Ard (Geç) İzlenimcilik (Post Empresyonizm)
Fransa’da, İzlenimciliğin kurallarına tepki olarak 19. yüzyılın sonlarına doğru doğdu. Art İzlenimcilik'in temsilcileri olan sanatçılar, sanat yaşamlarına izlenimcilikle başlamışlardır. Ancak bu izlenimcilik akımının kimi sınırlamalarını aşmak ve resimlerine kendi kişiselliklerini katmak istiyorlardı.
Zamanla kişisel anlatım resimlerine yansıdı. İzlenimciliğin canlı ve parlak renkleri yanında, gelenekselin dışına çıkan konu anlayışı da bu sanatçıları etkilemeyi sürdürdü.
Art İzlenimcilik daha sonra yerini Fovizm ve Kübizm’e bırakarak bu yeni akımlara da öncülük etmiştir.
Başlıca temsilcileri:
Her birinin farklı öyküsü olan bu ressamları tanıtmayı, kendi sayfalarına erteliyoruz. Onların, Gombrich’den yapılan alıntılarla bazı görüşlerine değinerek, yaklaşımları konusunda genel bir fikir vermekte fayda var:
Sponsorlu Bağlantılar
Zamanla kişisel anlatım resimlerine yansıdı. İzlenimciliğin canlı ve parlak renkleri yanında, gelenekselin dışına çıkan konu anlayışı da bu sanatçıları etkilemeyi sürdürdü.
Art İzlenimcilik daha sonra yerini Fovizm ve Kübizm’e bırakarak bu yeni akımlara da öncülük etmiştir.
Başlıca temsilcileri:
- Paul Cézanne (1839-1906)
- Georges Seurat (1859-1891)
- Paul Signac (1863-1935)
- Vincent van Gogh (1853-1890)
- Paul Gauguin (1848-1903)
- Henri de Toulouse-Lautrec
Her birinin farklı öyküsü olan bu ressamları tanıtmayı, kendi sayfalarına erteliyoruz. Onların, Gombrich’den yapılan alıntılarla bazı görüşlerine değinerek, yaklaşımları konusunda genel bir fikir vermekte fayda var:
- Cézanne, akademi sanatının yöntemlerinin doğaya aykırı olduğu konusunda izlenimci arkadaşlarıyla aynı düşünüyordu. O da bildiği ve hakkında bir şeyler öğrendiği biçim ve renkleri değil, gözüyle gördüğü biçim ve renkleri boyayarak, kendini izlenimlerine bırakmak istiyordu.
- Cézanne bir yanılsama yaratmak istemiyordu. Cisimsellik ve derinlik duygusunu ifade etmek istiyordu daha çok ve bunu, geleneksel çizime başvurmadan yapabileceğini anladı. Belki doğru çizim karşısındaki bu ilgisizliğin, sanat tarihinde bir çığı harekete geçireceğinin farkında değildi.
- Bunların arasında Gauguin açıkça en ilkelci olan sanatçıydı. Gaugin. Yoğun renklerden oluşan geniş lekeleri kullanarak, biçimlerin kenar çizgilerini basitleştirmiştir. Cézanne'dan farklı olarak, bu basitleştirilmiş biçim ve bu renksel kalıpların, tablolarını basıklaştırmasından korkmamıştır.
- Lautrec oylumlamayı ve başka öteki ayrıntıları atak yalınlaştırmalar uğruna feda edince, sanatın inandırıcılık gücünün arttığını Japon baskılarından öğrenmişti.
- Van Gogh'un başlıca endişesi doğru betimleme değildi. Şeyleri resmettikçe, şeylerde duyduğunu ve başkalarına iletmek istediğini ifade etmek için biçimleri ve renkleri kullanıyordu. '' Üç boyutlu gerçeklik'' denen şeyi, doğanın bir fotoğraf gibi resmedilişini pek umursamıyordu.
Derleme
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!