilgi edinmeleri için zaman tanirlar. Her iki tarafin olumlu karara varmalari sonucu görücülerin isitamamlanmis olur. Kiz görme isi kadinlar tarafindan yapildiktan sonra kiz isteme isinde erkekler de devreye girmektedirler.
Kiz istemede oglan evinin yakin akrabalari ile birlikte kiz evi tarafindan geri çevrilmeyecek hatiri sayilir kisilerin de bulunmasina dikkat edilir. Kiz evi naz evi oldugu için kiz istemeye birkaç kez gidilir.
Söz Kesimi: Söz kesimi, kiz isteme asamasindan sonra gelmektedir. Dünürcülük yoluyla anlasan ailelerin, bu anlasmalarini daha genis çagrili huzurunda söze iyice pekistirmelerine söz kesme denmektedir. Söz kesmede oglan evi tarafindan alinan yüzük ile bir çevre kiza takilarak nisan kesilmis olmaktadir. Söz kesimine bazi yörelerde küçük nisan adi da verilmektedir.
Oglan evi tarafindan getirilen agiz tatliligi da söz kesiminden sonra orada bulunanlara dagitilir. Günümüzde bile bazi yörelerde evlenecek olan erkek söz kesimine gelememektedir. Kiz babasinin tutumuna göre kiz evine gelen damat ile kiz davetlilerin ellerini öperler. Böylece söz kesimi tamamlanmis olur.
Bugün, kiza alinacak olan takilar ile baslik veya ana hakki da karara baglanir. Günümüzde birçok yörede oglan babasindan baslik alma adeti kalkmis, yerini ana hakki olarak adlandirilan kiz annesine verilen ve ailelerin fakirlik veya zenginlik durumlarina göre degisen bir uygulamaya birakmistir.
Nisan: Söz kesiminden sonra gelen asama nisandir. Nisan töreni kiz evinde yapilir. Nisan masraflari ise bazi yörelerde oglan evine aittir.
Nisan günü belirlendikten sonra konu komsuya okuntu olarak adlandirilan davet yapilir. Nisan günü oglan evinde toplanan davetliler kiz evine giderler. Geleneksel kesimde kadinlarin ve erkeklerin ayri ayri odalarda toplandiklari nisanda, yemekler yendikten sonra nisan elbisesini giymis olan kiza kayinvalidesi ile oglanin akrabalari taki denilen ziynet esyalarini takarlar. Bazi yörelerde damat kiz evine gelmez. Bu durumda kiza yüzügü oglan evinden gelen bir kadin takar. Oglanin bulundugu nisan töreninde kiza ve oglana takilan yüzükler bir büyük tarafindan kaliplasmis söz ve dileklerle sag ellerinin nisan parmaklarina takilir.
Varlikli ve kültür degismelerine açik kasabalilarin nisan töreni için dügün salonu kiraladiklari ve kadin erkek karisik kutladiklari bilinmektedir. Kentlerde ise bu tören daha özgür bir biçimde kutlanmaktadir.
Nisanlilik süresinde kesin bir kural yoktur. Bu süre her iki tarafin anlasmasina baglidir. Nisanlilarin birbirleri ile görüsmeleri kentlerde olagan karsilanirken, geleneksel kesimde aile üyelerinin izinleri veya yanlarinda bulunmalari ile gerçeklesmektedir. Nisanlidan ayrilma durumunda kizin veya erkegin ayni yöreden baskalari ile evlenmeleri kolay olmamaktadir. Nisandan dönen taraf kiz ise nisanda alinan takilari iade etmek zorunlulugundadir. Erkek tarafi dönerse alinanlar iade edilmez.
Dügün: Dügünler genelde Sali günü baslayip Persembe günü bitmekte veya Cuma günü baslayip Pazar günü bitmektedir. Dügünün masraflari da oglan evi tarafindan karsilanmaktadir. Yörelere göre farklilik göstermekle birlikte ana hatlariyla dügünün bayrak dikme, kina gecesi, gelin alma, duvak olarak siniflandirilabilir.
Dügünden önce tipki nisanda oldugu gibi okuntu dagitilarak herkes dügüne davet edilir. Kiz evi dügün öncesinde çeyiz hazirligi tamamlarken, oglan evi de kiza alinmasi gereken ve önceden belirlenmis olan esyalari tamamlamaya çalisir.
Oglan evine ögle namazindan dönen erkekler ve oglanin arkadaslari tarafindan bir törenle dügün bayragi Dikilir. Bazi yörelerde bayragin tepesine elma, sogan, ayna gibi esyalar takilmaktadir. Böylece dügün baslamis olmaktadir.
Kina Gecesi: Evlenecek olan kizin ailesi, akrabalari ve arkadaslari ile kadin kadina geçirecegi bu son gece asil dügün günü olarak da bilinen gelin alma gününden bir gece önceye rastlamaktadir. Kina gecesi denilen bu gün kiz evinde yapilmaktadir. Oglan tarafi ve diger davetliler kiz evinde karsilanarak agirlanir.
Genelde gümüs veya bakir bir tas çerisinde anali-babali, basindan ayrilik geçmemis bir kadin tarafindan oglan evinden gelen kuru kina karilir. Gelin kiz hazirlandiktan sonra basina al pullu duvak örtülerek genç kizlarin söylemis oldugu ilahiler, kina türküleri esliginde ortaya getirilir. Kizin ellerine ve ayaklarina kina yakilir. Oglan evi kizin eline para birakmak zorundadir. Kinanin yakilisi yörelere göre farklilik gösterir. Yakilan kinanin iplik kinasi, sivama, kusgözü gibi ad ve sekilleri vardir.
Kina için toplanan kadinlar dagildiktan sonra kizin yakin arkadaslari gelinin yaninda kalarak sabaha kadar eglenirler. Bazi yörelerimizde oglan evinde de güvey kinasi töreni düzenlenir.
Gelin Alma: Bugüne gelin alma, kiz alma gelin götürme gibi adlar verilmektedir. Gelin almaya herkes davet edilir. Yol yakinsa yürünerek, uzaksa arabalarla gelin almaya gidilir. Gelin almaya bazi yörelerde damat götürülmez. Gelin alayinda dügün bayragi, davul-zurna bulunur. Gelin bazi yörelerde yengeler tarafindan ama günümüzde çogunlukla kuaförlerde hazirlandiktan sonra oglan evinden gelenler tarafindan alinir.
Evdekilerle vedalasan gelinin beline erkek kardesi veya yakin bir akrabasi tarafindan ‘bekaret kusagi’ baglanir. Oglan evi sandik parasi ve kapi parasi ödedikten sonra gelini arabaya bindirir. Davul-zurna esliginde köyün etrafi dolasilip oglan evine gelinir. Kapinin önünde geline indirmelik olarak kaynana tarafindan hediye verilir. Gelinin huyunu etkiledigine inanilan bir dizi uygulamadan sonra gelin oglanin kolunda içeri alinir.
Bir süre sonra damat arkadaslari tarafindan gece getirilmek üzere götürülür. Güvey trasi, banyosu ve giydirme törenlerinden sonra yatsi namazi için camiye götürülen oglan törenle getirilir. Hoca esliginde getirilen damat ile
gelinin dini nikahlari kiyilir. Evliligi teyit eden bu törenin ardindan damat gerdek odasina alinir.
Gerdek: Odada gelinin yaninda bulunan yasli bir kadin her ikisini el ele verir. Güvey namaz kilar, sonra geline yüz görümlügü vererek yüzünü açar. Birlikte kiz evinden gelen yemegi yerler.
Geleneksel toplumlarda bekaret son derece önemlidir. Belli isaret aranir. Bu isaretin olusmamasi kizin geri gönderilmesine neden olmaktadir. Yatagi kaldirmaya gelen yenge güveyin birakmis oldugu parayi alir. Bazi yörelerde gerdek gecesinin sabahinda gelin süslenir ve sadece kadinlarin katildigi bir tören düzenlenir. Buna duvak, gelin ertesi, gelin sabahi gibi isimler verilir. Bu törende gelin oynatilir, çarsafi orada toplananlara gösterilir. Günümüzde bazi yörelerde uygulanmayan bir gelenektir.