Buika
VIP Beşer
Buika
Geleneksel copla şarkılarını flamenko, caz ve rumba ritimleri ile birleştiren, Afrika'dan sürgün edilen ailesinin köklerini Afro-Küban ritimleriyle buluşturarak, çağdaş İspanyol ve Latin müziğinin melankolik aşk şarkılarının yeni sesi olan Buika, flamenko geleneğiyle cante tarzını cazla daha yükseğe taşıyor. Ünü İspanya'dan tüm dünyaya sıçrayan Buika, Mi Niña Lola albümü ile "En iyi albüm prodüksiyonu" dalında grammy sahibi olurken,yürek burkan çaresizliklerin ve aşk acılarının şarkıcısı olarak tanımlanıyor.
The New York Times’ın ünlü müzik eleştirmeni Jon Pareles'in New York’taki ilk canlı performansını "muhteşem den öte özetlenemez" diyerek yorumladığı Buika Miami'den Washington'a, Meksika'dan İspanya'ya sahne aldığı her ülkedeki konserlerinde izleyicilerle ortak bir duygu platformu oluşturuyor.
“Ben bir Afrikalıyım ve Afrikalı müzik eğitimi almaz” diyerek yeteneğinin köklerinden geldiğini açıklayan sanatçı caz,funk,flamenko ve copla’yı ince bir ustalıkla birleştiriyor ve neo-soul diyebileceğimiz bir tarzda buluşturuyor. Yepyeni albümü Nina de Fuego (Ateşin Kızı) ile kalemini de ortaya koyan Buika, repertuvarına güçlü bir şarkı yazarı olarak Meksika’nın geleneksel türlerinden ranchera‘ları da katıyor. Buika, caz ve flamenkoyla sevdayı ve ızdırabı yakararak anlatan bir İspanyol aşk şarkıcısı...Buika ilk kez Türkiye'de İş Sanat'ta sahne alıyor.
Buıka Hakkında
Concha Buika 'María Concepción Balboa Buika' adıyla Mayorka adasında Ekvator Ginesi’nden politik nedenlerle sürgün edilen bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Adanın merkezi Palma’nın fakir bir semtinde yaşayan Buika’nın çocukluk yaşlarından hatırladığı, yaşadığı semtte ailesinin dışındaki tek siyah komşularının hediye dükkanının kapısında duran görevli olduğu. Komşularının her dakika ilgisini çeken Buika Afro saçlarına nasıl bir tarz verebileceğini Michael Jackson ve Whitney Houston gibi hayranlık duyduğu sanatçıların fotoğraflarından öğrenmiş.
Bir yazar ve bir aktivist olan babaları aileyi terkederek Gine’ye geri dönmüş ve anneleri geriye kalan 5 kardeşiyle beraber müzikle iç içe dolu bir evde Buika’yı yetiştirmiş.'Şarkı söyleyerek,gitar,piyano ve bas gitar gibi enstrümanları çalarak büyüyen Buika bu enstrümanlara daha sonra çelloyu da eklemiş.
“Ben bir Afrikalıyım ve Afrikalı müzik eğitimi almaz” diyerek yeteneğinin köklerinden geldiğini açıklayan sanatçı “Bir Afrikalı müziksiz yaşayamaz.Tıpkı yemek yemek gibi müzik günlük hayatımızın bir parçasıdır” diyor.
Buika okuldan sonra kendini Palma’da yaşayan çingeneler arasında bulurmuş. O dönemlerin etkisini Buika içinden gelen flamenko vokal tarzında ve copla ile aktardığı derin aşk şarkılarında hissettiriyor. Buika her ne kadar copla ile özdeşleştirilse ve İspanyol romantik tarzının yeni ismi olarak kabul edilse de herhangi bir tür ya da tarzla sınırlandırılmayı kabul etmiyor. Bütün sanatçıları ve her tür müziği “Tanrının bir hediyesi” olarak gören sanatçı kendini müzikle ifade eden bir topluluk arasında doğduğunu söylemekten çekinmiyor.
”Çünkü bir kişinin sanatı kimi zaman acısındadır. Heryerdedir ve bence kişi bunu açıkca,cesurca yaşamalıdır ve soluk alır gibi her anında olduğu gibi anlatmalıdır” diyor Buika.
Geçtiğimiz yıl Buika’nın Amerika’da yayınlanan ilk albümü Mi Niña Lola büyük beğeniyle karşılanmıştı. Ünlü İspanyol gazetesi El País albümü “bir devrim” olarak tanımlarken, prestijli “Premio de la Música”, ödülünün de sahibi olmuştu. Buika İspanya'ya Grammy'lerde “En iyi albüm prodüksiyonu” ödülünü getirirken, The New York Times’ın ünlü müzik eleştirmeni Jon Pareles Buika’nın BAM’daki performansını "muhteşem den öte özetlenemez "diyerek yorumlamış.
Şimdilerde Miami ve Washington izleyicisinin Buika’nın sesini hiç yorulmaksızın birbirinden farklı müzik türleri ile sınırlamadan nasıl kullanabildiğini görerek büyülendiği konuşuluyor..
Meksika’da konserleri Buika'ya ,Chavela Vargas'ın da içinde olduğu binlerce hayran kazandırmış. Kısa bir sürede kendini göstermeye çalışan bir sanatçıdan çok müzikte iz bırakan bir yıldıza dönüşen Buika birçok farklı türün kesiştiği müziğiyle caz,funk,flamenko ve copla’yı ince bir ustalıkla birleştiriyor ve neo-soul diyebileceğimiz bir tarzda buluşturuyor.
'Nina de Fuego' (Ateşin Kızı) hakkında
Kapak çalışmasındaki samimiyeti ve muhteşem sesiyle Buika kariyerinin en etkileyici albümü ile geri dönüyor.
Niña de Fuego (Ateşin kızı) geleneksel copla şarkıları (kadın odaklı İspanyol aşk şarkıları), flamenko, caz, rumba füzyonlarıyla ve Afro-Küban ritimleriyle yürek burkan çaresizliklerin ve aşk acılarının şarkılarına ses oluyor. Buika ilk olarak yeni şarkılarının repertuvarına güçlü bir şarkı yazarı olarak Meksika’nın geleneksel türlerinden ranchera‘ları da katıyor.
Niña de Fuego (Ateşin Kızı) albümünde şarkıcı, sofistike flamenko ve caz çeşitlemeleriyle ünlü olan prodüktör Javier Limón ile tekrar biraraya geliyor. Javier Limon Bebo Valdés ve Diego’nun “El Cigala” (Lagrimas Negras) ve Paco de Lucía’nın Cositas Buenas albümlerinde de çalışmış bir isim. Niña de Fuego’da Javier Limón aynı zamanda müzisyenliğini de ortaya koyup usta bir flamenko gitaristi olduğunu gözler önüne seriyor. Albümde yer alan müzisyenler Küba müziğinin üstatları .Piyanoda Iván “Melon”, vurmalılarda Horacio “El Negro” Hernández ve tromptet’te Carlitos Sarduy. Buika müziğini bas gitarda Dany Noel, perküsyonda Ramón Porrina ve Piraña ile güçlendiriyor.
Niña de Fuego 11 şarkının biraraya toplandığı, Limón ve David Trueba’nın eserlerinin de yeraldığı, iki tanesi de Buika’nın kaleminden çıkan ( “Miénteme Bien” (Bana güzel yalan söyle) ve “Mentirosa” (Yalancı) ) şarkılarının olduğu bir albüm. “Volverás” (Döneceksin) adlı şarkıda Buika ilk bakışta biraz havai, vokali puslu, donuk ve çaresizlik içinde süzülüyor ve sonunda da yabani bir vokalle sevgilinin geri dönüşüne yakarıyor.
Albümün diğer öne çıkan şarkıları “La Falsa Moneda” (Sahte para) ve flamenkoya eşlik eden alkış sesleriyle başlayan ve Afro-Küban ritimlerle devam “Culpa Mía” (Benim suçum) var.
Kadıköy Gazetesi
Sponsorlu Bağlantılar
The New York Times’ın ünlü müzik eleştirmeni Jon Pareles'in New York’taki ilk canlı performansını "muhteşem den öte özetlenemez" diyerek yorumladığı Buika Miami'den Washington'a, Meksika'dan İspanya'ya sahne aldığı her ülkedeki konserlerinde izleyicilerle ortak bir duygu platformu oluşturuyor.
“Ben bir Afrikalıyım ve Afrikalı müzik eğitimi almaz” diyerek yeteneğinin köklerinden geldiğini açıklayan sanatçı caz,funk,flamenko ve copla’yı ince bir ustalıkla birleştiriyor ve neo-soul diyebileceğimiz bir tarzda buluşturuyor. Yepyeni albümü Nina de Fuego (Ateşin Kızı) ile kalemini de ortaya koyan Buika, repertuvarına güçlü bir şarkı yazarı olarak Meksika’nın geleneksel türlerinden ranchera‘ları da katıyor. Buika, caz ve flamenkoyla sevdayı ve ızdırabı yakararak anlatan bir İspanyol aşk şarkıcısı...Buika ilk kez Türkiye'de İş Sanat'ta sahne alıyor.
Buıka Hakkında
Concha Buika 'María Concepción Balboa Buika' adıyla Mayorka adasında Ekvator Ginesi’nden politik nedenlerle sürgün edilen bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Adanın merkezi Palma’nın fakir bir semtinde yaşayan Buika’nın çocukluk yaşlarından hatırladığı, yaşadığı semtte ailesinin dışındaki tek siyah komşularının hediye dükkanının kapısında duran görevli olduğu. Komşularının her dakika ilgisini çeken Buika Afro saçlarına nasıl bir tarz verebileceğini Michael Jackson ve Whitney Houston gibi hayranlık duyduğu sanatçıların fotoğraflarından öğrenmiş.
Bir yazar ve bir aktivist olan babaları aileyi terkederek Gine’ye geri dönmüş ve anneleri geriye kalan 5 kardeşiyle beraber müzikle iç içe dolu bir evde Buika’yı yetiştirmiş.'Şarkı söyleyerek,gitar,piyano ve bas gitar gibi enstrümanları çalarak büyüyen Buika bu enstrümanlara daha sonra çelloyu da eklemiş.
“Ben bir Afrikalıyım ve Afrikalı müzik eğitimi almaz” diyerek yeteneğinin köklerinden geldiğini açıklayan sanatçı “Bir Afrikalı müziksiz yaşayamaz.Tıpkı yemek yemek gibi müzik günlük hayatımızın bir parçasıdır” diyor.
Buika okuldan sonra kendini Palma’da yaşayan çingeneler arasında bulurmuş. O dönemlerin etkisini Buika içinden gelen flamenko vokal tarzında ve copla ile aktardığı derin aşk şarkılarında hissettiriyor. Buika her ne kadar copla ile özdeşleştirilse ve İspanyol romantik tarzının yeni ismi olarak kabul edilse de herhangi bir tür ya da tarzla sınırlandırılmayı kabul etmiyor. Bütün sanatçıları ve her tür müziği “Tanrının bir hediyesi” olarak gören sanatçı kendini müzikle ifade eden bir topluluk arasında doğduğunu söylemekten çekinmiyor.
”Çünkü bir kişinin sanatı kimi zaman acısındadır. Heryerdedir ve bence kişi bunu açıkca,cesurca yaşamalıdır ve soluk alır gibi her anında olduğu gibi anlatmalıdır” diyor Buika.
Geçtiğimiz yıl Buika’nın Amerika’da yayınlanan ilk albümü Mi Niña Lola büyük beğeniyle karşılanmıştı. Ünlü İspanyol gazetesi El País albümü “bir devrim” olarak tanımlarken, prestijli “Premio de la Música”, ödülünün de sahibi olmuştu. Buika İspanya'ya Grammy'lerde “En iyi albüm prodüksiyonu” ödülünü getirirken, The New York Times’ın ünlü müzik eleştirmeni Jon Pareles Buika’nın BAM’daki performansını "muhteşem den öte özetlenemez "diyerek yorumlamış.
Şimdilerde Miami ve Washington izleyicisinin Buika’nın sesini hiç yorulmaksızın birbirinden farklı müzik türleri ile sınırlamadan nasıl kullanabildiğini görerek büyülendiği konuşuluyor..
Meksika’da konserleri Buika'ya ,Chavela Vargas'ın da içinde olduğu binlerce hayran kazandırmış. Kısa bir sürede kendini göstermeye çalışan bir sanatçıdan çok müzikte iz bırakan bir yıldıza dönüşen Buika birçok farklı türün kesiştiği müziğiyle caz,funk,flamenko ve copla’yı ince bir ustalıkla birleştiriyor ve neo-soul diyebileceğimiz bir tarzda buluşturuyor.
'Nina de Fuego' (Ateşin Kızı) hakkında
Kapak çalışmasındaki samimiyeti ve muhteşem sesiyle Buika kariyerinin en etkileyici albümü ile geri dönüyor.
Niña de Fuego (Ateşin kızı) geleneksel copla şarkıları (kadın odaklı İspanyol aşk şarkıları), flamenko, caz, rumba füzyonlarıyla ve Afro-Küban ritimleriyle yürek burkan çaresizliklerin ve aşk acılarının şarkılarına ses oluyor. Buika ilk olarak yeni şarkılarının repertuvarına güçlü bir şarkı yazarı olarak Meksika’nın geleneksel türlerinden ranchera‘ları da katıyor.
Niña de Fuego (Ateşin Kızı) albümünde şarkıcı, sofistike flamenko ve caz çeşitlemeleriyle ünlü olan prodüktör Javier Limón ile tekrar biraraya geliyor. Javier Limon Bebo Valdés ve Diego’nun “El Cigala” (Lagrimas Negras) ve Paco de Lucía’nın Cositas Buenas albümlerinde de çalışmış bir isim. Niña de Fuego’da Javier Limón aynı zamanda müzisyenliğini de ortaya koyup usta bir flamenko gitaristi olduğunu gözler önüne seriyor. Albümde yer alan müzisyenler Küba müziğinin üstatları .Piyanoda Iván “Melon”, vurmalılarda Horacio “El Negro” Hernández ve tromptet’te Carlitos Sarduy. Buika müziğini bas gitarda Dany Noel, perküsyonda Ramón Porrina ve Piraña ile güçlendiriyor.
Niña de Fuego 11 şarkının biraraya toplandığı, Limón ve David Trueba’nın eserlerinin de yeraldığı, iki tanesi de Buika’nın kaleminden çıkan ( “Miénteme Bien” (Bana güzel yalan söyle) ve “Mentirosa” (Yalancı) ) şarkılarının olduğu bir albüm. “Volverás” (Döneceksin) adlı şarkıda Buika ilk bakışta biraz havai, vokali puslu, donuk ve çaresizlik içinde süzülüyor ve sonunda da yabani bir vokalle sevgilinin geri dönüşüne yakarıyor.
Albümün diğer öne çıkan şarkıları “La Falsa Moneda” (Sahte para) ve flamenkoya eşlik eden alkış sesleriyle başlayan ve Afro-Küban ritimlerle devam “Culpa Mía” (Benim suçum) var.
Kadıköy Gazetesi
Biyografi Konusu: Buika nereli hayatı kimdir.
All Alone
