Francesco Parmigianino (1503-1540)
Parma’lı Francesco Parmigianino erken Manierist ressamlar arasında en hassas ve zarif olanlarının başında gelir. Bir ara Roma’ya da gitmiş olan sanatçı ömrünü Parma’da geçirmiş ve orada çalışmıştır. Önceleri çok nazik ve zarif bir kişi olan Parmigianino, gittikçe sinirli, hatta vahşi bir insan haline gelmiştir. Resimlerinde Karşı-Reformasyon zevki vardır. Parmigianino’yu en çok etkilemiş olan sanatçı Correggio ve Raffaello’dur.
Uzun boylu —daha sonra Fontainebleau ve bütün Avrupa’ya yayılacak olan— oval ve küçük başlı figürleriyle Parmigianino yeni bir güzellik anlayışı ortaya koymuştur. Correggio’nun kadın tipleri onda daha incelmiş. uzatılan kol ve bacakları ile gövde daha zarif bir akılcılık kazanmıştır. Bu özellikleri taşıyan en güzel örnek, Uzun Boyunlu Meryem’dir (1535, Uffizi, Floransa). Figürlerin vücutlarındaki dalgalanma ve akıcılığı, elbiselerin kıvrımlarında, bulutlarda, ve gökte de izliyoruz. Bu evrensel akıcılık içinde mekan tamamen esrarengiz ve mantığa aykırıdır. Bir heykel görüntüsünde olan Meryem, ne olduğu belli olmayan bir şey üzerinde oturmaktadır. Kucağındaki çocuk İsa’yı gayet gevşek bir şekilde tutmaktadır. Kendisi kayacakmış gibi oturmakta, çocuğu da kucağında kayacakmış gibi yatmaktadır. Kıvrımları arasında bir çok figürün bir yığın halinde göründüğü perdenin nasıl bir mekanda asılı olduğunu Parmigianino bize belirtmiyor. Arka planda, bulutlu göğün ve boşluğa doğru yükselen bir dizi sütunun bulunduğu sağ tarafta ise elinde Kitab-ı Mukaddes’ten bir parça tutan zayıf, küçücük bir peygamber figürü yer almaktadır. Sütun dizisi nerededir, peygamber ne büyüklüktedir, bunlar şaşırtıcı meselelerdir. Klasik bir sanatçı için bunlar arasındaki orantının doğru verilmesi büyük bir önem taşıyacaktı. Halbuki burada böyle bir oransızlık, ölçüsüzlük, Maniyerist amaç için istismar edilmiş, yapmacıklı bir biçimsellik, zarif bir incelik ve sükun ile birleştirilmiştir.
Parmigianino Kendi Portresi’nde (c. 1523-24, Kunsthistorisches Museum, Viyana) diğer eserlerinde yaptığı gibi, esas figürleri resmin ön planına, ön satha çok yaklaştırarak büyütmüş,
arka plan figürleri ise çok geri plana koyarak aralarında keskin bir kontrast meydana getirmiştir. Böylece resim, daha şiirsel bir efsane, tabiatüstü zerafetin sırrı olmaktadır.
Sanatkâr kendi portresini her zaman yapıldığı gibi düz bir aynadan değil, görüntüsünün oranlarını değiştirmek, şeklini bozmak için bir dışbükey aynadan tasvir etmiştir. Resmin konusu artık kendi görüntüsü olmaktan çıkmış, dışbükey aynanın tahrif ettiği başka bir görüntü halini almıştır.
Parmigianino, Kendi Portresi, 1523 - 24
Sponsorlu Bağlantılar
Parma’lı Francesco Parmigianino erken Manierist ressamlar arasında en hassas ve zarif olanlarının başında gelir. Bir ara Roma’ya da gitmiş olan sanatçı ömrünü Parma’da geçirmiş ve orada çalışmıştır. Önceleri çok nazik ve zarif bir kişi olan Parmigianino, gittikçe sinirli, hatta vahşi bir insan haline gelmiştir. Resimlerinde Karşı-Reformasyon zevki vardır. Parmigianino’yu en çok etkilemiş olan sanatçı Correggio ve Raffaello’dur.
Uzun boylu —daha sonra Fontainebleau ve bütün Avrupa’ya yayılacak olan— oval ve küçük başlı figürleriyle Parmigianino yeni bir güzellik anlayışı ortaya koymuştur. Correggio’nun kadın tipleri onda daha incelmiş. uzatılan kol ve bacakları ile gövde daha zarif bir akılcılık kazanmıştır. Bu özellikleri taşıyan en güzel örnek, Uzun Boyunlu Meryem’dir (1535, Uffizi, Floransa). Figürlerin vücutlarındaki dalgalanma ve akıcılığı, elbiselerin kıvrımlarında, bulutlarda, ve gökte de izliyoruz. Bu evrensel akıcılık içinde mekan tamamen esrarengiz ve mantığa aykırıdır. Bir heykel görüntüsünde olan Meryem, ne olduğu belli olmayan bir şey üzerinde oturmaktadır. Kucağındaki çocuk İsa’yı gayet gevşek bir şekilde tutmaktadır. Kendisi kayacakmış gibi oturmakta, çocuğu da kucağında kayacakmış gibi yatmaktadır. Kıvrımları arasında bir çok figürün bir yığın halinde göründüğü perdenin nasıl bir mekanda asılı olduğunu Parmigianino bize belirtmiyor. Arka planda, bulutlu göğün ve boşluğa doğru yükselen bir dizi sütunun bulunduğu sağ tarafta ise elinde Kitab-ı Mukaddes’ten bir parça tutan zayıf, küçücük bir peygamber figürü yer almaktadır. Sütun dizisi nerededir, peygamber ne büyüklüktedir, bunlar şaşırtıcı meselelerdir. Klasik bir sanatçı için bunlar arasındaki orantının doğru verilmesi büyük bir önem taşıyacaktı. Halbuki burada böyle bir oransızlık, ölçüsüzlük, Maniyerist amaç için istismar edilmiş, yapmacıklı bir biçimsellik, zarif bir incelik ve sükun ile birleştirilmiştir.
Parmigianino Kendi Portresi’nde (c. 1523-24, Kunsthistorisches Museum, Viyana) diğer eserlerinde yaptığı gibi, esas figürleri resmin ön planına, ön satha çok yaklaştırarak büyütmüş,
arka plan figürleri ise çok geri plana koyarak aralarında keskin bir kontrast meydana getirmiştir. Böylece resim, daha şiirsel bir efsane, tabiatüstü zerafetin sırrı olmaktadır.
Sanatkâr kendi portresini her zaman yapıldığı gibi düz bir aynadan değil, görüntüsünün oranlarını değiştirmek, şeklini bozmak için bir dışbükey aynadan tasvir etmiştir. Resmin konusu artık kendi görüntüsü olmaktan çıkmış, dışbükey aynanın tahrif ettiği başka bir görüntü halini almıştır.
Uzun Boyunlu Meryem, 1535
Biyografi Konusu: Francesco Parmigianino nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!