Arama

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler - Sayfa 47

Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 601.862 Cevap: 719
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
31 Aralık 2007       Mesaj #461
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
"Yılbaşı yemeğine çok aç gitmeyin"

Sponsorlu Bağlantılar
Bayramda kilolar kontrolden çıktı derken şimdi bir de yılbaşı geliyor. Beslenme uzmanı Dilara Koçak Yılbaşında sofraya çok aç oturmayın. Hafif seçimler yapmanızda yarar var diyor

31 Aralık 2007 Pazartesi

Bade Gürleyen Ömrünü diyet yaparak geçiren, "yaramasın" diye su bile içmeyenlerdenseniz beslenmeyi öğrenmenizde yarar var. Beslenme uzmanı Dilara Koçak, "Dilara Koçak ile İyi Yaşam" (Doğan Kitap) adlı yeni kitabında işte bunu söylemeye çalışıyor. Sanılanın aksine zayıflamak ya da zayıf kalmak için bir kibrit kutusu beyazpeynir ve iki zeytine mahkum bir şekilde yaşamak zorunda değilsiniz. Hamburger, kızarmış patates, alkol ya da kaymaklı baklava da tüketerek zayıflamak mümkün. Tabii ki bunları haftanın beş günü yememek şartıyla... Bir kere diyet yapmaya başlayan insanın hayatı diyet yapmakla geçiyor. Neden diyetler işe yaramıyor? Bu sebeple "diyet" kelimesi yerine "beslenme tedavisi" kavramını kullanmak daha doğru. Doğru beslendiğinizde vücut, üzerindeki fazlalığı zamanla atar. Bilinçsiz diyet yapmak kilo aldırır. Diyet listesi tek başına işe yaramaz. Önemli olan davranış değişikliği. Diyetle birlikte psikolog desteği daha iyi sonuç veriyor. Gerçek açlık ile duygusal açlık birbirinden çok iyi ayırt edilmeli, boşlukların yerini yemek doldurmamalı.
"Herkes için özel bir beslenme çözümü ve tipi mutlaka var" "Beslenme çözümünüzü kendiniz bulun" derken ne kastediyorsunuz? Kişiler kendi kendilerine nasıl çözüm bulabilirler? Beslenme konusunda probleminiz varsa, bunu çözmek için önce beslenmeyi öğrenmelisiniz. Diyet listesine bağımlı kalmak çözüm değil. Hiçbir besin tek başına suçlu değildir, hiçbir besin de mucize yaratmaz. Bu nedenle önemli olan besin çeşitliliğinde miktar ve sıklık açısından ölçüyü bulmak. Sevdiğiniz besinleri hayatınızdan çıkarmanız gerekmiyor. Doğal gıdaları seçmek tabii ki en doğrusu. Sevdiğiniz şeyleri yiyerek de zayıflayabilirsiniz o zaman. Kesinlikle. Ben hiçbir besinin yasaklanması taraftarı değilim. Hamburger, patates kızartması, tatlı yiyebilir, içki de içebilirsiniz. Ama haftanın beş günü değil. Zayıf olacaksınız diye sevdiğiniz tüm zevklerden mahrum kalırsanız mutsuz olursunuz. Bu da sağlıksız bir durum. Beslenme çocuklukta mı öğrenilir? Evet. Sabah güne gofretle başlayan çocuklar var. İncelediğinizde ebeveynlerin de benzer davranışlar gösterdiği ortaya çıkıyor. Anne ve babalar billinçli olmalı. Her birey için özel bir beslenme çözümü ve tipi mutlaka var. Sebze sevmeyen bir insana örneğin lahanayı nasıl sevdirirsiniz? Bazı sebzeleri sevmeyen insanlar olabilir tabii. Ancak en azından bireyin sevdiği sebzeleri ortaya çıkarmak, farklı sebze pişirme şekillerini denemek, çorba içinde veya tavuk ile sote etmek, fırında börek gibi pişirmek ya da püre haline getirmek gibi birçok yöntem denenebilir. "Canınızın istediği her şeyin tadına bakın ama ölçüyü kaçırmayın" Yılbaşında şampanya yerine portakal suyu mu içmeli? Zaman zaman "raydan çıkıp" bir-iki kadeh alkol almanın sağlığa çok zararı olur mu? Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiyelerine göre alkol tüketimine ılımlı miktarda izin var. Alkolün cinsi ve miktarı çok önemli. Yüksek alkol içeren (yüzde 45-50) rakı, votka, viski yerine, daha düşük alkol içeren (yüzde 12-14) şarabı tercih etmek daha doğru olur. Çünkü bir kadeh rakı neredeyse üç kadeh şarabın kalorisine eşit. Üstelik şarapta üzümden kaynaklanan antioksidanlar var. Sağlıklı bir yılbaşı sofrası nasıl olmalı? Canınızın istediği her şeyin tadına bakın ama ölçüyü kaçırmayın. Yılbaşı yemeğine çok aç gitmemek önemli veya evdeyseniz geç saatler için daha hafif seçimler yapılabilir. Yemeğin ve alkolün dozunu biraz fazla kaçırdıysanız ertesi gün hemen bu durumu düzeltmenizi öneririm. Alkol vücutta su tutar, ertesi sabah eliniz yüzünüz şiş uyanabilirsiniz. Bu nedenle bol su içmek çok önemli. "Zayıflamanın tek bir hapı, otu ya da formülü yok" Obezitenin tek suçlusu fast food mu? Eskiden de sık sık kızarmış patates ile kızarmış köfte yer ama kilo almazdık.
Tabii ki değil. Eğer fast food ürünleri "yeterli ve dengeli" beslenmenin içinde bir çeşit olarak kullanılıyor, sürekli yenmiyorsa şişmanlatmaz. Şişmanlıkta genetik faktörler de büyük önem taşır. Anne babadan birinin şişman olması halinde çocuğun şişman olma riski yüzde 40'ken, her ikisinin de şişman olması halinde bu oran yüzde 80'e çıkıyor. Dolayısıyla genetik olarak şişmanlığa meyilli kişilerin dengeli beslenme ve egzersiz konusunda daha dikkatli olması gerekir. Vejetaryenler sağlıklı mı? Beslenmesini iyi yöneten vejetaryenler sağlıklı. Eğer süt, peynir, yumurta ve yoğurt yiyorsanız, hayvansal protein desteğiniz oluyor. Ama bunları hiç tüketmiyor ve sadece sebze yiyorsanız, ciddi bir şekilde magnezyum, çinko, demir, kalsiyum açısından yetersizlikler oluyor. Bunları da kesinlikle tablet şeklinde almalı. Kurubaklagiller ve soyadan elde edilen bitkisel proteinler yeterli değil. "Beslenmeyi öğrenmek zorundayız" Light ürünler ne kadar sağlıklı? Bunları bilinçli tüketmeli. Bunların da kalorisi sıfır değil. Bir paket diyet bisküvide yaklaşık 150 kalori var. Bu da iki dilim ekmek demek. Dolayısıyla iki dilim ekmekle daha mutlu olan kişi iki dilim ekmeğini yiyebilir. Zayıflamanın tek bir hapı, otu ya da formülü yok. Beslenmeyi öğrenmek zorundayız. Erkekler de artık sağlık konusunu ciddiye alıyor. Onlara "light erkek" diyenlere ne demek istersiniz? Light değiller kesinlikle. Beslenme uzmanına giden, sağlığına dikkat eden erkeklerde gerçekten ciddi bir artış var. Hiç sorunu olmayan, boyu ve kilosu arasındaki orantı iyi olan erkekler bile "Doğru besleniyor muyum acaba?" diye bize başvuruyor. Ancak erkeğin üstündeki stres o kadar büyük değil. Kadına hem erkek hem kadın bakıyor çünkü. Kitapta neler var? Kitabın ilk bölümünde enerji kaynakları (karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller) irdeleniyor. Ardından "Neden yemek yeriz?", "Yeme krizi nasıl başlar?", "Sık tartılmak problem mi?" gibi sorulara cevap veriliyor. Hamileyken, emzirirken, ergenlikteyken, menopozdayken, sınavınız varken gibi yaşamın birçok dönemine ait ipuçları var. Dünyada en çok uygulanan diyetler de inceleniyor. Özel günlerde (evlilik hazırlığı, ramazan, bayram, yeni yıl, sonbahara girerken, kış depresyonu, bahar yorgunluğu, yaza geçiş gibi) nasıl sağlıklı beslenilebileceğini de anlattım. Son bölümde ise iyi yaşamı hedeflemek için yapılacakları özetlemeye çalıştım.

2008 de formda girin

Yeni yılı mutlu ve aynı zamanda formda karşılamak istiyorsanız bu gece yapmanız gerekenler hakkında sıraladığım önerilere kulak verin

31 Aralık 2007 Pazartesi

Dilara KoçakYeni bir yılı karşılarken sevdiklerinizle beraber eğlenceli ve güzel bir akşam yemeği için büyük ihtimalle sofrada daha uzun süre vakit geçireceksiniz ve her zamankinden daha zengin bir akşam yemeği sofranız olacak. Eğer ertesi gün pişman uyanmak istemiyorsanız aşağıdaki önerilerime kulak verin. Yeni yıl kararları için ise Mezura kliniğimizden psikolog Tracy Kazmirci'nin çok değerli önerileri var. Özel günlerde ve tatilde diyet yapmak yerine kilo almamaya çalışın çünkü hayatın keyfini çıkarmak da sağlığın önemli bir göstergesi. Yeni yılı karşılarken canınızın istediği her şeyin tadına bakın ama ölçüyü abartmayın. Yemeğe çok aç gitmeyin saat 18.00 -19.00 civarı diyet kraker ayran veya bitki çayı ile bisküvi veya bir dilim ekmek peynir veya 10 - 15 fındık atıştırın ve bol su için. Yeni yıl akşamı evde iseniz geç saatler için daha hafif seçimler yapılabilir, taze sebze ve meyveleri atıştırmalık olarak tercih edebilirsiniz. Midenizi doldurmak ve kilo almak istemiyorsanız istediğiniz kadar salatalık, biber, marul yaprağı, çiğ karnabahar, kabak, kereviz sapı gibi sebzeleri yağsız yoğurt ve light labne peynire batırarak tüketin bu sizi tüm gece oyalar ve tok tutar.
Yemek öncesi peynir, salata ve sebzeyle başlangıç yapılabilir. Ana yemek olarak hindi eti iyi bir seçimdir . Yanında pilav yerken dikkatli olmakta fayda var. Yemek sonrası tatlı yemek istiyorsanız pilav almamanızı öneririm. Yılbaşı tatlısı olarak yağ içermeyen hafif meyve tatlıları seçilebilir. Cevizli kabak tatlısı, kaymaksız ayva tatlısı, fırında armut veya elma dondurma ile servis edilebilir. Kuruyemiş seçiminizde de dikkatli olun bir avuç beyaz leblebi 70 kalori içerir oysa bir avuç şamfıstığı yaklaşık 180 - 200 kaloridir.
Ertesi sabah şiş uyanmak istemiyorsanız alkol ile birlikte bol su tüketin çok tuzlu yemeyin. Yeni gelen yılı kutlamak için yemeğin ve alkolün dozunu normal zamana göre biraz daha fazla kaçırdıysanız ertesi gün hemen bu durumu düzeltmenizi tavsiye ederim. Yeni yıl aynı zamanda yeni kararlar demek Yeni yıla girerken o yıla dair kararlar almak yaygın geleneklerden biri. Böyle bir liste yaparak insanlar kendilerine söz vermiş oluyorlar. Bu kararlara zaman zaman uyulamasa veya kısa sürede unutulup vazgeçilse de yeni bir yıla başlarken kişiye geleceğe dair umut sağlamış ve kişiyi motive etmiş oluyorlar. Listede en çok yer alan kararlar arasında canlılık, fiziksel sağlık ve dış görünüşle ilgili olanlar yer alıyor. Örneğin bir kişinin hedefi alkol veya sigara kullanımını azaltmak veya tamamen bırakmak olabilir. En çok rastlanan karar ise kilo vermek. Listede neler var? Listede yer alabilecek başka bazı kararlar aileyle daha çok vakit geçirmek, kendine daha çok vakit ayırmak, görmek istenilen bir yere gitmek, çocuk sahibi olmak olabilir. Listenizi hazırlarken hayal gücünüze izin verin. İlla çok büyük veya çok küçük hedefler seçmek zorunda değilsiniz. Örneğin istenen, satın alınacak bir ev veya araba da olabilir, çoktandır beğendiğiniz bir çanta da. Amaç yeni yıla girerken hayatta yeni bir sayfa açmak, yeni yılın ilk gününe, hayatınızın geri kalanının ilk günü gibi bakmak, yapmak istediklerinizi belki de ilk kez böylesine somut olarak dile getirmek ve görmek. Listeyi yaparken başlangıçta aklınıza gelmeyen şeylerin geldiğini görebilirsiniz veya zamanında istemiş olup da sonra hayatın getirdikleriyle bir şekilde arka plana atılmış hayallerinizin. Herkese hediye almak için vakit bulurken bu da sizin kendinize hediyeniz olsun, kendinize bu vakti armağan edin ve oturup ''Yeni Yıl Kararlarınızı'' hazırlayın. Bir kerede oturup yazmanız da şart değil. Aklınıza geldikçe eklemeler yapabilir, listeyi genişletebilirsiniz. Psikolog Tracy Kazmirci Alkol şişliğine karşı özel reçetelerAlkol vücutta su tutar ertesi sabah eliniz yüzünüz şiş uyanabilirsiniz bunun için bazı önerilerim şunlar; Bir litre su, bir demet maydanoz, bir çay kaşığı toz zencefili kaynatın daha sonra içine bir çay kaşığı bal ve yarım limonun suyunu ekleyin ve taze nane yaprakları ile aromasını kuvvetlendirin. Gün boyu için veya bir kilo salatalığın katı meyve suyu sıkacağı ile suyunu çıkarıp üzerine, iki greyfurt, bir portakal, bir limon suyunu ekleyin gün boyu için.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 18:10
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
3 Ocak 2008       Mesaj #462
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Şişmanlığın 8 gizli nedeni!

Sponsorlu Bağlantılar
Fazla kilolarımıza sebep olan şeyin sadece beslenme alışkanlıklarımızdan kaynaklanmadığını artık hepimiz biliyoruz.İşte şişmanlığın 8 gizli nedeni


Formsante DergisiHareketsiz yaşam şişmanlığın en büyük sorumlusu. Ancak uzmanlar geçtiğimiz günlerde şişmanlığa yol açan yeni faktörlerden söz ettiler. Bugüne kadar hesap basitti: Çok fazla yemek ve az hareket etmek kocaman bir göbek demekti! Ancak bu bilgiyi küçücük çocukların bile bilmesine rağmen değişen bir şey olmadı. Dünyada genel olarak baktığımızda obezite azalmıyor tersine artıyor. Ancak endokrinoloji uzmanları geçtiğimiz günlerde şişmanlığa sebep olan yeni faktörler de keşfettiler. Bilimadamları 'elbette ki insanların yakabileceğinden daha fazla kalori edinmesi her zamanki gibi en büyük problemimiz'diyor ancak işin içinde başka faktörleri de olduğunu belirtiyorlar. İşte şişmanlığa sebep olan gizli düşmanlar! 1. Uyku problemleriYapılan araştırmalar, günde 12 saatten az uyuyan okul çağı çocuklarının, 12 saat ve daha çok uyuyanlara göre 3.5 kat daha fazla obezite riskine sahip olduklarını ortaya koyuyor. İşin en ilginci anne-babanın obez olması, hareketsizlik, uzun saatler TV seyretmek gibi faktörlerin hiçbir bu çocuklarda uyku kadar etkili olmuyor! Bilimadamları bunu uyku sırasında leptin hormonunun seviyesinin düşmesine bağlıyor. Çünkü leptin vücutta metabolizmanın hızlanmasına yardımcı oluyor ve açlık hissini önlüyor. Bu süreç yetişkinlerde de aynı şekilde işlediği için gece uykusuna özellikle dikkat etmeniz gerekiyor. Uyku öncesinde yapacağınız ılık bir duş ve içeceğiniz bir bardak sıcak süt sizi daha da rahatlatacak. Eğer kronik bir uyku probleminiz varsa mutlaka bir doktora danışmalısınız. 2. Genetik miras Gen araştırmaları şimdilerde şişmanlıkla ilgili araştırmaların en önemli ayağını oluşturuyor. Çünkü açlığın sorumlusunun bazı genler olduğu düşünülüyor. Tek yumurta ikizleriyle yapılan araştırmalar gösteriyor ki vücut ağırlığının yüzde 70'ine kadar olan kısmını genlerimize sadece yüzde 30'luk bir bölümünü ise çevre faktörlerine borçluyuz. Bilimadamları şişmanlığa yol açan gen sayısının 30-100 arasında olduğunu söylüyor. Hepsinin tek başına çok küçük bir etkileri var. Ancak bir araya geldiklerinde tartının ibresini fırlatıveriyorlar! Buna göre iştahı artıran genler, vücuda elma veya armut formunu veren genler, metabolizmayı yöneten genler belirlenmiş durumda. Yuvarlak genlere sahip olanların maalesef yediklerine çok dikkat etmesi gerekiyor. Her şeyden önce özellikle yaşamın belli dönemlerinde özellikle dikkat etmeniz gerekiyor. Örneğin hamilelik döneminde veya menopoza girerken... Doktorlar gelecekte bu gen durumunu dengeleyecek ilaçların çıkacağını söylüyor. Ama o zamana dek yapılacak şey beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek. 3. İlaçların etkisi Pek çok kadın bazı doğum kontrol ilaçlarının yarattığı kilo problemlerinden haberdar. Aslında sadece doğum kontrol ilaçları değil genel olarak pek çok ilaç fazla kiloya sebep olabiliyor. O yüzden hastasına ilaç yazan bir doktorun bu konuda hassas davranması gerekiyor. Örneğin bazı depresyon ilaçları 3-4 kiloya kadar artışa sebep olabiliyor. Tansiyon için kullanılan kimi ilaçlarsa ekstra 2 kilo anlamına gelebiliyor. Diyabet ilaçlarının 3-4, insülin şırıngalarının ise uzun vadede 10-15 kiloya kadar artışa sebep olduğu biliniyor. Bu yüzden özellikle diyabet problemi olanların erkenden spor yapmaya başlamaları tedavi sırasında gelebilecek kilolara karşı koymaları açısından önemli. Eğer ilaç kullanımında kilo alma gibi bir endişeniz varsa bunu mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız. Belki de daha ince bir alternatifiniz olabilir! 4. KlimalarÜşüdüğümüzde veya terlediğimizde vücudumuz ısıyı ayarlamak zorunda kalır ve bunun içinde enerjiye ihtiyacı olur. Klimalar ise işte bu görevi üstlenirler! Hayvanlar üzerinde yapılan bir deneyde sıcakta veya soğukta kilo verdikleri gözlemlenmiş. Gün boyunca sabit olarak ısıtılan veya klimayla soğutan mekanlarda yaşıyoruz. Bu ısı ortalama 26 derece civarında. Ve tam da bu ısıda ekstra hiçbir şey yakmak mümkün değil! Bu yüzden vücudunuza rahat vermeyin ve onu zaman zaman ısı değişimlerine maruz bırakın. Mesela saunaya girin ardından buz gibi havuzda yüzün. Hatta bazı geceler pencereler açık olarak uyumaktan korkmayın. Bu sizin bağışıklık sisteminizi de harekete geçirecek emin olun. 5. EvlenmekSadece kişisel tecrübeler değil bilimsel araştırmalar da evliliğin yemek alışkanlıklarını hem kadın hem de erkek açısından bilinçsizce değiştirdiğini ortaya koyuyor. İngiltere Newcastle Üniversitesi bilimadamları, yaptıkları çalışmalarda evlendikten sonra erkeklerin daha sağlıklı beslendiklerini, kadınlarınsa yemelerine çok fazla dikkat etmeyip kilo aldıklarını ortaya çıkarmış. Uzmanlar bunun sebebini kadınların daha fazla et ve büyük porsiyonlarda yemek yemesine, evlilikle ilgili strese daha yatkın olmalarına ve genel olarak sağlıksız beslenmelerine bağlıyor. Peki bu konuda ne yapılabilir? Bilimadamları esprili bir cevap veriyor ya bekar kalacaksınız ya da eski sabit beslenme alışkanlığınızı devam ettireceksiniz! 6. Nikotin Her geçen gün daha çok insanın sigaradan vazgeçmesi sağlık açısından çok güzel bir şey. Ancak bunun etkilerini sadece ciğerlerde ve deride değil maalesef tartıda da görüyorsunuz! Amerika'daki Michigan Üniversitesi bilimadamları sigarayı bıraktıktan sonra sanıldığından da çok kilo alındığına dikkat çekiyor. Diyelim sigara içerken 2-6 kilo fazlanız varsa sigarayı bıraktıktan sonra bu fazlalık rahatlıkla 7-8 kiloyu bulabiliyor. Çünkü nikotin iştahı kesiyor ve metabolizma çalışmasını hızlandırıyor. Ancak kilo bile alsanız yine de değer çünkü sağlığa nikotinden daha fazla zarar veren bir şey yok.
Uzmanlar sigarayı bırakanların özellikle ilk 6 ay çok dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor. Kilo alımını önlemek, kilo almaktan daha kolay! Önemli olan bunun bilincine içtiğiniz son sigarada varmak ve buna göre bir bilanço yapmak. Yani daha az yemek ve daha çok spor yapmak. 7. Yaş Araştırmalar, insanoğlunun 20 yaşının ortasına kadar her ay 300 gram aldığını gösteriyor. Yaşlandıkça da kas grubundan kaybediyoruz. Ancak bu kas grubu önemli çünkü tek başlarına bile kalori yakmak için onlara ihtiyacımız var. 25-30 yaşlarında kilo daha da çok artıyor. Bu 40 yaşına kadar böyle gidiyor. Menopoz döneminde östrojen azaldığı için ekstra kilolar alınıyor. Bu yüzden yaşlandıkça kas egzersizlerine önem vermelisiniz. Ayrıca protein tüketimini de artırmalısınız. Çünkü kas gücünü artırmak için proteine ihtiyacınız var. 8. StresBütün bir gün etrafta koşuşturursak aslında kilo vermemiz gerek değil mi? Ancak Amerika'daki Chicago üniversitesi'nde yapılan bir araştırma bunun aksini gösteriyor! Özellikle kadınlar stres zamanlarında lüzumsuz bir şekilde kilo alıyorlar. Üstelik stres faktörleri ne kadar artarsa o kadar çok kilo alıyorlar! Çünkü stres sırasında kortizol denilen bir madde salgılıyoruz. Bu da yağ hücrelerini harekete geçiriyor ve enerjinin görevini yapmasını engelliyor! Bu stres yükü haftalar boyu sürerse o zaman vücut, yağ deposu rezervini artırıyor! Bu yüzden kendinize zaman zaman mutlaka özel vakit ayırın. Stresinizin üstesinden gelebilmek için birileriyle konuşmak ya da düşüncelerinizi yazıya dökmek de iyi gelebilir! Boston Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre gerilimden en kolay kurtulmanın yolu onun üzerine gitmek!
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 18:11
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
5 Ocak 2008       Mesaj #463
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Yemekle tüketilen meyve, alkole dönüyor

KONYA - Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, vücut için çok önemli bir besin grubu olan meyveleri yeme zamanlamasının sağlık için büyük önem taşıdığını anlattı.

Salatanın ana yemekten önce yenmesinin sindirim sistemine sağladığı yararlar gibi, meyvelerin tüketiminin de bir doğru zamanlaması olduğunu dile getiren Türk, bu kurala uyulmaması durumunda vücut için büyük yararı bulunan meyvelerin, yararı şöyle dursun, adeta vücuda ek bir yük oluşturduğuna dikkati çekti.

BİR NEVİ MİDEDE ALKOL OLUŞUYOR


Yemekte ve yemekten sonraki 2 saat içinde tüketilen meyvelerin, midede fermantasyona (mayalanma) yol açarak, asit ve gaz üretimine neden olduğunu vurgulayan Türk, şunları kaydetti:
“Yemekle birlikte tüketilen meyve, fermante oluyor, midede şişkinliğe neden oluyor, yiyen kişiye rahatsızlık veriyor. Bir nevi midede alkol oluşuyor. Ancak bu dışardan alınan alkolle aynı değil... Bu durum yenen gıdaları besin olmaktan çıkarıyor, vücuda yük haline getiriyor. Yani besinler gıda maddesi özelliğini kaybediyor. Ayrıca meyvenin vücuda sağladığı yararlar da azalmış oluyor. Meyvenin vücuda yararlı olabilmesinin en garanti yolu, açken tüketmektir. Karaciğer başta olmak üzere ilgili tüm organlara, bu asit ve gazı yok edebilmek için normalden daha fazla yük biniyor.”

Prof. Dr. Türk, meyvenin vücuda sağladığı katkılardan yararlanılmak isteniyorsa, elma, armut, portakal gibi tüm meyvelerin yemekten en az 2 saat önce ya da yemekten en az 2 saat sonra yenmesi gerektiğini söyledi.

SALATAYI, YEMEKTEN ÖNCE TÜKETMEK DOĞRU


Salatanın ise yemekten önce yenilmesinin sağlıklı beslenme açısından doğru bir davranış olacağını ifade eden Türk, Batı ülkelerinde salataların hep ana yemekten önce geldiğini, salatada kullanılan sebzelerdeki liflerin mideyi rahatlattığını, bu nedenle salatanın yemekten önce tüketilmesinin tavsiye edildiğini sözlerine ekledi.


_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
5 Ocak 2008       Mesaj #464
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Bitki çayını ‘ilaçlarla’ almayın

ADANA - Vücut direncinin düştüğü kış aylarında kullanımı artan bitki çaylarının, bayat olması ya da bilinçli tüketilmemesi halinde sağlığa zarar verebileceği vurgulandı.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazilet Aksu, bitkisel ilaçlar ve çayların, alternatif yöntem olarak görülmesinin yaygınlaştığını, ancak tedavide bilimsel ilaçların etkinliğinin tartışma götürmez olduğunu belirtti.

Aksu, özellikle kış aylarında tüketimi artan bitkisel çayların vücudu dinlendirici ve rahatlatıcı etkisinin olabileceğini, ancak bunların bazı tıbbi ilaçlarla ters etkileşim yaptığının da unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Tıbbi ilacın bir başkasıyla veya bitkisel çaylarla aynı anda kullanılmasının ters etkileşim yaratabileceğine dikkati çeken Aksu, özellikle kronik rahatsızlığı bulunan, sürekli ilaç kullanan kişilerin, bitkisel çayları tüketirken mutlaka doktora danışmaları gerektiğini ifade etti.

Bitkinin içindeki etken maddeler ile kullanılan ilacın etkileşiminin mutlaka sorgulanması gerektiğine işaret eden Aksu, şunları söyledi:
“Aksi takdirde, bazı bitkisel çaylar kandaki pıhtılaşma mekanizmasını bozabilir, kanama riskini artırabilir. Bunun yanı sıra bitkinin toplandığı yer ve tazeliği de çok önemli. Bu nedenle bu çaylar, Sağlık Bakanlığı kontrolünde satılmalı ve poşette son kullanım tarihi mutlaka bulunmalı.”

Aksu, bitkisel çay içmeleri risk taşıyanlara, kış aylarında vücutlarının savunma mekanizmasını yükseltmek için C vitamini deposu olan narenciye, lifli besinler ve demir içeriği yüksek kuru meyveler tüketmeleri ve bol su tüketmeleri önerisinde bulundu.

AKTARLARIN GÖZDESİ


Bu arada, kış mevsimi nedeniyle grip ve soğuk algınlığı başta olmak üzere kış hastalıklarına karşı önlem almak isteyenler ıhlamur yaprağı başta olmak üzere kuşburnu, ada çayı ve zencefili adeta can simidi olarak görüyor. Aktarların gözdesi olan bu ürünlerin büyük bir bölümü çuvallara doldurulup açıkta satılıyor.

Aktarlara göre, en fazla tercih edilen ise ıhlamur yaprağı ve kuşburnu karışımına, demleme yöntemiyle ada çayı ve zencefil eklenmesiyle oluşturulan bitkisel çay.
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
5 Ocak 2008       Mesaj #465
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
50 diyet takipçisinden 50 diyet hatası

İSTANBUL - ‘Bugünün insanı sanki yalnızca yemek yiyebilmek için yaşıyor, yiyeceğini satın alabilmek için çalışıyor ve ardından uğrunda çabaladığı gıdalardan ötürü hastalanıyor’ 1874-1965 yılları arasında yaşayan Prof. Dr. Johannes Ude’un bu sözlerinin günümüzde daha fazla anlam ifade ettiğini söyleyen Diyetisyen Berrin Yiğit, diyete yanlış hedeflerle başlayıp hatalı yöntemler uygulayanların başarısız olduklarını söylüyor. Yiğit, sağlıklı zayıflama sürecini sekteye uğratan diyet hatalarına dikkat çekiyor. İşte 50 farklı diyet takipçisinin belirlediği ve sık tekrarlanan 50 diyet hatası.

HER ÖZEL ANI YEMEKLE ÖDÜLLENDİRMEYİN

1- Zayıflayabileceğine inanmamak, karamsar tavırlar sergilemek
2- Kısa süreli çözümler getiren zorlayıcı diyetler uygulamak, hayat boyu çözüm getirecek sağlıklı yolların arayışına girmemek
3- Zayıf olmak uğruna her gün aynı tatsız, tuzsuz yemeği yiyeceğine kendini ikna etmek. Tek tip diyetleri uygulayabileceğine inanmak
4- Kalori sayma konusunda obsesif olmak. Unutmayın kilo kaybında kalori kısıtlaması tek kıstas değildir, yediklerimizin içeriği, miktarı, zamanı, kombinasyonu, vücutta metabolizma olma hızı ve verimi ile hazırlama şekli de çok önemlidir.
5- Çok sık tartılmak ve her tartıda büyük kilo kayıpları beklemek
6- Yeteri kadar sıvı almamak. Su yerine çay, kahve ve gazlı içecek tüketmek
7- Bolca şekerli meşrubatlar, bol kalorili, kremalı kahveler içmek
8- Evlendikten sonra, hamilelik süresince ve özel günlerde kendine sınırsız yemek yeme özgürlüğü tanımak. Her özel anı yemekle ödüllendirme yoluna gitmek
9- Taze gıdalardan çok hazır gıdalara yönelmek, aşırı katkılı, şekerli ve yağlı yemekler tüketmek

GİZLİ KALORİLERE TUTSAK OLMAYIN


10- Sos veya eklenen malzemeleri kalorisiz gibi değerlendirip salata veya sebze tabaklarını tüketerek zayıflamaya çalışmak. Fark etmeden gizli kalorilere tutsak olmak
11- Plansız olmak. Beslenmenizi planlayacak size özel bir mönü olmadan başarı sağlayamazsınız. Mutlaka diyetisyen kontrolünde size özel olarak hazırlanmış bir mönü takip edin
12- Başarısızlık durumunda başkalarını suçlamak, hatalardan ders almamak
13- Çabuk pes etmek, minik bir sıkıntıda diyeti terk etmek
14- Yenilen yüksek kalorili besinlerin zararlarından bihaber olmak, sadece kilo kaybına odaklanıp, ne kaybettiğinin farkında olmamak. Unutmayın gerçek kilo kaybı yağ kaybıdır, su veya kas değil.
15- Doygunluk hissine rağmen tabağı silip süpürmek, durma noktasını bilmemek

’BATTI BALIK YEN GİDER’ DEMEYİN


16- ‘Battı balık yan gider’ mantığı ile ufak kaçamakları tehlikeli boyutlara taşımak
17- Paranın karşılığını almak adına veya şuursuzluktan açık büfelerde sınırları zorlarcasına yemek
18- Kahvaltıyı atlamak
19- Bütün gün aç kalarak kilo vermeye çalışmak
20- Bir öğünde aşırı yiyip, akabinde kendini cezalandırırcasına bir diğer güne kadar bir şey yememek
21- Genetik olarak şişman olmaya programlanmış olduğuna inanmak
22- Değişime açık olmamak
23- Spor yapacak vakit bulamadığından yakınmak
24- Sporun iştah artışına neden olabileceğini düşünerek uzak durmak. Sizin ihtiyaç ve performansınıza uygun, spor uzmanı tarafından hazırlanmış programlar kendinizi daha doygun hissetmenize yardımcı olacaktır. Fiziksel olarak aktif hale gelen vücudunuzun besin gereksiniminin, harcanan kalori miktarı ile paralel planlanması gereğini de unutmayınız

ZAYIFLIĞA ODAKLANIP HAYATI ERTELEMEYİN


25- Her günü tam anlamıyla sindirerek yaşamamak, zayıf olacağı günlere odaklanıp hayatı ertelemek, dolayısıyla depresif ruh haliyle yemekle kendini mutlu etmeye çabalamak
26- Arkadaş sohbetlerinde alınan diyet veya bitkisel sanılan ilaçlarla zayıflamaya çalışmak
27- Kullanılan bazı ilaçların iştah artırıcı yan etkilerinden kaynaklı aşırı besin tüketimi karşısında doktor ile temasa geçmeden durumu kendi kendine kontrol etmeye çalışmak
28- Meyve yiyerek ya da sadece haşlanmış sebze tüketerek tek tip diyetlerle, kendi kendine zayıflamayı beklemek
29- Sauna veya sıvı kaybettiren aktivitelerle zayıflamaya çalışmak
30- Destek ürünler, vitaminler, çaylar vb. uygulamaların zayıflamada yapılan diyet veya spordan daha önemli olduğuna inanmak
31- Sporu zorunluluk olarak görmek, yaşam standardı içine alamamak, günlük yapılacak işler listesine egzersizi eklememek

TATMİN OLMA EŞİĞİNİ ARTIRMAYIN


32- Şeker eşiğini yükseltmek, doğal şeker kaynakları ile yetinmeyi bilmemek. Bu durum, kişilerin her geçen gün tatmin olma eşiğini artırmakta ve ‘şeker ne kadar fazla ise o kadar iyi’ noktasına ulaşmalarına neden olmaktadır
33- Aşırı alkol tüketmek, yanlış içki tercihleri yapmak
34- Televizyon karşısında, telefonda konuşurken, bilgisayarda çalışırken yemek yemek bu sayede kişiler yemek yeme eylemine odaklanamamakta ve aldıkları fazla kalorilerin farkına varmadıkları gibi doyma eşiğini de algılayamamaktadırlar
35- Çok fazla televizyon izleyerek, playstation oynayarak veya bilgisayarda çalışma saatlerini uzatarak fiziksel aktivite zamanından çalmak
36- Çok bol ve rahat kıyafetler giyerek, beden imajından kaçmak
37- Kişisel gelişime kapalı olmak, kendi ile barışık olmamak
38- Kendini şişman olarak kabul etmek, daha iyiye ulaşmak için inançsız olmak
39- Atılmasın, ziyan olmasın diye tabakta yemek bırakmamak
40- Yemek pişirirken veya sofrayı kurarken tadım yapmak
41- Özel günler haricinde de pasta, börek, hamur işleri ve özel yemekler hazırlamak

DİYETE BAŞLAMAK İÇİN GELMEYEN YARINLARI BEKLEMEYİN


42- Misafire servis etmek üzere her zaman evde hazır ve yüksek kalorili besinler bulundurmak
43- Şekerleme, abur cubur veya çikolatayı her an görünür kaplarda ve ortamlarda bulundurmak
44- Her öğünde sebze tüketmemek, yemeğe eşlik etmesi için ekmek, makarna, patates püresi gibi yoğun karbonhidrat kaynakları hazırlamak
45- Açılan paketi bitirmeye odaklanmak, porsiyon kontrolü yapamamak
46- Başkaları istiyor diye kilo vermeye çalışmak
47- Zayıflama programına girmeye hazır olmadan diyete başlamak
48- Gazlı içeceklerin mideyi şişirip doygunluk hissi sağladığına inanmak
49- Çok sık fast food tüketmek ve yemekleri çok hızlı yemek
50- Diyete başlamak için gelmeyen yarınları beklemek.

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
6 Ocak 2008       Mesaj #466
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Kanseri Neler Tetikliyor ?




En sevdiğimiz gıdalar aslında bizim düşmanımız. İşte kanseri tetikleyen gıdalar :

21 ünlü uzman tarafından yapılan ve beş yıl süren araştırmadan kanserle ilgili şu sonuçlar çıktı.

Günde 1 porsiyon köfte bile kanser riskini artırıyor.
Beş yıl süren araştırma sonucuna göre günde bir dubleden fazla içki de kanseri tetikliyor.

Dünya Kanser Araştırmaları Fonu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kırmızı et ve alkol çok az miktada tüketilse bile kanser riskini artırıyor. Kamu sağlığı, diyet ve beslenme konusunda 21 dünyaca ünlü uzman tarafından yapılan ve beş yıl süren araştırmaya göre, günde 100 gram bile kırmızı et tüketmenin özellikle bağırsak kanseri riskini artırdığı belirlendi.

Uzmanlar tarafından yayınlanan tavsiye raporunda günde 80 gramın üzerinde kırmızı etin kesinlikle tüketilmemesi gerektiği kaydedildi. Rapora göre, alkol tüketiminin ise sıfır olması gerekiyor. Erkekler günde iki bardak, kadınlar ise bir bardak alkolü geçtiklerinde kanser riski katlanıyor.

HANGİ MENÜDE KAÇ GRAM ET VAR ?

* Hamburger’deki köfte 110 gr.
* İskender 120 gr.
* Bir porsiyon köfte 100 gr.


Organik gıda kanser düşmanı

Organik gıdalar üzerinde bugüne kadar yapılan en büyük araştırmanın sonuçlarına göre, organik besinler diğer besinlerden çok daha sağlıklı. 4 yıl süren ve tam 24 milyon dolar harcanan araştıma sonucunda organik meyve ve sebzelerin yüzde 40 daha fazla antioksidan içerdiği, diğer meyve sebzelere oranla demir ve çinko açısından çok daha zengin olduğu belirlendi.

Organik yöntemlerle üretilen sütte ise antioksidan oranı yüzde 90 daha fazla olabiliyor. Organik besin tüketenlerde kanser ve kalp rahatsızlıkları azalıyor. Bu araştırmayla AB hükümetlerinin organik yiyeceklerle ilgili tavsiye kararları alması bekleniyor.



Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:26
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
10 Ocak 2008       Mesaj #467
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Şişkinliği Azaltmanın Yolları

Gaz çıkarmak, can sıkıcı ve bazen çok utanç verici bir olaydır. Ancak, yediklerinize dikkat ederek bunun üstesinden gelebilirsiniz.
Şişkinliğe neden olan bazı yiyecekler şu şekilde sıralanıyor:

Süt ürünleri: Süt ürünlerinin içinde bulunan laktoz, gaz oluşumunun başlıca nedenlerinden biridir. Laktoz içermeyen süt ürünleri bu konuda yardımcı olabilir. Ayrıca, yoğurt veya eski peynir, süt ürünlerinden rahatsız olan pek çok kişide problem oluşturmuyor.

Bazı sebzeler: Soğan, turp, lahana, kereviz, havuç, brüksel lahanası, brokoli, karnabahar, ve kuru fasulye gibi sebzelerin içinde bulunan bazı karbonhidratlar, gaz üretimine neden olabiliyor. Simetikon içeren ürünler bu konuda çözüm olabilir.

Aşırı meyve şekeri: Kuru erik, kuru üzüm, muz, elma, kayısı, veya kuru erik, üzüm ve elmadan yapılan meyve suları, gaza neden olabilir.

Aşırı lif: Öncelikle yüksek oranda lif içeren yiyeceklerin tüketimine son verip, daha sonra aşamalı olarak bu gıda maddelerini diyetinize ekleyerek, bedeninizin lifli yiyecekler konusunda tolerans gösterdiği en son miktarı bulabilirsiniz.

Bazı tatlandırıcılar: Şeker içermeyen çikolataların ve şekerlemelerin yapımında kullanılan, sorbitol, mannitol, ve ksilitol gibi tatlandırıcılar, bazı kişilerde ishale neden olabilir.

Yağlı yiyecekler: Yağda kızartılmış yiyecekler, yağlı etler ve bazı soslar şişkinliğe neden olabilir.

Asitli ve içkili içecekler: Bu tür içeceklerden uzak durmak, gaz üretiminin azalmasına yardımcı olabilir.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:27
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ocak 2008       Mesaj #468
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mide düşmanı ilaçlar

Sık kullanılan aspirin, ağrı kesiciler ve özellikle antiromatizmal ilaçların mide zarına zarar vererek ülser oluşumunu kolaylaştırdığı bildirildi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Gastroentroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Macit Gülten, toplumda oldukça sık görülen ülserin, mide veya özellikle onikiparmak bağırsağının iç yüzeyinde meydana gelen yaralar olduğunu söyledi.

Gülten, erkeklerde daha fazla görülen ülserin, karın bölgesinde, genellikle önde ve üst-orta bölgede rahatsızlık hissi, ağrı, bulantı, yanma, ekşime gibi belirtilerle kendini gösterdiğini, bazı ülserlerin de hiç belirti göstermediğini belirtti.

Gülten, şunları kaydetti:
''Peptik ülserler, kanama veya delinme gibi durumlara yol açarak ölüm riskini arttırlar. Peptik ülserin meydana gelmesinde midenin ürettiği asit, ülserin ortaya çıkmasında en önemli etkendir. Normalde mide ve onikiparmak bağırsağı mide asidine karşı dirençlidir. Ancak 'Helicobacter Pylori' bakterisinin varlığı, aspirin ve antiromatizmal bazı ilaçlar, mide ve onikiparmak bağırsağının iç yüzeyinin bütünlüğünün ve direncinin, mide asidine karşı bozulmasına, böylece ülserlerin
meydana gelmesine sebep olurlar.''

Gülten, 1980'li yıllardan itibaren ''Helicobacter Pylori''nin saptanması ve tedavi edilmesi sonucunda peptik ülser hastalığının daha az görülmeye başladığını belirterek, ''Helicobacter Pylori'ye bağlı ülserler azalmasına rağmen aspirin ve antiromatizmal ilaçların gereksiz ve kontrolsüz kullanımına bağlı ülser ve ülser kanamalarına son yıllarda daha sık rastlamaktayız. Aspirin ve bazı antiromatizmal ilaçlar mide veya onikiparmak bağırsağında ülser oluşturarak veya mide iç çeperinde gastrit oluşturarak, ciddi kanamalara yol açabilirler'' dedi.A.A.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
10 Ocak 2008       Mesaj #469
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
İşte uzun yaşamanın sırrı

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler

20 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre 14 yıl daha uzun yaşamak için yapılması gerekenler şunlar...

İNGİLTERE’DEKİ Cambridge Üniversitesi’nde yapılan geniş çaplı araştırma, sigarayı bırakmak, meyve tüketmek, az alkol almak ve biraz spor yapmak gibi basit değişikliklerle insanın ömrünü 14 yıl uzatabileceğini ortaya koydu. 1993 ile 2006 yılları arasında 45 ile 79 yaş arasındaki 20 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre 14 yıl daha uzun yaşamak için yapılması gerekenler:
* Hiç sigara içmemek.
* Haftada 7 kadehten fazla içki tüketmemek.
* Her gün beş adet meyve-sebze yemek.
* Günde yarım saat spor yapmak ya da koşuşturma gerektiren bir iş sahibi olmak.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ocak 2008       Mesaj #470
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Strese karşı 100 yeni yöntem

Çağın belası stresle zaman zaman herkesin kapısını çalıyor. Kuşkusuz stresle savaşma yolları konusunda pek çok haber ve öneri okunudunuz ama bunlara yenileri eklendi:
İçimizi kemiren sinsi düşman strese karşı geliştirilen yöntemlere bir yenisini de yazar İpek Özmen ekledi. Stresle savaşma yollarının anlatıldığı "Hayatın Baskısına Karşı Sağlıksız Tepki / Stres" adlı çalışma Lamia Yayınları'ndan çıktı. Kitapta yer alan "Stresi Önlemenin Yolları" adlı bölüm günlük hayatta stresle mücadalede işinizi kolaylaştıracak birçok ipucu veriyor.
1) Her zamankinden 15 dakika erken kalkın.
2) Sabah için bir gece önceden hazırlık yapın.
3) Dar giysiler giymeyin.
4) Kimyasal ürünler kullanmayın.
5) Randevularınıza vaktinde gidin.
6) Hafızanızı kurcalamayın, aklınıza gelenleri yazın.
7) Her zaman aynı şeyleri tekrar etmeyin.
8) Yedek anahtarlarınız olsun.
9) Daha sık hayır deyin.
10) Hayatınızdaki öncelikleri belirleyin.
11) Negatif insanlardan uzak durun.
12) Zamanı etkili bir şekilde kullanın.
13) Yemeklerinizi zamanında yiyin.
14) Önemli evraklarınızın her zaman kopya- larını hazırlayın.
15) İhtiyaçlarını giderin.
16) Bozulan aletleri tamir ettirin.
17) Hoşunuza gitmeyen işler için yardım alın.
18) Büyük işleri küçük parçalara ayırın.
19) Sorunlara meydan okuyun.
20) Sorunlara karşı farklı bir bakış açısıyla yaklaşın.
BEBEĞİ GIDIKLAYIN
21) Hayatınızı organize edin.
22) Bol bol gülümseyin. Hem maliyeti sıfırdır, hem de bedeli para ile ölçülemez.
23) Bir bebeği gıdıklayın.
24) Yağmurda yürüyün.
25) Gümüş bir yüzüğünüz olsun.
26) Evcil hayvan edinin.
28) Köpük banyosu yapın.
29) Her gün çocuğunuzla oyun oynayın.
30) Kendinize inanın.
31) Kendinize olumsuz şeyler söylemekten vazgeçin.
32) Kendinizi kazanırken hayal edin.
33) Mizah duygunuzu geliştirin.
34) Yarının bugünden daha iyi olacağını düşünmekten vazgeçin.
DANS EDİN
35) Kendinize hedefler koyun.
36) Dans edin.
37) Tanımadığınız birine merhaba deyin.
38) Kendinizi kazanırken hayal edin.
39) Bir arkadaşınızla kucaklaşın.
40) Yıldızlara bakın.
41) Yavaş yavaş nefes alın.
42) Ahenkli bir şekilde ıslık çalmayı öğrenin.
43) Şiir okuyun.
44) Klasik müzik dinleyin.
45) Kötü bir alışkanlığınızdan vazgeçin.
46) Kendinize bir çiçek alın.
47) Yanında rahatlayacağınız bir arkadaşınız olsun.
48) Bugünün işini yarına bırakmayın.
49) Görünüşünüze özen gösterin.
50) Mükemmel değil iyi olmak için çalışın.
KUŞLARA YEM VERİN
51) Sergileri gezin.
52) Bir şarkı mırıldanın.
53) Kilonuzu koruyun.
54) Bir ağaç dikin.
55) Kuşlara yem verin.
56) Baskı altında iken dahi nezaketinizi elden bırakmayın.
57) Ayağa kalkın ve gerinin.
58) Her zaman bir B planınız olsun.
59) Kağıda gelişigüzel şeyler karalayın.
60) Bir şakayı hatırlayın.
61) Duygularınızın sorumluluğu- nu alın.
62) Daha iyi bir dinleyici olun.
63) Sınırlarınızı bilin ve başkaları- nın da bunları bilmesine izin verin.
KAĞITTAN UÇAK YAPIN
64) Kağıttan uçak yapın.
65) Yeni bir şarkının sözlerini öğre- nin.
66) İşe erken gidin.
67)Bir bebekle birlikte ellerinizi çırpın
68) Sır tutmasını bilin.
69) Ağız dolusu kahkalarla gülün.
70) Kendinizi diğer insanlara göre ayarlamaktan vazgeçin.
71) Daha az konuşun ve daha az dinleyin.
72) Diğer insanları özgürce övün.
73) Bitmemiş ilişkilerin üzerine yeni bir ilişki kurmayın.
74) İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşünün.
75) Sizi dikkate almayanı siz hiç dikkate almayın.
76) İnsanlara doğru değer verin haketmeyenleri silin.
AŞKIN ÖNEMİNİ ANLAYIN
77) Herhangi bir şarta bağlı olmayan birden- bire gelişen aşkın öneminin farkına varın
78) Hakettiğiniz sevgiyi alamadınız mı? Kendinizi üzmeyin sorun siz değilsiniz
79) Başkalarının sözleriyle dolduruşa gelme- yin ama aklınızın bir köşesinde tutun
80) Dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışmayın.
81) Eğer verdiğiniz sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir şans vermeyin.
82) Kendinize saygınızı yitirmenize neden olacak davranışlarda bulunmayın.
83) Siz istemediğiniz sürece kimsenin sizi üz- meyeceğini aklınızdan çıkarmayın.
84) Değerli zamanınızı haketmeyenler için kullanmayın.
85) Size bahşedilen zekayı mutlaka kullanın.
86) Herşeyden önce kendinizi sevin.
87) Dışarıdaki güneşe bakıp gülümseyin önü- nüzde koskocaman bir gelecek olduğunu unutmayın.
88) Dostluğunuzla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapmayın.
89) Gerektiğinden fazla verici olmayın. Za- man zaman hayır demesini öğrenin.
İLK ÖNCE SİZ MERHABA DEYİN
90) Hayatınızın her alanında sorumluluğu üstlenin, suçu başkalarına yıkmayın.
91) Hakettiğinizi düşündüğünüzde maaşınıza zam isteyin.
92) İlk önce siz 'merhaba' deyin.
93) Cesur olun.
94) Teklifin ne olduğunu öğrenmeden asla bir kapıyı kapamayın.
95)Saatinizi daima 5 dakika ileriye ayarlayın.
96) Sıkı tokalaşın.
97) Merhametli ama karalı olun.
98) Dün rüya, yarın hayaldir. Rüyayı mutlu, hayali ümitli yapan bugündür. Öyleyse bugüne iyi bakın.
99) İnsanları yargılarsanız onları sevmeye zamanınız kalmaz.
100) Düşünmeden konuşmak, nişan almadan ateş etmeye benzer.
Bugün Gazetesinden alıntıdır
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:27

Benzer Konular

7 Mart 2016 / WaRrioR Sağlıklı Yaşam
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / prenses ayşe Cevaplanmış