Arama

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler - Sayfa 68

Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 601.886 Cevap: 719
darkhunter - avatarı
darkhunter
Ziyaretçi
29 Ocak 2010       Mesaj #671
darkhunter - avatarı
Ziyaretçi
Haftada ortalama olarak 2 kilo vermek.
Uzun sürede dengeli bir şekilde kilo verebileceğiniz bir diyet. Bu diyeti istediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar 7 günlük periyodlar halinde uygulayabilirsiniz.
Sponsorlu Bağlantılar
%54 Karbonhidrat, %16 Protein, %30 Yağ içeriyor.
Günlük kalori: 1100 Kcal
Diyetin 7 Günlük menüsü
1.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), salatalık , domates, 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Kuşluk : 4 adet diyet bisküvi
Öğle Vakti : 100 g kırmızı et (ızgara veya haşlanmış), 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 2 ince dilim ekmek (kepekli)
İkindi Vakti : 1 porsiyon meyve
Akşam Vakti : 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1/2 kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 4 yemek kaşığı pirinç pilavı
Gece : 2 porsiyon meyve
2.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu dil peyniri, salatalık , domates, 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Kuşluk : 2 adet grisini
Öğle Vakti : 100 g tavuk (ızgara veya haşlanmış), 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
İkindi Vakti : 1 porsiyon meyve
Akşam Vakti : 1 kepçe çorba, 8 yemek kaşığı sebze yemeği, ½ kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 2 ince dilim ekmek (kepekli)
Gece Vakti : 2 porsiyon meyve
3.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), 2-3 adet zeytin, salatalık , domates, 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Kuşluk : 1 porsiyon meyve
Öğle Vakti : 1 kepçe çorba, 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1/2 kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek(kepekli)
İkindi Vakti : 4 adet diyet bisküvi
Akşam Vakti : 100 g kırmızı et (ızgara veya haşlanmış), 1 küçük boy haşlanmış patates, 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Gece : 2 porsiyon meyve
4.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu dil peynir (az yağlı), salatalık , domates, 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Öğle Vakti : 1 kepçe çorba, 100 g tavuk (ızgara veya haşlanmış), 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
İkindi Vakti : 1 porsiyon meyve, 2 adet grisini
Akşam Vakti : 8 yemek kaşığı sebze yemeği, ½ kase yoğurt (kaymaksız), salata (yağsız), 4 yemek kaşığı erişte veya kuskus
Gece : 2 porsiyon meyve
5.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1/2 kibrit kutusu kaşar peynir, salatalık , domates, 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Kuşluk : 1 porsiyon meyve, 2 adet grisini
Öğle Vakti : 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase yoğurt(kaymaksız), salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
İkindi Vakti : 2 adet grisini, 1 porsiyon meyve
Akşam Vakti : 100 g balık (ızgara veya buğulama), salata (yağsız), 2 ince dilim ekmek (kepekli)
Gece : 2 porsiyon meyve
6.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), 1 kibrit kutusu dil peyniri, salatalık , domates, 2 ince dilim ekmek (kepekli)
Öğle Vakti : 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
İkindi : 1 porsiyon meyve
Akşam : 100 g tavuk(ızgara veya haşlama), 1 küçük kutu ayran, salata (yağsız), 4 yemek kaşığı makarna
Gece : 3 porsiyon meyve
7.GÜN
Sabah : Çay veya kahve (şekersiz), 1 kibrit kutusu beyaz peynir (az yağlı), 1 adet haşlanmış yumurta, 2-3 adet zeytin, salatalık , domates, 2 ince dilim ekmek (kepekli)
Öğle Vakti : 1 kepçe çorba, 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase yoğurt(kaymaksız), salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
İkindi Vakti : 1 porsiyon meyve
Akşam Vakti : 1 kepçe çorba, 100 gr. balık (ızgara veya buğulama), salata (yağsız), 1 ince dilim ekmek (kepekli)
Gece : 2 porsiyon meyve

Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 20:00
darkhunter - avatarı
darkhunter
Ziyaretçi
29 Ocak 2010       Mesaj #672
darkhunter - avatarı
Ziyaretçi
birçok yaz meyvesi de sofralarımızda yerini aldı. Meyvelerin cesitli ve lezzetli olmasi meyve tuketim meyve diyetmiktarinin artmasina sebep oluyor. Ayrica bu donemde meyve, karpuz, cilek diyeti gibi donemsel dusuk kalorili, tek besinden olusan favori diyetler goze carpmaya basliyor.
Meyve diyetleri, dusuk kalorili, karbonhidrat icerigi yuksek, protein ve yag icerigi dusuk diyetlerdir.
Sponsorlu Bağlantılar
meyve diyeti özellikle sıcak günlerde uygulamanız rahat olur. Diyet, özellikle ortalama iki kilo vermek isteyenler düşünülerek hazırlanmış ve günde 1000 kalorilik bir enerji alımına dayanıyor. Ancak iki kilodan daha fazla vermek isteyenlere bu program tavsiye edilmiyor. Bu diyet ayrıca, vücudun toksinlerden arınmasına, şişkinliğin kaybolmasına ve cildin daha parlak olmasına yardımcı oluyor.
Meyve Diyeti, Günlük Menü Aşağıdaki gibidir.
Meyve Diyeti, Sabah
Bir kayısı, bir şeftali, bir fincan çilek, yarım elma, yarım litre maden suyu ve arzuya göre üç beş kaşık tatlandırıcı kullanarak bir kase meyve salatası hazırlayın. İşte hazırladığınız bu salatanın yarısı sabah kahvaltınızı oluşturacak. Meyve Diyeti, Ara öğün
*Meyve salatasının diğer yarısı
Meyve Diyeti, Öğle
*İki köfte ya da 60 gram et veya tavuk (ızgara) Bir kase yoğurt
*Bir ince dilim ekmek
*Bir kase salata (bir tatlı kaşı yağla tatlandırılmış)
Meyve Diyeti, Ara öğün
*Üçdört adet kepekli kraker ya da bisküvi
Meyve Diyeti, Akşam
*Dört yemek kaşığı etli bir sebze yemeği
*İki ince dilim ekmek
*Bir kase yoğurt
*Bir adet meyve
darkhunter - avatarı
darkhunter
Ziyaretçi
29 Ocak 2010       Mesaj #673
darkhunter - avatarı
Ziyaretçi
alori hesapları yapmadan, forma girmenizi sağlayan basit bir temel ilkeye dayanır. Organizmamızda, tıpkı besinlerle olduğu gibi iki zıt enerji vardır: toprağa ve soğuğa bağlı dişi enerji. Yin ve gücü, ateşi temsil eden Yang.
Yin, örneğin, peynirde, sebzelerde ve meyvede bulunur. Yang ise ette ve baharatlarda. Zayıflamak ve sağlıklı kalmak için bu iki enerjinin organizmada eşit oranda bulunması gerekir. Yang enerjisinin ağırlıkta olduğu insanlar besin yoluyla yin enerjisini güçlendirmelidir. Ya da tam tersi.
Eğer bir besinden fazla miktarda ya da az miktarda alınırsa organizma bundan etkilenir. Sonuç olarak da kilo alınır ya da verilir, güçten düşülür. ݝdeal kiloya ve forma kavuşmak için neyi daha sık ve neyi daha az yemek gerektiğini bilmek gerekir. Çin diyetini uygulamanın bir başka nedeni de çok dengeli bir beslenme sunmasıdır. Bu diyette bol miktarda karbonhidrat, hububat ve sebze yenir. Yağ alımı ise en aza indirilir. Yalnız diyeti uygulamadan önce yin mi yoksa yang yapıda mı olduğunuzu saptamanız gerekir. Bunun için de testimizin soruların yanıt vermeniz yeterlidir.
Yin misiniz yang mı?
Hangi besinlere ağırlık vermeniz gerektiğini bilmek için bu testi uygulayarak yapınızı belirleyin. Aşağıda sıraladığınız özelliklerin çoğu sizde varsa yin tipisiniz demektir. Bu durumda yang besinlere ağırlık vermenizi öneririz.
* Sakin, içe dönük, sessiz, oldukça pasif birisiniz.
* İştahınız az.
* Genellikle kalçalarda, karında ve baldırlarda yağ birikimi oluyor.
* Ten renginiz soluk ve sık sık üşürsünüz.
Eğer aşağıdaki özellikler size daha çok uyuyorsa yang tipisiniz demektir. Dengeyi sağlamak için yin besinleri yemelisiniz.
* Dışa dönük, dinamik ve çabuk öfkelenen birisiniz.
* Sık sık ve iştahla yiyorsunuz.
* Metabolizmanız hızlı ve çok enerji yakıyorsunuz.
* Soğuğu pek hissetmiyorsunuz.
* Karın kramplarından ve mide yanmasından şikayetçisiniz.
* Daha çok vücudunuzun üst kısmı şişmanlıyor.
Yin tipi diyeti,
Yin tipi diyeti, Pazartesi
* Kahvaltı: Tarçınlı çay, 1 bardak pirinç sütü. 3 etimek.
* Öğle: Sebzeli pilav. Biraz kırmızı biber veya soya sosu ile tatlandırılmış tavada sebze.
* İkindi: 1 meyve.
* Akşam: Buharla pişirilmiş pilav ve safranlı dana eti. Fırında domates. 2-3 haşlanmış erik.
Yin tipi diyeti, Salı
* Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
* Öğle: Haşlanmış soya fasulyesi, havuç ve mısırlı salata. 1 haşlanmış elma.
* İkindi: 1 meyve.
* Akşam: Buharda pişmiş pilav ve fırında balık. Buharda pişmiş sebze.
Yin tipi diyeti, Çarşamba
* Kahvaltı: Sütlü kahve. 2 dilim kepekli ekmek.
* Öğle: Bezelyeli pilav. 1 rafadan yumurta. Buharda pişmiş ıspanak. 1 haşlanmış meyve.
* İkindi: 1 bardak süt.
* Akşam: Curry’li tavuk veya karides. Karışık haşlanmış sebze. 1 meyve.
Yin tipi diyeti, Perşembe
* Kahvaltı: 1 fincan çay, 1 dilim ekmek ve 1 dilim ananas.
* Öğle: Kızarmış tavuk. Bularda pişmiş sebze ve salata.
* İkindi: 1 meyve
* Akşam: Soya soslu spaghetti. 1 dilim ızgara et.
Yin tipi diyeti, Cuma
* Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim kepek ekmeği, diyet bal.
* Öğle: 1 dilim ızgara et. Curry’li sebze haşlaması. 1 sandviç ekmeği.
* İkindi: 1 meyve.
* Akşam: Sebze çorbası. Fırında dil balığı. Meyve salatası.
Yin tipi diyeti, Cumartesi
* Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
* Öğle: Curry’li tavuk. Meyve salatası.
* Akşam: Buharda pişmiş pilav. Baharatlı omlet. 1 meyve.
Yin tipi diyeti, Pazar
* Kahvaltı: 1 fincan çay. 2 dilim kepek ekmeği. Diyet bal.
* Öğle: Taze soğanla pişirilmiş soyalı tavuk.
* Akşam: Buharda pişmiş domatesli pilav. Haşlanmış taze fasulye.
Yang tipi diyeti,
Yang tipi diyeti,Pazartesi
* Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı, 1 fincan Müslili süt.
* Öğle: 1 yumurta, domates, soya filizi ile hazırlanmış salata. Salatayı hafif soya sosu ve karabiberle tatlandırabilirsiniz. 1 sandviç ekmeği. 1 meyve.
* Akşam: Mantarlı pilav. Haşlanmış kuşkonmaz ve haşlanmış balık filato.
Yang tipi diyeti,Salı
* Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim etimek ve diyet bal.
* Öğle: Buharda pişirilmiş pilav. Tavada sarmısak, kırmızı biber ve soya sosu ile pişirilmiş ıspanak ve soya filizi.
* İkindi: 1 meyve suyu veya 1 meyve.
* Akşam: Mantı çorbası. Meyve salatası.
Yang tipi diyeti,Çarşamba
* Kahvaltı: 1 fincan sütlü kahve. 1 dilim ekmek. 1 meyve.
* Öğle: Buharda pişirilmiş soya soslu pilav. Havuz rendesi.
* Akşam: Safranlı haşlanmış balık. Soya filizi ve domates salatası. 1 sandviç ekmeği.
Yang tipi diyeti,Perşembe
* Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı. Müslili süt.
* Öğle: Bezelyeli ve soya soslu spaghetti. Müslili yoğurt.
* Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş tavşan eti.
Yang tipi diyeti,Cuma
* Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili yoğurt.
* Öğle: Bezelye, domates ve biberle hazırlanmış soya soslu salata.
* Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti), 1 meyve.
Yang tipi diyeti,Cumartesi
* Kahvaltı: 1 fincan süt. 2 etimek. Diyet bal. 1 bardak meyve suyu.
* Öğle: Mantarlı pilav. Buharda pişirilmiş sebze.
* Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti). 1 meyve.
Yang tipi diyeti,Pazar
* Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 etimek. Diyet bal. 1 meyve.
* Öğle: Buharda pişirilmiş sebzeli pilav. Mantarlı dil balığı fileto.
* Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş kuşkonmaz ve tavuk (göğüs eti).
Yang besinleri
Et, balık, baharatlar, kahve, alkollü içkiler, ayçiçek yağı, soya yağı ve tüm sıcak yemekler.
Yin besinleri

Peynir, inek sütü, yoğurt, sebze bambu filizi, meyve, tatlılar. Margarin, soya sosu. Soğuk ve pişmemiş ya da haşlanmış besinler de yin besinlerdir.
Nötr besinler
Soya, fasulye, bezelye, nohut, ananas, incir, malta eriği, üzüm, bal, mısır özü yağı.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 20:00
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #674
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Kışın kola yerine sahlep ve boza için
Soğuk kış aylarında doğru abur cuburları seçerseniz hem sağlığınızı hem kilonuzu koruyabilirsiniz.

Uzun kış gecelerinin ve kış depresyonunun abur cubur tüketimini artırdığını söyleyen Medical Park Fatih Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can: Doğru abur cuburları seçerseniz hem sağlığınızı hem kilonuzu koruyabilirsiniz. Örneğin; cips ve hazır pastane ürünleri yerine yağsız patlamış mısır veya kestane, gazlı içecekler yerine sahlep ve boza, çikolata ya da şekerlemeler yerine dondurma tercih edebilirsiniz.

Medical Park Fatih Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Sevil Nas Can uzun kış gecelerinde artan abur cubur tüketimi konusunda uyardı:

• Havaların soğumasıyla birlikte metabolizmamız kendini koruma altına almak için enerji harcamak istemez ve yağ dokusunu korumayı tercih eder. Bu nedenle sürekli yeme hissi, özelliklede basit karbonhidrat içeren tatlı, şekerli, hamur işi gıdalara yönelim artar. Gecelerin uzaması, hareketin azalması, evde geçirilen zamanın artması da eklenince abur cubur tüketimi iyice artar ve kış aylarında belirgin kilo artışı gözlenir. Genellikle kış aylarında birçok kişide gözlenen depresyon halinin artması da yeme eğilimini artırır.

• Abur cubur tüketimini azaltmak için yeme sıklığı ve saat düzenine çok dikkat edilmeli. Uzun süren açlıkta, kan şekeri düzensizliği olarak tatlı ve karbonhidratlı gıda tüketimi artar. Kan şekerini dengede tutarak üç saati geçmeyecek şekilde ana ve ara öğünlerimizi ayarlarsak besin tüketimimizi daha ölçülü seviyede tutabiliriz.

• Basit karbonhidratlı gıdalar (tatlı, şeker, hamur işi, gofret, biksküvi vb) kan şekerinde ani değişiklikler yaratarak daha fazla tatlı isteğine sebep olabilir. Onların yerine kompleks karbonhidratlı gıdaları (tam tahıllı ürünler, yulaf ezmesi, kuru meyveler, kepekli bisküvi, krakerler vb) tercih ederek, hem şeker-insülin seviyesini ayarlayabilir hem de daha az yağ ve kalori almış oluruz.

CİPS, KURUYEMİŞ ve PASTANE ÜRÜNLERİNE DİKKAT!

• En tehlikeli abur cuburların başında cips, kuruyemiş ve pastane ürünleri (yağ ve tuz yönünden zengin) gelmektedir. 100 gram cips; ortalama 30 gram yağ, 10 gram doymuş yağ, 3 gram trans yağ, 3 gram tuz ve yaklaşık 500-550 kalori içermektedir. 100 gr kuru yemişte ise ortalama 650-750 kalori vardır ve yaklaşık 50-60 gram yağ içerir. 100 gr bisküvi-kraker gibi gıdalar da ortalama 400-450 kalori ve 20-30 gram yağ içerir.

• Doymuş yağ, kolesterol, tuz ve kalori deposu olan bu gıdalar kilo artışının yanı sıra yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, felç ve şeker hastalığı gibi birçok sağlık sorununa zemin hazırlayabilir.

KIŞ AYLARININ EN FAVORİ İÇECEKLERİ: SAHLEP ve BOZA

• Soğuk kış günlerindeki favori içeceğimiz salebin; barsak çalıştırmada, öksürük ve bronşitte, bağışıklık sistemini güçlendirmede faydası vardır. Ancak içerdiği karbonhidrat ve şeker nedeniyla ölçülü tüketilmesi gerekir. 100 ml salep (1 çay bardağı) ortalama 80-90 kaloridir. Şeker içeriğinden dolayı diyabet hastalarının tüketmesi uygun değildir.

• Kışın önemli içeceklerinden biri olan boza; darı, su, ve şekerden oluşur. 100 ml’si 240 kalori, 57.5 gr karbonhidrat, 3.5 gr protein ve 0.5 gr yağ içerir. B vitaminleri, kalsiyum fosfor ve çinko içerir. Ortalama 1 bardak boza, 1-2 kase sütlü tatlıya eşdeğer kalori almamızı sağlar. O yüzden tüketim sıklığı ve miktarına dikkat edilmelidir. Haftada 2 gün, 1 su bardağını geçmeden tüketilebilir.

DONDURMA KIŞIN DA TÜKETİLEBİLİR!

• 100 gr sütlü dondurma ortalama 190 kalori içerir, kalsiyum ve protein deposudur. Unlu şerbetli ve hatta sütlü tatlılardan dahi daha düşük kalorilidir. Sağlık açısından da daha besleyicidir. Protein, A, B, C, D, E vitamini, kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, demir ve çinko içerir.

• Buzlu olmayan sütlü dondurma çeşitlerinden, buzluktan çıkarıldığı anda değil de 5-10 dakika oda ısısında bekletilerek tüketilmelidir. Yalanarak, küçük lokmalar halinde tüketilmesi daha uygun olur. Ortalama 3 top dondurma, özelliklede sade veya meyveli olup, çikolata sosu ilave edilmemişse haftada 2-3 gün tüketilebilir. Dondurma; pastörize edilmiş sütten, hijyenik koşullara uygun üretilmiş ve saklanmışsa solunum ve sindirim organlarına zarar vermez.

GAZLI İÇECEKLERE DİKKAT!

• Gazlı içecekler; şeker, renklendiriciler, asit ve kafein gibi bileşenlerden oluşur. Kalori ve şeker içeriği hayli yüksektir. 1 bardak normal kolada ortalama 110 kalori, diyet kolada ise ortalama 0.3 kalori vardır. Fakat diyet kola da yüksek oranda tatlandırıcı içermektedir. Tatlandırıcının aşırı tüketilmesi de sağlık açısından zararları olabilir.

• Gazlı içecek tüketme alışkanlığı olanlar eğer kilo veya şeker problemleri yok ise diyet kola veya gazoz, yoksa normal kola veya gazozu günde 1 bardağı geçmemek üzere tüketebilirler. Hamile veya emziren anneler ve çocuklar ise en fazla haftada 1-2 bardakla sınırlandırmaları gerekir.

• Her yediğimiz yiyeceğin kalori içerdiğini unutmamalıyız. Her alınan fazla kalori de vücutta yağa dönüşerek depolanır ve kilo artışına sebep olur. Bizleri mutlu edecek gıdaları tüketirken sağlığımızdan olmamaya dikkat etmeliyiz.


UZUN KIŞ GECELERİ İÇİN SAĞLIKLI ABUR CUBUR ÖNERİLERİ:

- Tatlı grubundan ayva veya elma tatlısı gibi az şekerli olanları tercih edin.

- Hazır gıda ve abur cuburlar yerine, ev yapımı az yağlı kekler, az yağlı süt ile meyve karışımları, taze meyve ile yoğurt karışımları, yağsız patlamış mısır, kuru meyveli gevrekler, meyve tatlıları, 5-6 tane kestane ve taze meyve suyu gibi gıdaları tercih etmeliyiz.

- Az yağlı meyveli yoğurtlar, diyet süt ile beraber kuru meyveli tahıllı ürünler, kuru meyveler, az şekerli meyve tatlıları, yağsız sütün içine tarçın ve bal katarak hazırlanmış içeceklerin tercih edilmesi; kilo almamızı engelliyeceği gibi atıştırma isteğimizi de yatıştırır.

- Haftada 2 gün 1 su bardağı boza ya da salep tüketebilirsiniz.

- Asitli ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, sade soda, meyve çayları, ayran, süt ve su tüketiminin artırılması kalsiyum ve vitamin almamızı sağlarken, sıvı tüketimine de artırmış olur.

- Kuruyemiş grubu içerisindeki Omega 3 yönünden zengin olan 5-6 kavrulmamış fındık, kavrulmamış badem veya 2 tam ceviz tüketilebilir. Yağ içeri ve kalorisi diğer kuruyemişlere nazaran en az olan beyaz veya sarı leblebiden 1 -2 çay bardağı tüketilebilir.

- Kuru yemiş yerine yağsız patlatılmış 1 su bardağı mısır veya en fazla 5 kestane tüketilebilir.


(ekolay)
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #675
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Alıntı
volture adlı kullanıcıdan alıntı

Bu yöntem 4 günde sigarayı bıraktırıyor

Sigarayı bırakmak için bazı hastanelerde bulunan ışın cihazı sayesinde, 4 gün 25'er dakikalık seanslara girenler, endorfin (mutluluk hormonu) salgıları yeniden başlatılarak sigara bağımlılığından kurtuluyor.

Kapalı mekanlara sigara içilmesinin tümüyle yasaklanması, son olarak da sigara paketlerinin üzerine, sigaranın yol açtığı zararları gösteren fotoğrafların konulması, sigarayı bırakmak isteyen kişilerin sayısını artırdı.

Yapılan araştırmaya göre de sigara içenlerin büyük bölümü, akciğer kanserinin en büyük nedeni olan sigaradan, öksürme, gıdaların gerçek lezzetini almama, diş sararması gibi şikayetler nedeniyle kurtulmak istiyor, ancak bağımlılık yapan nikotin nedeniyle sigaranın profesyonel yardım alınmadan bırakılması kişiyi oldukça zorluyor.

Uzmanlar, sigarayı bırakmanın tek başına ve klinik destek almadan gerçekleştirilmesinin son derece zor olduğunu, sigaradan tümüyle kurtulma konusunda kesin kararını vermiş kişilerin resmi ve özel hastanelerdeki sigarayı bıraktırma merkezlerine gitmelerini istiyor.

HİÇBİR ŞEKİLDE AĞRI VE SANCI YOK

Bazı hastanelerde bulunan ışın cihazı sayesinde, 4 gün 15'er dakikalık seanslara girenler, endorfin salgıları yeniden başlatılarak sigara bağımlılığından kurtuluyor. Bu işlem sırasında, kişi hiçbir şekilde ağrı ya da sızı hissetmiyor.

Konya Özel Nakipoğlu Hastanesi Başhekimi Dr. Kutsi Öncü, “Sigarayı bu yöntemle bırakmak çok kolay, ancak pek çok kişi bunu bilmiyor. Oysa 4 günde, 25 dakikalık seanslarımıza giren sigarayı yüzde 90 bırakıyor” dedi.

İKİNCİ SEANSTAN SONRA TİRYAKİYE SİGARA CAZİP GELMİYOR

Bu işlem için, sigaraya bir ayda ödenen kadar, yani çok cüzi bir ücret aldıklarını anlatan Dr. Öncü, şunları kaydetti:

“Pek çok kişi bu sigarayı bıraktırma yöntemini, bu yöntemle sigarayı bırakmış bir tanıdığından öğreniyor, bize öyle geliyor. Bu teknikle enfraruj ışınları vücudun akupunktura duyarlı 35 noktasına birden uyguluyoruz. Bu noktalardan ışınsal uyarıyla ara mesajcılar harekete geçerek, beyine, endorfin salgılaması talimatını veriyor. Böylece, tiryakinin aldığı nikotin nedeniyle artık vücuduna salgılanmayan endorfin hormonu, yeniden yoğun şekilde harekete geçiyor. Artık kişi, nikotinle değil vücudunun doğal olarak salgıladığı endorfin hormonuyla mutlu olmaya başlıyor. İşin güzel tarafı şu, nikotin ve endorfin birbirine adeta düşman. Vücut bu tedavinin 2. seansından itibaren mutluluk hormonu salgılamaya başladığı için, kişi sigaradan zevk almadığı gibi sigara artık bu kişiye cazip bir madde olarak gelmiyor.”

Bu yöntemin özellikle büyük şehirlerde bazı hastanelerde bulunduğuna işaret eden Dr. Öncü, sigarayı bırakmaya azmetmiş herkesin bu yöntemle hiç zorlanmadan nikotin bağımlılığından kurtulabileceğini, hem kendisi hem de ailesi için sağlıklı bir yaşama başlayacağını vurguladı.

Dr. Öncü, bu tedavinin tek şartının uygulamaya başlamadan önce kişinin 24 saat hiç sigara içmemiş olması gerektiğini, tedavi süresince ve sonrasındaki bir haftalık dönemde, vücuttaki sigara zehirinin hızla atılabilmesi için bol su içilmesi ve günde 3 kez 250 gram yoğurt tüketilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.


Sigarayı bırakmanın en etkili yolu
Akupunkturla sigara bırakma yöntemi, Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiği en başarılı yöntem olarak biliniyor.

Sigarayı akupunkturla bırakabilirsiniz

Akupunkturla sigara bırakmanın Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiği en başarılı yöntem olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Akupunktur Uygulama Kliniği Sorumlu Hekimi Dr. Berna Atay, "Akupunktur sayesinde gerginlik, uyku kalitesinin bozulması, yorgunluk, sinirlilik, dikkat eksikliği, baş ağrısı, iştah artışı gibi sigara yoksunluğu belirtileri hissedilmeden, konforlu bir şekilde sigarayı bırakmak mümkün" diyor.

"İnsan beyninde serotonin ve endorfin adı verilen iki madde vardır. 8u hormonlar rahatlık, hoşluk, keyif ve huzur gibi duygularla ilgilidir. Normalde insanlar kahkaha atınca, mullu bir haber alınca, çikolata veya güzel bir tatlı yiyince ya da bir yeri acıyınca serotonin ve endorfin düzeyi yükselir' diyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Akupunktur Uygulama Kliniği Sorumlu Hekimi Dr Berna Atay, sigara içen kişilerde serotonin ve endorfin salgılama işinin sigara tarafından üstlenildiğini ve bu nedenle vücudun otonomisini kaybettiğinibelirtiyor.

Dr. Ataya göre, keyiflenince de dertlenince de tiryakilerin "yak bir sigara' demeleri bundan ileri geliyor Tam da bu nedenle sigarayı bırakanlar, ilk hatta beyinleri serotonin salgılama işini gerçekleştiremediğinden, oldukça zor anlar yaşıyorlar. İşte bu zor anlarda devreye akupunktur tedavisi giriyor. Dr Atay, akupunkturla sigara bırakma işleminin nasıl gerçekleştiğini şöyle anlatıyor:

"Nikotin beyinde endorfin sağlayan reseptörleri, yani sinir uçlarını durdurur.
Sigara içilmediğinde nikotin ortadan kalktığında, kulakta tespit edilmiş refleks noktalarına takılan akupunktur iğneleri veya lazer akupunktur, bu sinir uçlarını uyararak endorfinlerin salınmasını sağlar. Bu da kişinin sakinleşmesine, keyif ve huzur bulmasına, yoksunluk belirtilerinin (gerginlik, sinirlilik, uyku kalitesinin bozulması, yorgunluk, dilde ve başta uyuşma, boşluk hissi, konsantrasyon azlığı, dikkat eksikliği, baş ağrısı, ishal veya kabızlık ve iştah artışı) azalmasına neden olur.

Bu belirtiler geçicidir ve vücudun kendini onardığını gösterir Sigarayı bırakmak isteyen herkeste tüm yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaz tabii. Belirtiler ilk 72 saatte şiddetlenir ve 7 ila 10 gün içinde azalarak ortadan kalkar.

Kısa sürede kesin sonuç

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Akupunktur Uygulama Kliniği'nde, sigara bırakma tedavisinde, kulak ve vücut akupunkturu uyguladıklarım belirten Dr. Atay buna ek olarak oksijen terapisi de yaptıklarını anlatıyor "Akupunktur sayesinde salgılanan endorfin, nikotin isteğinin ortadan kalkmasına neden oluyor ve böylece ilk sigarasız günler, yani sigarayı bırakırken en kritik zaman dilimi olarak kabul edilen ilk 3 gün konforlu geçiyor.Bu kritik 3 günü geçirdikten sonra ihtiyaç duyulursa, bir sonraki hatta da bir veya iki kez akupunktur uygulanabilir Ama çoğu zaman ilk bir ya da iki seansla bu iş bitiyor" diyor Dr. Atay.

"Sigara bırakmak stresli bir olay. Bir de iğnelerle kişinin stresini daha da artırmayalım diye kulak ve vücut akupunkturunu lazer akupunktur ile yapıyoruz' diyen Dr Atay. böylece hem akupunkturun etkinliğinin arttığını hem de iğne fobisi olan ya da iğneyi sevmeyenlere konfor sağladıklarını ifade ediyor Dr. Atay akupunktur uygulamasının yapıldığı ilk hafta kesinlikle kahve ve alkol kullanılmaması, çayın açık ve şekersiz içilmesi, tedavi boyunca sıvı tüketiminin en az 1.5 litre olmasıgerektiğinin altını çiziyor. Tedavi esnasında sigara içilmesi hastaya zarar vereceğinden, asla böyle bir şeye izin vermediklerini söyleyen Dr. Atay, aksi takdirde yoğun tedavi sayesinde yem yeni uyku formuna girmiş bağımlılığın bir nefes sigarayla tekrar alarma geçeceğini belirtiyor

İstek sizden destek bizden!

Her şeyden önce akupunkturla sigarayı bırakmak isleyen kişilerin karar vermelerinin önemli olduğunu vurgulayan Dr. Atay, hastaların belirli bir gün tespit edip kendi rızalarıyla bırakmaya karar vermeleri ve bunu gerçekten istemeleri gerekliğini ifade ediyor Akupunktur Uygulama Kliniğinin sloganını da "istek sizden destek bizden!" olarak açıklıyor Uygulamada, sigara içicileri son 10-12 saat hiç sigara içmeden Akupunktur Uygulama Kliniğine başvuruyorlar. Dr. Atay. üst üste üç gün akupunktur uyguladıklarını, hatta çoğunlukla üçüncü seansa gerek kalmadığını anlatıyor. "Hasta 'Ben bu işi bitirdim' diyor. Ama istiyoruz ki bir sonraki hafta da yine bir veya iki kez uygulayalım ki tekrar geri dönüş yaşanmasın" diyor.

Akupunktur sigara bırakmada en başarılı yöntem
Akupunktur yönteminin sigaradan kurtulmak isteyen herkese uygulanabileceğini belirten Dr. Atay. "Akupunktur, sigara bırakmada Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul ettiği en başarılı yöntem olarak geçiyor. Kliniğimizin başarı oranı da yüzde 95 civarında" diyor.

"Sigarayı bırakan kişi altı ay içinde hiç sigara içmezse bağımlılık sorununu çözmüştür" diyor Dr. Atay. "Eğer altı ay içinde bir sıkıntı yaşar ve sigara isteği duyarsa, bir ya da iki kez akupunktur seansı yapabiliriz. Altı ay geçtikten sonra yeniden sigaraya dönmesi, vücudu istediği için değil, kendi tercihi olduğu içindir. Ancak Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Akupunktur Uygulama Kliniği'nde şimdiye kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmadık Hastalarımız altı ay değil 10-15 gün sonra net bir şekilde sigarayı bırakmış oluyorlar."

Sigara yakmadan önce bir daha düşünün!

Sigara dumanında sağlık açısından zararlı olduğu tespit edilen 4.000'den fazla kimyasal madde bulunduğunu ve bunların çoğunun kanserojen olduğunu belirten Dr. Atay, sigaranın diğer zararlarını şöyle açıklıyor:

• Tütünün sarıldığı kâğıdın yanmasından dolayı açığa çıkan maddeler kanserojendir.

• Sigara, akciğer kanseri başta olmak üzere, ağız, dil, dudak, gırtlak, yemek borusu, mide, pankreas, mesane, böbrek ve kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olur.

• Kalp krizi, hipertansiyon, inme, damar tıkanıklığı, akciğer hastalıkları ve ülsere sebep olur.

• Damarlar üzerinde büzüşme yaparak, ayak ülserinin oluşumuna ve arterial damar yetersizliği gibi tıkanmalara neden olabilir Buna "Burger Hastalığı" denir.

• Erkeklerde empotansa (iktidarsızlık), hamilelerde düşük yapmaya neden olabilir.
• Sigara içen kişide şeker hastalığı varsa, sinir ve böbrek hastalıklarının ortaya çıkması hızlanır.

• Sigara içilen evde yaşayan bebeklerde bazı hastalıklara daha sık rastlanır. Ani bebek ölümleri 2,5 kat kolik ağrıları 2 kat astım ve alerjik hastalıklar 5 kat daha fazla görülür Ayrıca çocuklarda zatürre ve bronşit gibi solunum yolu enfeksiyonları belirgin şekilde artar. Davranış bozukluklarına daha sık rastlanır.

• Sigara içilen bir evde çocukların da sigara tiryakisi olma potansiyeli ortaya çıkar.
Araştırma sonucuna göre 15-18 yaş arası gençlerde sigaraya başlama oranı yüzde 40,11-14 yaş ve 19-21 yaşta ise yüzde 20'dir.

Sigarayı bırakınca neler olur?

• 20 dakika sonra tansiyon ve nabız normale döner.

• 8 saat sonra vücut kendini yenilemeye başlar, kan oksijeni normal düzeye çıkar.

• 24 saat sonra kalp krizi riski azalmaya başlar, bir yıl sonra yarıya düşer.

• 48 saat sonra duyu organları iyi çalışmaya başlar, tat ve koku duyusu düzelir, cilt kendini yeniler.

• 72 saat sonra akciğer kapasitesi artar, solunum rahatlar.

• 2 hafta sonra efor kapasitesi artar (yürüme, merdiven çıkma gibi). 1-9 ay içinde akciğer hücreleri yenilenir, akciğer hastalıkları riskleri azalır, öksürük ve nefes darlığı geçer.

• 5 yıl sonra ağız, boğaz, yemek borusu kanser riski yüzde 50 azalır Pankreas, mesane, rahim ağzı kanseri, sindirim sistemi ülseri riski azalır.

• Sigara, gebelikten önce ve gebeliğin ilk üç ayında bırakılırsa erken doğum, düşük yapma veya kilolu bebek doğurma riskleri içmeyenlerle aynı düzeye iner.

• Koroner kalp hastalığı riski sigaranın bırakılmasından 15 yıl sonra sigara içmeyenlerin düzeyine iner.

• Sigara içilmeyen evde yaşayan bebeklerin ve küçük çocukların solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski azalır.


(ekolay)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
11 Şubat 2010       Mesaj #676
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Ağlamanın faydaları
Ağlamanın zayıflık göstergesi olduğunu düşünüyorsanız bu haberi mutlaka okuyun, çünkü ağlamanın aşırı uçlarda yaşadığımız hisleri yatıştırmak için hormon seviyesini düzenlemek gibi bir fonksiyonu var.

“Size ağlamayın demeyeceğim; çünkü her gözyaşı şerden akmaz.” diyordu Gandalf, J.R.R. Tolkien’in unutulmaz eseri Yüzüklerin Efendisi’nde...

Sizin de özellikle stres altındayken içinizden kendinizi bir odaya kapayıp ağlayarak içinizi boşaltmak gelir mi? Bazı zamanlar ağladığınızda kendinizi daha iyi hissettiğiniz olur mu?

Cevabınız ‘evet’ ise, yalnız değilsiniz! Size Dr. Leslie Beth’in ağzından bu durumun nedenleri aktarmak istedik:

Çoğumuz şöyle güzel bir ağladıktan sonra kendimizi daha iyi hissederiz. Bu rahatlama duygusu hayali sayılmaz. Sağlam bir ağlama nöbeti duygusal yükümüzü içimizden atmamıza yardımcı olduğu gibi, bütün vücudunuzu da rahatlatabilir ve sakinleştirebilir.

Çeşitli gözyaşı çeşitleri vardır. Hepimiz duman, soğan, sis ve polenler gibi çevresel faktörler nedeniyle tepkisel gözyaşları dökmüşüzdür. Eğer dökmeseydik, gözümüz kuru ve aşırı hassas olacaktı. Bu tür gözyaşları refleks olarak oluşur ve gözümüzü oluşabilecek herhangi bir dışsal tehlikeye karşı korumaya yarar.

Duygusal gözyaşlarımızın da vücudun kendi içinde oluşan bazı toksinlere karşı korumasına yaraması ise şaşırtıcı değildir. Soğan gibi dışsal faktörlere tepkisel olarak oluşan gözyaşlarının biyokimyasal bileşimi, duygusal gözyaşlarınınkinden farklıdır.

Duygusal bir deneyimden sonra ağladığımızda, gözyaşlarımızda biriken ve stresin neden olduğu proteinler çok daha yoğundurlar. Hatta William H. Frey, Muriel Langseth gibi kabul görmüş araştırmacılar, 1985’te yayımlanan "Ağlamak: Gözyaşlarının Gizemi –Crying: The Mystery of Tears" adlı kitaplarında gözyaşının önemi hakkında yazmışlardır.

Başka bir deyişle vücudumuzun duygusal ya da fiziksel durumuna göre zehirli olabilecek hormonlardan kurtulması için ağlarız ve ağlama ihtiyacı duyarız. Aşırı stres hormonları bağışıklık, kilo alma ve psikolojik moda etki eder. Ağlamak ise sadece parasempatetik sinir sistemimizin, sempatetik sinir sisteminin acıya, kaçışa, kavgaya, krizlere hatta yoğun bir sevince verdiği tepkiyi yönetmesinin etkisini azaltmakta kullandığı metotlardan biridir.

Yani iyi bir ağlama nöbetinin, iyi haberlerle rahatladığımızda, aşırı bir şekilde sevindiğimizde, yas tuttuğumuzda veya korkutucu bir olaydan sonraki hislerimiz için en iyi (ve yutması en kolay) ilaç olduğunu söyleyebiliriz.


Tedbir olsun diye de söylemek gerek: Uzun süreli ve tekrarlanan ağlama hali, ciddi depresyon nedeniyle doktorun reçeteli olarak verdiği antidepresan ilaçların beyindeki kimyasal yapıyı değiştirmesiyle alakalı olabilir.

Ama genel olarak; gelecek sefer ağlamak istediğinizde, kendinizi ağlamaya bırakın gitsin. Unutmayın, ağlamak bir zayıflık göstergesi değildir.

(ekolay)

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
13 Şubat 2010       Mesaj #677
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Platonik aşk kalbi koruyor


Bazıları aşkı karşılıklı yaşamanın en güzel duygulardan biri olduğunu savunurken bazıları da platonik aşktan vazgeçemezler.

Platonik aşk, sanıldığı gibi kalbi yormaz. Aksine kalbi rahatlatır. Ancak reddedilen aşk yani kırılmış olan bir kalp, adrenalin deşarjına neden olduğundan kalbimizi de beynimizi de rahatsız eder. Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, bypass hastalarına 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel, kalp sağlıkları için önerilerde bulundu.

Sönmez, “Aşık olmak kalbe iyi gelir. Bypass olan herkese aşık olmak serbest ama ölçüsünü kaçırmamak şartı ile. Bypass ameliyatı olanlara önerim, öncelikle eşlerine aşık olmaları ve 14 Şubat’ta da eşlerine aşklarını tazelemeleri” diyor.

Kalp sanıldığı gibi ‘bir tane’ değil
Prof. Dr. Bingür Sönmez, "Tanrı vücudunuz için önemli olan bütün organlarımız çift yaratmıştır. Akciğer, böbrek, göz gibi… Acaba tanrı bu kadar önemli bir organımızı neden tek yaratmıştır? Ama kalp sanıldığı gibi tek organ değildir. Bir tanesi bedenimizde olan, bizim için çalışan, dakikada 5-7 lt kan pompalayan, bizi ayakta tutan, fiziksel yaşamımızı sağlayan kalbimizdir. İkincisini ise tanrı karşı cinsten birine vermiştir ve “Gidip arayın bulun” demiştir.

İşte 14 Şubat tanrının bizim için bağışladığı ikinci kalbi arayıp bulmamız için özel bir gündür. İkinci kalp her zaman birinci kalbi tamamlayandır. Eğer ikinci kalp huzursuz, hırçın ve stres dolu ise sizin kalbiniz de stres dolu olacaktır. Stres dolu olan bir kalp sağlıklı çalışamaz, çabuk yorulur ve hastalıklara açık olur. O nedenle siz ikinci kalp iseniz, birinci kalbi üzmeyin ve onun mutlu olması için çaba gösterin. Bu her iki cins için de geçerli. Bir başkasının ikinci kalbini taşıyorsanız, o size tanrının bir emanetidir ve ona çok iyi bakın" diyor.

Aşık olmak kalbe iyi gelir ama…
Kalp, aşkı hissettiğinde vücutta endorfin hormonu salgılanır. Endorfin, keyif ve mutluluk veren bir hormondur. Vücuttaki tüm organlar bundan olumlu etkilenir. Sönmez'e göre bu nedenle başarılı bir aşk hayatı kalp sağlığı için çok önemlidir. Mutlu yaşayabilmek için sağlıklı bir aşk hayatına ihtiyaç vardır. Bypass ameliyatından sonra insanların ömrünün uzadığı, yaşam standartlarının yükseldiği bugün bilimsel olarak ispatlanmıştır. Bypass hastalarının aşık olmaları onların onarılmış kalpleri için de çok yararlı olacaktır. Ama bunun mutlaka bir ölçü çerçevesinde olması gerekir. Bypass ameliyatı olmuş hastalar öncelikle eşlerine, sonra da çocukları, işleri ve ülkelerine aşık olmalıdır. Bu seviyedeki aşk, kalp sağlığına olumlu etki yapar.

Aşkın dozu kaçarsa…
Koroner kalp hastası olup bypass ameliyatı olan erkek hastaların bir çoğunun cinsel ilişki sırasında ölmekten korktuğu için kalp ameliyatını olmaya karar veriyorlar. Bu korku ile ameliyat olduktan sonra da kalbinin emanet olduğunu düşünüp, aynı sıkıntı ve korkuyu yaşayan hastalar olduğu gibi, ben artık biyonik adam oldum diyerek eşini bir kenara itip geçmişte yapamadığı kadar aşk yaşamak isteyen hastalar da oluyor.

Sönmez, "Bypaslılarımıza aşk ve beraberinde gelen cinsel ilişkinin dozunu kaçırmamalarını öneriyoruz. Bazı hastalarımız da bilinçaltında yatan nedenleri ise ameliyattan sonra çok kısa bir hayatlarının olduğunu düşünerek kendilerine bir ömür belirmekte ve bu dünyada ne yaparlarsa yanlarına kar kalacağına inanmaktadırlar. Sağlam aile bağları bu tür sorunları kolayca çözmektedir" diyor.

Platonik aşk kalp için yararlı
Prof. Dr. Bingür Sönmez, "Platonik aşk ayrı bir mutluluktur. Platonik aşkta sevgiliye kavuşma yoktur. Dolayısıyla ikinci kalbi ararken bir yanlışlık yapma riski olmadığı gibi kötü sonuçlanan fiziksel aşkta görülen hayal kırıklığı yaşanmaz. Biz bunu halk ozanlarında görürüz. Hep hayal ettikleri sevgiliyi düşünerek, hissederek, yaşarlar ama sevgiliye kavuşmak için özel bir çaba sarf etmezler. Mutluluk hormonları (Endorfin) her zaman yüksek olduğu için platonik aşk alışkanlık yapabilir. Belki de gerçek aşk platonik olan aşktır, çünkü hiçbir zaman ölmez" diyor.
(Hürriyet)

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
24 Şubat 2010       Mesaj #678
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Cinsel gücü artıran kahve


Beceri İl Yarışması'na katılan öğrenciler ilginç bir buluşa imza attı.

Turizm Otelcilik ve Meslek Lisesi'nde düzenlenen Proje Tabanlı Beceri İl Yarışması'na katılan öğrenciler ilginç bir buluşa imza attı.

Kayseri Anadolu Turizm Otelcilik ve Meslek Lisesi'nde düzenlenen Proje Tabanlı Beceri İl Yarışması'na katılan öğrencilerden birinin yaptığı keçiboynuzu kahvesi ilgi topladı.

2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı Proje Tabanlı Beceri Yarışması'nda, Kocasinan Kız Meslek Lisesi öğrencilerinden Berna Kaya'nın yapmış olduğu keçiboynuzu kahvesi ilgi topladı. Özellikle cinsel gücü artırma ve isteksizlik gibi sorunlara da çare olduğu belirtilen bu kahvenin; baş ağrıları, alerji, astım, bronşit, kanser ve çocuk felci gibi birçok hastalığa karşı etkili olduğu öne sürüldü.

Keçiboynuzu kahvesinin, protein oranı ve besin değerinin de fazla olması nedeniyle insan vücudunda bulunan hücrelerin yenilenmesinde de faydalı olduğu kaydedildi.
counthighlightashx?t1267042296474&ampids28709824844100162292870982499410272729

(ekolay)

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
27 Şubat 2010       Mesaj #679
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
İşte herkesin 'durmak' istediği haber!


Norveçli bilimdamları, "Sadece 16 dakika yüksek tempoyla yapılan bir egzersizin, tüm bir hafta boyunca normal şartlarda yapılacak egzersize eş olduğunu" ortaya çıkardı..

Başta dünya sağlık örgütü olmak üzere, birçok sağlık kurumu resmi olarak insanların sağlıklı yaşaması için haftada en az 2,5 saat egzersiz yapmaları gerektiğini söylüyordu..

Dünyada yüz milyonlarca insan da bu çağrıya uyarak, hafta içi iş çıkışı ya da kendilerine ayırdıkları zamandan kısarak zorla da olsa spor salonlarına gidiyor..

Ancak norveçli bilimdamları, "Sadece 16 dakika yüksek tempoyla yapılan bir egzersizin, tüm bir hafta boyunca normal şartlarda yapılacak egzersize eş olduğunu" ortaya çıkardı..

Yani buna göre, bir haftada yapılacak egzersizden alınacak sağlık faydaları, "aralı egzersiz" denilen yöntemle sadece 16 dakikada alınabiliyor..

Interval Training yani Aralı egzersiz denilen bu yöntem, özellikle profesyonel ve olimpiyat sporcuları tarafından yapılıyor. Bu egzersizlerde, insan kısa bir süre zarfında, vücudu aşırı derece çalıştırıyor. Daha sonra ara veriyor ve tekrar çalıştırıyor. Böylece vücut kendisini limitlerine kadar zorluyor ancak bu zorlama kısa sürüyor. Norveç'te bulunan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, bu tip egzersiz yönteminin normal insanlar da hatta yaşlılarda bile işe yaradığı belirlendi.

Araştırmayı yapan Jan Helgerud, 2,5 saatlik normal egzersiz yerine, insanlara 4 dakika boyunca yüksek tempoda egzersiz yaptırdı. Daha sonra 3 dakika dinlendirdi. Bu süreç 4 kez tekrarlandı. Yani 16 dakika ve 12 dakikalık dinlenme sonucunda, 48 dakikada 2,5 saatin faydaları alındı.

Dr. Helgerud, "İnsanların kalbini durdurmasını veya sıkıştırmasını istemiyorum. Ama biraz terlemeliler ve biraz nefesten kesilmeliler" dedi. Arşatırmada, normal koşmaya göre, "aralı koşma", vücudun yüzde 10 daha fazla oksijen yakmasına ve hızlarının da yüzde 5 oranında artmasına neden oldu.
(Vatan)

volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
25 Mart 2010       Mesaj #680
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Çok gül, çok yaşa


ABD'de yapılan bir araştırma sonuçları, “ne kadar çok gülünürse o kadar uzun yaşanacağını” ortaya koydu.

Amerikan beyzbol ligi oyuncularının 1952'de çekilen 230 fotoğrafını inceleyen Amerikalı uzmanlar, araştırma sonuçlarını “Psychological Science”ın bu haftaki sayısında açıkladı.

Fotoğraflardaki ifadeleri doğrultusunda sporcuları, “hiç gülmeyen”, “az gülen” ya da “çok gülen” olarak 3 kategoriye ayıran Wayne State Üniversitesi araştırmacıları, ilk gruptaki sporcuların ortalama 72,9 yaşında, ikinci gruptakilerin 75, üçüncü gruptakilerin de 79,9 yaşında öldüğünü saptadı.

Dergide yayımlanan makalede, “Bu araştırmanın sonuçları, duyguların akıl sağlığı, fiziksel form ve uzun yaşamakla pozitif bir ilişkide bulunduğunu gösteren diğer araştırma sonuçlarıyla örtüşmektedir” denildi.

Makalede ayrıca araştırmaların mutluluk ya da üzüntü gibi temel duyguların fiziksel ya da zihinsel reaksiyonlar ve uzun yaşam üzerinde etkisi olduğunu daha çok ortaya koymaya başladığına da işaret edildi.

(ekolay)
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 20:00

Benzer Konular

7 Mart 2016 / WaRrioR Sağlıklı Yaşam
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / prenses ayşe Cevaplanmış