Arama

Büyü ve Büyücülük

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 4 Mart 2014 Gösterim: 19.296 Cevap: 4
KENCISii - avatarı
KENCISii
Ziyaretçi
30 Nisan 2008       Mesaj #1
KENCISii - avatarı
Ziyaretçi
Büyü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Büyü
okültizm sözlüklerinde, dünyanın süptil maddeleriyle ilgili doğa yasalarını kullanan kişilerin imajinatif faaliyetleri veya bazı tesirler göndermeleri sonucunda canlı veya cansız nesneleri etkilemesi olayı olarak tanımlanır. Büyü ile uğraşan kişiler büyücü ya da sihirbaz olarak tanımlanırdı ve eski toplumlarda din adamları, mezarcılar, şifacılar, demirciler, bedensel ya da ruhsal bozukluğu olanlar ve yabancıların büyücülükle uğraştığı düşünülmekteydi.

Okültizm'de büyü
Büyü okültistlere göre muska gibi garip yazılar yazmak veya hayvan organları gibi birtakım uydurma araçlarla değil, psişik tesirlerle yapılabilir, yani ya manyetizma (hayvansal manyetizma) yoluyla yakından ya da düşünce formları yoluyla uzaktan yapılabilir.
Büyü, ak büyü ve kara büyü olarak ikiye ayrılır. Büyü konusunda yeterince bilgili olmayanlar büyünün yalnızca kara büyüden ibaret olduğunu sanırlar. Bu yüzden büyü ya da maji denildiğinde akla öncelikle kara büyü gelir. Ak büyü, iyi niyetle bir canlının iyiliği için yapılan büyüdür. Ruhsal şifacılık veya bencilce bir amaç gütmeyen dualar vb. bu gruba girer. Kara büyü ise, kötü niyetle, nefsani amaçlarla, maddi veya manevi bir çıkar sağlamak üzere yapılan büyüdür. Bir kimseye o kimseye ait herhangi bir nesne (saç kılı vs.) aracılığıyla yapılan büyüye “araçlı büyü”, kukla gibi bir benzerini yapmak yoluyla yapılan büyüye ise “kopyalı büyü” (simulakrum) adı verilir.
Kara büyü yapanların gönderdikleri tesirlerin kendilerine dönerek bizzat kendi üzerlerinde etkili olmaları sonucunda maruz kaldıkları şok, “geri dönüş şoku” olarak adlandırılır. Kara büyü ile uğraşanların başlarına gelenler “geri dönüş şoku” olarak açıklanır. Bu yüzden büyü sanatı çok tehlikeli bir sanattır. Ezoterik ve okült kaynaklara göre, eski inisiyelerin yapabildiği gibi niyetlerini, isteklerini, düşüncelerini ve imajinasyonunu denetleyemeyen insanlar asla bu alanlarda çalışma yapmamalılardır. Çünkü insanın niyeti “iyi niyet” sınırını aşıp nefsaniyet sınırına kaydığı an, çalışma kara büyüye dönüşür ve geri dönüş şoku tehlikesi başlar. Büyücüye okült literatürde majisyen adı verilir.
Sudan'ın güneyinde yaşayan Azandeler büyüyü cadılık ve kâhinlikle birlikte doğanın ve toplumun olağan bir parçası olarak görürler. Böylece farklı olgular, her parçası ötekini destekleyen kapalı bir mantık sistemi oluşturur ve hem doğal ve toplumsal düzen için, hem de düzensizlik ve rastlantı için akılcı bir nedensellik sistemi ortaya çıkar.

Dinlerde Büyü

Yahudi ve Hristiyanlıkta Büyü
Resmi olarak Yahudi ve Hristiyanlıkda büyü yasaklanmış bir uygulamadır. İsa'nın doğumu sırasında gökteki belirtileri yorumlayan üç Magi hikayesindeki kişilerin ise Zerdüşti astrologlar veya büyücüler olduğuna inanılmaktadır.

İslam'da Büyü
İslam'da Maji bazen İlm-el Havass adı altında ve pozitif uygulamalar şeklinde gelişmiş bazen de salt kişisel menfaatler amacıyla ve insanların aleyhine kullanılan ve adına sihir ve büyü denilen ve kınanan şekliyle kullanılmıştır. Buna göre tanımlar ve lehte ve aleyte sözler de çeşitlilik göstermiştir.
Ahmed b. Mustafa Taşköprüzade'nin Miftâh es-seâde ve misbâh es-siyâde adlı eserinde Maji şu şekilde tanımlanır: "Maji, evrensel münasebetleri, yıldızların pozisyonlarını ve bunun dünyevi olaylarla alakasını, yani tabiat alemini hususi bir bakış açısı ile inceleyen ve bu terkibin neticesi, nadir tesirler ve harika sırlar ile bunların kaynağı olan nedenleri araştıran ve ortaya çıkaran bir ilimdir."
Taşköprüzade majiyi dört çeşide ayırır; Hintlilerin ruhların temizlenmesi metodu, Çeşitli güçlüklere maruz kalınan Nabatilerin metodu, Kainatın ve kevkeplerin ruhanilerinin teshir edilmesi ile ilgili Yunan metodu ve Müphem isimlerin, formüllerin, cinler üzerinde etkisi olan meleklerin kullanıldığı İbrani, Kıpti ve Arapların metodu.
İslam literatüründe sihir, tılsım, gözbağcılık, rukye, nazar, cifr, ifha, simya, nücum, kehanet, falcılık, düğümcülük kavramları hakkında bilgi verilmektedir. Kuran'da sihir küfür sayılır (Bakara:102), büyü yapanlar yerilir (Taha: 69, Yunus:77). Bakara suresinde (102) Harut ve Marut kıssası anlatılır. Bunlar iki melek veya insan olup, büyü bilgisi verilmiş, onlar bilgileri insanlara öğretmiş, şeytan ve cinler bu bilgileri alarak kullanınca başlarına azap indirilmiştir. İslam peygamberine de büyü yapılmış, büyüye karşı Felak ve Nas sureleri inmiştir.
Büyü (arapça: sihr, sihir) kötü veya iyi amaçlara ulaşmak için, muska yazmak, ip üflemek gibi sıradışı şekillerde yapılan ayinsel bir işlemdir. Kötü amaçlarla yapılan büyüye kara büyü denir.
Cin ve ruh gibi doğaüstü güçlerin yardımıyla, bazı maddeleri kullanarak ya da insan ruhunun gücünden faydalanarak yapıldığına inanılır. Çok eski zamanlardan beri uygulandığı gibi günümüzde de bu tür işlerle uğraşanlar mevcuttur. Büyü yolu ile ulaşılmak istenen amaçlar kısmet bağlamak, kendine aşık etmekten, savaş kazandırmaya varan geniş bir yelpazede değişirler. Büyü yapan kişiye kullandığı metoda göre büyücü (sihirbaz), üfürükçü, kocakarı veya majisyen denir.
Pozitif bilimlerce itibar edilmemekle birlikte, halk tarafından büyünün gerçek ve etkili olduğu kabul edilir. Dinler de büyünün gerçek olduğunu vaaz ederler. Birçok dinde yasak olduğu belirtilmiştir.
İslâm'da büyü yapmak, tıpkı fal bakmak gibi açıkça haram kabul edilir. Bazı Hanefi alimleri büyüye karşı önlem almak gibi sebeplerle ve uygulamamak kaydı ile, tahsilini helal görmüşlerdir.
Eski şamanist inanışlarda ise büyü, dinle özdeşleşmiş gibi normal sayılır.
Yahudilikte büyünün yeri büyüktür. Yahudi kültürünün temel taşlarından kabbala bir büyü ve gizli ilimler kitabıdır.

Korunma yolları
İslâm'a göre büyüden korunmanın en etkili yolunun Felak ve Nas surelerini okumak olduğu kabul edilir; dini bütün kimselerin büyüden korunduğu da genel bir kabuldür. Aynı zamanda diğer inanışlara göre mevsiminde yılanın yüzeyinden çıkan kabuğu,karanfil otu,sirke gibi maddelerde büyüden korunmanın yolları olduğuna inanılır. Büyünün aslen inanana daha çok tesir ettiğine dairde yaygın bir inanış mevcuttur.

Kaynakça
Metapsişik Terimler Sözlüğü, Ergün Arıkdal
İnanç Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu

Yusuf Özbek-Manfred Ullman, İslam Açısından Sihir ve İslam Kültür Tarihinde Maji, İz Yayıncılık

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Eylül 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Büyü ve Büyücülük

Sponsorlu Bağlantılar
Büyü ve Büyücülük, insan ve doğa olaylarını, gizemli dış güçleri harekete geçir­meye çalışarak etkilemek ve yönlendirmek için yapılan eylemlerdir. Bu eylemler çoğun­luk törensel bir hava taşır. Büyüye çok eski zamanlardan beri başvurulmaktadır. İnsanlar doğa olaylarından gelecek tehlikelere karşı koyabilmek, ürünlerinin iyi olması, emeklerinin boşa gitmemesi, hastalarının iyileşmesi ve akıllarının ermediği olası kötülüklerden ko­runmak için büyü yaparlar. Bu türden büyüle­re yaratıcı büyü denir. Doğrudan başkalarına zarar vermeyi amaçlayan yıkıcı büyü ise kara büyüdür. Korkulan kişinin ortadan kaldırıl­masına, başarısının engellenmesine yöne­liktir.
Büyü yapılırken önceden belirlenmiş birta­kım kuralların uygulanmasına özen gösterilir. M.S. 1.- 4. yüzyıllardan kalma Mısır ve Yunan papirüslerinde, büyü için yapılacak tören hazırlıklarının, büyünün etkisini artırmak için uyulması gereken koşulların ayrıntılı betimle­meleri vardır. Eski Roma'da ise kara büyüye ve bu büyünün etkisini ortadan kaldıracak karşı büyüye önem verilmiştir.
Büyü yaparken kimi gizemli sözcükler ya da cümleler söylenir. Bunlar kuşaktan kuşağa aktarılır; doğru ve eksiksiz söylenmelerine önem verilir. Bazı toplumlarda büyünün etkili olması, bu büyülü sözcüklerin tekrarlanması­na bağlanır. Büyünün başarısızlığı ise, Melanezya ve Polinezya topluluklarında olduğu gibi, büyülü sözcüklerin yanlış söylenmiş ol­masına yüklenir.
"Ali Baba ve Kırk Haramiler" öyküsünde Ali Baba'nın kardeşi kapının açılmasını sağ­layan büyülü "Açıl Susam Açıl" cümlesini unuttuğu için haramilerin mağarasından çıka­maz. Herhalde en iyi bilinen büyülü sözcük aslında Latince'den gelen ve ateşli hastalıkları iyileştirdiği sanılan abrakadabra'dır. Abrakadabra sihirbazların da kullandığı bir söz­cüktür.
"Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler", "Alaeddin ve Sihirli Lambası", "Grimm Kardeşler'in Masalları" gibi pek çok eski öykü insanlar üzerinde iyi ya da kötü etkileri olan büyücü ve cadıların çevresinde gelişir. Bu büyücü ve cadılar kimi zaman iyilik, kimi zaman da kötülük ederler.
Özel bitki kökleri ve okunup üflenmiş bakla, kıl, kemik, tahta parçaları gibi nesnele­rin, büyü törenlerinin başarılı sonuç vermesi bakımından önemli olduğu düşünülürdü. Bü­yüde kullanılan bu gibi nesnelerin koruyu­cu olduğuna inanılır; bunlar boyna asılır, üst­te taşınır ya da evin belli bir yerine konur­du.
"Büyü" sözcüğü aynı zamanda sihirbaz ve hokkabazların izleyicileri eğlendirmek ama­cıyla yaptıkları hileler için de kullanılır.

MsXLabs.org & Temel Britannica

sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
23 Eylül 2008       Mesaj #3
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
Eski dönemlerde iyileştirici maddeler büyülerle birlikte veriliyordu.Aslında o dönemde yaşayan insanların, dinsel törenlerin sağladığı ruhsal tedavinin,büyüsel amaçlarla seçilen ilaçlar kadar etkili olmasını düşünmeleri normaldir.
Büyüleri araştırdığımızda karşımıza bazı temel ilkeler çıkar.Bunlardan bir tanesi ‘benzeşme’ dir.Birbirinden farklı şeyler arasında,özünü benzeşmeden alan bağlantılar vardır,bitkilerin insanın çeşitli organlarına benzediği gibi.Örneğin düz bir şekli olan yosunsu koyunotu,biçim olarak karaciğeri andırır.Ancak,bizim için normal olan böylesi bir benzeyiş,eski çağ insanı için dinsel ve büyüsel içerik taşıyordu.Bu nedenle koyunotu 18.yüzyılın sonlarına kadar karaciğer hastalıklarının tedavisi için kullanıldı.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
23 Eylül 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Büyü sözünü sık sık duyarız. Pek çok kimse büyü`den söz eder. Ama çoğumuz bunun ne olduğunu bilmeyiz. Onun için önce büyü`nün ne olduğunu anlamamız gerekiyor.
Büyü, kötü usullere başvurarak bir insanın iradesini elinden almak demektir. Çeşitli yollarla, usulleri kötüye kullanarak bir insanı yönetim altına almaya, ona istenilenleri yaptırmaya genel olarak büyü denilir. Büyü ile insanı istemediği şeylere zorlamak, ona istemediği hareketleri yaptırmak kabil değildir.
Büyücülük, her şeyden önce, dine ve inanca kesin şekilde karşıt olan, batıl inançlara dayalı bir büyüsel işlem toplamıdır. Reçeteler, formüllere dayanan, bunlara değişik anlamlar yükleyen bir uygulamadır.
1584’te Anvers’te yayınlanan Gespar Peucer’in Falcılar (Les Devins) adlı kitapta büyücülük şu şekilde tanımlanır.
Büyücülük, şeytanı tanımaya yarayan bir sanattır. Büyücü tarafından çağrılan şeytan ve yardımcıları kendilerini gösterirler veya kendilerini göstermeyip de talep edilen şeyi yerine getirirler.
Büyü`sel işlemler çoğunlukla olumlu (Ak Büyü) veya olumsuz (Kara Büyü, Kırmızı Büyü) bir enerji akışına dayalı olduğu söyleniyor. Bir enerji bedensel bir organa, psiko-somatik (ruhsal-bedensel) bir işleve yöneltilebilir. Tarihte birçok el yazması büyü kitabı hazırlanmıştır. En ünlülerden biri 15. Yüzyıla ait olduğu sanılan, önceki yüzyılda gizem ustası Mc Gregor Mathers tarafından ilk kez İngilizce ye çevrilen sihirbaz Ma Abra-Melin’in Kutsal Sihir Kitabıdır. (The Book of the Sacred Magic of Abra-Melin the Mage). Kitaba göre maddi dünya kötü ruhlar tarafından yaratılmıştır, ancak sihirbaz, koruyucu meleğinin yardımıyla ve büyü`sel uygulamalara başvurarak, kötü güçlere karşı koyabilir hatta kötü ruhları yönetebilir.
Büyücü`lüğün silahı büyü`lemedir, etkileme ve telkindir. Kuramsal olarak etki ve duygu (sevgi, nefret) dozu güçlü olan bir enerjinin belirli nesneler, formüller kullanarak transferidir. Bu tür etkileşimde en çok kullanılan ve Vudu (voodoo) dahil olmak üzere, her çeşit büyü`sel gelenekte mevcut olan mum veya kilden yapılan bir heykelciktir. Hedef olan kişiye yapılmak istenilen şey, büyüsel formüller kullanılarak heykelciğe (kukla, bebek) yapılır. Orta çağdan kalma bir başka yöntem, Şanlı El veya Tutuşan El yöntemiydi. Asılarak ölen birinin eli kesilir, kurutulur ve avucuna siyah bir mum yerleştirilirdi. Dönemin kaynaklarına göre bu eli kullanarak özellikle zehirlenme büyüler`i yapılıyormuş.
Büyü`nün amacı doğanın organik gücünü sahiplenmektir ve de bu gücü dilediğince kullanmaktır.

Ak Büyü
Büyü`sel işlemlerin tümü etnik, ahlaksal bir değerlendirmeye tabi tutulduklarından ayrımlar oluşuyor. İlk ayrım Ak ya da olumlu, iyiye yönelik, şifacı büyü`dür.
Ak Büyü ile uğraşan kişi temiz ruhlu, iyi niyetli, hatta dindar biri olarak tanınır. Ak ile Kara Büyü ayrımını antik uygarlıklarda Asur ve Babil’de buluyoruz. MÖ. 1800 yılında Kral Hammurabi Kara Büyü`yü yasaklamış, uymayanları ölümle cezalandırmıştır.
Ak Büyü`nün amacı şifadır, destektir. Yorumlara göre örneğin, aşk büyü`sü de bu kategoriye girer ama aslında bu bir çeşit zorlamadır. Ak Büyü ile Kara Büyü arasındaki farklılıklar sadece niyet, amaç ve formüllerle belli olmuyor; kullanılan malzemelerde farklıdır. Ak Büyü`de ateş, altın, ayçiçeği, cıva, elma, elmas, fasulye, fildişi, gümüş, horoz, inci, incir, kurşun, kuşkonmaz, portakal, sarımsak, su, süt, sirke, tavuk, tuz, yumurta, zeytinyağı kullanıldığı gibi, Kara Büyü`de ceset parçaları, idrar, kan, karga, kedi (kara), kurbağa, kurt kanı, timsah dişleri, toprak (mezarlıktan), tüy (kara tüy) yarasa (gözleri ve kanı) kullanılmaktadır.

Kara Büyü
Ak Büyü`nün ve ak büyücünün karşıtı olan Kara Büyü, onu uygulayan ise Kara Büyücü`dür. Amacı kötülüktür, zarar vermektir ve cinayete, ölüme kadar gidebilir. Ak Büyücünün tersine Kara Büyücü özverici değil, kibirli ve fırsatçıdır, maddiyata bağlıdır.
Allah’tan nefret eder, doğanın kurallarına karşı gelir ve kendisini yüceltebilmek, güçlerini arttırabilmek için her şeyi yapabilir ve yapar.
Kara Büyü ya şeytanla bağlantılıdır ya da ölü ruhlarla (nekromansi), her ne kadar Hz. Musa’dan başlamak üzere bütün dinler bunu bir sapkınlık sayıp yasakladılarsa da, antik çağlardan beri ölülerin ruhlarını çağırıp sayesinde geleceği öğrenmeye çalışmak, yani, ölü falını uygulamak oldukça yaygın bir dönemdi. Özellikle Orta Çağ büyücü`lüğü bununla sık sık beslenmiştir. Orta Çağ tanrı bilimcilerinden Rabano Mauro şöyle yazmıştır; Ölü falına bakanlar, kötü duaları ile ölüleri diriltenler, geleceği öngörüp sorulara cevap vermelerini temin eden kişilerdir. Ölüleri çağırabilmek için ceset kanı gerekiyor, çünkü bu işlemlere yardımcı olan cinler kandan hoşlanırlar.

Kırmızı Büyü
Kırmızı Büyü olumsuz amaç ve niyetleri, uygulamaları ile Kara Büyü`nün bir çeşidi yandaşıdır. Belki de en gerçek ve bu yüzden en tehlikeli büyü`dür. Şeytan’ın, kötü ruhların büyü`südür ve işlemlerinde ayinlerinde kaz kullanır, kurban keser.
Büyü`sel işlemler çoğunlukla olumlu (Ak Büyü) veya olumsuz (Kara Büyü, Kırmızı Büyü) bir enerji akışına dayalı olduğu söyleniyor. Bir enerji bedensel bir organa, psiko-somatik (ruhsal-bedensel) bir işleve yöneltilebilir. Tarihte birçok el yazması büyü kitabı hazırlanmıştır. En ünlülerden biri 15. Yüzyıla ait olduğu sanılan, önceki yüzyılda gizem ustası Mc Gregor Mathers tarafından ilk kez İngilizce ye çevrilen sihirbaz Ma Abra-Melin’in Kutsal Sihir Kitabıdır. (The Book of the Sacred Magic of Abra-Melin the Mage). Kitaba göre maddi dünya kötü ruhlar tarafından yaratılmıştır, ancak sihirbaz, koruyucu meleğinin yardımıyla ve büyü`sel uygulamalara başvurarak, kötü güçlere karşı koyabilir hatta kötü ruhları yönetebilir.
Kırmızı Büyü`nün çeşitleri arasında önemlisi, merkezi Haiti olan, oradaki yerliler ve melezler tarafından uygulanan Vudu (Voodoo) dur. Kökenleri, Afrika’nın totemlere dayalı inançlarına bağlıdır. Vudu Büyücü`lüğünde düzenlenen ayinlerde dansların, müziğini kendinden geçmelerin, kurban edilen hayvanların (kaz, horoz, kara keçi) nedeni ve amacı adları Loas olan bazı ilkel güçleri (ölü ruhları) harekete geçirmektir. Trans haline geçen vudu rahibeleri, birer medyum gibi hareket ederek bu güçlere teslim olurlar. Vudu’ya benzer bir uygulamaya Brezilya yerlilerinin Macumba (Makumba) törenlerinde rastlarız.
Macumba, temelde cinsel büyücü`lüğe bağlıdır, erotizmi boldur. Vudu ayinleri daha çok mezarlarda yer alırken, Macumba için mekan olarak açık alanlar ya da ormanlar tercih edilir.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
zağrip - avatarı
zağrip
Ziyaretçi
4 Mart 2014       Mesaj #5
zağrip - avatarı
Ziyaretçi
Büyü temelde makul, haklı ve adil olmayankötü bir isteğin Allah’tan istenememesi sonucu şeytandan yardım dilemek amaçlıona başvurmaktır. İnancından ve Allah’tan şüphe eden kişiler bu yöntemlerebaşvururlar. Menfi çıkarlarda amaçlarına hemen ulaşmak için büyüye başvurulur.Büyücüye gitmek, büyü yaptırmak ve yapmak büyük günahlardandır. En büyük günaholan Allah’a şirk koşmanın ilk alt koludur. Şeytanla buluşma için tütsü, koku,anlamsız tekrarlanan kelimeler, Ayetlerin karşıtı ve alaya alınan din karşıtısöylemler, birtakım garip, uygunsuz şeylerle şeytanların çağırımı vehoşnutlukları sağlanır. Mutlaka bir şeytan bu duruma icabet edecektir. Büyüiçin ilk hangi maddeye ve bedene yapılacağıdır. Bunun için kişinin belirlenmesiolayı vardır. Bunun için ana adı, baba adı, kendi adı soyadı, üzerinden birelbise veya parçası, bedene ait olantırnak saç vs ve o kişiyi niteleyen ifade ve metaryaller olacaktır. Böylecekişi belirlenmiş olur.cinler anında o kişi hangi şehirde, hangi mahallede,hangi evde ve nerede olduğunu hemen bulur durumunu kontrol ederler. Sonraistenilen şey bu şeytani cinlere söylenilir. Birtakım görevler ve rütielleryapılır. Mesela x kadın ile kocası erkeğin birbirinden ayrılması istenir. Buistek şekillerle, bebeklerle, bal mumundan yapılı insan şekilleriyle ters kaşıkbağlamayla vs iki insanı ayırmayı ifade edecek mantıklı her şey kullanılabilir.Yeter ki istenilen şey açık olsun ve şeytani cin durumu anlasın. Şeytan hemenisteğinizi yerine getirmek için çalışır. Kısa zamanda da başarılı olur. Kişiçok inançlıysa ve sürekli şeytanın şerrinden Allah’a sığınıyorsa ve inaçlı kişidüşünce ve hafereketlerindeki değişimlerden dolayı şeytani cini fark edebiliyorsaşeytan ona karşı başarısız olacaktır. Tanrı dilemedikçe hiçbir büyü hedefine ulaşamaz,ve Allah dilemedikçe hiçbir şey olmaz. Öncelikle bunu bilmelisiniz. Allah’ınizni olmadan hiçbir cin amacına ulaşamaz. Şeytan karşılıksız iş yapmaz. Onun enbüyük kazancı bu iş karşılığında imanınızı satın almasıdır. Çünkü şeytandanyardım almışsınızdır. Sonra büyü yapanı ve yaptıranı sürekli ziyaret eder vetanrıya yöneldiğiniz anda sizinle uğraşır. Çünkü hem kendisinden yardım istenirhem de tanrıya yönelen ahmaktan hiç hoşlanmaz. Tanrıya yönelmesiniz de o sizindüşmanınızdır. Sürekli sizinle uğraşmaya, sıkıntılar yaşatmaya devam edecektir.Şeytanla işbirliği yapan büyüye bulaşan büyük bir bataklığa sürüklenir. Kendinio karanlık ve kötü atmosferden kurtaramaz. İşleri rast gitmez. Sürekli olumsuzdüşünür ve hayatı kötü gider. Huzurlu olamaz. Cinlerden insanlara dost olamaz. Şeytandanyardım dilendiğinden ve tanrı sözlerinden yüz çevrildiğinden Tanrı o insana yüzçevirmiştir. Tanrı ondan yüz çevirince ona mutlaka şeytanlar musallat olur.Tanrıya sığınılmadıkça şeytanlar hayatınızı alt üst edecektir. Büyüyü yapmakdeğil öğrenmek küfre giriştir. Hiçbir şekilde cinlerden yardım almamalısınız.Bir isteğinizin gerçekleşmesi için büyücüye gitmek, büyü yapmak şeytanlardanyardım almak mahvoluşunuzun temel göstergesidir. Büyücülerin ve cinci hocalarınyaşamları çok kötüdür. Öfke nöbetleri, anlayışsız ve huzursuz hayatlarısıkıntılı süreçleri olur. Çünkü şeytani cinler insana kötülük eder. Cinlerin süreklibeklentileri ve istekleri olur. İnsanları kullanmaktan ve onları yönetmektenkötü yola sevk etmekten büyük zevk alırlar. Büyücü onların isteklerinikarşılamakta zorlanır. Şeytanlar bire beş katar. Yalanlarla insanları aldatır.

Sayısız büyü türleri vardır. Önemli olanşeytani cinlerle buluşmak ve ne istediğinizi ona anlaşılır şekildeanlatabilmektir. Şeytani cinler Allah’tan istenilmeyen her işe koşarlar.Böylece kendilerinden yardım dilendiği için insanın tanrıdan kopmasınısağlamışlardır. Büyünün temel yorumuaçıktır ancak büyü yapanın ve şeytanlara başvuranın vah haline.

Büyüde bir insanın istemesi,insanların aracı olması büyünün uygulanmasında etkili bir etkendir. Örnek bir olay anlatayım. Şeytan istenilmiş büyü sonucu bir kadın ve bir erkeğin evliliğini dağıtma görevi alır. Aile içikavgalar ve şiddetler baş gösterir. Ancak iki insan arasındaki sevgi o kadar kuvvetlidir ki şeytan ayırmakta muvaffak olamaz. Bunun üzerine işi abartır ve alenen kendini göstererek iş yapmaya başlar. Gece yarı kadına kocasını çokdeğişik şekillerde gösterir. Erkek bazen karısını dişsiz cadı gibi görmeye başlar.İleri derece saldırılar gerçekleşir. Aslında bu durum şeytanın acizliğinin belirtileridir. Ancak insanlar bu durumlardan inanılmaz rahatsız olur ve bir anönce bu durumdan kurtulmak isterler. Bir hocaya veya medyuma gitmek en kötü seçenektir. Ancak ilk akıllara bu gelir. Denize düşmüşken onlarla işbirliğiyapan cin şeytanlarına yani yılana sarılacaklardır. Halbuki sürekli gusül iletemiz gezip geceleri beraberce dua etseler bir süre sabretseler bu sürecirahatça atlatacaklardır. Düşmanın dışardan olduğu fark edilir. Birlik olupsakin ve makul bir şekilde korkmadan Allah’a dua ederek birkaç hafta sonra durumun atlatıldığını anlayacaklardır. Bazı cinler ısrarcı olsalar dadayanmaları birkaç ayı bulmaz. Şeytani cinler zarar görecek ve insanlara güç yetiremeyecektir. Zamanla etkinliği iyice azalacak, Allah’tan korkacak,usanacak ve vazgeçecektir. Yada O edilen dualardan büyük zararlar görecektir.Hastalanıp yatağa düşebilir. Yanabilir, tanrının azabı ona ulaşabilir. Bu dünya hayatı ne oyundur ne de başıboştur. Şeytanın vesvese haricinde direkt zarar vermelerinde dua edildiği anda tanrı devreye girer. Direk saldırıya direkt cevap verir. İnsanlar bunu anlayamaz. Göremez. Sıkıntılar bir süre devam ederken insan dualarım kabul edilmiyor diye şüpheye düşüp duaları bırakabilir.Sakın bırakmayın. Bir şeyin hemen olmasını beklemek şeytanidir ve cahilcedir.Her şeyin bir makul süresi vardır. Ama aceleci insan bunu anlayamıyor. Zamanla şeytanların belirgin saldırıları azaldıkça dualarınızın sizi kurtarmaya başladığınızı göreceksinizdir. Yaptığımız çalışmalarda bu durumun doğruluğunu defalarca teyit etmişizdir.

Cadıların süpürge ile havada uçması olayıgerçektir. Ortaçağ cadılarının uçabilen türleri olan şeytani cinlerle işbirliği içinde olarak birtakım tılsımlı özel kokulu bitkilerinin vücudun her tarafına sürülerek küfür içerili övgülerin şeytanlara söylenmesiyle ortaya çıkan uçma hadisesidir.

Büyü, sihir, gibi şeytanlarla işbirliği içinde olanların çağırması ile insanların iradeleri şeytanlar tarafından ele geçirilir.İnsan iradesi kaybetmiş şeytani bir cin onu yönetmektedir. İnsan sanki farklıbir kişiliğe bürünür. Yakınları sanki o değilmiş gibi tavırlarındaki farklılığı rahatça fark ederler. ‘Bu sen değilsin.’ bile derler. Tohaf davranışlarda bulunur. Çift kişilik, çift karakter görülür.

Şeytani cinlerin en çok korktuğu kişilerAllah’tan korkan ve sürekli Allah ile konuşan insanlardır. Sürekli dua eden veAllah’ı zikredenler şeytanların yaklaşamadıkları insanlardır. İnsanı iyilerdenmi kötülerden mi olduğunu şöyle belirleyebiliriz. İnsanların iyiliğini isteyenve onların sevinmesine ve huzuruna yönelik çaba sarfeden iyilerdendir. Kendimenfaatleri için insanlara kötülük eden ve onların kötülüğüne sevinen kötülerdendir. Kendisi için istediğini başkası için de isteyen ve kendisi için istemediğini başkası için de istemeyen iyilerdendir. Şeytanın insanlardan dostlarını böyle anlayabilirsiniz.

Musa’ya (as.)karşı büyücüler toplanmıştı.Firavunun büyücüleri ellerindekini bırakarak yılan ve birtakım benzeri canlılarMusa’nın üzerine gelmekteydi. Musa gördüklerinden korktu. Neredeyse kaçacaktı.Musa’ya ‘Korkma, asanı yere at.’ denildi. Görüldüğü gibi cin şeytanlarınıngörüntülerine insanlar dayanamaz. Çok değişik ve korkunç şekilleregirebilmektedirler. Ejderha, çok başlı yılan, ayı maymun insan karışımı türlüyaratıklar şeklinde görünebilirler.Korkunç bir canavar, siyah insan gibikarartı, kara duman şeklinde insan, kedi kafalı insan, ters ayaklı insan,uzuvlarında terslikler olan hayvan görüntüleri, göz bebekleri dikey, gözleriçok canlı parlak fal taşı gibi açık ve şişkin, dik dik bakan, pullu derili,şişkin bir yüz, dişleri gözüken, çekilmiş ağız derisi, göz çevresinde karartı,morarmış göz ve yüz gibi her şekilde görülebilirler. Bu örnekleri bilerekverdim. Çünkü şekillerinde sınıryoktur. O an şeytan nasıl görünmek isterse o şekilde görürsünüz. İnsanlar bugörüntüleri gözlerinin önünde gerçekleştiğinden gerçeklik olarakalgıladıklarından tabiî ki çok korkarlar. Korkunç rüyalar da buna benzerdir.Genellikle görünürler. Bedensel olarak zarar veremezler ve vermezler. Çok nadirdurumlarda bu görülebilir ancak Allah’ın azabı kısa zamanda ona ulaşır. Çünkübu varlıklarına ters tanrısal yasa ve varlıksal gerçeklere aykırıdır. Şeytandirek müdahalelerinde tanrı da şeytana müdahale eder. Şeytanın Allah’ınyarattıkları maddesel canlıları yok etmesi tanrıya direk savaş açmak demektir.Tanrıdan korktuğundan insan direk saldırı gerçekleştiremez. Eyyüp’ü hastalıkladirek öldürmek isteyen şeytana karşı tanrı da sabır, dirayet ve mücadele gücüverdi. Yeter ki insan dua ile Allahtan yardım korunma ve azap duası etmişolsun. Bu duaların şekli ve kelimesel kalıpları yoktur. O an içinizden nasıldua etmek geçiyorsa durumunuza göre dua ediniz. En doğal dua budur ve enisabetli kabul gören dua da budur. Allah mazlumun duasını kabul eder. Şeytanlar mazlumun duasından korkarlar. Çünkükabul bulacağını bilirler.

Kötü musallatlarda insan korkmamalıdır.Panik yapmamalıdır. Hemen kurtulmayı beklememelidir. Öncelikle insan normal şartlarındışında olduğunu bilmelidir. Sadece Allah’tan dilenilen yardım sizi kurtarır.Allah’a dua ederken hemen cinlerin zarar göreceğini düşünmek yanlıştır. Cinlerbir süre sizi rahatsız edecektir. Panik yapmayın, sabırlı olun. Ama sizgünlerce, haftalarca Allah’tan yardım dilemeye ve birtakım duaları okumayadevam ettikçe size güç yetiremeyecek ve sizden uzaklaşacaktır. Alenen açıkçayapılan direk saldırılarda bir süre onunla mücadele edin. Tavsiyelerine,korkutmalarına ve kışkırtmalarına karşı mantıklı fikirler üretin. Bu onun yenikdüşmesine sebep olacaktır.

Hiçbir şey sandığınız gibi kötü, korkunç vezarar verici değildir. Allah cinlerin insanlara direkt zarar vermesine izinvermemiştir. Cinlerden korkmanıza gerek yoktur. Onlar o kadar tehlikeli olsalardıAdem’in soyu çoktan tükenmişti. Onlar sadece korkutur, panikletir ve yanlışyola sürükler. Asıl Allah’tan korkmalısınız. O’nun kudreti şeytanın bütünoyunlarını ve çabalarını boşa çıkartır. Tanrı Kutsal kitabında ‘cinlerinkorkutmalarından ve dürtülerinden bana sığının, ondan korkmayın bendenkorkun.’demişti.

Hiçbir tütsü, hiçbir koku cin şeytanlarınıuzaklaştırmaz. Evet cinlerin hoşlandığı, hoşlanmadığı beslendiği ve zarargördüğü kokular vardır. Ama temiz hava onların en sevmediği şeydir. Mutlakaevinizi havalandırınız. Cinler sirkeden zarar görür ve uzaklaşır. Bazen biryudum sirke içmek ve ev temizliğinde sirke kullanmak çok etkilidir.

Cinlerden korunmak için çember yöntemiönceki peygamberlerin ve son peygamber Muhammed’in de kullandığı bir yöntemdir.Bir tehlike anında cin ve şeytan saldırıları karşısında çember çizilir veiçinde kendinizi korumaya alırsınız. Çember çizerken Allah ile konuşur ona duaedersiniz. Çemberin mantığında Allah’ım bu çizginin içine cinlerin veşeytanların girmesine izin verme. Onların şerrinden sana sığınıyoruz. Nas,felak Ayetel kürsi gibi ayetler okunabilir. Sadece dualar da edilebilir.Definecilerin altın ve define bekçisi cinlere uyguladıkları yöntem de aynıdır.Ancak asla Büyük defineler için güçlü şeytan ve aşiretine karşı defineyialabilmek için kurban kesme, kan akıtma, bir takım şeytanı ilahlaştırıcıdavranışlarda ve övgülerde bulunma, küfür benzeri tüm davranışlar yapmayınız.Bu imanınızı kaptırmanıza, Allah’ın size sırtını dönmesine şeytanın mal karşılığındaimanınızı çalmasına neden olur. Asla böyle davranışlarda bulunmayınız. Tanrısizi şeytana bırakır, dualarınıza icabet etmez. Ve şeytan kısa zamanda sizinleberaber olur ve kazancınızdan asla fayda sağlayamazsınız. Bir takım cinlerin veşeytanların evleri, bazı mekanları ve meskenleri kuşatmalarında da çemberyöntemi kullanılır. Evin komple etrafına bahçesi de dahil büyük bir çemberçizilir. Çizilirken Allah’a dualar edilir. Bu tip evlerde sıkıntı hemen geçmez.Sürekli dua edildikçe yavaş yavaş sıkıntılar azalır. Ve olaylar bir süre sonratamamen biter. En etkili zamanları ilk başladığı zamanlardır. Panik yapmayın,korkmayın, Allah’a dua edip sabrettikçe onların tüm etkileri zayıflayacaktır.Zaten hemen sonuç almak şeytaniyetin ve cahilliğin ürünüdür.

Cinlerle ilgili tedavilerde normalyaşamını devam ettiremeyen, akıl hastanesinde olanlar. Tekrarlayan hareketleryapanlar. Farklı cin türleriyle karşılaşıldığını göstermektedir. Hepsinden dekurtuluş reçetesi vardır. Farklı cin türlerinin oluşturduğu farklı hastalıklargörülmektedir. Bunların tedavilerinde farklı yöntemler birtakım uygulamalaryapılabilir. Çözüme yönelik yalvara yalvara yapılan ısrarlı dualarla hastanınkurtuluşu da mümkündür. Müzik, açık hava, yeşil ortam, el işleri uzun süreli ısrarcıcinlerin oluşturdukları hastanın tedavilerine çok iyi gelmektedir.

Dikkat çekmek, ilgi görmek , farkedilmek, kendini farklı ve özel insan gibi hissetmek cinlerdendir. Cinlerbirtakım duygularla dünya yaşamında varlıklarını ispatlar ve bundan hazduyarlar. Dünyayı seçmiş olan beğenilmekten ve büyüklenmekten hoşlanır.

CİNLERİN HER İNSANDA GÖSTERDİKLERİ BELİRTİLER.

Hemen hemen her insan bu belirtileriyaşar. Cinsiz insan yoktur. Korkmayınız onlar zaten hep bizimle beraberler.Onlar bazı zamanlarda bize davetleriyle hükmederler. Onlar hep düşünsel olarak zihnimizde olurlar.Ve bilinçaltımızı etkilerler. Yani sürekli söylemleri ve yanlışyönlendirmeleriyle bizi bazı olumsuzluklara ikna ederler. Böylece biz insanlaronlara uymuş oluruz. Ben cinlimiyim diye panik yapan insan sürekli cinlerleberaber yaşadığını bilmemin cahilliğini göstermektedir. Aşağıda ki tümbelirtiler farklı farklı da olsa her insanda görülen şeylerdir.

Baş ağrısı, korkunç rüya ve kabuslargörmek, cinsel sorunlar yaşamak, Kadınların adetlerinde düzensizlik gibi. Sözve hareketlerde görülen ani dengesizlikler, Geceleri Uzun süre sağa soladönmek, zihinden sürekli düşünceler geçmesi, uyuyamamak, Kararsızlık ve çiftkişilik taşırcasına yaptığından çabuk pişman olmak.

Tuvalette uzun süre kalmak,orada kendi kendine konuşmak, tuvalet ve banyoda uzun süre sigara içmek,mastırbasyon, Saçların dökülmesi (özellikle kadınlarda), Rüyada kedi, köpek, fare, kurt, yılan gibi varlıklargörmek, Rüyada garip insanlar görmek. Uykuda veya uyanıkken boğulma hissi, dehşet,korku, ürperti ve hüzün, aşırı refleks, Uykuda dişlerini sıkmak, ağlamak,çığlık atmak, Enseden gelen bir baş ağrısı ve el ve ayaklarda karıncalanma, Uyuşmalargözlenir. Kasılmalar, kramplar görülür. Rüyada yüksek yerden düşmek, köpekkovalaması, yılan saldırısı, sürekli kaçma, karanlık, kan, pis ortamlar görme.Rüyalarında korku ile uyanma her insanın yaşadıkları şeylerdir.
daha fazla bilgi edinmek için lütfen diğer yazılarımı inceleyiniz.

Benzer Konular

25 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
5 Ekim 2009 / virtuecat Müslümanlık/İslamiyet
26 Ocak 2016 / Misafir Soru-Cevap
29 Ocak 2015 / bayram1 Cevaplanmış