Arama

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler - Sayfa 43

Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 601.857 Cevap: 719
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
30 Eylül 2007       Mesaj #421
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu kuruyemişler çok faydalı

Kuruyemişlerin pek çok yararı var. Örneğin beyaz leblebi zayıflamaya yardımcı oluyor. İşte kuruyemişler ve faydaları...
Sponsorlu Bağlantılar


Badem
Beden ve zihin yorgunluğunu giderir. Böbrek ,mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.


Fındık
Vücuda kuvvet verir. Kalp rahatsızlıklarının en önemli nedeni olan yüksek kolestrolün düşürülmesinde en önemli ilaçtır. (%25.2 oranında)İnsan vücuduna yaralı kalsiyum, demir, karbonhidrat, yağ ve çinko ile metabolizmayı düzenler, kemiklerin gelişmesini sağlar.E vitamini açısından zengindir. Kansızlığa karşı koruyucu etki yapar.Kanser yapıcı etmenlerin oluşmasını önler yada oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek vücudu korur.


Antep fıstığı
Antep fıstığında kolesterol yoktur. Kandaki kolesterol seviyesini düşürür. Kroner kalp hastalığı riskini azaltır. Antep fıstığı, protein yönünden 2 kat,fosfor yönünden 4 kat etten daha üstündür.İnce bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler.


Yer fıstığı
Vücudun gelişmesini sağlar. Beden ve zihin gücünü arttırır.Göğsü yumuşatır. Öksürük söktürür.


Kabuklu yer fıstığı
İçeriğinde sabit yağ ve proteinli maddeler vardır. Böbrek ve safra kesesi ağrılarını hafifletir.


Beyaz leblebi
Mide suyunu çekmede ve zayıflamak isteyenler için açlıklarını bastırmada önemli bir işleme sahiptir.

Sarı leblebi
Hammaddesi nohuttur.Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.


Ayçekirdeği
Ayçekirdeğinin içeriğindeki yağ damar sertliğini giderir. Kalp, sinir hastalıklarını önler. Bol E vitamini ve protein içerir. Cinsel gücü arttırır. İktidarsızlığı önler.


Kabak çekirdeği
Mükemmel bir kurt ilacıdır. Günde çocuklarda 10-15 adet,büyüklerde 20-30 adet kabak çekirdeği yenmelidir.Tenya solucanlarını gidermek için de kabak çekirdeği iyi bir ilaçtır.


Mısır
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içerir. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat enerji seviyesini yükseltir. İçinde protein, kalsiyum,demir,fosfor, A vitamini bulunur.

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
30 Eylül 2007       Mesaj #422
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
AYAKÜSTÜ BESLENME

Sponsorlu Bağlantılar


Ayaküstü yiyeceklerle beslenen kişilerde glikoz oranının düzensiz olduğunu, şeker hastalığı riskinin ikiye katlanabildiğini gösterdi.
Hamburger türü yiyeceklerde çok fazla miktarda doymuş yağ ve tuz bulunduğu, bu yiyeceklerin düşük kalitede karbonhidrat içerdiği biliniyor. Yemekten sonra televizyon karşısında zaman harcamanın şişmanlık riskini artırırken, yemekten sonra mutlaka yürüyüş yapılması gerektiğine işaret edildi.
Büyük boy bir hamburger, patates kızartması ve kolanın 1600 kalori içerdiğine dikkat çeken araştırmacılar, bir yetişkine günde 2000 kalorinin yetebildiğini, fazla kalorinin yağa dönüştüğünü belirtti.
Araştırma sırasında, haftada iki defadan fazla ayaküstü yiyeceklerle beslenen ve her gün 2-2,5 saatini televizyon karşısında geçiren kişilerde şişmanlık riskinin üçe, şeker hastalığı riskinin ise ikiye katlanabildiği belirlendi.

Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:20
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
1 Ekim 2007       Mesaj #423
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Ağrısız ve Uzun Ömürlü Çürük Diş Tedavisi
29 Ağustos 2007 Çarşamba
Toplumun yüzde 90 ından fazlasında en az 1 adet çürük oluşmuştur.

Az sayıda ya da küçük çürüklerin tedavisi zor olmadığı gibi pekçok kişinin düşündüğü gibi aşırı maaliyetli de değildir.

Aslında pekçok kişinin işlemin maaliyetinden ziyade toplumda hakim olan diş koltuğu fobisi sebebi ile diş tedavilerinden kaçtığını biliyoruz.,

Eski dönemlerde diş tedavisi yaptıran kişilere göre günümüzde tedaviye gelenlerin çok daha az korkuyla ve çok daha bilinçli olarak geldikleri pekçok meslektaşımızın ortak kanaati.

Cihaz ve sarf malzemelerinin sürekli yenilenerek gelişmesi, bilgili ve bilinçli dişhekimlerinin sayısının sürekli artması, mezuniyet sonrası eğitim imkanlarının fazlalaşması ,yani,hizmet kalitesinin artması

En önemli hasta edinme yolu memnuniyetten ve ağızda ağıza reklamla olmaktadır.Alternatfler de arttıkça hekimlerin hastalarını daha çok memnun etme zorunluluğu yaşamakta ,bu da hekimlerin bir yaşayış ve çalışma tarzı haline gelmektedir.

Hastaları memnun etmede ve korkularını azaltmada yeni jenerasyon cihazların da rolü çok büyüktür.

Fotona Laser Firmasının üretmekte olduğu çok atımlı Sert Doku Laserleri bu konuda en iddialı sistemdir.Bu sistem diğer laser sistemlerine göre çok daha hızlı ve güvenilir bir şekilde çalışmaktadır.

Çürük dişlerde "iğne ile uyuşturmaya gerek kalmadan" ağrısız olarak tedavi yaptırmak artık bilimsel olarak mümkündür.Bu tedavilerde ağrı en az yüzde 90 diğer yöntemlere göre daha az olmakta ya da hiç olmamaktadır.

Aslında laser ile çürük tedavisinin esas avantajı ağrısız olması değildir.Ağrısız olması çok önemli bir yan avantajdır.

Laser ile yapılan çürük tedavilerinde,

1- Dişte ağrıya sebep faktörlerden ısınma olmamaktadır.Döner aletlerle çalışırken oluşan ısı 60 derecelere çıkarken laser çalışmalarında ısı 30 derecenin üzerine çıkmaz. Döner aletlerle oluşan bu ısı dişte kalıcı problemlere de yol açabilir.

2- Döner aletlerle çelışırken sürtünmeye bağlı diş dokularında oluşan mikroçatlaklar laser ile yapılan temizleme işlemlerinde oluşmaz.

Çünkü laser ,diş yüzeyine temasla aşındırarak değil, diş dokularını oluşturan temel materyallerin içerisinde bulunan su hücrelerinin hacmini genişletip patlatarak dokuların temizlenmesini sağlar.

İşte bu sayede laserle yapılan tedavilerde "iyi bir dolgu ile tamamlandığında" işlem sonrası ağrı,hassasiyet oluşmaz ve laser çürük dokuyu temizlerken aynı zamanda bakterileri de öldürdüğü için dişin ömrü uzar.

Bizler de hekim olarak, hastalarımıza bu konforu sağladığı ve dişlerin çmrünü uzatacak teknolojiyi bize sunduğu için sağlık teknolojisine yatırım yapan tüm firmalara ve Fotona Firmasına teşekkür ediyoruz.

İlerideki yazılarımızda laser sistemlerinin diğer diş tedavilerinde getirdiği avantajları da sizlerle paylaşacağız.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:21
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
5 Ekim 2007       Mesaj #424
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Elma cildi gençleştiriyor

Bolu İl Sağlık Müdürlüğü diyetisyeni Naciye İla, her gün kabuğu ile yenilecek bir elmanın, insan vücudundaki bir çok hastalığa iyi gelmesinin yanısıra, cilt yaşlanmasını da geciktirdiğini söyledi.

Elmanın, her türlü hastalıklıkta en fazla fayda sağlayan bir meyve olduğunu belirten İla, “İçerdiği organik asitler, soda ve fosfor ile beyin, karaciğer ve mideye son derece olumlu etkileri olan elma, antioksidan içermesi nedeniyle kalp sağlığı açısından da yararlı olmasının yanısıra, cilt yaşlanmasını da geciktirmektedir'' dedi.

İçeriğinde, yüzde 85 su, yüzde 12 şeker, organik asitler, soda, fosfor, vitamin A, B1, B2, B5, C, E ve PP bulunan elmanın kas ve sinir sistemi için gerekli bir meyve olduğunu ifade eden İla, bedeni ve zihni yorgunluklarda yatıştırıcı etkiye sahip olan elmanın yatmadan önce yenildiği taktirde rahat bir uyku sağlanabileceğini söyledi.

Böbrekleri çalıştıran elmanın idrar söktürücü özeliği ile vücuttaki ürik asidin dışarı atımını hızlandırdığını da belirten İla, “Taze elma suyu ile silinen kırışık ve pörsük deri, canlılık ve tazelik kazınır. Pişmiş elmanın kabızlığa etkili olduğu bilinen bir gerçektir. Elma kürüyle de gut, böbrek, mesane hastalıklarıyla hemoroite karşı son derece iyi sonuçlar alınmıştır. Taze rendelenmiş bir adet elmanın yemekten önce tüketilmesi, sindirim yetersizliğine son derece iyi gelmektedir. Sindirim sistemini uyaran ve mide mukozasını güçlendiren elma suyu, aynı zamanda ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır'' diye konuştu.

Günlük 3 adet elma tüketiminin 2 ayda yüzde 10 oranında kolesterol düşmesine yardımcı olduğunu kaydeden İla, “Günde 3 adet elma tüketiminin kötü kolesterol oranını düşürürken, iyi kolesterol oranını da 4 kat arttırdığı saptanmış bulunuyor. Lif olarak zengin olan elma, vücutta kolesterol ve yağın birikmesine engel olur. Sigara içenlerde nefes alma kapasitesinde artış sağlayan elma, içerdiği posa miktarı, yağ yakıcı olması ve düşük enerji içermesinden dolayı zayıflama diyetlerinde tercih edilen ve önerilen bir meyvedir'' dedi.
KENCISii - avatarı
KENCISii
Ziyaretçi
6 Ekim 2007       Mesaj #425
KENCISii - avatarı
Ziyaretçi
Hafif kafa darbeleri

Günlük yaşantımızda da çoğu kez başımıza gelen bu olay, o an oluşan hafif şaşkınlık, sersemlik hissi, baş dönmesi ile 1 dakika kadar sürüp geçiyor ve bir daha aklımıza bile gelmiyor. Özellikle başın ön ve yan bölümlerinin duyarlı olduğu ılımlı kafa darbeleri sonrası, kimi bilim adamlarına göre 2-3 ay, kimilerine göre yıllar sonra yakınmalar ortaya çıkabiliyor. Yakınmaları maddeler halinde sıralayalım;
  • Yeni çıkan nesne, oyun vb..kullanımını öğrenmede zorluk
  • Çalışma düzeninin bozulması
  • İşleri gerektiğinden çok daha uzun sürelerde bitirmek
  • Sinirli ve sabırsız tepkiler vermek
  • Konuşurken ya da yazarken sözcük bulmada zorluk
  • Ses ve ışığa duyarlı olmak
  • Dikkat dağınıklığı
  • Ne söyleyeceğini unutmak
  • Kısa süreli hafıza bozukluğu (şimdi buradaydı nereye gitti)
  • Daha unutkan olmak
  • Baş ağrıları
  • Sabırsızlık, gereksiz risklere girme, sosyal hayatta değişim.
  • Kolay yorulma
  • Vücut ağrıları, uyku bozuklukları.
  • Baş dönmesi, titremeler, el ve ayaklarda soğukluk.
  • Hoşgörüde azalma.
  • Okumada zorluk.
  • İnsanları anlama da zorluk.
  • Sağ, sol, yön bulmada zorluk.
  • Hareketlilik, el, kol ve bacakların hareketliliğinde artış.
  • Bir işi bitirmeden diğerine atlamak.
  • Cinsel isteksizlik.
  • Matematik işlemleri yapmada zorlanma.
  • Sara nöbetlerinin başlaması.
  • Görme, işitme, tatma duyularında zayıflık.
  • Duygusal dengesizliklerin olması; Korma, kabuslar görme, isteksizlik.
Bu gibi yakınmalar yeni yeni ortaya çıkıyor ise mutlaka geçmişte oluşan hafif kafa darbeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Yukardaki yakınmalar nedeniyle tanı konmada ve nedenini bulmada zorluklar yaşanmakta, tedavilerden fayda göremeyen hastalar değişik doktor ve hastane arayışlarına girmektedirler. Bu duruma düşmenin nedeni, hafif kafa darbelerinin ciddiye alınmaması ve kullanılan tanı yöntemlerinin (MR, tomografi) darbe sonrası gelişen beyin duyarlılığını gösterememeleridir. Son yıllarda kullanımı dünyada giderek artan beyin haritalama yöntemi (QEEG) ile kafa darbeleri sonrası gelişen beyin duyarlılığı ölçülebilmektedir.
Dünyada kullanımı son yıllarda
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
9 Ekim 2007       Mesaj #426
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Sağlıklı yaşam için kışa hazırlık;

1-Suyu seviniz. Gune iki bardak su icerek baslayip, gun boyunca 2- 2,5
litre su tuketmeye calisiniz.

2-Her sebze ve meyveyi mevsiminde en az iki defa tuketiniz. Doganin
tamamini kullanmis sayilirsiniz.

3-Cocuklar icin sutu, buyukler icin de ozellikle yogurdu her gun
sofranizdan eksik etmeyiniz. Yasamin sirlarindan biri olan probiyotikleri
bunyenize almis olursunuz.

4-Hasta olmasaniz bile, sifali otlari/bitkileri kullanarak vucut
direncinizi (immun sistemi) kuvvetli tutunuz.

5-Evinizde kurutulmus nane, ihlamur, adacayi, kekik, kusburnu, feslegen,
keten tohumu, zencefil, corekotu, gunluk, yesil cay ile sogan ve sarimsagi
her zaman bulundurunuz. Her gun bunlardan en az birini kullanmaya calisiniz
ki bunlar vucudunuzun koruyucu sovalyeleridir.

6-Sarimsak, sogan, tere, maydanoz, nane, dereotu, roka, feslegen turu
yesillikleri fazla tuketiniz. Bunlar vucudunuzun yakin korumalaridir.

7-Salatanizi mumkun oldugu kadar cok cesitten olusturunuz.

8-Hazir corbalar yerine kendi yaptiginiz corbalari tercih ediniz. Gidanin
en dogalini elde etmis olursunuz.

9-Kis icin ev yapimi domates salcasini tercih ediniz. Domates tanrinin
bize armagani harika bir antioksidandir.

10-Katki maddeleri iceren gidalari, mevsim disi sebze ve meyveleri fazla
tuketmeyiniz. Bunyenizi fazla dinamitlememis olursunuz.

11-Yilda dort kez, on bes gun hic et tuketilmemesi yararlidir.

12-Gunluk 3-4 adet badem, ceviz ve findik almaniz sizi her daim kuvvetli
kilar,

13-Haftada en az 2 kez bakliyat ve balik tuketmege calisiniz.

14-Sicak yemekler icin toprak, celik ve cam kaplari tercih ediniz.

15-Kis aylarinda tulum peyniri, portakal, limon, greyfurt, mandalina ve
kusburnu tuketimini artiriniz.

16-Kisin disarida isleriniz yogun ise; gune pekmez icerek baslayiniz. Bu
uygulama vucudunuzun antifrizidir.

17-Zihinsel calisiyorsaniz kuru uzum yiyiniz. Beyniniz enerjisiz
kalmasin.

18-Ekmek tercihinizi kepekliden yana kullaniniz. Bagirsaklar kepekli tam
posalarla tanissin.

19-Her sabah 20 dakika derin nefes alip verme calismasi yapilmasi, her
nefes alimlarinda 4-5 saniye nefesin icimizde tutulmasi cok yararlidir.
Dogru nefes aldigin kadar hafiflersin.

20-Sabahlari ofis ve evinizi 5 dakika tam havalandirarak maksimum duzeyde
oksijen, gunluk 30 dakika tempolu yurumekle de tum organlarinizi
kazanirsiniz.

21-Gulmeyi hic ertelemeyiniz. Ruhunuzun en iyi ilaclarindandir.

22-Gece uyku ortaminin karanlik olmasi, yorgunluk durumlarinda ise
ogleyin kisa sureli uykular iyidir. Vucudumuzdaki pek cok restorasyon
islemi gece, kisa sureli uykularda da gunluk tamiratlar yapilmaktadir.

23-Firsat buldukca topraga ciplak ayakla basiniz. Tum olumsuzluklariniz
topraga gecer.

24-Her gun 5 dakika gozlerinizi kapatip hicbir sey dusunmemeyi ogreniniz.
Bu sizin yeniden dogumunuz gibidir.

25-Yasaminiz boyunca, vucudunuzu cok kotu usutmemeye calisiniz.

26-Kahvalti masanizda bali her daim bulundurunuz. Bin bir cicegin
ozutudur o.

27-Yag tercihinizi genelde zeytinyagindan tarafa kullaniniz. Vucudunuz
hep bunu bekler.

28-Kahvaltinin mutlaka tam yapilmasi, ogle ogununun orta, aksam ogununun
de hafif alinmasi her daim iyidir.

29-Tuz ve sekeri bunyenize olculu aliniz. Bunlarin azi karar fazlasi hep
zarardir.

30-Margarinleri fazla kullanmamak cildinize, kalbinize ve damarlariniza
verdiginiz en buyuk oduldur.

31-Gunluk bir elma ve bir havucun bunyenizde harikalar yarattigini
unutmayiniz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2007       Mesaj #427
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SPOR VE SAKATLIKLAR
Spor sakatlıkları doğrudan hekimi ilgilendiren bir konudur.
Bu nedenle bu bölümde sadece bazı istatistik ve temel bilgileri
ve de tanımları bulacaksınız. Unutulmaması gereken bir spor
yaralanması veya sakatlığı durumunda ilk yapılması gereken
uzman bir hekime başvurmaktır.


Genel Bilgiler
  • Sportif yaralanmalar, genelde spor dallarına özgü özellikler içerir. Çeşitli spor dallarından bazı örnekler verirsek, şöyle bir tablo ile karşılaşırız: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde 1983-87 yıllarıarasında yapılan bir araştırmada, beş yıllık periyot süresince kliniğe başvuran 1560 spor yaralanması vakası incelenmiştir. Yaralanmaların yüzde 22’si kontüzyon (ezilme), yüzde 20’si fraktür (kırık) olarak bulunmuştur. En sık yaralanan bölgenin ise yüzde 60 ile alt ekstremite (alt taraf) olduğu belirlenmiştir. Ayrıca sporcularda sportif yaralanmaların dışında, bir de overuse (aşırı kullanma) kökenli çok sayıda yaralanma görülmektedir.Girgin, futbolcularda genellikle sıyrıklar, ezikler, yüzeysel ekimozlar (çürükler), basit kas travmaları, kas krampları, basit ayak bileği burkulmaları, basit burun kanamaları, bel ve sırt bölgesinde geçici yaralanmalar, boyun bölgesi travmaları, kaş ve baş bölgesi yaralanmaları görüldüğünü belirtmektedir. Dagarov ve Slanchev ise araştırmalarında, futbolcularda sıklıkla distorsiyon (burkulma), kontüzyon (ezilme), menisküs lezyonları ve kas rüptürlei (kopmaları) görüldüğüne de işaret etmektedir.
  • Futbolcularda sık görülen yaralanmalardan biri de kasıkta uyluğun iç-üst kısmında
    meydana gelen ağrılardır. Burada futbolcuların dizlerinin tam ekstansiyonda iken
    (gerilmiş iken) bacağın kalça ekleminde aşırı abduksiyonu (uzaklaşması) ile dirence
    karşı topa çıkarak savunma yapması, yada bu pozisyonda topa kayarak müdahalesi adduktör(yaklaştırıcı) kasların aşırı gerilmesi ve hareketin sonucu tendon (bağ) kopmalarına veya kemiksel değişikliklere neden olur.
  • Basketbolcularda ise yumuşak doku lezyonları (kontüzyon, hematom, yüz yaralanmaları,
    lif kopmaları, kramplar vb), eklem travmaları (bağ lezyonları, menisküs lezyonları,
    omuz çıkıkları), kırıklar ve büyük yaralanmalar görülebilmektedir.
  • Koşucular üzerinde yapılan bir çalışmada da sporcularda en çok kas ve tendon zorlanmaları,eklem ve bağ yaralanmaları ile menisküs lezyonları görüldüğü saptanmıştır. Bunların nedeni olarak da antrenman (yanlış antrenman, ağır antrenman ve antrenman sırasındaki ani değişiklikler), anatomik faktörler ile ayakkabı ve zemin gösterilmiştir.
  • Halterde daha çok yumuşak doku yaralanmaları sıklıkla görülmektedir. Bu yaralanmalar haltercilerin gövde ve göğüs kafesi kaslarında, sırt kaslarında ve el bileğinde ortaya çıkabilir.
  • Boks sporunda en çok yaralanan bölge yüzdür. Bilindiği gibi boks sporunda öncelikle yumrukların hedefi yüz ve çenedir. Bu nedenle yüzde hafif ekimozlardan (çürüklerden) başlamak üzere, önemli kırıklara ve yüzdeki organların ciddi yaralanmalarına kadar değişik derecelerde yaralanmalar görülebilir. En çok yaralanma kas yarılmalarıdır. Ayrıca ikinci planda ve zamanla oluşan yaralanma ise boksörlerde burun kemiğinin kırılması, çökmesi ve burundaki konkaların deviasyonudur.Bilindiği gibi boksta geçici şuur kayıpları sık görülür. Bu alınan darbenin şiddetine, sporcunun dayanıklılığına ve tecrübesine bağlı olarak farklı sürelerle devam eder. Geçici ve kalıcı beyin zedelenmeleri boksta görülen olaylardır.
  • Judocularda el bileği ve parmakla ilgili yumuşak doku yaralanmaları, diz bölgesinde sathi sıyrık, intra ve ekstra artiküler hematom (eklem içi ve dışına kan birikmesi), bağ, kapsül ve menüsküs lezyonları (yaralanmaları) ile çeşitli kafa travmaları görülebilir.
  • Kayakçılarda ise ayak bileği yaralanmaları, krus (bacak) yaralanmaları, diz eklemi yaralanmaları,kafa travmaları, omurga yaralanmaları, donmalar ve ultraviyole yanıkları görülmektedir.



  • SPOR VE SAKATLIKLAR Spor sakatlıkları doğrudan hekimi ilgilendiren bir konudur.
    Bu nedenle bu bölümde sadece bazı istatistik ve temel bilgileri
    ve de tanımları bulacaksınız. Unutulmaması gereken bir spor
    yaralanması veya sakatlığı durumunda ilk yapılması gereken
    uzman bir hekime başvurmaktır

  • 1-Spor sakatlığı nedir? Spor sakatlıkları genel olarak sportif aktiviteler sırasında meydana gelen her türlü hasarın kolektif adıdır. Groh’a göre spor yapan 40 kişi başına aşağı yukarı büyük bir kaza, 4000 kişide bir sakatlık durumu ve 40. 000 kişide bir de ölüm vakası düşer. Spor dallarına göre kazalarda başta %10 ile futbol gelmektedir bunu % 6 ile güreş % 3ile hentbol ve boks izler atletizmde % 1 kayakta ise % 0. 5 tir.
    2-Spor sakatlıklarının nedenleri nelerdir?
    Spor sakatlıklarının oluşma nedenlerini iki ana grupta toplayabiliriz. Bunlar internal (kişisel) ve eksternal (çevresel) nedenlerdir.
    Kişisel nedenler: Fiziksel eksiklikler, fiziksel uygunluk ‘aerobik dayanıklılık, kuvvet, sürat, beceri, çeviklik), psikolojik faktörler ‘konsantrasyon, riski kabullenme), fiziksel yapı ‘boy, kilo, eklem stabilitesi, vücut yağ dokusu yüzdesi), yaş, cinsiyet.
    Çevresel nedenler: Sporun tipi, sportif aktivite süresi, hadisenin yapısı, rakibin ve takım arkadaşlarının rolü, zeminin durumu, ışık, emniyet tedbirleri. , yavaşlama için yeterli mesafe, malzemeler, iklim koşulları ‘ısı, nem, rüzgar) antrenör, maç yönetimi ‘kurallar ve hakemlerin kuralları uygulaması).

    3-Spor sakatlığının ciddiyeti nedir?
    Bir spor sakatlığının ciddiyet derecesini anlayabilmek için altı temel olguyu değerlendirmek gerekir. Bu olgular; spor sakatlığının tabiatı, tedavi şekli ve süresi, sporda uzak kalınan süre, kaybedilen işgünü, kalıcı hasar, maliyet. İşte, bir spor sakatlığının ciddiyeti bu olguların tek tek ele alınıp, değerlendirilmesi sonucu anlaşılır
    .
    4-Spor sakatlıklarının önlenmesindeki genel kurallar nelerdir?
    Öncelikle ilk yapılması gereken konu sporcuların periyodik sağlık kontrollerdir. Bu kontroller ile sezon başında sporcunun mevcut durumu ortaya konulur. Eksiklikleri belirlenir ve o eksikliklerin giderilmesi için gerekli önlemler hekimin önerisi çerçevesinde alınır. Bu noktada belirlenen eksiklikler hem fizyolojik parametreler, hem fiziksel uygunluk, hem de direkt sağlık ile ilgili eksiklerdir. Spor sakatlıklarının oluşmasında en önemli etkenlerden biri yetersiz ısınmadır. Bu nedenle ısınmaya, özellikle stretch ‘germe) egzersizlerine büyük önem verilmelidir.Burada fiziksel aktivite sonrası yapılacak soğuma da önem taşımaktadır. Her aktivite sonrası mutlaka soğuma da önem taşımaktadır. Her aktivite sonrası mutlaka soğuma egzersizleri yapılmalıdır.

    5-Kas yorgunluğu nedir?
    Antrenmansız sporculara da ağır ve alışmamış kas kasılmalarından 1-2 gün sonra ortaya çıkar.Aynı zamanda ağır sportif yarışmalardan sonra da sporcularda görülen akut (kısa süreli) kas ağrılarıdır. Söz konusu kaslar her hareket denemesi sırasında ve dokununca ağrılı, bazen şiş ve serttir. Sporcular arasında “hamlık” olarak adlandırılır.Kas yorgunluğu ile ilgili çeşitli hipotezler ortaya sürülmüştür. Bunlardan bazılar şunlardır:
    a. Metabolizma bozukluğu hipotezi: Laktik asit (süt asidi) ve diğer asitli metabolizma artıklarının birikmesi.
    b. İltihap hipotezi: Aseptik, asidoza bağlı iltihap.
    c. Kas sertleşmesi hipotezi: Kasın aşırı derecede sertleşmesi.
    d. Mekanik hasar hipotezi: Kas zorlanması, kas gerilmesi.
    Kas yorgunluğunun özellikle negatif iş (fren görevi) yapan kaslarda meydana geldiği gözlenmiştir.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:21
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
10 Ekim 2007       Mesaj #428
nünü - avatarı
Ziyaretçi
"Ömrünüzü 15 Yıl Uzatın"

Araştırmalara göre, ömrünüzü birkaç yıl uzatabilen öneriler.

1 yıl için
  • Haftada 5 saat bahçe ile uğraşın.
  • C vitamini alın (Araştırmalara göre C vitamini ömrü bir yıl uzatıyor.)
  • Seks yapın. Özellikle erkeklerde haftada en az iki kere seks yapmak ömrü uzatıyor.
  • Kan verin. Kan verdikçe demirin kandaki oranı düşüyor ayrıca kalp krizi riski azalıyor.
3 yıl daha istiyorsanız
  • Ellerinizi sık sık yıkayın. Özellikle kadınların ömrünü dört yıl uzattığı gözlendi.
  • Kendinizi yapabileceğinizin doruğuna erişmeyi hedefleyin. Oskar ödüllü sanatçılar diğerlerine göre en az üç yıl daha fazla yaşıyor.
  • Günde en az iki bardak çay için.
  • İskambil kağıdı oynayın. (Özellikle yaşlılar için)
5 yıl için çikolata
  • Haftada en az üç kere çikolata yiyin.
  • Sabahları bir "günaydın öpücüğü" alın.
  • Yüzde 80 doyduğunuzda yemeyi bırakın.
  • Vejetaryen olun.
Deniz kenarında 10 yıl
  • Her gün bir muz yiyin.
  • Folklor oynayın.
  • Görünümünüze özen gösterin.
  • Deniz kenarında yaşayın.
Az kaloriye, 15 yıl
  • Kaslarınızı geliştirin.
  • Kolesterolünüzü kontrol altında tutun.
  • Daha az kalori alın.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2007       Mesaj #429
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Egzersizin yararlarını iki etapta inceleyebiliriz. Şöyle ki;

1)
Egzersizin ilk etaptaki yararı günlük yaşantı kondisyonunu arttırmasıdır. Bu kondisyonun artması sonuçta, insan
vücudunun daha az yorularak iş yapmasını sağlar.
Bu günlük zorlanmaları kısaca örneklersek, merdiven çıkma, otobüse koşma, hızlı yürüme ve bir yükü aldırma veya taşıma gibi. Sonuç olarak kişinin günlük işlerini kolayca yapmasını ve yorulmadan tamamlaması sağlanmış olur. Kişi belirli bir program çerçevesinde fiziksel egzersiz yapmasının ardından, egzersiz öncesi ve sonrasındaki günlük işler karşısındaki dayanıklılığı egzersiz periyodunun sonundaki olumlu gelişme açıkça görülebilir.

2) Egzersizin ikinci yararı tıbbi olanıdır. Yani fiziksel sakatlık ve hastalıkların oluşumunu önlemek,geciktirmek ve tedavisinde kullanılmaktadır. Bu hastalıklardan en önemlisi temel oluşum nedeni hareket azlığına dayanan koroner kalp hastalıkları, periferik damar rahatsızlıkları ve hipertansiyon gibi kardiovasküler hastalıklar grubudur. Bir diğer önemli grup ise sırt bozuklukları, yanlış durum ve eylem
anormallikleridir. En önemli vücut anormalliği şişmanlıktır. Egzersiz de en çok bu anormalliğin tedavisinde kullanılır. Yapılan araştırmalarda Amerika' da vücut anormalliklerinde şişmanlığın birinci sırada olduğu ortaya çıktı. Koroner kalp hastalıklarının oluşumundaki egzersiz noksanlığının yerini, günlük yaşantının ve etkilerinden ayırt etmek çok güçtür. Buradaki etkilerden kastımız sigara ve şişmanlığın etkileridir. Bu nedenlerden ötürü çeşitli araştırıcıların elde ettiği sonuçlarda çok değişik çıkmıştır. Egzersizin yaşamın uzunluğu ile ilgisi yıllardır tartışılan ve çeşitli iddialar ortaya atılan bir konu olmuştur.
Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler 01enfit21Bazı Amerikalı uzmanlar okul ve kolejlerde yapılan zorlu egzersizlerin insan yaşamını kısıtladığını iddia etmişler. Bazıları da bunun aksini söylemişlerdir. Bu konu üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, longiditunal(uzun süreli) incelemeler; okul çağlarında yapılan sporun ileri yaşlarda devam ettirilmesi sonucunda, egzersizin sağlık ve uzun yaşama üzerine hiçbir olumsuz etkisi olmadığını ortaya çıkarmıştır.Koroner kalp hastalıklarının oluşum sıklığını ve ağırlığını düzenli egzersizin azaltıp, azaltmadığını belirlemek için yüzlerce araştırma yapıldı.Bu araştırmaların çoğunluğunun kontrolleri sırasında koşulların uygun olmayışı, denek sayısının azlığı ve yanlış vital(yaşamsal) istatistikler yüzünden inandırıcı sonuçlar vermemiştir. Tüm bunlara rağmen birçok yazar düzenli fiziksel egzersizin KALP krizini önlemede büyük rolü olduğuna inanırlar. Bu konu etraflıca 1967 yılında “The Proceeding of the International Symposion on physical activity and cardiovascular health” (Uluslararası fiziksel aktivite ve kalp-damar sağlığı sempozyumu) de incelendi.Ve bu konuda uygulanacak egzersiz programları için Cooper, Bowerman ve Harris' in kitapları önerildi. Uzun yıllardır, miyokard infarktüsü geçiren hastalar için tek tedavi yolu uzun süreli yatak istirahatiydi. 1960'lı yıllardan sonra bu görüş büyük değişikliklere uğradı. Artık, kişilere göre değişen egzersizler bilim adamlarınca, hastalar için önerilmektedir.doctor fatŞişmanlık ile diğer hastalıklar arasındaki bağın direk olarak kanıtı oldukça güçtür. Yalnız, yapılan araştırmalar sonucu birtakım hastalıkların şişman kişilerde, normal kilolu insanlara oranla daha çok görüldüğü ortaya çıktı. Şişmanlığa neden olarak yıllarca fazla yeme olarak gösterilmiştir. Ama bu konunun temel nedeni hareket azlığıdır. Şişmanlık derdinden kurtulmak için fiziksel egzersiz yapılmalıdır.Yalnız bu egzersiz yapılmalıdır. Yalnız bu egzersiz ile birlikte kalori kontrolü gerekmektedir.Bu fiziksel egzersizler düzenli diyetlerle birlikte sürdürülmelidir. İnsan organizmasının enerji gereksinimi temelde 3 maddeden sağlanır. Bu maddeler karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerdir. Proteinler organizmanın yapı taşı olarak faaliyet gösterirken, fiziksel aktiviteler için gerekli enerjinin %98'i karbonhidratlar(şekerler) ve lipitler (yağlar) ‘den sağlanmaktadır. Egzersiz fizyologlarının yaptığı uzun araştırmalar sonucunda fiziksel eforun süresi uzadıkça devreye giren lipit miktarının arttığı ortaya çıkmıştır. Kısa süreli ve süratli eforlarda gerekli enerjinin %100'e varan bölümü karbonhidratlardan sağlanır. Yapılan fiziksel egzersizin uzun süreli olması, organizmada deri altında biriken yağ tabakalarının erimesine neden olur. saglik Yağ birikimi önce karın kaslarının bulunduğu bölgede oluşur. Fazla birikim “göbeklenme” adı verdiğimiz oluşumu ortayaçıkarır. Bu nedenle fiziksel eforların süresi uzatıldığında, yağlara gereksinme duyulur ve önce karın kaslarının bulunduğu bölgelerdeki yağlar devreye girer ve düzenli bir program ile bu yağların eritilmesi sağlanabilir.Organizmada bir stres karşısında, bu strese karşı koyacak bir uyum oluşumuna neden olur. İşte, insan vücudunun bir stres karşısındaki durumunu, “egzersiz, emosyonel(heyecansal) stresin fizyolojik sonuçlarını elimine eder, ” telkini bazı uzmanlarca ortaya atılmıştır. Egzersiz bu konuda muhtemelen şu mekanizmayla haraket eder.“Egzersiz sonucunda adrenal bezlerinin uyarılma eşiği düşer. Uyarılma artar, böylece antistres streoidlerinin büyük bir depo oluşturmasına ve strese yanıt süresinin kısalmasına neden olur. ” Bu nedenle insanların iç tansiyonlarını azaltmak için de spor yapmaları gerekmektedir.
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
10 Ekim 2007       Mesaj #430
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Yeşil erik binbir derde deva

Market, manav ve pazarlarda tezgahları süslemeye başlayan yeşil eriğin bol miktarda B vitamini içerdiğini ifade eden uzmanlar, "Erik, kansızlığı giderir, iştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Romatizma, mafsal kireçlenmesi ve nikriste faydalıdır. Ateş düşürücü etkisi de olan erik, diş temizliğine de yardımcı olur. Regl düzenleyici, idrar söktürücü ve terleticidir. Tuzsuz rejim yapan ve romatizma rahatsızlığı olanlara iyi geldiği bilinmektedir. Kalp ve böbrek hastalıklarına, karaciğer hastalıklarına karşı B vitamini ihtiva eden erik, bu özelliği sayesinde sinir sistemini takviye eder. Çekirdekleri ise bağırsak solucanlarını düşürmekte kullanılır" dedi.
Türkiye'deki en tanınmış erik çeşitleri can eriği, papaz eriği, mürdüm eriği ve tatlı üryani eriği olarak biliniyor. Türkiye'nin hemen her yöresinde yetiştirilen erik, daha çok taze meyve olarak tüketildiği gibi komposto, hoşaf, şurup, pekmez, reçel, marmelat veya kurutularak saklanıyor. İlkbaharda çıkan eriğin yeşil, kırmızı ve sarı meyvesi sonbahara kadar, kurutulmuşu da yıl boyunca tüketilebiliyor.
Latince adı "Prunus domestica" olan erik, en eski yazılı belgelere göre 2000 yıldır biliniyor. Kafkasya ve Hazar Denizi çevresinden dünyaya yayıldığı sanılan eriğin erkenci döneminde çıkanına "can eriği", yaz ortalarında olgunlaşanına "Japon ya da İtalyan eriği" deniyor. Ağustos'ta olgunlaşmaya başlayan "Avrupa eriği" ise Ekim ayına kadar yenebiliyor.

Benzer Konular

7 Mart 2016 / WaRrioR Sağlıklı Yaşam
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / prenses ayşe Cevaplanmış