Arama

Gotik Sanatı

Güncelleme: 1 Ağustos 2009 Gösterim: 40.917 Cevap: 4
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
15 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanik sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Mimaride ilk çıkış yeri Fransa diyenler varsa da Avrupa'nın çok yerinde aynı zamanda rastlanmış ve bütün Hıristiyan batı dünyasına yayılmıştır. Her ülke Gotik sanatında zevkine uygun değişiklikler yapmıştır. Avrupa'nın sanat merkezi kabul edilen İtalya'da ise pek tesiri görülmemiştir. İngiltere'de sütunları çoğaltan ve kubbenin altında onları yelpaze gibi açan bir dikey üslüba bağlıdır. İspanya'da Gotik sanatının Arap motifleriyle birleşmesinden meydana gelen müdeccer (mudejar) üslubu doğmuştur. Gotik sanatı Avrupa'nın kuzeyinde 16. yüzyılın başlangıcına kadar sürmüştür.

Sponsorlu Bağlantılar
Gotik sanatının mimarları, ağırlığın itme kuvvetini ve yönünü tesbit ederek, baskıyı kemerlere ve fil ayaklarına aktardılar. Böylece yapının tamamı dengeye faydalı olan elemanlara bağlandı. Ağırlığa tamamiyle hakim olan Gotik mimarisinde yapılar, sanki yükselerek uçuyormuş gibi bir his verir.

Gotik tarzının önemli özelliği sivriliktir. Roma mimarisindeki yaygın kubbeler yerine, dilimli kubbeler, yuvarlak kemerler yerine, sivri ve birbirini kesen kemerler kullanılmıştır. Dini yapılarda aranan diğer bir husus ise büyüklük ve yücelik hissinin uyandırılmasıdır. Pencerelerin bol olması, pencere camlarının renkli olması, çatılardaki okumsu kuleler dikkati çeken diğer özelliklerdir.

Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; süs ve gündelik eşya resim ve yazıda heykelcilikte de etkili olmuştur. Gotik mimarlık ise daha ziyade katedral, kilise, manastır gibi dini yapılarda tesirini göstermiştir.

Gotik mimarisinin başlıca eseri katedraldir. 13. yüzyılda toplum adeta bütün heyecanını ve zenginliğini katedral yapmaya ve süslemeye harcamıştır. Paris'te Notre Dame ve Amiens bunlardandır.


*
[WoL]bL - avatarı
[WoL]bL
VIP -Dream is Destiny-
20 Ekim 2007       Mesaj #2
[WoL]bL - avatarı
VIP -Dream is Destiny-
Gotik,12 yy. ortalarında Fransa'da ortaya cıkmıs bir sanat akımıdır.(13.yy. - 14.yy.)Roman döneminde siyasal ve ekonomik gücü elinde bulunduran manastırların ve kiliselerin baskıcı tutumlarından kurtulma çabası,dönemin sanatına da yansımıştır.Kentlerin gelismesi ve yeni sosyal sınıfların ortaya cıkması ile büyük din merkezlerinin,yani katedrallerin yapılması yaygınlasmıstır.Katedraller aynı zamanda dini eğitim veren ve din adamı yetistiren kurumlardır.Katedral;bir kentin dini otoritesini,teknik gücünü,kültürünü ve zenginligini yansıtan en önemli yapısıdır.

Sponsorlu Bağlantılar
Genel Özellikler

*Roman dönemi kilise ve katedrallerin Latin haçı planları,Gotik dönemde de tekrarlanmış;ancak iç ve dış mimaride yenilikler görülmüştür.
*Roman mimarisinde yapıya egemen olan kalın duvarlar yerine;payeler,kemerler ve payanda kemerlerinin kullanıldıgı bir yapı iskeleti ortaya cıkmıstır.Böylece,Roman kiliselerindeki ağır görünüm kaybolmus;yapılar acık ve hafif bir görünüme kavusmustur.
*Roman sanatında görülen yuvarlark kemerler,yerini sivri kemerlere bırakmıstır.Üst örtüde;yıldız,ağ,capraz ve kaburgalı tonozlar kullanılmıstır
*Gotik kiliselerde paye ve kemerlerin aralarındaki bosluklar,renkli camlarla yapılan vitray resimlerle kaplanmış;boylece kiliselerin ici aydınlık bir görünüme kavusmustur.Cogunlukla ana kapı uzerinde büyük bir gül(roza)pencere yer almıstır.
*Kilisenin cephesindeki sivri kemerli portallerin cevresinde,dinsel konulu heykeller yer almıs,bu heykeller Roman dönemine göre daha gercekci ve dogaya yakın bir anlatımla yapılmıstır.Roman Döneminde mimariye baglı olarak yapılan heykeller,Gotik dönemde serbest olarak yapıların yüzeylerindeki nişleri doldurmustur.
*Gotik katedrallerin çan kuleleri,sivri kemerlerle yukarıya yükselen ve gittikce incelen;bazen de tum cepheyi kaplayan tek bir kule halinde yapılmıslardır.Bu da dini inancın mimarideki yansımasıdır.

She's remembered everything and now i am dead..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mayıs 2008       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gotik Sanat

Avrupa kıtasının değişik bölgelerine göre değişik tarihler gösteren bu üslup 12.yy başlarında Fransa’da kendisini göstermiş olup, 15.yy sonlarına ve hatta 16.yy içlerine kadar önemini korumuştur.
  • Gotik, sivil ve dünyevi bir görüntüye bürünerek, manastırlar ve güçlü dini çevrelerin dışına taşmış toplumsal özellik gösteren dini bir sanattır.
  • Gotik sanata yön veren kişilerin din adamı kökenli olmasına rağmen, sanatın gelişmesine olanak tanıyan ortam şehirli tüccarlar ve sanatkarların ağırlık kazandığı şehir ve kasaba kurumlarıdır.
  • Yapılan eserler şehirli gurupların ve şehirlerin gücünü gösterir.
  • Gotik sanat kilise ve manastırlardan çok milli kimliklerini kazanmaya başlayan krallıklar ve şehir cumhuriyetlerinin sanatıdır.
  • Gotik sanat ortamının etkin sanat kolu mimaridir, bu eserlerle şehirli gurupların ve toplumların inancını ve gücünü gösterirken, kilise dinin ilham kaynağı olma amacındadır.
  • Gotik sanatın bütün kollarında dikkati çeken en çok bilinen özelliği yukarı doğru uzunlamasına gelişme eğilimi gösteren formların kullanılmış olmasıdır.
  • Karmaşık ve dolaşmış doğal biçimlerden yola çıkılarak elde edilmiş zengin bir süsleme tarzına sahiptir.
  • Gotik üsluptaki heykeller üç boyutlu, uzama eğilimiyle hemen fark edilen bakımsız formlar halindedir.
  • Bina ile bağımlı olduğu halde heykeller, kendilerine ait konuyu içerir.
  • Vitray önemli yer tutar. Geniş açıklıklar vitrayla süslenmiş pencerelerle kaplandığı gibi renkli ışıklarla kişiler üzerinde etki yapılmak istenmiştir.
  • Resim sanatı kitap resmi olarak başlamış, dinin gücü ve feodalitenin ortadan kalkmasıyla şehirleşme ve yeni toplum şartları resimde de etkisini göstermiştir.
1200 yıllarında yuvarlak kubbeli Romanesk tarzı, yerini sivri kubbeli Gotik tarzına bıraktı. Bu tarz, ortaçağ sonlarına kadar sürdü. Sivri kubbe yapımının bulunuşu, mimarlıkta büyük bir değişikliğe ön ayak olması nedeniyle önemlidir. Sivri kemerler, bir kare içinde karşılıklı olarak bağlandıkları zaman, bir kubbe inşa edilmişçesine güç ve sağlamlık kazanıyordu. Gotik mimarlıkta bu değişiklik, tonoz yapımında büyük bir başarıydı. Kemer ayakları arasındaki en geniş açıklıkların desteklenmesi sorunu böylece çözümlenmiştir. Gotik tarzı adıyla gelişen bu yöntem, pek çok alanda yenilikler oluşturabilecek bir ortam getirmişti. Aynı dönemlerde Hıristiyan Kilisesini esinlendiren yeni bir görüş, paralel olarak gelişiyordu. 1200 yıllarına dek, tıpkı Bizans İmparatorluğunda olduğu gibi, Romanesk Mimarlıkta da anlatım tümüyle Tanrının ve Kilisenin gücü üzerinde toplanmıştı. Hz.İsa, tek kanun yapımcısı, tek yargıç kabul ediliyordu. Buna uygun olarak sanatta katı, ağırbaşlı bir üslup içinde gelişiyordu. Ama yeni Gotik tarzının yerleştiği dönemlerde Aziz Francis, Hz.İsa’nın insanların kardeşi olduğu görüşünü açıkladı. Herkesin Tanrının çocukları olduğu savını ortaya attı. Onun güneşi ve ayı, rüzgarı ve yağmuru, kuzuyu ve kurdu anlatan öğretisinde, tüm yaradılışın mutlu bir aile oluşturduğu inancını yaydı. Hz.İsa’nın alçak gönüllülüğü, sevecenliği kadar özverisi onu insanoğluna çok yakınlaştırdı. Bu, Hıristiyan dünyasında gerçek bir devrim olmuştu. İnsanlar tarafından çabucak benimsendi. Yeni duyguların ve heyecanların anlatımı için yeni gelişen gotik tarzı ve payanda yöntemi hazır bekliyordu. Yeni katedral ve kiliselerde eski katılıktan iz kalmamıştı. En mütevazi kiliselerde bile bir hareket, bir canlılık göze çarpıyordu. Gotik tarzda kiliseler göğe yükselen ağaçlar gibi bitiyordu ve artık bu koskocaman kiliselerin ana kubbeleri bile taştan kemerlerle yapılabiliyordu. Mimarlıkta bu usta Gotik tarz, Hıristiyan dininin yeni heyecanını özgürce anlatabilmesi için büyük olanaklar sağlamıştır ve Gotik örnekler, taş yapıların en övünç vericisi olmuştur.


king nothing - avatarı
king nothing
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #4
king nothing - avatarı
Ziyaretçi
Gothıc sanatı ronesans donemınden bu yana baslatılan bır akımdır..Gerek mımarı gerekse resım calısmaları gerekse heykel yada antık tıyatolarda gothıc sanatından gunumuze gelen tarıhın canlı kalıntılarıdır..Ama nedense ben kendı cevremde gothıc denınce hep sıyah gıyınen ınsanlar yok tıkı yok ozentı gıbı tabırlerle acılan konularla dolu yada oyle konusmalarla dolu ınsanlara bır nebze gothıc aslında bır sanat akımdır sızın baktıgınız bır acıdan kendınıze cızdıgınız bır yasam tarzından ne kadar cok farklı desemde ınsanlar hala bu sanatı bıldıklerı gıbı yorumlamaya devam edıyorlar..Bırde gothlar vardır onlar sanat akımı ıle alakalı degıl batı romanın cokmesıne neden olan alman kabılelerıdır'kı bunda bıle bana oyle bır kabılemı vardı dıyen ınsanlar var..hepınıze cok tesekkurler butun acıklamalar gercekten net ve anlamlı ınsanllah ınsanlar sanata bu acıdan bakmayı ogrenır ve bunun yasam tarzından cok cok degısık bır sey oldugunu gorecek perdelerı gozlerınden acarlar..
king nothing - avatarı
king nothing
Ziyaretçi
1 Ağustos 2009       Mesaj #5
king nothing - avatarı
Ziyaretçi
5000000001620940?1341222144
Gothic sanatı, Roman sanatının sunduğu hayalgücü ve birikim üzerinde yükselmiştir. Bu sanattaki yapı ve düzen, dekorasyon, esin ve plastik anlayış tam anlamıyla yeni, "el değmemiş"tir. Roma Yunan'dan yararlanmış; Bizans Roma'dan ve Doğu'dan kaynaklanmış, Roman sanatı Doğu'nun, Bizans'ın, Barbarların ve Antikçağ'ın melez ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Rönesans ve modern sanatlar da mimarlık ve süsleme öğelerini Antikçağ'dan almıştı. gothic sanatı ise Roman sanatının gelişimini köstekleyen köhneleşmiş formların kısıtlamalarını bir yana atarak doğadan yola çıktı. gothic sanatı Roman sanatının sunduğu birikimden ve bakış açısından yararlanmasına karşın, Roman sanatının reddiyesi üzerinden kendini yaratmıştır. gothic sanatçı da bu yaratıcı itkiyle her şeyi yeni baştan ele alma cesaretini gösterebilmiştir. Aydınlanmanın tohumları yavaş yavaş toprağa düşmektedir.

Rönesans döneminde İtalyanlar, Ortaçağ sanatını aşağılamak üzere "tedesco" diyorlar. Bunun Fransızcası "gothic". gothic sanatı 12. yüzyılın ilk çeyreğinde Fransa'da ortaya çıktı, 13. yüzyılda olgunluk aşamasına ulaştı. Bundan sonra İngiltere'de hızlı bir gelişim gösterdi ve 13.-14. yüzyıllarda tüm Avrupa'da yayıldı. Rönesans'ın doğuşuyla beraber gerilemeye başladı ve giderek ortadan kayboldu.

Bu dönemde eski Galya bir krallık iktidarı altında merkezi ve güçlü bir devlet olmaya başlamıştı. Paris Üniversitesi'nde ders veren Aziz Thomas, dinsel dogma ve politik düşünce ile beraber inancın dünyevîleşmesini temsil ediyordu. Tüm bir toplumun ortak çabasının ürünü olan katedraller, somut olaylar dünyasının ve düşünce alanını egemenlik altına alan düzenin anıtsal ifadesiydi. Düşünce manastırdan üniversiteye, sanatsal girişimler başrahiplerden piskoposlara geçiyordu.

Roman sanatının kasvetli şatoları, gothic dönemde saraylara dönüştürüldü. 15. yüzyılda ekonomik alanda öne çıkarak yeni bir sınıf oluşturan burjuvazinin gereksinimleri doğrultusunda, kent konutları olan konaklar ve villalar yapıldı. gothic dönem, köprü, hastane, manastır, belediye binaları, adalet binaları, çarşılar gibi çeşitli yapılar ortaya koyarak gelişmiş bir toplumun büyük mimarlık gereksinimlerine cevap verdi. Politik iktidarın niteliğine uygun olarak gothic sanat da merkezlerde yoğunlaştı, taşraya ancak örnek olabildi.

gothic dönem insana yönelme konusunda bir adım daha attı. İnsana doğru atılen her adım, dinden biraz daha uzaklaşmak anlamına geliyordu ve insana ulaşmanın o dönemde dinden uzaklaşmaktan başka da yolu yoktu. Gerçekten de din, dogmalarını, ancak aklı reddederek kabul ettirebiliyordu. Aklı reddetmek ise insanı reddetmekti.

12. yüzyılda teolojik bir kavram olan Meryem, 13. yüzyılda çocuğunu seven şefkatli bir ana haline gelmiştir. Roman yapılarının yüksek kapı alındıklarındaki çatık kaşlı İsa, Gothic yapılarda kemer payandalarına inmiş bir figür olarak inananları dinsel bir gülüşle selamlamaktadır. Bu dönemde tanrı da en yüce yargılayıcı olmaktan çıkarak insanlaşmıştır
gothic dönemdeki süslemecilik Bizans'taki simgeciliğe karşılık an***lopedik bir nitelik kazanmıştı. Örneğin Chartres Katedralindeki 8000 kabartma ve resim skolastik felsefeyi anlatıyordu.

gothic sanatı, mantığı ve matematiği mimariye uygulayarak yapıları yükseltmenin yöntemini buldu. Yüzünü doğaya çevirerek akla yöneldi. Akla yönelmesinin bir sonucu olarak gothic sanatta bir sistem değil bir dünya yaratma vurgusu vardır. Nitekim katedral, birçok imgenin ve varlığın yaşama zemini bulduğu başlıbaşına bir dünyadır.

Bu dünya yaratma kurgusu, tamamlayıcı unsurlar olarak felsefe ve bilimin de önünü açmıştır. Bu akıl yürütmeyi ileride Descartes'ta göreceğiz.

Birbirlerini besleyerek ayrı kanallardan beslenen sanat, felsefe ve bilim gelişen ve karmaşıklaşan koşullara yanıt üreterek, yaşanabilir bir dünya kurgusunun esas bileşenleri olma niteliğini bugün de sürdürmektedir.

gothic edebiyat özellikle 18. yy sonunda popüler olan, karanlık, grotesk ve doğaüstü olayları işleyen edebi türe zaman zaman verilen isimdir. en belli başlı örnekler için (bkz: frankenste in) (bkz: dracula) (bkz: dr jeykll mr hyde)

gothic müzik heavy metal ve punk arasında bir tarzdır. olur mu hiç, değildir: "gothic muzik heavy metal olmakla beraber punk ile ili$kisi oldukca zayiftir. daha cok orta cag ve barok doneme ait kla*** muzigin heavy metal'le ic ice gectigi estetik yonden kuvvetli bir tarza sahip olup bu yonden punkin tam tersi bir duru$ sergiler." bilelim öğrenelim. ukalalık olarak alın lütfen.

gothic moda ise genelde her nedense özellikle teenage kızların, özellikle de the crow filmlerind en sonra daha da benimsediği bir moda. tercihen deri, siyah giysiler giyilir ve ceset gibi, vampir gibi bembeyaz makyaj yapılır. saçlar uzun, çeşitli renklerde, tırnaklar da bir o kadar uzun ve renk renktir. kollarda boyunda boş yer kalmayana kadar takılar istenirse takılabilir, vaciptir. her gothic genç kızın gönlünde pumpkin king jack gibi bir sevgili sahibi olma hayalleri vardır. gothic komünity üyelerinin milli bayramı helloween, milli içecekleri red wine, başkentleri gotham city'dir.....
alıntıdır...

Benzer Konular

23 Şubat 2009 / Misafir Fantezi Dünyası
12 Haziran 2012 / ThinkerBeLL Fantezi Dünyası
25 Kasım 2012 / ThinkerBeLL Mimarlık
30 Temmuz 2009 / king nothing Sanat
28 Mayıs 2008 / yüksel2 Edebiyat