Arama

Arto

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 18 Mart 2013 Gösterim: 15.367 Cevap: 0
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
18 Mart 2013       Mesaj #1
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Arto

Sponsorlu Bağlantılar
primary medium

Ermeni asıllı Türk vatandaşı olup asıl adı ve soyadı Harutyan Dalga'dır. Küçükken ona büyüyünce ne olmak istiyorsun diye soranlara, kalıbımı basarım ‘‘Meşhur olmak’’ diye cevap veriyordur, öyle bir şöhret meraklısı! Ama nedense benim konuştuğum adam sanki bir melekti! O adamı sevdiğimi -bana düşmez ama anlayabildiğimi bile- söyleyebilirim. Aslında çelişiyor gibi duracak ama işin böyle bir yanı da var: Bir tarafı hakikaten kanatlı melek. Sen ne istiyorsan onu yapıyor. Bir televizyon programını, bir gazete röportajını güzelleştirebilmek için elinden geleni ardına koymuyor. İstersen duşa gireyim orada fotoğraf çek diyor. Bunu yapmasının nedeni sana istediğini düşündüğü malzemeyi vermek. Bir tek zorluk bile çıkarmıyor. Senin istediğin bir başkasına saldırması o başkasının da karşılık vermesi, gürültü çıkması ve bu işlemin bol reyting getirmesini ise... derhal yerine getiriyor. Emir almış bir asker disipliniyle. Ne var ki, bir taraftan yükselip şöhret olurken, bir taraftan da dünyanın en sevimsiz imajına doğru emin adımlarla yürüyor! Tabii bu noktada iş biraz karışıyor: Kim bedel ödüyor, kim kazanç sağlıyor? Şimdi bir şey söyleyebilmek mümkün değil, taa en sonunda ‘‘adisyon’’a bakmak gerekecek. Bakalım bu yemek kime pahalı gelecek?

(Elinde bir pastayla geliyor. Bütün tüyleri geriye taranmış bir kedi gibi. Tırnakları da içeride! Şimdilik...)

Nereden ve ne münasebetle çıktınız?

- Şarkıcı olma hayalim yoktu. Eski kız arkadaşım Etiler'de bir pizzacıda yöneticilik yapıyordu, bir gün ‘‘Buranın üst katını işletir misin?’’ dedi. Ben de o sıralar geziyorum. Boş gezenin boş kalfası! Babam, kendi işinde çalışmamı istiyor, Perşembe Pazarı'nda demir tüccarlığı yapıyor, onunla çalışmayı reddediyorum, çünkü janrıma uygun bulmuyorum...

(Duruyor, reytinginin düşüp düşmediğini anlamaya çalışıyor, acaba sıkıcı şeyler mi anlatıyor?)

Sonra?

- Sayesinde bir işim oluyor! Cımbız adı verdiğim yere bir iki de solist buluyorum. Ben de arada, orkestraya bakarak, ‘‘Al beni, sar beni, sev beni, öp beni artııııık...’’ diye şarkılar söylüyorum. Yüzümü insanlara dönmüyorum çünkü utanıyorum. Belki de popomun güzelliğini izleyicilerim ilk o gün keşfetti!

(Numarası bu! Mutlaka söyleyeceği şeyin sonuna absürd, irkiltici, pek çok manaya çekilebilecek bir şey ekliyor. Amacı sizi şaşırtmak!)

Nereden ve ne münasebetle çıktınız'ın cevabını tam alamadım?

- Kendimde o hakkı buldum ve çıktım! Kimseyi de ilgilendirmez. Ne seni ne bir başkasını. Sen nereden çıktıysan, ben de oradan çıktım! Msn Happy Benim solist Cumhur, deviasyon ameliyatı geçirince ben de kendimi sahnelerde buldum...

(Ve işte Arto sahnede! İlk verdiği cevabın, karşısındakini tatmin etmediğini düşündüğü anda saldırganlaşıyor. Altta kalmayacak ya. Ama bu bir oyun. Bilerek yapıyor. Aslında karşısındakini memnun etmek için. Ondan böyle davranılması bekleniyor diye düşünüyor. Akıllı uslu bir cevap verirse şanına, Arto imajına yakışmayacak ya!)

Saldırgan bir hazır cevaplığınız var...

(Mahareti üzerine ilk soru geliyor! Daha bir dik oturmaya başlıyor. Gururlanıyor. Kendini inanılmaz önemsiyor. Acı olan şu ki, komik olduğunun farkına varmıyor...)

- Doğru. Çünkü geride backstage'imde bir kuyu var, oradan yararlanıyorum. Bu kadar cüretkar olabilmemin sebebi bu. Çünkü kuyudan çektiğim malzeme sağlam. Palavra atmam ben. Düşünsenize her söylediğim insanların üzerine yapışıp kalıyor. Yalan konuşmaktan hayat boyu nefret ettim. Hep düzgünlük ve doğruluk neferi oldum. Çünkü o kadar yanlış var ki bu ülkede. Kimse dur demiyor. Dur diyenlerin başları eziliyor. Medyatik olup bazılarını susturmak da Arto'ya düşüyor...

(Biraz uykum geliyor. İnsanlar ne zaman palavra atmaya başlasa aynı şey oluyor. Neden böyle durumlarda ‘‘Tıraşı kes! Teybimi alır giderim!’’ denmiyor?)

Gay'lere ait bir özellik mi bu saldırgan hazırcevaplık?

- Ne alakası var? Küstahlığımın cinsel tercihlerimle alakası yok! Sen de yeri geldiğinde saldırgan yazılar yazıyorsun. Yazmıyor musun? O zaman sen de lezbiyensin!

(Ama bu Arto hep aynı numarayı çekiyor! Soruya soruyla cevap veriyor. Bir de hiç susmuyor, amaç karşısındaki insanı yormak, yıldırmak ya, ha babam konuşuyor)

Siz herkese her şeyi soruyorsunuz, ben de şimdi size soruyorum: Gay olduğunuzu saklıyor musunuz?

- Böyle bir kimliği kabullenmiş değilim ki! Ne olduğum bende kalsın. Beyin gay'iyim ben. Benimle dans edecek çok az adam var. Zeki Müren de hiçbir şeyi deklare etmemiştir, ben niye edeyim? Zaten ben cinsiyet kavramına karşıyım. Bugün bir kadınla sevişmek isteyebilirim, yarın bir adamla. Sen bir kadına hiç mi sempati duymadın?

(E insanın sabrını taşırdığı zamanlar da oluyor!)

Bildiğim kadarıyla hiçbir kadının memelerini öpmek istemedim! Msn Happy

- Bazılarının kendi cinsine ilgisi daha az bazılarının daha fazla. Benimki marjinal noktada...

Benim tespitim siz birilerinden intikam alıyorsunuz. Birine bedel ödetiyorsunuz. Kime?

- Babama. Ona çok başarılı bir insan olduğumu göstermek istiyorum. Yıllarca hiç çalışmadım ben. Şımarık yaşadım. Hep sınıfta kaldım. Hani vardır ya, iyi durumdaki ailelerin o gerzek oğulları, tutarsız, aptal, parazit olurlar. Bir dönem öyleydim. Bana kızmakta haklıydı babam. Oysa abim 15 yaşındayken yazları onunla işe giderdi. Asi olan bendim, abim söz dinlerdi. Allah'tan şimdi 35 yaşındayım ve babam, küçük oğlu Arto Harutyum'la da gurur duyuyor...

Bu saldırgan hazır cevaplığınızın arkasında bir üste çıkma çabası da var sanki. Neyin üstüne çıkmaya çalışıyorsunuz?

- Kim ister ofsaytta kalmayı? Sen ister misin?

Size baktığımda şunu görüyorum: Herkesin aklından geçen ama kibarlık gereği dışa vurulmayan yargıları acımasızca ifade ediyorsunuz. a) Neden bu kadar kabasınız?

- Doğruları söylemek neden kabalık oluyor? Gülben Ergen satıyor, Hülya Avşar satmıyorsa bunu söylerim, niye söylemeyeyim? Mahsun Kırmızıgül sadece kasetini çıkarırkan ‘‘Ben Anadolu çocuğuyum’’ diyorsa, artık birilerinin de bunları söylemesi lazım. Ortam o kadar yalaka ki. Aldın mı cevabını?

b) Neden bu kadar küstahsınız?

- Öyle yaratılmışım. Bu benim doğam!

c) Neden bu kadar kötüsünüz?

- Kötülük ya da aktörlük olsun diye yapmıyorum bunları. İnanılmaz iyi bir kalbim var. Önüne gelene sataşan çok insan oldu. Neden onlar benim yerimde değil?

İnsan kendi kendi kaldığında ‘‘Ya ben ne yaptım? Çok mu ileri gittim, üzdüm mü, incittim mi?’’ diye düşünmez mi?

- Bazen üzülüyorum. Hatta özür diliyorum. Mehmet Ali'ye söylediklerim mesela, tamam hafif bir dalga geçme vardı, ama ölmesini isteyecek halim yok. Zaten beyanatım kesilerek verilmiş, sürekli ‘‘Gebersin, gebersin!’’ diyorum. Güzel laflarımı kesmişlerse, suç benim mi?

Gençken idare edersiniz de biraz yaşlandığınızda yapayalnız kalmaktan korkmuyor musunuz?

- Zaten yalnızım ben. Kalabalık yaşamıyorum ki. Beni tamamlayacak biri yok hayatımda. 35 yaşındayım ama hiç aşık olmadım. Başarılı olacağım diye popomu yırtmaktan paylaşmaya fırsat bulamadım...

(Gerçekten yalnız duruyor. Konuyu değiştirmeliyim...)

Genellikle bilim adamları tecavüzcülerin kafalarından neler geçtiğini merak ederler ve araştırırlar. Siz saldırganlaşmaya başladığınızda ne oluyor?

- Aslında sakin bir adamım ben. Ama birileri beni tetiklerse... Ben de bilmiyorum, barajlar yıkılıyor, ortalığı sular seller götürüyor. Nokta diye bir şey yok! Duramıyorum. Bazen kendimden korkuyorum. Bu aslında benim azgın olmayan halim.

Zaman zaman çok ileri gidiyorsunuz ya, korkmuyor musunuz beklediğinizden daha büyük bir tepkiyle karşılaşırsınız diye...

- E zaten vuruldum ben. Adam beni dört kurşunla vuruyor, üç ay yatıp çıkıyor! Bu mu hak bu mu adalet?

Evladım niye böyle yapıyorsun diyen biri yok mu size?

- Var. Annem. İmajımdan, hayattaki duruşumdan nefret ediyor. ‘‘Sus oğlum’’ diyor, ‘‘Konuşma, her şeye öyle atlama’’. Ama bu benim hayatım, öleceksem de kendi yolumda ölmeliyim. Dört kurşunla vurulduğumun üç gün sonrası Hülya Avşar'a çıktım. Ama bilseydim öyle bir kadının programına çıkmazdım...

(Yine aynı plak çalıyor, yine birilerine sataşıyor!)

E siz kazançlı çıktınız...

- Ne münasebet! O kazançlı çıktı. Dört kurşunla vurulmuş bir adam reyting arttırıyor. Ambulansla kadının programına gidiyorum. Ambiyansa bak. Bu kadar zeki bir kadınsa biraz daha fazla şan dersi alsın...

(Gökyüzü inanılmaz bir renk aldı. Evin kirası yüksek ama şu teras her şeye değiyor!)

Nefret etmeye bayıldıklarımızın birinci sırasında olmak nasıl bir duygu?

- Güzel bir duygu. Hiçbir zaman sevgiyle star olamazsın ki. Nefretle olursun! Ya çok sevileceksin ya da çok nefret edileceksin. İkisinin ortasında kalanların şansı yok. Tarkan'dan ya nefret ediyorlar, ya çok seviyorlar. Ama Kenan Doğulu'yu düşün. ‘‘Severiz, iyi çocuktur!’’ Zavallı, hiçbir zaman star olmadı...

Siz neye inanırsınız hayatta?

- Hiçbir şeye! Gerçekçiyim ben. Her şey boş, görüyorum. Bu ülkenin insanları bir ay içinde bütün kötü olayları unutacak bir beyne sahip. Ee o zaman ne için bu çaba? Çok iyi bir şey de yapsam bir ay sonra unutulacağım, çok kötü bir şey yapsam da. Ne yetenekler geldi geçti bu ülkeden, bugün kimse dönüp bakmıyor yüzlerine. Ben o yüzden de hiçbir şeye inanmıyorum! Belki de o yüzden bu kadar cesurum. Nasıl olsa bir sene sonra yaptığım her şeyi unutacaklar...

İnandığınız herhangi bir şey yok yani?

- Var, var, kartvizit!

O ne demek?

- Sadece iktidara inanıyorum. Kartvizitimin güçlü olmasını istiyorum.

Siz mutlu bir adam mısınız?

- Kendi ruhumu neyle çökertiyorum bilmiyorum ama acayip mutsuzum. Ruhsal bozukluklarım var. Normal bir ilişkim olsun istiyorum, olmuyor. Standby bir ilişkim bile yok. Belki de benim sevme yeteneğim yok. Tüm bunlar beni zorluyor. Saldırganlığım da bundan olabilir. Eve gittiğimde bomboş bir eve giriyorum. Arto çok popüler ya...

Herkesi kullanıyormuş gibi duruyorsunuz, farkında olmadan siz kullanılıyor olmayasınız? Aklınıza geleni söylüyorsunuz ya, ‘‘Arto'dur yapar, bize bu malzemeyi verir’’ diye düşünenler olabilir mi?

- Yok canım, onlar benim popomu yesin!

Peki kendinizi ‘‘Arto Malzeme Ofisi’’ gibi hissettiğiniz oluyor mu?

- Evet. Ama ben bu alemin gereğini yapıyorum.

İnsanlara malzeme veren biri olmak üzücü değil mi?

- Ama bu böyle...

Gerçek Arto nerede, onu gören var mı?

- Bilmem.

(Röportaj biraz hüzünlü bitti. Ama Arto bu. Acilen maskesini taktı, açık vermeyecek ya, fotoğraflar çekilirken binbir türlü muziplik yaptı ve havada asılı olan hüznü dağıttı... Beni en çok üzen ‘‘İstersen duşa gireyim, orada fotoğrafımı çekin’’ demesiydi. ‘‘Gerek yok’’ dedik...)

GECE YALANDIR

Gece yalandır derler doğru mu? Sizin yaşadığınız kesit yalan dolan mı?

- Gece yalandır, o doğru. Ben zaten o insanlarla taşak geçiyorum. Kaale bile almıyorum. Orada oturanları görseniz, hallerini... Zavallı onlar. Ama bunu herkes için söyleyemem. Adam gibi adamlar yok mu? Var. Ama zavallılar çoğunlukta.

Tüm bu yaşadıklarınızı düşününce... Arto olmanıza değdi mi?

- Yalan söylemeye gerek yok, değmiştir. Meşhur olmak istiyordum.

Antipatikliğinizin karşılığını alıyor musunuz?

- Reyting anlamında evet!

Herkesi satabilecek gibi duruyorsunuz.

- Yok alakası yok, ben sağlam bir p...um. Kimseyi satmam. kadin Arto kimdir hakkinda aciklamalar Arto kimdir konusunda bilgiler.


Kaynak > kadinlaricin.net/



Biyografi Konusu: Arto nereli hayatı kimdir.
🌘 🚀

Benzer Konular

27 Mayıs 2007 / Asi-BeL Müzik tr