Pablo Picasso
Eserleri

Soytarılar Ailesi (1905): Picasso' nun o zamana kadar giriştiği en büyük boylu tablodur ve iki metrekareden fazla yüzeyi vardır. Tabloda mavi dönemde yitirdiği renkleri yeniden yakalamıştır. Resimde yer alan figürlerde, eğlendirici rolleri ile çelişen ciddi bir görünüm hakimdir. Soytarının (yani Picasso' nun) elini tutan ve elinde bir çiçek sepeti olan olan küçük kız, yitirdiği kardeşi Conception' la aynı yaşlardadır. Şişman palyaço Picasso' nun arkadaşlarından Apollinaire, oturan kadın da sevgilisi Ferdande olabilir.

Paletli Kendi Portresi (1906): Resim kübizm önceki dönemde, Picasso tarafından geliştirilen değişik bir biçimsel denemeyi göstermektedir: Stil yaratma, doğal oranları ve perspektif kuralları terketme gibi. Yüz hatları ilkel Afrika heykellerine benzer şekilde basitleştirilmiştir. Amaç açıkça bağımsız karakterini belirginleştirmektir.

Gertrud Stein' ın Portresi (1905-1906) Bu meşhur portrenin yapımı sırasında Getrud Stein uzun çalışma sürelerince pozlar verir. Aylar sonra Picasso memnun olmadığı için yüzü siler. Daha sonra yüze maske görünümü vererek resmi yeniden yapar. Alın pürüzsüz ve bombeli, çizgiler her türlü kişisellikten uzak, şematik ve düzenlidir. Model daha sonra: “Hep ben olarak kalan tek portrem”, diyecektir.

Kendi Portresi (1907): İlkellik ve barbarlık. Keskin çizgiler ve renk uyumu. Yuvarlak hatların yerini, keskin diagonal çizgiler biçiminde vahşi bir analitik deformasyon almıştır.

Masanın Üzerindeki Meyvelik ve Ekmek (1908-1909): Eserdeki biçimsel ve perspektif yorum Cezanne' nin natürmortları ile doğrudan ilgilidir.

Vollard' ın Portresi (1909): Picasso biçimi parçalamayı daha da ileri götürerek kenar çizgilerini de belirsizleştirir. Galeri sahibinin fizyonomisi yakından bakıldığında tanınmaz iken tuvalden uzaklaştıkça belirginleşmele başlar. Yüzün belirli unsurları (gözler, burun ağız) biçimci bir tanımlama ile vurgulanarak korunmuştur.

Hasır İskemleli Natürmort (1912): Bu eser iskemle hasırı ve tabloyu çerçeveleyen halat gibi “Bireşimsel Kübizm” öğeleri içerir (art 84). Sağda yukarıda bir limon dilimi, kenarları süslü bir üçgen, sadece üstünkörü çizgilerle belirlenmiş cam bir bardak. Yukarıda bir piponun çubuğu ve çubuk lülesi izleniyor. Solda JOU harfleri “gazete” anlamına geldiği gibi “oynamak” fiilini de çağrıştırıyor. Çünkü tablonun kendisi bir oyun: “Kelime ve imge oyunu”.

Parade (1917): Oyunun perdesine yaptığı resim halen Paris' te Centre Pompidou' da bulunur.
Maymun: Sanatçının yaratıcı gücünün dönüşüme uğramış hali. Hem tanrısal hem de cehennemi doğaya sahip çift kişilikli bir yaratıktır.
Yıldızlı Top: Dünyanın simgesidir. Top bir mitoloji yaratığının (Pegasos) ayaklarının dibinde durur. Bu bir başka kanatlı yaratığı kaypak bir biçimde dengede tutmaktadır.
Cambazlar: Tehlike ve kurulu düzene karşı gelerek yaradılışın temel koşullarını gösteren tersine bir dünyanın sakinleridir. Antik tanrıların soyundan gelirler. Kimisi Apollon' un güneşsel, kimisi Hermes' in cehennemi doğasına sahiptir. Ölümcül atlayış yaşamın büyüsünü kutsamak ve ölüm tehlikesini kovmak için bir araçtır. Onların giysileri altında evrenin düzenleyicileri gizlenir.

Koltukta Oturan Olga' nın Portresi (1917)

Dans (1925): Üç kişinin parçalanmış gövdeleri, cırtlak renkleri ve baygın hareketleri. Kafası tersine dönmüş, bir bacağı yukarı kalkmış ve memesinin biri havada olan bir kadın. Sağda ise çivi şeklindeki eliyle kadının elini tutan bir adamın karanlık profili görülmektedir. Ortada kolları havaya kalkmış diğer bir kadın izlenmektedir. Tablo aslında ressamın içinde bulunduğu ruh halini ve çelişkilerini betimlemektedir: Kendisinden ayrılmayı reddeden karısı Olga' ya rağmen Maria Theresa' yı istemektedir.

Kadın Büstü (1931): Oranlar devleştirilmiştir. Uzuvlar açıkça cinsellik taşımaktadır. Biçimsel bozulma en son sınırdadır.

Afrika Heykel Sanatı: Picasso ve kübizm üzerindeki etkisi yıllarca birincil faktör olarak kabul edilmiştir. Arkadaşı şair Apollinaire zengin bir maske koleksiyonuna sahipti (art 65). Louvre müzesinden çalınan bir Afrika maskının Picasso' nun grubunda görüldüğü, daha sonra yerine bırakıldığı rivayet edilir. Yıllar sonra Picasso “Avignonlu Kızlar” ın “8” şeklindeki kulaklarını bu masktan esinlenerek yaptığını itiraf edecektir.
Eserleri
Sponsorlu Bağlantılar

Soytarılar Ailesi (1905): Picasso' nun o zamana kadar giriştiği en büyük boylu tablodur ve iki metrekareden fazla yüzeyi vardır. Tabloda mavi dönemde yitirdiği renkleri yeniden yakalamıştır. Resimde yer alan figürlerde, eğlendirici rolleri ile çelişen ciddi bir görünüm hakimdir. Soytarının (yani Picasso' nun) elini tutan ve elinde bir çiçek sepeti olan olan küçük kız, yitirdiği kardeşi Conception' la aynı yaşlardadır. Şişman palyaço Picasso' nun arkadaşlarından Apollinaire, oturan kadın da sevgilisi Ferdande olabilir.

Paletli Kendi Portresi (1906): Resim kübizm önceki dönemde, Picasso tarafından geliştirilen değişik bir biçimsel denemeyi göstermektedir: Stil yaratma, doğal oranları ve perspektif kuralları terketme gibi. Yüz hatları ilkel Afrika heykellerine benzer şekilde basitleştirilmiştir. Amaç açıkça bağımsız karakterini belirginleştirmektir.

Gertrud Stein' ın Portresi (1905-1906) Bu meşhur portrenin yapımı sırasında Getrud Stein uzun çalışma sürelerince pozlar verir. Aylar sonra Picasso memnun olmadığı için yüzü siler. Daha sonra yüze maske görünümü vererek resmi yeniden yapar. Alın pürüzsüz ve bombeli, çizgiler her türlü kişisellikten uzak, şematik ve düzenlidir. Model daha sonra: “Hep ben olarak kalan tek portrem”, diyecektir.

Kendi Portresi (1907): İlkellik ve barbarlık. Keskin çizgiler ve renk uyumu. Yuvarlak hatların yerini, keskin diagonal çizgiler biçiminde vahşi bir analitik deformasyon almıştır.

Masanın Üzerindeki Meyvelik ve Ekmek (1908-1909): Eserdeki biçimsel ve perspektif yorum Cezanne' nin natürmortları ile doğrudan ilgilidir.

Vollard' ın Portresi (1909): Picasso biçimi parçalamayı daha da ileri götürerek kenar çizgilerini de belirsizleştirir. Galeri sahibinin fizyonomisi yakından bakıldığında tanınmaz iken tuvalden uzaklaştıkça belirginleşmele başlar. Yüzün belirli unsurları (gözler, burun ağız) biçimci bir tanımlama ile vurgulanarak korunmuştur.

Hasır İskemleli Natürmort (1912): Bu eser iskemle hasırı ve tabloyu çerçeveleyen halat gibi “Bireşimsel Kübizm” öğeleri içerir (art 84). Sağda yukarıda bir limon dilimi, kenarları süslü bir üçgen, sadece üstünkörü çizgilerle belirlenmiş cam bir bardak. Yukarıda bir piponun çubuğu ve çubuk lülesi izleniyor. Solda JOU harfleri “gazete” anlamına geldiği gibi “oynamak” fiilini de çağrıştırıyor. Çünkü tablonun kendisi bir oyun: “Kelime ve imge oyunu”.

Parade (1917): Oyunun perdesine yaptığı resim halen Paris' te Centre Pompidou' da bulunur.
Maymun: Sanatçının yaratıcı gücünün dönüşüme uğramış hali. Hem tanrısal hem de cehennemi doğaya sahip çift kişilikli bir yaratıktır.
Yıldızlı Top: Dünyanın simgesidir. Top bir mitoloji yaratığının (Pegasos) ayaklarının dibinde durur. Bu bir başka kanatlı yaratığı kaypak bir biçimde dengede tutmaktadır.
Cambazlar: Tehlike ve kurulu düzene karşı gelerek yaradılışın temel koşullarını gösteren tersine bir dünyanın sakinleridir. Antik tanrıların soyundan gelirler. Kimisi Apollon' un güneşsel, kimisi Hermes' in cehennemi doğasına sahiptir. Ölümcül atlayış yaşamın büyüsünü kutsamak ve ölüm tehlikesini kovmak için bir araçtır. Onların giysileri altında evrenin düzenleyicileri gizlenir.

Koltukta Oturan Olga' nın Portresi (1917)

Dans (1925): Üç kişinin parçalanmış gövdeleri, cırtlak renkleri ve baygın hareketleri. Kafası tersine dönmüş, bir bacağı yukarı kalkmış ve memesinin biri havada olan bir kadın. Sağda ise çivi şeklindeki eliyle kadının elini tutan bir adamın karanlık profili görülmektedir. Ortada kolları havaya kalkmış diğer bir kadın izlenmektedir. Tablo aslında ressamın içinde bulunduğu ruh halini ve çelişkilerini betimlemektedir: Kendisinden ayrılmayı reddeden karısı Olga' ya rağmen Maria Theresa' yı istemektedir.

Kadın Büstü (1931): Oranlar devleştirilmiştir. Uzuvlar açıkça cinsellik taşımaktadır. Biçimsel bozulma en son sınırdadır.

Afrika Heykel Sanatı: Picasso ve kübizm üzerindeki etkisi yıllarca birincil faktör olarak kabul edilmiştir. Arkadaşı şair Apollinaire zengin bir maske koleksiyonuna sahipti (art 65). Louvre müzesinden çalınan bir Afrika maskının Picasso' nun grubunda görüldüğü, daha sonra yerine bırakıldığı rivayet edilir. Yıllar sonra Picasso “Avignonlu Kızlar” ın “8” şeklindeki kulaklarını bu masktan esinlenerek yaptığını itiraf edecektir.
SİLENTİUM EST AURUM