Plevne savunması Doksanüç harbi’nde (1877-1878 TCırk-Rus savaşı) Osman Paşa komutasındaki tûrk kuvvetlerinin Plevne’de Ruslar'a karşı verdiği savunma savaşı (19 temmuz -10 aralık 1877).
Doksanüç harbi Hersek ayaklanmasıyla patlak verdi. Kafkasya ve Tuna boyları olmak üzere iki cephede iki tarafın askeri güçleri karşı karşıya geldiler. Savaşın ikinci ayında Vidin ve Rahova yöresinde mevzilenmiş bulunan Osman Paşa, Tuna'yı geçip savaşı düşman topraklarında sürdürmek istedi. Ancak, İstanbul’dan gönderilen kesin bir emirle bundan alıkondu. Ayrıca Tuna cephesi başkomutanı serdarıekrem Abdülkerim Paşa ve İstanbul'daki savaş meclisi, Rumenler Tuna nehrinin karşı kıyısında istihkâmlar yapmaya başladıklarında, buna engel olmak isteyen Osman Paşa'ya gene izin vermediler. Rus kuvvetlerinin Şipka geçidini ele geçirmesi üzerine Abdülhamit H'nin başkanlığında İstanbul'da toplanan savaş meclisi Osman Paşa’ya Plevne üzerine harekete geçmesi emrini ulaştırdı.
Paşa, 25 tabur piyade, 12 bölük süvari (toplam 15 000 kişi), 48 sahra, 6 dağ topu ile Plevne üzerine hareket etti ve yedi günlük cebri bir yürüyüşle Plevne yakınlanndaki düşman birliklerine ulaştıktan sonra bir taburun saldırısıyla Plevne'yi aldı (19 temmuz) ve o gün akşama kadar süren yoğun bir topçu ateşinin ardından düşmana karşı genel bir saldırıya geçti. Büyük bir bozguna uğrayan Ruslar çekilmek zorunda kaldı. 3 000’e yakın ölü veren düşman savaş alanında çok sayıda silah ve cephane de bıraktı. Osım (Osma) suyunun karşı kıyısına atılan Ruslar çarın da katıldığı bir savaş meclisinde savaşı sürdürme kararı aldılar. Osman Paşa ise müstahkem mevki olmayan Plevne'nin çevresine toprak tabyalar yaptırdı. Vidin'den gelen takviye kuvvetleriyle türk kuvvetlerinin sayısı 15 000’den 23 000’e yükseldi. Ruslar da birliklerini takviye edip 50 000 asker ve 184 topla birlikte Plevne'ye karşı ikinci kez saldırıya geçtiler. Savaşı büyük bir ustalıkla yöneten Osman Paşa, kat kat üstün düşman kuvvetlerini ikinci kez püskürttü. Türk kuvvetlerinin kaybı 100 şehit, 400 kadar yaralıydı. Buna karşılık Ruslar 7 305 ölü verdikleri gibi çok sayıda silah ve cephaneyi savaş alanında bırakarak yeniden çekildiler; Niğbolu-Rusçuk-Şipka üçgeni içinde sıkışıp hareketsiz kaldılar.
Aradan geçen bir buçuk aylık süre içinde Ruslar kendilerini derleyip toparlamaya çalıştılar. Çar Aleksandr II bir yandan Petersburg'daki hassa ve kazak tümenleri ve alaylarıyla çeşitli sınıflardan altı tümeni daha cepheye sürerken, bir yandan da Romanya kralı Carol’dan yardım isteğinde bulundu. Carol, üç piyade, bir süvari tümeni ve 108 topla Ruslar’ın yardımına geldi. Birleşik düşman ordusunun gücü 100 000 piyade ve süvari askerine, top sayısı ise 432’ye yükselmiş, başkomutanlığı Carol, kurmay başkanlığını rus generali Totleben üstlenmişti. Plevne'yi ise ancak 30 000 kişiye ulaşabilen türk askeri savunuyordu.
7 eylül sabahından 11 eylül sabahına kadar aralıksız sûren çok yoğun bir topçu ateşinin ardından başlayan düşman genel saldırısı göğüs göğüse yapılan kanlı çarpışmalardan sonra püskürtüldü. Düşman ordusu çarpışmalarda 16 000'i Rus, 5 000’i Rumen olmak üzere 21 000 kişi kaybetti. Bunlar arasında 3 general, 350 subay da vardı. Türk ordusunun zayiatı ise 4 000 kadar şehit ve yaralıydı.
Bu son yenilgiden sonra Ruslar cepheye taze kuvvet sürerek asker sayısını 150 000'e yükselttiler. 28 ekim tarihinde rus generali Gurko, buyruğundaki 35 000 kişilik bir kuvvetle Sofya-Plevne karayolunu ele geçirdi ve böylelikle Plevne'ye yardım gelebilecek son yol da kesilmiş oldu.
Bu durumda Gazi Osman Paşa’nın elindeki erzak ve cephane stoku tükeninceye kadar direnmekten başka çaresi kalmamıştı. Rus orduları başkomutanı Nikolay'ın saygılı bir dille kaleme aldığı “teslim ol” önerisini Osman Paşa geri çevirdi. Plevne’deki türk kuvvetleri 10 aralık günü bir yarma harekâtıyla kuşatmadan kurtulmayı denediyse de başarıya ulaşamadı. Kanlı çarpışmalar sonunda 2 500 şehit ve 3 500 yaralı veren türk kuvvetleri teslim olmak zorunda kaldı. Çarpışmalarda sol dizinden bir kurşun yarası alan Gazi Osman Paşa da tutsak düştü. Osman Paşa rus ordusu başkomutanı Nikolay ve Romanya kralı Carol tarafından çok iyi karşılandığı gibi bu büyük askeri merak eden çar Aleksandr II savaş alanına gelip onunla tanıştı; kılıcı alınmadığı gibi üniformasını taşımasına da izin verildi. Bu tarihten sonra Gazi Osman Paşa, türk halkı arasında bir kahramanlık simgesi durumuna geldi, Plevne savunması ve bu savunmanın yaratıcısı adına türküler yakıldı.
Kaynak: Büyük Larousse