Arama

Doğuş

Güncelleme: 15 Haziran 2009 Gösterim: 105.953 Cevap: 15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Orhan Baltacı 30.06.1974 tarihinde Almanya’da doğdu.

Doğuş

Sponsorlu Bağlantılar
4 yaşına kadar Almanya’da yaşadı. 4 yaşında Türkiye’ye geldi. Aile içi sorunlarından dolayı evden kaçtı ve çocuk yaşta sokakta yaşamaya, hayatın gerçekleriyle tanışmaya başladı. Cezaevleri, sokaklar, apartman boşlukları, kötü çevre, kötü arkadaşlıklar hepsini çocukken yaşadı. Bu kadar kötü koşullarda bile sigara, alkol, uyuşturucu vb. maddeler kullanmamakla birlikte içkili bar programı yapmamaktadır. Sokakta yaşadığı dönemde hayaller kurmaya başladı. Bu hayaller zamanla ve inancıyla hedefleri halini aldı. Hedefi Türkiye sınırları içinde bir yıldız olmaktı. Bu yolda tanrı yeteneği sesi yanında kendi söz müziklerini yazmaya başladı. Bunların sokakta beraber yaşadığı arkadaşlarıyla paylaştı. Bu paylaşım ona yetmedi. Bu söz ve müzikleri Türkiye’ye duyurması lazımdı. İlk iş olarak yıllardır yaşadığı sokaklardan, kötü psikolojiden kurtulup yeni bir hayata başlamak için, yeniden doğmak için adını DOĞUŞ olarak değiştirdi. Çalmadığı plak şirketinin kapısı kalmadı.

En sonunda “ babam” dediği İskender ULUS prodüktörlüğünde Ulus Müzik etiketiyle 1997 yılında kendi söz müziklerini; kendi adını taşıyan “DOĞUŞ” adlı albümle müzikseverlere sundu. Ve beklenen patlama çok geçmeden gerçekleşti. Kısa sürede milyonlara vuran bir satışla hayalleri gerçek oldu. O artık Türkiye’nin yıldızı parlak yeni starıydı. İlk albümü olmasına rağmen “Gamsız”, “Uyan”, “Ben Sensiz Ne Yaparım” gibi liste başı şarkılarla müzik dünyasına merhaba dedi.

1998 yılında “Yalancı”, “Milyonda Bir”, “Bunun Adına Yürek Derler” gibi hit parçaları içeren kariyerinin ikinci albümü “DOĞUŞ VE ŞARKILARI” ile rekor bir tirajla Türk Pop müziğinin zirvesindeki yerini sağlamıştır.


1999 YILINDA Almanya’da yapılan kariyerinin üçüncü albümü “HADİ HIZLANDIR” ile Türkiye’yi kasıp kavurmaya devam etti. “ Gülüm”, “Günah Pazarı”, “Bebişim”, “ Ayrılmalıyız” gibi liste başı şarkılarla zirvede ikamet etmeye başladı.

2000 yılında yapılan kariyerinin dördüncü albümü “ SEVDİM”, “ Can Dayanmaz”, gibi şarkılarla liste başı oldu.
2002 Temmuz ayında kariyerinin beşinci albümü “ DENGE” ile müzik dünyasındaki dengeleri kökten değiştirecek bir albümle geri döndü.”40 Yılda Bir”, “Yemin Ettim”, “Virane”, “İşte Buna Aşk Derler” adlı barçalarla liste başı oldu.

İki yıl aradan sonra 2004 Haziran ayında kariyerinin altıncı albümü “6. His” ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Albümde “Babuda” adlı parça dışında 11 parçanın söz müziği DOĞUŞ’a ait. 2004 yılının en iyi yayımlarından biri olan “6. His” için DOĞUŞ “ Onlar şarkı değil, onlar duygu…” diyor.

Ve Yıl 2005

DOĞUŞ YENİDEN DOĞDU

Doğuş bir yıl içinde hayatında büyük değişikliklere imza attı. Yıllardır bir aile olduğu Ulus Müzik’ten ayrıldı ve kendi kanatlarıyla uçmaya başladı.

Doğuş yeni firması olan “ Promise Production” ile anlaştı. Bu anlaşmanın ilk meyvesi ise kariyerinin 7.albümü “ TAM DOĞUŞ” oldu. Sevenleriyle ilk olarak Grek ezgilerini içeren “Gam-Sızlar” ile buluştu. Albümünde yer alan “ Adımı Çok Anacaksın”, “Giden Gider”, “Hayat” ve sadece bağlama çalınarak seslendirdiği “Ne Çıkar” sevenleri tarafından anketlerde ilgi gören parçalardan.

Doğuş için yenilikler bitmedi…
YıL 2006 ve Doğuş yepyeni albümü Bozuk iLe bizlerle..

En Sevdiği Aktör Yabancı : AL PACINO – ROBERT DE NIRO
En Sevdiği Aktirist yabancı : Nicole Kidman – Jennifer Lopez
En Sevdiği Aktör Yerli : Tarık Akan – Emre KINAY
En Sevdiği Aktirist Yerli: Türkan ŞORAY – Sanem ÇELİK
Tuttuğu Takım: Fenerbahçe
Burcu: Yengeç
Favori Yabancı Filmleri: Matrix – Green Mile
Favori Yerli Filmleri: Herşey Güzel Olacak - ***** Bizans
En Sevdiği Renk: Kırmızı
En Sevdiği Yemek: Taze Fasülye
En Sevdiği Aksesuarlar: Özel Kolyeler – Özel Saatler
Hobileri: Arabamla Hız Yapmak – Film İzlemek – Body Building
Fobileri: Kötü Olan Herşey – Yükseklik Korkusu – Yılan
En Sevdiği İçecek: Su – Gazoz
Sevdikleri: Dürüstlük – Sadık Olmak – Sevenlerinin Mektuplarını Okumak – Telefonla Konuşmak
Sevmedikleri: Yalan

Basında Doğuş..

normal haber01

haber03

haber06

normal haber02

Son düzenleyen KisukE UraharA; 21 Aralık 2007 23:05
Biyografi Konusu: Doğuş nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Nisan 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Doğuş

Sponsorlu Bağlantılar

0251y

Doğuş

Doğuş

resim2

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
“Tam Doğuş” Gerçekleşti!

tiyatro2
Kendine özgü müzik tarzı ve stili ile Türk müziğinin sıra dışı sanatçılarından olan Doğuş, kariyerinin 7. albümü ‘tam Doğuş’ ile müzik marketlerdeki yerini aldı. Avrupa ve birçok dünya ülkesinde aynı anda piyasaya çıkan albümde Doğuş bilinen tarzının yanı sıra, yerel motifler ile süslediği ezgileri seslendiriyor.
Yine tamamı kendine ait söz ve müziklerden oluşan albümünde bir de türkü söylüyor. Doğuş bu albümünde Suat Aydoğan, Sadun Ersönmez, Erkan Okur ve Levent Demirbaş gibi usta aranjörler ile çalıştı. Promise etiketiyle piyasaya arz edilen ‘Tam Doğuş’ sanatçının müzikal kariyeri için bir kırılma noktası oluşturuyor.
Bilindiği üzere Doğuş yaşamının büyük kısmını sokaklarda geçirmiş, verdiği büyük mücadeleler sonucunda sanat dünyasında kalıcı olmayı başarmıştı. Sanatçı, bu albümünde yine hüzünlü söz ve melodilerin yanı sıra hasret, aile sevgisi, yuva özlemi gibi kavramları da müzikal anlamda dile getiriyor.
Sanatçı bu kararın ilk pratik adımını çıkardığı ‘Tam Doğuş’ isimli albümünde atıyor. Albümün fotoğraf çalışmalarını sokaklarda yapan sanatçı, albüm kartonetlerine de gönüllü destek verdiği kuruluşların isimlerini ve logolarını ekledi. Albüm sonrası konserlerinde Sokak Çocukları’yla ilgili kuruluşlara yardım çağrılarında bulunacak, standlar açılmasına ön ayak olacak, yardım kampanyalarını destekleyecek.

Eylül ayında TV dizisi projesine de başlamayı düşünen Doğuş’un, başrolünü oynayacağı dizinin öyküsü sokaklarda geçiyor. Sokak Çocukları, kapkaç çeteleri, akran istismarı gibi sosyolojik temaları işleyen Karanlık Sokaklar isimli dizinin senaryosu, bilim adamları ve sosyologların danışmanlığında hazırlandı. Ayrıca çekimler boyunca iki bilim adamı diziye danışmanlık yapacak.
Doğuş yeni çıkacak albümünün kliplerinde de benzeri bir konsepti uygulayacak. Bilindiği üzere geçtiğimiz yıl yapılan bilimsel çalışmaların (üniversiteler ve emniyet birimleri) sonucu hazırlanan raporlarda, sokak çocuklarının idolleri arasında Doğuş ilk sırayı almaktaydı. Doğuş, bu sevgiyi olumlu bir düzleme kanalize etmek istiyor. Sanatçı, sokaklarda tehlike olarak görülen, ancak asıl tehlikede onların olduğuna inandığı sokak çocuklarının bu sevgisini olumlu yönde kullanmak ve topluma yararlı bir katma değere dönüştürmek çabasına girecek.

Gelecek yıl uygulamaya geçirmeyi düşündüğü projelerinden biri de ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’ bileklikleri projesidir. Bilindiği gibi dünyaca ünlü bisikletçi Lance Armstrong yakalandığı kanser hastalığıyla giriştiği mücadeleden sonra ‘LiveStrong’ yazılı sarı bileklikler ile bir kampanya başlatmış ve bu kampanya ünlü pedalın da tahminlerinin üzerinde ilgi görmüş, dünyanın her yanından destek bulmuştu. Doğuş böylesi bir çalışmayı UNICEF ya da UNODC gibi World Wide kuruluşlarla birlikte yapmak istiyor. Sponsorluk karşılığı sipariş edilecek bilekliklerin tüm gelirini bahsi geçen gönüllü kuruluşlara aktarmayı planlayan Doğuş, ülkemizdeki ünlü ve popüler isimlerin de bu bileklikleri sembolik olarak da olsa takmasını ve kamuoyunda destek vermesini sağlayacak.
Öte yandan önümüzdeki sezon konuyla ilgili bir sinema filminin de çalışmalarını başlatan sanatçı, sokağın anladığı dilden onlara seslenerek, çabalarını büyük bir kampanyaya dönüştürecek ve çalışmalarını uluslar arası boyuta taşımaya gayret edecek.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 21 Aralık 2007 23:06
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
"BEN MASUM SERSERİ, YAŞARIM ZAMANI ŞİMDİ"

1974 yılının 30 Haziran günü Almanya'da bir yaşam daha başlıyor. Aslen Rize İkizdereli olan bu küçük varlık, büyüdükçe anne ve babası arasındaki anlaşmazlıklar da geçen yıllarla beraber büyüyor. Ve Doğuş iki yaşındayken kaçınılmaz son "ayrılık" bir gün aileyi derinden sarsıyor. Fakat bir süre sonra anne ve baba belki çocuklarının, belki de yıllar önce birbirlerine duydukları aşkın hatırına yeniden bir araya geliyorlar. Aile, ilk iş olarak kendilerine uğursuzluk getirdiğine inandıkları Almanya'dan apar topar Türkiye'ye dönüyor. Yüreklerinde bir umut; vatanlarında her şeyin iyiye gideceğine, acı vatanın, gurbetin üzerlerine yağdırdığı mutsuzluklardan kurtulabileceklerini düşünüyorlar. Ama umutlar gerçekleşmiyor. Türkiye'de bu aile ocağının tütmesini sağlamıyor. Anne başka bir yaşamda, baba bilinmezlikte kaybolup gidiyor. Doğuş için de bambaşka bir dünyanın "yetiştirme yurdunun" kapıları açılıyor. Yetiştirme yurdunda geçen bir yıl boyunca onu evlat edinmek isteyenler oluyor. Ama o şiddetle reddediyor. "Hayır, bir gün annem gelip beni alacak" haykırışları dolduruyor müdürün odasını. Annesi ise hiç gelmiyor. Onun küçücük yüreğinin hasretle çırpışını hiç duymuyor. Ve bir gün babaannesi gelip onu buluyor. Sevgiyle bağrına basıyor. Babası ve annesi için ise "öldüler" diyor. Doğuş, babaannesine büyük bir sevgi ile bağlanıyor. Ta ki bir gün annesi çıkıp gelinceye değin... Doğuş o günleri şöyle anlatıyor; "Bir gün annem çıkageldi. Beni sevgiyle kucaklıyordu. İnanılır gibi değildi. Ben de onu sevgiyle kucakladım. Ona ağlayarak öyle sıkıca sarıldım ki sanki kasılıp kaldım. Bir süre annem ziyaretlerime gelmeye devam etti. Onu her gördüğümde daha çok bağlanıyor ve onu daha çok seviyordum. O benim annemdi. Yıllarca yokluğunu hissettiğim, sıcacık kucaklamasına hasret olduğum annem... Ama çok geçmeden annemin ziyaretleri seyrekleşti. Ve bir süre sonra artık hiç ziyaretlerime gelmez oldu. Tam ona alışmışken, tam benim de annem var diye içim içime sevinçten sığmazken o beni bir kez daha terk etmişti. Çocuk yüreğim müthiş bir kırılganlıkla sarsıldı ve öyle çok acıdı ki... Sonradan bu acı, annemi bulmak ve ona sarılıp bir daha hiç bırakmamak saplantısı halini aldı. 9 yaşındaydım, ilk kez evden kaçtım. Gece gündüz sokak sokak geziyor ve annemi arıyordum. Ruhsal durumum tamamiyle bozulmuştu. Beni bulup yeniden babaanneme teslim ediyorlardı ama ben yine kaçıyordum. Babaannem gibi güzel ve sevecen insanı da o dönemde öylesine merakta bıraktım ki, o günleri düşününce vicdan azabı duyuyorum. Evden çok sık kaçıyordum. Artık eve dönmeme sürelerim de uzamaya başlamıştı.. Ev dar, sokaklarsa çok büyük görünüyordu gözüme. Sokaktaki insanlar bana aile gibi, hatta ailemden bile daha yakın geliyorlardı. Aç kalıyordum, ağlıyordum... Üstüm başım iyice sefilleşmişti. Ama annemi bulma umuduyla eve dönmüyordum. O yıllarda jeton satıyordum. Açtım ve parasızlıktan bakkaldan ekmek, süt çalıyordum. Kimi zaman trafik lambalarının önünde bekliyor, arabalara koşuyor, camları silmeye çalışıyordum. Ve arabaların içine mutlaka bakıyordum. Belki bir arabanın koltuğunda, bir gün annem oturuyor olacaktı. Beni görünce mutluluk içinde gülecek ve arabadan inip beni şefkatle kucaklayacaktı. Ben de onun kokusunu içime çekecek ve onun sıcaklığına sığınacaktım. Ama bu hayalim hiç gerçekleşmedi. Ve biliyorum ki hiç gerçekleşmeyecek de... Onun şimdi nerede olduğunu biliyorum. Ama ona karşı öylesine katılaştım ki ve ona olan sevgim öylesine derine gömüldü ki şimdi ben bile bulamıyorum. Altı kardeşimin hepsine baktı. Bir tek ben mi fazla geldim ki beni bırakıp gitti. Gerçi bir söz vardır "Anneniz size ne yaparsa yapsın, sizi 9 ay karnında taşıdığı için onu 40 yıl sırtınızda taşısanız hakkını ödeyemezsiniz" der ama şu an için elimde değil onu affetmek."
Bir söz vardır "Babalar içten, sıcacık bir kucaklamanın, çocuklarının yüreklerindeki bütün yaraları iyi edeceğini bilirler..." Doğuş'un babası da bunu mutlaka biliyor olmalıydı ama o da onu kucaklamayı değil, bırakıp gitmeyi tercih etmişti. Doğuş için hiçbir zaman ellerini sımsıkı tutan ve kendini güvende hissettiren bir babası olmamıştı. Ve o babası için şu cümleleri hiç söyleyememişti; "Birlikte oynarken benimle çocuklaştığın, korunmam gerektiğinde devleştiğin için teşekkür ederim. Bir yudum su ve sonu uyku içinde yitip giden bir öykü. Oradasın. Her şey normal. Beni tehlikelerden koruyan, bana bu güven duygusunu, her zaman geri dönebileceğim bu rahat huzurlu yeri veren sensin...." Doğuş babası için asla bunu hissedememiş, babası onun hatıralarında koruyan, güven veren değil, onun güvenilmez sokaklara düşmesinin nedenlerinden biri olarak anılır olmuş. Anne ve babasından aldığı darbelerin ardından Doğuş kimliğini verirken artık şöyle söyler olmuş: Adı: Doğuş, Annesinin Adı: Sevgisizlik, Babasının Adı: Yalnızlık... Bu yalnızlık ve sevgisizlik içinde eriyip giderken Doğuş, sokaklara, sokakların kültürüne de uyum sağlıyor. Sokaklarda dört tane sıkı arkadaşı var. Onlar dışında sokaklarda kimseyle fazla yakınlık kurmuyor. Tiner koklayanlardan, uyuşturucu kullananlardan, hırsızlardan olabildiğince kaçıyor. O yıllarda Doğuş, her şeyden özellikle de insanlardan nefret ediyor. Soğuk kış gecelerinde, ışıkları yanan sıcak odalı evlere bakarken hissettiklerini Doğuş şöyle anlatıyor; "Neden ben burada üşürken onlar bu kadar mutlular, diye düşünüyor ve onlardan nefret ediyordum. Nefretle büyüdükçe, nefretim çoğalıyordu. Bana teselli veren tek şey şarkı söylemek ve dans etmekti. Ne zaman canım çok sıkılsa ya da çok mutlu olsam sokaklarda avazım çıktığı kadar şarkı söylüyordum. Özellikle de Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz" şarkısını... Arkadaşlarım benimle dalga geçiyorlardı. "Şarkıcı ol bari" diyorlardı. Ben de olacağımı söyleyince kahkahalarla gülüyorlardı. Ben ise bir gün bir sanatçı olarak zirveye yerleşeceğime emindim."
Bir gün Doğuş'un sokaktaki sıkı dostlarından biri, Murat aşık oluyor. Mutsuz bir aşk... O sokakların çocuğu, kız ise çok güzel ve varlıklı bir ailenin biricik kızı. Bir anlamda klasik Türk filmlerinin yaşama yansımış öykülerinden biri... Arkadaşı bu aşktan ötürü büyük bir acı çekiyor. Bir gün ikisi çimlerin üzerine uzanmış, gökyüzünü seyrederek sohbet ediyor ve acılarını paylaşıyorlar. Doğuş dalgın ve düşünceli. Arkadaşının çektiği acıyı anlatan bir şarkı söylemeye başlıyor; "Sabret yüreğim sabret/Sabret gelecek elbet/Uzanan bu elleri/Tutacak bir gün sabret..." "Sabret" onun ilk bestesi. Doğuş'a sanatçı kimliğini ortaya çıkmasını sağlıyor bu eser. Ve birbiri ardına Doğuş'un besteleri duygu dünyasından, gün ışığına çıkmaya başlıyor. Doğuş o döneme ait şarkılarında bir keresinde, "Korkma Biz Genciz" diyor ve ardından ekliyor "Çekerim ben acıyı dertleri/seveceksen beklerim ömür seni...", bir şarkısında ise, "Sensiz Ne Yaparım" diye soruyor ve yine cevabını veriyor, "Gece gündüz ağlarım/ Eğer sen cehennemliksen/ Senin için ben yanarım..." Bu eserlerle birlikte Doğuş, sokakların nefret dolu çocuğundan, tutku dolu bir aşık olma yönüne hızla yol almaya başlıyor.


"İLK DEFA İNANIR OLDUM AŞKA"

Doğuş artık sokakların 18 yaşındaki yakışıklı delikanlısı. Ve dört sıkı arkadaşı ile birlikte yeni bir tutku edinmişlerdi. Hafta boyunca zorluklarla kazandıkları paralarla üstlerine giysiler alıyorlar ve tutuyorlar disconun yolunu. Doğuş zaten dansa doğuştan yetenekli. Nerede müzik duysa başlıyor dans etmeye. Discolar onun için bulunmaz güzellikteki mekanlar oluyor. Delicesine dans ediyor. 1993 yılında bir gün discoda bir genç kız ile tanışıyor. Ve ilk defa inanır oluyor aşka... Bu genç kız hepimizin yakından tanıdığı bayan popçularımızdan biri. Siyah saçlarıyla, mavi lensli gözleriyle bizlere şarkısıyla "80 günde devri alem" yaptıran bir sanatçımız. Doğuş'a da acı dolu bir aşk turu attırıyor. Doğuş onun vokalistliğini ve dansçılığını yaparken bir yandan da ona tutku dolu bir aşkla bağlanıyor. Ama "sevgili" onu bir gün apansız, acılarla baş başa bırakarak gidiyor. Doğuş o günleri şöyle anlatıyor;"Onun reklamını yapmak istemediğim için ismini vermek istemiyorum. Ve bana yaptığı tüm kötülüklerden, aşkıma indirdiği darbeden, müzik yaşamımda bana köstek olmak amacıyla yaptıklarından sonra bile onun özünde minicik de olsa bir iyilik taşıdığına inanıyorum. Onun için özellikle beni terk edişinin ardından birçok beste yaptım. Mesela Gökhan Tepe'ye verdiğim "Aşk Belası"nı ona yazmıştım. "Gamsız"ı da onun için yazdım.
Doğuş bu "gamsız sevgili" için daha bir çok beste üretiyor. Ve o çok tanınan şarkısında olduğu gibi soruyor "Ben sana ne yapmıştım?/Tek suçum/Seni çılgınca sevmekti..." Ama gamsız onu hiç duymuyor. O yeni kalpler yakıp ardından da "Güvendiğim dağlara kar yağdı" diyerek yoluna devam ediyor. Doğuş ağlıyor ama gamsız hiç karşısına çıkıp silmiyor gözyaşlarını... Ona hiç dönmüyor, tıpkı annesinin ve babasının yaptığı gibi...
Doğuş yaşadığı acı veren duyguların etkisinden kurtulabilmek için kendisini yoğun bir çalışma temposunun içine atıyor. Emel'e vokal yapıyor. Dans ediyor. Bu arada "babam" dediği İskender Ulus'la tanışıyor. Bu babacan insan Doğuş'a hasret olduğu şefkati büyük bir cömertlikle sunuyor. Onun içinde bulunduğu bunalımdan çıkmasına, ruhundaki fırtınaları dindirmesine yardımcı oluyor. Bir anlamda Doğuş, İskender Ulus'la tanıştıktan sonra yeniden doğuyor. Zaten asla söylemek istemediği öldü saydığı eski adını da bu dönemde bırakıyor ve "Doğuş" adını alıyor.
Doğuş'un çocukluğundan beri en dikkat çekici özelliklerinden biri gözlerindeki sürmeler. Çocukluğundan beri Doğuş, her aynaya bakışında gözlerine kendisinin bile hayret ettiğini söylüyor. Kendinden sürmeli gözlerinde güneşin yedi rengi var. Doğuş'un gözlerine duyduğu hayret, bir gün Mısır'ın efsanevi kraliçesi, Firavun Aheton'un karısı Nefertiti'nin resmini gördüğünde bir kat daha artıyor. Çünkü Nefertiti'nin gözleri de tıpkı Doğuşunkiler gibi... Kocasının kurduğu Aton dilinin ateşli savunucusu olan fakat hükümdarlığının 12. yılında kocasının gözünden düşerek güç kaybeden bu ünlü kraliçenin kendine olan benzerliğini keşfetmesinin ardından Doğuş, Nefertiti'ye karşı bir yakınlık duyuyor. Onunla ilgili ne bulursa okuyor. Okudukça güneşin imparatorluğunun insanlara duyduğu ilgi ve bağlılık da artıyor. Doğuş, bugün Firavunlar soyundan geldiğine inanıyor. Boynundan Nefertiti'nin bir resminden kopya edilen gümüş kolyeyi hiç çıkarmıyor ve Nefertiti'nin ruhunun onun koruyucusu olduğuna inanıyor. Ve bazı geceler uykusunda duyduğu seslere uyanıyor. Bu uyanışlarının nedenini Doğuş şöyle anlatıyor; "Kimi zaman rüyalarımda kendimi eski Mısır'da görüyorum. Çöl ve piramitler var... Koruyucu ruhum olduğuna inandığım Nefertiti yanımda. Birden bir ses zevreyi dolduruyor Sun of the Son..."Kalabalık bana "güneşin oğlu" diye bağırıyor. Uyanıyorum. Bu rüyayı çok sık görüyorum ve her defasında çok etkileniyorum. Beni Mısır'a, piramitlere çeken bir güç var sanki. Bir gün mutlaka oraya gideceğim. Ve oraya gittiğimde ya çok iyi duruma geleceğim ya da düşüşe geçeceğim, bilemiyorum. Ama sonuç ne olursa olsun mutlaka gideceğim"...
Doğuş bugün çocukların ve hayvanların ağlamasına dayanamıyor. Geldiği sokakların yeni çocuklarına da kucak açmış durumda. Onlardan güvendiği, inandığı çocuklara sahip çıkıyor. Bakım, eğitimini üstleniyor. Ve bir gün mutlaka dev bir bina yaptırarak bu binada birçok sokak çocuğunu barındıracağını söylüyor. Gelen çocukların bu binadan bir meslek sahibi olmadan çıkmayacaklarını da özellikle belirtiyor. Onun sokaklardaki üç sıkı dostu da bugün artık mutluluğu bulmuş durumdalar. "Sabret " parçasını bestelediği Murat'ın bu parçaya konu olan sevgilisiyle mutlu bir evliliği var. Arkadaşlarından biri yurt dışında işçi olarak girdiği fabrikada da adeta tırnaklarıyla tutunarak yükselmiş ve bugün o fabrikanın müdür koltuğunda oturuyor. Diğeri ise kendisini evlatlık olarak alan çok zengin bir ailenin yanında eğitimine devam ediyor. Doğuş'un, dünya çapında bir star olma düşüncesinde. Bu nedenle İngilizce ve Almanca öğreniyor. Ve bu konuda şöyle diyor: "Her zaman bir hedefim vardı; bir gün sanat camiasına girip zirveye tırmanmak. Şu an bu amacıma yavaş fakat emin ilerlemekteyim. Henüz emekleme dönemindeyim. Bir gün bu camiada en yüksek zirve neredeyse oraya çıkacağım. Allah'ın bu gücü bana verdiğine inanıyorum."
Son düzenleyen Blue Blood; 24 Ağustos 2006 11:17
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #5
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Biyografi Gerçek adıyla Orhan Baltacı 30 Haziran 1974 tarihinde Almanya'da doğdu. 4 yaşına kadar Almanya'da yaşadı. 4 yaşında Türkiye'ye geldi. Aile içi sorunlarından dolayı evden kaçtı ve çocuk yaşta sokakta yaşamaya, hayatın gerçekleriyle tanışmaya başladı. Cezaevleri, sokaklar, apartman boşlukları, kötü çevre, kötü arkadaşlıklar hepsini çocukken yaşadı. Bu kadar kötü koşullarda bile sigara, alkol, uyuşturucu vb. maddeleri kullanmamış DOĞUŞ bugün hala sigara, alkol, uyuşturucu vb maddeler kullanmamakla birlikte içkili bar programı yapmamaktadır. Sokakta yaşadığı dönemde hayaller kurmaya başladı. Bu hayaller zamanla ve inancıyla hedefleri halini aldı. Hedefi Türkiye sınırları içinde bir yıldız olmaktı. Bu yolda Tanrı yeteneği sesi yanında kendi söz müziklerini yazmaya başladı. Bunları sokakta beraber yaşadığı arkadaşlarıyla paylaştı. Bu paylaşım ona yetmedi. Bu söz ve müzikleri Türkiye'ye duyurması lazımdı. İlk iş olarak yıllardır yaşadığı sokaklardan, kötü ruh halinden kurtulup yeni bir hayata başlamak için, yeniden doğmak için adını DOĞUŞ olarak değiştirdi. Çalmadığı plak şirketinin kapısı kalmadı.
En sonunda şu an "babam" dediği İskender Ulus'un yapımcılığında Ulus Müzik etiketiyle 1997 yılında kendi söz müziklerini; kendi adını taşıyan "DOĞUŞ" adlı albümle müzikseverlere sundu. Ve beklenen patlama çok geçmeden gerçekleşti. Kısa sürede milyonlara vuran bir satışla hayalleri gerçek oldu. O artık Türkiye'nin parıldayan yeni yıldızıydı. İlk albümü olmasına rağmen "Gamsız", "Uyan", "Ben sensiz ne yaparım" gibi listebaşı şarkılarla müzik dünyasına merhaba dedi.
1998 yılında "Yalancı", "Milyonda bir", "Bunun adına yürek derler" gibi hit parçaları içeren kariyerinin ikinci albümü "DOĞUŞ VE ŞARKILARI" ile rekor bir satışla Türk Pop müziğinin zirvesindeki yerini sağlamlaştırdı.
1999 yılında Almanya'da yapılan kariyerinin üçüncü albümü "HADİ HIZLANDIR" ile Türkiye'yi kasıp kavurmaya devam etti."Gülüm", "Günah pazarı", "Bebişim", "Ayrılmalıyız" gibi listebaşı şarkılarla zirvede ikamet etmeye başladı.
2000 yılında yapılan kariyerinin dördüncü albümü "SEVDİM" ile her zaman ki gibi zirve yaptı. Bu albümde de "Sevdim", "Can dayanmaz" gibi şarkılarla listebaşı oldu.
2002 Temmuz ayında kariyerinin beşinci albümü "DENGE" ile müzik dünyasındaki dengeleri kökten değiştirecek bir albümle geri döndü. "40 Yılda bir", "Yemin ettim", "Virane", "İşte buna aşk derler" adlı parçalarla listebaşı oldu.
İki yıl aradan sonra 2004 Haziran ayında kariyerinin altıncı albümü "6.his" ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Albümde "Babuba" adlı parça dışında 11 parçanın söz müziği DOĞUŞ'a ait. 2004 Yılının en iyi yapımlarından biri olmaya aday "6.his" için DOĞUŞ "Onlar şarkı değil, onlar duygu.." diyor.
Doğuş’un "Hayatımın Eseri" olarak nitelendirdiği albüm tanıtım çalışmaları aynı zamanda, gönüllü olarak "Sigarayla Savaşanlar Derneği" organizasyonları ile paralel yürüyecek.
Yıllardır sadece bu sebeple bar programlarını kabul etmediğini belirten ve "Duman Avcıları" ile uzun süredir omuz omuza yürüyen sanatçıyı ve yapımcısı İskender Ulus'u dernek, 31 Mayıs Sigarayı Bırakma Günü'nde bu konu ile ilgili hassasiyetleri ve destekleri için plaketle ödüllendirmişti. Doğuş ayrıca ücretsiz olarak Vakıfın Tanıtım filmlerinde oynayacağını açıkladı.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mayıs 2006       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Doğuş'un yepyeni şarkılarının yer aldığı Bozuk isimli albümü müzik marketlerdeki yerini aldı. Doğuş yeni tarzıyla da ilgileri üzerine çekecek. Artık tam anlamıyla olgunluk dönemi yaşayan sanatçı. Müziğine de bu durumunu yansıtmış.

Albüme ismini veren ve çıkış şarkısı olan 'Bozuk', Pazar günü Tv'de yayınlanacak.
Klibin yönetmenliğini Tülay İbak yaptı. Klip, Büyük Londra Otelinde çekildi.

Albümdeki tüm şarkıların söz ve müziği Doğuş'a ait. Aynı zamanda albümde 'Ceza' isimli şarkının bir de ingilizce versiyounu 'Don't Cry' olarak yer alıyor. Doğuş'un Bozuk isimli yepyeni albümü DSM etiketi ve Ahmet Çelenk Prodüktörlüğünde hazırlandı.

Şarkı Listesi

1 Bozuk - 05:06
2 Ceza - 04:05
3 Kıyamam - 04:51
4 Şansın Yok - 03:48
5 Don`t Cry - 04:03
6 Bozuk (Playback) - 05:05
7 Ceza (Playback) - 04:04
8 Kıyamam (Playback) - 04:50
9 Şansın Yok (Playback) - 03:49
10 Don`t Cry (Playback) - 04:01
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ağustos 2006       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Ağustos 2006       Mesaj #8
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
...





DOĞUŞ'TA MURADINA ERDİ
Gectigimiz gunlerde ani bir kararla nisanlanan sarkici Doğuş, ayni hizla evlilik karari aldi. Genc popcu, onceki aksam nisanlisi Şeyma Uygun ile hayatini birlestirdi... Sahan Vega Restoranda gerceklesen dugun toreninde ciftin nikahini Kadikoy Belediye Baskani Selami Özturk kiydi. Nikah sahitligini ise unlu yapimci İskender Ulus ve esi Zara yapti. Duzenlenen torene sanatcinin yakin dostlari ve cok sayida unlu isimler buyuk ilgi gosterdi. Nikah oncesi basin mensuplarinin sorularini cevaplayan Doğuş, “Çok zor gunler

gecirdim. Şimdi evli bir adam olmaya hazirlaniyorum. İnanilir gibi degil. Mutlulugumun tarifi yok” diye konustu.
Son düzenleyen KisukE UraharA; 21 Aralık 2007 23:03
GamsizVirane - avatarı
GamsizVirane
Ziyaretçi
17 Eylül 2006       Mesaj #9
GamsizVirane - avatarı
Ziyaretçi
arkadaslar dogusun yepyeni albümü cıkıyor yakında. en gec 2 ay sonra cıkacak olan albümde 15 sarkı var ve hepsi arabesk. dogus fantazi ve pop sarkıları bıraktıgını acıkladı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2007       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
dogus2ed6sr4

2006 DOĞUŞ - BOZUK
Doğuş 2006 yılına büyük değişiklerle merhaba dedi. Promisede şanssızlıklar yaşayan Doğuş DSM' ye transfer oldu Ekibinde köklü değişikliklere gitti ve DSM etiketiyle ' Bozuk ' isimli maxi single ile sevenlerine merhaba dedi. Bozuk'da yer alan ' Bozuk ' , ' Kıyamam ' ve Ceza albümün hitleri. Ayrıca Doğuş Ceza'nın ingilizce versiyonu olan' Don't Cry ' ilede avrupa yollarında nabız yokluyor..
Doğuş'un ilk videosu olan Bozuk sevenlerinin büyük begenisini gördü.
Doğuş'un 2006'daki dev projelerinden biride yıllardır üzerinde çalışılan ' unicef ' yararına çekilecek film. Doğuş Bu filmde başrolde hayatını oynacak...
Veee ! DOĞUŞ'TAN ARABESK ALBÜM ! " HER BİR ŞEYİM "
Doğuş 2006 yılında 6 ay arayla 2. ve aynı zamanda tamamen tarzını değişerek arabesk bir albümle sevenleriyle tekrar buluştu.Albüm 21 Ekim 2006 tarihinde raflardaki yerini aldı.Albümle birlikte aynı gün ilk videoda albümün 1 numaraları şarkısı "Dönek"e çekildi.Albümde " Dönek,Herbirşeyim,Sessizlik,Rezil Ettin ve Gülom " arabesk tarzında dikkat çeken şarkılar.Albümde dikkat çeken şarkılardan bir diğeri ise " Dağlar Alası "..Bu parçada da Doğuş sevenleri değişik tadlar bulabilecekler..
Doğuş "Her Bir Şeyim" albümüyle 1 milyon satmayı hedefliyor..

Benzer Konular

16 Nisan 2009 / Tiglon Taslak Konular
23 Nisan 2010 / _Yağmur_ Mitoloji
8 Haziran 2012 / Jumong Spor tr
5 Eylül 2008 / Bia Eğitim Bilimleri
5 Eylül 2008 / Bia Taslak Konular