Edith Piaf
Açlıktan ölecek kadar kötü bir durumun sınırlarında büyüyen Edith'i babası 2 sene sonra, 1917'de Normandiya'ya Fransız ordusuna katılarak gidince küçük Edith bir genelev işleten büyükannesinin yanına bırakıyor. Fakat işler bu kadarla düzelmiyor. Henüz 4 yaşındayken menenjit hastalığına yakalanan bu küçük kız kör oluyor. Takdir-i ilâhi ki, 2 sene sonra Edith'in âmâlığı kendiliğinden geçiyor. Ama kendini kör eden bu menenjit hastalığı, hayatı boyunca yakasına yapışan talihsizlikler gibi yakasını bırakmamış, kızını bu hastalık yüzünden kaybetmiştir. Ciotti Sirki'yle 7 yaşındayken ilk turnesine çıkıyor. Bu turnenin getirisi olarak da 10 yaşından itibaren sokaklarda şarkılar söylemeye başlıyor. Paris'te sokak sanatçısı olarak yaşamaya çalışırken, ki henüz yaşı 15'tir, kabare sahibi Louis Leplée ile karşılaşıyor ve onun kabaresinde şarkılar söylemeye başlıyor.
Çalıştığı kabarenin sahibi Leplée, Edith Giovanna'nın ismini değiştirerek "La Môme Piaf" yapıyor. Özel hayatındaki kaoslar, skandal evlilikleri, hastalık ve bağımlılıkları, başından geçen İkinci Dünya Savaşı macerası ve diğer talihsizlikler, Edith Piaf için hayli kompleks bir yaşam serüveni ve hayat tecrübesi olarak geri dönüyor. Sanki bunu onaylarcasına, Edith Piaf'ın cenazesine tam 40.000 kişi iştirak ediyor. Hayatını "hayatım" diye bir eserde toplamış, bir otobiyografiye imza atmıştır. uyuştucu kullanır, sinir krizleri geçirir, aşık olur; hüsran yaşar. Tüm şarkılarında acıyı sonuna dek hissettirmiştir. Zaten onu oluşturan şey, muhtemelen bunca acıyı çekmesiydi. 1963 yılında öldüğünde Fransa'nın en çok sevilen aşk sanatçısı, her şeyden öte Fransa'nın bir ikonu haline dönüşmüştür.
La vie en rose (1946), Hymne à l'amour (1949), Milord (1959), Non, je ne regrette rien (1960) en ünlü parçalarından bazılarıdır. Haziran 2007'de La Vie En Rose adıyla, hayatını anlatan bir film gösterime girmiştir. Aynı zamanda hayatını anlatan diğer film, tv serileri bulunmaktadır. Bunlardan biri PBS'de yayınlanmış Tony Award sahibi Piaf adlı bir televizyon serisidir.
Edith Piaf, ünlü Fransız şarkıcıdır. 19 Aralık 1915'te Paris'te doğdu, 11 Ekim 1963'te Cannes'da öldü.Edith Piaf, 1915'te Paris'te dünyaya geliyor. Gerçek ismi Edith Giovanna Gassion. Pek nezih olmayan mekânlarda şarkılar söyleyen bir şarkıcının (Anita Maillard ki yaşı henüz o zamanlar on yediydi) ve kontorsiyonist bir babanın (Louis Gassion) kızı olarak dünyaya gözlerini açıyor. Fakat kısa bir süre sonra annesi Maillard, kızını iş bahanesiyle büyükannesine bırakıp terk ediyor şehri ve İstanbul'a gelip gazinolarda şarkı söylüyor, hayat kadınlığı yapıyor.
Édith Piaf, Fransa'nın en sevilen sanatçılarından biriydi ve ulusal bir simge haline gelmişti. Yürek burkan bir sesle dokunaklı şarkılar söylemedeki özel yeteneği, onun trajik hayatının bir yansıması gibiydi. La vie en rose (1946), Hymne à l'amour (1949), Milord (1959), Non, je ne regrette rien (1960) en ünlü parçalarından bazılarıdır. Haziran 2007'de La Vie En Rose adıyla, hayatını anlatan bir film gösterime girmiştir. Aynı zamanda hayatını anlatan diğer film, TV serileri bulunmaktadır. Bunlardan biri PBS'de yayınlanmış Tony Award sahibi Piaf adlı bir televizyon serisidir.Sponsorlu Bağlantılar
Açlıktan ölecek kadar kötü bir durumun sınırlarında büyüyen Edith'i babası 2 sene sonra, 1917'de Normandiya'ya Fransız ordusuna katılarak gidince küçük Edith bir genelev işleten büyükannesinin yanına bırakıyor. Fakat işler bu kadarla düzelmiyor. Henüz 4 yaşındayken menenjit hastalığına yakalanan bu küçük kız kör oluyor. Takdir-i ilâhi ki, 2 sene sonra Edith'in âmâlığı kendiliğinden geçiyor. Ama kendini kör eden bu menenjit hastalığı, hayatı boyunca yakasına yapışan talihsizlikler gibi yakasını bırakmamış, kızını bu hastalık yüzünden kaybetmiştir. Ciotti Sirki'yle 7 yaşındayken ilk turnesine çıkıyor. Bu turnenin getirisi olarak da 10 yaşından itibaren sokaklarda şarkılar söylemeye başlıyor. Paris'te sokak sanatçısı olarak yaşamaya çalışırken, ki henüz yaşı 15'tir, kabare sahibi Louis Leplée ile karşılaşıyor ve onun kabaresinde şarkılar söylemeye başlıyor.
Çalıştığı kabarenin sahibi Leplée, Edith Giovanna'nın ismini değiştirerek "La Môme Piaf" yapıyor. Özel hayatındaki kaoslar, skandal evlilikleri, hastalık ve bağımlılıkları, başından geçen İkinci Dünya Savaşı macerası ve diğer talihsizlikler, Edith Piaf için hayli kompleks bir yaşam serüveni ve hayat tecrübesi olarak geri dönüyor. Sanki bunu onaylarcasına, Edith Piaf'ın cenazesine tam 40.000 kişi iştirak ediyor. Hayatını "hayatım" diye bir eserde toplamış, bir otobiyografiye imza atmıştır. uyuştucu kullanır, sinir krizleri geçirir, aşık olur; hüsran yaşar. Tüm şarkılarında acıyı sonuna dek hissettirmiştir. Zaten onu oluşturan şey, muhtemelen bunca acıyı çekmesiydi. 1963 yılında öldüğünde Fransa'nın en çok sevilen aşk sanatçısı, her şeyden öte Fransa'nın bir ikonu haline dönüşmüştür.
La vie en rose (1946), Hymne à l'amour (1949), Milord (1959), Non, je ne regrette rien (1960) en ünlü parçalarından bazılarıdır. Haziran 2007'de La Vie En Rose adıyla, hayatını anlatan bir film gösterime girmiştir. Aynı zamanda hayatını anlatan diğer film, tv serileri bulunmaktadır. Bunlardan biri PBS'de yayınlanmış Tony Award sahibi Piaf adlı bir televizyon serisidir.
Biyografi Konusu: Edith Piaf nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!