Arama

Çocuk ve Ölüm Kavramı

Güncelleme: 11 Ocak 2010 Gösterim: 4.531 Cevap: 1
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
2 Eylül 2009       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Çocuk ve Ölüm Kavramı

Sponsorlu Bağlantılar
5 yaşa dek olan çocuklar ölüm kelimesini zaman zaman çevrelerinde duysalarda tam olarak kavramaları mümkün değildir. Ancak yine de ölmek ne demek, ölünce ne oluyor gibi sorularla ölüm kavramını anlamaya çalışırlar. Bu sorular bir çok anne babayı zorlamakta, nasıl ve ne kadar cevap vereceklerini tam olarak bilememektedirler. Ölüm yetişkinlerin dünyasında dahi konuşulmaktan en çok kaçınılan konuyken bir çocuğa nasıl anlatılmalı?

Çocuğa ölüm kavramını açıklamadan önce, karşımızdaki çocuk...
• “Ölüm” kavramını anlayabilecek yaşta mı?
• Gelişimsel düzeyi nedir?
• Entellektüel düzeyi nedir?
• Sosyal çevresi ve yaşam deneyimleri nedir?
• Nelere izin vermeliyiz?

HER ŞEYDEN ÖNCE ÇOCUĞA MUTLAKA ÖLÜM

• Yaşamın sonudur,
Öldüğün zaman herşey biter, artık nefes almazsın, konuşmazsın vs gibi söylenmelidir.
• Geridönülmezliktir,
Ölen kişi gider ve bir daha geri gelmez.
• Kaçınılmazdır,
Her canlı mutlaka ölür.
• Evrenseldir,
‘Dünyada her yerde tüm canlılar bir gün mutlaka ölürler’ anlatılmalıdır.

Küçük çocuklara ölümü anlatırken, bir saksı bitkimiz var ve biz ona çok iyi baksak da bir gün gelecek yaşlanacak ve ölecek, bazen de çok sağlıklı bir bitkimiz olduğu halde çarpıp onu devirip bir daha yaşayamayacağı gibi zarar verebiliriz ya da böceklenip hasta olabilir, işte insanlar da böyledir, bazen çok uzun süre yaşarlar bazen hastalık ya da kaza ile daha önce ölebilirler. Hepimiz bir gün öleceğiz ama şimdi ailemiz bir arada ve mutluyuz, şeklinde ölüm anlatılabilir. Çocuklar herhangi bir konuyu öğrenmek ve anlamlandırabilmek için mutlaka tekrar tekrar işlemeye ihtiyaç duyarlar. Ölüm ile ilgili oyunlar oynamak ve sık sık ölümle ilgili sorular sormak isteyecektir. Bunları doğal karşılamak ve sabırla yaklaşmak, konuyu işlemesine izin vermek gereklidir.

ÖLDÜKTEN SONRA NE OLUR?

Her ailenin yaşam tarzı ve inançları farklıdır. Herkesi yaşadığı olumsuz olaylardan sonra rahatlatan yollar da farklıdır. Sizin inançlarınız ne ise çocuğunuza o yolla anlatabilirsiniz. Çocuğa öldükten sonra tam olarak ne olduğunu bilmiyorum çünkü hiç kimse ölüp geri gelmemiştir, ancak ben şuna inanıyorum diyerek açıklama yapabilirsiniz.

HANGİ YAŞTA ÖLÜM KAVRAMI NASIL ANLAŞILIR ?

• 5-6 yaşında “ölüm” kavramını çocuklar anlamaya başlar ama geridönülmezliği anlamayabilir.
• 6-7 yaştan itibaren evrensellik ve kaçınılmazlığı anlamaya başlar.
• 7-10 yaşında ölümü tam olarak anlar.
• 10-12 yaşlarında ölüme felsefi bir ilgi vardır. Bu bazen tehlikeli olabilir. Çocuğun yaşantısında onu mutsuz eden, acı veren olaylar varsa örneğin anne baba kaybı, anne baba ayrılığı gibi çocuk daha mutlu olabileceğini düşündüğü “öteki dünyaya” gitmeyi düşünebilir.


KAYBI OLAN ÇOCUĞA NE, NASIL SÖYLENMELİ?

• Gerçekler mümkün olduğunca en kısa zamanda söylenmeli. Bazen aileden yakın birinin kaybı olduğunda çocuk üzülmesin diye ……….. hasta, hastanede, bir süre eve gelmeyecek ya da yolculuğa çıktı gibi açıklamalar yapılır. Aslında çocuğun gerçeği bir an önce öğrenmesi ve tüm aile fertleri ile doğal olarak yas sürecini yaşaması gerekir. Aksi takdirde çocuk ortamda bir olağan dışılık olduğunu algılayacak ve tam olarak anlamlandıramadığı için kafası karışacaktır.
• “Gitti demeyin, öldü deyin.”Gitti açıklaması çocuklar için kafa karıştırıcıdır. Çünkü giden kişi bir gün dönebilir, beklenir, oysa ölen kişi dönmez.
• Bazen örneğin deden öldü ama gökyüzünde seni izliyor gibi açıklamalar yapılır, çocuklar bunun gibi soyut açıklamaları anlamlandıramayacakları için gerçekten dedesinin onu gece gündüz izlediğini düşünebilir. Bu gibi açıklamalar bazen çocuklarda korku sorunlarına yol açabilir.
• Çocuğun önünde duygularınızı gösterin. Bazı aileler çocuğu üzmemek için yanında ağlamama gibi davranışlar gösterirler. Oysa çocuk yetişkinleri model alır. Ağlamak doğaldır ve üzüntünün dışa vurulması ve yaşanmasıdır.
• Soru sorması için çocuğu cesaretlendirin. Çocuğun 4-5 yaşından itibaren ölümü sorması doğaldır eğer sormuyorsa onu cesaretlendirin, içinde ölüm geçen bir hikaye ya da masalı okumak, anlatmak soru sorması için onu yüreklendirir.
• “Ben de mi öleceğim?” gibi gelecekle ilgili sorulara doğru cevaplar verin.
• Çocuğun acısına duyarlı olun. Sarılın, öpün, anlayan gözlerle bakın.
• Cenaze ve gömülme törenlerine katılabilir. Şayet çocuk ailesinden birini kaybetti ise cenazeye katılıp katılmayacağı, mezarlığa gidip gitmeyeceğine yaş ve gelişim düzeyine göre karar verilmelidir. 6 yaşından küçük çocukların cenazelere katılması doğru olmayabilir. Cenaze törenine gitmek istemiyor ise zorla götürülmemeli.
• Uç kararlarınızı çoçukların önünde söylemeyin. O da uç kararlar verebilir. Örneğin eşini kaybeden bir anne artık onsuz nasıl yaşarım, yaşamak istemiyorum gibi üzüntüyle açıklamalar yaparsa çocuk bunları ciddiye alabilir ve olumsuz etkilenebilir.
• Çocuğa bir yakınının öldüğünü kim söyleyecek? Duygusal olarak en yakın olan kişi. Hayatında ilk kez gördüğü bir psikolog ya da doktor değil.
• Şayet çocuk deprem, trafik kazası, yangın gibi büyük bir olay sonucu ailesini kaybetti ise travma bölgesinden uzaklaştırılmamalı, daha önce yaşadığı yere bir daha hiç dönmeyenler daha fazla etkilenir. Ama tüm yakınlarını kaybedenler akrabalarının bulunduğu başka şehirlere ya da yerlere gidebilir.
• Yaşanan olayla ilgili bilgi verin.
• Onlarla daha fazla zaman geçirin.
• Fiziksel temas kurun.
• Gerginliklerini azaltmak için oyun imkanları tanıyın.
• Resim yaparak gerginliklerinden kurtulmaları için yönlendirin.
• Daha büyük çocuklarla ayrıntılı konuşun. Duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri için onları destekleyin, yüreklendirin.
• Sorularını anlayabilecekleri şekilde cevaplamaya çalışın.
• Onları sevdiğinizden, desteklediğinizden ve onları hep koruyacağınızdan emin olmalarını sağlayın.

KAYBI OLAN ÇOCUKLARDA …..

• Korku ve kaygı;
• Parmak emme, alt ıslatma gibi gelişim becerilerinde gerilik, bebeksi davranışlar;
• Anne babadan ayrılmaktan korkma;
• Kabuslar;
• Yanlız yatmaktan, gök gürültüsü ve şimşekten, yabancılardan korkma gibi yeni korkuların oluşması;
• Eskiden hiç yapmadığı davranışları yapmaya başlama;
• Öfke nöbetleri, saldırgan davranışlar;
• Engellenmeye karşı toleransın az olması;
• İçe kapanma, aktivitelere, hedeflere karşı duyulan isteksizlik;
• Aşırı hareketlilik;
• Anne babayı eskisinden daha duyarlı bir halde izleme;
• Okul başarısında düşme, okula devamsızlık;
• Dikkatte azalma;
• Aşırı dikkat;
• Takıntılı bir biçimde tekrarlanan oyunlar;
• Tekrar eden hatırlamalar;
• Sebebi bulunamayan mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, beslenme ve uyku düzensizlikleri gibi belirtiler gözlenebilir.

BU GENEL HUZURSUZLUK HALİNİN EN AZ BİR AY DEVAM ETMESİ DURUMUNDA BİR UZMANDAN YARDIM ALINMALIDIR.


Ölüm ile ilgili olarak RedhouseKidz yayınlarından çıkan yaşam döngüsü adlı kitabı ölüm olayını açıklarken yardımcı olması için çocuğunuz ile birlikte okuyabilirsiniz.


Psikolog Nur Dinçer Genç
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü
Çocuk ve Genç Bölümü

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Ocak 2010       Mesaj #2
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Kurban verme kavramını çocuklara anlatmak

Sponsorlu Bağlantılar
Kurban kesimine hazırlıklı olmadan buna şahit olan çocuklarda et yememe, yemek yememe, aileye yapışma, çeşitli korkular, nefes alamama, ağlamalar, uykuda sıçrama-sayıklamalar görülebilir.

Bayramlar çocukların gözünde yeni giysiler, ayakkabılar, bayram harçlıkları, şekerler-çikolatalar, hediyeler demektir. İstediklerinin daha çok yapıldığı, izinlerin kolay alındığı günlerde ailelerine nazları daha çok geçer. Ancak kurban kesim töreni kanlı bir süreç olduğu için çocukların alışık olduğu görüntüler değildir. Bu nedenle kurban bayramı boyunca çocukların oldukça hassas olan psikolojilerinin bozulmaması için anne babaların bilinçli olması gerekir. Memorial Hastanesi; Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Leyla Benkurt Alkaş kurban bayramında anne babalar için önerileri sıraladı.

Çocuklar kurban eti yemesi ve kurban kesilirken izlemesi için zorlanmamalıdır.

Normal et yemesine rağmen kurban eti yiyemeyen, çiğ et kokusundan rahatsız olan, ete dokunamayıp, kesemeyen, hatta hiç et yiyemeyen veya sadece yemeklere kıyma formunda katılırsa kabul eden birçok yetişkin vardır. Et yemekle ilişkili sorun yaşayan kişilerin bir kısmında erken çocukluktaki olumsuz kurban deneyimler vardır. Kesim anında hayvanı yakından izlemek; kanı, çıkan hırıltıyı, kokuyu, ölürken ayaktaki seğirmeyi görmek, günümüz insanının pek de hazırlıklı olabildiği bir süreç değildir.

İstemeden de olsa bu yaşantılara şahitlik edenlerde, et yememe, yemek yememe, aileye yapışma, çeşitli korkular, nefes alamama, ağlamalar, uykuda sıçrama-sayıklamalar olabilir. Ailenin çocuğun üzüntüsüyle alay etmesi, umursamaması, “unutur, çocuktur” diye yaklaşılması uygun değildir. Sıcak, yumuşak davranıp, soru sormasına müsaade etmek, güven vermek yararlı olacaktır. Bazen psikiyatrik destek almayı gerektirecek kadar sorunlar büyüyebilir.

Kurban bayramı süresince et veya kırmızı et yemek istemeyen kişilere saygı gösterilmeli, bayram sofrasında onlar için de kurban eti dışında güzel yiyecekler hazırlanmalıdır. Kurban bayramı boyunca evde oturmak istemeyen, kavurma kokusunda sıkıntı yaşayan kişilerin hassasiyetini aşağılamamak, tatması için ısrar etmemek yerinde olur. Zorlama durumunda bayramın asıl amacı olan paylaşmak, hoşgörü ve beraberlik yaşantıları oluşamaz. Ergenlik ve çocuklukta kokulara karşı daha hassas olunur ve kaygılarla baş etmek daha zordur. Onlara hoşgörü ile yaklaşınca, büyüdüklerinde bu durumları ortadan kalkabilir.

Kaç yaşında olursa olsun, çocuk veya yetişkin hiç kimse bu töreni izlemek için zorlanmamalıdır. Okul öncesi çocuklara hatta bazen daha da büyüklere kesinlikle izletilmemeli, kurbanın kanı alnına sürülmemelidir. 11 yaşından sonra çocuk istiyorsa uzaktan izleyebilir. Bu bazen bir güç-dayanıklılık gösterisi olarak, kendini ispat için yapılabilir. “Babasından görsün, gerçekleri bilsin, ileride o da yapacak” diye çocuğu zorlamak tüm hayatı etkileyen üzücü anılara sebep olabilir. Ölümle, ayrılıkla, kayıpla, kanla yüzleşmek gereklidir fakat bunu birden bire ve küçücükken yapmak yarar değil, ciddi zarar getirir.

Kurban çocuklar için anlaşılması kolay bir kavram değildir

Kırsal kesimde hayvanlarla, doğayla haşır neşir olan çocuklar için hayvanların kesilip yenilmesi, son derece doğal ve sıradan olabilir. Şehirlerdeki çocuk içinse; çok merak uyandıran, bir o kadar da korkutucu bir deneyimdir. Çocuklar doğaları gereği, hayvanları tanımak, beslemek, korumak, ilgilenmek isterler. Modern çağda, bırakın bir çocuğu, biz yetişkinler bile bir koyuna ağzı sulanarak bakmayız. Eti kasapta bile görmeyen, soslanmış, işlenmiş ürünleri marketlerde gören insanlar için bu ürünleri yemek doğal bir durumdur. Fakat bir hayvanı kesmek, kan akıtmak, parçalamak, pişirip-yemek son derece uzak yaşantılardır.

Bu yüzden çocuklar sormadıkça “kurban nedir, neden kurban edilir, o koyunun annesi var mı, yavrusu var mı, üşüyor mu…” anlatılmaz. “Ölüm, kurban edilmek, çocukların kurban edilmesi, kurbanın yenilmesi, insan yenilir mi” kavramları çocuk için çok karmaşık ve ürkütücüdür.

Eskiden kurbanlık hayvanlar günler, aylar öncesi alınıp, evde beslenilirdi. Çocuklar da hemen sevgiyle bağlanır, besler, isim koyar ve sahiplenirdi. Kınalar yakılıp süslenen, özenle en iyi yiyecekler verilen bu kutsal hayvanın kurbanlık olduğunu çocuk ya bilmez ya da bilip de anlamını kavrayamazsa, ailesinin onu günü gelince kurban etmesini çok travmatik yaşayacaktır. Çocuk bu süreci anlayamayacak kadar küçükse; eve erken kurban almamak veya çocuğu yaklaştırmamak uygundur.


Çocuğunuza kurban bayramını güzellikleri ile anlatın

Asıl üzerinde durulması gereken işin sosyal boyutudur. Etin, kıymanın pahalı ama büyümek, sağlıklı olmak için çok gerekli yiyecekler olduğu, fakir insanların bu bayramda bu olanağa kavuştuğu anlatılabilir. Yine paylaşmak, büyükleri saymak, tanımasak bile insanlarla bayramlaşıp-selamlaşmak, çocukları sevindirmek, çocuklarımıza asıl öğreteceğimiz konulardır.

Kurban kesmek bir ibadettir. Fabrikasyon şeklinde üretilip, kesilip, işlenmiş olarak marketlerde yer almak yerine, o gün hayvanlar kutsal bir görev için var olurlar. Dolayısıyla hayvanı olabildiğince rahat ettirmek, saygı duyarak örselemeden, en az acıyla kurban etmek gerekir. Bu töreni; temiz, hijyenik, gözlerden uzak mahrem ve tevazu ile yerine getirmek uygundur. Ortalıkta, kan ve çamur arasında, diğer kurbanlıkların gözü önünde, kesmeyi iyi bilmeyen kişilerce, uygunsuz aletlerle kurban etmek, parçalarını ortalıkta saygısızca bırakmak, gösteriş yapmak zaten kurban kesme törenine uymayan tutumlardır.

Kurban kesilip, büyüklerin evinde, tüm akrabaların bir araya gelip, güzel yemekler hazırlayıp, temiz ve özenli giyindikleri bayram sofralarında, geçmişten geleceğe bağların arasında, çocukların kendilerini güvenli hissettiği, kimlik oluşumu, bütünün parçası olma duygusu olumlu gelişecektir. Her güm binlerce hayvan bizim ihtiyaçlarımız için kesiliyor, kurban bayramın da ise başkalarına sunulmak, paylaşılmak, birlik olmak için kesiliyor.


Benzer Konular

1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Taslak Konular
16 Haziran 2011 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti
17 Eylül 2010 / ThinkerBeLL Mitoloji
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mitoloji
1 Mart 2009 / ThinkerBeLL Mitoloji