Prut savaşı
sadrazam ve serdarıekrem Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki türk ordusuyla çar Petro l'in yönettiği rus kuvvetleri arasında Prut ırmağı yakınında yapılan meydan savaşı (19-21 temmuz 1711). Genişleme siyaseti izleyen Rusya çarı Petro I, kuzeyde Battık denizi'ne egemen olmayı ve güneyde de Karadeniz'e çıkmayı kendine başlıca amaç edinmişti. Kuzeydeki rakibi İsveç kralı Demirbaş Kari XII, 16 bin kişilik bir kuvvetle Petro'ya karşı giriştiği Pultava (Poltava) savaşı yitirince (1709), bağlaşığı olan kazak hetmanı Mazepa ile birlikte Bender'e kaçıp osmanlı topraklarına sığınmak zorunda kaldı.
Ruslar'ın İsveç kralıyla yanındakileri yakalamak için sınırı aşıp türk topraklarına girmeleri; bu arada, Kırım sını- nnda da saldınlara başlamaları; Türk-Rus barışı'na aldırmaksızın Azak denizi’nde bir rus donanması kurmuş olmaları; özellikle de İstanbul'daki rus elçisi kont Tolstoy’un İsveç kralı Kari Xll'nin sınır dışı edilmesini ve Mazepa’nın da hemen Rusya' ya teslimini isteyecek kadar ileri gitmesi, barışsever bir padişah olan Ahmet lll'ü bile rus elçisini huzurundan kovma derecesinde öfkelendirdi.
Böylece Ahmet lll’ün başkanlığında toplanan olağanüstü bir mecliste, rus seferinin açılmasına karar verildi. 360 savaş gemisiyle yardımcı gemiden oluşan büyük bir türk donanması Azak denizi’ndeki rus donanmasını yok etmek ve Azak kalesini geri almakla görevlendirilerek Karadeniz'e açıldı. Sadrazam ve serdarıekrem Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki 140 bin kişilik türk ordusu da Boğdan'da Prut üzerindeki Falçi (Faltschi) geçidinin bulunduğu Kartal (Kargul) düzlüğünde ordugâh kurdu (18 temmuz). Petro'nun başında bulunduğu 60 bin kişilik rus ordusu da ırmağın karşı yakasındaki Çuçura'da (Cecora) mevzilendi.
Türkler karşı yakaya geçmek için hemen köprü kurmaya giriştiler. Petro’nun general Petroviç Şeremetov komutasında üzerlerine gönderdiği birlikler püskürtüldü; sabaha kadar 4 köprü kuruldu. Sabahleyin Baltacı 40 bin kişilik öncü (piş- tar) kuvvetini karşıya geçmek üzere ileri sürdü. Mevzilerinden karşı koymak için çıkarılan rus birlikleri, akşama kadar süren bir çatışmadan sonra yenilgiye uğrayarak çekilmek zorunda kaldılar (19 temmuz). Ertesi gün tüm kuvvetleriyle karşı yakaya geçen Baltacı Mehmet Paşa, düşman mevzilerine cepheden saldırırken, 20 bin atlısıyla yetişip savaşa katılan Kırım hanı Devlet Giray da Ruslar'ı arkadan çevirdi. Çok kanlı geçen boğuşma sırasında bir ara yeniçeriler Ruslar'ın şiddetli top ateşi karşısında geri çekilmeye kalkıştılar. Hemen duruma elkoyan serdarıekrem, atını öne sürüp kaçmaya yeltenen askeri kılıç zoruyla engelleyerek ve mehter takımına zafer havaları vurdurup savaşçılarını yüreklendirerek düşman farkına varmaksızın büyük bir bozgunu önledi.
Sonunda yaklaşık 25 bin ölü veren türk ordusu akşama doğru ovaya egemen tepeleri tutmayı başardı. Öte yandan, ordusunun yarısını yitiren Petro, geriye kalan bitkin kuvvetleriyle birlikte Prut ırmağı ve çevresindeki bataklıklar arasında sıkışması yüzünden umutsuz bir duruma düştü (20 temmuz). Ertesi sabah Ruslar son çare olarak bir karşı saldırıya geçtiler. Ancak, bu saldınnın ilk dalgası kendilerini sıkı bir ateş çemberi içine almış olan Türkler karşısında eriyince, üzgün çar Petro çadırına çekildi. Bu arada, ordu komutanlarını toplayıp teslim olmanın kendileri için tek kurtuluş yolu olduğunu öneren Petro'nun güzel eşi Yekaterina (sonradan çariçe Yekaterina I), onlarla birlikte çarı da buna inandırdı. Böylece tüm mücevherleriyle parasını ortaya koyan ve borç para da toplayan Yekaterina, 200 bin rublelik bir barış fidyesi hazırladı.
Savaş ikindiye kadar rus askerinin kırılmasıyla sürdükten sonra Petro’nun ordugâhına teslim bayrakları çektirtmesi ve Baltacı’nın da ordusuna ateşkes buyruğu vermesi üzerine durdu. Barış elçisi seçilen general Şeremetov, türk karargâhına gelip mücevherlerle paradan oluşan fidyeyi ve Petro'nun aman dileyen mektubunu sadrazama çadırında teslim ettikten sonra (bu görevi Yekaterina'nın yerine getirdiğine ilişkin söylentiler doğru değildir) rus ordusuna “vire bayrakları" (silah ve ağırlıklarını bırakarak serbestçe gidebileceklerini bildiren işaret) çekildi ve hemen ardından barış görüşmelerine başlandı (22 temmuz 1711).
Kaynak: Büyük Larousse