Arama

Aşık Mahzuni Şerif

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 6 Aralık 2013 Gösterim: 39.430 Cevap: 1
P.u.S.u - avatarı
P.u.S.u
Ziyaretçi
7 Haziran 2007       Mesaj #1
P.u.S.u - avatarı
Ziyaretçi
Aşık Mahzuni Şerif

Sponsorlu Bağlantılar
mah11
Ne dedimse halka hiç yaramadı
Ben gittikten sonra ararlar beni
Boşa cahillerin gözü karardı
Kuru çene ile yorarlar beni

Mahzuni Şerif'im gayri gam yemem
Ondan ötesini kimseye demem
Ufak vücuduma kefen istemem
Varsa insanlıkla sararlar beni


1938 yılının bir sonbahar günüydü, o günün yarısında Döndü ananın ağrısı bitecekti. Ama daha küçük yaşlarda o dünyaya getirdiği bebe; bağlamasını yoksul halkının dertleriyle, ağıtlarıyla ağlatacak, giderek daha duyarlı, daha toplumcu içerik kazandıracaktı dizelerine...

İlk yıllarda mezhepsel çelişkileri yergili bir dille betimlerken, daha sonra halk dertlerini dile getirmeye çalışacak, o nedenle de bazı politik baskılar görecekti. Hak ile halkı birleyerek emeği savunacak, emeğin savaşımını verecekti.

Mahzuni Şerif tüm baskılara karşı haklıların simgesi olarak <<bizim suçumuz, şerefimiz>> dir diyecekti. Coşkulu yüreğiyle çağdaşlarına göre daha çok üretiyor, özgün söz ve müziğiyle Türk folklor üne kaynak oluşturuyordu. Ama ne yazık ki onun, şiirine kendi adı konulmuyor, baş­kaları onun sırtından çıkar sağlıyordu.

Mahzuni sazını eline aldığı günden bu yana her türlü sömürüye karşı savaşımın içinde birleştirici söz öğelerini kullanıyor, böylece kendine özgü bir yol çiziyordu.

Aşık Mahzuni'yi anlatmak için bir noktayı, içtenlikle vurgulamak istiyorum. Ozanımız <<Neyzen>> gibi biraz demlidir, ama bu duyarlı olmanın bir gereğiydi; doğaçtan söyleyebilmesi için dem onda olumlu etki yapıyordu dem de olsa az almak zorun­daydı, çünkü sağlığının ve sanatının koşulları böyle gerektiriyordu. O, aşıklık geleneğini yerine getirirken halkın gözü, kulağı olmaya özen göstermeliydi.

1960 ile 1980 yılları arasında yurt dışında bir kez Avustralya, çok kez de Avrupa'da konserler vererek, yine ulu­suna, halkına sevgiler gönderiyor; <<dünya tembellerin, haksızların değil, çalışanların, haklıların olmalıdır>> diyerek sarı sazın tellerini inletiyordu...

Umarım ki ozanımız Mahzuni Şerif bundan böyle de, yaşadığı sürece birliği, erliği, güzelliği toplumsal ve evrensel içerikli dizelerde sevgili halkımıza duyurmanın kıvancını yaşar...
A. İhsan Aktaş



Merhaba diyorum Berçenekli Mahzuni'ye
Ben, O'nu ilk tanıdığım 1960 yılından bu yana
adım adım gözledim. Çünkü Mahzuni Şerif
"oğulluğum" olmuştu. Nasıl, neden izlemeyim

O'nun duygılu sesinin, ustaların ustası tezene
vuruşunun onbinlerce sevdalısından biri
olmuştum o günden bu yana...

Hicivlerini deyişlerini varsın başkaları
değerlendirsin. O'nu tanıdığım, aynı çağda
yaşadığım için kendimi mutlu hissediyorum...

Çünkü, bir Pir Sultan, bir Karacaoğlan, bir Nesimi
bir Kaygusuz Abdal, bir Ruhsati ve daha
benzer nicelerini deyişlerinden tanımıştım...

Fikret Otyam - Haziran 1990

Aşık Mahzuni'ye ait bazı türküler:
İşte gidiyorum çeşmi siyahım, Kanadım deydi sevdaya, Körpe iken kırdın felek dalımı, Dom dom kurşunu, Kirvem, Zevzek, Bugün ben şahımı gördüm, Ağlasam mı...


Ve Aşık Mahzuni Şerif 17.05.2002 tarihinde tedavi gördüğü Köln-porz hastanesinde, sabaha karşı aramızdan ayrılır...


Ağlasam mı

Mevlam Gül Diyerek İki Göz Vermiş
Bilmem Ağlasam Mı Ağlamasam Mı
Dura Dura Bir Sel Oldum Erenler
Bilmem Çağlasam Mı Çağlamasam Mı

Yoksulun Sırtından Doyan Doyana
Bunu Gören Yürek Nasıl Dayana
Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana
Bilmem Söylesem Mi Söylemesem Mi

Mahzuni Şerifim Dindir Acını
Bazı Acılardan Al İlacını
Pir Sultanlar Gibi Dar Ağacını
Bilmem Boylasam Mı Boylamasam Mı



Yuh Yuh

Uzaktan Yakından Yuh Çekme Bana
Sana Senin Gibi Baktım İse Yuh
Efendi Görünüp Bütün İnsana
Hakkın Kullarını Yıktın İse Yuh

Bu Kadar Milletin Hakkın Alanlar
Onları Kandırıp Zevke Dalanlar
Diplomayla Olmaz Hakim Olanlar
Suçsuzun Başına Çöktüm İse Yuh

Ben İnsanım Benden Başlar Asalet
Asillere Paydos, Beye Nihayet
Şu İnsanlık Derde Girerse Şayet
Ona Yar Olmaktan Bıktım İse Yuh

Yuh Yuh Soyanlara
Soyup Kaçıp Doyanlara
İnsanlara Kıyanlara
Yuh Nefsine Uyanlara Yuh



İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım

İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da

Haydi dolaşalım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ötmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da

Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuninin berbat haline
Mervanın elinde parelense de



Delaley

Bağa Girdim Bağbanı Yok
Güle Sordum Figanı Yok
Sürüyü Kurtlar Dalamış
Bu Sürünün Çobanı Yok
Ah Le Delale Delale
Nereye Başı Delale

Dere Kavuşur Dereye
Akar Gider Gemere’ye
Savaşı Girmiş Yüreğe
Yarası Yok Çıbanı Yok
Ah Le Delale Delale
Nereye Başı Delale

Mahzuni’yim Doğrusunun
Dermanı Yok Mudur Bunun
Sevdaya Giden Yolcunun
Çarığının Tabanı Yok
Ah Ley Delaley Delaley
Nereye Başı Delaley



Al Birini Vur Birine

Yıkılası Bozuk Düzen
Bıçak Kemiğe Dayandı
Gayrı Bize Yazık Düzen
Gönlümüz Kana Bulandı

Al Birini Vur Birine
Koydu Bizi Heç Yerine
Vay Boyunuz Devrileydi
İnandık Körü Körüne

Ağar Kara Saçım Ağar
Hıçkırık Sinemi Boğar
Bu Yılda Böyle Giderse
Başımıza Taşlar Yağar

Al Birini Vur Birine
Koydu Bizi Hiç Yerine
Deli Miydik Serseri Mi
İnandık Körü Körüne

Gel Mahzuni Söyle Sözü
Harap Ettik Yazı Güzü
Daha Karanlık Basmadan
Üsküdarı Geçti Dürzü

Al Birini Vur Birine
Koydu Bizi Hiç Yerine
Gönlümün Gözü Çıkaydı
İnandım Körü Körüne
Bu Yıl Benim

Bu yıl benim yeşil bağım kurudu
Dolu vurdu yapraklarım çürüdü
Benim de saz tutan elim var idi
Şimdi bir köşede yatar ağlarım

Benim ile lokma yiyip içenler
Gölgemin altında konup göçenler
Sizi zalim dar günümde kaçanlar
Ben kendi kendime çatar ağlarım

Çırpına çırpına bir yuva kurdum
Bebeği görmedim kundağı gördüm
Derya'da boğuldum karaya vurdum
Çileden çileye bakar ağlarım

Mahzuni Şerif'im budur ahvalim
Zamane bozulmuş insanlar zalim
Kıyamete kadar gider bu halim
Sabır edip matem tutar ağlarım.

Kirvem
Kirvem Bu Yıl Bu Dağlarda Aman
Sensiz Yazın Tadı M'olur Aman
Selamın Niye Kesildi Aman Aman Aman Aman
Bir Selamın Adı M'olur Aman

Kirvem Aman
Ne De Çabuk Geçti Zaman
Aman Aman Aman Aman Oy

Can İçinde Can İçinde Aman
Can Erir Zaman İçinde Aman
Böyle Kader Olmaz Olsun Aman Aman Aman Aman Hüseyinim Kan İçinde Aman

Varsam Gitsem Erzincan'a Aman
Hüseyinim Gelmiş M'ola Aman
Der Mahzuni Bu Dağlarda Aman Aman Aman
Böyle Yiğit Ölmüş M'ola Aman



Nem Kaldı

Parsel Parsel Eylemişler Dünyayı
Bir Dikili Taştan Gayrı Nem Kaldı
Dost Köyünden Ayağımı Kestiler
Bir Akılsız Baştan Gayrı Nem Kaldı

Padişah Değilem Çeksem Otursam
Saraylar Kursam Da Asker Yetirsem
Hediyem Yoktur Ki Dosta Götürsem
İki Damla Yaştan Gayrı Nem Kaldı

Mahzuni Şerifim Çıksam Dağlara
Rastgelsem De Avcı Vurmuş Marala
Doldur Tüfeğini Beni Yarala
Bir Yaralı Döşten Gayrı Nem Kaldı



Durmuş

Durmuş Bizim Köyden Haber Sorarsan
Harman Kalktı Bulgurları Serildi
On Yedi Yıl Evvel Ölen Haccelli
Seksen Bir Yaşında Yeni Dirildi

Kömsük Hasan İnek Alıp Satıyor
Kasımın Oğlu Da Düğün Tutuyor
Çil Mehmet Yel Oldu Düştü Yatıyor
Bir Acayip Kulakları Gerildi

Götürdüler İbiklerin Turgayı
Kel Muhtara Sövdüğünden Dolayı
Kır Bekir Bilmeden Tutmuş Kalayı
Çok Ayıp Yerinden Serum Verildi

Üç İt Tuttu Yahyaların Hasanı
Toz Ediyor O Geçeye Geçeni
Bizim Yusuf Değiştirmiş Lisanı
Bir Bak Görsen Kırıldı Dı Kırıldı

Şimdilik Bu Kadar İşte Durmuşum
Selam Edip Hatırını Sormuşum
Gece Olmuş Geç Farkına Varmışım
Sığır Geldi Sıpaları Devirdi



Bana Yücelerden Seyreden

Bana Yücelerden Seyreden Dilber
Siyah Kipriklerin Ok Mu Cananım
İnsaf Et Yüzünü Yüzüme Dönder
Izdırabın Sonu Yok Mu Cananım

Gönül Sevdi Benim Günahım Nedir
Yandım Hasretine Bunca Senedir
Mecnunun Derdinden Derdim Fenadır
Izdırabın Sonu Yok Mu Cananım

Bu Dünya Misaldir Çatısız Hana
Ebedi Kalmadı Saha Sultana
Deryanın İçinden Bir Damla Bana
Bu Da Mahsuni'ye Çok Mu Cananım



Duaz-ı İmam

Üryan Büryan Vardım Pir Dergahına
Medet Ya Muhammet Ya Ali Diyerek
Gönül Verdim Gönül Şahlar Şahına
Hünkar Hacı Bektaş Veli Diyerek

İmam’ı Hasandır Hubların Başı
Hüseyin Der Akar Gözümün Yaşı
İmam Zeynel Sabredenin Yoldaşı
Ağlasam Gülerler Deli Diyerek

Feylim Gıblegahım Muhammet Bakır
Kırkların Bağında Bülbüller Şakır
Cafer-Ü Sadık’a Talibim Şükür
İkrar Verdim İkrar Beli Diyerek

Musa-İ Kazım Dır Mazlumlar Şahı
Aliyyü Rıza Dır Şahın Ervahı
Şahda Ki Nakiye Çekerim Ahı
On İki İmamın Gülü Diyerek

Hasan-Ül Asker’ İ Ol Ali Aba
Muhammet Mehciye Mest-Ü Merhaba
Serin Koymuş Serin Mahzuni Baba
Yol Muhammet Ali Yolu Diyerek



Ne Dedimse Halka

Ne dedimse halka hiç yaramadı
Ben gittikten sonra ararlar beni
Boşa cahillerin gözü karardı
Kuru çene ile yorarlar beni

Duman eksik olmaz her yüce dağda
Bülbül eksik olmaz her yeşil bağda
Atomun patlayıp bittiği çağda
Onun ötesinde sorarlar beni

Ebedi değildir şu yüce dağlar
Ebedi değildir şu yeşil bağlar
Öz gardaşım ama bizim softalar
Mezarımda bile kırarlar beni

Mahzuni Şerif'im gayri gam yemem
Ondan ötesini kimseye demem
Ufak vucuduma kefen istemem
Varsa insanlıkla sararlar beni.
Diğer Şiirleri->

Biyografi Konusu: Aşık Mahzuni Şerif nereli hayatı kimdir.
serhat_11 - avatarı
serhat_11
Kayıtlı Üye
6 Aralık 2013       Mesaj #2
serhat_11 - avatarı
Kayıtlı Üye
Aşık Mahzuni Şerif
MsXLabs.org & Vikipedi, Özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar


Şerif Cırık veya tanınan adıyla Aşık Mahzuni Şerif (17 Kasım 1940, Afşin, Kahramanmaraş - 17 Mayıs 2002, Köln), Türk halk ozanı.

Kahramanmaraş'ın Afşin İlçesi'nin Berçenek Köyü'nde (şu anda ismi Tarlacık köyü) dünyaya geldi. 1955 yılında, sonradan Ankara'ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu'na kaydoldu. 1960'ta eşi Suna'yı kaçırdı ve 6 ay köyünde kaldı. Bu sırada okulu Balıkesir'e nakledildi. Okul komutanının çabası ile yeniden okula dönen Aşık Mahzuni, 6 ay devamsızlık yaptığına ilişkin bir ihbar üzerine okuldan atılınca yeniden köyüne döndü. 1964 yılında ilk plağı ile müzik piyasasına girdi.
Bir süre Gaziantep'te ikamet ettikten sonra Ankara'ya taşındı. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından Dünya'nın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi.
Sivas Dramı adlı türküsünü, Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlere ithaf etmiştir.

Hakkında açılan dava

2001 yılının Kasım ayında kendisine, "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laiğim. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, DGM tarafından aleyhinde dava açıldı. Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM'de yapıldı.

Ölümü

2001'in başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle, JFK Hospital'da yoğun bakım altına alındı. Mayıs ayında taburcu edildi. 17 Mayıs 2002 tarihinde, evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Mahzuni Şerif 60'lı yaşlarında Almanya'nın Köln şehrinde vefat etti. Vefat ettiğinde, DGM'deki davası henüz sonuçlanmamıştı.
Mezarı şu an son ikamatgâhı olan Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgededir.

Eserleri

Türk halk müziği sanatçıları tarafında söz ve besteleri sıklıkla kullanılmıştır. Araştırmacı Yazar Battal Pehlivan'ın Aşık Mahzuni Şerif'in yaşamı ve sanatı üzerine yaptığı incelemenin adı Dom Dom Kurşunu idi. Dom Dom Kurşunu, Yedin Beni, Yuh Yuh, Fadimem, Gül Yüzlüm, Ciğerparem,Merdo,Dostum Dostum, Han sarhoş Hancı sarhoş, Çeşmi Siyahım,Yalan Dünya, Ağlasam mı?,Abur Cubur Adam, Katil Amerika ve Ekmek Kölesi gibi eserleriyle tanınan Aşık Mahzuni'nin türkülerini İbrahim Tatlıses'ten Ahmet Kaya'ya Mahsun Kırmızıgül'e Murat Göğebakan'dan Selda Bağcan'a kadar birçok Türk halk müziği ve bazı pop müzik sanatçıları da okudu. Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Aşık Mahzuni'nin 453 plağı, 50 kasedi ve yayınlanmış 9 adet kitabı bulunuyor[2]. Ayrıca TRT tarafından çekilmiş 2 adet belgeseli bulunmaktadır.
Son düzenleyen Efulim; 10 Aralık 2013 14:17 Sebep: Mesaj düzeni.
Olması Gereken Şeylerin Adını İyilik Yapmak KoymuşIar.

Benzer Konular

28 Ocak 2021 / Misafir Genel Mesajlar
13 Eylül 2013 / HipHopRocK Bilim tr
7 Haziran 2007 / P.u.S.u Müzik tr
24 Temmuz 2009 / Misafir Tiyatro tr
11 Nisan 2016 / Baturalp Asker tr