Arama

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler - Sayfa 36

Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 601.862 Cevap: 719
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #351
nünü - avatarı
Ziyaretçi

Çikolata hakkında bilmedikleriniz

Sponsorlu Bağlantılar
Bugüne dek yapılmış tüm araştırmaların sonucuna göre derlenen çikolata dosyası,
'Çikolata yararlı mı, zararlı mı' tartışmasına da noktayı koyuyor.
Guardian gazetesi çikolataya ilişkin bilinmeyenleri açıkladı...

* Kolesterolü artırmıyor:
Çikolatada yer alan yağ, doymuş yağ yani 'iyi yağ' olarak biliniyor. Bu yağ vücuda girdiğinde kötü kolesterol artışına sebep olmuyor hatta düşmesine yardımcı oluyor. Ancak bu günde bir gofret yiyerek kolesterolünüzü düşürebilirsiniz anlamına gelmiyor. Çünkü bu tür çikolata barları sadece yüzde 20 oranında kakao yağı içeriyor. Çikolata ne kadar siyah olursa içerdiği kakao yağı miktarı da yüksek oluyor. Bu da kolesterolü düşürmesi anlamına geliyor.

* Kalbi koruyor:
Çikolata, kırmızı şarap ve yeşil çayda bulunan ve kalbi koruduğu tespit edilen Flavonoid maddesini içeriyor. Bu maddenin antioksidan etkisinin de kalbi koruduğu Amerikan Kalp Vakfı tarafından kanıtlanan bir gerçek. Ancak çikolatada yer alan antioksidan miktarı sebze ve meyvelerde bulunanlara göre çok daha az.

* Vitamin deposu:
Çikolata, E ve B vitaminleri, demir, magnezyum, potasyum yönünden zengin bir gıda. Bu nedenle vücudun ihtiyaçlarının karşılanması açısından da zengin bir kaynak.

* Aşk etkisi yaratıyor:
Çikolatanın afrodizyak etkisi de bilinen bir gerçek. Ayrıca çikolata içerdiği phenylethyamine maddesiyle 'aşk etkisi' yaratıyor. Yani yiyen insan daha kolay aşık oluyor.

Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:08
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #352
nünü - avatarı
Ziyaretçi

Kansere karşı kırmızı biber

Sponsorlu Bağlantılar
Acı kırmızı biberin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri, özellikle kanser hücrelerini yok eden özelliği, İngiltere'de yapılan bir araştırmayla bir kez daha doğrulandı.

Nottingham Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, jalapeno biberinin (acı kırmızı biber) içinde bulunan `kapsaisin` maddesinin, hücrelerin enerji üreten ısı odası mitokondriye saldırarak, kanser hücrelerinin ölümünü tetiklediği belirlendi.
Araştırmaya göre, kapsaisindeki molekül ailesi vaniloidler, kanser hücrelerindeki protein gelişimine engel olarak `apostosis`i veya hücre ölümünü tetikliyorlar. Vaniloidler, bunu yaparken, etraftaki sağlıklı hücrelere zarar vermiyorlar.
Kapsaisin etken maddesini akciğer ve pankreas kanser hücrelerinde deneyen bilim adamları, bu etken maddenin tümörlü hücrenin tam kalbine saldırdığını belirterek, `Tüm kanserlerin (Aşil topuğunu) keşfettiğimizi düşünüyoruz` diye konuştular.
Araştırmaya başkanlık eden Timothy Bates, kanserli hücredeki mitokondrinin biyokimyasal yapısının normal hücrelerdekinden çok farklı olduğunu kaydetti.
Bates, bir doz kapsaisinin bir kanser hücresinin apostosise girmesine yol açtığını, ancak normal hücrede bu sonuca yol açmadığını belirterek, `Bu, kanserli hücreleri doğuştan diğerlerinden ayıran ve savunmasız olduğunu gösteren bir durum` dedi.
Türkiye'de sıklıkla tüketilen acı kırmızı biberde de yoğun olarak bulunan alkaloid madde kapsaisinin başta kanser olmak üzere birçok sağlık sorununda olumlu etkiye sahip olduğu hekimlerce daha önce dile getirilmişti.

TÜRKİYE VE ABD'DEKİ ÇALIŞMALAR
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi'nde geçen yıl yapılan bir araştırmada da acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde kapsaisinin, kanser başta olmak üzere birçok sağlık sorununda olumlu etkiye sahip olduğu belirlenmişti.
Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necat Yılmaz, çalışmalarının sonuçlarına göre, kırmızı biberin içerisinde bol miktarda bulunan kapsaisin maddesinin insan sağlığı üzerine birçok olumlu etkiye sahip olduğunu belirlediklerini ifade etmiş, `Ağrı kesici ve iltihap çözücü etkisini P- maddesi yok ediyor, kanser önleyici etkisini ise içindeki kırmızı karotenoid maddesi sağlıyor. Ayrıca kırmızı biber kolesterol düşürücü, mide asidini düzenleyici ve mikrop öldürücü etkilere sahip. Sanıldığının aksine kırmızı biber zayıflatıcı etki de gösteriyor` diye konuşmuştu.
Yılmaz, bu faydaların sağlıklı kurutulmuş ya da taze yenilen kırmızı biberde görüldüğünü bildirmişti.
ABD'nin Los Angeles kentindeki Cedars-Sinai hastanesi Kanser Enstitüsü ve Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan bir başka araştırmada da kırmızı biberin içinde yoğun olarak bulunan ve acılığını veren kapsaisinin, prostat kanseri hücrelerini yok eden etkisi ortaya çıkarılmıştı.
Los Angeles'taki Cedars-Sinai Hastanesi Kanser Enstitüsü ve California Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, acı kırmızı biberde yoğun olarak bulunan alkaloid madde kapsaisin, kanserli prostat hücrelerine enjekte edildiğinde, bunların parçalanarak yok olmalarını sağlıyor.

İSOT-CAPSİCUM-ANİTUM
Türkiye'de isot (ısı otu), bilim çevrelerinde ise `capsicum anitum` adıyla bilinen kırmızı acı biber, sevilerek tüketilen ve kültürü yapılan bir bitki.

Anavatanının Meksika olduğu sanılan ve Azteklerin yazılı belgelerinde söz ettikleri kırmızı acı biber, Avrupa'ya 15. yüzyılın sonlarında geldi, 16. yüzyılda kıta ülkelerine ve Osmanlı topraklarına yayıldı.
Kırmızı biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan'a ise bu bitki 17. yüzyılda Portekizliler tarafından ulaştırıldı. Hint ve Meksika mutfağında çok sık kullanılan kırmızı acı biber, Türkiye'de en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilmekte ve tüketilmekte. L.T. Tresh adlı bilim adamı, 1846 yılında bibere acılığı veren maddenin kristal yapısında olduğunu tespit ederek, adını `capsaicin-kapsaisin` koymuştu.

Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 17:51
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
28 Mayıs 2007       Mesaj #353
nünü - avatarı
Ziyaretçi

Yaz Aylarında Kalbe Dikkat

Hava sıcaklığının artması, özellikle kalp hastaları açısından bazı riskleri beraberinde getiriyor. Çünkü kalp krizleri mevsimsel olarak yazın artış gösteriyor.

Kalp hastası olanların yaz mevsimini ve denizi çok seviyor olsalar da kendilerini mümkün olduğunca sıcaktan ve yorgunluktan korumaları tavsiye ediliyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Yüce, aşırı sıcakların neden olabileceği etkilerden dolayı; hipertansiyon, kalp yetmezliği ve koroner arter hastalarının, diğer insanlara göre daha dikkatli olmaları gerektiğini söylüyor.


SICAK HAVA METABOLİZMAYI ETKİLER
Aşırı sıcağın insan vücudunda bir takım temel değişiklikler meydana getirir. Dolaşımdaki kanın büyük kısmı deriye yöneldiği için derinin kan akımı ve kan miktarı yüzde 60 oranında artar, kalp debisi ve atım hacmi azalır, kalp hızı ise artar. Kan basıncı sıvı kaybına ve damarlarda genişlemeye bağlı olarak genellikle düşer ama aşırı ve uzun süreli sıcakta kalmakla yükselebilir.

Yine sıcakla karın içi organların kanlanması ve kaslarda kan akımı azalır, aşırı terleme ve sıvı kaybı nedeniyle vücutta tuz ve elektrolit değişikleri olur. Sıvı kaybı nedeniyle kanda pıhtılaşma artabilir. Bu değişiklikler yorgunluk yaratabilecek düzeyde güç sarfiyatını gerektiren her türlü bedensel faaliyette daha da artar.


YAZ MEVSİMİ İÇİN ÖNERİLER
Sıcak havanın metabolizmanın çalışmasını olumsuz etkilemesini engellemek ve yaz aylarını sağlıklı geçirmek için alınacak bazı temel tedbirleri ise şöyle sıralamak mümkün.

* Fazla sıcak havalarda özellikle 11.00 ile 16.00 saatleri arasında güneşte kalmayın

* Günlük su alımınız kısıtlanmış bile olsa, yazın çok sıcak zamanlarda ve aşırı terlediğiniz durumlarda su kaybınız artacağı için yeterli miktarda, yani ortalama 2,5 ile 3 lt sıvı almaya dikkat edin

* Terle birlikte vücudumuzda elektrolit, özellikle de sodyum kaybı fazla olacağından tuz kısıtlamalı rejim içindeyseniz doktorunuzun fikrini alarak bir miktar tuz kullanabilirsiniz

* Eğer denizde dalma alışkanlığınız varsa dalış sizin için zararlı olabilir. Deniz kıyısı tatilinde iseniz kumda yatıp güneş banyosu yapmayın

* Denize sabah ve akşam saatlerinde girin, denizde uzun süre yüzmeyin ve fazla derin sulara açılmayın

* Tok karnına denize girmeyin

* Hipertansiyon hastası iseniz kullandığınız ilaçlar tansiyonunuzu çok düşürebilir, yakın takip ve ilaç azaltımı söz konusu olabilir

* Diüretik, yani idrar söktürücü ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız kontrollerinizi daha sık yaptırın

* Sigara, alkol, fazla yağlı kızartmalı, ağır gıdalar yerine bol sebze, haşlama veya ızgara, bol meyve ve hafif gıdalar tercih edin

* Çay, kahve, kolalı içecekler yerine hafif tuzlu ayran ve meyve sularını tercih edin. Bol su tüketin

* Bacaklarınızda venöz yetmezlik yani varis varsa denizde yürüyüş yapmanız faydalıdır ama asla kum banyosu yapmayın ve sıcakta fazla kalmayın

* Eğer ritim bozukluğunuz var ise aşırı sıcaklar ritim bozukluğuna yol açabilir dikkatli olun

* Yayla ve dağ turizmini tercih eden hastalarda ciddi kalp hastalığı ve hipertansiyon var ise yükseklerdeki oksijen azlığından dolayı şikayetleri artar. Ciddi hastalığı olanlar ve şikayeti olanlar yaylalara çıkmamalıdır

* Terlemeyi önleyen giysiler yerine açık renkli, rahat, bol ve ince kumaştan yapılmış giysileri tercih edin

* Doktorunuzla görüşmeden kalp ilaçlarınızı azaltmayın ya da bırakmayın. Uzun seyahate çıkmadan mutlaka kalple ilgili kontrollerinizi yaptırın
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
31 Mayıs 2007       Mesaj #354
nünü - avatarı
Ziyaretçi
İçmenin de bir zamanı var!

Sağlıklı bir vücudun ihtiyaç duyduğu başlıca içecek su ama sağlığınız için diğer içeceklere de gün içersinde yer vermelisiniz. Çünkü organizmanın sudan başka sıvılara da ihtiyacı var. Ancak her içeceğin bir saati var.

Organizmanın gün içersindeki taleplerine en iyi yanıtı verebilecek içeceği içmek kadar, ne zaman içmek gerektiğini de bilmekte yarar var. İşte uzmanların sıvı alımıyla ilgili önerileri:
* Uyanınca 1 bardak ılık su için:
Oda ısısında bekletilmiş 1 bardak su içmek, böbrek ve bağırsakların işlevini artırarak vücudu toksinlerden temizler.
* Kahvaltıda 1 fincan kahve için:
Kahvaltıda enerji veren bir içeceği tercih edin. Gün ortasına kadar sizi formda tutup, zihni uyarır ve konsantrasyonu artırır.
* Ara öğünde 1 bardak taze meyve suyu için:
Meyve suyu özellikle sıcak havalarda terle kaybedilen vitamin ve mineral tuzlarının geri alımını sağlar. * Yemekten sonra hazmı kolaylaştıran 1 fincan çayı tercih edin:
Çay; hem hazmı kolaylaştırır, hem de içeriğindeki tein maddesi nedeniyle genelde bu saatlerde baş gösteren uyku halini engelleyerek canlılık verir.
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
5 Haziran 2007       Mesaj #355
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
"SARIMSAĞI ÇİĞ YEMEYİN"

GAZİANTEP - Murat Atay -
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Klinik Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Yılmaz, sarımsağın, çiğ yenildiğinde yarardan çok zarar verdiğini ileri sürdü.
Yılmaz, "Çiğ tüketilen sarımsaktaki 'Allicin' denen madde, kolesterol düşürme etkisi yanında, karaciğer, mide, bağırsak sistemini tahriş edip, erkeklerde sperm hareketlerini yavaşlatmaktadır. Oysa dövülmüş sarımsak suda en az 10 ay kadar bekletildiğinde mucize bileşiği "S-Alilsistein (SAC)" açığa çıkmaktadır. Bu mucize madde karaciğeri koruyucu, savunma sistemini güçlendirici, kanseri önleyici ve tüm kemoterapatik ilaçların istenmeyen yan etkilerini azaltıcı etkiye sahiptir. Ayrıca bu yıllanmış sarımsak ekstraktı (AGE) kötü kokmayan gençlik iksiri gibidir" dedi.
Yağda eriyen sarımsak içeriğinin (Allicin) lipit düşürücü etkisinin yanı sıra aynı zamanda karaciğer hücrelerine karşı toksik etki yapabildiğini söyleyen Yılmaz, "Halbuki suda erir sarımsak içeriği (S-Alilsistein) sitotoksik olmadan tüm faydalı etkileri sağlamaktadır" diye konuştu.

a.a.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:08
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2007       Mesaj #356
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
EL YIKAMANIN ÖNEMİ


Çevremizde ve doğada dokunduğumuz herşeyde mikroplar bulunmaktadır. Çevremizdeki herşeyle temas eden ellerimiz bu nedenle birçok mikrop barındırır. Çevreden elimize bulaşan bu mikroplar, ellerimizi yıkamadığımız zaman vücudumuza girerek tedavisi kolay olan hastalıklardan (örneğin basit bir soğuk algınlığı), tedavisi daha ciddi ve iyileşme süresi uzun olan birçok hastalığa neden olabilir. Hastalıkların bulaşmasını engellemek için kişisel hijyene dikkat etmemiz gerekir. Kişisel hijyen kurallarının en başında ise el yıkama vardır. Çok kolay olan bu uygulamayı yaparak hem kendimizi, hem de çevremizdeki kişileri hastalıklardan koruyabiliriz.

Ayrıca toplu olarak yaşanılan yerlerde el hijyenimizi sağlarken sıvı sabun tercih etmeliyiz. Çünkü; sulu ortamda beklemiş ve yumuşamış olan katı sabun, temizleme özelliğini kaybeder ve mikrop yuvası haline gelir.

ELLER NASIL YIKANIR
  1. Ellerinizi akan ılık su ile ıslatın ve avuç içine sabun alarak ıslak ellerinizi iyice köpürtün.
  2. Ellerinizin her bölümünü (parmak sırtları, el bilekleri, tırnaklar) ovalayın.
  3. Bu işlemi en az 15-20 saniye yapın ve ellerinizin temizlendiğinden emin olun.
  4. Ellerinizi iyice durulayın.
  5. Ellerinizi tek kullanımlık kağıt havlu ile mutlaka kurulayın.Halka açık yerlerde de ellerinizi tek kullanımlık kağıt havlular ile kurulamaya dikkat edin

MİKROPLAR; Nemli ve ılık ortamları severler.
KURU ve TEMİZ YERDE MİKROPLAR ASLA BULUNMAZ


ELLER NE ZAMAN YIKANIR?
  1. Elleri kirli gördüğümüz ve hissettiğimiz her zaman
  2. Yemek hazırlamadan önce ve sonra
  3. Yemek yemeden önce ve sonra
  4. Tuvaleti kullanmadan önce ve kullandıktan sonra
  5. Bozulmuş gıdalara ve çöplere dokunduktan sonra
  6. Saçlarımızı taradıktan sonra
  7. Para alış verişlerinden sonra
  8. Hasta olan insanlara dokunmadan önce ve sonra
  9. Burnumuzu temizledikten sonra
  10. Kedi, köpek ve diğer hayvanlara temas ettikten sonra
ENFEKSİYON KONTROL EKİBİ tarafından hazırlanmıştır.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:08
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
8 Haziran 2007       Mesaj #357
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
EN ÇOK ZAYIFLATAN 10 YİYECEK

İngiltere de yayımlanan Daily Mirror Gazetesi en iyi zayıflatan 10 yiyeceği sayfalarına taşıdı. İşte en çok zayıflatan yiyecekler ve vücutta yaptığı düşünülen etkileri:

Yulaf: Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor.

Adzuki fasulyesi (Küçük kırmızı fasulye): Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla suyu tutuyor.

Esmer pirinç: B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.

Brokoli: Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.

Greyfurt: Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor.

Kırmızı üzüm: Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor.

Salatalık: Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu.

Nar: Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan.

Elma: Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.

Kiraz: Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:08
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Haziran 2007       Mesaj #358
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
7 GÜNDE 3 KİLO VERİN

Bu diyette size öğün öğün ne yemeniz gerektiğini değil, her öğün için değişik alternatifler sunuyoruz. Bunların içinde beğendiklerinizi ve canınızın çektiğini yiyebilirsiniz. Kahvaltınız 300-350, öğle ve akşam yemekleriniz 350-400, ara öğünleriniz ise 65 kaloriden oluşuyor. Bu diyet programına uyarsanız, yedi günde üç kilo verebilirsiniz. Tabbi ki bu tür bir diyete uzun süre devam etmenin sağlık açısından sakıncalı olduğunu da unutmayın. Diyetisyen Aşkın Yüksel den hızlı incelme diyeti:

SABAH


l Bir dilim kepek ekmeğine sürülmüş yağsız labne, yanında bir adet domates ya da greyfurt ve bir bardak taze sıkılmış meyve suyu.
l İki dilim kepek ekmeğiyle hazırlanmış peynirli tost, bir adet yumurtayla yapılmış omlet, bir adet domates.
l Bir adet elma, 30 gram müsli, bir çay kaşığı bal ve 100 gram yağsız sütle hazırlanmış elmalı müsli.
l Bir dilim reçelli ya da ballı etimek, 40 gram yağsız salam ya da tavuk göğsü, yarım adet salatalık.
l Çalışan kadınlar için, bir adet muz, bir adet elma, bir adet kividen oluşan meyve tabağı.


ÖĞLE


l Bir porsiyon yağsız tavada hazırlanmış sebze ızgara.
l İki dilim vejetaryen pizza.
l Bir kase çorba, bir dilim kepek ekmeği, 20 gram yağsız peynir.
l Bir adet fırında patates, yanında haşlanmış sebze.
l Çalışan kadınlar için, salata yapraklı, peynirli, domatesli sandviç, yanında bir bardak domates suyu.


AKŞAM


l Bir adet kepek ekmeğiyle hazırlanmış domatesli, biberli, peynirli tost.
l Patates, kabak ve bamyayla hazırlanmış bir tabak yağsız türlü.
l Bir tabak spagetti bolonez.
l İki adet etli domates dolması.
l 250 gram haşlanmış patates. Üzerine maydanoz, karabiber ve tuz serpebilirsiniz.
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
9 Haziran 2007       Mesaj #359
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYA DEPRESYONDA

Dünya genelinde depresyon sıklığı gün geçtikçe artıyor. Modern yaş**ın ve teknolojik gelişmelerin insanları daha mutlu ve huzurlu yapması beklenirken yapılan araştırmaların sonuçları bunun tam tersini gösteriyor. Konuyla ilgili çarpıcı sonuçlardan birisi İngiltere de yapılan bir araştırmada ortaya çıktı.

İnsanların çoğunluğunun İngiltere de aile hekimlerinin rekor seviyede kişiye antidepresan verdiği, sadece geçen bir yıl içinde 31 milyon müsekkin ilâç reçetesi yazıldığı açıklandı.

Sağlık Bakanlığı ve uzmanların uyarılarına rağmen, antidepresan kullanımının artmasını eleştiren The Times gazetesi, "Antidepresan Milleti Olduk" diye manşet attı.

En çok Prozac ve Seroxat gibi ilâçların yazıldığını ve kullanımda yılda yaklaşık yüzde 10 gibi artış olduğunu duyuran Times, bu tür ilâçları kullanan bireylerin kesin sayısınınsa bilinmediğini yazdı.

İngiltere de aile hekimlerinin büyük bölümünün de bu tür ilâçların çok fazla verilmesinden şikayetçi olduğu, ancak hastalarının ısrarlarına dayanamadıkları, kaynak ve eleman yokluğundan dolayı hastaya davranış tedavisi öneremedikleri için ilâç yazmak zorunda kaldıkları belirtiliyor.

İngiltere de yapılan araştırmalar, depresyonun her beş kişiden birini hayatının en az bir döneminde etkisi altına aldığını gösteriyor. Bu da 16-75 yaş arasındaki nüfusun içinde en az 1,5 milyon kişinin depresyonun etkisi altında olduğu anlamına geliyor. Depresyon ayrıca, İngiltere deki intiharların yüzde 70 inde temel etkenlerden biri kabul ediliyor.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:08
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
9 Haziran 2007       Mesaj #360
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Aynalardan korkmayın


Yaz sıcaklarıyla birlikte tatile gitme telaşı yaşanırken aynanın karşısına geçip kusurlarınız için üzülmek yerine vücudunuzu sevmeyi öğrenmelisiniz. Göreceksiniz böylece her şey çok daha kolay olacak!

Sürekli olarak kendinizi ve vücudunuzu eleştirmek yerine aynanın karşısına geçerek sahip olduğunuz güzelliklerin farkına varabilirsiniz.
Özel birisiniz

Her ne kadar dergilerde ya da televizyonlarda gördüğünüz mankenlere benzemek en büyük arzunuz olsa da farklı olduğunuzu kabul edin. Kimse dört dörtlük değildir ve herkes aynı vücut ölçülerine sahip olursa tek tip insanlar olarak yaşamı sürdürmek gerekir. Bu da hiç eğlenceli olmayacaktır.

En iyisini yapın

Kendinizle ilgili memnun olmadığınız kusurlarınızı düzeltebilirsiniz. Örneğin spor ya da diyet yapabilir, saçınızı değiştirebilir ve her zaman bakımlı görünebilirsiniz. Böylece aynanın karşısında daha cesur durursunuz.
Kendinizi gösterin

Eğer her zaman başınız aşağıda, omuzlarınız çökmüş şekilde kambur duruyorsanız bunu değiştirme vakti geldi demektir. Dik ve kendinizden emin durmalısınız böylece olduğunuzdan daha güzel görünürsünüz.
Gerçekçi olun

Mükemmel bir vücuda sahip olsaydınız her şeyin çok daha iyi olacağını düşünerek kendinizi kandırmaktan vazgeçmelisiniz. Kilo vermek ya da estetik olmak hayatınızı tam anlamıyla değiştirmeyecektir en azından mankenlik yapmayacaksanız!
Kabullenin

Beğenmediğiniz yerlerinizi olduğunuz gibi kabul etmeyi öğrenin. Ayaklarınız büyük, dudaklarınız ince ya da kalçalarınız geniş olabilir. Önemli olan kendinizi bu şekilde de sevmeyi öğrenmektir.
Kendinize iyi davranın
Başkalarının düşüncelerinden çok kendinize verdiğiniz değer önemlidir. Vücudunuza zaman ayırmalısınız. Masaj yaptırabilir ya da evde hazırlayacağınız özel banyo kürleriyle kendinizi şımartabilirsiniz.

Güzellik uykusu

Yorgun olduğunuz zamanlarda kendinizi kötü ve çirkin hissedersiniz. Bu duyguyu yenmek için uykuya zaman ayırmalısınız. Mümkünse gündüzleri 1 saat uyumalı ya da akşamları erken yatmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.
Kendinizi sevin

Sürekli olarak vücudunuzu başkalarının vücutlarıyla kıyaslamaktan vazgeçmelisiniz. Vücudunuza bakmayı öğrenmeli ve kendinizi olduğunuz gibi sevmelisiniz. Böylece mutluluğu daha kolay yakalarsınız.
Kuruntularınızdan kurtulun

Burnunuzun büyük ya da bacaklarınızın kalın olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Peki bu düşündüklerinizi başkalarından da duyuyor musunuz? Belki de sadece sizin kuruntularınızdan başka bir şey değildir.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:09

Benzer Konular

7 Mart 2016 / WaRrioR Sağlıklı Yaşam
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / prenses ayşe Cevaplanmış