Anita O'Day
MsXLabs.orgAnita O'Day (d. 18 Ekim 1919 - ö. 23 Kasım 2006) Amerikalı bir caz şarkıcısıdır. Ella Fitzgerald ve Billie Holiday gibi caz ustalarıyla birlikte, cazın kraliçelerinden sayılır. "Beyaz tenli caz vokalistleri"nin vazgeçilmezlerindendir. Asıl adı "Anita Belle Colton"dur. "Swing" ve "bebop" zamanlarının sanatçılarındandır. Sesinin berraklığı ve tüm caz türlerinde verdiği eserler sayesinde, yaşadığı yüzyılın en büyük caz sanatçılarından biri olarak kabul görmüştür. 86 yaşında iken, "Indestructible!" adlı albümü çıkarmıştı.
Biyografi
İlk yıllar ve "Off-Beat"
Müzik dünyasına "küçük" sayılabilecek yaşlarda atılan O'Day, ilk iş olarak, adında birkaç değişikliğe gitti ve "Anita Belle Colton" olan adını, "Anita O'Day" olarak değiştirdi. İsminde, kendince gerekli gördüğü değişiklikleri yaptıktan sonra, 1930'ların başında, "Off-Beat" olarak bilinen bir caz klubünde şarkı söylemeye başladı. "Off-Beat", o zamanların Amerika'sının en ünlü müzik adamlarından biri olan Gene Krupa'nın uğrak bir mekanı olduğundan; bu, O'Day için büyük bir şans oldu ve 1941 yılında, O'Day, Krupa'nın grubuna katıldı. Anita O'Day'in de aralarına katılması ile daha da güçlenen "Gene Krupa ve Grubu", birkaç hafta sonra da trompetçi Roy Eldridge'i ye bünyesine alarak, daha da güçlendi.
Özellikle Eldridge ile büyük uyum sağlayan O'Day, "Let Me Off Uptown" adlı şarkıyı da kendisiyle işbirliği yaparak piyasaya sürdü ve ilk büyük başarısını elde etti. Bu parça, üç/dört hafta gibi çok kısa bir sürede, rekor seviyesinde satarak; 1 milyon dolarlık satış yaptı. Bu satış rakamı ile O'Day, birlikte çalıştığı ve o zamanların çok meşhur müzik grubu olan "Gene Krupa ve Grubu"nun ününden daha büyük bir üne kavuştu. Aynı yıl içerisinde, O'Day, "Down Beat" tarafından, "Yılın En İyisi" olarak seçildi.
Gene Krupa: Beraber ve yalnız
1942 yılında, Gene Krupa ile birlikte iki kısa filmde yer alarak; "Thanks for the Boogie Ride" ve "Let Me Off Uptown" parçalarını seslendirdi ve aynı yıl "Down Beat" okurları tarafından, "En İyi 5 'Band' Şarkıcısı" arasında gösterildi (Dördüncü sırada). Aynı listede, Helen O'Connell, Helen Forrest, Billie Holiday ve Dinah Shore da vardı.
1943 yılında, Krupa'nın marihuana kullanmasından ötürü tutuklanmasıyla; "Krupa'nın Grubu" dağıldı. Bu dağılmadan sonra, birkaç müzik grubu ile de çalışmaya başlayan O'Day, sonunda, 1944 Nisan'ında Stan Kenton'un grubuna katıldı. Yaklaşık 1 yıl kadar (11 ay) Kenton ile çalıştıktan sonra, tekrar Krupa'ya döndü. Kenton ile çalıştığı yıllarda onlarca şarkı kaydetti ve "And Her Tears Flowed Like Wine" adlı parça ile milyonlar satarak; Kenton'u müzik listelerinde zirveye taşıdı. Yine Kenton ile çalışmakta iken, iki kısa filmde de yer aldı ve "Kenton ile beraber çalıştığım süre boyunca, kendimi çok geliştirdim" açıklamasını yaptı.
1945 yılında, tekrar Krupa ile çalışmaya başladı ve bu süre boyunca yine onlarca kayıt yaptı. Bu kayıtlar içerisinde, "That Feeling in the Moonlight" ve "Harriet" büyük yankı uyandırdı. 1946 yılında, Krupa'dan tekrar ayrılan O'Day, solo kariyerine tekrar başladı ve tek başına hareket etmeye devam etti.
40'ların sonu ve uyarıcılar
1940'ların sonuna doğru, O'Day artık tek başına ilerlemeye karar vermişti ve parçalarını, popüler olmak adına birbiri ardına çıkardı. Bunların birçoğu kendisini "caz vokalistliği"ni tehlikeye atacak derecede de olsa, How High The Moon gibi şimdilerin pek meşhur caz standartlarını da içlerinde barındırıyorlardı.
1947'nin sonlarına doğru, edindiği şöhretin bir getirisi mi bilinmez, O'Day'in başı uyarıcılar ile belaya girdi ve 90 yıllık süre ile devam edecek hapis cezasına mahkum edildi. Ancak, O'Day bundan da bir şekilde kurtulmuş olmalı ki, 90 yıllık süre ile cezaevinde kalmadı.
Olay üzerinden tam bir yıl sonra, 1948 yılında, caz piyasisti Count Basie ile çalışması sebebiyle, O'Day, o zamana kadar kariyerinde geldiği en üst noktaya erişti. Bu başarılardan birkaç yıl sonra, 1952 yılında, O'Day marijuana bulundurmaktan tekrar tutuklandı. Ancak, suçsuz bulundu. 1953 yılının Mart ayında, bu sefer, eroin bulundurmaktan tutuklandı ve 6 ay hapse mahkum edildi.
İlk albüm ve sonrasında gelen başarı
"The Lady Is A Tramp" adlı albümü ile (yeniden düzenlemedeki adı ile), O'Day, ilk albümünü de kaydetmiş oldu. Bu albüm, O'Day'in müzik dünyasında kalıcı olabilmesi için hayli önemli bir sınavdı. O'Day bu albümü ile, büyük bir başarı yakaladı ve bu zorlu sınavı başarıyla geçti. "An Evening With Anita O'Day" (yeniden düzenlemedeki adı ile) adlı ikinci albümü ile de, bu başarısını daim kıldı (Her ne kadar, uyarıcı haplar ile başı belaya girse de) ve 50'li yılların sonlarına kadar da albüm çalışmalarına devam etti.
Canlı performanslar
"Anita" adlı albümü ile "Verve Records"tan çıkardığı ilk albümünü çıkaran ve büyük yankı uyandıran O'Day, artık bir festival şarkıcısı olmuştu ve canlı performansları ile adından söz ettirmeye başlamıştı. Louis Armstrong ve Dinah Washington gibi döneminin en büyük sanatçıları ile sahneye almaya başlayan O'Day; "Jazz On A Summer's Day" adlı belgeselde de kendine yer buldu ki bu belgesel, yalnızca usta isimleri bünyesine katan bir eserdi ve O'Day'in büyüklüğünü kanıtlar nitelikteydi. Böylelikle, O'Day, uluslararası alanda tanınan bir caz sanatçısı olmuştu.
Fiyasko, 60'lı yıllar ve "tekrarlayan" uyarıcı belası
60'ların başında, "'Swing'in kralı" olarak bilinen Benny Goodman ile bir Avrupa turuna çıkan O'Day, Goodman tarafından yeterince desteklenmediği için; turneden pek yarar elde edemedi. O'Day için "Tam bir fiyasko" olarak nitelendirilen bu turneden sonra, O'Day, kariyerine tek başına devam etti. 1968 yılında, aşırı dozda "uyarıcı"dan kariyerine ve yaşamına neredeyse son verecek olan O'Day; uyarıcı belasından kurtulduktan sonra, 1970 yılında Berlin'de yapılan caz festivali ile müzik yaşantısına kaldığı yerden devam etti. Sonraki yıllarda da, Japonya'daki müzik stüdyolarında birçok kayıt yaptı.
MsXLabs.orgAnita O'Day (d. 18 Ekim 1919 - ö. 23 Kasım 2006) Amerikalı bir caz şarkıcısıdır. Ella Fitzgerald ve Billie Holiday gibi caz ustalarıyla birlikte, cazın kraliçelerinden sayılır. "Beyaz tenli caz vokalistleri"nin vazgeçilmezlerindendir. Asıl adı "Anita Belle Colton"dur. "Swing" ve "bebop" zamanlarının sanatçılarındandır. Sesinin berraklığı ve tüm caz türlerinde verdiği eserler sayesinde, yaşadığı yüzyılın en büyük caz sanatçılarından biri olarak kabul görmüştür. 86 yaşında iken, "Indestructible!" adlı albümü çıkarmıştı.
Sponsorlu Bağlantılar
Biyografi
İlk yıllar ve "Off-Beat"
Müzik dünyasına "küçük" sayılabilecek yaşlarda atılan O'Day, ilk iş olarak, adında birkaç değişikliğe gitti ve "Anita Belle Colton" olan adını, "Anita O'Day" olarak değiştirdi. İsminde, kendince gerekli gördüğü değişiklikleri yaptıktan sonra, 1930'ların başında, "Off-Beat" olarak bilinen bir caz klubünde şarkı söylemeye başladı. "Off-Beat", o zamanların Amerika'sının en ünlü müzik adamlarından biri olan Gene Krupa'nın uğrak bir mekanı olduğundan; bu, O'Day için büyük bir şans oldu ve 1941 yılında, O'Day, Krupa'nın grubuna katıldı. Anita O'Day'in de aralarına katılması ile daha da güçlenen "Gene Krupa ve Grubu", birkaç hafta sonra da trompetçi Roy Eldridge'i ye bünyesine alarak, daha da güçlendi.
Özellikle Eldridge ile büyük uyum sağlayan O'Day, "Let Me Off Uptown" adlı şarkıyı da kendisiyle işbirliği yaparak piyasaya sürdü ve ilk büyük başarısını elde etti. Bu parça, üç/dört hafta gibi çok kısa bir sürede, rekor seviyesinde satarak; 1 milyon dolarlık satış yaptı. Bu satış rakamı ile O'Day, birlikte çalıştığı ve o zamanların çok meşhur müzik grubu olan "Gene Krupa ve Grubu"nun ününden daha büyük bir üne kavuştu. Aynı yıl içerisinde, O'Day, "Down Beat" tarafından, "Yılın En İyisi" olarak seçildi.
Gene Krupa: Beraber ve yalnız
1942 yılında, Gene Krupa ile birlikte iki kısa filmde yer alarak; "Thanks for the Boogie Ride" ve "Let Me Off Uptown" parçalarını seslendirdi ve aynı yıl "Down Beat" okurları tarafından, "En İyi 5 'Band' Şarkıcısı" arasında gösterildi (Dördüncü sırada). Aynı listede, Helen O'Connell, Helen Forrest, Billie Holiday ve Dinah Shore da vardı.
1943 yılında, Krupa'nın marihuana kullanmasından ötürü tutuklanmasıyla; "Krupa'nın Grubu" dağıldı. Bu dağılmadan sonra, birkaç müzik grubu ile de çalışmaya başlayan O'Day, sonunda, 1944 Nisan'ında Stan Kenton'un grubuna katıldı. Yaklaşık 1 yıl kadar (11 ay) Kenton ile çalıştıktan sonra, tekrar Krupa'ya döndü. Kenton ile çalıştığı yıllarda onlarca şarkı kaydetti ve "And Her Tears Flowed Like Wine" adlı parça ile milyonlar satarak; Kenton'u müzik listelerinde zirveye taşıdı. Yine Kenton ile çalışmakta iken, iki kısa filmde de yer aldı ve "Kenton ile beraber çalıştığım süre boyunca, kendimi çok geliştirdim" açıklamasını yaptı.
1945 yılında, tekrar Krupa ile çalışmaya başladı ve bu süre boyunca yine onlarca kayıt yaptı. Bu kayıtlar içerisinde, "That Feeling in the Moonlight" ve "Harriet" büyük yankı uyandırdı. 1946 yılında, Krupa'dan tekrar ayrılan O'Day, solo kariyerine tekrar başladı ve tek başına hareket etmeye devam etti.
40'ların sonu ve uyarıcılar
1940'ların sonuna doğru, O'Day artık tek başına ilerlemeye karar vermişti ve parçalarını, popüler olmak adına birbiri ardına çıkardı. Bunların birçoğu kendisini "caz vokalistliği"ni tehlikeye atacak derecede de olsa, How High The Moon gibi şimdilerin pek meşhur caz standartlarını da içlerinde barındırıyorlardı.
1947'nin sonlarına doğru, edindiği şöhretin bir getirisi mi bilinmez, O'Day'in başı uyarıcılar ile belaya girdi ve 90 yıllık süre ile devam edecek hapis cezasına mahkum edildi. Ancak, O'Day bundan da bir şekilde kurtulmuş olmalı ki, 90 yıllık süre ile cezaevinde kalmadı.
Olay üzerinden tam bir yıl sonra, 1948 yılında, caz piyasisti Count Basie ile çalışması sebebiyle, O'Day, o zamana kadar kariyerinde geldiği en üst noktaya erişti. Bu başarılardan birkaç yıl sonra, 1952 yılında, O'Day marijuana bulundurmaktan tekrar tutuklandı. Ancak, suçsuz bulundu. 1953 yılının Mart ayında, bu sefer, eroin bulundurmaktan tutuklandı ve 6 ay hapse mahkum edildi.
İlk albüm ve sonrasında gelen başarı
"The Lady Is A Tramp" adlı albümü ile (yeniden düzenlemedeki adı ile), O'Day, ilk albümünü de kaydetmiş oldu. Bu albüm, O'Day'in müzik dünyasında kalıcı olabilmesi için hayli önemli bir sınavdı. O'Day bu albümü ile, büyük bir başarı yakaladı ve bu zorlu sınavı başarıyla geçti. "An Evening With Anita O'Day" (yeniden düzenlemedeki adı ile) adlı ikinci albümü ile de, bu başarısını daim kıldı (Her ne kadar, uyarıcı haplar ile başı belaya girse de) ve 50'li yılların sonlarına kadar da albüm çalışmalarına devam etti.
Canlı performanslar
"Anita" adlı albümü ile "Verve Records"tan çıkardığı ilk albümünü çıkaran ve büyük yankı uyandıran O'Day, artık bir festival şarkıcısı olmuştu ve canlı performansları ile adından söz ettirmeye başlamıştı. Louis Armstrong ve Dinah Washington gibi döneminin en büyük sanatçıları ile sahneye almaya başlayan O'Day; "Jazz On A Summer's Day" adlı belgeselde de kendine yer buldu ki bu belgesel, yalnızca usta isimleri bünyesine katan bir eserdi ve O'Day'in büyüklüğünü kanıtlar nitelikteydi. Böylelikle, O'Day, uluslararası alanda tanınan bir caz sanatçısı olmuştu.
Fiyasko, 60'lı yıllar ve "tekrarlayan" uyarıcı belası
60'ların başında, "'Swing'in kralı" olarak bilinen Benny Goodman ile bir Avrupa turuna çıkan O'Day, Goodman tarafından yeterince desteklenmediği için; turneden pek yarar elde edemedi. O'Day için "Tam bir fiyasko" olarak nitelendirilen bu turneden sonra, O'Day, kariyerine tek başına devam etti. 1968 yılında, aşırı dozda "uyarıcı"dan kariyerine ve yaşamına neredeyse son verecek olan O'Day; uyarıcı belasından kurtulduktan sonra, 1970 yılında Berlin'de yapılan caz festivali ile müzik yaşantısına kaldığı yerden devam etti. Sonraki yıllarda da, Japonya'daki müzik stüdyolarında birçok kayıt yaptı.
Son düzenleyen Safi; 24 Ekim 2015 01:57
Biyografi Konusu: Anita O'Day nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...