Arama

Güzellik Sırları ve Pratik Bilgiler - Sayfa 2

Güncelleme: 22 Temmuz 2016 Gösterim: 215.134 Cevap: 130
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
3 Nisan 2006       Mesaj #11
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi

Güzellik Hileleri


Kalçanız büyük, göğsünüz küçük, bacaklarınız kalın olmuş ne gam. Yeter ki doğru giyinmeyi bilin. İşte, Dilek Hanif’ten giyim hileleri, önerileri..
Sponsorlu Bağlantılar
Kadınlar daha güzel, zarif ve çekici görünmek için çeşitli giyim hilelerine başvurabiliyor. Tekstil piyasasının sağladığı olanaklar, doğru giyinmeyle birleşince ortaya afeti devranlar çıkıyor. Hülya Avşar ve Nilüfer gibi ünlülerin modacısı Dilek Hanif, gerektiğinde bu tür hilelere başvurduklarını belirterek, "Bilinçli giyinirseniz, kusurlarınızı yüzde 70 oranında yok edebilirsiniz" diyor ve su önerilerde bulunuyor:

Göğüs ve bacaklar için..
  • Küçük göğüs için silikonlu sutyen kullanın. Eğer göğsünüz büyükse, toparlayıcı, kapları geniş ve bastırıp sıkıştıran sutyenler sizin için ideal.
  • Bacaklarınız kalınsa toparlayıcı çoraplar giyinin. Piyasada ince gösteren likralı çoraplar var. Hatta yaz için de, açık ayakkabıyla giyilebilecek, külot ve ayak kısmi olmayan ince çoraplar üretildi.
  • Sırt dekolteniz için de sırtı açık sutyenler üretildi. Boyundan bağlanan sutyenler dekolte kıyafetler için...
  • Elbiseniz hem askısız hem dekolte ise ve göğüsleriniz ufaksa, elbise içine göğüs kapları diktirebilirsiniz.
Popoyu küçültün
  • Geniş basenliler için toplayıcı sıklaştırıcı likralı çoraplar var.
  • Dar basenliler için silikonlu korseler var. Kenarları takviyeli bu korseler, kalçayı geniş ve şekilli gösteriyor. Kalçanız forma giriyor.
  • Göbeğiniz ve karninizin olması da sorun değil. Bele kadar yüksek çamaşır külotlar sert ve toplayıcı özelliğiyle fazlalıkları kapatıyor.
Bunlara dikkat!
  • Kilolular koyu pastel renk giymeli.
  • Kalın olan bölgelere koyu renkler gelmeli, zayıf bölgelere de açık renkler denk düşmeli.
  • Göğsünüz büyükse, bu bölgede göz alacak islemeli, pırıltılı şeyler olmalı.
  • Kiloluysanız kıyafetin çizgileri boyuna olmalı. Boyunuz kısaysa yine dikey çizgili kıyafetleri tercih edin.
  • Boynunuz kısaysa boyundan bağlı kıyafetlerden uzak durun.
  • Büyük ve taraklı ayaklarınız varsa, ince bantlı ayakkabılar giymeyin. Önü sivri, kapalı zarif pabuçlar kullanın.

Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:50
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
6 Nisan 2006       Mesaj #12
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Çogu kadin dolgun, bastan çikarici ve mükemmel dudaklara sahip olmak ister. Ama herkes mükemmel dudaklara sahip olacak diye bir kural yoktur. Dudaklarinizin hos görünmesini istiyorsaniz bir takim hilelere basvurarak da bunu saglayabilirsiniz. Iste size birkaç öneri:

Sponsorlu Bağlantılar
Agziniz büyükse

Büyük agizlari daha küçük göstermek için dudak çerçevesini dudagin hemen içinden çizmek gerekiyor. Açik bir renkle çizilecek çerçevenin içinin, çerçeveden daha koyu renkte, ancak yine de açik bir tonda boyanmasi gerekiyor.

Dudaklariniz kalinsa

Kalin dudaklarin parlak ve sert renklerden kaçinmasi gerekir. Dudaklarin içinden çizilen dudak çerçevesiyle dudak boyasinin hemen hemen ayni renkte olmasina özen gösterilmeli.

Dudaklariniz inceyse

Ince dudaklarin daha dolgun görünmesi için dudak çerçevesinin dudak çizgisinin disindan çekilmesi gerekir. Iki yana kadar iyice uzanmasi gereken çerçeve açik bir tonda çizilmeli, dudagin iç kisminin ise daha koyu bir tonda boyanmasi gerekir.

Dudaklariniz düzgün degilse

Alt ve üst dudaklarin kalinliklari birbirine uymuyorsa, degisik iki ton kullanin. Kalin dudak için koyu, ince dudak için açik renkte bir ruj sürülmesi, dudagin asimetrisini gizler.

Dukak uçlariniz asagi dogru sarkiksa

Dudaklarinizin sarkik görünümünü gizlemek için izlenecek en iyi yollardan biri, dudak kalemiyle düzeltilip çizilen bir dudak seklinin ardindan , bu seklin disinda kalan dudagin bölümlerinin ten rengine uygun renkte bir fondötenle kapatilmasidir.

Alt dudaginiz disariya dogru taskinsa

Alt dudaginiz disari dogru taskin ise, alt dudaginizi boyarken biraz küçültmeniz gerekecek. Bunun için ortasindan baslayarak
dudak çizgisinin biraz içinden dudaklarin birlestigi yere kadar boyayin. Normal olarak boyadiginizi üst dudagin daha dikkat çekici olmasini saglayin.

Üst dudaginiz disa dogru taskinsa

Üst dudagin ortasini belirten V seklini, dudak çizgisinin biraz içinden çizerek dogal kivrim vererek dudaklarin birlestigi yere kadar boyayin. Alt dudagi ise biraz tasirarak boyayin

Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:50
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Nisan 2006       Mesaj #13
arwen - avatarı
Ziyaretçi

Her hafta kilo verilmez !


Bazı haftalar diyet bozulmasa bile metabolizma hızının yavaşlaması sonucu kilo verilmez.

Günün neredeyse her saatinde tartılmak da doğru değildir. Çünkü tartılma stresi bazan metabolizmayı durma noktasına getirebilir.
Kesinlikle öğün atlanmamalıdır. Sabah kahvaltı alışkanlığımız olmasa bile bir meyve yiyip çıkmalıyız. Sık sık az yemeliyiz ki açlıktan fazla kalorili yiyeceklere saldırmayalım.
Diyet yaparken haftada bir kez abartmadan kendimize ödül verebiliriz.
Haftada bir kez sütlü veya meyveli tatlı yenebilir.
Yoğurdun suyu kesinlikle dökülmemelidir. B 2 ve folik asitten zengindir. Ayrıca bu yeşil renkli su kolesterolü de aşağı çeker.

Besin Gruplarını Tanıyalım


Sağlıklı ve dengeli beslenmede yeri olan besin gruplarına bir göz atalım...
1-Karbonhidratlar (şeker, tahıl, nişasta vs)
2-Yağlar (katı veya sıvı)
3-Proteinler (et süt yoğurt yumurta vs)
4-Mineraller (kalsiyum, potasyum, magnezyum çinko, vs)
5-Vitaminler (A,B,C,D,E, vs)
6-Su

Karbonhidratlar


Bunların en önemli görevi vücuda gerekli olan enerjiyi sağlamaktır. Zayıflama diyetlerinde günlük rejimin %50-60'ı karbonhidrat olmalıdır. Fakat alınma türü önemlidir. Ekmek ve şeker ikisi de karbonhidrattır.

Yağlar


Protein ve şekerin 2 katından daha fazla enerjiye sahiptir. (Yağın 1 gramında 9 kalori vardır. Şeker ve proteinin ise 1 gramında sadece 4 kalori vardır) Vücuttaki en önemli görevi enerji sağlamasıdır, midenin boşalmasını geciktirir, A,D,E,K vitaminlerinin erimesini dolayısıyla vücuda alınmasını sağlar, deri altında ısı kaybını önler, iç organları korur.

Proteinler


Hemen hemen bütün hayvansal ve bitkisel yiyeceklerde az veya çok bulunur. Kan hücreleri ve kanın rengini veren hemoglobinin yapımı için gereklidir. Ayrıca hastalıklara karşı savunmamızı sağlar. Diyetin% 15'i protein olmalıdır. Yetersiz
alınırsa vücudun büyüme ve gelişimi de durur. Anne karnından ölünceye kadar gerekli olan bir besin maddesidir. Gebeler ve emzikli kadınlarda diyettten eksik edilmemelidir. Protein alımı yumurta, yağsız süt, yoğurt, az miktarlarda peynir olarak alınmalıdır.

Mineraller


Mineraller hücrelerin doğru çalışması için gereklidir. Vücudumuzun % 4'ü minerallerden oluşur. Süt, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler kuru meyveler kalsiyumdan zengindir. Demir ise eksik alınırsa kansızlığa neden olur.

Vitaminler


Hem bitkisel hem hayvansal gıdalarda bulunurlar. Bazı pişirme ve saklama koşulları vitaminlerin o gıda maddesinde kaybolmasına neden olabilir.

Su


İnsan vücudunun % 60'ı sudur. Kesinlikle hiçbir kalori değeri yoktur. Diyet yapanlar günde 2-3 litre sıvı almalıdır. Bunun %80 su olmalıdır. Çay kahve yerine su içilmelidir.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:53
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Nisan 2006       Mesaj #14
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yüzümüze en çok kişilik kazandıran yerimiz gözlerimizdir. Bu yüzden her kadın için göz makyajı ayrı bir önem taşır. Göz makyajında genel kural, beğenilmeyen kısımları belirsiz hale sokmak, beğenilen tarafları iyice ön plana çıkarmaktır. Bu belirginliği sağlamak için, gece ya da gündüz kullandığınız renkler değişse de temelde ışıklandırıcı, rimel, fondöten, takma kirpik, eyeliner veya göz kalemi ile küçük hilelere başvurmakta yarar var.

Çukur gözler:


Göz bebeklerinin göz çukuruna gömük olmasından dolayı bir iki makyaj hilesi ile gözleri ön plana çıkarmak gerekir. Gözlerinizi daha belirgin hale sokmak için gözkapağınıza uçuk bir renk sürüp, farı çukurun hemen yukarısına kadar yaymalısınız. Gözkapağıyla kaşın arasına biraz kahverengi ya da gri far sürmek hoş bir görüntü yaratabilir. Kaşların altına ışıklandırıcı bir renk sürüp, göz kapağının tam ortasına da bu renkle bir nokta yapmalısınız. Ayrıca göze derinlik kazandırmak için gözkapağının normal kıvrımının biraz yukarısına bir çizgi çekip parmağınızla bu çizgiyi hafifçe yaymalısınız. Üst kirpiklerin dibine açık renk göz kalemiyle incecik bir çizgi çizilmesi de göz bebeğinin göz çukurundan ön plana çıkmasını sağlar.

Patlak Gözler:


Göz kapaklarının çok şişik ya da fırlak olması nedeniyle patlak gözler olarak adlandırılan bu tür gözlere uygulanacak makyajın püf noktası, gözkapaklarını koyu renk ve mat bir farla boyayarak saklamaktır. Böylece göz kapağı sanki daha gerideymiş gibi durur. Farı, kaşlara doğru biraz yaymalı ayrıca göz kuyruğundan alt kirpiklerin aşağısına doğru hafifçe uzatmalısınız. Kaşlarınızın altında pembe ya da ten rengi bir far kullanmanız da gözünüzü daha güzel gösterecektir. Gözkapağı kıvrımını koyu renkle belirtip, bu çizgiyi parmağınızla hafifçe yaymalısınız. Göz kalemiyle çizilecek bir çizgi de yine gözkapağını daraltabilir. Üst kirpikleri önce kıvırarak, sonra da kat kat rimel sürerek iyice belirgin hale getirmek dışarı fırlamış gözkapağınızı gizleyecektir.

Ufak Gözler:


Ufak gözleri daha güzel göstermek için, göz kapağının bir kısmini aydınlatıp, etrafındaki kısmı da sanki daha gerideymiş gibi göstermek gerekir. Bu sebeple önce gözün etrafına koyu renk far sürün. Yalnız üst gözkapağının göz pınarı kısmini bos bırakın. Farın, göz kuyruğunun yukarısında iyice koyu olmasına özen gösterin. Göz altına fardan ince bir şerit yapılması da gözlerinizi olduğundan daha geniş ve büyük gösterebilir. Üst gözkapağının pınar kısmına açık tonda bir far sürüp, bu farı gözkapağının yukarısına doğru yaymalısınız. Kaşın altına da aydınlatıcı bir boya sürmelisiniz. Boyama işlemini tamamladıktan sonra şimdi kirpiklerinizle oynamaya başlayabilirsiniz. Kirpiklerinize hacim verici rimel uygulamanız küçük gözlerinizi için iyi bir seçimdir.

Yuvarlak gözler:


Açık renk farlar göze genişlik kazandırır. Bu yüzden üst gözkapağınıza açık renk far sürün. Sonra ayni rengin koyu bir tonu ile göz çukuru kısmınıza boyut kazandırın. Daha sonra hem üst, hem de alt kirpiklerin diplerine kuyrukta biraz dışarıya doğru uzatacağınız ince bir çizgi çekin. Böylelikle yuvarlak olan gözleriniz, çektiğiniz bu ince çizgiler sayesinde biraz daha oval bir görünüm kazanacaktır.

Sis Gözkapakları:


Kadınların korkulu rüyası sabah uyandıklarında şişmiş göz kapaklarıyla karsılaşmaktır. Ancak unutmayın ki bu korkunç görüntüyü renklerle ve birkaç makyaj hilesiyle gizlemek mümkün. Öncelikle bilmelisiniz ki, sis gözlerin en büyük kurtarıcısı yeşil renkte fardır. Yeşil renkte bir far ile gözkapağını belirsiz, gözü de dikkat çekecek bir hale sokabilirsiniz. Orta koyulukta mat bir farla, göz pınarından başlayarak, üçgen oluşturacak biçimde kaşın ortasına doğru çıkıp, sonra gözün kuyruğuna doğru inmelisiniz. Gözkapağının ortasına parlak bir farla ufak bir nokta yapmalısınız. Gözkapağının kıvrımını ise koyu bir farla belirginleştirip göz kuyruğuna doğru biraz yaymalısınız. Sadece üst kirpiklere rimel sürerek göz kapaklarınızı gizleyebilirsiniz.

Birbirine yakın gözler:


Gözün kuyruk kısmını dikkat çeken bir hale getirmek için kaşlarınızın arasını biraz açmalısınız. Göz pınarlarının yanına, burnun köküne gözlerinizin biçimini gizlemek için açık renk bir karışım sürebilirsiniz. Far, gözkapağının ortasından başlayarak dışarı doğru yayılmalıdır. Gözkapağının kıvrımına çizilen çizgi de ayni noktadan başlayıp, dışa doğru uzanmalıdır. Göz kalemiyle çizilecek çizgi göz pınarının 1 santim kadar içerisinden başlamalı, bu da yine dışa doğru uzatılmalıdır. Ayrıca bu tür gözler için bir başka öneri de gözün dış kısmındaki kirpikleri rimel yardımıyla daha belirgin bir hale getirmek ya da takma kirpikle desteklemektir.

Ayrık gözler:


Gözleri birbirine yakınlaştırmak için burnun köküne koyu renk fondöten sürülmeli, kaslara doğru yayılmalıdır. Bu sayede iki gözün arasındaki mesafe bir ölçüde kapanmış olacaktır. Gözün başlangıcından göz kuyruğuna doğru yay seklinde bir çizgi çekerek bu çizgiyi göz kuyruğunda hafifletmelisiniz. Kaşın kuyruk kısmının altındaki derince yere, ışıklandırıcı bir renk verilmesi gerekebilir. Gözkapağı kıvrımı burna yakın yerde iyice belirgin hale sokulmalı, kirpik dibine çekilen çizgi de yine bu kısımda kalınlaştırılmalıdır. Gözkapaklarının orta kısmına doğru kirpiklerin iyice rimellenmesi ya da takma kirpik takılması da bu tip gözleri olduğundan daha biçimli gösterebilir.

Aşağıya doğru sarkık gözler:


Sarkık gözler yüze mutsuz bir ifade vereceğinden bu gözlere uygulanacak makyajda göz kuyruklarının yukarıya doğruymuş gibi bir görünüm kazanmasına çalışılmalıdır. Bu işi farla veya hafif bir göz kalemi çizgisiyle yapmak idealdir. Bu sayede çizgi hem belli olmaz hem de iyi etki yapar. Far dışarıya, yukarıya doğru bir kanat gibi yayılmalı, hemen hemen kaşa kadar uzanmalıdır. Gerçek gözkapağı kıvrımının yerine, bir yenisini çizmek daha doğru olur. Bu çizgi göz kuyruğuna doğru biraz yükselmeli, hafifçe yayılmalıdır. Üst kirpiklerin orta kısmından yukarıya doğru kesik kesik bir çizgi çekilmelidir. Göz kuyruğunun yukarısına uçuk renk bir far sürülmesi, kirpiklerin kıvrılarak iyice rimellenmesi gerekir.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:55
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
19 Nisan 2006       Mesaj #15
arwen - avatarı
Ziyaretçi

Kadina Yönelik Siddet


Siddet ne oldugunun ötesinde, nasil temsil edildiginin sorgulanmasi gereken ve tam da bu temsil edilis biçimleri nedeniyle hekimin ilgi alanina giren bir kavram olarak karsimiza çikmaktadir. Siddetin ne oldugu sorusuna verilecek yanitlar tartisilabilir açiklamalar olabilirse de, temsil edilisinin insanda gözlenen boyutu sözcügün kullanim alanlari arasinda yer alan “bedene zor uygulama”, “bedensel zedelenme”ye neden olma ve “rahatça gelismesini ya da tamamlanmasini engellemek üzere bazi dogal süreçlere, aliskanliklara, vb. yersiz kisitlamalar getirme” tanimlari, siddetin tip uygulamasi içinde gözlenebilir ve ölçülebilir özellikleri olarak ortaya çikmaktadir.

Kadina yönelik siddetin, toplumsal siddeti yeniden üreten boyutu, toplumsal yansimalari ve bireyin gördügü zarar olarak iki yönlü etkisi bir halk sagligi sorunu olarak bu sürecin degerlendirilmesi ve önlemlerinin tartisilmasini zorunlu kilmaktadir.
Birlesmis Milletler’in “Kadina Yönelik Siddetin Yok Edilmesi Bildirisi” kadina yönelik siddeti “cinsiyete dayali ve kadinlarda fiziksel, cinsel, psikolojik herhangi bir zarar ve üzüntü sonucunu doguran veya bu sonucunu doguran veya bu sonucu dogurmaya yönelik özel yasamda veya kamu yasaminda gerçeklesebilen her türlü davranis, tehdit, baski veya özgürlügün keyfi biçimde engellenmesidir” diye tanimlanmaktadir.

Kadina yönelik siddet için yasal önlemler alinmasi sürecinde tibbi arastirma sonuçlarinin nesnel kriterlere göre degerlendirilmis olmasi, siddetin türü, niteligi ve uygulayicilarinin yanilmaya yer birakmaksizin saptanmasi için önem tasimaktadir. Bu sürete düzenlenecek olan adli raporlarda; travma niteligini aydinlatmaya yönelik olarak tibbi verilerin yorumlanmasi gerekmektedir. Yapilan yorumlar ölçülebilir ve sinanabilir olmalidir. Böylece düzenlenen adli raporlarin bilimsel niteligi sorgulanabilir ve denetlenebilir.

Kadinlarin siddeti kurumsal düzleme yansitmadiklari ve belgelenen siddetin yasadiklari oranda olmadigi birçok çalismada bildirilmektedir. Gözlenen bu eksikligin, siddetin türü ve toplumsal algilanisi ile iliskisi önem tasimaktadir.
Belgelenen siddet eylemlerinde tüm kadinlarin ¼’ünün siddeti bir biçimi ile yasadigi, bu siddetin ¾’ünün kadina esi tarafindan yöneltildigi, buna karsin erkege yönelik siddetin 4/5’inin esi disinda kisilerce ve evin disinda gerçeklestirildigi belirtilmektedir.
Kadinin yogun olarak siddetle karsilasmasinin toplumsal sonuçlari agir olmaktadir. Siddeti yasayan kadinlarin çocuklarinda istismarin daha yüksek oranda gözlendigi, bu çocuklarin %85’inin siddete çocukluk döneminde tanik oldugu ve potansiyel siddet uygulayicilari veya kurbanlari olarak yetistikleri bildirilmektedir. Fiziksel ve mental hastaliklarda artisa bagli olarak kadinlarin hastane basvurularinda artis olmasi, kendi ve yakin çevresinin yasam kalitesinin bozulmasi, üretkenliginin azalmasi yasanan siddetin toplumsal boyutunun ve toplum içinde sürekliliginin göstergeleridir.

Çocukluk ve eriskinlik döneminde siddete maruz kalma fizik bulgularin ötesinde, depresyon, kaygi ve somatizasyon ölçeginde yüksek degerler, özsaygi yitimi, yüksek intihar girisim oranlari, artmis alkol ve madde kullanimi ile kendisini göstermektedir. Siddete maruz kalan kadinlarda intihar oraninin 4-8 kat fazla oldugu bildirilmektedir.
Siddete ugrayan kadinlarin saglik kuruluslarina basvurularinda siddeti dile getirmemeleri, basvuru yakinmalarinin yorgunluk, bas agrilari, gögüs agrilari, sindirim sistemi bozukluklari, nefes darligi ve pelvik agrilar gibi somatizasyon belirtileri olmasi ve siddetle iliskilendirmeyi düsünmedigimiz bu yakinmalar ile saglik kurumlarina basvurmalari siddetin sessiz kalmasina yol açmaktadir.

Fizik bulgular ile saglik kurulusuna basvuran kadinlarda yaralanmalar en sik bas, yüz, boyun, gögüs ve karin bölgesinde olmaktadir. Eklem yaralanmalari, görme ve isitme bozukluklari, yaniklar, isiriklar, hematom, kiriklar, kesik ve siyriklar, enflamasyonlar, delici alet yaralanmalari, çikiklar, incinmeler görülebilmekte, siddet ölümle de sonuçlanabilmektedir. Fizik bulgularin varliginda, düzenlenen adli raporda bu bulgularin yer almasi ve siddetin belgelenmesi mümkün olabilmektedir.
Türk Ceza Yasasinin 456. Maddesinde yer alan “akli melekelerinde tesevvüs”, psikolojik durumun bozulmasi sonucu çok sik olarak gözardi edilmektedir.

Siddetin iktidar iliskisinin parçasi oldugu kosullarda en agir hasarin kisinin varolusuna yönelik olacagi ve psikolojik durumun degerlendirilmesinin önemi unutulmamalidir.
Kadina yönelik siddetin büyük oranda aile içinde gerçeklesmesi ve iktidar iliskisinin bir parçasi olmasi nedeniyle psikolojik durum ile ilgili klinik tablo belirgin bazi özellikler göstermektedir. Travma sonrasi stres bozuklugunun bir alt grubu olarak tanimlanan HIRPALANMIS KADIN SENDROMU; erken dönemde sok, reddetme, içe kapanma, konfüzyon, küntlesme, korku ve depresyon bulgulari, geç dönemde ise korku, kaygi, yorgunluk, uykusuzluk, yeme bozukluklari, kayip, ihanet ve umutsuzluk duygusu ile ortaya çikmaktadir.

Aile içi siddet tanisi için uluslar arasi standartlarda birçok travma ve istismar ölçekleri hazirlanarak uygulamaya sokulmustur. Bunlardan en sik kullanilan bazilari, The Conflict Tactics Scale.
- Çatisma Yöntemleri Ölçegi (CTS) – 1979 Straus, The Psychological Violence Towards Women Inventory – Kadinlara Yönelik Psikolojik Siddet Envanteri, HITS – (Hurt, Insult, Threaten, Scream) ölçegi, The Abusive Behavior Inventory – Istismar Davranisi Envanteri, Duluth modeli, Domestic Violence Inventory” – Aile içi Siddet Envanteri, Abuse Assesment Screen (AAS)” – Istismar Belirleme Taramasi, Index of Spouse Abuse (ISA) – Es istismar indeksi, Domestic Violence Scene Assesment Screen (DVSAS)” – Aile içi Siddet Olay Yeri Belirleme Taramasi. Women Abuse Screening Tool (WAST)” – Kadin Istismari Tarama Araci olarak siralanabilir.
Psikolojik tani kriterleri olarak; travma yaniti olusturabilecek bir stresör varligi, bir aydan uzun süren psikolojik belirtiler, belirgin algi ve bellek degisiklikleri, en az 3 kaçinma davranisi (Ö. hafiza kaybi, iki farkli kisiligin olusumu ve depresyon), En az 2 belirgin asiri uyarilmislik davranisi (Ö. Uyku veya yeme bozuklugu, tedirginlik ve artmis irkilme) kullanilmaktadir.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:56
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Haziran 2006       Mesaj #16
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Yağ dokusundan yeni meme...


Kanser veya bir başka nedenle memesi alınan kadınlara, karın bölgesinden, kalçadan ve uyluktan alınan yağ dokularıyla yeni meme yapılabiliyor

Bir çok kadın kanser çıkacağı ve memelerinin alınacağını düşünerek meme muayenesi olmaktan kaçınıyor. Oysa uzmanlar günümüzde memesi alınan hastalara, aynı seansta yeni meme yaptıklarını belirtiyor.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Dr. Ömer Özkan, bu tür operasyonlarla hastanın memesiz bir dönemin verebileceği psikolojik sıkıntıdan kurtulduğuna işaret ediyor. Konuyla ilgili bilgi veren Özkan, şunları söyledi:

"Kadınlar, kanser çıkacağı ve memelerinin alınacağını düşünerek meme muayenesi olmaktan kaçınıyor. Bu nedenle de teşhiste ve tedavide geç kalıyor. Artık kadınların 'memem olmayacak' diye korkmalarına gerek yok. Her kadına uygun bir yöntem var, çünkü cerrahi müdahale ile alınan memenin yerine karın bölgesinden, kalçadan ve uyluktan alınan dokularla yeni bir meme yapabiliyor, hatta diğer memeye de şekil verilerek, daha estetik bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyoruz. Böylece hasta eskisinden daha da mutlu olabiliyor."

Karın germesi uygulamalarında, alınan dokunun daha önceleri atıldığına işaret eden Özkan, yeni uyguladıkları yöntem sayesinde bu dokunun atılmadığını, atılmadığı gibi hem meme yapılabildiğini hem de hastanın bu arada karın germe ameliyatının yapılabildiğini belirtti.

"KAYBETTİĞİM BİR ŞEYİ YENİDEN KAZANMAK ÇOK GÜZEL"


Kanser nedeniyle 7 yıl önce her iki memesi de alınan Nermin Açıksöz, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde gerçekleştirilen ameliyatla yeniden memelerine kavuştuğunu anlattı.
Memeleri alındıktan sonra geçen 7 yıl içinde bazı psikolojik problemler yaşadığını kaydeden Açıksöz, göğüslerin kadının simgesi olduğunu, yokluğunda bir takım sıkıntılar yaşadığını ve diğer
kadınları kıskandığını söyledi. Açıksöz, "Karın bölgemden alınan yağlarla göğüslerime yeniden kavuştum. Kaybettiğim bir şeyi yeniden kazanmak çok güzel" dedi.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:56
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #17
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Sağlık ve güzelliğe "böğürtlen"


Hafıza kaybından, ishale kadar bir çok rahatsızlığa iyi geldiği belirtilen böğürtlene olan ilginin, her geçen gün arttığı bildirildi.

Uzmanlar tarafından, çiçekleri ve taze meyvesinin bir çok hastalığa iyi geldiği belirtilen böğürtlen, iklim özellikleri nedeniyle en çok Mersin ve Bursa yörelerinde yetiştiriliyor. Kozmetik sanayisi ise böğürtlen aroması bulunan duş jeli ve güzellik losyonları üretmeye başladı.

Böğürtlenin sıkılarak elde edilen suyunun ishal rahatsızlıklarına, taze veya kurutulmuş 20 gram böğürtlen yaprağından yapılan çayın ise, ağız yaralarına iyi geldiğini belirten uzmanlar, antioksidanlar açısından zengin olduğunu belirttikleri meyvesinin ise yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarına, diyabete ve böbrek taşlarına karşı kullanıldığını söylediler.

Böğürtlen bu özelliklerinin yanı sıra, son günlerde değişik kozmetik firmaları tarafından da doğal bitkilerden üretilen ürünlerin hammaddesini de oluşturduğu belirtildi.

Firmaların vücut güzellik losyonları ve duş jeli gibi doğal bitkilerden imal ettikleri ürünlerinde böğürtlen çiçeği ve meyve aromasını kullandıkları kaydedildi.

TALEP ARTTI


Mersin'in Silifke İlçesi Böğürtlen Üreticileri Birliği Başkanı Ekrem Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anavatanı Bursa olmasına karşın Türkiye'de en erkenci bögürtlen meyvesinin Silifke'de yetiştirildiğini söyledi.

Silifke Ovası'nda bu yıl toplam 180 dekar alanda ekim yaptıklarını ve yaklaşık 330 ton rekolte beklediklerini belirten Doğan, artan talep karşısında ekim alanlarının her geçen yıl arttığını ifade etti. Böğürtlenin taze olarak tüketilmesinin yanı sıra reçel, marmelat gibi bir çok kullanım alanının bulunduğunu anlatan Doğan, uzmanlar tarafından bir çok hastalığa iyi geldiğinin de bilimsel olarak kanıtlandığını sözlerine ekledi.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:57
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #18
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Mantara karşı temizlik şart!!!


tırnakta mantar enfeksiyonu varsa bunun görülebildiğini, ağrının hissedilebildiğini vurgulayan uzmanlar, hastalığın, tırnaklarda sarı, yeşil veya kahverengi renklenme, tırnaklarda pul pul kalkma, tırnak altında kir birikmesi, ayaklarda kötü koku ve ayak tırnaklarında acı ile ortaya çıktığını belirtiyor.

Bu önerilere dikkat!
  • Ayaklarınızı her zaman olabildiğince temiz ve kuru tutun.
  • Halka açık yüzme havuzu ve duş alanlarında mutlaka terlik kullanın.
  • Ayak tırnaklarınızı, parmağın ucunu geçmeyecek şekilde düz kesin.
  • Manikür ve pedikür konusunda dikkatli olun. Aletlerin steril olması gerekir. Pediküre gittiğinizde en iyisi kendi aletlerinizi kullandırın.
  • Ayağınıza uyan, sivri burunlu olmayan rahat ayakkabılar giyin.
  • Ev içinde kullanılan havluların kişiye özel olmasına dikkat edin.
  • Ayaklarınız çok fazla terliyor veya nemli kalıyor ise gün içinde çoraplarınızı sık sık değiştirin.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:58
ChinaDoll - avatarı
ChinaDoll
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #19
ChinaDoll - avatarı
Ziyaretçi

Son moda 'iyi' suyla yüz yıkamak


Su aslında güzelliğiniz için en önemli maddelerden biridir. Ama yüzünüzü ve saçınızı yıkadığınız suyun kalitesi çok önemli. O yüzden güzelliğine düşkün birçok kadın temizlik için kaliteli su markalarını kullanıyor.

Hayatın kaynağı olan su güzelliğiniz için de çok önemlidir. Her gün belli bir miktarda su içmeniz gerektiğini biliyorsunuz, bu suyu da kaliteli su markalarının arasından seçiyorsunuz. Ama aslında yüzünüzü ve saçınızı yıkadığnıız suyun kalitesi de çok önemli. Ünlü Amerikalı dermatolojist Dennis Gross bunu tesadüfen keşfetmiş.

2001 yılında, moda dergilerinin editörleri, mankenler, sosyete mensupları ve tasarımcılardan oluşan müşterilerinin Milano'daki bir moda gösterisinden döndüklerinde ciltlerinin kuruduğunu ve bozulduğunu farkedince konunun üzerine eğilmeye karar vermiş. Çünkü bu dönem boyunca bütün müşterileri aynı kozmetik ürünleri kullanıyorlarmış, değişen tek şey temizlikte kullandıkları suymuş! Dr. Gross bunun üzerine dünyanın çeşitli kentlerinde musluktan akan suları tahlil ediyor ve cilt için en iyi suyun New York, Los Angeles ve Gereenwich'te olduğunu görüyor. Musluk suyunun içindeki demir, bakır, magnezyum, çinko ve kurşun gibi ağır metaller serbest radikallerle etkileşim içine girerek cildin kolajen dokusunu zayıflatıyor. Aynı zamanda cildin doğal yağını kalınlaştırarak gözenekleri tıkamasına ve böylece, akne, siyah nokta, genişlemiş gözenekler ve kırmızılığa yol açıyor. Bundan kaçınmak istiyorsanız yüzünüzü arı suyla ya da içme suyuyla yıkamanız gerekiyor. Birçok ünlü yüzleri için Evian benzeri ünlü su markalarını tercih ederken yüzlerini temizlemek için maden suyuna başvuran ünlüler arasında Deniz Seki ve Türkan Şoray da bulunuyor.

Peki ya saçlarınız?


Eskiler saçlarını yıkamak için yağmur sularını biriktirdiklerini ya da kar erittiklerini anlatırlar. Los Angeles'ın en havalı kuaförünün sahibi olan Jonathan Antin da saf suyun saçlar için çok yararlı olduğu görüşünde. Çünkü arı üst deriyi besliyor ve saç telindeki boşlukları dolduruyor. O yüzden, ünlü kuaför uzun zamandır fotoğraf çekimleri öncesinde modellerden saçlarını Evian suyuyla yıkamalarını istiyor. Siz bunu yapamasanız bile, saçınızı ve cildinizi yıkarken saf su ya da filtrelenmiş su kullanmayı deneyebilirsiniz. Ya da cildinizi temizlemek için su kullanmaya gerek göstermeyen ürünlere başvurabilirsiniz. Nitekim, önümüzdeki günlerde böyle bir ürünü piyasaya sunmaya hazırlanan Clarins'in pazarlama müdür yardımcısı Caroline Pieper-Vogt, aynı eğilimin başka alanlarda da ortaya çıkacağını ve önümüzdeki yıllarda, ağız, saç ve cilt temizliğinde su gerektirmeyen ürünlerin karşımıza çıkacağını da söylüyor.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 19:59
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ağustos 2006       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Her kadının hayalidir gençliğini ve güzelliğini uzun yıllar korumak ve olduğundan genç göstermek. Eğer cildinize iyi bakar, düzenli olarak temizler, nemlendirirseniz, uzun yıllar gençliğinizi koruyabilirsiniz. İşte genç ve güzel görünmenin 4 temel adımı. Parlak saçlara sahip olun Saçlarınızın çok kuru olduğundan yakınıyor, daha parlak görünmesini mi istiyorsunuz? İşte işe yarayacak bazı öneriler: Bir muzu iyice ezin. Bir çay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınızın diplerinden başlayarak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın. Bir başka öneri ise şöyle; 1 yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı karıştırın çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice yedirin. Saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın

Salatalık sürün canlanın
Salatalık ile cildinizi canlandırmaya ne dersiniz? A, B ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, demir, magnezyum ve gençlik iksiri olarak tanımlanan selenyum deposu salatalık, her türlü cilt sorununa iyi geliyor. Susuzluğu giderici özelliği ile cildin nem oranını dengeliyor. Canlandırıcı ve yumuşatıcı etkisi nedeniyle kozmetik ürünlerinin vazgeçilmez besinlerinden biri. Cildiniz için her gün

1 salatalık yiyin. Ayrıca salatalığın kabuğunu biraz kalın soyup yüzünüze sürün, cildinizde ani canlanma ve yumuşama etkisini hissedeceksiniz.

İyi bir uyku çekin
Cildimiz kendini onararak yenilenmek ve beslenmek için organizmanın derin uyku halini, yani geceyi bekler. Cilt, gece yarısından sonra hormonlar tarafından daha iyi sulanır; kılcal kan dolaşımı da aynı şekilde bu dönemde canlanır. Cildin uygulanan ürünlerden en yoğun olarak yararlandığı saatler ise sabahın dördüdür. Gecenin cildimize sunduğu en büyük hizmet sakinleşmektir. Yani gün boyunca kendisini güneşe, rüzgara karşı savunurken, yaptığı strese bağlı ya da mimiklerle ilgili kırışmaların asıl nedeni olan adale kasılmaları gece boyunca sakinleştiğinde ortadan kalkar ve cilt rahatlar.

Kırışıklıklara meyve
Bilim adamları, güneş ışınlarından meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu açıkladı. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu belirtiyor. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay. Öte yandan ciltte kırışıklıkların, et, sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği gözlendi.

Dudaklar balla parlasın

Bal, içeriğindeki vitamin mineral, antioksidan ve aminoasitlerle değerli bir besin maddesi olmasının yanı sıra, tedavi edici özelliklere sahip. İşte çatlayan dudaklar için tedavi edici bir dudak parlatıcısı:

1 fincan tatlı badem yağını ve yarım fincan balmumunu, mikrodalga fırında balmumu eriyene kadar tutun. 2 kaşık balı ilave edip karıştırın. Soğumaya bırakın. Karışımı kapaklı minik kaplara döküp kullanın.

Kuru cildin ilacı gül

Yağlı cilt kadar kuru cilt de sorun yaratır. Özellikle soğuk aylarda kuru cilt yeteri kadar beslenmezse, çatlaklar ve tahrişlere açık hale gelir. Kuru bir cildiniz olduğundan yakınıyorsanız gülden yararlanabilirsiniz. Gül suyu ve gül yağı kozmetikte de oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Üç damla gül yağını, üç damla lavanta yağı ile karıştırarak cildinize sürün. Cildinizin bir anda gerginlikten kurtulduğunu hissedeceksiniz.
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 20:00

Benzer Konular

14 Aralık 2008 / Misafir Sağlıklı Yaşam
10 Ekim 2008 / HeliX Taslak Konular
4 Nisan 2013 / reyan Astroloji/Fallar
7 Nisan 2007 / RuffRyders Taslak Konular