Arama

Anthony Van Dyck

Güncelleme: 2 Temmuz 2015 Gösterim: 6.735 Cevap: 4
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Sir Anthony VAN DYCK (1599-1641)
MsXLabs.org & Temel BritannicaDünyanın en büyük portre ressamlarından sayılan Anthony Van Dyck, Rubens'ten son­ra 17. yüzyılın en usta Flaman sanatçısı olarak tanınır. Dinsel, tarihsel ve mitolojik konulu bazı tablolarının dışında, yapıtlarının çoğunu soyluların göz alıcı giysiler ve mücevherlerle bezeli portrele­ri oluşturur.
Sponsorlu Bağlantılar
Zengin bir ipek tüccarının 12 çocuğundan biri olan Van Dyck, Anvers'te (Flamanca'da Antwerpen, bugün Belçika'da) doğdu. Daha 10 yaşındayken, Anvers'te yaşayan bir ressa­mın yanına çırak olarak girdi. 18 yaşında Anvers Ressamlar Loncası'na kabul edildi. Yeteneğini kısa zamanda kanıtlayan Van Dyck bir süre Rubens'in yanında çalıştı. Bir söylentiye göre Rubens genç sanatçıya o kadar güvenirdi ki, büyük boyutlu tabloları­nın bazı bölümlerini ona yaptırırdı. Van Dyck, Rubens'le çalıştığı birkaç yıl boyunca ondan pek çok şey öğrendi, üslubundan önemli ölçüde etkilendi.
1620'de Arundel kontunun çağrısı üzerine İngiltere'ye gitti. Orada kaldığı birkaç ay içinde soyluların portrelerini yaptı. Daha sonra İtalya'ya giden sanatçı orada yaklaşık beş yıl kaldı. Cenova, Torino, Milano ve Mantova kentlerini gezdi. Gezileri sırasında Rönesans ustalarının yapıtlarını inceledi. En çok da Venedik Okulu'nun en büyük ressamı Tiziano'nun yapıtlarından etkilendi. O dönemde İtalyan soylularının göste­rişli ipek giysiler ve mücevherler içinde çok sayıda portresini yaptı. Soyluların kişiliklerini ve görkemli yaşamını büyük bir ustalıkla yansıttığı portreleriyle İtalya'da kısa sürede ün kazandı.
Van Dyck 1627'de Anvers'e döndüğünde Rubens'in dostu ve aynı zamanda da en büyük rakibi durumuna geldi. Soylulardan ve zenginlerden art arda siparişler almaya başla­dı. O dönemde portre resminin yanı sıra tarihsel ve dinsel konulu resimler de yaptı. 1632'de Kral I. Charles'ın çağrısı üzerine yeniden İngiltere'ye gitti. Orada yıllık 200 sterlin tutarında maaşla saray ressamlığına getirildi ve "sir" unvanıyla onurlandırıldı. Başta kral ve ailesi olmak üzere birçok İngiliz soylusunun portresini yaptı. 1638'de tamam­ladığı Kral I. Charles At Sırtında adlı tablosu o dönemin en güzel çalışmalarından biriydi. Van Dyck resimleri sayesinde hatırı sayılır bir servet edindiyse de, savurganlığı ve lükse düşkünlüğü nedeniyle sürekli borç içinde yaşadı. 1640'ta Rubens'in ölümü üzerine An­vers'e gitti. Rubens'in yarım kalan tablolarını tamamlaması için kendisine yapılan öneriyi kabul etmeyerek İngiltere'ye geri döndü. 42 yaşında Londra'da öldü ve St. Paul Katedrali'ne gömüldü.
Van Dyck renk seçimindeki ustalığı, fırça vuruşlarındaki kıvraklığı, ayrıntıları, giysileri ve eşyaları betimlemedeki başarısıyla benzer­siz yeteneğini kanıtlamış büyük bir ressamdı.
Bugün tabloları dünyanın önde gelen galeri ve müzelerinde sergilenmektedir. Sanatçının başlıca yapıtları arasında;
  • Kendi Portresi (1621),
  • Hz. İsa'nın Çarmıha Gerilmesi (1630),
  • I. Charles ve Kraliçe Henrietta Maria Çocuklarıyla Birlikte (1638'de tamamlandı),
  • Tassisli Marie-Louise'in Portresi (yaklaşık 1630)
  • Lady d'Aubigny (1638)





Son düzenleyen Safi; 2 Temmuz 2015 00:13
Biyografi Konusu: Anthony Van Dyck nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
12 Haziran 2011       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Anthony Van Dyck

Sponsorlu Bağlantılar
112197552 100b995a64

(1599 Anvers-1641 Londra), Flaman ressam.

Portreleriyle tanınan Van Dyck, 17. yüzyılın Rubens'ten sonra en önemli Flaman sanatçısıdır. Rubens'ten ders alarak yetişti. Onun yaygın fırça vuruşunu ve parlak renklerini benimsedi. Rubens gibi edebî ve mitolojik konuları işledi. Kiliseler için hazırladığı büyük tuvallerde, ölçülü ve yumuşak bir barok anlayışı görülür. Van Dyck asıl başarısını eşsiz portreciliğine borçludur. 1620'de İngiltere'ye çağrılması sanatçının meslek yaşamında bir dönüm noktası oldu.

Zamanın İngiltere Kralı I. Charles, kendisinin ve sarayındakilerin portrelerini yaptırmak istiyordu. İngiltere'de üç ay kaldı. 1621-1627 arasında İtalya'da yaşadı ve orada kendi kişiliğini bulmak için çalıştı. Tiziano'yu kendine örnek aldı. 1627'de Anvers'e döndü, kiliseler için çalıştı ve portreler yaptı. 1632'de İngiltere'ye yerleşti. Kral I. Charles'ın emriyle saraya ressam olarak atandı. Van Dyck sarayda rahat bir yaşantı sürdü. 350'den fazla portre yaptı. Bunlardan 38'i kralın portreleriydi. Tablolarında İngiliz aristokrasisinin kibirli tutumunu yansıttı. Van Dyck'in ilk portrelerinde tabloların arka kısmı boştu. Fakat sonradan Rubens ve Tiziano'nun etkisiyle arka plânda sütun, perde, vazo gibi eşyalara da yer vermeye başladı.

Van Dyck'in portrelerinin bir başka özelliği, ülkesinin ünlü ipekli, dantela kumaşlarının da tüm ayrıntılarıyla resimlendirilmiş olmasıdır. Portrelerinde yüzler daima sakin, insana güven ve huzur veren bir anlatım taşır. İngiliz portre okulunun kurucusu olan Van Dyck, 18. yüzyılın büyük İngiliz portre ressamları Thomas Gainsborough ile Joshua Reynolds'u önemli ölçüde etkilemiştir.

MsXLabs & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Temmuz 2015       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  anthony_van_dyck.jpg
Gösterim: 548
Boyut:  119.9 KB

Ad:  George_Digby,_2nd_Earl_of_Bristol.jpg
Gösterim: 342
Boyut:  109.7 KB

Ad:  Anthonis_van_Dyck_Self_Portrait.jpg
Gösterim: 1164
Boyut:  46.3 KB

Ad:  Anthonis_van_Dyck_044.jpg
Gösterim: 473
Boyut:  160.6 KB

Ad:  Anthonis_van_Dyck_016.jpg
Gösterim: 412
Boyut:  47.1 KB

VAN DYCK
(Anthonie), flaman ressam (Anvers 1599 - Londra 1641). Anversli bir tüccarın oğlu, sanat yaşamı kısa, ama göz kamaştırıcıdır. Prenslerin ve kralların gözdesiydi, İngiliz portre okulunu kurdu ve bir renge adını verdi; "Van Dyck kahverengisi". 1609-1612 arasında Van Balen’in yanında çıraklık yaptı, Jordaens ve Rubens ile çalıştı ve 1618'de Anvers’teki Saint-Luc loncasına usta olarak kabul edildi. 1620’de, ilk kez olarak, koleksiyoncu Hovvard tarafından, İngiltere sarayı'na sokuldu ve Howard sayesinde Venedik resmini tanıdı. 1622-1627 arasında İtalya'da yaşadı; Roma'da kardinal Bentivoglio'nun konuğu oldu, sonra Cenova'ya yerleşti. Sanatçı yetenekleriyle olduğu kadar zarifliğiyle de ünlenen Van Dyck, özellikle portreler yaptı. 1627 -1632 arasında Anvers'te kiliseler için çalıştı ve portreler gerçekleştirdi. 1630'da Paris'e gitti, ünlü kişilerin tasvirlerinden oluşan bir gravür dizisi yaptı (Van Dyckin ikonografisi, 1636'da yayımlandı; 1645'te daha eksiksiz bir basımı yapıldı). 1632'de, Charles I tarafından Londra'ya çağrıldı. Kral, sanatçıya şövalye unvanı verdi; onu lütuflara ve paraya boğdu. O tarihten sonra Van Dyck İngiliz soylularının portrelerini yaptı ve Blackfriars’ta ya da Eltham'daki kır evinde lüks bir yaşam sürdü.
Van Dyck, 1616-1620 yılları arasında yaptığı Havari başlan (Dresden ve Besançon müzeleri) ya da Sarhoş Silenoslan da (Brüksel Güzel sanatlar müzesi) anlaşıldığı gibi, bir süre il Caravaggio ile Jordaens'in etkisi arasında kararsız kaldıktan sonra, Rubens'in üslubunun çekiciliğine kapıldı, onun yaygın fırça vuruşlarını ve parlak renklerini benimsedi; ancak, bu üslubu kendi micazına uyarlamayı bildi. Sanatçı ayrıca, Tiziano’ya, bolognalı ressamlara, il Correggio'ya da çok şey borçludur. Rubens gibi edebiyat ve mitolojiden alınma konuları işleyen Van Dyck, Suzan ile Yaşlılar (Münih), Renaud ile Armida (Louvre ve Baltimore), Cupido ile Psykhe (Hampton Court), Diana ile Endymion (Prado) ya da Amaryllis ile Myrtillos (Göteborg) gibi tablolarında, bu konulara hem duyumsal, hem de sevecen bir çekicilik katmıştır. Van Dyck aynı zamanda bir katolik ressamdır: Flandre ve Brabant kiliseleri için yaptığı büyük boyutlu tuvallerde ölçülü ve yumuşak, özgün bir barok anlayışı görülür. Mistisizmi, süzgün bir hüznü yansıtan ince ayrıntılarla doludur. Kutsal Aile, Pietâ, Aziz Francesco'nun ve- citleri gibi sevdiği temalarda görülen bu özellikler, resimlerinin beğenilmesinde büyük bir rol oynadı. Ancak, asıl başarısını eşsiz bir portre ressamı olmasına borçludur. Portrelerinde, Cenova, Anvers ve Londra dönemleri olmak üzere üç dönem görülür. Cenova'da, Rubens'in gösterişli portrelerini örnek alarak, Spinolalar, Durazzolar, Brignole Saleler gibi büyük ailelerin üyelerini olanca görkemleriyle yansıtmasını bildi. Şahlanan atları zaptetme ye çalışan binicilerin, ağır kumaştan giysileri içinde dimdik oturan mağrur kadınların boy resimlerini yaptı. Oldukça aşağıya yerleştirilen ufuk çizgisi, alttan yukarıya bakılıyormuş gibi görünen figürler, biçimleri uzatarak, eteklere daha fazla ge nişlik vererek portreye anıtsal bir hava kazandırır. Bu alanda en başarılı yapıtları, Markiz Balbi (Washington), Cenovalı bir kadın ile kızının portresi (Brüksel), Paolina Adorno (palazzo Rosso, Cenova), Markiz Cattaneo Washington) ve bir kırmızılar uyumu içinde Roma’da yaptığı Kardinal Bentivoglio’duı (Pitti sarayı, Floransa). Anvers'te, burjuvalardan, dostlardan, sanatçılardan oluşan bir müşteri kitlesi için Van Dyck flaman tarzına özgü yarım boy portrelere, yalınlığa, uçuk renklere, kıvrımlı fırça vuruşlarına döndü; kişisel ayrıntılar üstünde titizlikle durdu, tinsel yöne önem verdi. Ressam J. Yan Waele (Münih), Snijders ile karısı (Kassel), Anne Wake (Mauritshuis) ya da Maria Lııisa de Tassis (Vaduz) gibi yeni başyapıtlar ortaya koydu. Buna karşılık, İngiltere'de yaptığı dört yüze yakın protrede Van Dyck, bir siluetin, bir yüzün yalnızca en ayırtedici çizgilerini yakalamakla yetinmedi, her kişinin yüzünde o kişinin peşinden koştuğu ideali de yansıtmaya çalıştı. Bu resimlerde oldukça inceltilmiş boyalar, en ince nüansları vermeye olanak sağlayan renkler kullanılmıştır. Sıcak renklerle işlenmiş gölgeler, altın ve gümüş rengi ışığın etkisini daha da artırır. Kadife, ipekli, saten gibi kumaşların şaşırtıcı gerçekliği, titizlikle seçilmiş mavi, mor, beyaz gibi renklerin değerlendirilmesine olanak verir. Sevimli Mary Ruthven (Prado), George ve Francis Villiers (Londra), Bedford kontesi (lord Egremont kol.) ve yeşillikler ortasında, beyaz atını dizgininden tutan, siyah fötr şapkalı, beyaz ipek ceketli, kırmızı pantolonlu Charles I (Louvre), daha birçok başka resimle birlikte, ayrıcalıklı sınıfı içinde görülen bir ulusun şaşırtıcı portresini oluştururlar.
Van Dyck, XVII. yy. İngiliz portre ressamlarını (Lely, Dobson, Kneller) ve Flandre bölgesinden G. Coques'u derin bir biçimde etkilemiş, XVIII. yy. transız ressamlarına esin kaynağı olmuş, Reynolds ve Gainsborough'un sanatlarında silinmez izler bırakmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Temmuz 2015       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Anthony Van Dyck

Ad:  800px-HenriettaMariaofFrance03.jpg
Gösterim: 421
Boyut:  218.3 KB

Ad:  800px-Charles_I_with_M._de_St_Antoine_(1633);_Anthony_Van_Dyck.jpg
Gösterim: 551
Boyut:  136.1 KB

Ad:  800px-Anton_Van_Dyck_A_Family_Group.JPG
Gösterim: 709
Boyut:  91.7 KB

Ad:  800px-Anthonis_van_Dyck_048.jpg
Gösterim: 422
Boyut:  109.4 KB

Ad:  800px-Anthonis_van_Dyck_046.jpg
Gösterim: 489
Boyut:  134.4 KB
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Temmuz 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Anthony Van Dyck

Ad:  800px-Anthonis_van_Dyck_021.jpg
Gösterim: 396
Boyut:  162.2 KB

Ad:  800px-Anthonis_van_Dyck_012.jpg
Gösterim: 371
Boyut:  110.1 KB

Ad:  800px-Anthonis_van_Dyck_008.jpg
Gösterim: 426
Boyut:  176.4 KB

Ad:  320px-Sir-Anthony-van-Dyck-Lord-John-Stuart-and-His-Brother-Lord-Bernard-Stuart.jpg
Gösterim: 383
Boyut:  43.4 KB

Ad:  320px-Anthonis_van_Dyck_027.jpg
Gösterim: 358
Boyut:  32.8 KB

Benzer Konular

11 Eylül 2008 / Bia Eğitim Bilimleri
1 Mayıs 2008 / KisukE UraharA Edebiyat ww
9 Temmuz 2011 / careless_WhispeR Siyaset ww
30 Haziran 2009 / careless_WhispeR Sinema ww
4 Nisan 2012 / Jumong Sinema ww