Ziyaretçi
Trablusgarp
Arapça TARABLUSÜL-GARP, Libya’nın kuzeybatısında, Akdeniz kıyısında kent. Sirte Körfezine bakan kayalık bir burunda yer alır. Ülkenin fiili başkenti, en büyük yerleşim merkezi ve başlıca limanıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
İÖ 7. yüzyılda Oea adlı bir Fenike kolonisi olarak kuruldu. Sabratha (bugün Sabratah) ve Labqi (Leptis, bugün Lebda) ile birlikte, Romalıların Tripolitanae (Üç Kent) adını verdiği bölgenin odağını oluşturdu. Kartaca yönetiminin ardından Roma (İÖ 146-İS y. 450), Vandal (5. yy) ve Bizans (6. yy) egemenliği altında yaşadı. Vandal istilası sırasında Sabratha ve Leptis surlarının yıkılması nedeniyle önemi daha da arttı ve hızlı bir gelişme gösterdi. 643’te Müslüman Araplarca ele geçirildi. SicilyalI Normanların denetimine girdiği 1146-58 arasındaki kısa dönem dışında Arapların elinde kaldı. 1510’da İspanyollar tarafından yağmalandı. 1551’de OsmanlIların eline geçti ve daha sonra Trablusgarp Eyaleti’nin merkezi yapıldı. 191 l’de OsmanlIların yerini alan İtalyanların yönetimi 1943’te İngiliz müdahalesiyle sona erdi. Libya’nın bağımsızlığına kavuştuğu 195l’e değin İngiliz işgali altında kaldı.
Trablusgarp Eyaleti
Osmanlı döneminde, Kuzey Afrika’da ayrıcalıklı yönetim birimi.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın Osmanlı hizmetine girmesinden (1533) sonra, onun yönetimindeki Cezayir de beylerbeylik olarak Osmanlı yönetimine geçti. Daha sonra Trablusgarp ve Tunus da bu eyalete bağlandı. Garp Ocaklan adı verilen bu üç bölge 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra ayrı ayrı ve özel konumlu yönetim birimleri durumuna getirildi. 1835’te İstanbul’dan gönderilen deniz ve kara birlikleri Trablusgarp’ı doğrudan merkeze bağladı. 1848’deki yeni düzenlemede Trablusgarp Eyaleti Arabistan eyaletleri gibi askerlik yükümlülüğünün dışında tutuldu. 1867’de ise Merkez, Bingazi, Fizan, Cebel-i Garbiye ve Hums sancaklarını kapsayan bir vilayet konumuna getirildi. 1870’lerde Trablusgarp valileri fırka-i askeri komutanı (tümen komutanı) olarak da görev yapıyorlardı.
1890’da Bingazi “müstakil mutasarrıflık” olarak Trablusgarp vilayetinden ayrılırken, öteki sancaklara yeni kazalar bağlandı ve bazı kazaların bağlı olduğu sancaklar değişti. Vilayet 20. yüzyıl başında dört sancak, 16 kaza ve 23 nahiyeyi kapsıyordu. II. Abdülhamid’in (hd 1876-1909) bir sürgün yeri olarak kullandığı vilayet topraklan 1911- 12 Trablusgarp Savaşı’na sahne oldu. İtalyan birliklerinin bu.savaşta işgal ettiği Trablusgarp ve Bingazi, 1912’deki Uşi (Ouchi) Antlaşmasıyla resmen bu ülkeye bırakıldı.
Trablusgarp Savaşı
Osmanlı Devleti ile İtalya arasında, Kuzey Afrika’da yapılan savaş (1911-12). Osmanlı Devleti’nin yenilgisi ve Trablusgarp vilayetiyle Bingazi sancağının İtalya’ya bırakılmasıyla sonuçlanmıştır.
II. Meşrutiyet’in (1908) ilanının hemen ardından, Avusturya Bosna-Hersek’i topraklama kattığını ilan etti (Ekim 1908).
Avusturya’nın Adriya Denizine egemen olması anlamına gelen gelişmeden büyük huzursuzluk duyan İtalya Rusya’ya yaklaşmaya başladı. İki devlet arasında Ekim 1909’da yapılan antlaşmaya göre göre İtalya Rusya’mn Boğazlar’a, Rusya da İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik girişimlerine karşı çıkmayacaktı. Avusturya Almanya’nın baskısı sonucunda İtalya’nın söz konusu bölgede denetim kurmak girişimlerini kabul etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine İtalya 28 Eylül 1911’de Osmanlı Devleti’ne bir ültimatom vererek Trablusgarp’ın ekonomik olarak geri bırakıldığını ve bölgedeki İtalyan uyruklulara kötü davranıldığını ileri sürerek Trablusgarp’ı işgal kararını açıkladı. Osmanlı Devleti’nin ültimatomu reddetmesinin ardından da 29 Eylül 1911’de savaş ilan etti.
Osmanlı Devleti savaşın ilk iki ayında az sayıdaki askeriyle, İtalyan kuvvetlerinin Trablusgarp’m kıyı bölgelerini aşarak iç kesimlere girmesini engelledi. Bunun üzerine İtalya bir yandan birliklerini Osmanlı topraklarına yöneltmeye, bir yandan da Almanya aracılığıyla baskı yapmaya başladı. Nisan 1912’de Boğazlar’ı aşmayı deneyip başaramayınca Oniki Ada’yı işgal etti. Bu arada Rusya'nın Balkanlar’daki ayrılıkçı etkinlikleri desteklemesinden, ülke içinde de İttihat ve Terakki Cemiyeti ile karşıtları arasındaki mücadelenin yoğunlaşmasından zayıf düşen Osmanlı Devleti, sonuçta İtalya ile banş yapmak zorunda kaldı. Ekim 1912’de İsviçre’nin Ouchy (Uşi) kentinde yapılan barış antlaşmasıyla Osmanlı Devleti Trablusgarp ve Bingazi’yi İtalya’ya bıraktı; ayrıca Yunanistan’ın Oniki Ada’ya yönelik planlarını bildiğinden geçici olarak bu adaları da İtalya’ya bırakmayı kabul etti.
Trablusgarp günümüzde
tanma (zeytin, sebze, turunçgiller, tütün ve tahıl) dayalı bir bölgeye hizmet veren önemli bir kıyı vahasıdır. Deniz ürünlerinin işlendiği bir dizi konserve fabrikasının kurulduğu kentte tabakhaneler, sigara ve hah fabrikaları, bir petrol deposu ve bir doğal gaz dolum tesisi vardır. Limanı, uluslararası havalimanı ve karayolu bağlantılarıyla canlı bir taşımacılık merkezi de olan kent, kıyıdaki bir otoyolla Bingazi ve Kahire’ye bağlanır.
Kentin yayıldığı alan eski ve yeni olmak üzere iki bölümden oluşur. Liman boyunca uzanan eski kente 16. yüzyılda yapılmış bir İspanyol kalesi egemendir. Gurgi (1883) ve Karamanlı (1736) camileri ile Marcus Aurelius’un mermerden yapılmış zafer takı da (İS 163) buradadır. Güneybatıya doğru geniş bir açılım gösteren yeni kentte resmî binalar, tiyatrolar, oteller ve eski kraliyet sarayı bulunur. Kentin başlıca yükseköğretim kurumu 1973’te açılan El-Fetih Üniversitesidir. Nüfus (1988 tah.) 591.062.
Son düzenleyen Safi; 24 Eylül 2016 00:19