Mimar Atik Azadlı Sinan (.... - 876/1471)
Mimar Atik Sinanın 869/1464 ve 873/1468 tarihli iki vakfiyesinden ve 953/1546 tarihli vakıf tahrir defterindeki hülâsadan öğrenildiğine göre eski Kıztaşı'nda Kumrulu Mescid denilen bir cami ve Aşık Paşa'da Aşık Paşa veya Baba Saltuk denilen bir zaviye ve mektep yaptırmıştır. Bu hayrat için mescid yanında ve bedestende hânlar, hücreler, arsalar ve bir kilise bırakmıştır. Hatta zaviye yakınında medrese olabilecekuygunlukta 8 hücreli bir yapının ve mektep olarak kullanılan bir evin bulunduğu bilinmektedir. Bu vakfiyelere göre imam, müezzin ve muallime 3 er, zaviye şeyhine 5 ve mütevelliye de 4 akçe gündelik tayin edilmiştir.
Mimar Atik Sinan'ın vefat tarihine bakarak Fatih devrindeki birçok büyük eseri ona mal etmek imkân dahilinde gibidir. Ancak, bu asırda, 16. yy.'daki gibi daha kesin olarak teşekkül ettiği anlaşılan bir baş mimar ve ona bağlı hassa mimarlar ekibinden farklı bir durum söz konusu olduğu görülmektedir. Henüz 15. yy.'da aralarında belli bir hiyerarşi ilişkisi olmayan birçok mimarın kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bundan dolayı, Atik Sinanın yanında Mimar Ayas, Murad Halife ve belki de Musluhiddin gibi birinci sınıf mimarların ayrı ayrı yapılar üzerinde müstakilen çalıştığı görülür ki bu da Atik Sinan'ın Fatih Camii'nden başka hangi eserlere imza attığını anlamamızı güçleştirmektedir.
Ancak, eski Fatih Camii'nin bugüne intikal eden kısımlarının, çoktan Osmanlı-Türk klasik mimârî üslûbunun sağlam kararlara vardığını ispat için yeterlidir. Hatta daha sonra yapılacak olan II. Bayezid Câmii'nde az da olsa bir miktar süse yer verilmesine mukabil, Fatih Camii'nin avlusu, Mimar Sinan'ın muhteşem eserlerini verebilmesinde yardımcı olacak malzemeyi çok önceden hazırlamış görülmektedir.
Asıl adı Sinaüddin Yusuf bin Abdullaholan Atik Sinan (Azadlı Sinan da denir), XV. yy. Osmanlı mimarlığının başlıca temsilcilerinden biri sayılır; İstanbul'un fethinden sonra yapılan ilk ve en büyük yapılar topluluğu olan Fatih camisi ile külliyesini (1463-1471) gerçekleştirmiştir. Atik Sinan'ın günümüze kalan 1464 ve 1468 tarihli iki vakfiye sinden (bir vakfın koşullarını bildiren belge), ölümünden sonra, bütün mal varlığını, Fatih'te yaptırdığı mescit, zaviye ve okula bağladığı anlaşılmaktadır. Belgelerde belirtilen zaviye ve okul günümüze kalmamıştır; mescitse, Mimar Atik Sinan adıyla değil, bitişiğindeki çeşmenin üstünde bulunan iki kumru kabartması nedeniyle, daha çok "Kumrulu Mescit" adıyla tanınmaktadır. Atik Sinan'ın mezarı da, mescidin hazine bölümündedir.Mimar Atik Azadlı Sinan, Fatih devri mimarlarındandır. Fatih Camii'nin mimarı olarak meşhurdur. Hayatı hakkında Fatih Camii ve kendi yaptırdığı hayratı ve vakfiyesi sayesinde kısmen bilgi sahibi olmaktayız. Vefatı Kumrulu Mescid haziresindeki kabir taşına göre 27 Rebiülevvel 876/ 13 Eylül 1471 cuma gecesidir. Vakfiyelerindeki ifade ile ismi "Sinan Yusuf b. Abdullahü'l-atikü'l-mimar" ve "Hoca Sinanüddin Yusuf b. Abdullahü'l-atikü'l-mimar el emîrî" şeklindedir. Bu ifadelerden daha çok babasının azadlı bir mimar olduğu çıkmakta ise de kabir taşında ismi Mimar Sinan olarak geçmektedir. Bu kayda göre Mimar Sinan yukarıda belirtilen tarihte bir kulede ve cuma gecesi "şehîden" vefat etmiştir. Muasır kaynaklardan Beşir Çelebi'nin Tevârih-i Âl-i Osman'daki ifadeleri esas alınarak vefat sebebinin Fatih tarafından dövülerek öldürtüldüğü ileri sürülmektedir. Hatta, Evliya Çelebi daha da ileri giderek Mimar Atik Sinan'ın Fatih Camii'ni inşa ederken ana sütunları üçer arşın keserek kullandığına çok kızan Fatih tarafından ellerinin bileklerinden kestirildiğini yazmaktadır. Bu vesile ile Mimar Sinan, Fatih'i dava etmiş ve mahkemeye çağırılan Fatih hakkında kadı, onun aleyhine hükmetmiştir. 18. yy.'da bir Osmanlı tarihi yazan Kantemir ise Fatih Camii mimarının Kristodulos adında bir Rum olduğunu ileri sürmüşse de bu hususda yeterli delil bulunmamaktadır.Sponsorlu Bağlantılar
Mimar Atik Sinanın 869/1464 ve 873/1468 tarihli iki vakfiyesinden ve 953/1546 tarihli vakıf tahrir defterindeki hülâsadan öğrenildiğine göre eski Kıztaşı'nda Kumrulu Mescid denilen bir cami ve Aşık Paşa'da Aşık Paşa veya Baba Saltuk denilen bir zaviye ve mektep yaptırmıştır. Bu hayrat için mescid yanında ve bedestende hânlar, hücreler, arsalar ve bir kilise bırakmıştır. Hatta zaviye yakınında medrese olabilecekuygunlukta 8 hücreli bir yapının ve mektep olarak kullanılan bir evin bulunduğu bilinmektedir. Bu vakfiyelere göre imam, müezzin ve muallime 3 er, zaviye şeyhine 5 ve mütevelliye de 4 akçe gündelik tayin edilmiştir.
Mimar Atik Sinan'ın vefat tarihine bakarak Fatih devrindeki birçok büyük eseri ona mal etmek imkân dahilinde gibidir. Ancak, bu asırda, 16. yy.'daki gibi daha kesin olarak teşekkül ettiği anlaşılan bir baş mimar ve ona bağlı hassa mimarlar ekibinden farklı bir durum söz konusu olduğu görülmektedir. Henüz 15. yy.'da aralarında belli bir hiyerarşi ilişkisi olmayan birçok mimarın kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bundan dolayı, Atik Sinanın yanında Mimar Ayas, Murad Halife ve belki de Musluhiddin gibi birinci sınıf mimarların ayrı ayrı yapılar üzerinde müstakilen çalıştığı görülür ki bu da Atik Sinan'ın Fatih Camii'nden başka hangi eserlere imza attığını anlamamızı güçleştirmektedir.
Ancak, eski Fatih Camii'nin bugüne intikal eden kısımlarının, çoktan Osmanlı-Türk klasik mimârî üslûbunun sağlam kararlara vardığını ispat için yeterlidir. Hatta daha sonra yapılacak olan II. Bayezid Câmii'nde az da olsa bir miktar süse yer verilmesine mukabil, Fatih Camii'nin avlusu, Mimar Sinan'ın muhteşem eserlerini verebilmesinde yardımcı olacak malzemeyi çok önceden hazırlamış görülmektedir.
Derlemedir.
Biyografi Konusu: Atik Sinan nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!