Arama

Pyotr İlyiç Çaykovski (Pyotr Ilyich Tchaikovsky)

Güncelleme: 2 Mart 2017 Gösterim: 24.063 Cevap: 5
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Pyotr İlyiç Çaykovski

Ad:  Pyotr İlyiç Çaykovski1.jpg
Gösterim: 1692
Boyut:  97.0 KB

(d. 7 Mayıs 1840, Votkinsk - ö. 6 Kasım 1893, Petersburg, Rus Çarlığı),
Sponsorlu Bağlantılar
19. yüzyıl sonlarının önde gelen Rus bestecisi.

Melodilerinin zenginliği ve orkestra düzenlemeleriyle dikkati çekmiş, Kuğu Gölü (1877), Fındıkkıran (1892) ve Uyuyan Güzel (1890) bale müzikleri klasik balenin başyapıtları kabul edilmiştir.

Gençliği ye öğrenimi.


Rus Çarlığı’nda Vyatka ilinde Votkinsk’te (bugün Kirov yönetim birimi içinde) doğdu. Babası devlet madenlerinde işletme sorumlusuydu. Annesi yan Fransızdı; Çaykovski de o dönem Rusya’sının çoğu üst sınıf üyeleri gibi Fransız mürebbiye ile büyüdü. Müzik yeteneği çok küçük yaşta kendini belli ettiyse de, daha o zamandan nevrotik eğilimli bir çocuk olduğundan, sağlığını olumsuz yönde etkiler kaygısıyla ailesi bu yeteneğini doğrudan desteklemedi. Peter mürebbiyesine çok düşkündü, ama 1848’de babası iş değiştirip aile önce Moskova’ya, ardından da Petersburg’a taşınınca kadının işine son verildi. Çaykovski 1850’de Petersburg’daki Hukuk Okulu’nun hazırlık bölümüne yazıldı.

Son derece içine dönük, annesini tutkuyla seven bir çocuktu; 1854’te annesi koleradan ölünce ciddi bir ruhsal sarsıntı geçirdi. Bir yandan annesinin ölümünün, bir yandan da yaşamı kolay tarafından alan babasının bu olaydan etkilenmemesinin verdiği acıyla piyano için kısa bir vals besteledi; hatta bir opera bestelemeyi düşündü. Kaybettiği annesine duyduğu anormal sevgi ve babasının silik kişiliği, içindeki gizli eşcinselliği bastırmasına hiç yardımcı olmadı; yalnızca erkeklerin alındığı Hukuk Okulu’ndaki katı disiplinin de ancak olumsuz etkisi olabilirdi. Gene de Çaykovski’nin gizli isteklerini dışa vurduğuna ilişkin hiçbir kanıt yoktur. Bu dönemde gördüğü bütün müzik eğitimi gelişigüzel şan, piyano ve armoni derslerinden oluşuyor, o da eksiğini sık sık operaya giderek karşılıyordu. O yıllarda geliştirdiği opera sevgisinin, Çaykovski’nin müzik beğenisi üzerinde kalıcı etkisi olmuştur.

1862’de, yeni kurulmuş olan Petersburg Müzik Konservatuvarı’na girdi. Adalet Bakanlığındaki memuriyeti ise müzik tutkusunu engelleyecek kadar ilginç değildi. Çaykovski çok geçmeden devlet hizmetinden ayrılarak müzik öğrencisi oldu. Aleksandr Ostrovski’nin Groza (1859; Fırtına, 1945) adlı oyunundan esinlenerek 1864’te bestelediği ilk orkestra müziği bir uvertürdü; yapıt sonraki müziğinin üslup özelliklerinden birçoğunu taşıdığı gibi, Mendelssohn tutkunu öğretmeni Anton Rubinstein’ı dehşete düşüren bazı özellikleri, örneğin gençliğe özgü bir kabalığı da içeriyordu. Gene de Rubinstein’ın kardeşi 1865 sonlarında Çaykovski’ye Moskova Konservatuvarı’nın armoni öğretmenliğini önerdi.

Sanatı.


1866’da Moskova’ya yerleşerek rahat bir yaşam sürmeye başlayan Çaykovski, Opus 13 Sol Minör Birinci Senfoni’ si (1866; Kış Hülyaları) üzerinde aşırı çalışması sonucunda ruhsal bunalıma girdi. 1860’ların sonları ile 1870’lerin başlarındaki besteleri, gerek halk türküsünü ele alışı, gerek ulusalcı Rus üslubunun “babası” Mihail Glinka ile ortak bağlarından kaynaklanan armonileriyle Petersburg’daki ulusalcı bestecilerin müziğine belirgin bir yakınlık gösterir. Grubun önderi olan Mili Balakirev’le mektuplaşan Çaykovski, onun önerisiyle Romeo ve Jülyet (1869) fantezi uvertürünü yazdı. Bestecinin doğasından kaynaklanan büyüleyiciliği en iyi ortaya koyan yapıtı ise, ilk kez 1876’da oynanan ulusalcı komik operası Demirci Vakula'dır (1874). Yapıtın gözden geçirilmiş biçimi Çereviçki (1887; Küçük Pabuçlar), Petersburg grubunun en özgün bestecisi Modest Mussorgski’ nin, gene Nikolay Gogol’ün Ukrayna masallarına dayanan Soroçintsi Panayırına benzer bir özellik gösterir. Ama Çaykovski’nin operası, Balakirev’e özgü folklorik anlatıma Mussorgski’nin bütün yazdıklarından daha yakındır.

Turneye gelen İtalyan komik opera kumpanyasının pirimadonnası Desiree Artöt ile saman alevi gibi parlayıp sönen aşk serüveninden sonra Çaykovski’nin yalnızca bir kadınla duygusal ilişkisi oldu. 1870’lerin ortalarında yeni bir ruhsal bunalım geçirdi. Yaşamındaki bu büyük çöküntü döneminin bir belirtisi, Opus 36 Fa Minör Dördüncü Senfoni'si (1877) ve Puşkin’in şiirine dayanan Yevgeni Onegin operasına (1877-78) yol açan neredeyse histerik beste çalışmasıydı. Operanın acımasızca terk edilen kadın kahramanı Tatyana ile kendisini reddederse intihar edeceğini söyleyen eski müzik öğrencisi Antonina Milyukova’yı özdeşleştirmesi evlenmeyi kabul etmesine yol açtı. Yaşanmayan bir evliliğin başarılı olamayacağını en azından seziyordu; ama karısının bir nemfomanyak olması ve onu başarısız bir intihar girişimine sürükleyecek kadar tiksindirmesi talihsizliğini bir kat daha artırdı.

Artık cinsel açıdan hep toplum dışı kalacağını ve çok sevdiği halde çocuğu olmayacağını iyice anlamıştı. Geri kalan ömrünü zaman zaman aşırı içki içerek ve beste yaparak yatıştırabildiği bir yoksunluk ve yalnızlık duygusu içinde geçirdi. Kız kardeşinin Ukrayna’da Kamenka’daki evinde mutlu yazlar geçirdiyse de genç yeğeni “Bob” (Vladimir) Davidov’a âşık olması, boğucu bir suçluluk duygusuna kapılmasına yol açtı. 1876 sonlarında müziğine hayranlık duyan bir kadınla olağandışı bir mektuplaşmaya girmişti. Varlıklı bir dul olan Nadejda von Meck, Çaykovski’ye öğretim görevini bırakarak yalnızca besteyle uğraşma olanağını sağlayan yıllık bir maaş bağladı. Kadının isteğine uyarak birbirleriyle hiç karşılaşmadılar. Aralarındaki özel ve kişisel yazışma Çaykovski’den çok, kadın açısından açıklayıcıdır. Kendisini beğendirmek tutkusuyla Çaykovski, her zaman gerçek düşüncelerinden çok, Nadejda’nın okumak isteyeceğini sandığı şeyler yazıyordu.

Örneğin Dördüncü Senfoni'yi Nadejda için bestelediğini yazması kuşkuyla karşılanır. Sonraları da Nadejda von Meck’in sık sık gönderdiği coşkulu mektuplara yanıt vermenin “bıktırıcı” olduğunu ileri sürmüştür. Gene de bu garip ilişki her ikisi, özellikle de boşanma kararından sonra bile isteklerinin sonu gelmeyen karısını ancak parayla uzaklaştırabilen Çaykovski için, çok derinden duyulan bir gereksinimi karşılamıştır. Nadejda von Meck ile platonik ilişkisi onun doğasına çok daha uygun düşmüştü. Kadının cömertliğine layık olma çabası içinde Çaykovski birkaç yıl aşırı üretken oldu. Bu dönemde oldukça kuru besteler olan Opus 37 Sol Majör Piyano Sonatı'm (1878), Opus 43 Re Minör Birinci Orkestra Süiti'm (1878-79), koruyucusu Çar III. Aleksandr’ın taç giyme töreni için yazdığı ve hem sanatsal, hem ticari bakımdan başarı kazanacak bir opera yaratma yolundaki ilk olgun girişimi olan Orleanslı Kız'ı (1878-79) besteledi. (Yevgeni Onegin'in ticari başarı sağlayacak kadar dramatik bir “tiyatro” yapıtı olmadığını düşünüyordu.) 1878-81 arası aynı zamanda parlak ve canlı Opus 35 Re Majör Keman Konçertosu (1878), Opus 48 Do Majör Yaylı Çalgılar Serenadı (1880), Opus 45 Italyan Kapriçyosu (1880) ve Opus 49 1812 Uvertürü (1880) gibi bazı çok başarılı yapıtlarını da bestelediği dönem oldu. Moskova’ da ilk oynadığında fazla ilgi çekmeyen Yevgeni Onegin, çarın beğenmesi üzerine Petersburg’da olağanüstü başarı kazandı. 1885’te bestelediği Opus 58 Manfred Senfonisi, sonu gelmez övgüler aldıktan başka, bazı aşırı dokunaklı bölümleriyle Çaykovski’nin yaşam ve müziğinin son yıllarında izleyeceği yola da işaret ediyordu.

Çaykovski 1885’te Moskova yakınlarında Maidanovo’da bir ev satın aldı; ölümünden bir yıl önce, Klin kasabası yakınlarında, bugün Çaykovski’nin Evi adıyla müze olan eve taşınmcaya değin de bu evde oturdu. Bu dönemde Rusya’yı daha çok gezdi; Kafkasya’da iki güzel tatil geçirdi; Tiflis’te coşkuyla karşılanıp ağırlandı. Yeniden gözden geçirdiği Vakula'nın başarılı icralarıyla, orkestra yönetmeye karşı beslediği nefretin de üstesinden geldi. 1888’de önemli bir yurtdışı turnesine çıktı. Johannes Brahms ve Edward Grieg gibi bestecilerle tanıştığı Leipzig’de, Hamburg, Berlin, Prag, Paris ve Londra’da kendi yapıtlarını yönetti. Müziği her yerde takdirle karşılandı.

Bu turne Çaykovski’nin yaşamının son döneminin doruk noktasını oluşturdu. Turneden sonra yazdığı ikinci Puşkin operası Maça Kızı (1890) ve başlangıçta soğuk karşılanan ama en sevdiği balesi olan Uyuyan Güzel (1890) gibi yeni yapıtlarının da beğenilmesine karşın yeni bir ruhsal bunalıma sürüklenmeye başladı. Opus 64 Mi Minör Beşinci Senfoni'siyle (1888) sonraki belli başlı yapıtları gitgide daha yoğun bir duygusallık ve nevrotik umutsuzluk belirtileri gösteriyordu.

Çaykovski ABD ile İngiltere’yi kapsayan başka turnelere de çıktı. İngiltere’de 1889’da ünlü Opus 23 Si Bemol Minör Birinci Piyano Konçertosu'nu (1874-75), 1893’te de Dördüncü Senfoni'sini yönetti. 1893’te Cambridge’den onursal müzik doktoru unvanı aldı. Bütün bunlar ve Fındıkkıran bale müziğinden (1892) konser icrası için alelacele yaptığı süite gösterilen büyük ilgi gibi daha başka başarılar, ruhsal durumundaki karşı durulmaz çöküşü engellemedi. 1890’da Nadejda von Meck’in mektuplarını ve parayı ansızın kesmesi durumu daha da ağırlaştırdı. Maça Kızı'nın getirdiği telif hakkı ve devletçe bağlanan aylık dolayısıyla maddi sorunu yoktu. Ama Çaykovski Nadejda’yı hiç bağışlamadı; son hastalığı sırasında bile öfkeyle onun adını sayıkladı.

Çaykovski, son bestesi olan ve haklı olarak başyapıtı saydığı Opus 74 Si Minör Altıncı (Patetik) Senfoni'sini Ağustos 1893’te tamamladı. Ekimde Petersburg’daki ilk çalmışını da kendi yönetti, ama yapıtın fazla alkış almaması onu düş kırıklığına uğrattı. Yepyeni bir tarzda yazdığı ağır final bölümünün, daha bir buçuk yıl önce daha hafif bir yapıt olan Fındıkkıran süitinin ilk çalmışındaki gibi hararetli alkışlarla karşılanması pek beklenemezdi. Oysa, Çaykovski’nin beklediği buydu, dolayısıyla da bunu sorun edindi. “Gizli” programıyla bu yapıta kendi ruhunu koymuş, izleyicilerse bunu takdir edememişlerdi.

Çaykovski’nin ölümü bir esrar perdesiyle örtülmüştür. Öldüğünde, kentteki kolera salgını sırasında kaynamamış su içerek bu hastalığa yakalandığı ve öldüğü öyküsü dillerde dolaşıyordu. 20. yüzyılın ikinci yarısında yapılan araştırmalar ise çar ailesinden bir erkekle romantik ilişkiye girdiği yolundaki suçlama üzerine bir skandali önlemek amacıyla zehir içerek intiharı seçmiş olabileceğini ortaya koymuştur. Gerçek ne olursa olsun, son senfonisinin başarısızlığı yüzünden kendisini öldürdüğü söylentisi çabucak yayıldı. Patetik adlı bu senfoninin yalnızca adı bile bir anda ünlenmesine yetti.

Değerlendirme.


En öznel bestecilerin arasında sayılan Çaykovski’nin kişiliği ile müziğini birbirinden ayrı düşünmek olanaksızdır. Yapıtları, sonraki yıllarda gitgide daha acı verici hale gelen ve çağının en büyük senfonilerinden biri olan Altıncı Senfoni' siyle doruğa ulaşan bastırılmış duygularının bazen büyüleyici, bazen gösterişli, ara sıra da kaba bir dışavurumudur. Değişen düzeylerde de olsa melodilerindeki esin zenginliği ve hayal gücünün yanı sıra, orkestra düzenlemeleri de çarpıcı bir yeteneği ortaya koyar. Teknikteki büyük ustalığı, zaman zaman müziğinde görülen zevk sorunlarının da bir ölçüde üstesinden gelmesine olanak vermiştir. Sonraki yapıtlarında bilinçli Rus ulusalcılığına yer vermemişse de, en az ulusalcı besteciler kadar Rusya’ya özgü duygu ve nitelikleri yansıtmıştır. Müzikçi ile halk arasındaki uçurumu kapatmadaki başarısı ise Sovyetler Birliği döneminde o kadar yüceltilmesinin nedenlerinden biridir.

Çaykovski’den bu yana hiçbir besteci tarz ve üslup değişmelerinden, abartılmış ya da hafifsenmiş değerlendirmelerden onun kadar etkilenmemiştir. Bir yandan duygusal yapıtlarıyla çok geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmış, ama öbür yandan yarattığı neredeyse hipnotik etki gerçek müziksel niteliklerinin sorgulanmasına yol açmıştır. Gene de Çaykovski’nin değerinin zamanla artmasını beklemek yanlış olmaz; hâlâ keşfedilmeyi bekleyen güzel yapıtlarının bulunduğunun bilinmesi bile böyle bir yargıya varmaya yeter. Çaykovski klasik balenin kuşkusuz en büyük ustasıdır. Senfonilerinin hepsi aynı düzeyde değilse de, içerdikleri müziğin önemi yadsınamaz. Son üç senfonisi haklı bir üne kavuşmuştur, ama bunlara genellikle gözardı edilen Manfred Senfonisi' ni de eklemek gerekir. Öte yandan. Birinci Piyano Konçertosu ile Keman Konçertosu yalnızca birer virtüözlük aracı olarak görülmemelidir. İlk yapıtlarından olan Romeo ve Jülyet uvertürü ile zarif Yaylı Çalgılar Serenadı da önemli orkestra yapıttandır. Operalanndan Yevgeni Onegin bir başyapıt sayılır; Maça Kızı da dramatik açıdan etkilidir. Yaylı çalgılar dörtlülerinde ulaştığı kusursuzluk, piyano müziğinde genellikle görülmez. Ayrıca sayısız şarkılarından birçoğu da zarif yapıtlardır.

ÖBÜR ÖNEMLİ YAPITLARI.
Opera.
  • Voevoda (ilk sahnelenişi 1869),
  • Undine (1869),
  • Opriçnik (1847),
  • Mazepa (1884),
  • Büyücü Kadın (1887),
  • İolanta (1892).
Senfoni.
  • Opus 17 Do Minör İkinci Senfoni (Küçük Rus, bestelenişi 1872, yenilenişi 1879),
  • Opus 29 Re Majör Üçüncü Senfoni (1875),
  • Opus 64 Mi Minör Beşinci Senfoni (1888).
Solo ve orkestra.
Piyano.
  • Opus 44 Sol Majör İkinci Piyano Konçertosu (1879-80),
  • Opus 75 Mi Bemol Majör Üçüncü Piyano Konçertosu (1893; yalnızca bir bölüm).
Viyolonsel.
  • Opus 33 Bir Rokoko Teması Üzerine Çeşitlemeler (1876),
  • Opus 62 Pezzo capricioso (1887).
Öbür orkestra yapıtları.
  • Opus 77 Kader, senfonik şiir (1868),
  • Opus 32 Francesca da Rimini (1876),
  • Opus 31 Slav Marşı (1876),
  • Opus 67a Hamlet, uvertür-fantezi (1888),
  • Fındıkkıran balesinden düzenlenen Opus 71a Süit (1892), 3 orkestra süiti.
Oda müziği.
  • Opus 70 Souvenir de Florence (Floransa Anısı, altılı, bestelenişi 1890-92).
Vokal müzik.
Yaklaşık 100 şarkı, bunlardan Opus 38 No 1 “Don Juan’m Serenadı” (1878), Opus 38 No 3 “Balo Sesleri Arasında” (1878), Opus 6 No 6 “Sadece Yalnız Kalbim” (1869), Öpus 28 No 3 “Neden Rüyamda Seni Gördüm?” (1875).

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2017 21:24
Biyografi Konusu: Pyotr İlyiç Çaykovski (Pyotr Ilyich Tchaikovsky) nereli hayatı kimdir.
RoSSoRoSe - avatarı
RoSSoRoSe
Ziyaretçi
6 Temmuz 2008       Mesaj #2
RoSSoRoSe - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Pyotr İlyiç Çaykovski2.jpg
Gösterim: 1138
Boyut:  109.7 KB
Peter İlyiç Çaykovski

Bir söylentiye göre Çaykovski, kolera salgını sırasında musluk suyunu kaynatmadan içmişti
Besteci Peter İlyiç Çaykovski, 1893'te 53 yaşında hayata veda etti.
Sponsorlu Bağlantılar
"Tarifsiz bir melankoliyi sürekli içimde taşıyorum. Öyle bir duygu ki, kelimelerle açıklanamaz. Korkuyla karışık, ne olduğunu ancak şeytan bilebilir..."
Çaykovski bu sözleri son eseri 'Patetik Senfoni'yi bestelerken söylüyordu. Halbuki ilk piyano konçertosu da benzer duygularla doluydu. Anlaşılan şu ki, Çaykovski'nin başından sonuna kadar tüm yaşamı, melankoli ile geçmişti.
7 mayıs 1840'ta Ural Dağları'nın kucağında bir maden kenti olan Votkinsk'te, devlet madenlerinde işletme sorumlusu olan bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi.

Nevrotik eğilimli yaşamının sekiz yılı bu kentte yarı Fransız olan annesinin söylediği halk ezgileriyle aryaları, özellikle de Mozart'ın 'Don Juan'ını dinleyerek geçti. Belki de bu yüzden yaşamı boyunca kendine en yakın bulduğu besteci Mozart'tır.
Beş yaşında piyano dersleri almaya başladı. Yine aynı yıllarda dadısı Fanny'nin yönlendirmesiyle Fransız edebiyatını tanıdı.
14 yaşında ilk şarkısını besteledi. Ama ardından silik kişilikli babası devlet memurluğundan istifa etti ve ailesi zorunlu olarak St. Petersburg'a taşındı.

1850'den başlayarak dokuz yıl Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Mezun olur olmaz da Adalet Bakanlığı'nda yüksek düzeyde bir memurluğa atandı.

Bu arada Lomakin'in korosunda şef yardımcılığı yapıyordu. 1854'te tutkuyla bağlı olduğu annesi koleradan ölünce bestecilik arzuları yeniden filiz verdi yüreğinde. Rus Müzik Kurumu'nun derslerine katıldı.
1862'de Adalet Bakanlığı'ndaki işinden ayrılarak yeni kurulan St. Petersburg Konservatuarı'na kaydını yaptırdı. 1865'te konservatuardan mezun olurken yazdığı kantat gümüş madalya ile ödüllendirildi.
Bir yıl sonra Nikolai Rubinstein'ın daveti üzerine Moskova Konservatuarı'nda armoni öğretmenliğine başladı ve bu kurumda geçirdiği 11 yılda birçok başyapıta imza attı. 1877'de Antonina Milyukova ile evledi, ama evliliği dokuz hafta sürdü.
1878 mayısında hem Moskova'dan hem karısından ayrılmadan önce üç başyapıt daha besteledi. Bedeni ve ruhu intihar krizlerinin rüzgarıyla savrulurken Nadejda von Meck'le tanıştı.

Kendisinden 10 yaş büyük, genç yaşta dul kalmış 11 çocuklu bu zengin kadın, Çaykovski'ye hayrandı. Gizliden gizliye de para yardımı yapıyordu. Rivayete göre birbirlerini hiç görmeden tam 13 yıl durmadan mektuplaştılar. Ve Çaykovski doktorların önerisi üzerine karısından ayrıldıktan sonra Rusya'yı terk etti.

1878-1885 arasında Batı Avrupa ile Rusya arasında mekik dokudu. Önce Cenevre'ye, sonra İtalya'ya gitti. 1888'de Almanya, Fransa ve İngiltere'de orkestralar yönetti. 1890'da koruyucusu Von Meck ile ilişkisi birden kesiliverdi.
Bu durumda derinden yaralanacak, ölümle burun buruna geldiği anda bile 'Meck2 adını sayıklayacaktır. Mektuplarını yanıtlamayan Von Meck de iki yıl sonra hayatını kaybedecektir.

1891'de yoğun bir Avrupa turnesinden sonra pusulasını ABD'ye çevirir ve son yapıtı Altıncı Senfoni'nin ilk seslendirilişini yönettikten birkaç gün sonra da St. Petersburg'da koleradan ölür.
Bir söylentiye göre kolera salgını sırasında hiç yapılmaması gerekeni yapmış ve musluk suyunu kaynatmadan içmiştir.

Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2017 21:25
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Mayıs 2009       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Peter İliç ÇAYKOVSKİ
Ad:  Pyotr İlyiç Çaykovski3.jpg
Gösterim: 1065
Boyut:  62.3 KB

(1840–1893)

Peter İliç Çaykovski 19. yüzyılın en tanınmış Rus bestecilerindendir.

19. yüzyılın en büyük Rus bestecilerinden olan Peter İliç Çaykovski, anlatım gücü ve yapıla­rındaki duygu yoğunluğuyla dikkati çeken bir sanatçıdır. Yapıtları arasında senfoniler, bale müzikleri, uvertürler, operalar, oda müziği, konçertolar, vokal müzik ve şarkılar bulun­maktadır.

Peter İliç Çaykovski Rusya'da, Votkinsk kasabasında doğdu. Babası, o yöredeki devlet madenlerinde işletme sorumlusuydu. Yedi yaşında piyano çalmaya başlayan Çaykovski, kısa zamanda yeteneğini ortaya koyduysa da, aşırı duyarlı bir çocuk olduğu için ailesi müzikle uğraşmasına izin vermedi.

Daha sonra St. Petersburg'daki (bugünkü Leningrad) Hukuk Okulu'nun hazırlık bölü­müne yazıldı. Çaykovski annesine çok bağlı, içine kapanık bir çocuktu. 1854'te annesi koleradan ölünce ağır bir ruhsal sarsıntı geçir­di; yaşamının sonuna kadar bu olayın etkisin­den kurtulamadı. O yıllarda izlediği operalar müzik yaşamında etkili oldu.

Çaykovski eğitimini tamamladıktan sonra St. Petersburg'da, Adalet Bakanlığı'nda gö­rev aldı. Oysa müziğe olan ilgisi iyice alev­lenmişti. Bu nedenle 23 yaşında görevinden ayrılarak St. Petersburg Konservatuarı’na girdi. 1865'te öğretmeni Anton Rubinstein'ın yardımıyla Moskova Konservatuarı’nda ar­moni dersleri vermeye başladı. Aynı yıllarda ilk senfonisi olan Opus 13 Sol Minör Birinci Senfoniyi (1866; Kış Hülyaları) besteleyen Çaykovski, tutkulu ve yoğun bir çalışma döneminden sonra ruhsal bir bunalım geçirdi. 1868'de Rusya'daki ulusal müzik akımının öncülerinden besteci Mili Balakirev'in önerisi üzerine Romeo ve Jülyet fantezi uvertürünü yazdı. Bu yapıt günümüzde de çok sevilen besteleri arasındadır. İlk opera yapıtı olan Voyvoda ise 1869'da sahnelendi.

Çaykovski, Opus 36 Fa Minör Dördüncü Senfoni (1877) ile ünlü operası Yevgeni Onegini (1877–78), geçirdiği ağır bir bunalım döneminde besteledi. Aynı dönemde eski öğrencilerinden biriyle evlendi. Besteciyi inti­hara sürükleyen, eşinin de akıl hastanesine düşmesine neden olan bu bunalımlı evlilik altı hafta sürdü. O sırada Çaykovski'nin müziğine hayranlık duyan Nadejda von Meck adında varlıklı, dul bir hanım sanatçıya para desteği sağladı. Çaykovski'nin öğretmenliği bırakıp, kendini bütünüyle müziğe vermesini sağlayan bu anlaşma 1890'a kadar sürdü. Bundan sonra da Çaykovski bestelerinden para kazan­maya başladı.

1880'lerde turnelere çıkarak kendi bestele­rinin çalındığı konserleri yönetti. Çaykovski, İngiltere ve ABD turneleri dışında vaktini, Moskova yakınlarındaki çiftlik evinde çalışa­rak geçirdi.
Çaykovski en çok sevilen bestelerini 1877'den sonra yazdı. Kuğu Gölü (1877), Uyuyan Güzel (1890) ve Fındıkkıran (1892) baleleri; Maça Kızı (1890) operası; Re Majör Keman Konçertosu (1878); Do Majör Yaylı Çalgılar Serenadı (1880) ve 1812 Uvertürü (1880) başyapıtlar olarak bugün de değerleri­ni korumaktadırlar. En ünlü konçertosu 57 Bemol Minör Birinci Piyano Konçertosu''dur (1874–75).

Çaykovski'nin yazdığı yedi senfoniden yal­nızca altı tanesi numaralanmıştır. Patetik adıyla da bilinen Si Minör Altıncı Senfoni (1893) Çaykovski'nin en etkileyici yapıtların­dan biridir. Sanatçının çok önem verdiği bu yapıttır. Ekim 1893'te St. Petersburg'daki ilk çalmışında beklediği ilgiyi görmedi. Melodilerindeki zenginlik ve orkestra düzenlemelerindeki ustalığının yanı sıra, derin bir duyarlığa sahip olan Çaykovski, özgün bir müzik yarat­mayı başarmıştır.

Sanatçının St. Petersburg'daki kolera salgı­nı sırasında, bilerek kaynatılmamış su içtiği için öldüğü söylentisi yaygınlık kazandıysa da, 20. yüzyılın ikinci yarısında yapılan araştırma­lar sonucunda, birtakım tatsız olayların geliş­mesini önlemek amacıyla zehir içerek yaşamı­na son verdiği kanısı güçlenmiştir.

MsXLabs.org & Temel Britannica
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2017 21:26
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
18 Mayıs 2011       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Peter İlyiç Çaykovski
(1840 Votkinsk-1893 Petersburg),
ünlü Rus bestecisi.

Bir maden mühendisinin oğludur. İlk müzik derslerini annesinden aldı. Petersburg'da hukuk öğrenimi gördükten sonra 19 yaşında Adalet Bakanlığı'nda memurluğa başladı. Bu arada müziği de bırakmadı. 1862'de Petersburg Konservatuvarı'na girdi. 1860'ta kurulan Moskova Konservatuvarı'na müdür oldu, ilk operası "Voyvoda"yı bu sırada yazdı. "İleri" Rus müziği akımının başında bulunan Balakirev, Rimski Korsakof gibi bestecilerle tanıştı, onların da etkisiyle daha başarılı yapıtlar vermeye koyuldu. 1891'de Amerika'ya giderek New York Baltimore ve Philadelphia'da yapıtlarını yönetti. Rusya'ya dönüşünde "Altıncı Senfoni" üzerinde çalışmaya başladı, tamamladıktan kısa süre sonra, tutulduğu kolera hastalığı sonucu öldü.

Başlıca yapıtları:
6 Senfoni (en tanınmışları: 4., 5. ve "Pathétique" adıyla ünlü 6. Senfoni).
Uvertürler:
  • "Romeo ve Jülyet",
  • "Francesca da Rimini",
  • "Hamlet",
  • "İtalyan Kapriçyosu",
  • 3 piyano ve 1 keman konçertosu,
  • 10 opera (en tanınmışları: "Yevgeni Onyegin", "Maça Kızı")
ve 3 ünlü bale süiti:
  • "Kuğu Gölü",
  • "Ormanda Uyuyan Güzel",
  • "Fındıkkıran".
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2017 21:12
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Mart 2017       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ÇAYKOVSKİY (Pyotr İliç)

Ad:  Pyotr İlyiç Çaykovski4.jpg
Gösterim: 1358
Boyut:  60.1 KB

rus besteci
(Votkinsk 1840-Petersburg 1893).

Babası maden mühendisiydi. Amatör olarak piyano dersleri aldı ve hukukçu olmak istedi. Anton Rubınstein’ın orkestralama derslerini izledi (1863), Rubınstein'ın kardeşi Nikolay tarafından Moskova Konservatuvarı'nda armoni öğretmenliğine getirildi (1866) Balakırev ve Rimskiy Korsakov ile bu dönemde tanıştı, bu müzikçilerin görüşleri ilgisini çekti Sinirlerinin zayıf oluşu, duygusal yaşamında dengesizliklere yol açtı; depresyonlar geçirdi. 1877 de yaptığı başarısız evlilik yüzünden canına kıymaya kalkıştı.

Ertesi yıl, Nadejda von Meck adlı zengin hayranının parasal desteği sayesinde kendini beste çalışmalarına verdi. Von Meck ile yazışmaları 1886’ya değin sürdü. 1891'de, turneye gittiği ABD'de Carnegie Hall'ü hizmete açtı. iki yıl sonra, altıncı senfonisini yönettikten sonra koleradan öldü.

Çaykovskiy'in çalgı yapıtları içinde, piyano parçaları (iki sonatı ve Mevsimler [1876] ünlüdür); birkaç oda müziği parçası ve çok sayıda orkestra yapıtı ["1812" uvertürü [1880]; altı senfoni [bunların altıncısı olan Patetik senfoni -1893 - çok ünlüdür]; Romeo ve Juliet [1870], Fırtına [1873] Francesca da Riminı [1877], Manfred [1886], Hamlet [1888] gibi fantezi uvertürler; Kuğu gölü [1876], Uyuyan güzel [1890], Fındıkkıran [1892] gibi baleler; üç piyano konçertosu (si bemol minör 1. konçerto [1875] ünlüdür);' bir keman konçertosu (1877) ve çelloyla piyano için Bir rokoko teması üzerine çeşitlemeler (1876) gibi yapıtlar vardır. Vokal yapıtları içindeyse, melodiler ve birkaç dinsel yapıttan başka, on opera (en ünlüleri; Undine [1870], OrtĞans bakiresi [1881], Yevgeniy Onegin [1879] ve Maça kızı [1890); son ikisinin konusunu Puşkin’in aynı adlı yapıtlarından aldı) yer alır.

İtalyan vokal müziğinden, Mozart, Beethoven, Schumann ve Liszt gibi avrupalı bestecilerden etkilenen Çaykovskiy, Beşler grubu'nun temsil ettiği milliyetçi düşünce dışında, kozmopolit bir romantik akım içinde değerlendirilir. Bazı yapıtlarında kolay etkiler yaratan pasajlar vardır; kendini, zaman zaman gereksiz virtüözlük gösterilerine kaptırmıştır; Kuğu gölü, si bemol majör piyano konçertosu gibi ünlü yapıtlarında yapmacığa kaçmıştır, ama bu yönü, özenli müzik dilini, özgün lirizmini, bale müziğindeki yenileyici rolünü, özellikle son üç senfonisinde kendini belli eden orkestralama dehasını ve operada ortaya koyduğu dram duygusunu unutturmamalıdır. Moskova Konservatuvarı’nda yerini alan Taneyev; Şostakoviç, Haçaturyan, Kabalevskiy gibi birçok sanatçıya Çaykovskiy’in mirasını aktardı. Çaykovskiy'in Rahmaninov üzerindeki doğrudan ve bazı amerikalı müzikçiler üzerindeki dolaylı etkisi, İkinci Dünya savaşı'na değin sürmüştür.

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Mart 2017       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Pyotr İlyiç Çaykovski

SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

19 Ekim 2015 / KisukE UraharA Felsefe ww
1 Mayıs 2009 / HipHopRocK Siyaset ww
8 Aralık 2015 / buz perisi Bilim ww
15 Ekim 2015 / _KleopatrA_ Bilim ww
18 Ağustos 2015 / Safi Siyaset ww