Ziyaretçi
1923-2006
Sponsorlu Bağlantılar
31 Temmuz 1923^te İstanbul^da doğan Ertegün, Büyükelçi Mehmet Münir Ertegün^ün oğluydu. Babasının görevi dolayısıyla İsviçre, Paris, Londra ve Washington^da eğitim gören Ertegün, 1947 yılında dişçisinden 10 bin dolar alarak kurduğu Atlantic Records^u dünyanın en önemli müzik şirketleri arasına sokmayı başardı. Ahmet Ertegün uzak görüşlülüğü ile Atlantic Records^u esasen blues ve caz müzik ağırlıklı bir şirketten dünyanın en önde gelen müzik şirketlerinden biri haline getirdi. Ertegün^ün keşfettiği müzisyenler blues, soul ve rock müzikte çığır açtı ve modern müzik kültürünün şekillenmesinde büyük rol oynadı. Ahmet Ertegün, Rock and Roll Hall of Fame Müzesinin de kurucusu oldu ve başkanlığını yaptı. Bugün Cleveland Ohio^daki müzenin ana sergi salonu Ertegün^ün ismini taşıyor. Ertegün, Atlantic Records^un kurucu başkanı olarak müzikle uğraşmaya devam ediyordu. Ertegün, 14 Aralık 2006 tarihinde ABD'de vefat etti.
ÖDÜLLERİ
Ertegün 1991 yılında Boston^daki Berklee Müzik Okulundan onursal doktora ünvanını, 1993 yılında da Sanat ve Bilim Kayıtları Ulusal Akademisinden (National Academy of Recording Arts & Sciences) bir ödül aldı ve 2000 yılında da ABD Kongre Kütüphanesi tarafından "Yaşayan Efsane" ünvanıyla onurlandırıldı. Haziran 2006^da 40. Montreux Caz Festivali^nin açılış konseri Ertegün onuruna verildi.
VEFAT-HABER
Müziğin efsane ismi öldü
Hürriyet 15 Aralık 2006
ABD'nin ünlü müzik şirketi Atlantic Records'un sahibi Ahmet Ertegün, New York'ta tedavi gördüğü hastanede son nefesini verdi. Ertegün'ün sözcüsü, bir süredir komada olan 83 yaşındaki müzik adamının dün gece hayatını kaybettiğini açıkladı.
29 Ekim pazar günü New York'taki Rolling Stones konseri sırasında ayağının kayması sonucu düşerek başını çarpan Ertegün, hastanede bitkisel hayata girmişti. New York'taki Presbyterian Hastanesi Weill Cornell Tıp Merkezi doktorlarından Howard A. Riina, son nefesini verirken tüm ailesinin Ertegün'ün başucunda olduğunu belirtti. Atlantic Records sözcüsü Bob Kaus da, cenazenin Türkiye'de defnedileceğini, yılbaşından sonra da New York'ta bir anma töreni düzenleneceğini açıkladı. Amerikan haber ajansı Associated Press (AP) müzik dünyasının efsanevi isimlerinden olan Ertegün'ün ölümünü acil koduyla dünyaya duyurdu.
Ertegün^ün müzik dünyasına kazandırdığı isimler
Ertegün^ün müzik dünyasına kazandırdığı isimler arasında Ray Charles, Big Jue Turner, Ruth Brown, La Vern Baker, The Clovers, The Drifters, John Coltrane, Ben E. King, Bobby Darin, Sonny & Cher, Aretha Franklin, Otis Redding, Solomon Burke, Wilson Pickett, Led Zeppelin, Eric Clapton, Crosby Stills Nash & Young, The Rolling Stones, Bette Midler, Roberta Flack, Phil Collins bulunuyor.
HAKKINDA YAZILANLAR
TIME, Ahmet Ertegün^ü tanıttı
Hürriyet 06.08.2001
Ünlü haber dergisi TIME dergisi son sayısında, ABD^de yaşayan Türklerin duayeni ve ^^Atlantic Records^^ plak şirketinin eşbaşkanı Ahmet Ertegün^e 4 sayfa ayırdı. Eski ABD başkanlarından Bill Clinton^ın Harlem^deki yeni ofisinin açılışında seslendirilen ^^Stand by Me^^ şarkısının ilk kez Ahmet Ertegün^e ait plak şirketi tarafından kaydedildiği ve ondan sonra meşhur olduğu hatırlatılan yazıda, şarkının, ırklar arasında dayanışmave kardeşliğin simgesi haline geldiğine dikkat çekildi.
^^Stand by Me^^nin yanı sıra ^^Spanish Harlem^^ gibi sevilen çok sayıda parçayı geniş kitlelere duyuran ve meşhur olmalarını sağlayan kişinin Ahmet Ertegün olduğuna işaret eden TİME dergisi, Ertegün^ün, şirketin kuruluş günlerinde sözleşmelerin imzalanmasından, şarkıların yazılmasına ve üretime kadar her şeyi üstlendiğini vurguladı.
Ahmet Ertegün, ^^Atlantic Records^^ plak şirketini 1947 yılında Jerry Wexler ile birlikte kurmuştu.
Görme özürlü siyah şarkıcı Ray Charles^ın da ^^Atlantic Records^^ageldikten sonra üne kavuştuğunu kaydeden TİME dergisi, Nat King Cole^un da şöhretinin bu şekilde geldiğine dikkat çekti. Ahmet Ertegün^ün, anılarını, 1959 yılında kaleme aldığı ^^What^d I Say^^ adlı kitapta topladığını kaydeden TİME, bu başlığın daha sonra Ray Charles tarafından şarkı haline getirildiğini ve büyük başarı sağladığını yazdı.
ELVIS PRESLEY^i DE KENDİNE BAĞLAYACAKTI
Son birkaç yıldır Broadway sahnelerinde büyük başarıyla temsil edilen ^^Smokey Joe^s Cafe^^ adlı oyunun şarkılarının da 1950^li yıllarda ^^Atlantic Records^^ plak şirketi tarafından üne kavuşturulduğunu hatırlatan TİME dergisi, Ertegün^ün 1955 yılında Elvis Presley^in ^^Sun^^ şirketiyle mukavelesini 25 bin dolara devralma girişiminde bulunduğunu, fakat RCA şirketinin 20 bin dolar daha fazla vererek Elvis Presley ile mukavele imzaladığını hatırlattı.
Ahmet Ertegün ile ilgili yazıda, Ertegün ve şirketinin New York^a geldikten sonra sadece ünlü şarkıcılar ve gruplar değil, kendi başına bir müzik türü yarattığı da vurgulandı. ^^Atlantic^^ plak şirketinin meşhur ettiği bir zamanların ünlü şarkıları arasında ^^Save the last dance for me^^, ^^Charlie Brown^^, Aretha Franklin^in söylediği ^^Spanish Harlem^^, Donna Summer^ın söylediği ^^There goes my Baby^^, Tom Jones^un seslendirdiği ^^Who have nothing^^ ve son
günlerde dillerden düşmeyen ^^Stand by Me^^ bulunuyor.
ATLANTIC RECORDS'UN KURUCUSU VE BAŞKANI AHMET ERTEGÜN ÇOK SEVDİĞİ BODRUM'U VE SOUTH HAMPTON'DAKİ EVİNİ ALEM'E ANLATTI
Atlantic Records'un Kurucusu ve Başkanı Ahmet Ertegün, yaşamını 56 yıldır Amerika'da sürdürüyor. Dünya müziğindeki 'Dev Türk İmza' Ahmet Ertegün'ün 1947'de kurduğu 'Atlantic', Amerika'da sık sık yeni bir örneğine tanık olduğumuz dev şirket birleşmelerinin sonucu olarak, önce 'Time Warner'a katıldı. Bir süre önce de 'Atlantic', 'Time Warner'ı satın alan Internet şirketi America On Line'ın (AOL) bir parçası oldu. 'Atlantic', müzik hayranı iki arkadaşın, Ahmet Ertegün ile Herb Abramson'un, tek odada, borç parayla kurduğu bir şirket. Ama 'Atlantic' bir şirket olmanın ötesinde zaman içinde bir akım, bir kültür, bir ekol oldu... 'Atlantic', yarattığı kültürün sayesinde, RCA, Columbia, Decca gibi devlerin hakimiyetindeki plak sanayiinde tutunup başarıya ulaştı. Ve müziğin seyrini izleyip kendini yenileyebildiği için de kazandığı yeri, tartışılmaz bir üstünlükle hala koruyor. Gelişimin başında da, ilk günden beri olduğu gibi Ahmet Ertegün var. 18 yaşındayken 50 bin plağı olan, Türkler için bir Amerikan rüyasını sembolize eden Ahmet Ertegün'ün ismi NY'ta yaşayan Türkler için ayrı bir anlam ifade ediyor. Çünkü onun Türk olması, Amerika'ya her ayak basan Türk için bir ilham kaynağı. Ahmet Ertegün, geçtiğimiz yıl İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'ndan 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' ve en son olarak da ALEM'in New York'ta düzenlediği 'ALEM NY'ta Başarılı Türkleri Buluşturuyor' davetinde başarılarından dolayı ödül almıştı. Ahmet Ertegün'le Amerika'daki yazlığında; South Hampton'daki evinde buluştuk. Hemen her yıl Bodrum'daki evinde eşi Mica ile yaz mevsimini geçiren Ertegün buraya dünyaca ünlü konuklarını da davet ediyor. Müzik dünyasının dev ismi Ahmet Ertegün, Türk basınından 'ilk' kez ALEM'e, South Hampton'daki evinin kapılarını açtı.
Amerika hikayenizi kısaca anlatır mısınız?
Babam Atatürk'ün Hukuk Müşaviri'ydi. Ben henüz 2 yaşındayken babamı İsviçre'ye tayin etmişlerdi. Oranın İsviçre-Türk Temsilcisi'ydi. Ondan sonra Paris, Roma, Londra ve en son olarak da Washington'a atandı. O yüzden buralarda büyüdüm. Hiç Türk okuluna da gitmedim. 14 yaşıma kadar da Paris ve Londra'daydım. Bu yaşımda Amerika'ya geldim ve felsefe üzerine eğitim almaya başladım.
Felsefeden sonra müzik tutkunuz mu başladı?
16 yaşıma geldiğimde benim kadar pop müzik konusunda bilgisi olan yoktu bu dünyada. 18 yaşımdayken de 50 bin plağım vardı. O plakların hepsinde kim bas, davul çalıyorsa hepsini biliyordum. Ve tüm dünyada kaç plak satıldığını, nerede satıldığını ve kim kimi alıyor biliyordum. Ayrıca hangi sanatçı hangi ülkede daha ünlü oluyor onu da biliyordum. 21 yaşıma geldiğimde plak yapmaya başladım; 23 yaşımda da 'Atlantic Kumpanyası'nı hobi olarak kurdum. Yani
anlayacağınız bu işe bir hobi olarak başladım.
Hobi olarak başlamanıza rağmen, müzik de yazmıştınız.
Evet, yazdım ama hangilerini yazdığımı hatırlamıyorum. Uzun zamandan bu yana da artık yazmıyorum. Biz başlangıçtan beri daha çok zenci Amerikan müziği içinde yol aldık. Ondan sonra yavaş yavaş Rock & Roll müziğini aşağı yukarı biz dünyaya tanıttık. Yani Aretha Fraklin, Ray Charles'tan sonra çıkan grupları tanıttık dünyaya. Led Zeppelin, Rolling Stones, Eric Clapton'ı biz ünlendirdik.
Ahmet Bey, bize biraz da South Hampton'daki evinizden ve yaşantınızdan bahseder misiniz?
Ben South Hampton'a 1961 yılında geldim. Burası bizim yazlık sayfiye yerimiz, deniz kenarında. Amerika'da üç tane sayfiye yeri var. Bunlar North Island'da bulunan 'New Port', 'South Hampton' ve 'Palm Beach'. Bu yerler 1900'den beri, hatta daha da evvelden, eski Amerikan ailelerinin sayfiye yerleriydi. Son zamanlarda buralar daha da popüler oldu. Şimdi 'East Hampton'da birçok Hollywood artistinin evleri var. Fakat 'South Hampton' daha çok, eski Amerikan sosyete ailelerinin yeri. Orası da yavaş yavaş değişiyor, her yer gibi. Ama halen bu eski Hampton'ı muhafaza etmeye çalışıyorlar.
Buraya sadece yazın değil, kışın da geliyorsunuz değil mi?
Evet, biz daha çok sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında buradayız. Yazları Avrupa'ya gidiyoruz ve daha çok tabii Bodrum'u tercih ediyoruz. Orada evimiz var; Yaz aylarını daha çok orada geçiriyoruz.
Biraz Bodrum'daki evinizden de bahsedebilir misiniz?
Biz Bodrum'u çok seviyoruz. Tabii Bodrum da çok değişti. Son zamanlarda çok fazla kalabalık oldu. Birdenbire büyüdü ama suları çok güzel, zaten orası cennet gibi bir yer. İnşallah bu yeni gelen nüfusu kontrol altına alabilecekler, çünkü biz oraya ilk gittiğimiz zaman nüfus aşağı yukarı 9-10 bin kişiydi. O zamanlar yazlık nüfus da 25 bin kadardı. Bana, geçen yaz yarımadaya 1.5 milyon kişiden fazla gelen olduğunu söylediler. Epey bir göç var tabii. Bakalım bu sene turizm nasıl olacak, kim bilir?
Neden Bodrum'da ev almayı tercih ettiniz?
Eşimle Mica ile beraber 1970'li yıllarda Türkiye'yi ziyaret etmiştik, bir yer bulalım diye; Yazlık ev yapmak için. Sahilleri dolaştık ancak bir yer beğenmedim. Marmaris'e gittik, orayı hiç beğenmedim. Bodrum'a gittim ve o zamanki Bodrum inanılmaz güzel bir yerdi ve küçücüktü. Orada o
zamanlar birkaç şair, müzisyenler, küçük kahveler ve eski yerler vardı. Biz eşimle burayı inanılmaz derecede sevdik ve eski bir yer bulduk. İngiliz haritalarında duruyordu; 'Ağa'nın Konağı' diye. Orasını satın aldık. Tam 58 kişiye miras kalmıştı. Tek tek dolaştım ve insanları buldum. Restore ettik eski Osmanlı stilinde ama esas olarak Bodrum stilinde. Asıl 2 ev var. Birisi büyük ev haremlik; diğeri selamlık. Her yaz Bodrum'a gidiyoruz. Tabii ki Bodrum çok değişti, çok bozuldu ama her yer bozuldu. Ona bakarsanız Saint Tropez de bozuldu. Eski tatil yerleri değişiyor. Ama Bodrum yine bir şekilde devam ediyor. Tabii eski Bodrumlular çok az kaldı. Şimdi bir sürü başka insan dolu orada. Her şeye rağmen yüksek binalar yasaklanmış, o çok iyi. O yüksek otellerin burada olmaması çok iyi. Fakat gittikçe daha popüler oluyor. Türkiye denince herkes oradan bahsediyor, eğlence yeri gibi.
Siz senelerden beri Bodrum'a Amerika'nın ve dünyanın çok ünlü isimlerini getiriyorsunuz. Onların tepkileri nasıl oluyor Bodrum'a ve Türkiye'ye karşı?
Bize gelen misafirler çok memnun, çünkü biz orada çok sakin bir hayat yaşıyoruz. Bütün gün denizdeyiz. Konuklarımız bizim yemeklerimizi çok seviyorlar. Çok şükür, çok iyi aşçılarımız var. Evimiz de eski bir Osmanlı evi, biliyorsunuz onu restore ettik. Çok büyük, çok lüks olmasa bile eski zaman hali; 'Old World Charme' hali var. Bize gelenler çok memnun.
Eşiniz de Amerika'da çok ünlü bir içmimar. Türkiye'de de çok iyi tanınıyor. South Hampton'daki evinizi kim dizayn etti?
Eşim Mica dizayn etti. Bütün planlarını da Amerika'nın önemli mimarlarından, yakın dostumuz Jakie Robertson çizdi. Planları o çizdi ama Mica'nın dizaynları üzerine.
Buraya geldiğinizde eşinizle birlikte bir hafta sonunuzu nasıl geçiriyorsunuz?
Her hafta sonu başka türlü oluyor. Eskiden çok fazla tenis, golf oynardık ama son zamanlarda azalttık sporları. Bütün hafta sonları hep dolu geçiyor. Birçok dostlarımız var. Partiler oluyor, birbirimizin evlerine gidiyoruz.
Son zamanlarda New York'un içinden çok başarılı Türk isimler çıkmaya başladı; Tabii biz ilk sizin isminizi duyduk. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Bunlar olacak tabii. Benim babam Washington'a ilk büyükelçi tayin edildiği zaman, Amerika'da pek az Türk vardı. Ama yavaş yavaş artmaya başladı. Sanıyorum ki, çok fazla insan gelmeye başladı buraya, çünkü üniversitelerde birçok öğretim elemanlarımız var, doktorlar var. Birçok Türk avukatlar görüyorum burada. Ayrıca üniversitelerde de pek çok öğrenci var. İnşallah bunların çoğu Türkiye'ye döner. Çünkü biz onlara orada ihtiyaç duyuyoruz. Asıl işi yapacak olanlar da Türkiye'ye dönenler; onlar
bize lazım. Tabii burada kalanlar da bize yardımcı oluyor. Bütün memleket kalkınıyor; Son 30-40 sene içerisinde çok büyük değişiklikler oldu ve iyi, doğru bir yola gidiyoruz. İnşallah Atatürk'ün ideallerini iyi bir yere getireceğiz.
Müzik dünyasındaki Türkler'i nasıl görüyorsunuz?
Müzik dünyasında asıl Türkler değil, ecnebiler pek az var. Çünkü onlar, hep kendi ülkelerinde tanınıyor. Amerika'da çok az ecnebi şarkıcı var. Bizim tüm şarkıcılarımız arasında ilk defa Tarkan tüm dünyaya girmeyi başardı ve bunu Türkçe şarkılarla yaptı. Şimdi bir İngilizce albüm üzerinde çalışıyoruz ve çok iyi şarkılarımız var.
Başarılı olacağını düşünüyor musunuz?
Başarılı olabilirsek tüm dünyada ilk defa büyük bir star yaratmış olacağız.
İşinizin dışında nelerden hoşlanırsınız? Amerika'nın mutlaka sevdiğiniz yönleri vardır. Biraz bahseder misiniz?
Amerika'da yaşamak güzel çünkü burada kanunlar güzel işliyor ve demokrasi var. İnsan istediğini söyleyebiliyor; Başkalarının önünde istediğin gibi konuşabiliyorsun. Bu başka memleketlerde öyle değil, hatta çoğunda yok.
Bu güzel söyleşi için size çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim. İnşallah yakında gelirseniz sizi görmekten çok memnun olacağız.
Atlantic Records" plak şirketinin kurucusu ve başkanı Ahmet Ertegün, müzik dünyasının en saygın ödüllerinden Grammy Müzik Ödülleri'nin 48'incisine gösterilen adaylar arasında yer aldı.
Ertegün'ün basın sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Ertegün'ün, Amerikalı ünlü caz yorumcusu Ray Charles'ın 1952-1959 yılları arasında seslendirdiği kayıtlardan derlenen "Pure Genius: The Complete Atlantic Recordings" adlı kolleksiyonun yapımcısı olarak, "En İyi Tarihi Albüm" kategorisinde Grammy müzik ödüllerine aday gösterildiği bildirildi.
48. Grammy Müzik Ödülleri, 8 Şubat Çarşamba günü Los Angeles'ta yapılacak bir törenle sahiplerini bulacak.
Ahmet Ertegün, daha önce de üç farklı alanda Grammy ödülüne layık görülmüştü.
kaynak = alem.com.tr
biografi.net
kanald.com
biografi.net
kanald.com
Biyografi Konusu: Ahmet Ertegün nereli hayatı kimdir.