Arama

Diane Arbus

Güncelleme: 19 Mayıs 2016 Gösterim: 6.619 Cevap: 7
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
22 Şubat 2013       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Diane Arbus


(1923 - 1971)

Sponsorlu Bağlantılar
MsXLabs.org

Diane Arbus, içine doğduğu sofistike, ultra-lüks ve zengin aile yapısına, Allan Arbus'tan öğrendiği fotoğraf sanatının ilk eserlerini verdiği moda fotoğrafçılığına arkasını dönme cesareti göstermiş, fotoğraflarını çektiği kişiler ile reel yaşamında da arkadaşlık etmiştir. Mesleğe moda fotoğrafçısı olarak başlayıp daha sonra genelde "acayip" denebilecek insanları konu alan Arbus, ilk bakışta sıradan gibi görünen ancak olağanüstü etkileyici kareler ortaya çıkarmıştır. Fotoğrafladığı bu "grotesk dünya" zamanla kendisini içine çekmiş ve bu da intiharla sonuçlanmıştır.
Objektifini hep cücelere, çirkinlere, şişmanlara, yaralılara, travestilere, saçlarını taramayan, rujunu aynaya bakmadan sürenlere çeviren Amerikalı fotoğrafçı Diane Arbus, 1971’de, henüz 48 yaşındayken intihar ederek hayatına son vermiştir.
Ad:  Diane_Arbus_1949.jpg
Gösterim: 676
Boyut:  11.6 KB

Diane Arbus, yirminci yüzyılın en büyük fotoğrafçılarındandır.
1923 yılında Diane Nemerov adıyla Manhattan, New York’ta doğan Diane Arbus, meşhur Russek Kürkleri Dükkânı’nın sahibi olan zengin bir Musevi ailenin kızıdır. Babası David Nemerov Rusya göçmeni, annesi Gertrude Nemerov ise soylu bir ailenin kızıdır. Kendinden küçük bir kız kardeşi ve kendinden büyük bir erkek kardeşi vardır. Ünlü bir şair olan erkek kardeşi Howard Nemerov, ailede kendini en yakın hissettiği kişidir. Kürkçünün kızıyla evlendikten sonra dükkânı çok kâr eden bir mağaza haline çeviren babası David Nemerov biraz sert mizaçlı, çocuklarının dışarı çıkmasına izin vermeyen bir adamdır. Diane’i intihara da sürükleyen ve hayatı boyunca yakasını bırakmayan depresyonun kökenine bakıldığında da ailesi görülür:
“Her türlü zorlayıcı koşuldan muaf olarak büyüdüm.Acı çektiğim şeylerden biri de hiçbir zaman güç koşulları hissetmemiş olmak ve gerçek dışı gelen bir ortamda yetişmiş olmaktı.”
diyen Arbus, çocukluğunu şöyle anlatır:
“Ailemin serveti bana hep bir kusur gibi göründü, bundan utandım. Hayatım Transilvanya civarında garip bir Avrupa ülkesinin film setini andıran ortamındaki yapayalnız bir prensesinkini andırıyordu.”
Diane, ailesinin dev mağazalarından birinin reklam bölümünde çalışan fotoğrafçı Allan Arbus’la kaçarak evlenir. Diane 18, Allan ise 19 yaşındadır. Diane’nin bu evlilikten, Doon ve Amy adında iki kızı olur. Doon yazar, Amy ise kendisi gibi fotoğrafçı olacaktır.
2. Dünya Savaşı sırasında Allan, orduda eğitimini almaya başladığı fotoğrafçılıkla ilgili öğrendiklerini karısına da öğretmeye başlar. Bir süre sonra Allan, savaşa gider. Döndüğünde de birlikte bir fotoğraf stüdyosu açarlar. Zamanla bu evliliği kabullenen Diane’nin anne ve babası da, Allan Arbus’u şirketlerine resmi fotoğrafçı seçerler ve Diane’le kocası birlikte, moda fotoğrafçılığında kariyer yapmaya başlarlar. Daha çok teknik işlerle ilgilenen Alan, karısının keşfedilmemiş bir dahi olduğuna inanır, kendine güvenmeyen Diane ise fotoğraf konusunda yeteneğinden asla emin değildir.

Yaklaşık 10 yıl sonra Diane, kocasından boşanmaya ve Vogue, Harper’s Bazaar, Esquire gibi dergilere çekim yapmak yerine mesleki hayallerinin peşinden gitmeye karar verir. Zira o moda fotoğraflarının gerçekte var olmayan bir dünyaya ait olduğunu düşünmektedir:
“Modeller hep aynı tornadan çıkmış gibi. Bakışlar aynı, duruşlar aynı, gülüşler aynı...”
Çiftin boşanmalarının ardından, Diane tamamen kendi çizgisine yönelir. Fotoğraf öğrenimi için ilk profesyonel desteklerden birini Berenice Abbott'tan görse de, stilinin ve metodunun oluşmasına olanak sunan ve etkilendiği/kabullendiği kişi, dönemin ünlü fotoğrafçısı Lisette Model’dir ve kendisinden ders alır. Bağımsız ruhlu bir kadındır Model, yani Diane’in tam tersidir. Onunla çalışmak genç fotoğrafçının özgüvenini kazanmasını sağlar. İlk olarak da meşhur “Hubert’s Freak Museum” yani Hilkat Garibeleri Müzesi’ne gider. Sokağın insanlarını, uyumsuzları; eşcinselleri, travestileri, sakatları, ucubeleri, delileri çekmeye başlar. Sirkler, çıplaklar kampı, parklar, akıl hastaneleri, ucuz otel odaları Diane'in meskeni olur. Fotoğrafını çekeceği insanlarla uzun zamanlar geçirir, kimi zaman günler, kimi zaman haftalar... Hepsi çoğu zaman tek bir kare için.
4x4 boyutta ve flaş kullanarak çektiği fotoğraflar insanın içini acıtan grotesk ve keskin eserlerdir. Fotoğraflarındaki teknik beceriksizlik, en büyük becerisidir, fotoğraflarının gücüdür. Ona göre bazen sadece göstermek yeterlidir, neyin ne niyetle gösterildiği önemlidir. Eski kocası şöyle anlatır:
“Onu aslında boşanmamız fotoğrafçı yaptı. Evli kalsaydık, o yerlere onu asla göndermezdim. Ha bire döküntü barlara, acayip insanların evlerine gidiyordu. Onu arkadaşça da olsa hâlâ seviyor, o yüzden yaptıklarını korkutucu buluyordum.”
Sonradan sevgili olduğu Marvin Israel’e göre ise Diane’e heyecan veren şey, fotoğraf yahut sanat falan değildir; o, bir fotoğrafı çekene kadar yaşadığı deneyimi heyecan verici bulmaktadır.
İlk sergisini açtığında kimileri hayranlıkla alkışlar Diane Arbus’u. İnsanların çirkinliğini vurgulamanın etik olmadığına inananlarsa onu yerden yere vururlar. Susan Sontag, saldırgan bir makale kaleme alarak Arbus’un modellerinin tuzağa düşürüldüğünü, fotoğraflarda nasıl gülünç ve trajik göründüklerini bir an olsun fark etmediklerini yazar. Tartışmaları umursamayan Arbus ise sokaklarda tanımadığı insanlarla arkadaş olup onları görüntülemeyi sürdürür. Aslında başkalarının “hilkat garibesi” deyip geçtiği insanlara kelimenin tam anlamıyla hayrandır. Onlara büyük bir hassasiyetle, saygıyla yaklaşır. Bunu bir röportajında,
“Göstermeye çalıştığım şey tam olarak şu: Hiç kimse derisinden kurtulup başka biri haline gelemez. Nihayetinde hepimiz dünyaya kendi trajedilerimizi yaşamak üzere doğuyoruz.”
diye anlatır.
“Hepimiz günün birinde travmatik bir deneyim yaşayacağımızdan korkarız. Benim ‘hilkat garibelerim’se dünyaya zaten bir travmayla gelmiş, yani hayat imtihanından geçmiştir. O yüzden hepsi birer aristokrattır.”

Derlemedir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 19 Mayıs 2016 01:08
Biyografi Konusu: Diane Arbus nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
22 Şubat 2013       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Diane Arbus (1923 - 1971)
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Asıl adı Diane Nemerov olan belki de 20.yy’nin adından en çok söz ettiren kadın fotoğrafçısı. Arbus’u üne kavuşturan, toplumsal hayatın uç noktalarında yaşayan (ya da en azından öyle görünen) insanları portrelemesidir. Arbus’un portre tarzı, öncelikle August Sander’in Alman halkı üzerine yüzyılın ilk yarısında yaptığı çalışma, Çiftçi Güvenliği Örgütü (FSA) fotoğrafçılarının 1930’larda Amerikan taşrasında gerçekleştirdikleri çalışmalardan ve 1950’li yıllarda gelişen orta sınıf Amerikan hayatını fotoğraflayan Robert Frank gibi fotoğrafçılarla paralellik göstermektedir. Arbus’u adı geçen örneklerden ayıran onun yöneldiği toplumsal durumların gösterdiği çeşitliliktir. Özellikle akıl hastalar, örneğin down sendromlu hastalarla yaptığı çalışma, cüceler, devler, travestiler, fahişeler gibi marjinal kesimlere yönelmesi onu seleflerinden ve çağdaşlarından farklılaştırmıştır.
Arbus zengin bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ancak, çocukluk ve ilk gençlik yaşantısı şair abisi Howard Nemerow’un gölgesinde geçmiştir. 18 yaşında aktör Allan Arbus’la evlenerek aile hayatının sarsıntısından kurtulmakla kalmamış aynı zamanda kocasının ABD ordusunda aldığı fotoğraf eğitimini paylaşmasıyla fotoğrafa başlamıştır. Bu dönemde fotoğrafçı Lisette Model’den dersler alarak fotoğraf tarzını oluşturur. Arbus fotoğraf alanındaki başarısını ise Allun Arbus’la 1958 yılında boşanmasından sonra yakalr. 60’lar ile birlikte Alexey Brodovitch (fotoğrafçı, Harper’s Bazaar dergisini editörü) ve Richard Avedon ile çalışmaya başlar. Aynı yıllarda çalışmaları The New York Times, Harper’s Bazaar, Esquire gibi dergilerde görülmeye başlar. Kısa zamanda ise özgün tarzı ile dikkar çeker ve ardından 1963 yılında Guggenheim ödülü alır ardından 1966’ta aynı ödülü bir kez daha kazanır. MoMa’da The New Documents adlı sergide Lee Friedlander ve Gary Winogrand ile çalışmaları sergilenir. 1971 yılında ise intihar eder. Nedeni bilinmeyen intiharı ile ilgili olarak en yaygın iddia, intihar anını kare kare fotoğraflamasıdır. Ancak bu iddianın gerçekliği henüz ispatlanmamıştır. Ölümünü ardında Arbus’un ünü kaçınılmaz olarak daha da artar. 1972 yılında Aparture dergisinin MoMa segisi için basmış olduğu monograf çok kısa sürede 100.000 adet satar ve sergi 7 milyon kişi tarafında izlenir. Ayrıca Arbus’un “Identical Twins/Tıpa tıp İkizler” adlı fotoğrafı 2004 yılında 478.000 dolara satılarak dünyanın en pahalı altıncı baskısı olur.

Ad:  Arbus_Identical_Twins.jpg
Gösterim: 721
Boyut:  32.3 KB
“Identical Twins/Tıpa tıp İkizler”

Arbus kariyerinin başlangıcında 35 mm. makineler tercih ederken, 60’larla birlikte kare çerçeve oranı sağlayan Rolleiflex Orta format TLR (İki lens refleks) makineler kullanmaya başlar, bu makine ile birlikte Arbus göz seviyesinde bakaçlı makinenin yarattığı engelleri de ortadan kaldırmıştır. Böylece fotoğrafçı fotoğrafladığı kişi ile doğrudan, aracın yarattığı dolayım olmadan iletişim kurabilmiştir. Arbus genellikle birbirine benzeyen açı ve ölçeklerle nesnesini fotoğraflamıştır. Tıpkı Sander’in ondan 30 yıl önce gerçekleştirdiği gibi kendi yaşadığı çağın gerektirdiği gibi toplumsal çevresinin izini sürmüştür. Arbus’a yönelen en önemli eleştirilerden biri nesnesine küçük düşürücü biçimlerde yaklaşmasıdır. Bu eleştirinin temel iddiası sıradan insanları da rahatsız edici görüntülerle poz vermeye yönlendirmesidir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
22 Şubat 2013       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Diane Arbus
MsXLabs.org

Ad:  diane-arbusfreak.jpg
Gösterim: 691
Boyut:  22.3 KB

1923 yılında varlıklı bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Diane Arbus’un babası David Nemerov Rus bir göçmen, annesi Gertrude ise Fifth Avenue’da yer alan Russek Kürk Dükkanı’nın sahiplerinin kızıydı. Evliliklerinden sonra kürk dükkanını büyük bir mağaza haline çeviren David aralarında Diane’in (di-en olarak okunuyor) de bulunduğu üç çocuğunu, Central Park’ın batısından Park Avenue’daki apartmanlarında yetiştirdi. Diane’in hayatı boyunca yaşayacağı depresyonun kökenine bakıldığında zor dönemlerini anlatırken:
Her türlü zorlayıcı koşuldan muaf olarak büyüdüm. Acı çektiğim şeylerden biri de hiçbir zaman güç koşulları hissetmemiş olmak ve gerçek dışı gelen bir ortamda yetişmiş olmaktı.
Varlıklı bir ailede büyümek karmaşık bir durumdu. Diane’nin mesafeli ailesi, sürekli çalışan babası ve bunalımda olan annesi ona olduğundan daha az sevildiği hissini veriyordu.

Ad:  Diane_Arbus_Doon.jpg
Gösterim: 839
Boyut:  76.5 KB
Kızı Doon'la

13 yaşındayken, babasının dükkanında çalışan Allan Arbus ile tanışan Diane, 18 yaşında evlenerek kocası ile birlikte moda fotoğrafçılığı yapmıştır. Diane’in sanat yönetmenliği ve Allan’ın kadrajı ile çekilen fotoğrafları ortak olarak yayınlamışlardır. Doon ve Amy isimli iki kızları olan çift, 1959 yılında ayrılmış, 1969’da da boşanmıştır. Eşiyle ayrılmadan önce sanat yönetmenliğinden ayrılıp fotoğraf çekmeye başlayan Diane 60’lı yıllarda Esquire ve Harper’s Bazaar’da yayınlanan “farklı” fotoğrafları ile ün kazanmıştır. Tuhaf ve gizli bir iç karartıcılığı olan fotoğraflarındaki özneleri bulmak için onları evine kadar takip eden, onlarla konuşan ve saatlerini harcayan Diane onların toplumda taktıkları maskenin ardındakini çekmeye çalışmıştır. Neredeyse her fotoğrafı çekilen kişi en doğal halinde gözünü kırpmaksızın makineye bakarak o kareyi algılayan kişiden bir çeşit özel anlayış beklemektedir.

İnsanlar tarafından “freak” (ucube) olarak görülen bu kimselerin görünenin ardındaki yüzlerini objektifinden yansıtan Diane Arbus, “freak photographer” (ucube fotoğrafçısı) olaran ünlenmiştir. Hayatı boyunca tuhaf insanları aramasının sebebi diğer insanlar tarafından dışsal olarak normal görünmesine karşın kendisini içsel olarak hep tuhaf, değişik hissetmesi ve bu insanların içinde sakladıkları maskesiz, gizli yüzü ortaya çıkarma isteği olmuştur. Fotoğraflarındaki insanlar poz vermekten çok varoluşlarının temelindeki görünüşü ortaya çıkararak, fotoğrafı çekenle işbirliği içinde, en doğal hallerini sergilemişlerdir.

Ad:  arbus_1.jpg
Gösterim: 677
Boyut:  38.2 KB
Ad:  arbus_3.jpg
Gösterim: 753
Boyut:  42.8 KB


Arbus’un çektiği fotoğrafların günümüzde dahi insanları etkilemesinin sebebi yakalanan görselliğin hala çok hayret verici, acayip ve endişe verici oluşunun yanı sıra, bu marjinalliğin reklam ve sinemaların ortak malı haline gelmesidir. “Shining” filmindeki ikizler Arbus’un “İdentical Twins” adlı karesinden esinlenilerek yaratılmıştır.
Dönüp bakıldığında akla gelen bir diğer soru da bu insanlar neden Arbus’un kendilerini fotoğraflamasına izin vermiştir? Neden bir travesti Arbus’un kendisini evine kadar takip etmesine izin verip o dönemde sapkın olarak görülmesine karşın kendisini açığa çıkartmasına izin vermiştir? Neden kurumlar kendi bakımları altında olan engelli insanlara ulaşmasına izin vermiş ya da çıplaklar kampına girebilmiştir? Arbus bu insanları fotoğraflamıştır çünkü beyanına göre kendisi bu insanlarla ilgilenmiştir başka kimse değil.
En ünlü eserleri arasında “Tıpatıp İkizler”, “Yahudi bir dev” ve “Oyuncak el bombası taşıyan çocuk” yer almaktadır.

Ad:  arbus_twins.jpg
Gösterim: 588
Boyut:  30.2 KB
Tıpatıp İkizler

Ad:  arbus_jewish_giant.jpg
Gösterim: 592
Boyut:  32.9 KB
Yahudi bir dev


Ad:  arbus_toy_hand_grenade.jpg
Gösterim: 613
Boyut:  38.8 KB
Oyuncak el bombası taşıyan çocuk

Arbus;
Ucubeler en çok fotoğrafladığım kişiler olmuştur çünkü ilk fotoğrafını çektiğim şeyler onlardı ve benim için muhteşem bir heyecan kaynağı olmuşlardı. Onlara tapardım. Hala da bazılarına tapıyorum. En yakın arkadaşlarım onlar demiyorum ama bena utanç, korku ve hayranlık karışımı bir duygu verirlerdi. Bir çok insan yaşarken travmatik bir tecrübe yaşayacaklarına dair ödleri kopar. Ucubeler kendi travmaları ile doğduklarından hayattaki sınavlarını zaten geçmişlerdir. Onlar aristokratlardır.
diyerek ucubelere bakışını belirtmiştir.
1971 yılında, 48 yaşında hap alarak ve bileklerini keserek intihar eden Diane’in çalışmaları Modern Sanatlar Müzesi tarafından sergilenmiş ve o zamana dek en çok ziyaret edilen sergi olmuştur. Kızı Doon Arbus ve Marvin Israel’in düzenlediği monografi en çok satmış sanat kitapları arasına girmiştir.

Ad:  Fur_movie.jpg
Gösterim: 620
Boyut:  25.1 KB
Ad:  Kidman.jpg
Gösterim: 497
Boyut:  6.9 KBAd:  Downey.jpg
Gösterim: 573
Boyut:  8.3 KB

Nicole Kidman (Diane Arbus) ve Robert Downey Junior’ın (Lionel Sweeney) başrolde olduğu “The Fur” adlı filmde Diane Arbus’un hayatı, gelgitleri, içinde bulunduğu ruh hali ve ucubelere duyduğu aşk (hypertrichosis sendromuna sahip tüm vücudu ve yüzü tüylerle kaplı Lionel ile) başarılı bir şekilde beyazperdeye aktarılmıştır. Filminden etkilenerek araştırdığım Diane Arbus beni de tuhaf bir şekilde etkiledi. Toplumda dışlanan ve anormal görünen bir adama aşık olan, dıştan her şey normal gözükürken içsel yaşadığı anomaliyi gizleyemeyen bir kadın olan Arbus’un hayatını merak ediyorsanız bu filmi izleyin. Sahnelerin çekimi, kameranın kullandığı filtre sizi Diane’in tuhaf dünyasına çekerken freaklerin dünyasına da farklı bir gözle bakabilirsiniz.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 19 Mayıs 2016 01:10
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
18 Şubat 2016       Mesaj #4
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye

Diane Arbus



ABD'li fotoğrafçı (New York 1923-1971). Lisette Modell'in öğrencisiydi. Görkemli bir Amerika imgesine taban tabana zıt, düşkün, köşesine çekilmiş, düzmece bir insanlığın portresini görüntüledi, intihar etti.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 19 Mayıs 2016 01:11
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mayıs 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Diane Arbus

Ad:  Diane Arbus1.jpg
Gösterim: 569
Boyut:  41.1 KB

(d. 14 Mart 1923, New York kenti ö. 26 Temmuz 1971, New York kenti)
alışılmamış, fantastik ve aykırı kişileri görüntülediği ilginç portreleri ile tanınan fotoğrafçı.

Zengin bir işadamının kızı, eleştirmen ve şair Howard Nemerov’un kız kardeşiydi. On sekiz yaşındayken yükseköğrenimden vazgeçip babasının yanında çalışan Allan Arbus ile evlendi (1969’da boşandı). 1957’ye değin kocasıyla birlikte moda fotoğrafçısı olarak çalıştı. 1950’lerin ortalarında, onu yönlendiren Lisette Model’ın önerisiyle kentteki ve kent çevresindeki çeşitli insanlarla olayları düzenli olarak görüntülemeye başladı. 1960’ta Esquire dergisi için, yüksek sosyete yaşantısıyla yoksulluğu yan yana, çarpıcı bir biçimde sergilediği ilk dizi fotoğraflarını çekti. Bundan sonra, intiharına değin, yaşamını serbest fotoğrafçı ve fotoğraf öğretıneni olarak sürdürdü.

Arbus, çarpıcı ve sarsıcı bir üsluptaki daha sonraki çalışmalarında, başka etkilerin yanı sıra, kompozisyondan çok konuyu öne çıkarmasını sağlayan kare formatı ve fotoğraflarına teatral ve gerçeküstücü bir boyut kazandıran flaşı kullanınıştır. Transvestitler, çıplaklar ve toplum dışı kişiler gibi sıradan olmayan konulara yönelen Arbus’ un, bu kişilere olan belirgin yakınlığı fotoğraflarına da yansır. Konularına sempati ve anlayışla yaklaştığı için de iyi sonuçlar alabilmiştir.
Fotoğraflarından oluşan bir derleme 1972’de, P. Bosworth’un yazdığı yaşamöyküsü ile Diane Arbus Magazine Work adlı yapıt ise 1984’te yayımlanınıştır.

Kaynak: Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mayıs 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Diane Arbus

Ad:  Diane Arbus1.jpg
Gösterim: 578
Boyut:  146.9 KB
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mayıs 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Diane Arbus

Ad:  Diane Arbus2.jpg
Gösterim: 701
Boyut:  153.3 KB
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Mayıs 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Diane Arbus

Ad:  Diane Arbus3.jpg
Gösterim: 664
Boyut:  151.2 KB
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

26 Aralık 2012 / RoSSoRoSe Sinema ww
11 Temmuz 2008 / KisukE UraharA Sinema ww
28 Nisan 2013 / ThinkerBeLL Taslak Konular