Ziyaretçi
Selanik Atatürk Evi
Sponsorlu Bağlantılar
Atatürk Evi bugünkü Selanik'in Aya Dimitriya mahallesinde ve Apostolu Pavlu caddesi üzerinde 75 numaradadır. Bitişiğinde Türk Konsolosluğu vardır.
Selanik'te Atatürk Evi, arşiv kayıtlarına göre, Selanik'in Koca Kasım Paşa mahallesi, Islahhane caddesi üzerindedir. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisindedir.
Selanik arşiv belgelerinden edinilen bilgilere göre, şimdi müze olan Atatürk Evi, 1870 yılından önce Rodoslu müderris Hacı Mehmed tarafından yaptırılmış olup önce İbrahim Zühdü adlı birisine, daha sonra da yine Selanik halkından Abdullah Ağa ve Eşi Ümmü Gülsüm'e satılmıştır. Bu kayıtlardan anlaşıldığına göre Ev, Atatürk'ün babası Ali Rıza efendi tarafından inşa ettirilmemiş, sahiplerinden kiralanmıştır.
Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi, bir süre Selanik Evkaf katipliğinde bulunmuş, gümrük memurluğu yapmış, 1876 yılında da Selanik "Asakir-i milliye taburunda birinci mülazım olarak görev almış, daha sonra serbest ticaret hayatına atılmıştır.
Selanik'in tanınmış ailelerinden Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanım'la 1878 yıllarına doğru evlenen Ali Rıza Efendi Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi'nin (Subaşı) mahallesindeki evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa mahallesindeki aslı vakıf olan şimdiki evi sahiplerinden kiralamış eşi ile birlikte bu eve taşınmışlardır. Ev o zamanlar, etrafı yüksek duvarlarla çevrili olup, harem ve selamlığı olan üç katlı tapu kayıtlarına göre ( Bir bab fekani oda ve bir divanhane ve bir tahtessema ve iki bab tahtani oda, bir çeşme bir miktar avlu) klasik, çıkartmalı bir evdi. Dış yüzü sıva üzerine pembe boyalı olup alt pencerelerine emir, üst pencerelerine de ahşap kafesler yapılmıştır. Atatürk 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol tarafa düşen ocaklı odada doğmuştu. Ali Rıza Efendi'nin 1888 yılında ölümünden sonra, genç yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (Atatürk) kızları Naciye ve Makbule, ile biraz da geçim masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden taşınmışlar, yanındaki daha küçük bir eve nakletmişlerdir. Zaman zaman, çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giden Zübeyde Hanım bu sırada Atatürk'ün ifadesiyle, iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le, bu küçük evde evlenmişlerdi. Atatürk, babasının sağlığında, kısa bir süre devam ettiği Şemsi efendi mahalle okuluna Pembe evde başlamış, babasının ölümünden sonra, önce Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne kaybolmuşken, sonra buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne geçmiştir. 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi'ne 1899 yılında da İstanbul'daki Harp Okulu'na başladıktan sonra, tatillerinde Selanik'e gelen Atatürk yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturmuşlardır.
Atatürk, 1902 yılında Harp okulunu da bitirmiş, Kurmay sınıfına başlayarak 1905 yılı başlarında Kurmay Yüzbaşı olmuştur. Bu tarihten İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılına kadar Atatürk, vatan hizmetinde askerlik görevini yaparken, Şam'da bir kaç fikir arkadaşıyla 1906 da"Vatan ve Hürriyet" adını verdikleri gizli siyasi bir cemiyet kurmuşlardır. Ancak bu cemiyeti asıl Makedonya da faaliyete geçirmek istediğinden bir ara gizlice Selanik'e gitmiş ve orada arkadaşları ile birlikte bu cemiyetin şubesini kurmuştur. İkinci Meşrutiyetin ilanından evvel(1907) Selanik'te görev alan M. Kemal Atatürk, ailesi ile birlikte bu evde oturmuş, birçok siyasi toplantılar bu evde yapılmıştır. Daha sonra Trablusgarp ve Balkan savaşlarının patlak vermesiyle Selanik'ten ayrılan Atatürk'ün bundan sonraki hayatı artık mücadelelerle doludur.
Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım da Selanik'te çok kalmamış, Balkan harbinden sonra birçok Türk aileleri gibi kızı Makbule(Atadan) ile birlikte Selanik'ten göçmüş. İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretlerde bir eve yerleşmiş, Milli Mücadele yıllarında da Ankara'ya gelmiştir. Ancak, Ankara'nın iklimi sağlığı için elverişli olmadığından Zaferden sonra İzmir'e gönderilmiş, 1923 yılında orada vefat etmiştir.
Balkan harbinden sonra, Selanik Yumanlıların elinde kalmış o güne kadar Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın oturduğu ev de Lozan antlaşması hükümlerince Yunan Hükümetine intikal etmiştir. Yunan Hükümeti de evi Yunanlı bir aileye satmıştır.
Cumhuriyet'in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansının bir hatırası olarak, Atatürk'ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Elence ve Fransızca olarak şu ibare yazılıdır;
(Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA-KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933)
4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye'nin Atina Elçisi ve elçilik mensupları Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Yunan ileri gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plaka bu törende yerine konmuştur. Selanik Belediyesi , daha sonra evin, Yunanlı sahibinden satın alarak Atatürk'e hediye edilmesini de kararlaştırmış ev ancak 19 Şubat 1937 de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir.
Bu olaydan sonra, Atatürk Evi, Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar kaldırılarak eski şekline getirilmiş, sonradan sarıya boyanan ev yine pembe renkle, boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 1950 yılında daha geniş çapta büyük onarım gören Atatürk Evi'nin (Atatürk Müzesi) olarak tanzimi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır.
Atatürk Evi'nin tanzim ve teşhiri konusunda fikirlerini almak üzere milli Eğitim Bakanlığınca bazı kişilere baş vurulmuş gerekli eşya İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik'e gönderilmiştir. Böylelikle Evin bütün odaları eski şekline göre ayrı ayrı değerlendirilmiş 10 Kasım 1953 günü törenle ziyarete açılmıştır.
Bugün Müze olarak ziyarete açık bulunan Selanik'teki Atatürk Evi, Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu etrafı duvar parmaklıklarla çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesi üzerindedir. Ev üzeri tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri tipinde ve zemini ile birlikte üç katlıdır. Zemin kat üzerindeki birinci ve ikinci katlar dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık almaktadır. Eve caddeye açılan çift kanatlı kapısından girilir.
Selanik'te Atatürk Evi
Zemin Kat: Kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilir. Sağdaki birinci oda, kiler, ikincisi mutfaktır. Kilerde mutfak eşyaları (Bakır kaplar, toprak testiler, çömlekler, balta, havan ve küpler, sandıklar) teşhir edilmektedir. Mutfakta dolap ve raflar vardır. Soldaki birinci oda (Hizmetçi odası), ikinci oda (Merdivenli Sofa) dır. Buradan birinci kata çıkılır.
Birinci Kat: Buraya bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi zemin kattaki merdivenli Sofadan da girilmektedir. Girişte ahşap tavanlı geniş sofa vardır. Sofanın bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sediri bulunmaktadır. Sofanın orasında yuvarlak ahşap bir masa durmaktadır. Sofanın bahçe girişinde, sağda (Misafir odası) ve bu odadan geçilen küçük bir (Sandık odası) bulunmaktadır. Misafir odası, kadife koltuk ve kanepeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenmiştir. Duvarda ibrişim işleme bir yazı levhası, bir duvar saati asılıdır.
Soldaki birinci küçük oda (mutfak) tır. Burada ocaklar ve çeşitli mutfak eşyaları yer almaktadır. İkinci oda Yatak odasıdır. Odanın bir köşesinde , çift kişilik demir bir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş uçundaki duvarda, gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kasesi içerisinde bir Kur'an-ı Kerim ve bir levha asılı, Levhada Fetih Süresinin ilk ayeti olan (inna fetehnaleke fethan mübina) yazılı. Karyolanın önünde pirinç bir mangal, caddeye, bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş bir sedir bulunmaktadır.
İkinci Kat: Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli sofadan ikinci kata çıkılır. Buradaki sedirli sofa da birinci kat sofasının aynı olup yalnız daha küçüktür. Girişte sağdaki alçı işleme tavanlı oda (çalışma odası) olarak yarılmıştır. Atatürk'ün doğduğu bu odada, Atatürk'ün tunç bir büstü ile, bir yazı masası, pirinç mangal, koltuklar yer almaktadır. Duvarlarda Atatürk'le ilgili levha ve tabaklar asılıdır. Sağdaki (Yatak odası) Atatürk Müzesi haline getirilmiştir. Vitrinlerde Atatürk'ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülür. Atatürk'ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler sıralanmış, bir de küçük Atatürk kitaplığı kurulmuştur. Yatak odasının bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcuttur.
Selanik'teki Atatürk Evi'nin son onarımı, düzenleme ve sergilemesi 1981 yılında yapılmıştır.
Atatürk'ün Yurt Gezileri ( 1923-1938 )
Büyük Önder Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında, bütün ulusu değişim ve harekete yönlendirebilmek için ülkenin her yerini gezmiş, toplantı ve çalışmalar yapmış ve halk ile iç içe olmaya özen göstermiştir. Atatürk her gittiği yerde Türk misafirperverliğiyle karşılanmış ve birçok evde kalmıştır. Bugün Atatürk'ün oturduğu, misafir edildiği evler, savaş yönettiği karargahlar, hatırasını taşıyan değerli mekanlar, eşyalarıyla birlikte günümüzde halka açık müzeler haline getirilmiştir.
İzmir 26.01.1923-06.02.1923
Balıkesir 07.02.1923-08.02.1923
İzmir 08.02.1923-18.02.1923
Adana 15.03.1923-16.03.1923
İzmir 31.12.1923-23.02.1924
Söke - Kuşadası 09.02.1924-09.02.1924
Dumlupınar 28.08.1924-30.08.1924
Bursa 10.09.1924-15.09.1924
İstanbul 15.09.1924-15.09.1924
Trabzon 16.09.1924-16.09.1924
Samsun 22.09.1924-22.09.1924
Amasya 26.09.1924-26.09.1924
Sivas 30.09.1924-30.09.1924
Erzurum 04.10.1924-04.10.1924
Kars - Sarıkamış 07.10.1924-07.10.1924
Şebinkarahisar - Su şehri 12.10.1924-12.10.1924
Ankara'ya dönüş 13.10.1924-18.10.1924
Bursa 10.11.1924-18.11.1924
Konya 01.01.1925-13.01.1925
Osmaniye - Dörtyol 13.01.1925-19.01.1925
Mersin 19.01.1925-27.01.1925
Silifke 27.01.1925-03.02.1925
Çankırı 24.08.1925-24.08.1925
Kastamonu 24.08.1925-26.08.1925
İnebolu 26.08.1925-28.08.1925
Devrekani - Taşköprü 28.08.1925-29.08.1925
Daday 29.08.1925-30.08.1925
Kastamonu 30.08.1925-09.09.1925
Bursa 08.10.1925 - 09.10.1925
Balıkesir 09.10.1925 - 10.10.1925Balıkesir 07.02.1923-08.02.1923
İzmir 08.02.1923-18.02.1923
Adana 15.03.1923-16.03.1923
İzmir 31.12.1923-23.02.1924
Söke - Kuşadası 09.02.1924-09.02.1924
Dumlupınar 28.08.1924-30.08.1924
Bursa 10.09.1924-15.09.1924
İstanbul 15.09.1924-15.09.1924
Trabzon 16.09.1924-16.09.1924
Samsun 22.09.1924-22.09.1924
Amasya 26.09.1924-26.09.1924
Sivas 30.09.1924-30.09.1924
Erzurum 04.10.1924-04.10.1924
Kars - Sarıkamış 07.10.1924-07.10.1924
Şebinkarahisar - Su şehri 12.10.1924-12.10.1924
Ankara'ya dönüş 13.10.1924-18.10.1924
Bursa 10.11.1924-18.11.1924
Konya 01.01.1925-13.01.1925
Osmaniye - Dörtyol 13.01.1925-19.01.1925
Mersin 19.01.1925-27.01.1925
Silifke 27.01.1925-03.02.1925
Çankırı 24.08.1925-24.08.1925
Kastamonu 24.08.1925-26.08.1925
İnebolu 26.08.1925-28.08.1925
Devrekani - Taşköprü 28.08.1925-29.08.1925
Daday 29.08.1925-30.08.1925
Kastamonu 30.08.1925-09.09.1925
Bursa 08.10.1925 - 09.10.1925
Manisa 10.10.1925 - 10.10.1925
İzmir 11.10.1925 - 16.10.1925
Konya 16.10.1925 - 21.10.1925
Adana 07.05.1926 - 20.05.1926
Bursa 21.05.1926 - 05.06.1926
Marmara Denizi 05.06.1926 - 05.06.1926
Bursa 05.06.1926 - 15.06.1926
İzmir 16.06.1926 - 30.06.1926
Çeşme 30.06.1926 - 30.06.1926
İzmir 30.06.1926 - 11.07.1926
İstanbul 01.07.1927 - 16.07.1927
Bursa 16.07.1927 - 16.07.1927
İstanbul 17.07.1927 - 30.09.1927
Bursa 01.10.1927 - 10.10.1927
İstanbul 05.06.1928 - 23.08.1928
Tekirdağ 23.08.1928 - 23.08.1928
İstanbul 23.08.1928 - 14.09.1928
Samsun 16.09.1928 - 18.09.1928
Amasya 18.09.1928 - 20.09.1928
Kayseri 20.09.1928 - 21.09.1928
İstanbu l07.08.1929 - 19.09.1929
Yalova 08.12.1929 - 15.12.1929
Antalya 06.03.1930 - 10.03.1930
İstanbul 11.06.1930 - 19.09.1930
İstanbul 01.12.1930 - 03.01.1931
Aydın 03.02.1931 - 09.02.1931
Antalya 10.02.1931 - 12.02.1931
Malatya 13.02.1931 - 14.02.1931
İstanbu l21.07.1931 - 25.09.1931
İstanbul 12.12.1931 - 04.03.1932
İstanbul 15.07.1932 - 22.10.1932
İstanbul 03.06.1933 - 09.10.1933
İstanbul 01.05.1934 - 20.09.1934
İstanbul 22.01.1935 - 18.02.1935
Antalya 18.02.1935 - 19.02.1935
İstanbul 20.02.1935 - 27.02.1935
İstanbul 18.05.1935 - 28.06.1935
İstanbul 01.07.1935 - 21.09.1935
İstanbul 17.05.1936 - 06.10.1936
İstanbul 31.12.1936 - 06.01.1937
Konya 06.01.1937 - 07.01.1937
İstanbul 10.01.1937 - 06.03.1937
İstanbul 05.06.1937 - 03.10.1937
Trabzon 11.06.1937 - 12.06.1937
Çerkezköy 16.06.1937 - 16.06.1937
Nazilli 09.10.1937 - 09.10.1937
Söke 10.10.1937 - 11.10.1937
Malatya 13.11.1937 - 16.11.1937
Urfa - Diyarbakır 16.11.1937 - 20.11.1937
İstanbul 22.01.1938 - 19.05.1938
Mersin 20.05.1938 - 24.05.1938
İstanbul 27.05.1938 - 23.06.1938
Erdek 23.06.1938 - 23.06.1938
İstanbul 23.06.1938 - 10.11.1938
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Sözlüğü 1918-2000
M. Orhan Bayrak
Atatürk Müzeleri, Evleri veya Köşkleri
Büyük Önder Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında, bütün ulusu değişim ve harekete yönlendirebilmek için ülkenin her yerini gezmiş, toplantı ve çalışmalar yapmış ve halk ile iç içe olmaya özen göstermiştir. Atatürk her gittiği yerde Türk misafirperverliğiyle karşılanmış ve birçok evde kalmıştır. Bugün Atatürk'ün oturduğu, misafir edildiği evler, savaş yönettiği karargahlar, hatırasını taşıyan değerli mekanlar, eşyalarıyla birlikte günümüzde halka açık müzeler haline getirilmiştir.
Atatürk’ün evlerini “Doğumundan, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışına kadar olan konutlar”, “Milli Mücadele Yılları konutları” ve “Cumhurbaşkanlığı dönemi konutları” olarak üç ana başlık altında toplamak mümkündür.
Atatürk’ün evlerini “Doğumundan, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışına kadar olan konutlar”, “Milli Mücadele Yılları konutları” ve “Cumhurbaşkanlığı dönemi konutları” olarak üç ana başlık altında toplamak mümkündür.
Büyük Önder Atatürk'ün kullandığı evlerin ortak özelliği, çok kısa süreli ikamet edilmiş olmalarıdır. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında, bütün ulusu değişim ve harekete yönlendirebilmek için ülkenin her yerini gezmiş, toplantı ve çalışmalar yapmış ve halk ile iç içe olmaya özen göstermiştir. Bu çabalarında kendisini yalnız bırakmayan ve büyük destek veren Anadolu halkı, Önder'ine Türk misafirperverliği ile evini açmış, konuk etmiştir.
Prof.Dr.Afet İnan, araştırmacı, yazar Mehmet Önder'in 1970 yılında yayınlanan "Atatürk Evleri- Atatürk Müzeleri" adlı eserine yazdığı önsözünde bir anısını şöyle aktarmaktadır:
"Atatürk'ün Çankaya'da oturduğu köşkte bir anahtar koleksiyonu vardı. Bunlar memleketin çeşitli yerlerinde, kendisine hediye edilen evlere aitti. O, bu binaların hemen hepsine gitmiş, zaman zaman memleket meselelerini yerlerinde tetkik ederken, buralarda misafir edilmiştir...Bugünkü sınırlar içinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil eden Türk milleti, kendisine sembolik bir şükran ifadesi olarak kasaba ve şehirlerinde evler hediye etmişlerdir. Bunların tapuları, anahtarları, kendisine güzel birer hatıra idi. Fakat yine gayet iyi biliyorum ki, son senelerinde bunların hepsini, bulundukları şehirlere vermeyi öngörmüş ve resmi muamelelerin bir kısmı da tamamlanmıştır." (Önder 1970 :7,8)
Atatürk'ün oturduğu, misafir edildiği evler, savaş yönettiği karargahlar, hatırasını taşıyan değerli mekanlar, eşyalarıyla birlikte günümüzde halka açık müzeler haline getirilmiştir.
Bu evleri:
1- Doğumundan, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışına kadar olan konutlar
2- Milli Mücadele Yılları konutları
3- Cumhurbaşkanlığı dönemi konutları olarak üç ana başlık altında toplamak mümkündür.
2- Milli Mücadele Yılları konutları
3- Cumhurbaşkanlığı dönemi konutları olarak üç ana başlık altında toplamak mümkündür.
I- 1881-1919 tarihleri arasında kalan dönem
İlk döneme ait olan evler içinde en önemlileri Selanik'te doğduğu ev ile İstanbul-Şişli'deki Atatürk Evi'dir.
Selanik'te Türk Evi: 1881'de içinde doğduğu, çocukluk ve gençlik yıllarının bir kısmını geçirdiği, ülkenin özgürleşmesi için mücadele etmeye karar verdiği tarihi ev, Selanik'in Balkan Savaşları sonunda Yunanistan'ın eline geçmiş olması nedeni ile Lozan Antlaşması maddelerince Yunanlılara verilmiştir. Yunan Hükümeti de evi bir Yunanlı aileye satmıştır.
Cumhuriyetin 10. Yıl Dönümü gerekçesiyle, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan Dostluğu ve Balkan Konferansının bir anısı olarak, Atatürk'ün doğduğu evin kapısına, üzerinde Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak : "Türk Milletinin Büyük Kurtarıcısı ve Balkan Birliği'nin Önderi GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Ekim 1933" yazan çift kapalı bir levha koymuştur.
Selanik Belediyesi daha sonra evin, Yunanlı sahibinden satın alınarak Atatürk'e armağan edilmesini de kararlaştırmış, konut ancak 19 Şubat 1937'de tahliye edilmiş, anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir." Doğduğu evin kendisine armağan edilmesinden büyük memnuniyet duyan Atatürk, Ankara'dan bir mimar görevlendirmiş ve yaşadığı döneme ait bilgileri not ettirerek evin o günkü durumuna getirilmesine yardımcı olmuştur"(Çetinor 1981 30).
1950 yılında daha geniş bir tadilat gören Atatürk Konutu'nun “Atatürk Müzesi” olarak düzenlenmesi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır. Bu çabalar sonuç vermiş ve ev tamamen eski haline uygun biçimde düzenlenerek 10 Kasım 1953 günü ziyarete açılmıştır.
İstanbul-Şişli’de Atatürk Evi (İnkılap Müzesi): Atatürk Suriye cephesinden ayrılıp 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelişinden kısa bir süre sonra Şişli'de Madam Kasabyan'ın üç katlı konutunu kiralamış, Beşiktaş Akaretler mahallesinde oturan annesi Zübeyde Hanım ile kız kardeşi Makbule Hanımı da bu eve taşımıştır. İstanbul’un düşman işgali altında olduğu o zor günlerde, konutunda arkadaşları ile sık sık toplantılar yapmış, 16 Mayıs 1919'da Samsun’a hareketine kadar, altı ay burada kalmıştır.1908 yıllarında yaptırılan ve Atatürk Evi olarak bilinen evi, İstanbul Belediyesi tamir etmiş ve 1943'de İnkılap Müzesi olarak ziyarete açmıştır.
Atatürk'ün doğumunun 100. senesinde yeniden düzenlenen müzede, kendisine ait fotoğraflar, kullandığı eşyalar ve merhum Çelik Gülersoy tarafından bağışlanan Atatürk hakkında yazılmış 500'ün üzerinde eserin bulunduğu bir kitaplık bulunmaktadır.
II- Kurtuluş Savaşı Yılları
Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'da kaldığı ve karargah olarak kullandığı pek çok ev arasında : Samsun 19 Mayıs Müzesi, Erzurum Atatürk Evi, Ankara İstasyon Binası, Eski Çankaya Köşkü, Polatlı Alagöz Köyü Başkomutanlık Cephe Karargahı, Akşehir Garp Cephesi Karargahı, Afyon, Şuhut Atatürk Karargah Binası, Afyon Atatürk Karargah Binası sayılabilir .
Samsun 19 Mayıs Müzesi: Bugün Samsun 19 Mayıs Müzesi olarak ziyaretçilere açık olan bina, 19 Mayıs 1919'da 18 arkadaşı ile Samsun'a gelen Atatürk'ün kaldığı Mıntıka Palas Otelidir. "Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında, Atatürk'ün Samsun'a ikinci gelişinde Mıntıka Palas sahipleri bu binayı Atatürk'e hediye etmişlerdir. Daha sonra, Atatürk'ün emri ile binanın alt katı "Gazi Kütüphanesi" adıyla 22 Eylül 1939'da halkın hizmetine açılmış, üst kat ta Samsun belediyesince "19 Mayıs Müzesi" olarak tanzim edilmiştir" (Çetinor 1981:33). Bu otel, heyeti Anadolu'da ilk barındıran bina olarak tarihe geçmiştir.
Erzurum Atatürk Evi: 3 Temmuz 1919'da Erzurum’a gelen Atatürk, bir kaç yer değiştirdikten sonra, Yukarı Mumcu Mahallesindeki iki katlı kagir konağa taşınmıştır. "Erzurum Kongresi süresince ve Sivas'a gidiş tarihi olan 29 Ağustos 1919'a kadar 52 gün bu konutta kalmıştır" (Çetinor 1981: 33).
Cumhuriyetin ilanından sonra Erzurumlular bu binayı Atatürk'e armağan etmişlerdir. Vefatından sonra Çocuk Esirgeme Kurumuna devredilen bina, uzun süre çocuk yuvası olarak kullanılmıştır. Bugün tarihi Atatürk Evi, müze olarak halka açılmıştır.
Ankara İstasyon Binası: Atatürk Anadolu'daki tarihi gezisini ve kongreleri tamamladıktan sonra Ankara'ya gelmiş, önce Ziraat Mektebine, daha sonra da "Direksiyon Binası" denilen Ankara'nın küçük istasyon binasına yerleşmiştir. 2,5 katlı binanın iki odası kendisine tahsis edilirken, diğer bölümleri yine Demiryollarının hizmeti için kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın harekat planları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulması esasları bu binada yapılmıştır. Çerkez Ethem’in Atatürk'e suikasta yeltenmesi ve casus Mustafa Sagir'in yakalanması Direksiyon Binasında geçen en önemli olaylardır. Bina, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü'nce 1965 yılında müze haline getirilmiştir.
Eski Çankaya Köşkü: Atatürk için müstakil bir binaya ihtiyaç duyulması sonunda Çankaya sırtlarındaki Bulgurzade'lerden Mehmet ve Fuat Beylerin bağ evi 1921'de Ankaralılar tarafından 4500 liraya satın alınarak Atatürk'e tahsis edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı köşklerinin nüvesini oluşturan ve Atatürk'ün 1921-1932 yılları arasında severek kaldığı bu bina, ünlü mimar Vedat Tek tarafından bazı ilavelerle genişletilmiş, geniş bir teras ve üstü sivri kuleli bir kütüphane yapılmıştır. Atatürk ünlü Nutkunu bu kütüphanede yazmıştır. Eski köşk, 1950 yılında "Atatürk Müzesi" haline getirilmiştir.
Polatlı Alagöz Köyü, Başkumandanlık Cephe Karargahı: Bu ev, Atatürk'ün Büyük Nutkunda "Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa hazretleriyle beraber Polatlı Cephe Karargahına gittim.." dedikleri, düşmana en yakın tarihi binadır. Mustafa Kemal," 23 Ağustos'tan 13 Eylül tarihine kadar 22 gün-22 gece aralıksız devam eden Sakarya Meydan Muharebesini bu binadan idare etmiş, bütün planlarını burada hazırlamış, tarihi kararlarını burada vermiştir" (Önder 1970: 78). Sakarya Meydan Savaşı'nın hareket planları, haritaları, savaşta kullanılan silahlardan bazıları ve Atatürk'ün özel eşyaları da dahil olmak üzere pek çok tarihi belgenin yer aldığı bina, 10 Kasım 1968 tarihinde müze olarak hizmete girmiştir.
Akşehir Garp Cephesi Karargahı: 18 Kasım 1921'den 24 Ağustos 1922'ye kadar Garp Cephesi karargahı olarak kullanılan o zamanki Belediye binasında Büyük Taarruzun planları hazırlanmıştır. Atatürk 18 Kasım 1921- 24 Ağustos1922 tarihleri arasında kaldığı bu binada 22 Ağustos günü "Ordular.. İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!" emrini vermiştir (Çetinor,1981:33). Bina, 1966 yılında "Atatürk ve Etnografya Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır.
Afyon, Şuhut Atatürk Karargah Binası: Şuhut kasabasındaki bu küçük köy evi 22 Ağustos 1922'de Atatürk'ü ağırlamış, iki gün sonra 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz başlamıştır. Günümüzde özel mülkiyet olan bina "korunması gerekli tarihi evler" arasındadır. (Önder 1970:84)
Afyon Atatürk Karargah Binası: Büyük Taarruz sonunda Türk Orduları 22 Ağustos 1922'de Afyon’a girmişler ve Başkumandanlık ile Garp cephesi Kumandanlık Karargahı da Afyon belediye binasına nakledilmiştir. Bu bina Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar karargah olarak kullanılmıştır (Çetinor, 1981 :33).
III. Cumhurbaşkanlığı Dönemi Konutları
Bu dönemde, Cumhurbaşkanlığı Konutlarının yanı sıra, Atatürk'ün karış karış gezdiği genç Türkiye Cumhuriyeti'nin hemen her köşesinde, kendisini ağırlayan, misafir eden sayısız bina vardır. Bir çoğu, günümüzde müzeye dönüşmüş olan bu binalar arasında: Konya Atatürk Evi, Adana Atatürk Evi, İzmir Atatürk Evi, Antalya Atatürk Köşkü, Ankara Atatürk Orman Çiftliği içinde bulunan Marmara ve Atatürk Köşkleri, Ankara Söğütözü Atatürk Evi (Atatürk'ün en küçük evi, tek oda), Diyarbakır Atatürk Köşkü, Trabzon Atatürk Köşkü (ölümünden bir sene önce vasiyetnamesini dikte ettirdiği ev), İstanbul-Florya Deniz Köşkü, Ankara Çubuk Barajındaki Atatürk Köşkü ve Yalova Atatürk Köşkleri sayılabilir.
Eski ve Yeni Çankaya Köşkleri: Atatürk'ün 1921-1931 yılları arasında kullandığı Eski Çankaya Köşkü ilk Cumhurbaşkanlığı konutudur. "Ancak zaman içinde bu köşkün yetersiz kalması sonunda 1932 yılında Atatürk'ün emriyle bugün de Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılan Yeni Köşk yaptırılmıştır (Önder 1970: 77).
Çoğunda, en fazla bir kaç gün kalan Atatürk'ün en fazla sevdiği ve vakit geçirdiği evlerinin başında, Atatürk Orman Çiftliği ve Yalova Atatürk Köşkleri gelmektedir.
Cumhuriyetin ilanından sonra, hedeflenen Batı Medeniyeti doğrultusunda yapılan çalışmalar her alanda büyük bir hız ve azimle başlamış ve Atatürk bu faaliyetlerin pek çoğuna katılarak halkı yüreklendirmiştir. Atatürk Orman Çiftliği tarıma verdiği önemin bir göstergesidir. “Çiftlik, çeşitli tarım alanlarında faaliyet göstermek ve bir örnek teşkil etmek üzere 5 Mayıs 1925’te Atatürk’ün emri ile kurulmuştur. Atatürk, Ankara’nın çölleşmiş olan bu geniş düzlüğünde bizzat çalışmış, çiftliğin her türlü faaliyeti ile uğraşmış, bütün masraflarını kendisi ödemiş, burada yaptırdığı iki köşkte, günlerce, haftalarca kaldığı olmuştur. Bir süre sonra bu boş arazi verimli bir çiftlik haline gelmiş, bir orman doğmuş, bu başarısından sonra Atatürk 11 Mayıs 1937’de , bu çiftlikle birlikte Silifke ve Yalova’daki çiftliklerini de Türk Milletine hediye ederek, bununla ilgili belgeyi imzalamıştır.”(Önder 1970 :110)
"Yalova'yı ve şifalı kaplıcalarını çok seven Atatürk, 1927'den 3 Şubat 1938'e kadar sık sık Yalova'ya gelmiş, dinlenmiş ve şifalı sularından yararlanmıştır"(Çetinor,1981:35). Atatürk'ün bu ilgisi nedeniyle Yalova'da : Atatürk Köşkü, Baltacı Çiftliği Köşkü ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü olmak üzere üç köşk yaptırılmıştır.
Kurtuluş Savaşının başladığı 1919 yılından sonra hiç yurt dışına çıkmayan Mustafa Kemal Atatürk,
Başkumandan ve Cumhurbaşkanı olarak tüm yaşamını, Yahya Kemal Bayatlı'nın:
Başkumandan ve Cumhurbaşkanı olarak tüm yaşamını, Yahya Kemal Bayatlı'nın:
Kuru ekmekle beyaz peyniri lezzetle yiyen,
Çeşmeden her su içişte "şükür Allaha" diyen bu vatandaş,
Biraz ahşap, biraz kerpiçten, yapabilmiş bu güzellikleri bir hiçten
mısralarındakine benzer vatandaşlarının arasında, evlerinde, gönüllerinde yaşamıştır.
Çeşmeden her su içişte "şükür Allaha" diyen bu vatandaş,
Biraz ahşap, biraz kerpiçten, yapabilmiş bu güzellikleri bir hiçten
mısralarındakine benzer vatandaşlarının arasında, evlerinde, gönüllerinde yaşamıştır.
Kaynaklar:
1- Bülent Çetinor, Atatürk Evleri, İlgi Dergisi, Apa Ofset Basımevi, İstanbul, Mayıs 1981
2- Mehmet Önder, Atatürk Evleri- Atatürk Müzeleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1970
2- Mehmet Önder, Atatürk Evleri- Atatürk Müzeleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1970
Resimler:
Yük.Müh.Mimar Bülent Çetinor
Doç.Dr. Gül Batuşİ.Ü. İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü
Samsun - Atatürk Evi
Samsun Atatürk Evi, Mıntıka Palas'ta Samsun Belediyesince düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Şöyle ki: Atatürk, Dokuzuncu Ordu Kıt'aları Müfetişi olarak 18 kişilik kadrosuyla 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'a geldiği ve Bandırma vapurundan çıkarak karaya ayak bastığı zaman coşkun gösterilerle karşılanmış ve şehrin en iyi binası olan Mıntıka Palas'da misafir edilmişti. Burası iki katlı taş bir bina idi. 1902 de yılında Abacıoğlu adında zengin birisi tarafından otel olarak yaptırılmıştı. Atatürk'ün Samsuna geleceğini duyulur duyulmaz, o günlerde kapalı olan otel, Mutasarrıfın emriyle açtırılmış, Askeri hastaneden karyola ve sandalyeler taşınarak döşenmişti. Atatürk, bir hafta süre ile bu binada kalmış, Anadolu'da başlattığı Milli Mücadeleyi ilkin bu binada açmıştı.
Cumhuriyetin ilanından sonra 20 Eylül 1924 günü eşi latife hanımla birlikte Samsun'a ikinci kez gelen Atatürk , bu sefer Samsunlu Şahinzade Remzi Bey'in evine konuk olmuştur. O gün Samsun'a ilk geldiği zaman kaldığı eski Mıntıka Palas Belediyece kendisine hediye edilmiş, Atatürk bundan çok duygulanmıştır. Samsundan ayrılışından sonra, Belediye binayı dayayıp döşemiş, Atatürk Evi olarak korumuştur. Harf inkılabı günlerinde 16 Eylül 1928 de üçüncü kez Samsuna gelen Atatürk kendi evinde iki gece üç gündüz, dördüncü gelişi olan 28 Kasım 1930 tarihinde de dört gece beş gündüz kalmıştır.
Samsun Atatürk Evinin üst kat odaları Atatürk'ün yatak odası, çalışma odası Toplantı odası salonu olarak düzenlenmiştir. Alt katta l930 yılında açılan Gazi kütüphanesi, 1972 yılına kadar hizmet vermiş, daha sonra kütüphane buradan taşınmıştır. Samsun Belediyesinin düzenlediği Atatürk evi, Milli Mücadele tarihimizin ilk sayfası, hatta önsözüdür. Bu yönüyle tarihi değeri büyüktür.
Kaynak: www.ataturk.net/ata/samsun.html
Kaynak: www.ataturk.net/ata/samsun.html
ATATÜRK EVLERİ
Samsun Havza
Atatürk 25 Mayıs 1919-12 Haziran 1919 tarihleri arasında Mesudiye Oteli olarak bilinen bu binada çalışmalarını sürdürmüştür. Atatürk'ün kaldığı oda binanın ikinci katındadır.
Atatürk 19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıktıktan 6 gün sonra, 9. Ordu kıtaları Müfettişliği karargahı havza ilçesine nakletmiş, arkadaşlarıyla birlikte Havza'da Mesudiye otelinde 13 Haziran 1919 tarihine kadar kalmıştır.
Atatürk'ün iki gün kaldığı mesudiye oteli, cumhuriyet döneminde 1985 yılına kadar Belediye Dairesi olarak kullanılmıştır. Büyük değişikliklerle yenilenen binanın ikinci katı Atatürk odası olarak düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır. Atatürk odasında, Atatürk'ün çalışma masası ve koltuğu, bir Atatürk büstü ve resmi, 2 halı, ilk cumhurbaşkanlığı forsu, yazı takımı ve bir saat sergilenmektedir. Odanın duvarındaki panoda, Atatürk'ün Havzalılara hitabesi yer almaktadır.
Bigalı - Atatürk Karargahı
Eceabat İlçesi’ne bağlı Bigalı Köyü’ndeki Atatürk Evi
Atatürk'ün karargah olarak kullandığı ev
(Çamyayla)
Atatürk'ün karargah olarak kullandığı ev
(Çamyayla)
Atatürk'ün Çanakkale savaşları sırasında karargah olarak kullandığı evin de bulunduğu Çanakkale'nin Bigalı köyü, yeniden düzenlendi.
Birinci Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, törende, Türkiye'yi güçlü kılacak yolun, yaratılan yapay ayrımlardan değil, ortak değerleri öne çıkarmaktan geçtiğini söyledi.
Son düzenleyen Safi; 15 Nisan 2016 18:20