Arama

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler - Sayfa 5

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 605.406 Cevap: 719
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #41
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sağlığın korunabilmesi için dış ortam koşullarına göre giyinilmesi gerekir. Giyecekler hava, mevsim ve sıcaklık şartlarına uygun olmalıdır. Giyeceklerin cildi tahriş etmeyecek, allerji yapmayacak, teri emebilecek özellikteki maddelerden yapılması gerekmektedir. Vücudun kirlenmesine yol açabilecek işlerde önlük, ellerin kirlenmesine yol açabilecek işlerde eldiven giyilmelidir. Ayrıca yapılacak iş sırasında ellerin, vücudun, gözlerin, kulakların, baş ya da ayakların korunmasını gerektiren bir durum ya da tehlike varsa özel koruyucu kıyafetler giyilmelidir. Bu giyecekler tüm iş uygulaması süresince çıkartılmamalıdır.
Sağlığa uygun giysiler vücudu dış ortamın tüm etkilerinden koruyan, mümkün olduğunca teri emebilen, allerji ve kokuya neden olmayan doğal maddelerden yapılan giysilerdir. Ayrıca serbest harekete olanak vermeyen giysiler rahatsızlık vericidir. Tüm giyecekler seçilirken, önce rahatlığın amaçlanması en doğru yaklaşımdır. Bu konu ayakkabılar için özellikle önemlidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #42
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Burnunuzdan nefes alın!

Sponsorlu Bağlantılar
Çünkü, ağızdan nefes alanlar 'hiç dinlenemeden uyanırlar', dudakları çatlar, dişetleri geriler, dillerinde kuruluk olur, hatta farenjit ya da bronşite yakalanırlar...

ERCİYES Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Erkan, burun yerine ağızdan nefes alan insanlarda pek çok rahatsızlığın ortaya çıkabileceğini açıkladı. Burnun solunan havayı ısıtıp nemlendirdiğini, yabancı maddeleri süzerek akciğerlere hazır hale getirdiğini söyleyen Erkan, "Geceleri burun tıkalı olduğunda ağızdan nefes alınır. Bu, horlamaya ve uyku sırasında nefes durmasına neden olabilir. Kişi devamlı yorgun, bitkin, huzursuz, asabi olur" diye konuştu.

PROF. Dr. Erkan şunları söyledi: "Ağızda burundaki gibi nemlendirici bir sistem yok. Bu nedenle kuru hava, dudakların, dişetlerinin, dilin, yanakların ve yutağın mukozasının nemini alarak kurutur. Burnu tıkalı olanlar bu nedenle uyandıklarında perişan olur. Dudakları çatlar, dişetlerinde gerilemeler, dillerinde kuruluklar oluşur. Sonuçta kronik farenjit ortaya çıkar. Burundan nefes alamama bronşite ya da akciğerlerde başka problemlere de yol açabilir."


Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 20:07
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #43
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Baharda mantar hastalığına dikkat

Erciyes Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Aktaş, bakteri ve virüs gibi enfeksiyon ajanı olan mantarların, havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte daha sık görülebileceğini bildirdi. Aktaş, mantarın deride, tırnakta ve mukoza bölgesinde hastalık yapabilen bir canlı olduğunu belirtti.
Havada, suda ve toprakta binlerce çeşit mantar bulunduğunu ve bu mantarların havanın ısınmasıyla birlikte harekete geçtiğini kaydeden Aktaş, mantarın yayılmasında iklim koşullarının büyük etkisi bulunduğunu söyledi.
Hava sıcaklığının artması ile nemli ortamın mantarın üremesine ve çabuk yayılmasına neden olduğunu ifade eden Aktaş, şunları söyledi:
"İklim koşulları mantar hastalığı için belirleyici etkendir. Havaların ısınması ve artan nemlilik oranı mantarın üremesine ve çabuk yayılmasına zemin hazırlar. İnsan ve hayvanlarda sıklıkla görülmeye başlar. İnsan daha sık terlemeye başladığı ve vücudun asit yapısı bozulduğu için mantar, deride kendine daha kolay yer bulur. Özellikle ayak ve kasık bölgelerinde yoğun görülür." İnsan vücudunda çoğunlukla sütlü kahve renginde beliren ve zamanla kepeklenerek dökülmeye başlayan mantarların, bulaşıcı olduğunun unutulmaması gerektiğine işaret eden Aktaş, "Kaşıntıyla görülen hastalık sosyal yaşamı olumsuz etkilediğinden önemsenmesi gereken bir hastalıktır."
Prof. Dr. Aktaş, mantardan korunmak için sık sık banyo ve duş yapmak gerektiğine dikkat çekerek, özellikle ayak parmaklarının çok iyi kurulanması gerektiğine işaret etti.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #44
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gençlerde ani kalp krizi riski yüksek

Uzmanlar, "Yaş ilerledikçe kalpten ölümlerin damar tıkanıklığına bağlı olma ihtimali yüksekken, 30 yaş altında ise doğumsal hastalıklara bağlı ani ölümler ortaya çıkar" diyor
Kayseri'de son 10 gün içinde 2 öğrenci ile 35 yaşındaki bir öğretmen kalp krizi sonucu can verdi. Dün 25 yaşındaki bir teğmen ile 28 yaşındaki bir uzman çavuş da kalp krizinden hayatını kaybetti. 50 yaş altındakilerde artan bu ani kalp ölümleri üzerine uzmanlar "Gençlerde risk daha yüksek" diyerek, yapılması gerekenler hakkında uyarılarda bulundu.
Florence Nightingale Hastanesi kardiyologlarından Prof. Dr. Murat Gülbaran, 50 yaş üzerindekilerin kalp krizini daha yumuşak geçirdiğine, daha genç olanlarda ise ani ölümlerin görüldüğüne dikkat çekerek, "Yaş ilerledikçe kalpten ölümlerin damar tıkanıklığına bağlı olma ihtimali yüksekken, 30 yaş altındakilerde doğumsal hastalıklara bağlı ani ölümler ortaya çıkar" dedi.
Gülbaran, 50 yaşından itibaren kişilerin sporda kendini çok zorlamadığını, ancak gençlerin "30'un altındayım, istediğimi yaparım" zihniyetiyle daha ağır sporlara yöneldiğini kaydetti.

Hiçbir belirti vermez

Anadolu Sağlık Merkezi'nden Dr. Hamit Kadri Aşkın da "gizli kalp" hastalığına dikkat çekerek, "Bu hastalığa 'gizli kalp hastalığı' denilmesinin nedeni hiçbir şikâyete neden olmaması, hastayı doktora yönlendirecek bir belirti vememesidir" diye konuştu.
Hisar Intercontinental Hospital kardiyoloğu Dr. Ela Kavlak da, 35 yaş ve altındaki gençlerde spor yaparken kalbe bağlı ani ölümlerin her yıl ortalama 100 binde 2.1 oranında görüldüğünü belirtti. Gençlerde spor yaparken ani ölümün önlenebilmesinin, sportif aktiviteye başlama kararı verildikten sonra belli tarama testlerinin yapılmasıyla büyük oranda önlenebileceğine dikkat çeken Kavlak, şunları söyledi:
"Fizik muayene, kan tahlili ve EKG testlerinde anormallik saptanan veya ailesinde, özellikle anne, baba ve kardeşlerinde kalp hastalığı veya ani ölüm öyküsü bulunan gençlere ise ekokardiyografi, efor testi ve 24 saatlik EKG kaydı (ritm holter) gibi daha ileri tarama tetkikleri uygulanmalıdır."
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #45
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sağlık ve zindelik için düzenli yaş ve uyku da vazgeçilmez şartlardır. Uyku gereksinimi insan yaş boyunca süre açısından değişkendir. Yeni doğmuş bir bebek neredeyse günün tamamını uyuyarak geçirir. Aylar içinde uyku gereksinimi giderek azalır. Oyun çocukluğu döneminin özellikle ilk yıllarında öğlen uykuları pek çok çocuk için vazgeçilmezdir. Büyüme hormonu uykuda salgılandığından çocukların büyüme ve gelişmesinde düzenli ve yeterli uyku çok önemlidir. Yetişkinlik döneminde 7-8 saatlik uykunun yeterli olduğu kabul edilir. Yaşın ilerleyen yıllarında yaşlılıkta gece uykuları dört saate kadar inebilir. Bunun yanında gün boyunca uyuklamalarla (şekerleme) gece uykusu telafi edilir. Bireyler arasında uyku gereksinimi ve ritmi farklılık gösterir. Bazı insanlar 4-6 saatlik uyku ile yetinirler kimileri ise 10-12 saat uyurlar. Bazıları erken yatıp erken kalktıklarında, bazılarıysa geç yatıp geç kalktıklarında kendilerini daha zinde hissederler. Uyku aynı zamanda ruh sağlığının bir göstergesidir. Streste ve pek çok psikiyatrik hastalıkta uyku ritmi ve süresi bozulur. Bunun yanında yeterli uyku uyunmadığında kişinin fiziksel ve ruhsal streslere dayanıklılığı azalır.
.uyku1
Yeterli süre uyunduğu halde uykudan zinde kalkılmıyorsa, üzerinde yatılan yatak, kullanılan yastık, odanın ısısı, ortamda yeterli temiz hava olup olmadığı, ortamda bulunan ısıtıcıların, eşya ya da malzemelerin cila, boya, deterjan gibi kimyasallar yoluyla ortam havasını kirletip kirletmediği, uyku sırasında süre giden bir gürültü kaynağının olup olmadığı gibi etkenler gözden geçirilmelidir. Doğal olarak burun tıkanıklığı ve nefes almada zorlukla birlikte seyreden tüm hastalıklarda ve aşırı şişmanlıkta da uykunun kalitesi bozulur.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 07:01
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #46
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Karın Ağrıları


Hastalar tarafından mide, ağrısı, karaciğer ağrısı, veya barsaklarda ağrı gibi organ ağrıları olan tarif edilen ağrılar her zaman ağrıdığı düşünülen organlarla ilgili olmayabilir. Bu nedenle organ ağrılarından çok karın ağrısı terimini kullanmak doğru olacaktır. Ağrının hissedildiği bölge ağrının kaynaklandığı organ veya hastalıklar konusunda bazı fikirler verilebilirse de ağrıya eşlik eden diğer yakınmalar, muayene bulguları ve tetkiklerle ağrının nedeni kesinleştirilmelidir. Sık görülen sindirim sistemi hastalıklarındaki karın ağrısı özellikleri şu şekilde özetlenebilir.


Mide-Oniki Parmak Barsağı Hastalıkları
Bu organlara ait en sık rastlanılan hastalıklar ülser ve gastritlerdir. Son yıllarda özellikle oniki parmak barsağı ülserlerinin helicobakter pilori olarak isimlendirilen bir mikropla ilişkisi olduğu gösterilmiştir. Bu mikrop taşıdığı özellikler sayesinde midenin iç cidarında yaşayabilmekte ve mide asidini artırarak ülsere neden olmaktadır. Gastrit ve mide ülserlerinin önemli bir kısmında da bu mikrop saptanmaktadır. Aspirin ve özellikle bazı romatizmal ve ağrı kesici ilaçlar da ülser oluşumuna yol açabilir.



Teşhis
Mide rahatsızlıklarının tanısında seçkin tetkik endoskop denilen aletlerle yapılan incelemelerdir. Kıvrılabilir bu aletler hastaya kolaylıkla yutturulabilmekte ve kameraları sayesinde mide, oniki parmak barsağı görüntülenmektedir. Tetkik anında mide iç yüzeyinden alınan küçük bir örneğin incelenmesi sayesinde mikrobun varlığı da tespit edilebilmektedir. Ayrıca mide kanserleri ülser hastalığını taklit eden bulgular oluşturabileceğinden endoskopi sırasında bu hastalıkların tanısı alınan örneklerin incelenmesi ile konulabilmektedir. Ülser hastalığının tedavisi belirtilen mikroba yönelik antibiyotiklerin asit baskılayıcı ilaçların kullanımı, diyet düzenlemeleri ile sağlanmaktadır

Ülser ağrısı sıklıkla karnın orta, üst kısmında göbek çevresinde hissedilir. Açlıkla artış göstermesi, gece uyandırması, ağrıya midede yanma, kazınma gibi bulguların eşlik etmesi diğer önemli özelliklerdir. Derin ülserlerde ağrı sırt bölgesinde de hissedilebilir.



Acil durum
Ağızdan kahve telvesi şeklinde veya kanlı kusma, dışkının siyah – cıvık kıvamda gelmesi ülser kanamasına bağlı olabileceğinden acil başvuruy gerektirir. Nadir olmakla birlikte ülser delinmelerinde şiddetli karın ağrısı oluşur. Acil değerlendirme ve sıklıkla cerrahi girişim gerekebilmektedir

.
Safra kesesi hastalıkları
Safra kesesi taşları sıklıkla karnın üst bölümünde ağrıya yol açabilir. Özellikle yemek sonraları ağrının artması, bulantı, kusma, gaz, sindirim güçlüğü gibi yakınmalar görülür. Yumurta, çikolata ve kızartma gibi gıdalarla bahsedilen yakınmalar belirgindir. Safra kesesi taşları safranın barsağa aktığı kanala kaçtığından sarılık, ateş ve şiddetli ağrıya yol açabilir. Kesenin kanalında takılı kalan taşlar safra akışını engelleyerek kesenin şişmesine karnın sağ üst kesiminde ağrı ve ateşe yol açar. Akut lokesistik olarak isimlenidrilen bu durum hastanede yatarak tedaviyi ve cerrahi girişimi gerektirir. Safra kanalına kaçan taşlar endoskopik yolla özel aletler kullanılarak temizlenebilmektedir.


Pankreas hastalıkları
Safra kanalına kaçan taşlar pankreas kanalının ağız kısmını tıkayarak akut pankreatit denilen ciddi bir hastalığa yol açabilir. Karnın orta kesiminde sırta vurabilen ve bazı durumlarda kuşak tarzında şiddetli ağrının görüldüğü bu durum acil başvuruyu, hastaneye yatırılmayı ve yoğun tedaviyi gerektirir. Alkol ve bazı ilaçların kullanımı da akut pankreatit hastalığına yol açabilir. Alkole devam edilmesi durumunda kronik pankreatit olarak gelişir.İleri yaşlarda ortaya çıkabilen pankreas kanserleri sıklıkla karın ağrısı, kilo kaybı ve sarılık yakınmalarına yol açabilir. Genellikle geç tanınabildiğinden maalesef olguların çoğunda tam tedavi edici girişimler yapılamamaktadır



Barsak hastalıkları
Barsağın hareketinin dışkılama düzenin bozuk olduğu, spastik kolon, hassas barsak sendromu olarak da isimlendirilen barsak rahatsızlıklarında karın ağrısı sık görülmektedir. Ağrı karnın her bölgesinde hissedilebilmekle birlikte sıklıkla göbek çevresi veya karnın aşağı kısımlarında hissedilir. Stresli dönemlerde yakınmaların artması önemli özelliklerinden birisidir. Gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra diyet, ilaç tedavileri ve psikolojik destek sağlanarak tedavi düzenlenir.

Karın ağrısı ile birlikte kanlı dışkılama olması mutlaka önemle araştırılması gereken bir bulgudur. Basur (hemoroid) veya makat bölgesinde çatlak gibi basit nedenler, kanlı dışkılamanın en sık nedenleridir. Ancak barsak kanserleri veya ülseratif kolit gibi ciddi bazı hastalıklarda da benzer bulgular görüleceğinden ileri araştırmalar gerekir. Kansızlık bulgularının saptandığı orta yaş üstü hastalar ve birinci derece yakınlarında barsak kanseri saptanmış olanlarda barsak kanseri olasılığı dikkatle değerlendirilmelidir.



Acil durum
Barsak tıkanmaları ani başlayan ve giderek artan karın ağrısı, dtışkı ve gaz çıkartılamaması, kusma, geneldurumda bozulmaya yol açar. Acil başvuru, hastane izlemi ve bazı durumlarda cerrahi girişim gerekir.


Karaciğer hastalıkları
Karaciğer hastalıklarında ağrı önde gelen bir bulgu değildir. Karaciğerin en önemli hastalıkları olan hepatit ve sirozda ağrıdan çok halsizlik karaciğer fonksiyon bozukluklarına bağlı değişik bulgular görülür. Karaciğer içinde yer kaplayan kist, iyi veya kötü huylu urlar, büyük boyutlara ulaştığında karnın sağ üst kesiminde ağrıya yol açabilir.


arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #47
arwen - avatarı
Ziyaretçi
ORTAMIN TEMİZLİĞİ VE BAKIMI

Sağlığımız, yaşadığımız ortamın temizliğinden de doğrudan etkilenir. Temizlik işlemleri bilinçli olarak yapılmadığında var olan kirlilik daha geniş yüzeylere yayılabilir. Ancak temizlik elemanları dahi, nasıl temizlik yapılması konusunda bilgi sahibi olmayabilirler.
Ortamın temizliği olabildiğince sık yapılır. Temizlik sırasında başka yerlere ait eşyalar yerlerine götürülüp (dolap içi, başka oda vs.) düzenlenerek ortam hazırlandıktan sonra temizlenmelidir. Yerler ve yüzeyler pürüzsüz olmalıdır. Bu nedenle cila ve boya bakımı en geç iki yılda bir yapılmalıdır.
Tüm mobilya ve malzemeler ortama yerleştirilirken, temizlik için kolaylık sağlama düşüncesiyle, özel ilgi gösterilmelidir. Örneğin; yerinden oynamayacak kadar ağır olan parçaların arkasında ve yanında boşluk bırakılır, jaluzi gibi fazla yüzey içeren ve temizliği zor olan malzeme yerine, olanak varsa yıkanabilen basit gereçler kullanılması yararlıdır.
Kirli zeminleri temizlerken kiri temiz alanlara yaymamak amaç olmalıdır. Temizlik gereçleri temizlenen yüzeylerden her zaman ve kesinlikle daha temiz olmalıdır.
  1. Önce görünen kirler temizlenir; ileri temizlik, aşamalı olarak uygun sıraylagerçekleştirilir.
  2. Temizlik sırasında öncelikle sıcak su kullanılır.
  3. Temizliği yapılan yüzeyler sonunda kuru olarak bırakılır.
  4. Kullanılacak malzeme etkili, kullanım amacına ve standartlara uygun olmalıdır.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #48
arwen - avatarı
Ziyaretçi
HAREKETLİ YAŞ


egzersiz1

Düzenli bir şekilde egzersiz yapan bireylerin yaş** enerjileri artar, kendilerini daha iyi hisseder ve
daha iyi görünürler. Yaş** boyu egzersiz yapmak, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği ve ileri yaşlarda kemik yoğunluğunun azalması gibi sorunları azaltır. Başka türlü spor yapma olanağı olmasa bile her gün, hiç değilse gün aşırı en az 30 dakika hızlı tempoda yürüyüş yapmak da iyi bir egzersizdir. Gebelik, doğum sonrası ve menopoz dönemlerinde kadınlar için egzersiz yapmak daha da önemlidir. Ancak egzersiz yapmak bir yaş** biçimi olmalıdır.
yuruyus
Birey günlük hayatını programlarken temel gereksinimleri arasında egzersize de yer
açmış olmalıdır. Daha önceden hiç egzersiz yapmamış bir kişi hareketli yaşama geçerken sorun yaşayabilir, ancak bu geçiş döneminin ardından kendi bedenindeki değişiklikleri ve bunun önemini kavrayarak egzersizi hayatının bir parçası haline getirecektir.

egzersiz
Düzenli egzersiz yapmak kas gücü ve bedensel esnekliğin yanı sıra kalp damar sistemini güçlendirerek dayanıklılığı da arttırır. Egzersiz akıl ve ruh sağlığı açısından da faydalıdır. Düzenli egzersizle kişi gerilimini azaltabilir, günlük baskılardan uzaklaşabilir ve zihnini zinde tutabilir.

yuzme1
İdeal tartıya ulaşmak veya sabit tutmak için de egzersizden faydalanılabilir. Koşmak, yüzmek, tenis oynamak, bisiklete binmek, basketbol, voleybol, futbol, handbol gibi sporlar bedensel çalışmanın yoğun olduğu sporlardandır.


bisiklet
Egzersiz yapmak için zaman ya da başka koşullar nedeniyle olanak olmadığı düşünüldüğünde, gün içindeki zorunlu hareket egzersize dönüştürülebilir. Özel araç yerine toplu taşıtları tercih etmek, gidilecek yere varmadan bir kaç durak önce inip yola hedefe kadar hızlı bir yürüyüş eklemek, asansöre binmek yerine merdivenleri kullanmak, dans etmek hatta hızlı yürüyüşle alışveriş yapmak dahi hafif formda egzersiz yerine geçebilir.

body1
Belli bir program dahilinde ve profesyonel yardım almadan egzersiz yapılacaksa bilinmesi gereken bazı kurallar vardır. Daha önce hiç egzersiz yapmamış olanlar gün aşırı 10 dakika gibi sürelerle başlamalı ve bunu zaman içinde en az 30 dakika olacak şekilde arttırmalıdırlar. Egzersiz öncesinde yumuşak ve yavaş hareketlerle gererek kaslar ısıtılmalıdır. Ani hareketler ve aşırı yüklenme özellikle daha önceden alışık olmayan bireylerde spor yaralanmalarına neden olabilir. Bilinçsizce yapılan aşırı egzersiz ise sağlık için hareketsizlik kadar zararlıdır.

diyet4
Bilinen bir kronik hastalığı olanlar, egzersiz programlarına başlamadan önce kendilerini izlemekte olan hekime başvurmalıdırlar. Egzersizle birlikte gelen şiddetli göğüs ağrısı ve nefes darlığının kalp hastalığı belirtisi olabileceği bilinmelidir. Açık havada yapılacak sporlar için hava kirliliğinin yoğun olmadığı ortamları seçmek dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktadır.

bilgisayar
Bedenimiz varolma aracımızdır. Egzersiz sırasında olduğu kadar gündelik yaş**ımız sırasında da onu yanlış hareketle gelecek zararlardan korumamız gerekir. Uzun süre aynı şekilde durarak çalışmak zorunda kalındığında zaman zaman çalışmaya ara vererek gezinmek, oturuluyorsa kalkıp dolaşmak, kas yorgunluğunu azaltır. Ağır bir şey kaldırırken belden öne eğilmek yerine, çömelerek ağırlığı bedenin değişik bölümlerine paylaştırmak, belimizi korumak açısından önemlidir. Araçsız ve özel bir teknik kullanmadan yetişkin bir kadının kaldıracağı yük 15 kg.’ı, yetişkin bir erkeğin kaldıracağı yük ise 25 kg.’ı geçmemelidir. Kullanılan ayakkabı, doğal bel kavsini destekler nitelikte hafif topuklu olmalıdır. Uzun süre oturularak yapılan işlerde oturulan koltuk ya da sandalye bel boşluğunu desteklemelidir. Ayakları dayamak için yükseltici basamak bulunmalıdır. Çalışılan masalar, tezgahlar ergonomik yükseklikte olmalıdır.
Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 02:57
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
18 Nisan 2006       Mesaj #49
arwen - avatarı
Ziyaretçi
YÜZ, GÖZ VE KULAK TEMİZLİĞİsabun
Her sabah yataktan kalkıldığında su ile yüzün yıkanması gerekmektedir. Gece uykudan önce, yüzün sabunla yıkanarak temizlenmesi yüz derisi üzerindeki günün kirini arındırır. Cildin doğal kimyasal yapısına uygun sabunlar yüz temizliği için tercih edilmelidir.

Çoğu zaman görme keskinliğinin kaybedildiği farkedilmeyebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenesi yaptırılmalıdır. Görme bozukluğu olanların gözlük yerine kontakt lens kullanması oldukça yaygındır. Bazı kişiler sadece göz rengini değiştirmek için estetik amaçlı kontakt lens kullanırlar. Kontakt lens kullanımında temizlik çok büyük önem taşımaktadır. Bu temizliğe ilk gün nasıl uyuluyorsa kontakt lens kullanıldığı sürece de aynı titizlikle uyulması gerekmektedir.

Bazen güzelliği daha belirgin hale getirmek için başta göz çevresi ve kirpikler olmak üzere makyaj amacıyla yüze sürülen çeşitli maddeler kullanmaktadır. Öncelikle bu maddelerin kaliteli olması çok önemlidir. Buna rağmen göz çevresinde ve yüzde mikrobik ya da allerjik sorunlarla karşılaşılabilir. Makyaj yapılıyorsa her akşam yatmadan önce muhakkak göz çevresinde ve yüzde kullanılan makyaj artıkları uygun krem ve solüsyonlar kullanılarak ya da su ve sabunla temizlenmelidir. Makyaj temizliğinde kullanılan malzemelerin niteliği de en az makyaj malzemeleri kadar önemlidir. Bu tür malzemeler yeterince kaliteli olmadığında cildin yıpranmasına, sivilce ve siyah noktaların oluşmasına hatta lekelenmelere yol açabilir.
Kulak temizliğinde kulak arkasının temizliği unutulmamalıdır. Kulak içine herhangi bir cisim sokulmamalıdır. Dış kulak yolunun zedelenmesi tehlikeli iltihaplanmalara neden olabilir.
Kulağa küpe takarken bunun kulakta allerji yapabileceği bilinmelidir. Bu nedenle kullanılacak küpelerin allerji yapma özelliği çok az olan altın ya da gümüşten yapılanları tercih edilmelidir.
Klipsi olmayan küpe kullananlar kulak memesinde delik açtırmaktadırlar. Bu deliği açarken kullanılan delici aracın ve peşi sıra takılan ip ya da halkanın mutlaka mikropsuz olması gerekir. Aksi takdirde kulak memesinde çok tehlikeli durumlara yol açabilecek iltihaplanmalar görülebilir. Ayrıca kulak memesine delik açılırken tek kullanımlık aletler kullanılmadığı taktirde bugün için çok yaygın hale gelmiş kan yolu ile bulaşabilen sarılık (hepatit B), AIDS (HIV) gibi, mikropların yol açtığı hastalıklara yakalanma tehlikesi vardır. Doğal olarak bu riskler kulak gibi vücudun başka yerlerine de takılan cildi delici takıların ve işlemlerin (dövme gibi) tümü için geçerlidir.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 07:02
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
19 Nisan 2006       Mesaj #50
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sağlıklı gözler için bol meyve yiyin

Gençlerin, ileri yaşlarda da dünyayı net görebilmeleri için bol bol meyve yemeleri gerek. Böylece görme kayıpları yüzde 36 azalıyor

bir kibrit kutusu lezzet


Gözlerimiz, sağlığımız konusunda bize çok önemli ipuçları verir. Gözlerimizde oluşan bazı sorunlar kimi zaman vücudumuzdaki çok önemli hastalıkların habercisi olabilirler.
Örneğin kataraktta, göz merceği saydamlığını kaybeder ve görme azalır. Glokom, göz içi basıncının yükselmesi nedeniyle görme sinirinin giderek zayıflamasına ve görme kaybına yol açar.
Erişkinlerde görülen göz hastalıklarının birçoğu daha az sıklıkla olmak üzere bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir.

Benzer Konular

7 Mart 2016 / WaRrioR Sağlıklı Yaşam
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / prenses ayşe Cevaplanmış