Arama

Hoca Ali Rıza

Güncelleme: 30 Eylül 2016 Gösterim: 42.484 Cevap: 4
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
12 Haziran 2008       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

Hoca Ali Rıza

Ad:  Hoca Ali Rıza.JPG
Gösterim: 3230
Boyut:  30.9 KB

(d. 1864, Üsküdar, İstanbul - ö. 1935, İstanbul)
Sponsorlu Bağlantılar
Türk manzara resmine çağdaş boyutlar kazandıran ressam. Asker ressamlar adıyla anılan grubun üçüncü kuşak temsilcilerindendir.

Süvari binbaşısı Mehmed Rüşdi Bey’in oğludur. Bazı kaynaklar doğum tarihini 1858 olarak gösterir. Doğum yerinden
hareketle “Üsküdarlı Ali Rıza”, öğretmenliğinden ötürü de “Hoca Ali Rıza” olarak da anılır. 1879’da girdiği Askeri Rüştiye’de arkadaşları ile birlikte bir “resimhane” açılmasına önayak oldu; burada Osman Nuri Paşa ve Süleyman Seyyit gibi dönemin ünlü ressamlarından, ders aldı. 1884’te Harbiye Mektebi’nden mezun olduktan sonra aynı okulda resim öğretmeni yardımcısı, ertesi yıl da kolağası rütbesiyle resim atölyesi şefi oldu. Bu okuldaki 30 yıllık öğretmenliği süresince birçok asker ressamın yetişmesine katkıda bulundu. Ayrıca İnas (Kız) Sanayi-i Nefise Mektebi ile Çamlıca ve Üsküdar Kız liselerinde de öğretmenlik etti. 1909’da kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyetimin bir süre başkanlığını yaptı; cemiyetin yayımladığı dergiye dönemin öbür önemli ressamları ile birlikte yazılar yazdı.

Hoca Ali Rıza öğretmenliği sırasında hazırladığı taslak defterine doğadan ya da akıldan karakalem birçok çizim yaptı. Bu çizimler, o dönemde canlı modelden çalışma olanağından yoksun öğrenciler için örnek oluşturuyordu. Karakalemin yanı sıra suluboya, guvaş ve yağlıboya ile çok sayıda manzara gerçekleştirdi. Bu resimlerinin çoğunda doğayı, Üsküdar’ın eski sokaklarını, ahşap evleri, çeşme ve mezarlıkları işledi; çok sayıda da ev içi çizimi yaptı.
Ad:  Hoca Ali Rıza1.JPG
Gösterim: 2463
Boyut:  29.8 KB

Doğaya büyük bir içtenlikle bağlı olan Hoca Ali Rıza yaptığı durgun ve dingin manzaralarla bir anlamda kendi adıyla anılan bir okul oluşturmuştur. Manzaralarında önceki kuşaklarda izlenen minyatür benzeri etkiler görülmez. Daha çok açık hava ressamlarının kullandığı saydam renklerden yararlanmış, koyu renklerden uzaklaşarak açık ve ışıltılı renkleri yeğlemiştir. İzlenimcileri anımsatan bir paleti vardır. Işıklı alanları turuncumsu sarı, gölgeleri ise morla renklendirmiştir.

Hoca Ali Rıza’nın tek toplu sergisi ölümünden üç yıl sonra Eminönü Halkevi’nde açıldı. 1958’de Ankara’da, 1960’ta da İstanbul Belediyesi Şehir Galerısi’nde bazı yapıtları sergilendi. İstanbul Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunan yapıtları arasında “Üsküdar’dan”, “Fenerli Sokak Üsküdar” ve “Ağaçlar Arasında Ağıl” sayılabilir.

kaynak: Ana Britannika

Son düzenleyen Safi; 30 Eylül 2016 23:52
Biyografi Konusu: Hoca Ali Rıza nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
29 Ekim 2008       Mesaj #2
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Hoca Ali Riza
Ad:  Hoca_Ali_Riza-Eserleri.JPG
Gösterim: 4026
Boyut:  66.0 KB

(1864-1935),
Sponsorlu Bağlantılar
Türk resim sanatında 1910'larda ortaya çıkan yeni anlayı­şın, ressam Halil Paşa ile birlikte öncüsü sayılır.

Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1858 olarak gösterilen Hoca Ali Rıza, İstanbul'da Üsküdar semtinde doğup büyüdüğü için "Üsküdarlı", öğretmen olduğu için de "hoca"lakabıyla anılır. Zaman zaman bu iki lakap da birlikte kullanılarak kendisine "Üsküdarlı Hoca Ali Rıza" da denir.

Bir süvari binbaşısı olan ve hat (güzel yazı) sanatına meraklı babası resim konusunda küçük Ali Rıza'yı etkiledi. Ortaokul ve lise öğrenimini askeri okullarda yapan Hoca Ali Rıza burada sanatını geliştirme olanağını bul­du. Askeri lisede resim derslerine kendileri de ressam olan Osman Nuri Paşa ve Süley­man Seyyid Bey geliyordu. Resme meraklı arkadaşlarıyla birlikte okulda bir resimhane (resim atölyesi) açılmasını sağladı. 1885'te Harbiye'yi bitirince bu okulda resim öğretme­ni olarak çalışmaya başladı ve 30 yıl bu kuruluşta çalıştıktan sonra emekli oldu. Bir süre Çamlıca Kız Lisesi'nde de öğretmenlik yapan Hoca Ali Rıza, 1908'de kurulan Os­manlı Ressamlar Cemiyeti'nin başkanlığını da yaptı. Ölümünden üç yıl sonra çocukları tarafından yapıtları toplu olarak sergilendi.

Hoca Ali Rıza, resim öğrenimi için İtal­ya'ya gideceği sırada bu ülkede bulaşıcı bir hastalık baş göstermişti. Bu nedenle karanti­na uygulanınca İtalya'ya gidemedi. Daha sonra da yurtdışına çıkmadı. Avrupa'da öğre­nim görmediği, Avrupa müzelerini ve resim sergilerini gezemediği için Avrupa resminin etkisi altında hiç kalmadı. Tümüyle kendi yeteneğini kullanarak ve çağdaş anlamda çok yeni olan Türk resim sanatından yararlanarak resim yaptı. Daha çok ölü doğa (natürmort) ve manzara resimleriyle tanındı. Resimlerin­de insan figürüne pek rastlanmamasının nede­ni o dönemde modelle çalışma yapılmaması­dır. Başta Üsküdar olmak üzere İstanbul'un çeşitli semtleri, Boğaziçi ve ev içleri Hoca Ali Rıza'nın ilgisini çekmiştir. Bir yere bakmadan "zihinden" yaptığı resimleri de vardır.

Hoca Ali Rıza tüm yaşamını resme adamış bir ressamdı; bütün zamanını resimle uğraşa­rak geçirirdi. Her zaman yanında karakalem ve resim defteri taşırdı. Hoşuna giden bir görünümü hemen defterine çizerdi. Kimi zaman da, uygun ortam bulursa, yanında taşıdığı küçük suluboya takımını çıkartır, çizdiği resmi hemen renklendirirdi. Bu tür sayısız çalışması dışında yağlıboya ve guvaş çalışmaları da vardır ve bu çalışmalar onun açık hava ressamı özelliğini çok iyi yansıtır. Yetiştirdiği öğrenciler arasında ünlü ressam­lar bulunan Hoca Ali Rıza'nın resim anlayışı­nı bu ressamlar sürdürmüş ve bir "Ali Rıza Okulu" oluşturmuşlardır.

MsxLabs & TemelBritannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Ekim 2016 00:00
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
24 Nisan 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Hoca Ali Rıza
Doğumu: 1857, İstanbul
Ölümü: 1930, İstanbul)
Türk ressamı.

1882'de Harbiye Mektebi'ni bitirdi ve bu okulun resim öğretmenliğine atandı. Daha sonra Darüşşafaka, Kız Sanayi-i Nefise Mektebi, Çamlıca ve Üsküdar Kız Liselerinde 47 yıl boyunca resim öğretmenliği yaptı. Desenci bir ressam olarak bilinir. Yağlıboya, suluboya ve guvaş tablolarında gerçekçilik anlayışı çerçevesinde doğayı betimledi.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
Ad:  hocaaliriza.jpg
Gösterim: 2241
Boyut:  69.3 KB

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Eylül 2016 23:57
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
29 Eylül 2016       Mesaj #4
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Hoca-Ali-Riza.JPG
Gösterim: 2637
Boyut:  81.4 KB

HOCA ALİ RIZA

1858 yılında Üsküdar'da Ahmediye Mahallesi'nde dünyaya doğdu. Süvari binbaşısı Mehmet Rüştü Bey'in oğludur. Rüştiyedeki öğrenciliği sırasında resim derslerindeki yeteneği ile dikkat çeken Hoca Ali Rıza, resim derslerini Osman Nuri Paşa, Süleyman Seyyid Bey 'den almıştır. 1884'te teğmen olarak Harbiye'yi bitiren genç ressam, bu yüksek okula resim öğretmeni olarak girmiştir. 1910’da yarbaylıktan emekliye ayrıldı. Darüşşafaka, Kız Sanayii Nefise, Çamlıca, Üsküdar ve Ameli Hayat Kız okullarında resim öğretmenliği yaptı. Doğrudan doğadan çalışarak İstanbul ve yöresini, özellikle Üsküdar’ı işlediği resimleriyle tanındı. Figüre ve portreye pek de yaklaşmayan suluboya ve yağlıboyalarında kaim malzeme yerine parlak ve şeffaf renkleri yeğledi. Tutuculuğa karşı yenilikçi, ulusal bir kimlikle sağlam bir desen ve gözleminde ilk bakışta sezilebileceği resimlerinin imzasız durumunda bile kolaylıkla ayırt edebilmesi nedeniyle geliştirdiği üsluba Ali Rıza Okulu adı verildi. Aşırı fotoğrafımsı nesnelliği yanında duygu, desen ve renk bakımından son derece özgün özellikler taşıyan resim, desen ve kroki çalışmaları İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Milli Kütüphane ve çeşitli müzelerde yer alır.

1911 yılında sağlık durumunun bozulmasıyla Harbiye’den emekliliğini isteyerek emekliliğe ayrılır. Harbiye’den ayrıldıktan sonra bazı okullarda resim öğretmenliği yaparak geçimini sağlamaya çalışır. Hiçbir zaman rahat bir yaşam süremeyen Hoca Ali Rıza ekonomik sıkıntılar içinde Üsküdar’da kira evlerde yaşar. Emekli olduktan sonra Kız Sanayi Nefise Okulu, Çamlıca Kız Lisesi ve Erkek Sanat Okulu’nda dersler verir. Huzursuzluklar ve sıkıntılarla geçen son yıllarında bile resim yapmaktan kopmayarak Türk resim sanatındaki en önemli eserlerini bu dönemde verir.

Hoca Ali Rıza, ayrıntılara gösterdiği özen ve renk bilgisi ile ilk Türk manzara ressamıdır. Hacim yaratmak için ışık gölgeden yararlanması onun en önemli özelliğidir. Yağlıboya ve suluboyayı da yetkin bir şekilde kullansa da Hoca Ali Rıza’nın asıl ustalığı karakalemdir. Resimlerinde genellikle İstanbul sokaklarını, deniz kıyılarını, fıstık ağaçlarını, yelkenlileri ve kayıkları işler. Hoca Ali Rıza’nın kayalıkları meşhurdur. Bu resimlere imzasını dahi atmasa Hoca Ali Rıza’nın yaptığı işler kayalıklarından kendini belli eder. Onun elinde eskimiş yıkılmak üzere olan evler farklı bir hava bulur ve ölümsüzlüğe kavuşur. Hoca Ali Rıza’nın en çok önem verdiği şey; İstanbul’un gelecekte kaybolup gidecek güzelliklerin resmen de olsa hatırlanmasını sağlamaktır. Resimlerindeki renklere o kadar dikkat eder ki ilerideki yıllarda solmasın diye yağlıboyanın solmayanını kullanır.

Aile büyüklerinin genellikle asker ve bürokrat olmasının yanında çeşitli sanat dallarıyla uğraşmaları, Hoca Ali Rıza’nın da resim sanatını keşfetmesinde önemli rol oynar. Çocukluğunda okul kitaplarına yaptığı resimleri hiçbir zaman atmayarak ömür boyu bu çocukluk hatıralarını saklar. 47 yıllık eğitimcilik hayatı boyunca yetiştirdiği öğrencileri arasında Süheyl Ünver, Pertev Boratav, Sami Yetik, Üsküdarlı Cevat, Dr. Hikmet Hamdi, Osman Asaf, Celal Esat Arseven, Ali Rıza Beyazıt, Sermet Muhtar Alus gibi önemli isimler var. Hoca Ali Rıza, ekonomik sıkıntılar içinde Üsküdar’da kira evlerde yaşar, ama yaptığı resimleri hiçbir zaman satmayan ve satmaya da utanan bir yapıya sahiptir, sadece sevdiklerine resimlerini hediye eder.

“Bu fani dünyadan bir gün göçüp gideceğim. Ama yeniden dünyaya gelmek olanağım olsa, Allah’tan yine ressam olmayı dilerim.” diyecek kadar resme bağlıdır. Sabah günışığının ortaya çıkması ile Üsküdar’daki evinden eşeğine biner, adım adım Üsküdar’ı gezer ve resmederdi. Bu nedenle bir diğer adı da Üsküdarlı Ressam Hoca Ali Rıza’dır. Doğup büyüdüğü Üsküdar, Kız Kulesi, Karacaahmet Mezarlığı, dar sokakları, ahşap evleri, koru ve mahalleleriyle peyzajlarının konusu. Bu nedenle Gebze, Acıbadem, Beykoz, Boğaziçi, Çamlıca ressamın yaşantısında önemli yer tutan çevreler. Çok sevdiği fıstık ve çınar ağaçları, resimlerinde bolca göreceğimiz unsurlar arasında.

Hoca Ali Rıza, ayrıntılara gösterdiği özen ve renk bilgisi ile ilk Türk manzara ressamıdır. Hacim yaratmak için ışık gölgeden yararlanması onun en önemli özelliğidir. Karakalem, suluboya, yağlıboya gibi birçok tarzda yaklaşık beş bin İstanbul peyzajı betimlemiştir. Yağlıboya ve suluboyayı da yetkin bir şekilde kullansa da Hoca Ali Rıza’nın asıl ustalığı karakalemdir. Eserlerinde desen çok kuvvetlidir, renk ikinci derecede göze çarpar. Bunu, karakalem çalışmalarında daha iyi anlayabiliriz.

Dindar yaradılışta olan Hoca Ali Rıza’nın, ressamlığı dışında da çok yönlü bir kişilik. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin üç yıllık başkanı, Eski Silahlar Müzesi’nde kıyafet albümü hazırlayıcısıdır. Tasarım çalışmalarıyla da ilgilenmiştir. Askeri elbise modelleri, porselen tasarımları, tezhip motifleri, hat yazısıyla bazı terkipler, arma, mobilya tasarımı yapmıştır.

Karakalem ile suluboya tekniğindeki yetkinliği ve hızlı çalışma temposuyla, (beş bin gibi bir sayıya ulaşan) çok sayıda İstanbul peyzajı betimleyen, kentin mahallerini, Üsküdar’dan Bebek’e, Arnavutköy’den Burgazada’ya kadar semt yaşantılarını, kahvehaneleri, deniz kıyılarını yorumlayan sanatçı, 20 Mart 1930’da Üsküdar’da öldü. Mezarı Karacaahmet’tedir.

Derlemedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
29 Eylül 2016       Mesaj #5
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

ALİ RIZA Hoca

Ad:  hoca_ali_riza_eserleri.jpg
Gösterim: 4194
Boyut:  78.5 KB

Üsküdarlı, türk ressam
(İstanbul 1864 - ay.y. 1935).

Bitirdiği (1885) Harbiye’de Osman Nuri Paşa ve Süleyman Seyyit Bey den resim dersi gördü. Aynı yerde 30 yıl resim dersi vererek birçok asker ressamın yetişmesinde emeği geçti. 1908'de kurulan Osmanlı ressamlar cemiyeti’nin başkanlığını yaptı. Çamlıca kız lisesi nde de resim dersleri verdi.

Asker ressamlar geleneğine uyarak figüre ilgi göstermedi. Başta eski Üsküdar sokakları olmak üzere İstanbul ve çevresine özgü görüntüleri konu edindi. Doğa karşısında sevgi ve içtenlikle hareket etti. Genelde realizme yakın bir resim anlayışından hareket etmekle birlikte, fırça işçiliği ve renk konusundaki ar'ayışı açısından, izlenimciliğin sınırlarında dolaşan bir tutumdaydı. Işıklı alanlarda sarı ve turuncu gölgeler, mavi ve mor renkleri kullanarak izlenimci ilkeleri başarıyla uyguladı. Paletinden siyah ve kahverengi kökenli koyu tonları ayıkladı.

Bu anlayışı yansıtan yapıtları, Türk resminde Boğaziçi ressamları olarak bilinen bazı sanatçıların, izlenimci kökenli resimlerinin ilk örnekleri arasında sayılır. Yaşadığı dönemde canlı modellerden resim yapma olanağı bulunmadığından, karakalem desenlerini taşbaskısı albümlerde bir araya getirdi ve öğrencilerinin bu desenleri kopya ederek resim yapmayı öğrenmelerini sağladı. Bu albümlere Meşk defteri deniyordu. Toplu sergisi,ölümünden sonra Eminönü halk- evi’nde açıldı (1938). Yapıtları çeşitli müze, kütüphane ve özel koleksiyonlardadır.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Ekim 2016 00:04

Benzer Konular

12 Eylül 2014 / KisukE UraharA Müzik tr
29 Eylül 2016 / Misafir Cevaplanmış
28 Kasım 2006 / ReaLin Spor tr
24 Temmuz 2008 / TiglonBoYs Siyaset tr
26 Şubat 2016 / _KleopatrA_ Siyaset tr