Masonluk Ve Din
Masonluk aleyhinde günümüze kadar yazilan eserlerde, masonlarin "dinsiz" ve "din düsmani" olduklari israrla vurgulanmistir. Masonlar ise her vesileyle bu iddialarini yalanlamis, kendilerinin bütün dinleri kabul ettiklerini, hatta ateist olanlarin masonluga alinmadigini, locaya kabul sirasinda ise üç mukaddes kitabin da bulundurulup yemin töreninin öyle gerçeklestirildigini ifade etmislerdir.
Masonlarin din hususundaki görüsleri çesitli basliklar altinda ele alindi. Bu konuda kullandigimiz bütün belgeler ise, sadece kendi dergilerinden ve üstadlarinin kaleme aldiklari eserlerden seçilmis, böylece hiçbir spekülasyona yol açmamaya dikkat edilmistir.
"KAİNATIN ULU MİMARI" NE DEMEKTİR?
"O halde mabedimizi tetkik edersek, kendimizi tetkik edersek "Kainatin Ulu Mimarina" gideriz. Ve görürüzki, kainatin Ulu Mimari kendimizin içindedir."
Mimar Sinan Dergisi Yil; 25 Sayi: 27-28 Sf:40Masonluk aleyhinde günümüze kadar yazilan eserlerde, masonlarin "dinsiz" ve "din düsmani" olduklari israrla vurgulanmistir. Masonlar ise her vesileyle bu iddialarini yalanlamis, kendilerinin bütün dinleri kabul ettiklerini, hatta ateist olanlarin masonluga alinmadigini, locaya kabul sirasinda ise üç mukaddes kitabin da bulundurulup yemin töreninin öyle gerçeklestirildigini ifade etmislerdir.
Sponsorlu Bağlantılar
"KAİNATIN ULU MİMARI" NE DEMEKTİR?
"O halde mabedimizi tetkik edersek, kendimizi tetkik edersek "Kainatin Ulu Mimarina" gideriz. Ve görürüzki, kainatin Ulu Mimari kendimizin içindedir."
Gerek inceledigimiz yayin organlarinda, gerekse piyasada yer alan eserlerinde, masonlarin
K .·. U.·. M.·. (Kainatin Ulu Mimari) veya Sa.·.Az.·.K.·.(Sani-I Azim-I Kainatin Ulu Yaraticis) sembolleri bahsettikleri bir Kavramlari vardir. Bu sembol bizlere ilk bakista, Islam diniyle sifatlarini ve isimlerini bildigimiz Yaraticimiza, masonlarin da aynen inandiklari intibaini verir. Gerçekte ise masonlarin ilah telakkisi çok farklidir.
Inandiklari bu varlığın özelliklerini önce kisaca özetliyelim;
Insanlar Kainatin Ulu Mimarina "tabiat", "Kainat", "enerji" gibi isimler vermekte serbesttirler, O ise insanlarla irtibat halinde degildir, peygamberi yoktur mukaddes kitap yollamaz, din göndermez, din gününe sahip degildir, levh-I mahfuzu, cenneti, cehennemi, melek ve seytan yoktur,O bir mefkure (ideal)dir. Adeta felsefi bir kavramdir. Kesin olan bir husu varsa, o da Kainatin Ulu Mimari'nin, Kur'an-I Kerim'le bize kendisini tanitan, Islam akaidindeki sifatlari ile iman ettigimiz Allah cellecelaluhu olmadigidir.
"Ölümlü Bilim"in Reddetmediği Mimar:
Ilk iktibasi mason üstadlarindan Dr. Selami Isildag'in "Masonluk Bir Ahlak Okuludur" adli kitabindan yaparak "Kainatin Ulu Mimari"ni tanimaya baslayalim;
"Bu evrenin bir mimari vardir. Buna Tanri, Allah, Total enerji (Kudreti Külliye) Salt güç (Kudreti mutlaka), Kutsal güç (Kudreti ulviye), Doga, Evren... denilebilmektedir. Bizce bu güç, ulu ve yüce'dir ve "Evrenin Ulu Mimaridir". Inkar edilemez (yadsinama), nitelendirilemez (tavsif edilemez). Olumlu bilim, akil, bilgelik, mantik bunu red edemez...
....Burada bir açiklama yapmak sterim: Olumlu bilim; Doga, toplum ve insana özgü (ait) olaylarin, gözlem (müsahade), inceleme (tetkik), deneme (tecrübe), olaylari çogaltarak, ayni islemleri yineleme (tekrar), sonucu anlatma, tartisma ve elestirmeden ve bilimsel yasalarin bulunmasindan dogar. Bu bilimsel eylemlerden geçmeyen bütün düsünü ve inançlar, bize göre dogmatiktir, bos inanç (batil)dir. Olumlu akil da, olumlu bilimden ve onun sonuçlarindan baska bir sey benimsenmeyen akil (akli selim, sagduyu)dur."
Masonluk Br Ahlak Okuludur Dr. Selami Isildag Sf:13K .·. U.·. M.·. (Kainatin Ulu Mimari) veya Sa.·.Az.·.K.·.(Sani-I Azim-I Kainatin Ulu Yaraticis) sembolleri bahsettikleri bir Kavramlari vardir. Bu sembol bizlere ilk bakista, Islam diniyle sifatlarini ve isimlerini bildigimiz Yaraticimiza, masonlarin da aynen inandiklari intibaini verir. Gerçekte ise masonlarin ilah telakkisi çok farklidir.
Inandiklari bu varlığın özelliklerini önce kisaca özetliyelim;
Insanlar Kainatin Ulu Mimarina "tabiat", "Kainat", "enerji" gibi isimler vermekte serbesttirler, O ise insanlarla irtibat halinde degildir, peygamberi yoktur mukaddes kitap yollamaz, din göndermez, din gününe sahip degildir, levh-I mahfuzu, cenneti, cehennemi, melek ve seytan yoktur,O bir mefkure (ideal)dir. Adeta felsefi bir kavramdir. Kesin olan bir husu varsa, o da Kainatin Ulu Mimari'nin, Kur'an-I Kerim'le bize kendisini tanitan, Islam akaidindeki sifatlari ile iman ettigimiz Allah cellecelaluhu olmadigidir.
"Ölümlü Bilim"in Reddetmediği Mimar:
Ilk iktibasi mason üstadlarindan Dr. Selami Isildag'in "Masonluk Bir Ahlak Okuludur" adli kitabindan yaparak "Kainatin Ulu Mimari"ni tanimaya baslayalim;
"Bu evrenin bir mimari vardir. Buna Tanri, Allah, Total enerji (Kudreti Külliye) Salt güç (Kudreti mutlaka), Kutsal güç (Kudreti ulviye), Doga, Evren... denilebilmektedir. Bizce bu güç, ulu ve yüce'dir ve "Evrenin Ulu Mimaridir". Inkar edilemez (yadsinama), nitelendirilemez (tavsif edilemez). Olumlu bilim, akil, bilgelik, mantik bunu red edemez...
....Burada bir açiklama yapmak sterim: Olumlu bilim; Doga, toplum ve insana özgü (ait) olaylarin, gözlem (müsahade), inceleme (tetkik), deneme (tecrübe), olaylari çogaltarak, ayni islemleri yineleme (tekrar), sonucu anlatma, tartisma ve elestirmeden ve bilimsel yasalarin bulunmasindan dogar. Bu bilimsel eylemlerden geçmeyen bütün düsünü ve inançlar, bize göre dogmatiktir, bos inanç (batil)dir. Olumlu akil da, olumlu bilimden ve onun sonuçlarindan baska bir sey benimsenmeyen akil (akli selim, sagduyu)dur."
Ilk bakista makul gibi gözükan bu izahlardan az bir dikkatle su neticeleri çikarabiliriz:
a) Enerji, Kudret, güç, doga gibi kelimelerin siralanmasi ile mana karmasasi meydana getirilip asil maksat gizlenmistir. "Allah" yaraticinin zatinin ismi olup has (özel) ismidir. Allah Teala enerjiyi yaratmistir, fakat kendisi için "total enerji" denemez. Modern fizigin son izahlarina göre "madde yogunlasmis enerjidir." Yaratici için "enerjidir" dendigi anda yaraticilik maddeye verilmis olur ki, materyalist felsefenin izahlari kabullenilmis demektir. Nitekim "doga, evren" tanimlamalari da bizi ayni sonuca götürmektedir.
b) Yazara göre bir düsünün ve inancin kabul edilebilir olmasi için su bilimsel eylemlerden geçmesi gerekir:
Gözlem, inceleme, deneme, yineleme, sonucu anlatma, tartisma, elestirme ve yasalarinin bulunmasi. Buna göre diyebiliriz ki;
Yaratici eger bu kistatslardan geçiyorsa, ona zaten yaratici denmez. Çünkü yarattiklari için geçerli metodlar kendisine de tatbik edilmistir.
Sonuçta sunu diyebiliriz: Dr. Selami Isindag, müslümanlarin anladigi manada degil de batil felsefelerin ileri sürdügü anlamda, yaraticiligi süpheli bir kavarami örtülü olarak ileri sürmektedir.
Yukaridaki sonuçlari ispatlayici mahiyetteki fikirlere Selami Isindag'in baska bir eserinde, daha net sekliyle rastlamaktayiz.
"Masonluk Allah telakkisine olan inanç, bütün kainata ait külli bir kudret seklindedir. Bundan dolayi Allah, masonlukta alemin, kainatin Ulu Mimaridir. Buna tabiat da denebilir.
Otuzuncu Derece Rituelinin Tetkiki. (Türk Mason Dergisi Gerçek Aeropaji) Dr. Selami Isindag Gün Matbaasi 1966 Sf: 41
Masonluk, Allah yani Kainatin Ulu Mimari inancinda çok akli ve ilmidir. Çünkü daha evvel zikredilen Allah tavsiflerinin götürecegi bedihi istikametten de anlasilacagi gibi, yirmi dokuzuncu derecede Allah, tabiat kuvveti ve hakiki kemalden dogan "mutlak ilim" olarak gösterilmistir. Yani Allah fikrinde, biri tabiat kuvveti digeri hakiki kemal olmak üzere iki unsur kabul edilmistir. Bu takdirde Allah'in herseyi meydana getiren ve kainati ihata eden "Enerji" oldugu tahakkuk etmistir.
(A.g.e. Sf:54)a) Enerji, Kudret, güç, doga gibi kelimelerin siralanmasi ile mana karmasasi meydana getirilip asil maksat gizlenmistir. "Allah" yaraticinin zatinin ismi olup has (özel) ismidir. Allah Teala enerjiyi yaratmistir, fakat kendisi için "total enerji" denemez. Modern fizigin son izahlarina göre "madde yogunlasmis enerjidir." Yaratici için "enerjidir" dendigi anda yaraticilik maddeye verilmis olur ki, materyalist felsefenin izahlari kabullenilmis demektir. Nitekim "doga, evren" tanimlamalari da bizi ayni sonuca götürmektedir.
b) Yazara göre bir düsünün ve inancin kabul edilebilir olmasi için su bilimsel eylemlerden geçmesi gerekir:
Gözlem, inceleme, deneme, yineleme, sonucu anlatma, tartisma, elestirme ve yasalarinin bulunmasi. Buna göre diyebiliriz ki;
Yaratici eger bu kistatslardan geçiyorsa, ona zaten yaratici denmez. Çünkü yarattiklari için geçerli metodlar kendisine de tatbik edilmistir.
Sonuçta sunu diyebiliriz: Dr. Selami Isindag, müslümanlarin anladigi manada degil de batil felsefelerin ileri sürdügü anlamda, yaraticiligi süpheli bir kavarami örtülü olarak ileri sürmektedir.
Yukaridaki sonuçlari ispatlayici mahiyetteki fikirlere Selami Isindag'in baska bir eserinde, daha net sekliyle rastlamaktayiz.
"Masonluk Allah telakkisine olan inanç, bütün kainata ait külli bir kudret seklindedir. Bundan dolayi Allah, masonlukta alemin, kainatin Ulu Mimaridir. Buna tabiat da denebilir.
Otuzuncu Derece Rituelinin Tetkiki. (Türk Mason Dergisi Gerçek Aeropaji) Dr. Selami Isindag Gün Matbaasi 1966 Sf: 41
Masonluk, Allah yani Kainatin Ulu Mimari inancinda çok akli ve ilmidir. Çünkü daha evvel zikredilen Allah tavsiflerinin götürecegi bedihi istikametten de anlasilacagi gibi, yirmi dokuzuncu derecede Allah, tabiat kuvveti ve hakiki kemalden dogan "mutlak ilim" olarak gösterilmistir. Yani Allah fikrinde, biri tabiat kuvveti digeri hakiki kemal olmak üzere iki unsur kabul edilmistir. Bu takdirde Allah'in herseyi meydana getiren ve kainati ihata eden "Enerji" oldugu tahakkuk etmistir.
Meselenin MADDE çerçevesinde mütalaa edildigi burada daha sarih bir sekilde görülmekte. "Kainatin Ulu Mimari" tabiat kuvvetlerini yaratan degil, aksine bu kuvvetlerden mütesekkil bir güç olarak izah edilmektedir. Bu durumda yaraticiligin (herseyin ilk sebebi olma da diyebiliriz) maddeye verildigi, bunun tabii sonucu olarak Allah (c.c.)a "tabiat" veya "enerji" dendigini görüyoruz. Bu batil inancin materyalist felsefenin kamufle edilmis sekli oldugu söylenebilir.
Masonlarin bu inanç paralelinde, materyalizm bir diger tezini de savunduklarini müsahade ediyoruz: Maddenin ezeli ve ebedi (bassiz sonsuz) oldugu iddiasi.
Ezeli ve Ebedi Maddenin Doğurduğu "Ulu Mimar"
"Allah mefhumunu saf ilim ve akil yolunda alan Masonluk, dinlerin malik olamlari icabeden vasiflari hakkinda da, buna uygun bir görüs tarzina sahiptir. Filhakika mevcut dinlerin hepsine saygi göstermekle beraber, onlarin esas prensiplerinden biri olan "ruhun ölmezligi" inancini, reddetmis. Daha birinci derecesine, herseyin maddeden dogdugunu ve maddeye avdet ettigini, bizden kalacak yegane seyin hakiki mahiyetimiz ve olgunlugumuzun hatirasi oldugunu söylemesi bunun delilidir."
Otuzuncu Derece Rituelinin Tetkiki. (Türk Mason Dergisi Gerçek Aeropaji) Dr. Selami Isindag Gün Matbaasi 1966 Sf.54Masonlarin bu inanç paralelinde, materyalizm bir diger tezini de savunduklarini müsahade ediyoruz: Maddenin ezeli ve ebedi (bassiz sonsuz) oldugu iddiasi.
Ezeli ve Ebedi Maddenin Doğurduğu "Ulu Mimar"
"Allah mefhumunu saf ilim ve akil yolunda alan Masonluk, dinlerin malik olamlari icabeden vasiflari hakkinda da, buna uygun bir görüs tarzina sahiptir. Filhakika mevcut dinlerin hepsine saygi göstermekle beraber, onlarin esas prensiplerinden biri olan "ruhun ölmezligi" inancini, reddetmis. Daha birinci derecesine, herseyin maddeden dogdugunu ve maddeye avdet ettigini, bizden kalacak yegane seyin hakiki mahiyetimiz ve olgunlugumuzun hatirasi oldugunu söylemesi bunun delilidir."
Masonluga yeni girmis bir sahsin dini görüslerinin daha 1. Dereceden itibaren nasil tashih edilmeye baslandigini görüyoruz. Dine saygi görünüste devam etmekte fakat materyalist egitime de hemen geçilmektedir.
Çünkü Masonluk; evrenin ulu mimari mefhumunu, mutlak bilgi, Kemalin son asamasi ve total enerji olarak telakki etmistir. Evrende bulunan herseyin belirli ve ayni atomlardan olustugu ve bunun toplam olarak total enerjiyi meydana getirdigini, gerçekte kaybolusun olmadigini, ancak degisme ve atomlarin dolasimindan söz edilebilecegini ileri sürmekle çagdas bilimsel gerçeklere dayanmistir. Bu gerçekleri kendine prensip, doktrin, ögreti ve iman olarak almistir.
Mason dergisi, Sayi:82/5-1971 Sf:20Çünkü Masonluk; evrenin ulu mimari mefhumunu, mutlak bilgi, Kemalin son asamasi ve total enerji olarak telakki etmistir. Evrende bulunan herseyin belirli ve ayni atomlardan olustugu ve bunun toplam olarak total enerjiyi meydana getirdigini, gerçekte kaybolusun olmadigini, ancak degisme ve atomlarin dolasimindan söz edilebilecegini ileri sürmekle çagdas bilimsel gerçeklere dayanmistir. Bu gerçekleri kendine prensip, doktrin, ögreti ve iman olarak almistir.
Maddenin ezeli ve ebedi olmadigi, bir baslangicinin ve sonunun oldugu bütün bilim adamlarinca kabul edilmektedir. "Madde Ezeli Degildir" Bölümünde bu konu izah edilmistir.
"Masonluk madde ve kudretin tahaffuzu nazariyesini, kudretin kayip olmayip ancak tehavvül ettigini ve her hadisei hayatiyetinin bir devir oldugunu, Kudertin madde gibi ezeli ve ebedi oldugunu kabul etmis;..
Büyük Sark Ikinci Kanun, Subat 1934 No:14 Sf.21"Masonluk madde ve kudretin tahaffuzu nazariyesini, kudretin kayip olmayip ancak tehavvül ettigini ve her hadisei hayatiyetinin bir devir oldugunu, Kudertin madde gibi ezeli ve ebedi oldugunu kabul etmis;..
Sürekli olarak Allah'tan (c.c.) bahseden masonluk, aslinda materyalisttirler. Allah'in varligina inanmazlar. Bu aldatıcı felsefeyi benimseyen masonlar, materyalistlerle ayni görüsleri paylasirlar.
"Materyalizm dünyanin ezeli ve ebediligini (öncesiz sonrasizligini), Tanri tarafindan yaratilmis olmadigini ve de zaman ve mekanda sonsuzlugunu kabul eder."
Materyalist Felsefe Sözlügü Sosyal Yayinlar Sf:326"Materyalizm dünyanin ezeli ve ebediligini (öncesiz sonrasizligini), Tanri tarafindan yaratilmis olmadigini ve de zaman ve mekanda sonsuzlugunu kabul eder."
"Maddeye dialektik materyalizm tarafindan izafe edilen özelliklerden bir baskasida onun zaman ve mekan içindeki sonsuzlugudur. Bu düsünceye dialektik materyalizmin tam manasiyla bir mevzuasi (kabul edilmis esasi)demek yerindedir."
Marksist ideolojinin yayginlasmasinda önemli bir yeri olan George Plitzer ise bu hususu söyle dile getirmekte:
"Iste felsefenin temel sorunu budur.
Böyle bir sorunun, soruyu ne sekilde sorarsak soralim, ancak mümkün iki yaniti olabilir.
Ya madde (varlik, doga) basi sonu olmayan, sonsuz ilk'tir,
- ve ruh (düsünce , bilinç) bundan türemistir.
Ya da ruh (düsünce, bilinç) basi sonu olmayan, sonsuz ilk'tir, - ve madde (varlik, doga) bundan türemistir.
Iste birinci yanit, felsefi materyalizmin temelini olusturur.
Felsefenin Tmel Ilkeleri George Politzer Sol Yayinlari Sf:168"Iste felsefenin temel sorunu budur.
Böyle bir sorunun, soruyu ne sekilde sorarsak soralim, ancak mümkün iki yaniti olabilir.
Ya madde (varlik, doga) basi sonu olmayan, sonsuz ilk'tir,
- ve ruh (düsünce , bilinç) bundan türemistir.
Ya da ruh (düsünce, bilinç) basi sonu olmayan, sonsuz ilk'tir, - ve madde (varlik, doga) bundan türemistir.
Iste birinci yanit, felsefi materyalizmin temelini olusturur.
"Kainatin Ulu Mimari" Tabirini Ortaya Atmaktaki Gayeleri
Tahmin edilecegi gibi, masonlarin açik bir sekilde Allah'i reddetmeleri tepkilere yol açacak ve yayilmak istedikleri çevrelerden soyutlanmalarina sebep olabilecektir. Bu durumda, kendi tabirleri ile "formüller" ortaya atarak itikada dayali Allah inancini dolayli yoldan reddetmek, masonik çalismalar açisindan daha verimli olmaktadir.
Asil maksatlarinin bir kavram kargasasi meydana getirmek oldugu söylenebilir. Dergileinde bu hususu ispatlar mahiyetteki ifadelere rastlamak mümkündür:
"Sizler Allah'I, kader, tabiat, kanun, kuvvet gibi zeka ve ruhunuzun temayülüne, inanç ve idrakiniza göre herhangi bir isimle adlandirabilirsiniz"
Mimar Sinan 1982- S: 45 Sf:34Tahmin edilecegi gibi, masonlarin açik bir sekilde Allah'i reddetmeleri tepkilere yol açacak ve yayilmak istedikleri çevrelerden soyutlanmalarina sebep olabilecektir. Bu durumda, kendi tabirleri ile "formüller" ortaya atarak itikada dayali Allah inancini dolayli yoldan reddetmek, masonik çalismalar açisindan daha verimli olmaktadir.
Asil maksatlarinin bir kavram kargasasi meydana getirmek oldugu söylenebilir. Dergileinde bu hususu ispatlar mahiyetteki ifadelere rastlamak mümkündür:
"Sizler Allah'I, kader, tabiat, kanun, kuvvet gibi zeka ve ruhunuzun temayülüne, inanç ve idrakiniza göre herhangi bir isimle adlandirabilirsiniz"
"Allah tabiri yerine 'yaratici bir prensip' tabirini ikame ederek herkesin diledigi sekilde izah ve tefsir edebilecegi "Ka.·. U.·. M.·.'rı formülü etrafinda toplanmislardir."
YARADILISI REDDETMELERI VE EVRİM İNANCI:
Bilimsel hiç bir özelligi olmadigi halde kamuoyunda halen tartismalara neden olan Evrim Teorisi Türkiye'ye ilk defa Masonlar tarafindan sokulmus ve bilimsel bir görünüm verilerek Din aleyhinde kullanilmaya baslanmistir. Konu ile ilgili Mimar Sinan Dergisinin izahi su sekildedir:
"Bizde de Osmanli Imparatorlugu sinirlari içinde Ahmet Mithat Efendi'nin 1873 yilinda kendi çikardigi "Dagarcik" dergisinde "Dünyada Insan Zuhuru" adli kisa makalede Lamarck'in "Dönüsüm" teorisine dayanarak insanin maymundan türedigini bildirmesi üzerine Istanbul din bilginlerinin tepkisine yol açti."
Mimar Sinan Dergisi Sayi:39, Sf:38Bilimsel hiç bir özelligi olmadigi halde kamuoyunda halen tartismalara neden olan Evrim Teorisi Türkiye'ye ilk defa Masonlar tarafindan sokulmus ve bilimsel bir görünüm verilerek Din aleyhinde kullanilmaya baslanmistir. Konu ile ilgili Mimar Sinan Dergisinin izahi su sekildedir:
"Bizde de Osmanli Imparatorlugu sinirlari içinde Ahmet Mithat Efendi'nin 1873 yilinda kendi çikardigi "Dagarcik" dergisinde "Dünyada Insan Zuhuru" adli kisa makalede Lamarck'in "Dönüsüm" teorisine dayanarak insanin maymundan türedigini bildirmesi üzerine Istanbul din bilginlerinin tepkisine yol açti."
Masonlar Evrim teorisini kabulle yetinmeyip, bunu topluma da yayma ve benimsetmenin en büyük görevlerinden biri oldugunu söyle ifade etmektedirler.
"Hepimize düsen en büyük insancil ve Masonik görev, olumlu bilim ve akildan ayrilmamak bunun "Evrimde en iyi ve tek yol oldugunu benimseyerek, bu inancimizi inasnlar arasinda yaymak halki olumlu bilimlerle yetistirmektir."
Türk Mason Dergisi Sayi:25-26 Mart 1977, Sf:59"Hepimize düsen en büyük insancil ve Masonik görev, olumlu bilim ve akildan ayrilmamak bunun "Evrimde en iyi ve tek yol oldugunu benimseyerek, bu inancimizi inasnlar arasinda yaymak halki olumlu bilimlerle yetistirmektir."
19. yüzyilda en sistemli seklini, DARWIN'in teorisiyle bulan Evrim düsüncesini günümüzde hala bir teori olma vasfini korumaktadir. Darwin'in ileri sürdügü sekliyle kabulünün imkansizligi anlasilinca birçok revizyona maruz kalan evrim teorisi, aleyhindeki bütün ilmi verilere ragmen bir Kanun gibi takdim edilmektedir.
Diger bahislerde de görülecegi gibi masonlar, yaratilis mevzuunda Kur'an ayetlerini cephe almislar, körü körüne baglandikalri evrim teorisini kanun gibi ielri sürmüslerdir. Geçersizligi artik ilmen kesinlikle anlasilmis olan hususlari, teorinin lehinde deliller olarak ileri sürebilmislerdir.
Masonlarin evrimi savunan izahlari çok afzladir. Bu sebeple meseleye degisik yönleri ile ortay koyan izahlaradn bir kaç örnek vermekle yetinilmistir.
(Evrim ile ilgili bilimsel cevaplar EVRIM TEORISI ve GERÇEKLER bölümümde verilecektir.)
Teoriyi Kanun Gibi Takdim Gayretleri:
"HAYATI OLUSUN VE TEKAMÜL GERÇEKLERININ TEMEL KANUNU:
.... Bu görüse göre Lamarck ve Darwin Jeoloji, Paleontoloji, Embriyoloji, Anatomi ve belgelere dayanarak ispat ettiler ki, bütün canli varliklar bir hücreden baslayarak en az yüzmilyon yil süren bir zaman içinde Lamarck'a göre ortama uyarlik ve kalitim; Darwin'e göre de hayat mücadelesi ve istifa ile morfolojik ve fizyolojik bir sürü tekamül basamaklarini asa asa, kaliptan kaliba geçe geçe bugünkü varliklar türeyip gelmistir."
Mimar Sinan Mart 1968 S: 5 Sf:26Diger bahislerde de görülecegi gibi masonlar, yaratilis mevzuunda Kur'an ayetlerini cephe almislar, körü körüne baglandikalri evrim teorisini kanun gibi ielri sürmüslerdir. Geçersizligi artik ilmen kesinlikle anlasilmis olan hususlari, teorinin lehinde deliller olarak ileri sürebilmislerdir.
Masonlarin evrimi savunan izahlari çok afzladir. Bu sebeple meseleye degisik yönleri ile ortay koyan izahlaradn bir kaç örnek vermekle yetinilmistir.
(Evrim ile ilgili bilimsel cevaplar EVRIM TEORISI ve GERÇEKLER bölümümde verilecektir.)
Teoriyi Kanun Gibi Takdim Gayretleri:
"HAYATI OLUSUN VE TEKAMÜL GERÇEKLERININ TEMEL KANUNU:
.... Bu görüse göre Lamarck ve Darwin Jeoloji, Paleontoloji, Embriyoloji, Anatomi ve belgelere dayanarak ispat ettiler ki, bütün canli varliklar bir hücreden baslayarak en az yüzmilyon yil süren bir zaman içinde Lamarck'a göre ortama uyarlik ve kalitim; Darwin'e göre de hayat mücadelesi ve istifa ile morfolojik ve fizyolojik bir sürü tekamül basamaklarini asa asa, kaliptan kaliba geçe geçe bugünkü varliklar türeyip gelmistir."
Modern biyoloji, biomatematik, genetik, paleontoloji, antropoloji vs. bilim dallarindaki son gelismeler Darwin ve Lamarck'in görüslerinin geçersiz oldugunu göstermistir. Evrim teorisinin bir ilim degil, inanç sistemi oldugunu, evrimci Mattews söyle ifade etmektedir.
"Evrim düsüncesi Biyoloji'nin bel kemigini teskil eder. Böylece biyoloji yaratilis hususunda özel bir pozisyonu olan ve ispatlanmamis bir teori üzerine bina edilen bir ilimdir. Bu evrim teorisi bir ilim midir, yoksa bir inanç sistemi midir? Bu haliyle evrim teorisi bir ianaç sistemidir. Çünkü delillere degil, kabullere dayanmaktadir.
INTRODUCTION TO THE ORIGIN OF SPECIES L. Harriosn Mattews 1971, XI"Evrim düsüncesi Biyoloji'nin bel kemigini teskil eder. Böylece biyoloji yaratilis hususunda özel bir pozisyonu olan ve ispatlanmamis bir teori üzerine bina edilen bir ilimdir. Bu evrim teorisi bir ilim midir, yoksa bir inanç sistemi midir? Bu haliyle evrim teorisi bir ianaç sistemidir. Çünkü delillere degil, kabullere dayanmaktadir.
Dine Karsı Darwinizm
Hz. Adem aleyhisselamin yaratildigina dair bir ayeti kerimede söyle buyrulmaktadir.
"Ey Insanlar, sizleri bir tek sahistan (Hz. Adem'den) yaratan, o sahistan da esini (Havva'yi) vücuda getiren, ikisinden birçok erkeklerle kadinlar üreten Rabbinizden korkun ve günah yapmaktan sakinin." (Nisa Suresi:1)
Masonlarin görüsü ise su sekildedir:
"Bugün, artik en uygar ülkelerden, en geri kalmislarina kadar tek geçerli bilimsel Kuram Darwin'in ve onun yolunu izleyenlerinkidir. Ama kilisede batmadi, diger dinlerde. Yine dinsel ögreti olarak kutsal kitaplardaki Adem ile Havva efsanesi ögretiliyor"
Mimar Sinan 1980, S: 38 Sf:18Hz. Adem aleyhisselamin yaratildigina dair bir ayeti kerimede söyle buyrulmaktadir.
"Ey Insanlar, sizleri bir tek sahistan (Hz. Adem'den) yaratan, o sahistan da esini (Havva'yi) vücuda getiren, ikisinden birçok erkeklerle kadinlar üreten Rabbinizden korkun ve günah yapmaktan sakinin." (Nisa Suresi:1)
Masonlarin görüsü ise su sekildedir:
"Bugün, artik en uygar ülkelerden, en geri kalmislarina kadar tek geçerli bilimsel Kuram Darwin'in ve onun yolunu izleyenlerinkidir. Ama kilisede batmadi, diger dinlerde. Yine dinsel ögreti olarak kutsal kitaplardaki Adem ile Havva efsanesi ögretiliyor"
Darwin'in evrim (tekamül) kurami (nazariyesi) dogada olusan pek çok olayin Tanri isi olmadigini gösterdi.
Materyalistler ise teori hakkindaki düsüncelerini masonlarinkinden daha cesur bir sekilde belirtmislerdir.
"Darwin Evrim Teorisi, tabiata iliskin idealist görüslere öldürücü darbe indirmis ve Dialektik Materyalist görüsün temeli olmustur."
"Materyalist Felsefe Sözlügü Sosyal Yayinlari Sf:149"Darwin Evrim Teorisi, tabiata iliskin idealist görüslere öldürücü darbe indirmis ve Dialektik Materyalist görüsün temeli olmustur."
"Darwinizm, Marksist felsefeyi destekleyen, gerçekligini kanitlayan ve gelistiren bir dizi gerçegi takdim etti. Darwinist evrimci fikirlerin yayilmasi, toplumda bir bütün olarak Marksist düsüncelerin emekçi halk tarafindan kavranilmasi için elverisli zemin yaratti... Marks, Engels ve Lenin, Darwin'in düsüncelerine büyük deger verdiler ve bunlarin tasidigi büyük bilimsel öeneme isaret ettiler, böylelikle bu düsüncelerin yayginlasmasina hiz kazandirdilar."
Dine Karsı Darwinizm
Masonlarin evrim teorisi ile ilgili yazilarini incelerken bir nokta dikkatimizi çekmektedir. Her vesileyle "olumlu bilim" den bahseden bir tip doktoru, nasil olupda sahteligi kitabinin basim tarihinden 13 sene önce anlasilan bir kafatasini evrime bilimsel bir delil olarak gösterilebilmektedir. Gerçekte bilimselligi kendilerine prensip edindikleriniiddia eden masonlar kafatasi sahtekarligi yapan C. Dawson ile ayni sahtekarligi paylasmaktadirlar.
Dr. Selami Isindag sunlari söylemektedir:
"Arastirmalara göre, XIX. Asrin sonlari ile XX. Asrin baslarinda Ingiltere'nin Sussax Kontlugunda ve Piltdown bölgesinde bulunan iskeletler, insan ile maymun arasinda bir taslak mevcuda aittir. Bu taslaga, iki ayak üzerinde yürüdügünden (Ayakta duran insan maymun-Pitocantrus erektus) ismi verilmistir. Yani evvela yüksek maymunlar, sonra da Tantativ Men ve sonrada insan, gelmis gibi görülmektedir."
Otuzuncu Derece Ritüelinin Tetkiki Dr. Selami Isindag 1966, Sf:34Masonlarin evrim teorisi ile ilgili yazilarini incelerken bir nokta dikkatimizi çekmektedir. Her vesileyle "olumlu bilim" den bahseden bir tip doktoru, nasil olupda sahteligi kitabinin basim tarihinden 13 sene önce anlasilan bir kafatasini evrime bilimsel bir delil olarak gösterilebilmektedir. Gerçekte bilimselligi kendilerine prensip edindikleriniiddia eden masonlar kafatasi sahtekarligi yapan C. Dawson ile ayni sahtekarligi paylasmaktadirlar.
Dr. Selami Isindag sunlari söylemektedir:
"Arastirmalara göre, XIX. Asrin sonlari ile XX. Asrin baslarinda Ingiltere'nin Sussax Kontlugunda ve Piltdown bölgesinde bulunan iskeletler, insan ile maymun arasinda bir taslak mevcuda aittir. Bu taslaga, iki ayak üzerinde yürüdügünden (Ayakta duran insan maymun-Pitocantrus erektus) ismi verilmistir. Yani evvela yüksek maymunlar, sonra da Tantativ Men ve sonrada insan, gelmis gibi görülmektedir."
1912 de sansasyonel bir haber olarak ilim dünyasina takdim edilen Piltdown admi'nin profesyonel bir sahtekarlik mahsülü oldugu ancak 41 sene sonra, 1953 Kasim'inda anlasildi: Meydan Larousse'un Piltdown bahsinde söyle denmektedir:
Nihayet filuor metoduna dayanilarak yapilan son kronolojik arastirmalar kafatasinin ancak birkaç bin yillik oldugunu ortaya çikardi. Orangutana ait çene kemigindeki dislerin ise suni olarak asindirildigi, fosillerin yaninda bulunan ilkel araçlarin, çelik aletlerle yontulmus adi birer taklit oldugu anlasildi. Bu sahtekarligi yapan muhtemelen Dawson'dur".
Meydan Larousse Cilt 10 Sf:133Nihayet filuor metoduna dayanilarak yapilan son kronolojik arastirmalar kafatasinin ancak birkaç bin yillik oldugunu ortaya çikardi. Orangutana ait çene kemigindeki dislerin ise suni olarak asindirildigi, fosillerin yaninda bulunan ilkel araçlarin, çelik aletlerle yontulmus adi birer taklit oldugu anlasildi. Bu sahtekarligi yapan muhtemelen Dawson'dur".
Diyalektik Materyalizme Olan Sadakatları
Diger hususlarda oldugu gibi, toplumun evrimi izahinda da materyalist izahlarla masonik izahlar arasinda tam bir paralelelik göze çarpmaktadir. Marksist Felsefe'nin Kurucularindan Engels ile bir masonun asagidaki izahlarini birbirinden ayirt etmek imkansiz;
"Bilinç, toplumsal bir üründür ve dil'e simsiki bagimlidir. Dil olmaksizin bilinç de olmaz. Çünkü dil baskalari için gerçeklesen partik bilinçtir. Ön ayaklarin ellesmesi ve ellerin emekte kullanilmasiyla baslayan insanlasma, zorunlu toplumsallasma olgusundan geçerek, Dil-Bilinç olgusunu meydana getirmistir."
Mimar Sinan 1982, S: 44 Sf:54Diger hususlarda oldugu gibi, toplumun evrimi izahinda da materyalist izahlarla masonik izahlar arasinda tam bir paralelelik göze çarpmaktadir. Marksist Felsefe'nin Kurucularindan Engels ile bir masonun asagidaki izahlarini birbirinden ayirt etmek imkansiz;
"Bilinç, toplumsal bir üründür ve dil'e simsiki bagimlidir. Dil olmaksizin bilinç de olmaz. Çünkü dil baskalari için gerçeklesen partik bilinçtir. Ön ayaklarin ellesmesi ve ellerin emekte kullanilmasiyla baslayan insanlasma, zorunlu toplumsallasma olgusundan geçerek, Dil-Bilinç olgusunu meydana getirmistir."
Engels'de kitabinin "Maymundan Insana Geçiste Emegin Rolü" adli bölümünde sunlari söylemekte:
"Doga üzerindeki egemenlik, elin gelismesiyle, emek ile basladi ve her yeni ilerleme de, insanoglunun ufkunu genisletti... Önce emek, sonra onunla birlikte dil, bir maymunun beynini etkileyen ve en öenmli iki dürtü bunlardir."
Doganin Dialektigi Friedrich Engels Sol Yayinlari Sf:220,221"Doga üzerindeki egemenlik, elin gelismesiyle, emek ile basladi ve her yeni ilerleme de, insanoglunun ufkunu genisletti... Önce emek, sonra onunla birlikte dil, bir maymunun beynini etkileyen ve en öenmli iki dürtü bunlardir."
DİNLERİN EVRİM GEÇİRDİĞİ İNANCI:
Masonlar, insanin biyolojik evrimine inandiklari gibi, dinlerin de toplumla beraber evrimlestigine inanirlar. Bu inançlarina göre, ilkel insanlar (!) sebebini bilmedikleri tabiat olaylari karsisinda bu güçleri ilahlastirmis, belli nesnelere ilahlik isnad etmislerdir. Zamanla ilah mefhumu soyutlasmis ve ialhlar da bire inmistir. Masonlar tarihi bir seyir içinde gerçeklestigini zannettikleri dinler hakkinda ki bu tür bir inanisi kabul ederler. "Biz bütün dinlere inaniyoruz" derlerken, aslinda onlari bu çerçeve içinde, reddedilmez bir sosyolojik gerçek olarak kabul ettiklerini ifade etmektedirler. Oysa gerçekte, ilk insandan itibaren var olan, insanin kendi uydurmasi olmayip, vahiyle sabit tevhit akidesinin varligi reddetmeleri, birçok masonun Islam dinini kabul etmedigini bu yönden de ortaya koymaktadir. Bütün peygamberlerin tevhid inanci getirdiklerine delil bir ayeti kerimede söyle buyurulmaktadir:
"Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki, ona söyle vahy etmis olmiyalim: "Gerçek su ki, benden baska ilah yoktur. Onun için bana ibadet edin." (Enbiya Suresi, 25)
Materyalist tarih analayisinda ise Insanin Evrimi Kabulune Bagli Olarak dinin evrimi savunulmaktadir.
"Dinin belirleyici temel karakteristigi, tabiatüstü'ne inançtir. Marksizim, Din'i, sosyal bakimdan sartlandirilmis, geçici bir fenomen olarak görür. Uzun bir tarihsel dönem boyunca, insanlar din nedir bilmiyorlardi. Din, Ilkel Komün sistemi'nin gelismesinin belirli bir evresinde, kavranilmayan bazi tabiat güçleri önünde insanin güçsüzlügünün bir yansisi olarak vücüt bulmustur."
Materyalist Felsefe sözlügü Din Bahsi Sosyal Yayinlar Sf:112Masonlar, insanin biyolojik evrimine inandiklari gibi, dinlerin de toplumla beraber evrimlestigine inanirlar. Bu inançlarina göre, ilkel insanlar (!) sebebini bilmedikleri tabiat olaylari karsisinda bu güçleri ilahlastirmis, belli nesnelere ilahlik isnad etmislerdir. Zamanla ilah mefhumu soyutlasmis ve ialhlar da bire inmistir. Masonlar tarihi bir seyir içinde gerçeklestigini zannettikleri dinler hakkinda ki bu tür bir inanisi kabul ederler. "Biz bütün dinlere inaniyoruz" derlerken, aslinda onlari bu çerçeve içinde, reddedilmez bir sosyolojik gerçek olarak kabul ettiklerini ifade etmektedirler. Oysa gerçekte, ilk insandan itibaren var olan, insanin kendi uydurmasi olmayip, vahiyle sabit tevhit akidesinin varligi reddetmeleri, birçok masonun Islam dinini kabul etmedigini bu yönden de ortaya koymaktadir. Bütün peygamberlerin tevhid inanci getirdiklerine delil bir ayeti kerimede söyle buyurulmaktadir:
"Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki, ona söyle vahy etmis olmiyalim: "Gerçek su ki, benden baska ilah yoktur. Onun için bana ibadet edin." (Enbiya Suresi, 25)
Materyalist tarih analayisinda ise Insanin Evrimi Kabulune Bagli Olarak dinin evrimi savunulmaktadir.
"Dinin belirleyici temel karakteristigi, tabiatüstü'ne inançtir. Marksizim, Din'i, sosyal bakimdan sartlandirilmis, geçici bir fenomen olarak görür. Uzun bir tarihsel dönem boyunca, insanlar din nedir bilmiyorlardi. Din, Ilkel Komün sistemi'nin gelismesinin belirli bir evresinde, kavranilmayan bazi tabiat güçleri önünde insanin güçsüzlügünün bir yansisi olarak vücüt bulmustur."
Masonlar ise, dinlerin gecirdigi evrim sonucu insanlarin tek ilah fikrine nasil vardiklarini (!) söyle anlatmaktadir.
"Din: Ilkel insanlar, doga olaylarinin gücüne ve büyüklügüne bakarak doga üstü güce inanmis ve böylece ilkel dinler olmustur.
Türk Mason Dergisi Ocak 1951 S: 1 Sf: 8"Din: Ilkel insanlar, doga olaylarinin gücüne ve büyüklügüne bakarak doga üstü güce inanmis ve böylece ilkel dinler olmustur.
Görülüyor ki, Goril tipi Cava adamindan ve bir milyon yildan beri inanç akimi süreci bakimindan gele gele tek Tanri kavramina ulasmis bulunmaktayiz."
Bu hususta Cumhuriyet gazetesi ile masonlarin tam bir dayanisma içinde olduklarini görmekteyiz. Cumhuriyet gazetesi kurucusu Yunus Nadi'nin de mason oldugunu hatirlatmakta fayda görüyoruz.(Bkz. Mason Gazeteciler Bölümü)
Masonluk ve Din-2
VAHYİN ve PEYGAMBERLİĞİN İNKARI
Isa, prensiplerini, bütün yukarda belirtilen fikirlerin kayanasarak yasadigi Güney Dogu Anadaolu ile Mezopotamya bölgesinden derlemedi mi? Muhammed Islamiyetin esaslarini ayni bölgeden ilham alarak tespit etmedi mi?"
Mimar Sinan Dergisi Yil:4 S: 19 Sf:19Masonluk ve Din-2
VAHYİN ve PEYGAMBERLİĞİN İNKARI
Isa, prensiplerini, bütün yukarda belirtilen fikirlerin kayanasarak yasadigi Güney Dogu Anadaolu ile Mezopotamya bölgesinden derlemedi mi? Muhammed Islamiyetin esaslarini ayni bölgeden ilham alarak tespit etmedi mi?"
Bu izahdan, masonlarin, Islamin esaslarinin vahiy kökenli degil de çok zeki bir zatin bölge meselerinden ilham alarak getirdigi prensipler oldugunu ileri sürdükleri görülüyor. Bir baska yerde ise söyle denmekte:
"Incil'de açiklanan hakikatlarin devaminda kalmayi seçen, Islamin Peygamberi, Kur'an'in 'Kitaba Inanlar' diye tanimladigi kimselerle hosgörülük, dürüstlük ve hatta dostluk münasebetleri kurmaya çalismistir"
Mimar Sinan 1977 S: 25 Sf:48"Incil'de açiklanan hakikatlarin devaminda kalmayi seçen, Islamin Peygamberi, Kur'an'in 'Kitaba Inanlar' diye tanimladigi kimselerle hosgörülük, dürüstlük ve hatta dostluk münasebetleri kurmaya çalismistir"
Peygamberler hakikatleri Allah cellecelaluhu'dan alirlar. Oysa masonlar Peygamber Efendimiz aleyhisselam'in Incil'den ilham aldigini ve istedigi hakikati oradan seçip Kur'ani yazdigini ileri sürmekteler.
Üstad masonlardan Cemil Sena bu tür iddialari ispatlamak için sayfalarca yazdiktan sonra adeta kendince müslümanlari teselli mahiyetinde sunlari söylemekte:
"Bu itibarla Hz. Muhammed'in yüce mistik dehasinin gerçeklendirdigi büyük dinsel ve uygarsal devrimin kaynagi Tanrisal olmasa bile, onun kutsal büyüklügü asla küçülmez."
Hz. Muhammed'in Felsefesi Cemil Sena Remzi Kitabevi Sf:44Üstad masonlardan Cemil Sena bu tür iddialari ispatlamak için sayfalarca yazdiktan sonra adeta kendince müslümanlari teselli mahiyetinde sunlari söylemekte:
"Bu itibarla Hz. Muhammed'in yüce mistik dehasinin gerçeklendirdigi büyük dinsel ve uygarsal devrimin kaynagi Tanrisal olmasa bile, onun kutsal büyüklügü asla küçülmez."
AYETLERI AÇIKÇA YALANLAMALARI:
Bu husuta bir örnek vermekle yetinecegiz. Kur'ani Keim'i iftira ederek bir insan sözü olarak kabul eden masonlar, asagida görülecegi gibi, Allah'ın açık hükümlerini sözde yerel bir kültürün etkisiyle ortaya çıkmış kurallar gibi göstermeye çalışmaktadırlar.
Domuz etinin haram oldugunu bildiren ayeti kerimelerden birinde söyle buyrulmaktadir:
"(Ey Resulüm) de ki: - Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyecegi arasinda, dedigimiz gibi haram edilmis bir sey bulmuyorum. Yalniz haram olarak sunlar vardir: Ölü, yahut akitilan kandan, yahut domuz eti ki, o süphesiz bir pistir, yahut Allah'dan baskasinin adina bir fisk olarak bogazlanan. Bununla beraber her kim bunlarda da çaresiz kalirsa, tecavüz etmememek ve zaruret miktarini asmamak üzere yiyebilir." (Enam Suresi, 145)
Masonlar ise su sekilde düsünmektedirler:
"Kybele'nin Bir de kocasi vardi ve o da Tanrilar'dandi. Adi; Anis, Adon, Adonay veya Adonis idi. Bitkisel hayatin mevsimlere göre canlanip ölmesini yönetirdi. Her ilkbaharda dogar, kis baslarinda ölürdü. Suriye toplumlarindaki inanca göre, Anis'i bir yabani domuz öldürdü. Iste "Sami" irklarda domuz eti yemenin haram telakki edilmesi, Anis'i öldüren domuza karsi duyulan kin ve nefretten kalmis ve Islam dinine kadar gelebilmistir."
Mason Dergisi S: 82/5 Sf:12Bu husuta bir örnek vermekle yetinecegiz. Kur'ani Keim'i iftira ederek bir insan sözü olarak kabul eden masonlar, asagida görülecegi gibi, Allah'ın açık hükümlerini sözde yerel bir kültürün etkisiyle ortaya çıkmış kurallar gibi göstermeye çalışmaktadırlar.
Domuz etinin haram oldugunu bildiren ayeti kerimelerden birinde söyle buyrulmaktadir:
"(Ey Resulüm) de ki: - Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyecegi arasinda, dedigimiz gibi haram edilmis bir sey bulmuyorum. Yalniz haram olarak sunlar vardir: Ölü, yahut akitilan kandan, yahut domuz eti ki, o süphesiz bir pistir, yahut Allah'dan baskasinin adina bir fisk olarak bogazlanan. Bununla beraber her kim bunlarda da çaresiz kalirsa, tecavüz etmememek ve zaruret miktarini asmamak üzere yiyebilir." (Enam Suresi, 145)
Masonlar ise su sekilde düsünmektedirler:
"Kybele'nin Bir de kocasi vardi ve o da Tanrilar'dandi. Adi; Anis, Adon, Adonay veya Adonis idi. Bitkisel hayatin mevsimlere göre canlanip ölmesini yönetirdi. Her ilkbaharda dogar, kis baslarinda ölürdü. Suriye toplumlarindaki inanca göre, Anis'i bir yabani domuz öldürdü. Iste "Sami" irklarda domuz eti yemenin haram telakki edilmesi, Anis'i öldüren domuza karsi duyulan kin ve nefretten kalmis ve Islam dinine kadar gelebilmistir."
Bu iddianın asılsız ve saçma olduğu çok aşikardır. Kuran"ı Kerim'de, o dönemin toplumlarında yerleşik olan pek çok yanlış inanç, gelenek, adet ve uygulama ortadan kaldırılmış, yerine hep Allah'ın insanlar için seçtiği güzel ahlak ve hak din hükümleri getirilmiştir. Gerçek bu iken Kuran ile dönemin kültürleri arasında ilişki kurmaya çalışmak, sadece artniyetin ve cehaletin bir sonucu olabilir.
Bu bölümle ilgili son sözü Kur'an-i Kerim'e birakiyoruz:
"Yoksa, Kur'ani kendisi mi uyduru mu, diyor müsrikler? O halde söyle de: - Haydi onun gibi uydurma on sure getirin ve bunun için, Allah'dan baska gücünüzün yettiginide çagirin. Eger dogru söylüyorsaniz, bunu yaparsiniz." (Hud Suresi, 13)
"(Resulüm), simdi seni tekzip ettilerse (yalanladilarsa), senden önce o açik mucizeleri, hikmetli sahifeleri ve nurlu kitabi getiren peygamberlerde tekzip olundu." (Al-i İmran Suresi, 184)
"Bir dinin tesirinden hala kendini kurtaramayan Masonik prensip ve hakikatleri kavrayamayan Masonlarin bol miktarda mevcudiyeti çok üzücüdür."
Mimar Sinan S: 4 Sf:40Bu bölümle ilgili son sözü Kur'an-i Kerim'e birakiyoruz:
"Yoksa, Kur'ani kendisi mi uyduru mu, diyor müsrikler? O halde söyle de: - Haydi onun gibi uydurma on sure getirin ve bunun için, Allah'dan baska gücünüzün yettiginide çagirin. Eger dogru söylüyorsaniz, bunu yaparsiniz." (Hud Suresi, 13)
"(Resulüm), simdi seni tekzip ettilerse (yalanladilarsa), senden önce o açik mucizeleri, hikmetli sahifeleri ve nurlu kitabi getiren peygamberlerde tekzip olundu." (Al-i İmran Suresi, 184)
"Bir dinin tesirinden hala kendini kurtaramayan Masonik prensip ve hakikatleri kavrayamayan Masonlarin bol miktarda mevcudiyeti çok üzücüdür."
MELEKLERİN INKARI
Meleklere iman hakkinda bir ayeti kerimede söyle buyrulmaktadir:
"Peygamber (Aleyhissellam) ve müminler, Rabbinden kendine indirilene Kur'ana iman ettiler; hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarina ve peygamberlerine iman eylediler." (Bakara Suresi, 285)
Bu hususta bir masonun görüsü ise su sekildedir:
"Vermis oldugumuz bu kisa bilgiler bile, Melek denilen, peygamberler döneminden sonra artik kimseye görünmeyen sözde varliklarin, hemen bütün dinlerde, birbirine benzeyenn ya da birbirini andiran sembolik tasarimlardan ibaret olduklari anlasilmaktadir."
Mason Dergisi S: 81/4, Sf:26Meleklere iman hakkinda bir ayeti kerimede söyle buyrulmaktadir:
"Peygamber (Aleyhissellam) ve müminler, Rabbinden kendine indirilene Kur'ana iman ettiler; hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarina ve peygamberlerine iman eylediler." (Bakara Suresi, 285)
Bu hususta bir masonun görüsü ise su sekildedir:
"Vermis oldugumuz bu kisa bilgiler bile, Melek denilen, peygamberler döneminden sonra artik kimseye görünmeyen sözde varliklarin, hemen bütün dinlerde, birbirine benzeyenn ya da birbirini andiran sembolik tasarimlardan ibaret olduklari anlasilmaktadir."
RUHUN ÖLMEZLİĞİNİN, AHİRET HAYATININ İNKARI
Ruh ve Ahiret hakkinda ayeti kerimelerde söyle buyrulmaktadir.
"(Ey Resulum) bir de sana ruh'dan (ruh'un hakikatindan) soruyorlar. De ki; ruh Rabbimin bildigi bir istir ve size ilimden ancak az bir sey verilmistir." (İsra Suresi, 85)
"Sonra Allah onu (seklini)düzeltip tamamladi ve bizzat kendi kudretinden ona bir ruh koydu. Sizin için kulaklar, gözler, kabler yaratti. (Allah'in size verdigi nimetlere karsi) sükrünüz pek az.
Bir de (kiyameti inkar edenler): "Arzda, topraga karisip kayboldugunuzda mi; cidden biz mi, yeni bir yaratilista olacagiz?" dediler. Dogrusu onlar, Rablerinin huzuruna varacaklarini inkar eden kafirlerdir." (Secde Suresi, 9- 10)
Bazi masonlarin ise bu hususta fikirleri su sekildedir:
"Ruhun ölmezligi dogmasi, Tanri'nin varligi dogmasi kadar eskidir."
Mimar Sinan 1977 S; 24 Sf:32 Ruh ve Ahiret hakkinda ayeti kerimelerde söyle buyrulmaktadir.
"(Ey Resulum) bir de sana ruh'dan (ruh'un hakikatindan) soruyorlar. De ki; ruh Rabbimin bildigi bir istir ve size ilimden ancak az bir sey verilmistir." (İsra Suresi, 85)
"Sonra Allah onu (seklini)düzeltip tamamladi ve bizzat kendi kudretinden ona bir ruh koydu. Sizin için kulaklar, gözler, kabler yaratti. (Allah'in size verdigi nimetlere karsi) sükrünüz pek az.
Bir de (kiyameti inkar edenler): "Arzda, topraga karisip kayboldugunuzda mi; cidden biz mi, yeni bir yaratilista olacagiz?" dediler. Dogrusu onlar, Rablerinin huzuruna varacaklarini inkar eden kafirlerdir." (Secde Suresi, 9- 10)
Bazi masonlarin ise bu hususta fikirleri su sekildedir:
"Ruhun ölmezligi dogmasi, Tanri'nin varligi dogmasi kadar eskidir."
"Ölümden sonra hayat var mi?
Insanoglu bu sorunun cevabini henüz vermis degil"
Mimar Sinan 1977 S: 24 Sf:8 Insanoglu bu sorunun cevabini henüz vermis degil"
"Ruhun ölmezligine inanmak, imgeye (hayal) kapilmaktir."
Beseriyet de RUH fikri, ölüm korkusundan, daha dogrusu birden bire 'YOK OLUSUN' kabul edilememesi, bu korkunun elem ve azabinin hafifletilmesi düsüncelerinden dogmustur."
"Tamamiyle rasyonalist ve pozitivist olan Masonlugun ölüm sonrasinda bir alem kabul etmesine imkan yoktur."
Masonlar maddeden bagimsiz, metafizik manada bir ruhun varligini kabul etmemektedirler. Yukaridaki izahlar böyle bir maddeci zihniyetin yansimasidir. Ilmi bir deger ifade etmemekte fakat masonlarin materyalist felsefeye olan bagliliklarini sergilemeleri açisindan anlam tasimaktadirlar.
Ruh hakkindaki masonik görüsler "Masonluk, Dialektik Materyalizm Iliskisi" adli bölümde karsilastirmali olarak tekrar ele alinmistir.
CENNET ve CEHENNEMIN İNKARI
"Ve sonra kulli ve ilahi iradenin kabulü , daha birçok mistik inançlarinda kanulünü icap ettirir. Bilinmeyen, müsahede ve isbat edilmeyen ahiret alemi, dinlerin kabulünü emrettigi bu mevhum alem, bunlarin arasindadir.
Türk Mason Dergisi Ekim 1968 Sf: 3724Ruh hakkindaki masonik görüsler "Masonluk, Dialektik Materyalizm Iliskisi" adli bölümde karsilastirmali olarak tekrar ele alinmistir.
CENNET ve CEHENNEMIN İNKARI
"Ve sonra kulli ve ilahi iradenin kabulü , daha birçok mistik inançlarinda kanulünü icap ettirir. Bilinmeyen, müsahede ve isbat edilmeyen ahiret alemi, dinlerin kabulünü emrettigi bu mevhum alem, bunlarin arasindadir.
Burada, eger 'kulli ve ilahi' irade kabul edilirse, pesinden hangi inaçlarin gelecegi hatirlatilmis, görüldügü gibi cennet ve cehennem için "mevhum" (hayal mahsulü, var sanilan) tabiri kullanilmis, açikça reddine gidilmistir.
"Ilahiniz tek bir ilahtir. Ahirete iman etmiyenlerin kalbleri gerçegi idrak edici degildir. Onlar, Allah'in birligine iman etmeyi kibirlerine yediremeyenlerdir." (Nahl Suresi, 22)
"Insanlari Allah yolundan çevirenler ve o yolu egri (çarpik) bir hale getirmek isteyenler, iste onlar ahireti inkar edenlerdir." (Saffat Suresi, 45)
KADERİN İNKARI
Asil gayeleri kaderi terk etmek olan Masonlar "olumlu bilim" den ayrilmadiklarindan, bu inanisin de sebeplerine (!) inmisler, kendilerince açiklamaya çalismislardir:
"Tesadüf diye adlandirilan olaylar insan yasaminda öenli yer tutar... Bazi toplumlarda bu raslantilar 'alin yazisi' 'kader' gibi ilahi anlamlarla baglanmistir...
Insan, dogal baskilarin etkisinden kurtulabilmek amaciyla kader ve tesadüfün mistik kurtariliciligina siginmayi rahatlatici bulmustur."
Mimar Sinan Yil:4 S: 15 Sf:46-47"Ilahiniz tek bir ilahtir. Ahirete iman etmiyenlerin kalbleri gerçegi idrak edici degildir. Onlar, Allah'in birligine iman etmeyi kibirlerine yediremeyenlerdir." (Nahl Suresi, 22)
"Insanlari Allah yolundan çevirenler ve o yolu egri (çarpik) bir hale getirmek isteyenler, iste onlar ahireti inkar edenlerdir." (Saffat Suresi, 45)
KADERİN İNKARI
Asil gayeleri kaderi terk etmek olan Masonlar "olumlu bilim" den ayrilmadiklarindan, bu inanisin de sebeplerine (!) inmisler, kendilerince açiklamaya çalismislardir:
"Tesadüf diye adlandirilan olaylar insan yasaminda öenli yer tutar... Bazi toplumlarda bu raslantilar 'alin yazisi' 'kader' gibi ilahi anlamlarla baglanmistir...
Insan, dogal baskilarin etkisinden kurtulabilmek amaciyla kader ve tesadüfün mistik kurtariliciligina siginmayi rahatlatici bulmustur."
Görüldügü gibi masonik prensiplerin kabul ettigi hemen hemen hiç bir akaid bahsi kalmamistir. (Kader hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Zamansızlık ve Kader Gerçeği)
Iste bütün bu özelliklere sahip bir haricinin (henüz mason olmamis, aday sahis) beyani ve kendisini imtihan eden masonlarin takdirini toplayarak, "Nuru Ziyaya" kavusmasi:
"Muh. Mah.imizde niyabeten Teksiri icar edilen bir B. miz bu suale karsi: "Benden bir vazife istiyebilecek bir Halik tanimiyorum!" cevabini almisti. Imtihanlari esnasinda hep gayrete geldik, kendisini sikistirdik. "Evet dedi, benim kainatta hüküm ferma olduguna kaanat ettigim Kudert'I Fatira insanlarla görüsüp konusmaz, kurallardan seçtigi vekiller vasitasiyla bana yazili kanunlar, kitaplar göndermez; benden vazife degil, yaptiklarindan hiçbir sey beklemez. Insanlarin vazifeleri ancak nefislerine ve birbirlerine karsidir." Bu izahat üzerine hepimiz gayrete geldik, bu çok yüksek mefkureli biraderimizi Klisaya kurban etmekten kurtarmak için çok ugrasildi ve nihayet N. ziyaya kavusabildi."
Büyük Sark Subat 1932 No:45 Sf:21Iste bütün bu özelliklere sahip bir haricinin (henüz mason olmamis, aday sahis) beyani ve kendisini imtihan eden masonlarin takdirini toplayarak, "Nuru Ziyaya" kavusmasi:
"Muh. Mah.imizde niyabeten Teksiri icar edilen bir B. miz bu suale karsi: "Benden bir vazife istiyebilecek bir Halik tanimiyorum!" cevabini almisti. Imtihanlari esnasinda hep gayrete geldik, kendisini sikistirdik. "Evet dedi, benim kainatta hüküm ferma olduguna kaanat ettigim Kudert'I Fatira insanlarla görüsüp konusmaz, kurallardan seçtigi vekiller vasitasiyla bana yazili kanunlar, kitaplar göndermez; benden vazife degil, yaptiklarindan hiçbir sey beklemez. Insanlarin vazifeleri ancak nefislerine ve birbirlerine karsidir." Bu izahat üzerine hepimiz gayrete geldik, bu çok yüksek mefkureli biraderimizi Klisaya kurban etmekten kurtarmak için çok ugrasildi ve nihayet N. ziyaya kavusabildi."
Fakat masonlarin arasina herzaman "çok yüksek mefkureli" sahislar girmeyebilir. Gerçimasonluk bünyesinde "yönlendirilebilir" nitelikte sahislar olmaya dikkat eder, fakat yönlendirilmekte direnen sahislar da çikarilabilir. Bu iki husus masonlar tarafindan asagidaki sekilde dile getirilmektedir.
Masonluk saliklerinden din, irk, mezhep, milliyet, felsefe ve siyasal kanaaat farkini evvela gözetmez, fakat sonra bunlarin Masonik prensip ve doktrinlere uymayan taraflarini yontmak ve gidermekle (Ham tasi yontmak, mikap tasi cilalamak) bu farklari ortadan kaldirarak ilim, akil ve hikmete tamamiyle intibak etmis arifler, hakimler meydana getirmek ister. Fakat sonra bunlarda, Masonik ana prensiplere uygun, tahditler yapar. Masonluk saliklerine, kendi doktrinlerine uyan bir karakter saglamak amacindadir ve Masonlugun bu doktrinler tarafindan meydana getirilmis prensipleri, sistemi ve özü vardir."
Dr. Selami Isindag Masonik Dialog Sf: 16Masonluk saliklerinden din, irk, mezhep, milliyet, felsefe ve siyasal kanaaat farkini evvela gözetmez, fakat sonra bunlarin Masonik prensip ve doktrinlere uymayan taraflarini yontmak ve gidermekle (Ham tasi yontmak, mikap tasi cilalamak) bu farklari ortadan kaldirarak ilim, akil ve hikmete tamamiyle intibak etmis arifler, hakimler meydana getirmek ister. Fakat sonra bunlarda, Masonik ana prensiplere uygun, tahditler yapar. Masonluk saliklerine, kendi doktrinlerine uyan bir karakter saglamak amacindadir ve Masonlugun bu doktrinler tarafindan meydana getirilmis prensipleri, sistemi ve özü vardir."
İSLAMİYETE KARSI TUTUMLARI
Masonik prensipler dogrultusunda bir din fikrine sahip olan, üst derecelerdeki üstad masonlar, hak din olan islamiyete karsi bilinçli bir sekilde cephe almaktadirlar. Sadece üyelere mahsus bir brösürde "Büyük Üstad" söyle seslenmekte:
Medreseler, minareler yikilmadikça, yani skolastik düsünceler dogmatik inanislar ortadan kalkmadikça fikirlerdeki esaret vicdanlardaki izdirap da kalkmayacaktir."
Ülkü Muhterem Mahfili Nesriyati Masonik prensipler dogrultusunda bir din fikrine sahip olan, üst derecelerdeki üstad masonlar, hak din olan islamiyete karsi bilinçli bir sekilde cephe almaktadirlar. Sadece üyelere mahsus bir brösürde "Büyük Üstad" söyle seslenmekte:
Medreseler, minareler yikilmadikça, yani skolastik düsünceler dogmatik inanislar ortadan kalkmadikça fikirlerdeki esaret vicdanlardaki izdirap da kalkmayacaktir."
1952-53 seneleri çalisma Raporu, Süha Selçuk Basimevi, S: 12-13
"....Nasil ki Meclisi Millide, hiç münasebet almadigi halde camiin siralarindan yükselen ezan sesi: Ben yasiyorum, ölmedim, ölmeyecegim diyen onun "Essela"sindan baska bir sey midir? Memleket münevverlerinin samiasini tahris eden bu ses, hepimize ikaz ve basiret vazifesini ihtar eden bir sayhadir."
Brosürü - Birlik Tek...Muh... Mahfili Yayini - 1949 - No:1, sf:10]
Dinleyici sirlarindan yükselen ezan sesinin masonlara azap verdigini müsahede etmekteyiz.
"Ben yasiyorum, ölmedim" diye bahsedilen ise Islam dinidir ve masonlarin öldüremedikerinden yakindiklari "Essela" yani namaza davet de dinin en önemli sembollerindendir.
Ayni sekilde, masonlarin günümündeki materyalistler de Islama düsmandir. Her defasinda basa geçtikleri zaman Islamin ahkamini kaldiracaklarini ifade etmektedirler. Cumhuriyet Gazetesi yazarlarindan Yalçin Küçük söyle demektedir:
"Okul ve resmi dairelerdeki cami ve mescitlerin tümünü kapatacagimizdan kimsenin kuskusu olmasin... Sosyalist hükümetimizin ilk sahasinda minarelerdeki tüm hoperlörleri sökecegimizi simdiden açiklamakta yarar buluyorum"
[Yalçin Küçük - Yeni Gündem -3-9 Mayis 1987, sf.31]"Ben yasiyorum, ölmedim" diye bahsedilen ise Islam dinidir ve masonlarin öldüremedikerinden yakindiklari "Essela" yani namaza davet de dinin en önemli sembollerindendir.
Ayni sekilde, masonlarin günümündeki materyalistler de Islama düsmandir. Her defasinda basa geçtikleri zaman Islamin ahkamini kaldiracaklarini ifade etmektedirler. Cumhuriyet Gazetesi yazarlarindan Yalçin Küçük söyle demektedir:
"Okul ve resmi dairelerdeki cami ve mescitlerin tümünü kapatacagimizdan kimsenin kuskusu olmasin... Sosyalist hükümetimizin ilk sahasinda minarelerdeki tüm hoperlörleri sökecegimizi simdiden açiklamakta yarar buluyorum"
"En feyizli, en verimli devrini Türkiye Cumhuriyetinin sinesinde yasamakta olan Türk Mas...lugu, milli inkilaplarla hemahenk bir sekilde yükselebilmek için eski devirlerin taassubuna, cehalete, zulmete karsi kendisini muhafaza maksadile büründügü zirhlardan, engellerden, bu itila ve inkisafa mani bulunan agirliktardan ve zincirlerden artik kurtulmak vaziyetine gelmisti. hala korkulu rüyalar görmek, hala (Ya hafiz) levhalarinin efsaneli ve efsunlu gölgelerine siginmak bu terakki ve tekemmül asrinda hiç de yakisik alamazdi."
"Zirhlardan" kurtulma safhasinda masonlarin attiklari seylerin basinda "efsaneli ve efsunlu" yani masal ve büyülü "Ya Hafiz" levhalari gelektedir. Daha açik bir ifadeyle, MASAL yerine konulan Allahu Tealanin güzel isimlerinden olan "Hafiz = Esirgeyen, koruyan" ismidir bu baslica engel. (!)
Masonlar, bölüm boyunca özetlemeye çalistigimiz din hakkindaki bu görüslerini basina yansitmamaya özen gösterirler. Nitekim, Nokta dergisine bu hususta verilen cevap söyledir:
"Nokta: Toplumda "masonlar dinsizdir" diye bir kani var?
MülküS: Evet, o çok ters bir müsahade, yanlis, tamamen yanlis bir müsahade. Biz bir kimseyi mason olarak aramiza kabul edebilmek için ön sart Allah inanci arariz. Yani yüce bir kudrete inanmayan bizim için mason olamaz ama bu Hiristiyan olabilir, Musevi olabilir. Müslüman olabilir ama mutlaka bir inanci olmalidir, yani ateist ise biz onu almayiz."
[NOKTA, S: 40, Sf:31]Masonlar, bölüm boyunca özetlemeye çalistigimiz din hakkindaki bu görüslerini basina yansitmamaya özen gösterirler. Nitekim, Nokta dergisine bu hususta verilen cevap söyledir:
"Nokta: Toplumda "masonlar dinsizdir" diye bir kani var?
MülküS: Evet, o çok ters bir müsahade, yanlis, tamamen yanlis bir müsahade. Biz bir kimseyi mason olarak aramiza kabul edebilmek için ön sart Allah inanci arariz. Yani yüce bir kudrete inanmayan bizim için mason olamaz ama bu Hiristiyan olabilir, Musevi olabilir. Müslüman olabilir ama mutlaka bir inanci olmalidir, yani ateist ise biz onu almayiz."
Bu cevap, masonlarin din deyince ne anladiklarina baglidir. Hiç süphesiz masonlar arasinda, gerçek manada dindarlar bulunabilir. Bu sahislar, mahiyetini tam olarak bilemediklerinden mason olmus olabilirler. Fakat nüfus cüzdaninda `Islam' yazan ve kendisinde "Islamiyeti kabul ediyorum" diyen bir mason, eger Onu, sadece sosyolojik bir olay ve bir sahsin ideolojisi olarak görüyorsa, ayrica, Kur'an-i Kerim'in izahlarinin (muhtevasinin), masonik yayinlarda yazilan ve yukarida inceledigimiz gibi tesekkül ettigine inaniyor ve iddia ediyorsa, sehadetinin manasi olmadigi açiktir. Nitekim, Kur'an-i Kerim, mümin ve inkarcı arasinda bir üçüncü zümrenin tarifini yapar ki, zahiren "kabul ettik" diyen bu sahislar, aslinda gizli olarak bütün ahkami (Kuran hükümlerini) çürütmeye çalisan münafiklar toplulugudur.
Bu hususa delil bazi ayet-i kerimelerde söyle buyrulmaktadir:
Insanlardan bir kismi vardir ki, biz Allah'a ve kiyamet gününe inandik derler. Halbuki onlar, iman edenlerden degillerdir." (Bakara Suresi, 8)
Kalblerinde bir hastalik olanlarin ise, bu süreler, küfürlerine küfür katti ve kafir olarak ölüp gittiler. (Tevbe Suresi, 125)
Bu kötü halleri sundan: çünkü onlar görünüste iman ettiler, sonra (Kalbleri ile) inkar ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlenmis de artik anlamaz olmuslardir." (Münafikun Suresi, 3)
Bu hususa delil bazi ayet-i kerimelerde söyle buyrulmaktadir:
Insanlardan bir kismi vardir ki, biz Allah'a ve kiyamet gününe inandik derler. Halbuki onlar, iman edenlerden degillerdir." (Bakara Suresi, 8)
Kalblerinde bir hastalik olanlarin ise, bu süreler, küfürlerine küfür katti ve kafir olarak ölüp gittiler. (Tevbe Suresi, 125)
Bu kötü halleri sundan: çünkü onlar görünüste iman ettiler, sonra (Kalbleri ile) inkar ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlenmis de artik anlamaz olmuslardir." (Münafikun Suresi, 3)
Son düzenleyen asla_asla_deme; 7 Aralık 2008 00:59
Sebep: Konu Üzerime Geçmiştir
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....