Arama

Arkın Allen / Mercan Dede - Sayfa 2

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 18 Ekim 2007 Gösterim: 37.674 Cevap: 25
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
7 Ocak 2007       Mesaj #11
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
ibret alalım asıl müzisyen bunlar
number one mercan dede...
Sponsorlu Bağlantılar


MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
8 Ocak 2007       Mesaj #12
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
mercandede
1cfa0473a901b52c8dfb2836551d28d3
Sponsorlu Bağlantılar
Mercan Dede
Mercan Dede Sufi Traveler L
1152282476 big

6136171 c03bc7b69f m

Son düzenleyen Kral_Aslan; 1 Mayıs 2008 17:07
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
14 Ocak 2007       Mesaj #13
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
ritim biraderler

Hamdi ve Mehmet Akatay'dan oluşan Akatay Project, ilk albümleri "Des - Be Dest" ile vurmalı çalgıları her ritimde konuşturuyor.



NAZAN ÖZCAN
VURMALI çalgıları sevenlerdenseniz mutlaka ama mutlaka dinlemeniz gereken bir albüm Akatay Project'in "Des - Be Dest"i. Hamdi ve Mehmet Akatay biraderlerin ilk albümlerinde elektronikten türküye her formda müzik var, ama illa ki ritim. Her iki kardeşin de davul dışında çalamadığı vurmalı bir şey yok gibi. Babalarından gelen genlerden olsa gerek. Şu ana kadar belki de birlikte çalmadıkları kimse kalmamış. Mehmet Akatay aynı zamanda Laço Tayfa'nın elemanı. Bol bol yurtdışı festivalleri de var. Montreal Jazz, Etna Malaga, Etnasor vs. Şimdiki hedefleri kendi parçalarını festivallerde çalmak.
Dest be dest ne demek?
Hamdi Akatay: Osmanlıca, elden ele demek. Ellerin icra ettiği albüm olduğu için. Yalnızca bizim değil, albümdeki herkesin çok önemli eller olduğunu düşünerek bu ismi koyduk.
Çok uzun yıllardır bu işi yapıyorsunuz, niye albüm şimdi çıkıyor?
H. A.: Doğru zamanlama çok önemli. Bu albümü yapmış olmak için yapmadık. Çok özene bezene çalıştığımız bir albüm. Bir senelik bir çalışma ile gerçekleşti. Bizim başka çalışmalarımız vardı, solistlere eşlik ediyoruz, albümlere de. Daha önce planlanmış bir albüm ama kendi bestelerimiz hariç, elimizdeki materyaller yeterli değildi. Öbür parçaların doğru müzikalitede olmasına dikkat ettik; genç ve yetenekli insanları bulmaya çalıştık. O arkadaşlarla yaklaşık iki senelik bir ön çalışma yaptık.
İsmail Tunçbilek, Mercan Dede, Hüsnü Şenlendirici, İbrahim Kavala vs. Çok konuğunuz var albümde. Niye?
H. A.: Aletlerinin virtüözleri oluşu en büyük etken. İbrahim Kavala, çok önemli bir neyzen, İsmail Tunçbilek çok iyi bağlamacı. Sonra arkadaşlıklar, kulisler, çok önemli böyle şeylerde. Bize iyi elektrik vermeleri en önemli nedenlerden. Hepsi kendi albümleriymiş gibi çalıştı. Başka bir albüme gidersiniz, çalarsınız ve paranızı alırsınız. Ama burada öyle değildi. Arkadaşlarımız yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalıştılar ve başardıklarına da inanıyorum.
Albümde her müzik türü var, elektronik, oryantal, türkü vs..
Mehmet Akatay: Bazı şeyler kendiliğinden ya da müzisyenlerin kalitesinden doğdu. Geriye dönük teknik çalışmalar, araştırmalar var ama. Bu albümde her parçanın yapısı bir sonraki parçaya nazaran çok daha değişik. Her tarzda insan dinleyebilir. Piyasada olan bu tarz albümlerin biraz tekdüze sound'a ve duyguya dayalı olduğunu düşünüyoruz. Biraz harmanlayalım, karıştıralım dedik. Herkes kendine göre bir şeyler bulsun diye düşündük. Clup'ta dans etmek isteyene göre de, evde oturup kafa dinlemek isteyene göre de parçalar var.
Türkiye'deki diğer perküsyon ya da ritim gruplarından ne farkınız var?
H. A.: Öyle bir kıyaslama yapmayalım ama bizim bir kere çok sesliliğimiz var. Alet zenginliğimiz de... Bir farkımız da bizim kökenimizin Türk müziğine dayanması. Türk müziği geçmişimizi ve Türk müziğindeki ritim zenginliğini avantajımız olarak görüyoruz. Kimseyle yarışımız yok, bizim amacımız iyi müzik yapmak, insanların kulağına iyi müzikle hitap etmek. Bu işi yapan insanların, müzisyenlerin birbirini sevmesi en büyük temennimiz. Sevmeden müzik olmaz. İyi müzik olan yerde, kötülük olmaz.
Son zamanlarda perküsyon, vurmalı çalgılar çok çok önemsenmeye başlandı. Her yerde çalınıyor, albümleri çıkıyor, kursları bile açılıyor, sizce neden?
H. A.: Aslında her zaman vardı. Bundan 15 sene evvel mesela Burhanettin Tonguç, Arto Tunçboyacıyan öyle bir grup kurulmuştu. Ama finans bulamadıkları için hayata geçmemişti. Bizim şansımız Türkiye'de dünya ve enstrümantal müziği takip eden bir kesimin oluşması. Çünkü artık besteler dejenere olmaya başladı. İnsanlar yeni bir şeylerin peşindeler. Kulaklar artık aynı şeyleri duymaktan bıktı. İnsanlar müziği öğrenmeye, bilmeye başladılar. Mesela Sezen Aksu'ya eşlik ediyorum, Açıkhava'da Sezen Hanım bir parçaya giriyor, yedi bin kişiden hiç tonalitesi bozulmadan aynı ses çıkıyor. İnsanların kulağı da sağlamlaştı yani.
Ritim duygusu insanlarda, hayatta nereye tekabül ediyor?
M. A.: İnsan güne başladığı zaman bir ritmik hayatı var. Banyoya aynı tempoda gidersiniz, aynı tempoda giyinirsiniz, sadece zaman farklıdır. Hayatını ritme etmek kadar düzgün yaşama şekli yok bence. Bir de yeni jeneresyon çok fazla farklı müzik dinliyor, araştırmacı bir tutumla yapıyor bunu. Afrika, Uzakdoğu, Arap, Hint olsun, o yüzden dünyada da perküsyon öne çıkmaya başladı.
H. A.: Türk insanının genlerinde var. Mehteran mesela. Türk müziğinde 120 zamana kadar usul kalıpları bulunuyor. Bu da Türk insanının ritmi sevdiğine tekabül ediyor. Hindistan hariç bu kadar ritim zenginliği olan bir ülke yok. Yaşamda ise insanın yürümesi, kalp atışları hepsi ritme dayalı. Bilinçaltında bir şey var. İnsan strese girdiği ya da bir sorunun cevabını veremediği zaman elleriyle ya da ayağıyla hemen ritim tutar, bedende ritimle ilgili çok şey var çünkü.
Akataylar kimdir?
M. A.:1969 doğumluyum ben. İki kızkardeşimiz daha var. Babamız hanendeydi yani büyük fasıl heyetinde şarkı okuyan kişiydi. Perküsyon çalardı. Yedi sekiz yaşlarında evde bir şeyler yapıyorduk. Babam okumamızı istedi ama ekonomik şartlar elvermedi. Ben futbolcu olmak istiyordum. Oynuyordum da. 13 yaşında profesyonel olarak çalmaya başladım. İlk defa İzmir Kadifekale'de bir fasılda sandalyeye oturduğumda ayaklarım yere değmiyordu. Fasıl çalıyorum ama uyukluyorum. Babam beni kaldırıyordu, hadi eve gidiyoruz diye.
H. A.: 1963 doğumluyum. Babamın yedi sekiz tane darbukası vardı. Türk müziğini ondan öğrendik. Aletlerine çok düşkün bir insandı. Derisini kendi seçer ve takardı. Altı yedi yaşlarındaydım ve komşularımızı çok rahatsız ederdim, benden şikayetçiydiler yani. Babam bir darbukayı alır gider, gerisi bana kalırdı. Biraz berduş ruhluydum ama darbukayı çok seviyordum. Günün belli saatlerinde darbuka çalar, sonra vın kaçar, top oynardım filan. Şimdi 12 yaşında oğlum var; albümde bir parçada eşlik etti. Bazen çok kızıyorum ama kendimi görüyorum, o da oyuna çok düşkün. Yaklaşık 11 yaşında ilk defa sahneye çıktım. 13 - 14 yaşında İzmir camiasında profesyonel ritimciliğe başladım. '86'da İstanbul'a geldim.
Niye?
H. A.:İzmir'de yapabileceğimiz çok bir şey kalmamıştı. Türkiye'nin kalbi burada atıyordu. Geldim İstanbul'a, Beyoğlu'nda otelde kalmaya başladım. Zaman zaman otel parasını ödeyemiyordum. Çünkü evliydim, kızımı 40 günlük bebek bırakmıştım. Eve para göndermek zorundaydım, otel masraflarını karşılayamıyordum. Otel sahibi Nuri Abi bizleri idare ediyordu. Şu anda bir şeyler yapabiliyorsak, buraya gelene kadar büyük zahmetler çektik.
M. A.: Ben abimden sekiz ay sonra geldim. İdolumuz insanlar vardı, İstanbul'da. Burhanettin Tonguç, Metin Şanlıer gibi. İlk Emrah ile çalıştık. Zaman akıp geçti, kendimizi plak piyasası içinde bulduk. Çok yoğun, tatil olmaksızın kayıtlar çalmaya başladık. İbrahim Tatlıses, Tarkan, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Nilüfer, Ajda Pekkan aklınıza kim gelirse çalmaya başladık.
Ders aldınız mı hiç?
M. A.: Burhanettin Tonguç ile tanıştık. 14 yıl oldu öleli... Ondan dersler aldık. Hem nota hem ritim kombinasyon. Orkestra içinde bir perküsyoncunun kendine nasıl yer bulması gerektiğini öğretti bize. İşin ahlakını öğretti. Hatta o dönem kısmi felçliydi. Evinde ders veriyordu. Bütün öğrencilerinden ders parası alırdı, bizden almazdı. 17 yaşındaydım zaten. Beni 80 metromda çalıştırıyordu ama ben onu 100'e çıkartıyordum. Benim ellerimi tutuyordu, "Dur ben yaşlıyım," diye.
Bu kadar insanla çalıştınız, birlikte çalışmaktan en keyif aldığınız kim?
H. A.: Hepsi çok keyifli, yorum yapmayalım. Zaten sanatçıdan zarar gelmez.
Yurtdışında festivallerde de çaldınız, farkı nedir?
H. A.: Festivalde çalmak zevkli. Çünkü oraya gelen insanların müzikle birebir bağlantısı oluyor. Bir perküsyon festivaline gelen insanların genellikle perküsyoncu olduğunu bildiğimiz için oradaki elektrik çok daha yüksek düzeyde oluyor.
Kandırmaca performanslar ve çalar gibi gözükenlerden hoşlanmadığınızı söylüyorsunuz bir yerde, kim bunlar?
M. A.: Becerisi çok kısıtlı, araştırması olmayan, geçmişi olmayan bir kişi, gelip büyük birine çalabiliyor mesela. Arada kaynıyor, ben bunlara kızıyorum. İşi profesyonel yapan, içine sindirmiş, geçmişinde araştırma yapmış ve piyasaya çıkmış perküsyoncu sayısı az.
Kolay mı gözüküyor ne, vurmalı çalmak, darbuka çalmak?
M. A.: Dünyanın en zor matematiği aslında. O kadar çok ki Türk müziğinde ritim. Kendi içinde de varyasyonları var. Onu yapabilmek beyni bölmeyi gerektiriyor. Dört kişi dokuz dörtlük çalıyor diyelim, her çalanın bir karakteri var ama. Devamlı işiniz matematikle. 100 kişiye de birlikte çaldırabilirsiniz, bin kişiye de ama bu işi çok iyi bilen insanlara.



Son düzenleyen Kral_Aslan; 1 Mayıs 2008 17:06
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
18 Ocak 2007       Mesaj #14
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
MERCAN DEDE'DEN İNGİLTERE ÇIKARMASI!

Ünlü sanatçı Mercan Dede, son albümü 'Su'yu tanıtmak üzere İngiltere'nin başkenti Londra'da konser verdi.

Kanada'da yaşayan ve asıl adı Arkın Ilıcalı olan sanatçının Londra'nın merkezindeki Forum'da verdiği konseri, yaklaşık 2 bin kişi izledi.

Müziğini ''gönül müziği'' olarak nitelendiren Mercan Dede, gittiği her kentte beklediğinin üzerinde bir ilgi gördüğünü belirtti.

Konserinde albümündeki eserlerin yanı sıra Türk Sanat Müziği'nin klasikleşmiş eserlerine, Sezen Aksu ile Sertab Erener'in albümleri için yaptığı remikslere de enstrümantal olarak yer veren Mercan Dede, yaptığı müzikte herkesin kendisinden bir şeyler bulabildiğini söyledi.

56 konserden oluşan İngiltere turnesinde Türkiye'nin tanıtımına büyük katkı yaptığına inandığını belirten Mercan Dede, AB sürecindeki Türkiye'ye bu tür konserlerin büyük bir destek sağladığına dikkat çekti.

Mercan Dede, İngiltere turnesinin ardından, İspanya, İtalya ve Almanya'da konserler vereceğini bildirdi.
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
19 Ocak 2007       Mesaj #15
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi

MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
25 Ocak 2007       Mesaj #16
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
MERCAN DEDE'NİN AVRUPAİ NEFES'İ

Mercan Dede’nin ‘Nefes’ albümü, World Music Chart Europe’un (Avrupa Dünya Müziği Listesi) 2006 en iyi 150 albüm sıralamasında diğer popüler isimlerin arasında ikinci sırada yerini aldı.
LONDRA - Temmuz ayında WMCE listesinde birinci olan ‘Nefes’ albümü 4 ay boyunca listede ilk 5 albüm arasında gösterilmişti.

WMCE listesi 20 farklı ülkeden seçilen profesyonel jüri üyelerinin oyları ile oluşturuluyor.

Eleştirmenlerin beğendiği albüm dinleyiciler tarafından da i-Tunes’un en çok indirilen dünya müziği albümlerinden.

Mercan Dede bu başarılarının yanı sıra, BBC World Music Awards’a Club Global dalında ödüle aday olarak gösterildi.

WMCE (AVRUPA DÜNYA MÜZİĞİ LİSTESİ) 2006
1. GOLD & WAX Gigi, Ethiopia/USA (Palm Pictures)
2. BREATH Mercan Dede, Turkey/Canada (Doublemoon)
3. SAVANE Ali Farka Toure, Mali (World Circuit)
4. NIGER Afel Bocoum, Mali (Contre-Jour)
5. NE UZ VIENU DIENU Ilgi, Latvia (UPE)
6. TRAVESIAS Susana Baca, Peru (Luaka Bop/Virgin)
7. ZANDISILE Simphiwe Dana, South Africa (Skip)
8. LA CANTINA Lila Downs, USA (Peregrina/Narada)
9. WONAI Oliver Tuku Mtukudzi, Zimbabwe (Sheer Sound)
10. MISH MAOUL Natacha Atlas, UK (Mantra)
11. AY AY LOLO Menwar, Mauritius (Marabi)
12. THE SEEGER SESSIONS Bruce Springsteen, USA (Sony)
13. MHM A-HA OH YEAH DA-DA Darko Rundek & Cargo Orkestar, Croatia (Piranha)
14. YELLOW FEVER Senor Coconut, Germany/Chile (Essay Recordings)
15. QUE LINDA ES MI CUBA Saborit, Cuba (Tumi Music)
16. LUNGHORN TWIST Accordion Tribe, Various (Intuition)
17. TIMELESS Sergio Mendes, Brazil/USA (Concord)
18. LA GHRIBA - LA KAHENA REMIXED Cheb i Sabbah, USA/Algeria (Six Degrees)
19. LUNATICO Gotan Project, France/Argentina (Ya Basta)
20. THE ROUGH GUIDE TO THE MUSIC OF IRAN Various, Iran (World Music Network)


MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
7 Şubat 2007       Mesaj #17
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Arkın Allen / Mercan Dede
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
20 Şubat 2007       Mesaj #18
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
B00007GZCN01LZZZZZZZ
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
11 Mart 2007       Mesaj #19
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
4646io2

DJ Arkın Allen Tribal Trio (Mercan Dede DJ Set)
tarih : 17 Mart Cumartesi, 21:00
mekan : Ooze Venue


bilet fiyatları
23 YTL




trans
trans ön bilgi
- Etkinlikte yaş sınırı yoktur.
- Alkollü içki satışı vardır.
- Belirtilen saat kapı açılış saatidir.
- Etkinlik alanı içine video, fotoğraf makinası vb. digital kayıt cihazları alınmayacaktır.
- Ooze Venue, etkinlik için uygun olmadığını tespit ettiği kişileri, bilet ücretini iade etme koşulu ile mekana almama veya mekandan çıkarma hakkına sahiptir.
trans
trans etkinlik hakkında bilgi
DJ Arkın Allen Tribal Trio (Mercan Dede DJ Set)

Son albümü "Nefes" ile World Müzik Chart Europa'ta uzun süre bir numarada kalan MERCAN DEDE bu kez DJ Arkın Allen Tribal Trio ( Mercan Dede DJ Set ) ile 17 Mart'ta Club Ooze'de.

Doğunun müzikal pratikleriyle modern dünyanın elektronik seslerinin buluşturan ve bünyesinde akustik enstrümanlara da yer veren, geniş bir underground müzik yelpazesinde dolaşan bu pojeye mercan dede sufi kimliğinin bir yansıması olan ney ile farklı bir boyut kazandırıyor.




MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
12 Mart 2007       Mesaj #20
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Mercan DEDE


Mercan Dede (nam-i dig?er DJ Arkin Allen), dog?uya özgü Sufi müzig?inin ilahi geleneg?ini çag?das¸ müzig?in tinilariyla incelikli bir s¸ekilde harmanlayarak eski ile yeniyi, Dog?u ile Bati'yi birles¸tiriyor. Sufi inancina yürekten bag?lilig?iyla taninan Dede, Sufi makamlarin yorumuna ve özgün bestelerin tinilarina ve dog?a ile verenin ritmlerine getirdig?i ilahi boyutu isimsiz müzig?inde yansitiyor.

1966 yilinda Türkiye'de dog?an Arkin Ilicali üniversite yillarinda Kubbealti Cemiyeti'nde neyzen Ömer Erdog?du'larin ög?rencisi oldu. Ayni dönemde tasavvuf müzig?i ve kültürünün bu dönemdeki önemli aydinlarindan olan ve ayni zamanda bendir enstrümaninin yas¸ayan en büyük ustasi kabul edilen Nezih Uzel'den de bendir ve Türk ritmleri eg?itimi aldi. Ebru sanatini ög?rendig?i büyük ney üstadi Niyazi Sayin'dan fazlasiyla etkilendi. 1988 yilinda göç ettig?i Kanada'da güzel sanatlar üzerine lisans ve yüksek lisans eg?itimini tamamlayan Mercan Dede ayni üniversitede bas¸ladig?i ög?retim üyelig?ine, müzik çalis¸malarinin ag?irlik kazanmasi sebebiyle kisa bir süre önce ara verdi.

1990'dan bu yana deg?is¸ik Sufi gruplar ile Avrupa, Kanada, ABD ve Türkiye'de müzik çalis¸malarina devam eden sanatçinin "Mercan Dede Ensemble" grubu 1997 yilinda kuruldu. Mercan Dede'nin ilk albümü "Sufi Dreams" bag?imsiz bir plak s¸irketi olan Golden Horn s¸irketi tarafindan çok az sayida basilip dag?itildi Buna rag?men gerek Kuzey Amerika gerekse Avrupa'da çok olumlu eles¸tiriler aldi. Alman televizyonu Saarlandischer Rundfunk Sufi kültürü üzerine hazirladig?i belgeselde Mercan Dede'ye yer verdi. Belgeselin müzig?i ise yine Mercan Dede tarafindan gerçekles¸tirildi. Sanatçinin 2. albümü "Journey's of a Dervish" 1999 yilinda Goldenhorn Plak S¸irketi’nden çikti.

Reji ve koreografisini Beyhan Murphy'nin gerçekles¸tirdig?i ve Modern Dans Toplulug?u tarafindan sergilenen “Seyahatname 2001” adli gösteri için bestelenen müziklerden olus¸an Seyahatname albümü Doublemoon etiketiyle yayinlandi. Yine ayni yil dünyanin en prestijli caz festivallerinden Uluslararasi Montreal Jazz Festivali'nin "Dog?u ile Bati Bulus¸uyor" bas¸likli konserinde, Burhan Öçal ve Jamaaladeen Tacuma ile Mercan Dede Trio olarak 170.000 kis¸inin önünde sahneye çikti. Yeni projesi Secret Tribe ile Banlieues Bleues Festival, Rasa Cultur Center, Bimhuis gibi Avrupa'nin önemli caz ve dünya müzig?i kulüpleri ve festivallerini içeren Türkiye/Avrupa turnesini gerçekles¸tirdi. Olumlu eles¸tiriler üzerine Secret Tribe ile 2002 yilinda 2. albümleri “Nar” Doublemoon tarafindan yayinlandi.
Secret Tribe ile katildig?i dünya müzig?inin en önemli iki festivali Womex ve Transmusicale de Rennes’deki büyük ilgiden sonra 2003 yazinda 30 konserlik Avrupa turunda dünyanin sayili festivallerinden Montreux Jazz Festivali (I?sviçre), JazzaVienne (Fransa), Etnosur (I?spanya), World Roots Festival (Hollanda), Popdeurope (Almanya)'da sahne aldi. Avrupa turnesinin bas¸arisi Womex 2003'te BBC Radio 3 Awards'da "Orta-Dog?u ve Kuzey Afrika"ile "Club Global" olmak üzere iki dalda ödüle aday gösterilmesini sag?ladi. Mercan Dede 2003’te 2 dalda ödüle aday olan tek sanatçi oldu.

Müzisyenlig?i süresince Kani Karaca, I?hsan Özgen, Peter Murphy, Natacha Atlas, Musafir, I?lhan Ers¸ahin, Jamaledeen Tacuma, Hugh Marsh, Omar Sosa, Mich Gerber, Fazil Say, Susheela Raman, Trans Global Underground, Dhafer Youssef gibi klasik, dünya ve alternatif müzig?inin dev isimleri ile ayni sahnede yer alan Mercan Dede ayni zamanda yapimci olarak da bir çok çalis¸maya katildi. Peter Murphy'nin son albümünde ortak yapimcilig?i üstlenen sanatçi Nusrat Fateh Ali Khan'in yapimcilarindan Real World S¸irketi'nin yapimcisi Michael Brooks, Groove A La Turca'nin yaraticisi ve electrik bas gitarin ustasi Jamaledden Tacuma, arka arkaya 6 yil Kanada'nin en iyi emprovizasyon sanatçisi ödülünü alan Hugh March ile ortak albümler hazirladi.

Ocak 2004’de genç yeteneklerden olus¸an bir grup kuran Mercan Dede New York’ta düzenlenen ve 5 kitadan 16 farkli müzisyen ve grubun katildig?i “GlobalFEST” adli festivale konuk oldu. Dede, ayrica, Kültür Bakanlig?i tarafindan bas¸latilan ve Türkiye’ye kültürel alanda dünyada temsil edecek olan “Güldestan Projesi”nin de müzik direktörlüg?üne getirildi.

Sanatçinin Mercan Dede kimlig?indeki acemilikten çiraklig?a geçis¸i olarak tanimladig?i 5. albümü “Su” Temmuz 2004’de piyasaya çikti. “Su”ya Hugh Marsh, Susheela Raman, Özcan Deniz, Sabahat Akkiraz, Dhafer Youssef, Ceza, Göksel Baktagir gibi ünlü müzisyenler konuk oldular. Yeni albümle beraber yine yollara düs¸en sanatçi, Malta Dünya Müzikleri Festivali’ne katildi.

Temmuz ayinda ABD’de piyasaya çikan double albümü “Sufi Traveler”in tanitimi için gerçekles¸tirdig?i ABD turnesinde izleyicilerin ve eles¸tirmenlerin büyük ilgisiyle kars¸ilas¸ti. Global Rhythm Magazine Eylül sayisinda Mercan Dede’yi kapak yapti ve 4 sayfa röportajina yer verdi. Turnenin ardindan I?stanbul’da 5 Ag?ustos’ta konuklari Susheela Raman, Dhafer Youssef ve Ceza ile verdig?i açikhava konserinde sevenleriyle bulus¸tu. Mercan Dede Eylül’de Berlin’de düzenlenen S¸imdi/Now Festivali’ne katildiktan sonra Aralik ayinda Türkiye turnesini gerçekles¸tirecek.

Troya Medya Mercan Dede’nin müzikal yolculug?unu filme aldi ve belgesel CNN Türk’de iki kez yayinlandi.


Mercan Dede Diskografi

SU (2004- Doublemoon Records)

NAR (2002 - Doublemoon Records )

SEYAHATNAME (2001 - Doublemoon Records)

JOURNEY OF A DERVISH (1999 - Golden Horn Records)

SUFI? DREAMS (1996 - Golden Horn Records)



DJ ARKIN ALLEN (nam-i dig?er Mercan Dede)

Mercan Dede, Arkin Allen adi altinda DJ, prodüktör ve remiks sanatçisi. Kendi plak s¸irketi Sugarmon’dan çikan bir solo albümü ve çes¸itli toplama albümlerde yayinlanmis¸ 30'dan fazla single parçasi Interchill, Sony, Dragonfly, Michino gibi plak s¸irketleri tarafindan Kuzey Amerika ve Avrupa'da dag?itildi. Aralarinda Danny Tenaglia, Swan Vath, Cold Cuts, Derrick May, Jeff Mills, The Orb gibi birçok ünlü DJ'le birlikte sahne alan Allen Arkin kendi parçalarindan olus¸an tribal techno'dan drum&bass'a kadar genis¸ bir underground müzik yelpazesindeki solo albümü “Fusion Monster”i Numoon etiketiyle Nisan 2004’de piyasaya çikardi. Arkin Allen albümün ardindan Anadolu’nun birçok s¸ehrinde dinleyicisiyle bulus¸tu.

Benzer Konular

18 Ekim 2015 / Mystic@L Sinema tr
8 Eylül 2018 / ThinkerBeLL Deniz Bilimleri